arp teblisleri Alman tebliği Maginot hattının şimali garbi imtidadının rahnelendiğini bildiriyor Fransiz tebliğine, göre Brüksel - Namur yolu üzerinde Gembloux istikametinde yenibir Alman taarruzu başlamiş Paris 15 (A.A.) — 15 mayıs sabah. tarihli Fransız resmi tebliği: Belçikada, dün akşama doğru, Gem- bloux mıntakasında bir düşman tank hi cumu olmuştur. Mukabil hücuma geçtik ve düşmanı tardetiik, Meüse'de Namur- den Chieres ırmağma kadar, düşmanın gayretleri artmıştır. “Muharebe devam ediyor. Hava kuvvetlerimiz ve' İngiliz hava kuvvetleri tam işbirliği halinde hareket ederek, büyük bir şiddetle müdahalede Merkezi | | atların Meuse'ün garp sahilinde zırhlı ara» devam ediyorlar. Cephenin geri kalan. | kısmında kayde değer bir şey yoktur. Paris 15 (A.A.) — 15 mayıs akşam tebliği: Düşman Anversten Namurun ba- & « şimaline kadar olan. (hat üzerinde muhtelif noktalarda Belçika, İngiliz ve Fransız kıtalarına karşı zırhlı arabalarla şiddetli hücumlarda buluamuştur, Mense (Möz) üzerind mezieres ile Nümur arasında düşman nehri muhtelif noktalardan geçmeğe muvajfak olmuştur. Muharebeler devam etmektedir. Düşma- nın evvelce az çok terakki kaydettiği So- dan bölgesinde zırhlı arabalar ve bom- bardıman © tayyarelerile mukabil hü- cumlar cereyan etmektedir. Daha şark- ta topçu faaliyeti kaydedilmiştir. Tayyarelerimiz “stikşaflârına o devam etmektedir. Avcı tayyarelerimiz ezcümle bombardıman faaliyetlerini himaye için müdahale etmişlerdir. Havada cereyan eden “muharebeler esnasında İl düşman tayyaresi düşürül- müştür Alman tebliği Führerin umumi karargâhı 15 (AA Ordu başkuumandanlığının resmi tebliği: «Hollanda» milli ricatgâhı, falkiyeti aşi- kâr olan Alman kıtaatınm, karada ve ba: Yalardaki taarruzuna karşı yapılan müca- Banknot emisyonu vaziyeti Cümhuriyet Merkez bankasının tebliği Ankara 15 (A A.) — Türkiye Cüm- huriyet Merkez bankasından bildiril mektedir: 15/5/940 akşamı itibi banknot emisyonunun vaziyeti şudul Bankanın açılışında banka kanunu #ucibince deruhte edilen tar 158,748,563 lira Banka kanununun 6-B inci maddeleri: ne tevfikan hazine tarafından vaki tedi. yat olup tedavülden geri çekilmiş oldu» ğundan bundan tenzil olunan 139,868,987 » Bu miktara banka kanunu mucibince altın mukabili yapılan emisyon 17,000,000 İira ile reeskont mukabili yapılan — emisyon 165,000,000 Kira 321,868,987 » iâve olununca 15/5/940 tarihindeki te- davülün umum yekünu 321 milyon 868,987 liraya baliğ olmaktadır. bu ye- künun 284,127,110 liram , yeni barfli banknotlardan mütebaki 37,741,877 li- Tuzak içinde Tuzak Tefi . 