rr e ar maa m AKŞAM “ Fiandre'da çok çetin muharebeler oluyor (Baştarafı 1 inci sahifede) Sedanın cenubunda muharebe Paris 25 — Yukarı Argonne'da Se- danın cenubunda, başlıyan oldukça şicl- detli bir muharebe bu sabah devam et- mekte idi. Bunün inkişaf etmekte olen yeni bir muharebe mi, yoksa dün başlı- yan muharebenin sonu mu olduğu heniz malüm değildir. Her halde bu muharebe | bir kaç bin kişiyi karşılaştıran mevzii bir müsademeden ibarettir. Paris 25 (A.A.) — Harekât bülteni: Flandres'da muharebeler gittikçe vüsat kesbediyor. Muharebeler son derece ç€- tin ve battâ anndanedir. Alman zayia, şimdiden müthiş gibi , görünmektedir. Maamafih harp sahnesinde o mahsüs hiç bir tebeddül müşahede edilmemektedir. Muharebelerin en anudane olduğu mın- taka Cambrai'nin etrafı ve şebrin şimal ve garbidir. Picardi dahilinde Abbeville ve Bouloşne istikametine doğru Almanlar zırhh kıtalar ileri sürmüşlerdir. Bu bök gede bu sabah vaziyet vuzuhsuzdur. Sağ cenah üzerine Omer istikametinde Ak manlar setir müfrezeleri göndermişlerse de çarpışmalardan sonra kıtaatımız, Almanların motörize müfrezelerini dur- durmuştur. Somme'da $ol sahilin tethir meliyesi devam ediyor ve Fransızlar bir kaç yüz esir almışlardır. | Sedan'm cenubunda ve üst Argonne- da Alman hücumları durdurulmuştur. Almanya bütün kozlarını oynuyor Bren 25 (A.A.) — Berlinde bulunan bitaraf memleketler gazete muhabirle rine nazaran Almanyanın bugün garp cephesinde bütün kozlarını oynamakta olduğunu Alman resmi makamatı kabul etmektedir. Bu makamat, harbin bitmesinin belki de| bugünkü harekâtı harbiyenin alacağı şek- | le bağlı olduğunu idrak etmektedir. Bunun için bu harekâtı harbiyeyi idare edenler, molörize malzeme ihtiyatlarının hepsini harp sahnesine dökmektedir. Fransanın şimalinde ve Belçikadaki harekâtın, Hitlerin hareket plânının ilk safhasını teşkil ettiği zannolunmaktadır. Maamafih burada Almanlar, bekleme- dikleri mukavemetlere maruz kalmakta» dır. Hitler plânmın ikinci safhasının da, doğrudan doğruya İngiltereye yapılacak bir hücum olduğu zannediliyor. Avusturya hastane ve mek- tepleri yaralılarla doldu Londra 25 — Avusturya hastane ve mektepleri harp yaralılarile dolmuştur. Hatlâ Almanlar, Yuğoslavya hududuna yakın Avusturya köylerine de birçok ya- ralılar nakletmişlerdir. İngiltereye tayyare akını Londra 25 — Bu sabah emniyeti umumiyenin bir tebliğine göre dün gece Alman tayyareleri Yorkşayrın şimaline | bombalar atmışlardır. 8 yaralı vardır. 3 yaralı hastaneye kaldırılııştır. Maddi” hasar azdır. Şarki İngilterenin köylerine de bombalar atılmıştır. Nüfusça telefat yoktur. İki köy evi hafifçe hasara uğra- mıştır. Hava bataryaları düşman tayya- relerine derbal ateş açmışlardır. Londra mahfili ne diyorlar? : Londra 25 (A.A.) — Londranın sa- Bihiyettar mahafili, askeri vaziyetin cid- d et ve mübhemiyetini muhafaza etti- ve fakat, itimadı selbedecek hiç bir sebep mevcut olmadığını beyan etmek- tedir. Garp cephesinde cereyan etmek- te olan muharebelerde muvaffakıyet el- de etmek için en mühim unsurlardan bi- rinin, harekât hakkında oketi bir süküt muhafazası mecburiyeti katiyesi olduğu ilâve edilmektedir. Bu süküt bir müddet Paris 25 (A.A) — (Havas): Bütün Gozeteler askeri vaziyeti bedbin görün- meksizin, fakat tam objektif bir tarzda tefsir ediyorlar. Gazeteler, müttefiklerin Alman usul- İerine karşı mukavemetin her gün daha