MEŞRUTİYETTE SARAY ve BABIÂLI Yazan: SÜLEYMAN KÂNİ İRTEM — Tercüme, iktibas hakkı mahfuzdur, Tefrika No. 189 Büyük devletler arasında hasta adamın)» mirasını paylaşmak mücadelesi Hem Avrupalılara borçlarını ödeye- bilmelerine medar olsun diye ekebi- lecekleri biraz toprak ile beynelmilel bir hele getirilecek İzmir limanı da hâkimiyetleri : altında bırakılacak! Başka ne istiyebilirler? Bu suretle oyun oynanmış, Türk dişi zahmetsiz ve ağrısız çıkarılmış olacak! Ameliyat lüzumunun kendi kendi- ne tezahür etmesi ve bundan istifa- de edeceklerin sevinmesi için bir ve- sile meselâ Havranda bir isyan, Ada- nada yahut Van ve Erzurumda bir küçük kıtal elbette gecikmiyecek! 1911 eylülünde üç Türkiye, Avru- pa, Asya, Afrika Türkiyeleri vardı. 1912 eylülünde Afrika Türkiyesi kaybolmuştu; 1913 te yalnız Asya Tür- kiyesi kalmıştı. 1914 eylülünde öyle sanıyorum ki: (Vaktile bir Türkiye vardı) denilecektir.) (1) Hakikaten, daracık - hinterlândile İstanbu! ve Edirneden, Akdeniz boğar zuwn Rümeli mıntakasından İbaret kalmış bir Avrupa Türkiyesile Asya Türkiyesinin, devletlerin kabarmış iştahlarına, birer maliye korsanı gi- bi davranan Avrupa kapitalistleri. Din, iş adamlarının mahirane ihata Yareketlerine mukavemet edebilmesi için pek iyi teçhizata malik olması ik- tiza ediyordu. Türkler ise bu teçhizattan tama men mahrum görünüyorlardı. Balkan harbinin sonunda bütün Avrupa: (Hasta adamın) artık can çekişmekte olduğu fikrinde idi. Rusya saatini kendisinin intihap edeceği son bir darbeyi indirmek ta- savvurunda bulunuyordu. Ruslar kendilerine serbes denizlere mahreç temin etmek için İstanbul ile Boğuz- Jarı istiyorlardı. Bu talep Büyük Petrodan beri — kendilerince — şid- detlenen ihtiyaçları karşısında vaz- geçilemiyecek ananevi bir hak (!) ha- Bini almıştı. Rusya imkânmı bulursa İskende- run körfezine kadar da yayılacaktı, 8 Şubat 1914 tarihinde Petersburg- da Rusyanın İstanbul elçisi Giers dahi hazır olduğu halde Hariciye Na- zırı Sazânofun riyasetinde akdolu- nan bir içtimada, bir butıran zuhu- runda Boğazların ele geçirilmesi için Karadenizce icap eden hazırlıkların yapılması muvafık görülmüş ve buna Çarın taşvibi alınmıştı. Çara verilen gizli raporda: (Boğazların zaptı im- kânı müsaid bir firsat zuhuruna mütevakkıftır. Bunu ihdas etmek Ha- riciye Nezaretinin harekâtında hedef teşkil eder.) denilmişti! (2) İngilterede Mezopotamya ile Filis- tine karşı bir meshuriyet gösteriliyor- du. Afganistan - ve İran İle anlaşmış bulunduklarına göre buraları da İn- gilizlerin ellerine geçerse Hindistanın hududu Akdeniz sahillerine varmış olacaktı. İngiliz hükümeti Osmanlı padişahlarının islâm halifesi sıfatını da haiz olmalarından Hindistan do- Tayisile daima kuşkulanıyordu. Bu sebeple tebiiyeti altındaki müs- Iümanları panislâmizm cereyanın- dan korumak ve hilâfet gibi manevi dahi olsa bir istinad ve ittihad kuv- vetinden mahrum birakmak emelile Osmanlı padişahlığının kuvvetle par- lamasına mâni olmak — bu kuvveti istediği yolda sevk ve idare edemiye- ceğine kanaat getirdiği zamandan, sultan Aziz devrinden beri — İngilte- re için