157 Siz de anneme ve bana karşı öyle değil miydiniz?... Şu esnadaki harekâlınıza bile kibir ve azâmetiniz hâkim, merhametiniz ve şefkatiniz değil, Bahanin sizi düşürdüğü tuzak- tan kendinizi kurtulmak için çırpını- yorsunuz; maksadınız bu; yoksa ba- na iyllik degil... Sizi sağda soldâ gös- tererek aleyhinizde müthiş dedikodu- lar yapılmasından korkuyorsunuz; onun için beni bir mikdar para ile uzaklara fırlatmak arzusunu gösteri- yorsunuz. Beni...Hırsız ve katil olan gayri meşru oğlunuzu... Misirda bir cinayet neticesi eline servet geçirmiş, hüviyetini değiştirmiş, İstanbulda da bin bir dalavere çevirip şu Samuel Rosen'in katilleri evlâdınız... — 'Tss... Daba yavaş konuş... — Adam sen de... Ne korkum var... eleverecek değilsiniz ki ... Ah, öğrenirse ki benim gi bir adam zatı âliniz gibi muteber bir şalısiyetin mahtumudur... Mevkiini- xi düşünün Bi nbire, masanın üzerindeki bis arasına karışmış | i ! delenin muvek'akiyetle neticelenemiyeca- Bini nazarı itibara alarak teslimi stlâh et- miştir. Belçikada, fırkalarımız ricat eden düşma- Nai üzerinde X le Givet arasında geniş bir bölge se geçidi yorlanmıştır. Fran- balarla, yapmağa teşebbüs ettikleri muka- bil taarruzlar püskürtülmüştür. Harp ve tahrip tayyarelerinden mürekkep Alman grupları muharebeye iştirak ederek küli- yetii miktarda zırhlı araba imha etmişler. dir, Hava ordusunun iştirakile Meuse nehri, Sedan bölgesinden geçilerek, Fransırların Maginot hattının şimali garbi imtidadı rah- Rem Bu noktada Fransız mukabii taarruzlari akim kalmış ve düşman ağır zaylala uğramıştır. Alman ordusu harekâtı, dün, indeki müdahalelere, nakliyat yolları- ihraç istasyonlarına yapılan taarruz- en yüksek haddini bulmuştur. Düş- Alman barekâlına mâni olmak üze- re yaptığı teşebbüsler püskürtülmüş vo düşman havalardaki harekât serbestimizi bozmağa muvaffak olamaksızın büyük za- yia! miştir, Bir bölgeden 70 ten fazla Fransız ve İn- lir tayyaresi düşürülmüştür. Düşmanın 14 mayıstaki zayiatı 200 tayyaredir. Bunlar- dan 170 i hava muharebelerinde, 17 si hava dâfi topçusu tarafından düşürülmüş” tür. Bugün 16 tajyare karada tahrip edil- miştir. Alman tayyarelerinden 35 tane noksan- dir. Hollanda sahili açığında yapılar mü- sellâh İstikşaf, büyük muvaffakıyetler te- n etmiştir. Kvvelce de tebliğ edildiği veğ- ie iki kruvazörle bir muhrip bombalarla Hasim, diğer bir kruvazör, bir bomba ile ciddi surette hasara uğralılmış, 29,000 ton- bak bir tücsar vapuru ve 4 nakliye gemisi hrip edilmiştir. Narvik civarının müdafaası için mücade- ye devam ediliyor, Mecliste Dün müzakere ve kabul edilen lâyihalar Ankara 15 (Telefonla) — Meclisin bu- Rünkü içlimaında celsenin açılışını müten- kip söz alan Başvekil Dr. Refik Saydam, Bapvekklele bağlı teşkil edilecek Matbuat ödürlüğü kanın lâ eelise verildiğini, lâyihanın bütçe müza- | keresinden evvel çıkması için havale edil- diği Dahiliye, İktisad, Nafia ve Bütçe en- enlerinden seçilecek beşer kişiden mü- 'kkep muhtelit encümen tarafından tod- kikini teklif etmiştir. Bu teklif kabul edil- miştir. Bundan sonra örfi idare ve derlet dairo- müesseselerde bulundurulacak nakil rı hakkındaki kanın Jiyihalarının müzakereleri bitirilmişi tenkiben Devlet