e m sözi m mümlneli üği İSTANBUL HAYATI AKŞAMDAN AKŞAMA Hitlerin düşmanları: Firavun, Musa, Papa, müftü, ihtilâlci ve mantık. Tarih muhtelif cihangirler kayde” der, Bunların en büyükleri Türk ir kındandır. Diğerleri de malüm: İs- kender, Sezar, Napolyon, ilh... 5 ler de bunlardan bir. Ancak henüz şahrem şahrem kanlı bir gül olamadı. Bir alev koncası halinde! Zira istlâ ettiği topraklar anayatanının şimdilik yüzde yüz ellisi kadar ya var ya yok Şayet gayelerini tahakkuk ettirebilirse, Yani Majineyu deler, demokrasilerin hepsini birden ezerse; işte o zaman büyük cihangirler arasında mevki alacak, Görülüyor ki henüz epeyce faaliyet Fakat başka bir cihetten Hitlerin tarihte emsaline ra bir mu Yalfakıyeti var, Buna muvaffakıyet bile demek azdır: Mucize âdetâ bu! Eskiden biribirinin gözünü oyacak üerecede aralarında düşman olan şah- Siyet, mevcudiyet ve kuvvetleri barış” tırmak, sarmaştırmak kabiliyeti... Hit ler arada sırada kendinin sulhçü ok duğunu söylemiştir... Bu anlatacakla- Tım nazarı itibara alınırsa cidden hak- kı var, Papa... Haham... oMüfüülenam.. (Şayed mevcud bulunsaydı: Şeyhülis- lâm) binlerce senedenberi boğuşan ve asla sulh etmiyecek hissi- Ni veren, bu üç dinin mümessilleri Onun karşısında sevgili üç kardeş ke- rdir, Papanın söyledikleri nazi düşman- Yarının hepsine birden ne sempatik ge iyor. Onu dinlerken, haham, makas değmedik sakalını tatlı tatlı sıvazlı- Yor; müftü kavuğunu sallıyor. Protes- tan ve ortodoks rahipleri de Papayı Yerden göğe kadar haklı buluyorlar. (Keza, Buda kâhininin tasvibkâr bir aldığı muhakkaktır.) Yaliız dinler bakımından mı? Ma- Sonlar, Ybre - penseur'ler, zındıklar da budün mümessillerile ayni safta... Vatikanın © «Osserratore Komano> #simli naşiri efkârı eskiden 20 bin sa- tılırken şimdi sürümü 300 bine çik- mış, Faşist gençler bu gazetenin nüs- halarını toplayıp yaktıkları sırada: «Beynelmilel Yadudilerin ve Farma- sonların fikirlerini neşrediyor!» diye haykırmışlar. Garip tezad! Evvelâ mu- Kalata sanılıyor. Fakat haklıdırlar: Doğru itham etmişler! Ne tecellidir <idden.. Dahası da var; Hitler, karşı cephe- de, en muhafazakâr, istibdada en mey- Yal, yahud en liberal hükümdarlarla lmhurları ve bunların tâ yanı | & onlari ilmasina da isyancı, ihtilâlel, anarşist ruh İ, ku baldırı çıplakları saf haline getirdi. "din paria'sı ile Amerikanın milyar. *ri ayni temennide... Dindar, milliyetçi, beynelmileliyetçi, opolit, kapitalisi, © proletarya, tâ öyle sanırım ki samimi fikri alı» ya Münlar da için için üzülmek 1. Çok fırsat veriyoruz... Pek genişli- e Yanlış bir manevra yapmış ol- Meri)” aman,.» diye düşünmekte Sayed öteki dünyadan bu cihan sey- eminim, Salâhaddini Ey- Yübi ile aslan yürekli Rişar, elele tu- amları «Bre! Majino delinme- Yine bekleşiyorlardır. vunların ruhu, Mısırı himaye | ŞEHİR HABERLERİ Umumi Meclis nisan içtimalarını bitirdi Usküdar ve Kadıköy imarına aid nâzım plânlar kabul edildi Umumi melis dün B. Faruk Derelinin piyaseti altında toplanmıştır. İlk olarak Üsküdar ve Kadıköy imarı nâzım plânı- na alt marbata okundu. Mazbatada Çam- İeanın pilin harici bırakıldığı, Haydarpaşa Wsesi önündeki yolun da iskân mıntakası olarık muhafaza edilmesi doğru görülmü- yor, liman için hükümet nesdinde teşeb- büste bulunulması isteniyordu. İmar müdürü Çamlıcanın da elüdleri 1 söyledi. B, Avni Yağız, tatbikat, plânı yapılmadığı için halkın tasarruf hak- kanın müşkülâta uğradığından şikâyet et- ti. Nafla encümeni rel BB. Cevdet imar kadrosu dar olduğu için, plânm ancak 85 senede ikmal edilebileceğini, Harita müdü- rü, yapilar işlerin, şehrin umumi