siyasi bir düstur olmuştu. İngiltere, Osmanlı saltanatını ve Hind müslümanlarının ekseriyetle manen bağlı göründükleri islâm hi- Mâfetini zayıf düşürmek için Arapları “Türklerden ayırmak istiyor, bu uğur- da gizli ve aleni çalışıyordu. Ancak büyük bir Arap imparatorluğu tesi- sini değil, küçük Arap hükümetleri teşekkül etmesini ve bunlar arasında hakemlik, biraz da hâkimlik rolünü ifa eylemeği düşünüyordu. Osmanlı devletinin beynelmilel var ziyeti müsaid göründüğü günlerde bu imparatorluğun tamamiyetini ileri. ye süren, namüsald günlerde de Buri- ye, hattâ Kilikya üzerindeki hakları- nın (11) (8) ve Anadoludaki menfa- atlerinin muhafazası kaydine düşen Fransa dahi mükaseme esnasında payının mümkün olduğu kadar bü- yük ve geniş olması emelini besliyor- du; ayni zamanda İngiltere gibi oda müttefiki Rusyanın Boğazlar hakkın- daki emellerinin tahakkukuna sed çekmeği iltizam ediyordu. Almanya ise gittikçe şiddetlendir. diği muslihane hulül mesleğile kon- İrolü altına sokmak istediği Osmanlı imparatorluğunun bütün menfaatle- rini kendine hasretmek yolunda hiç bir teşebbüsten geri durmuyordu. Almanya bu siyasetinde ve Rusyanın Balkanlardaki, Kara ve Akdeniz bo- gazlarındaki Yakın Şarktaki emelle. rine karşı mücadelede Avusturya - Macaristanı kendisine yardımcı bu- Yuyordu. Diğer taraftan Rusyanın Bizans impâratorluğunun mirasını elde eb meğe, Akdenize çıkmağa karar ver- miş olmasından kendisini tehdid al- tında gören Osmanlı hükümeti de Abdülhamid zamanında olduğu gibi hayatını şöyle, böyle temadi ettirebil. mek üzere Berlinden siyasi müzahe- Tet umuyor ve arıyordu. Almanya «dostâne nasihatler» ve ancak husumetten içtinap şeklinde tecelli eden bu müzeheretini bir hi- maye şekline ifrağ eylemeği düşüne- rek Osmanlı mirasının taksiminde kendisine diğer devletlere nisbetle ge- niş bir faikiyet temini esaslarını ha- zırlıyordu. Bu politika Almanyada «Berlimden Bağdada» cümlesile hulâ- $a ediliyordu ve Berlinden İstanbula, İstanbuldan da Bağdada uzanan hatta Atman ümlidlerini Hindistana Kadar götürecek bir mecra gibi bakılıyordu. Almanya için Osmanlı imparator. luğu Alman sermayedarlarına bir is- tismar sahası, Alman umumi siyase- tinde diğer büyük devletlere karşı kullanılabilecek bir koz idi. Avusturya Selâniğe inmek ümidini hâlâ kaybetmemişti. Osmanlı devleti- nin zaafından Rusların fazla istifa. de etmemelerini istediği için hali ha- ann muhafazasını kendi siyaseti na- muna faydalı görüyordu. Almanya Anâdoluyu istismara ha- zırlanırken o da Rumelide kendi reyi | haricinde bir iş tasarlanmasına mey- dan vermemek istiyordu. Almânya Bağdad şimendiferi işin- &e Rusyadan, Fransadan, hele İngil- tereden büyük müşkülât görüyordu. 4 teşrinisani 1910 da Çar ile Alman- ya imparatorunun (Potsdam) da mü- Jâkalı Rusyanm itirazını ortadan kaldıran bir itilâfı hazırlamıştı. Bu itlAf ile Rusya kendisine Anadolu- nun şimali şarkisinde haklar (1) te- min ediyordu. Almanya, Fransa ile 15 şubat 1914 de mali bir temel üzerine anla- şabilmiş, fakat bu itilâf sanki kendisi- ne büyük fedakârlıklar tahmil etmiş gibi buna mukabil Osmanlı deyletin- den bazı imtiyazlar daha koparımnıştı! 