iyi organize edilmekte olduğunu ve ez- cümle Almanların ilk muvaffakiyetlerin- deki inkişaf durduğu için bundan böyle dostlarımız İngiliz ve Belçikalıların yar- dımiyle hiç bir zaafa uğramadan sonuna kadar dayanacak olduğumuz Flandre muharebesinin nihai neticesinde (artık hiç bir şüphe mevcut olmadığını kaydet- mektedirler, güzttesinde Charles Petit Parisien Morice diyor ki: «Düşmanın maksad ve tasavvurları varsa bizim kumandalığımızın da mak- sad ve tasavvurları vardır. zaffer olacağını bilmek mevzuubahistir. Sanli sormak, cevabını vermek demektir, General Weygand ordu şeflerinin müza- | heretile buna muvaffak olacaktır.» Le Journal gazetesinde general Duval kendilerini sevkülceyş mütehassıs Oku- mandan zannedenlere Napolyonun şü sözünü hatırlatmaktadır: «Harp bir tat- bik sanatıdır. Harita üzerinde manevra» lar idaresi herkesin yapabileceği bir iştir. Yegüne zorluk onu tatbik etmektedir.» Populsire gazetesi, harp hakkındaki fi- kirlerimizin tadilimi istemekte ve mühim olan şeyin kazanılan veya kaybedilen erazide değil, hasını bitkin hale getirerek mağlöp etmek olduğunu bildirmektedir. Ocuvre gazetesinde bayan Tabowis ise meseleyi diğer vechesinden, yani Ro- manya petrol kuyuları evvel emirde iş- gal edilmemiş olduğuna göre, benzin cephesinden mütalâa etmektedir. Almanların bir taraftan suni benzin istihsaline ayni tempo ile devam etm. bilhassa İtalya yoluyla yapılan benzin it- balâtmin idame edilmesi ve benzinin tamamen ordu ihtiyacına tahsis'için de- vamlhı istihlâkin tamamen tahdidi lâzım- dır. Excelsior, Petit Jourmal, Ordre ve Matin gazeteleri, muharebenin bugünkü ve muhtemel inkişafları hakkında uzun ON iKi Kimin mu- | yazılar neşretmekte ve hepsi de Justice gazetesi gibi sitimadla gekliyelim> neti cesine varmaktadırlar, Ordre gazetesinde Pertinax ve Ocuver gazetesinde de Tabouls, İtalya ile Sov- yetler Birliğinin vaziyetlerini tedkik ve bu vaziyeti «harp dışı> ve yahut «harp yakını» olarak tavsif etmektedirler, Ordre gazetesinde Bure, Bovyetler Birliğinin ber şeyden evvel Almanları safında harbetmekten çekindiğini ve Tabouls de tekzip edilmiş olmakla bera- ber Almanya Budapeşteye bir askeri a empoze ettiği ve Rusyada müttefiklerin vaziyetinden istifade ede- rek Romanya tarafında avantajlar temin eylediği takdirde İtalyanın Tuna Avru- pasından bertaraf edilmiş vaziyette ka- İacağını bildiriyorlar. Buna binaen Ro- kendisinin hayati men- faatler iddinsinda olduğu bölgede statü- kohun muhafazasındadır. Populaire gazetesinde Leon Blum si- lâhlanma gayretini takdirle yadetmekte ve hayranlığa değer İngiliz kalkınmasını tedkik ederek bunu bilhassa işçi partisi- nin hükümete girmesine atfeylemektedir. Mesud bir evlenme Bay Feridun Manyasın kızı bayan Eymen Manyas ile B. Suad Varoşoğlu'nun evlen- me töreni dün saat 17 de Taksim şehir ga- xinorunda kutlanmıştır. Yeni evlilere ve ailelerine saadet temenni ederiz. KADIN Fransada yalnız kadın. lar bir filim çevirdiler Seferberliğin ilânı günü evlenen ve kocasile © başbaşa kalamıyan genç bir kibar kadın, Primrose — Dü- şesin tatlı ve iyi huylu kızı, Micheline Pres lee — Çok serbes ve hoppa bir genç kız. Gaby Morlay Betty Stockfeld, Marlon Delba, Simone Renat, Mila Porley — İşsiz, dediko- ducu kadınlar. Sinema mecmusları filmin çok güzel olduğunu yazıyorlar, Mevsimin son ve Fevkalâde konseri 30 kişilik ES ülmne E"asıl Hey'eti Bütün