konservatuarı hakkin daki kanun lâyihasının müzakeresine g8- çilmiştir. Hatipler, lâyihanın birinci tesis | maddesi üzerinde tekrar &öx almışlar ve moktal nazarlarını izah etmişlerdir. Mani. | 3a mebusu B. Kâzım Nami Duru, bugünkü musikimizin mili olmadığını, B. Süreyya Erklören milli muslkiyi yaratmak için Türk folklor musikisini iyice etüd etmek lüimgeldiğini söylemiştir. Lâyiha Maarif Vekliinin Izahatından sonra hükümetin tek- | ettiği şekilde aynen kabul gdlimiştir. İK dü seki karli eli müte- şek Nakleden ; (Vâ - NâJ — Nefret ediyorum sizden... Nef- ret ediyorum... Anlıyor musunuz? Annemin ve kendimin intikamımızı alacağım... Ve kâğıd kesiciyi şiddetle havaya kaldırınca, meşhur avukatın gözleri korku ile açıldı: — Ne yaptığınızı öiliyor musu- nuz?... Baba katili olacaksınız! - dedi. Delikanlı, istihfafla bıçağı fırlattı. Kâğıd kesici, parlak parkenin üzerin- de kaydı. Omuzlarını kaldırarak; — Saçma... - dedi. - Bülün mace- ramı bilse beni hangi hâkim mah- küm edebilir? Ben sizi öldürürsem acaba siz mi, ben mi kabahatli sayı- 1ırı2?... Şimdi, Allaha ısmarladık, beyefendi... Bu evde fazla kalmak is- temiyorum... Bir daha da muhitinize ak basacak değilim... Asla benden korkunuz olmasın... Dilerim ki ben seni nasıl lânetledimse, ailenin müte- baki kısmıda öylece lânetlesin... Allaha ısmarladık... Annem vasiyet- | namesinde afdan bahsediyor. Fakat ben sen! affelmiyorum... Beni cani XNXeXZe Türkiye Radyodirüzyon Postaları Dalga uzunluğu Türkiye Radyosu 1448 m. 182 Ko./$. 120 Kw. Ankara Radyosu T.A P.31Tm. 65 Ke/s. 9 KW. T.A ©. 19.74 m. 15198 Ke/& 20 K.A. Öğleleri 19.14 metre ve akşamları 317 inetre kısa dalga postalarile her gün yapıl- makta olan ecnebi dillerde haberler neşri- yatı programı: Birinci servis Saat İkin Saat i servis 1730 AS İranca Arapça Elence Fransızca ingilizce Bulgarca 2100 2115 vi 1830 PERŞEMER 16/5, 1280 Program ve memleket saat ayan, 125 Ajans ve meteoruloji haberleri, 1250 Müzik: Yeni düğün havaları, kadın oku- yucular, Sadi Yaver Ataman, Sarı Recep, Ali Erbaş, 1330-14 Müzik: Karışık prog- Yam (PL) 18 Program ve memleket saat ayarı, 18,09 Müzik: Oda müziği (PL), 18.30 Müzik: Rad- yo caz orkestrası (Şef: İbrahim Özgür), Soprano Bedriye 'Tüzünün iştirakile, 19,10 Müzik: Fasıl heyeti, 1945 Memleket snat ve meteoroloji haberleri, 20 alanlar: iç İm Oku- y İ- H. Faik bey - Rast şarkı: (Levmeder tâ haşredek gönlüm ba- Da), 2- Badi Hoşses - Rast şarkı: (Kik göz- lim sana can dayanmaz), 3- Arif bey - Rast şarkı: (Âşık oldur kim kılar canın fe- da), 4- Bolahenk Nüri » Rast şarkı: (Mal- Nm bir nazlı yâre), 2— Okuyan: Semahat Ördenses, 1- Raif bey - Karcığar şarkı 4Gülüver sevdiğim), 2- Arif beş - Karcığar şarkı: (Bir goncaya), 3- Bedriye Hoşgör - Kürdüli YI. şarkı: (Mulrıpdamı haledemi), 4- Şemsettin Ziya - Kürdll H, şarkı; (Bık- dım elinden), 20,30 Konuşma, 2045 Müzik: Çalanlar: Hakkı