1914 ilkbaharında Osmanlı - İngi- liz ihtilâfları hakkında — tabli Os- manlı hükümetinin müsaadekârlığı esası dahilinde — hal şekilleri bu- İunmuştu. Bu da İngilterenin Alman- ya ile anlaşmasını kolaylaştırmıştı. İngiltere fle Almanya arasında başlı- yan siyasi müzakereler (Bağdad mu- ahedenamesi) adı verilen bir itüâf ile neticelenmişti. (15 haziran 1914). Bununla İngilterede Mısırdan Bas- raya bir demir yolu inşası ümidi kuvvetlenmişti. (Arkası var) (1) Sevr muahedesi bunu dedirtecekti! Fakat başlarında Mustafa Kemal, Türk- Jer dedirtmediler! (2) Jacgues Kayser: /Furope et la Tut- Güle nouvelle. (3) Zayıflara karşı kavilerin iddiası! Daj- ma kurda kuzu hikâyesi alimin das, illerini inn ck Fransız kara ordularına emriyevmi Bugünün parolası şudur: Galip gelmek Pazis 17 (AA) — Havas: Başkumandan, “gili müdafaa genel kurmay başkanı, Ka- .andanı general «Vatanın mukadderatı, müttefiklerimi. sin mukadderatı, dünyanın mukadderası, bâlen cereyan eden meydan muharebasine bağlıdır. İngiliz askerleri, Belçika nsker- leri, Polonya askerleri ve yabancı gönül- Tüler, bizimle beraber yanımızda çarpışi- yor. Bizim havs kuvvetlerimiz ve İngiliz hava kuvvetleri bütün şiddetlerile meyda- na atılmıştır. İlerleyemeyen her kıta, milli toprağın kendisine emanet edilmiş parça- mını terketmekten ise olduğu yerde ölme- dir, Tarihimizin vahim saatlerinde her saman olduğu gibi, bugünün parola şudur: Galip gelmek voyahud ölmek. Ca- Up gelmek Mrımdır. Almanlar italyaya tank ve cephane göndermişler (Baştarafı 1 inci sahifede) sihi hatırlatan yeni haysiyetşiken tedbir- İeri mağrursne bir infialle karşılıyoruz. Dün olduğu gibi bugün ve yarın da Du- çenin İtalyan askerleri olmaktan böyük bir gurur duyuyoruz. Âyan meclisi bu gün mesaisini ikmal ederken Duçe size Alenen bir vaidde bulunmak, bütün İtal- yan milletine ayni faal ve harbcuyane imanı ile bağlanmağı vadetmek istiyo- ruz, Sizin idareniz altında İtalyan mil- İeti bu mühim anın emrettiği kahraman- hğı gösterecek ve İtalyanın mesut istik- baline lâyik olmasını bilecektir.» Bunu müteakip krala ve Duçeye al- kışlar arasında selâm gönderilmiştir. İtalyanın vaziyeti henüz belli değil Alman hududu 17 (A A.) — (Ha- vas): Alman Hariciye Nezaretinde Mus- solininin müdahalesine kati nazarile ba- kılmamaktadır. Hariciye Nezareti mah- fillerinde hasıl olan kanaate göre, Mus- solini meselâ Korsikaya veya Mısıra bir baskın gibi münhasıran İtalyan menfaat- İerini alâkadar edebilecek bir gaye için harekete geçecektir. Siyasi mahfillerde söylendiğine göre bu ilk ihmal harp patlamadan biraz ev- vel yapılan Alman - İtalyan görüşmele- ri esnasında derpiş edilmiştir. Ayni mah- fillerde hüküm süren kanaate göre, Mı- sıra karşı harekete geçilmesi daha muh- temeldir. Çünkü muhasamat başlar baş- lamaz Habeşistanın imdadına koşmak lâzımdır. Berlinin bazı diplomatik mahfillerinde Mussolininin oldukça mühim tekliflere mukabil bitaraflığını muhafaza etmeği kabul edeceği söylenmektedir. Bu teklif- lerin Roosevelt vasıtasile yapılabileceği- Bi, çünkü ancak onün müdahalesile