alaturka saz ve ses üstadları bir arada 30 Mayıs Perşembe akşamı 9 da Beyoğlunda FRANSIZ TİYATROSUNDA Biletler gişede satılmaktadır. Telefon: 41819 BUGÜN SAKARYADA Beyoğlunda son defa olarak Cebelüttarık casusu Fransızca kopyası VIVLANE ROMANCE — f ER!IC VON STROHEIM İlâveten; Gizli Dünya A ASRİ sinemada 3 büyük ilm birden 1 - üç Arkadaş ROB TAYLOR, MARY SULLİVAN 2 — Harb Kahramanları Hakiki bir macera dramı 3— İstanbul Türkiyenin incisi Türkçe sözlü ve şarkılı 26 Mayıs 1940 Bu hafta, ihracat bakımından diğer haftalara nazaran büyük bir tehavvül yoktur Piyasada ihracat bakımından haftalara nisbetle büyük bir tahavvül yokttr. Hattâ bazı ihracat maddeleri üze rinde daha hararetli muameleler olmuş- tu, Fakat itiraf etmek lâzımdır ki, dış ti- caret sabası, geçen haftalara nisbetle da- ha ziyade daralmıştır. Hollanda, Belçika, daha evvel Danimarka ve Norveçin isti- İâsi yüzünden bu memleketlerle olan ti- €nretimiz tamamen durmuştur. Hattâ bun» ların arasında İsveçle olan ticaretimiz de kismen durmuştur. İsviçre ile olan ticari münasebetlerin de azaldığını unutmamak icap eder. Buraya kadar, harbin vücude getirdiği tahavvüller üzerine, hangi mem- leketlerle ticaretimizin azaldığını kaydet- tik. Harpten sonra dış ticaretimizin art- tığı memleketlerden bahsetmek lâzım ge“ lirse, bunların başında İtalya, Romanya, daha sonra İngiltere ve Fransa gelir. 940 senesinin ilk iki ayında İtalyaya olan ihracatımızın 6 milyon küsür liraya kadar çıktığını görüyoruz. Halbuki geçen sene İtalyaya ayni aylar zarfında yaptı ğumiz ihracat iki milyon küsür lira idi. Bu suretle İtalya dış ticaretimizde yüzde 35 derecesinde bir yer işgal etmektedir. Acaba İtalya ile dış ticaret münasebetle- rimizin daha ziyade artmasına imkân var mudır? Maalesef ortada mevcud olan ti- cari münasebetlerin istidad ve şekillere göre, Hcari münasebetlerin daba ziyade artacağına kani di Bunun sebebi şu suretle izah edilebilir. Son zamanlarda İtalyan firmaları, mak usulüne temi manlarda, bu * malar mevcuttu, sin para ile mal sat- etmişlerdi. İlk za- zda hareket eden fir at son haftalar içinde İtalyan fabrikaları, siparişlere verilen ce- diğer | vaplarda, hep peşin paradan bahsetmiş- lerdir. Halbuki İtalya ile aramızda yemi yaptığımız ticaret anlaşmasında böyle bir kayıd yoktu. İthalât tacirlerimiz, Tür- kiye - İtalya arasındaki kilering anlaşma- sına riayet edilmesi lüzumunu müteaddid defalar İtalyan firmalarına bildirmişler. dir. Halbuki Türkiye ihracat maddeleri klering yolu ile İtalyaya sevkedilmekte- dir. Fakat İtalyadaki teklifler peşin esn- sndan ayrılmadığı takdirde, Tür racat maddeleri İtalyaya klering yolu ile gidecek mi? Burası şüphelidir. Herhalde biz de İtalyaya peşin para ile mal sat- mak usulünü tatbik etmeğe mecbur kala- cağız. İhracat maddelerinin vaziyeti | Harpten sonra İtalya, Romanya, İngil- tere ve Fransa ile ticaretimizin arttığına temas etmiştik. Bunlardan İtalya ile ara- mizdaki ticari vaziyeti izaha çalıştık, di- ğer memleketlerle olan münasebetlerimi- zi de anlatırken, ihracat maddelerimi- zin satışları üzerinde durmayı faideli buluyoruz. Bu hafta içinde fımdık satışla rı hararetli bir devreye girmiştir. En bü- yük alıcı İngiltere ile Fransadır. Bu hafta içinde yalnız İngiltelreye 30 bin liralık- tan fazla fındık ihraç edilmiştir. Bundan başka gene bu hafta zarfında İngiltereye 1$0 bin Kira kıymetinde tütün