Derman, Şeri? İçli, Hasan Gür, Hamdi Tokay, 1— Okuyan: Necmi Ri- 24 Ahiskan, 1- M. Celâleddin Pş. - Hüzzam kı: (Değtldi böyle evvel), 2- Şükrü Şen- ozan - Hüzzam şarkı: (Gözlerinden içdi gönlüm), 3- Faik bey - Hüzzam şarkı: (Mef- tun olah), 4- Şükrü Şenazan - Halk tör- küsü; (Dışdan viran Gağlıyım), 7— Oku- yan: Safiye Tokay, 1- Hamdi Tokay - Uş- şak şarkı: (Ey benim ahu misalim), 2- Şe ki bey - Uşşak şarkı; (Aşk olsun o rinda- neki Arif bey - Uşgak şarkı: (Saki yetişir uyan aman gel), 21,10 Konuşma (Sıh- hal saati), 2130 Müzik: Radyo orkestrası (Şef: H. Ferid Alnar), 22.20 Müzik: Solist- ler GP 0 Memleket saat ayarı, Ajans haberleri, ziraat, esham - tahvilât kambi- Jo - nukut borsası (fiat), 22,50 Müzik: band (PL), 23,25-2330 Yarınki program ve kapanış. Tahran radyosu yapıyor. BU GECEKİ Nöbetçi eczaneler Beyoğlu mıntakasında: (Kanzuk), ve (Güneşi, Taksimde: (Nihad), Şişli- de: (Pertev), Galatada: (Vingopulo), Kasımpaşada: (Turan), & Hasköyde: (Hasköy), Bminöni mıntal da Merkezde (Mehmed Kâzım), Kumka- pıda (Haydar), Küçükpasarda: sd), Alemdarda: (Arif #et), Fatih mımtakasında' Şehremin- de (Nâzım), Şehzadebaşında (Asaf), Karagümrükte: (Arif), Penerde: (Hü sameddin), $ (Erofilosi, Aksarayda? Kadıköyün- (Osman), Beşiktaşta (Şinasi Riza), , eczaneleri, (Arna- öy, Ortaköy ve Bebek eczaneleri ece nöbeteidirler ) w doğru yürüdü. şacağı sırada kulağına inliti çarptı Ve durdu Odada, beyazlar giymiş bir genç kız, divanın üzerine uzanmıştı, Şaş- kın, perişandı. Gözlerini kapamışt Bu, gelin hanımdı. Yanında annesi diz çökmüştü. Öbür taraftada bü- yük babası Molla bey, bir koltukta oturuyordu. Torununun bileklerini oğuyordu. Süha, bir an, ne yapacağını meden durdu: Molla bey, başını kaldırıp onu gö! dü: — İşte beyim... bil. Eserini?” seyre- İ din! -dedi, Delikanlı, babasına doğru kolunu uzattı. Kudret beyi göstererek: — Kabahat benim değil, onun Tam o esnada bir erkek sesi dü- yuldu: « Nerede? Bu suali soran doktordu. Delikanlı oradan ayrılmadı. binde bir merhamet belirmişt Kak Bu 1845 | i | | | hallere uğrattığı zavallı genç kız hak- | kında doktorun ne söyliyeceğini öğ- renmek istiyordu. Maide, hekime doğru atılarak, he- yecanla: — Aman doktor... Bütün ümidi. TÜRKÂN HÂTUN 'Tefrika No, 64 Yazan: İSKENDER FAHREDDİN Sultan Mehmed sarayinda bulunan bütün yabancı kadınlari toplayıp bir binaya kapadı ve kapıya nöbetçi dikti Vesir Nâar, Otrardan gelecek haberleri bekliyordu. Gayer han, Cengizin tüccarla- rını nasıl boğdurınuş ve mallarının üstüne nafl oturmuştu Vezir Nâsr bunu pek me- Tak ediyordu. Gerçi, sultan Mehmed, iste- se bile, Olrar valisini cozalanıdıramazdı. Z1- rü, Gayer han, ayn) zamanda Harstm ordu- gunun en meşhur kumandanlarından biri idi, Sultan Mehmed de, anasi gibi — Otrar valisine dört yüz elli Moğol fe- | da olsun... Demişti. Halbuki, Gayer han, sultan Meh- | medi İyiler kandırmış ve «Bu adamlar