bünyesini gösteren iptidat bir plân olduğunu söyledi. | Vali B. LAtI Kırdar hatiplere cevap ve- rerek bir seneye kadar tatbikat plânlarmın. mümkün olduğu kader bildirdi. Bunun üzerine, Üsküdar ve Kadı- köy imari nâzım plânları kabul edildi. “Tramvay ve Elektrik iâaresinin bilânço- ları hakkındaki mazbalada sarfiyatı tecs- vüz eden bazı muamelelere işaret ediliyor, bazı memuriyetlerin fazla, bazılarının de noksan olduğu şikredilerek mürakiplerin za- manında kontol etmedikleri kaydedili- B. Ekrem Tur, mürakipleri müdafaa et- miş, fokat Elektrik, Tramvay idaresini şiddetle tenkid etmiş, mi son” ra mazbatalar kabul ve idareler ibra odil- miştir. Bundan sonra Belediyenin satın alaca- Hı 35 olobüs için mübayan masrafi 65 bin ve garaj için de 35 bin lira olmak üzere l 100 bin iiralık tahsisatır evvelce verilen | miktara Uâvesine dair mazbatalar kabul | edildi, Belediyenin Belediye kooperatifin- den alacağının 942 mayıs nihayetine tecili- ne karar verilerek Belediye zabıtası tali- matnamesinin müzakeresi tamamlandı. | Vali B. Lüffi Kırdarın riyasetinde topla- İ nan üçüncü celsede Vali, bütçenin kabul edildiğine işarek ederek 900 bin liralık bir varidat noksanlığına rağmen, mesai pTog- ramıns, halel gelmediğini, Belediye zabıta #1 talimatnamesinin tamamen ikmal edil- diğini ve 35 otobüs mübayaası tahsisatının kabulünden dolayı teşekkürlerini bildire- rek Möeeliin nisan toplantısına nihayet verdi, Avrupa trenlerinde intizamsızlık İsviçre hükümeti transit yolcu! vizesi vermiyor, İngiltere ve Fransadan yolcu gelmedi Belçikadaki harp vaziyeti dolayisile Ar- rupa trenlerinde busule gelen intizamsın- ik azalmaktadır. Harbin ilk günü Paris- ten kalkan Semplon katarı memleketimize 8 saat rötarla 4. Dün sabah mu- tad olarak 7,20 de gelmesi beklenen Sem- plon ekspresi 8,439 da gelmiştir. Konvansi- yonel ise 7,40 ta Sirkeci garına girmiştir. 'Manş denizinde nakliyat katil edilmiş ol- makla beraber, İngiltere yolcularının tay- tğinden, yele: memektedir. birkaş güne kadar tadil odileceği söyleniyor. Son üç, dört gün zarfında Semplon katarından bir tek İsviçre yolcusu çıkmamıştır. Dün- kü konvansiyonel ile bir İalyan demir ta- cirile iki Yunanlı boya #aciri ve bir Ame- rikalı tütün şirketi mümessit şehrimize gelmiştir. KÜÇÜK HABERLER. * Ortaköyde Erkek İsmall adında birini bıçakla öldüren İzak ve Sadığın muhake- meleri dün birinci ağırcöza mahkemesinde yapılmıştır. Her ikisinin müştereken İs- maili öldürdükleri sabit olduğundan, İsak- la Sadığın dokuzar sene ağır hapse konul- malarına karar verilmiştir. A Samatyada oturan Burhaneddin izmin- de bir genç, evvelki gece saat yirmi ikiye doğru, Sirkeclden Yodikurleye gitmekte olan vatman Ethemin idaresindeki tram- vay arabasına atlamak istediği sırada mu- varenesini temin edemiyerek düşmüş, başın- dan ağir surette yaralanmıştır. Burhaned- din, Cerrahpaşa hastanesine kaldırılmıştır, Hâdisede vatmanın bir sun'u taksiri olmadi. dığından hakkında muamele ya- lüzum görülmemiştir. için, İngilizlere ve kral Faruğa müza- heretini veriyordur. Musa da beraber! Hülâsa, ölü, diri, sağ, sol, maşrık, mağrıp, şimal, cenub, hep onun aley. binde... Kimyadaki işba kanunu... Biolojide- ki nefsini koruma kanunu... Mantık- taki akli selim ve estetikteki zevki se- Tim kanunu hep aleyhte... Nihai galebenin elde eğilmesi için yalnız şu şehri almak, şu araziyi isti- Jâ etmek kâfi mi?.. Binlerce senelik ihtilâflarını unutup, kilid kürek “WP | Kadıköy Halkevinin konseri yaman maddi ve MA-| © Kadıköy Halkeyinden: 17 mayıs cuma ak cephe kuran bu Karilerimizin mektupları Tütün ihracatçıları sıkışık