sevkedil miştir. Alâkadarların ifadesine göre, "Türkiye tütünleri, sekiz aylık müddet zarfında İngilterede büyük bir rağbet ka- zanmıştır. İngiltere tarafından satın alı- nan tütünler ekseriyet itibarile ordu ih- tiyacı için istihlik edilmekteydi, Son za- manlarda serbes piyasadan da Türk tü- tünlerine büyük bir alâka baş göstermiş- tir. Tütün tacirleri, bu alâkaların kısa za- manda daha ziyade artacağından emin- dirler, i Bu hafta Fransaya kuru meyvadan başka bol miktarda kuru fasulye sevkedilmiştir. Şimdiye kadar Fransada Madagaskar adasında sert kabuklu, öri kuru fasulye- ler istihlâk edilmekte idi. Halbuki Tür- kiye kuru fasulyeleri evsaf itibarile Ma» dagaskar fasulyelerinden daha iyidir. Bu suretle ordu iaşesinde Türkiye fasulyeleri tercih edilmektedir. Bu yüzden, kuru fa- sulye ihracatımız geçen seneye nisbetle bir kaç misli artmıştır. Yapılan bir hesaba göre şimdiye kadar yalnız İstanbul Jima- mından Fransaya, İtalyaya yarım mil; lira değerinde kuru fasulye ihraç edilmiş- tir. Halbuki şimdiye kadar memleketimi- zin kuru fasulyeleri, yalnız Yunanistana sevkedilirdi. Burada da Re ya kuru fasulyelerile rekabet etmeğe mecburduk. Halbuki bu sene Almanya, Romanyanın kuru ve bilhassa Soya fasulyesini aldığı için, başka memleketlere ihracat yapmağa imkân kalmamıştır. Bu hafta içinde Ro- manyaya ihraç ettiği maddeler ara- unda tuzlu balık, çiroz, susam, yapağı gibi maddeler ekseriyeti teşkil etmekte- ir. Esham ve tahvilât Bu hafta içinde esham ve tahvilât fint- lerinde ehemmiyetsiz denecek derecede bir tahavvül olmuştur. Meselâ: Sivas de- miryolları tahvilleri 19 lira 60 kuruş iken, 19 lira 55 kuruş olmuş ve iki gün sonra tekrar yükselmişitr. Diğer tah- willerde bu derecede bile bir tahavvül ok mamıştır. Yabancı tahvillerden kredi fonsiye tahvillerinde hafif bir yükseliş görülmek- tedir. Geçen sene bir aralık fiati 95 lira olan kredi fonsiye tahville zaman» larda 115 liraya kadar yükselmiştir. Es- ham ve tehvilât fiatlerindeki tahavvülden ziyade, altın üzerinde dürmak icap eder. | Hafta içinde altın fiati bir aralık 24 lira- ya kadar yükselmişti. Son günlerde 29 İi- ra 50 kuruşa, evvelki gün ise gene 23 li- raya düşmüştür. Altın fiatinin yü ne mÂnalar verenler olabi. yükselişin e zannedildiği bir mânası yoktur. Olabilir ki, eline para gveçn zürra ve bazı kimseler ziynet eşyası yapmak için altın alabilir, bu süretle alt na karşı olan talep artabilir. Yahud İs- di adile al- rinde görülen temevvücün umumi mese- lelerden ziyade spekülüsyon ve altın ti caretindeki hususiyetlerle alâkası vardır. Hüseyin Avni Bugün TAKSİM Sinemasında HARP” ANNABELLA CHARLES BOYER Türkçe sözlü “KATILIN iZi BOB BAKER İstanbulda ilk defa Matineler saat 11 de başlar Bugün NP'EK sinemasında Haftanın en zengin programı 1 - Gencler Sevişiyor oğLu | ey 3 - Ankarada Milli Şefin een yapılan 19 Mayıs bayramı Bugün saat 11 de tensilâtlı maline Bugün SUMER Sineması tarafından hazırlanan güzel ve mükemmel program Bütün şehir halkı tarafından mutlaka seyredilmeğe şayanıdın. Kadın ihmal edilince Gail Patrick — William Waren tarafından oynanmış Fransızca sözlü film. Yolunu şaşıran bir kadının kocasını öldürmeğe hakkı var mı? Hollywood Revüsü Hollywood'un bütün lüks ve musikisi bütün dans ve cazı ile varyete revüsü Baş rolde: | JOHN KİNG Aynca; EKLER JURNAL Son dünya ve harb haberleri Bugün saat 11 de tenzilâtlı matine