ca- sastur... Yurdumuzu içinden vurmağa gel- miyler!» diye haber göndermişti. Otrar va- 1isi böyle yazmasaydı, sultan Mehmed, yur- duna ticaret maksadile gelen tacirleri el- bette kolay kolay vurdurtmazdı. İmad'ın Otrar'dan dönüşü Sultan Mehmed (Bagra)nın başını kesip nderdikten sonra, Har mücadeleye "da di kurtarıp kaçtılar. a İ çok yaman insanları iy lar, Bir Moğol casusu Otrar haplaha- | hesinde bana, Semerkand sarayında dönen entrikaları anlattığı zaman nerdeyse aklım duracaklı, Eğer bu hakikatlerden bir tane- sine yakından vakıf olmasaydım, anlattık» larının hiç birine inanmıyacaktım. Sultan Mehmed, İmadı sükün, di; ie dinle- Benden çekinme, İmad! Duyduklarını ve bildiklerini aynen söyle. Memleketimiz büyük bir tehlike karşısındadır, Bu tehlike. yi el birliğile önlemeğe çalışmalıyız. İmad sözüne devam etil; — Bu casus bana dedi ki: «Cengiz han, Bağdad halifesile anlaştı. Halife Mâsir, Cengize söz verd... Nâsır, Semerkand sara- yını içinden fethe çalışıyor ve buna yarı yariya muvaffak olmuştur. Cengizle boş ye- Te uğraşıyorsunuz. O, Harzem ilini şimdi- niş gibidir!» — Demek bâli sarayımda gizli olleri Hâlâ onun casusları İçimizde, evi- koynumuzda yatiyor, öyle mi mak icap ederse, saraydaki ların hepsi halifenin ve Moğol harunın adamları imiş... Onların hesabına çalışıyor- | günlerde (Kaym Kışı bürada geçirdikten zanra, Harzem #- Ben buna inanmam. İmad! Çi ar soğuğa tahammül ede; mış) ırmağı kış mevsiminde do ratı öyle soğuk yapar kl. Ki Uktan birlbirni yerler. — Onlar yiyeceklerini ve çadıı Ukte getirmişler. raya kadar gidemedin mi? — İmkân yoktu. Kardan yollar Kapanmı Bir çoban görü! 0 taraftan geliyordu. Kendisine Mi £ da görüp gör- mediğini sordum, Bana: «Cengizin büyük oğlu Cusl, ordusunun başına geçmiş, Fa- | iyor, Kı- ecekmiği İ nkü, Mo- (Kay- r ve ef- £ bile aç- Cuciyi doğrudur. letini bunu geçen yıl bir elçi dum: «Böyle bir şeyden haberin bu haber Otrar eya- e vadetmişti. Ben dayaniyor. Fazla toprağa ih-| cevabını vermiş. idatmış olacak, sultanım 7. Bunu «Cengiz han Censi- | kendi n dost k yaklaştı. ya bir müddet baktıktan şonra, ine şöyle sordu ay bir hey çirdi?... ktor düşündü. Sonra hastanın bir elini avuçları içine al Yaraş sesle: — Henüz birşey söyliyemeyiz... Fakat ihtiyatlı olmalı, Annesi, pek heyecanlıydı — Neye karşı?... Nedir?... var?... Doktor daha yavaş: — Beyin humması korkarım, - Aman, o akdar vahim bir vazl- | yet mi var? Ne olmasın diye Hekim başını salladı: — İhtimal şallah bi yamlıyorumdur... sabiyettir, geçer. köşede konuşulan bu söz- leri işitmiş olmalı ki, sapsarı kesille- rek yürüdü. Saçı başı karmakar- şıklı. Divanın üzerinde baygın yatan evlâdının yanına yaklaşarak onu bir de kendi muayene etti, Maide, kocasına: | — Kızımız her şeyi işitti! - dedi. İn- Kudrı luğuna inananlara acımak gerektir. Zira, Cengiz, oğullurına bile hayvanının tımarcısı kadar kıymet vermez!» diyorlar. Nerde