bu İ tekliflerin Mussolini tarafından kabulüne imkân vereceği tahmin edilmektedir. Nümayişler Roma 17 (A-A.) — Romada bazı ev- in cephesine yeniden müttefikler aley- işler yapıştırılmıştır. Siyah çer- n bu afişler «İngiliz filo- ü> bildiriyorlar, Mısırdaki İtalyan tebaasının çağrıldığı doğru değil Kihire 17 (A.A.) — İtalyan ve A- merikan tebaasının Mısırı terketmek üze- şe air bağgkyaslan iğ ke halli rından emir aldıklarına dair olarak &c- nebi memleketlerde dolaşan | şayinlar asılsızdır. Amerikalılar memleketle- rine çağırılmış Roma 17 (A.A.) — (D.N, B.) ajan- « bildiriyor: Romada sekin Amerika te baası dün başkonsolos tarafından kendi- lerini biran evvel Amerikaya dönmeğe davet eden bir mektup almışlardır. AKŞAM Abone i ücretleri Türkiye oo Ecnebi 7100 kuruş 40 » a0 » BENELİK © 1460 Kuruş SAYLIK (75 >» JAYLIKE 40 >» JAYLIK o 150 > - >» Posta ittihadına dahil oi ecnebi memleketler; Beneliği 3600, altı aylığı 1409, üç aylığı 1000 kuruştur. 448 045 1209 Va, 254 440 1210 1607 1972 2115 İdarehare: BabıAli civarı Acımusluk #okak No 13 Üç milyon insan, binlerce tank durmadan şiddetle çarpışıyor (Baştarafı 1 inci sahifede) Mese muharebe meydanında şiddetli muhareboler cereyan etmekte ve başka mühim hiçbir taarruz kaydedilmemekte- dir. Bununla beraber Namürden Sedana kadar olan bölgedeki müttefik kuvvetle- şi toplanmış ve takviye edilmiş bir hal- de her şeye hazır bulunuyorla, Almanların bir hareket harbi ihdası için yaptıkları teşebbüs kendilerine ağı- ra mal olmuştur. Parça parça olmaş y- ğın halinde tanklar, müttefiklerin Al manlara verdiği cevabın ne kadar tesir- Mi olduğunu göstermektedir. Havalarda harp şafakla beraber baş- yor ve ancak gün batarken nihayet bu- huyor, Kütle halinde İngiliz muharebe tayyareleri Mense vadisinde düşman mevzilerini ve hareket halindeki Alman kıtalarını yaylım eteşinden geçirmiştir. İnfilâk eden düşman köprüleri havalar» da uçmuştur. Yollar tıkanmıştır. Harekât esnasında 35 Alman tayyaresi düşürül- müştür. Alman pilotları mültecileri merhamet- siz bir surette izaca devam ediyorlar. Her adımda sığınacak bir yer arıyan ka dın, çocuk ve ibtiyarlardan o mürekkep gruplar Almanlar tarafından nefes al- madan bombardıman edilmektedir. Lillede alârm Paris 17 (A.A.) — Dünden bu sabah sant 7 ye kadar Lille bölgesinde 8 alârn verilmiştir. Hava dafi bataryaları birkaç Alınan tayyaresi düşürmüşlerdir. Korular ve kasabalar elden ele geçiyor Paris 17 (A A.) — Havas ajansı, as- keri vaziyet hakkında şu tefsiri neşredi- yor; Almanlar, bu sabah, şafakla bera- ber, Rethel'in şimalinde Louvain ve Ma- lines mıntakasında, İngiliz ve Belçika kı- taatına karşı taarruza geçmişlerdir. Aralarına Belçika fırkalarının da il tihak ettiği İngiliz kıtaları Sambre ile Escaut arasında yerleşmişlerdir. Bu kıta- Jar evvelisi gün Louvain ve Melines böl- gesinde şiddetli bir Alman hücumunu püskürtmüşlerdi. Bu sabah yine burada siddetli hücumlar tekrar başlamıştır. Dünkü harekâtm akşam üstü verdiği neticeler nisbeten iyi intiba bırakmıştır. Düşmanın hatlarımızda açtığı cep, dün, tatmin edilen şartlar dahilinde tedricen doldurulmuştur. Bu cep şimalde Sambre" cenuptn Rethelin şimaline ve garpte Se- dana dayanmaktadır. Bevkulceyş ve tabiye vaziyeti iyi şerait dahilinde bulunuyor. Sedanın cenubun- da son derece şiddetli bir reyan etmektedir ve bu muharebe, şim- diye kadar, dikkate şayan hiçbir deği- giklik vukua getirmemiştir. Korular ve kasabalar geri alı . Bunlar beş altı defa elden ele geçmiştir. Diğer taraftan bu sabah Almanlar, Sambre'in şimalinde, İngiliz kuvvesleri- ne karşı yeniden taarruza geçmişlerdir. Fransız askeri mahafili vaziyeti iyi görüyor Paris 17 (A.A) Havas ajansı saat 16 da bildiriyor: Fransız askeri mahfille- ri dünkü harekât hakkında müsnit r intiba hasıl ettiklerini kaydetmektedirler. Rethel bölgesinde vaziyet nezaketini mus bulaza etmekle beraber bu gibi hallerde mukabil taarruzdan evvel alınacak ilk öedibiş ole ea inni krvaklar yağdır mak ssreile #çılan Dediği hk İiyesi iyi cereyan etmiştir. Umumiyet itibarile vaziy jik şartlar altımda gözükmektec Brüksel 17 (A.A.) — Milli müdafaa nazın genelar Denis buzün beyanatta bulunarak eVaziyet emniyet demüktiz. Kendini müdafa eden bir millet ölmez Brüksel 17 (A.A.) — Dinleyicileri ile imi de bulunan Brük- eden sonra bir beyanna- uharebe ce» vericidir? me neşretmiştir. Bu beyannamede şöyle denmektedir: Kral Albertin dövizini hatırlayalım: Kendini müdafaa eden bir millet ölmez. 1914 - 1918 de doğru olan bu söz, 1940 da da doğrudur. Almanlar tarafından zapte- dilen yerler Berlin 17 (A.A.) — (D.N. B.) saat 22 de bildiriyor: Dyle mevzi üzerinde şiddetli çarpışmalardan sonra, Alman kıtaları, Louvain'in şimalinde bir yol aç- muşlar ve Malinesi almışlardır. Berlin 17 (A.A) — (D.N. Bİ) saat 22 de bildiriyor: Louvain, bir çevirme hücumu ile ba gün dü r. Ji  L E nin emsalsiz programları devam ediyor amm Görülmemiş 2 Büyük Film birden 1— Üniversiteliler yurdu Gençliğin neş'e ve zevkinden; Aşk ve heyecanından işlenen Büyük Fransız filmi 2 - CANILER DOKTORU Amerika filimlerinin büyük artistlerinden EDVARD ROBİNSON — HUMPHREY BOGGART'in yarattığı esrar dolu Fransız film. 3 — Harbi yakından gösteren en son gelen İki büyük Jurnal birden; (PARAMUNT JURNAL - Fransızca) ve (Biritsh Nyuz - Türkçe Bugün saat 1 ve 2,30 da tenzilâtlı matineler Bu akşam TU RAN Tiyatrosunda Ses Kraliçesi Tanburi Selâhaddin Pınar San'atkâr SARI EFE (Şakrılı komedi 3 perde ) Telefon: 22127 BUGÜN MELEK Sinemasında Kemani Nobar Tekyay NAŞİT» "ez Bizi Kahkahalarla güldürecek Zevkli, Neş'eli ve sevimli bir film MADAM ve ŞOFÖRÜ Fransızca sözlü, Baş rollerde: Constance Benette ve Bryan Aherne İlâveten METRO JURNAL dünya havadisleri, Bugün saat 1 ve 230 da tenzilâtlı matineler BUGUN SARAY Sinemasında 2 güzel filmden mürekkep zengin bir programı alkışlayacaksınız. 32 nci Avcı Alayı Hali hazır harp vekayii andıran | emsalsiz bir film. 5000 asker de- nizde... 1 dramda 1001 vakayi, Seanslar: 2.30 - 6.20 ve 10 da GÖRÜNMEYEN ADAM ARAMIZDA Mevsimin en şen komedisi CONSTANCE BENETT ve GARY GRANT tarafından Fransızca sözlü film. Seanslar: 12.30 - 420 ve 8 de İlâveten: FOKS JURNAL en mükemmel ve en son haberler.