kal- dı ki, başkalarına dostink gösterecek Sultan Mehmed bu sözlerdi #inirlenmişti. Annesinden çekinmemiş ci- #a, oturduğu sarayı temelinden yıkıp dağı- tacak ve kendisi bir çadıra çekllecekti. Cen- O gün Bu kon latmat Bi kafanı koparırım. Dedi, odasına çekilir çekilmez, haremde- ki yabancı kadınları bir araya toplattı. Bu kadınlar yüzden fazla $di, Sultan Mehmed bunları ayrı bir binaya doldurarak kepısi- na asker dikti, Hepsini esir gibi hapseti Bundan başka, şehir içindeki kervansa- raylarda ticaret maksadile oturan Moğolla- rı ve Arap tacirlerini de bir gün içinde ş6- hirden çıkarttı. Kol kı anler hazirla tıp kış gününde yola Bu ürada Otrar göndererek, Kamış ırmağı golların yerleşip larda Moğol alınıp alınmadı la sordu. izli haberler Gıyaseddin'in bir mektubu Türkân hatun, oğlunun bu hareketini korkaklığına vermişti. Şehir içindeki Kk vansarayların boşaldığını, memlekete bü yük servetler birakan Moğol ve Arap tacir- İerinin bir arıda yola çıkarıldığını duyunca, oğluna: günlerindi bu zavallı; onları telef etmek demektir. Halbuki, bu adamlar yurdumuza tçaret maksadile ge- lip gidiyorlar, Onları darıitnanın ei çekeceğiz. Dedi, Sultan Mehmeri o yün anı şi çok şiddetli davrandı: — Bu işlere kadınların aklı ermiyor. ları darıltnanın c*zasini çekeceğiz amma. Senin düşündüğün gibi değil! Gatletimizin cezasını göreceğiz. dedi. Pakat, daha ileri gidemdi. Türkün hatun da söz söylemesini ve kendini müdafaa et- mesini, hattâ oğlundan iyi bilirdi Guflet eden varsa ben değilim, sen- - diye cevap verdi. Şimdiye kadar s0- ine kağe sin! psi biyer m içi bunca yıle nası var? Bu sırada Buharada bulunan oğin Gaya- seddinden de suan di ir mektup geli «.. Buhu zaman, casus ye, sum (Azrâinın b nunu vürdurdun! Halbuki, şunun bunun öğ“ ndan duyduğuma göre, Cenin cassu duğunda şüphe k (İzo) adlı bir adını, hu tlmad gös- ermiş ve © cü bir habe: Gıyasedâin, mektup mealinden yordu ki, Azrâyı hâlü unut acısı zavallı in yüre Bultan Mehmed bu hiddetinden ataş püskürr larım, koy iyorlar ylüyorlar..» Rencli u ol “ Dedi rahatın fakat kaçı giren şt, Böğle (Arkası var) klarınızın in için cezsn bu kadarı da kâfi değli; fakat onla ra yazık... Ben gidiyorum Allah& ısmarladı Hiç kimse onu durdur teşeb- büsünde bulunmadı. Delikanlı, aşa ğı indi, pardösüsünü giydi ve gitti. Sokaktaki meraklılar oçoktandı” dağılmışlardı.. Bu dram, evin dört duvarı arasında cereyan etmişti. D& İlkanlı, etrafına bakınıp otomobilini aradı. Şoför uyukluyordu. Süha onü uyandırarak; — Tepebaşına! «- emrini verdi, Arabanın bir köşesine büzüldü Zihni düşüncelerle kıvranıyordu. O mobilini başka bir olomobilin takip tiğinin farkına bile varmadı. Komiser, Ferhadiz konuşup ayri” dıktan sonra, elini başına atmış, uzÜ uzadıya r verdiği Kars” yeniden mütalâa etmişti. Mesleki ha” siyeti mevzuu bahisti, Kolonbeyle” ailesini fazla İrkiltmeden vazifesini görecekti.