vaziyette İ tup aldık. Ankaraya, faa etmek üzere bir heyet gönderdik- lerini bildiriyor ve şöyle diyorlar: «Eskiden her memlekete İhracat ya- pabiliyorduk. Şimdi, küçük memleket- Jerin ortadan kaikmasile ber piyasa kapandı. Almanyanın vaziyeti ma- Yümdur. Pransaya inhisar idaresi ölü fiatına 3,5 milyon liralık satış yaptı. İn- gütere ile 10 milyon liralık ticaret ise bir tek firmanın eline terkedilmiş gi- bidir. Biz yüz kadar tütün ihracatçısı- nın vaziyeti göz önünde bulundurul- malıdır!» “Tütüncüler ilâveten diyorlar ki: «Senelerdenberi un müşkül zamanlar- da en buhranlı günlerde tütünlerimi- zi Avrupaya ihruç eden biz olduğu- muz halde bugün bisi bundan mah- ram etmek ve bu ekmeğimizi elimiz- den almak ve memlekete ettiğimiz bü kadar hizmetleri unutmak revai hak mıdır? Ve bizim halimiz ne olacak- tar? Piyasaya umum Türk tütüncüle- Tİ iştirak etmeyip de memlekette ye- tişen elli altmış milyon kiloluk tütün mahsulünü yalnız inhisarlar idaresile bir tek hususi firma mübayma edecek olurlarsa rekabet kalır mı? Rekabet olmazsa müstahsilin malı hakiki kıy. metini bulur mu?» 30 sene hapis Bekçiyi sabun kazanına atan Mansur idamdan kurtuldu Kantarcılarda Ahmed Nura! sabun fab- rikasından sabun çalmak isterken kendi- sine mâni olan fabrika bekçisi Şevkiyi 1p- le boğarak cesedini, kaynamakta olan sa- bun kazanına atan Mansurun muhakeme- sl dün birinci ağirceza mahkemesinde bi- tirilmiştir. Muhakeme neticesinde Mansurun, hır- #izlık yapmak isterken bu suçunun meyda- na çıkmamasını temin için bekçi Şevkiyi teammüden öldürüp kazana attığı sabit görüldüğünden, hareketine uyan 'Türk ce- za kanununun 450 nel maddesine tevfikan idamına karar verilmiştir. Ancak, Marsu- Tun 1334 doğumlu olmasi gön önünde futu- larak idam cezası, osuz sene ağır hapse tahsil edilmiştir. Mansur, ölen Şevkinin vârislerine de bin lira ölüm tazminatı öde- yecektir. Sebebi anlaşılamı- yan cinayet Bir genç iki kişiyi ağır surette yaraladı Dün Eyüpte bir cinayeş işlenmiştir: Ali Jaminde bir genç, Münevver adında bir ka- dınla birlikte sabahleyin erkenden bir kr tarafında olurmuş ve a2 da onlara hitaben birtakım sözler rfetmiştir. Ali, adamın bu hareketinin doğru olmadığını ihtar ederek yollarına de- meçhul mış ve iki gencin üzerine iki el ateş etmiş- tir, Çıkan kurşunlar Ali ile Münevverin gö- #4 de oldukları yere yıkılmışlardır. Maçhul adam, bu işi yaptıktan sourü koşa koşa ortadan kaybolmuştur. Silâh seslerini işi- ten zabıta memurları vaka yerine geldikle- ri zaman Iki yaralıdan başkan kimseyi bu- la m İsminde biri olduğunu tesbit etmişlerdir. Memurlar, Mehmedin evine giderek Ani bir araştırma yapmışlar, ve Mehmedi, ci- nayelâe kullandığı tabancasile birlikte ya- kalamağa muvaffak olmuşlardır. Mehmed iglediği kanlı bâdiseyi iiraf etmiş, yal- nız bunu niçin yaptığını söylememiştir. Tah» kikat devam etmektedir. Tabanca ile oynarken yaralandı Kadıköyde oturan on iki yaşlarında Emin isminde bir çocuk, bir tarlada dolaşmakta iken bir tabanca bulmuştur. Emin, taban- ca İle oynamağa başladığı sırada eli tetiğe gitmiş ve ateş almıştır. Çıkar kurşun, Emi- nin 50i koluna isabet oderek yaralanması- na sebep olmuştur. Çocuğun, istimdadına yelişeniler zabıtayı haberdar etmişler, yurahı Haydarpaşa hastanesine kaldırılmıştır. Şimdi polis, bu tabancanın o tarlaya ki- min tarafından bırakılmış olduğunu tesbite uğraşmaktadır. Rakı içerken kanlı kavga Ahmed, Hamld ve Cahid isimlerinde üç arkadaş, dür Dolüpderedeki bir ahbapları- ni #iyarete gitmişler, bu işi gördüklen son- Ta orüda bir meyhaneye oturup içmişlerdir. Bu sırsda ayni yerde içmekte olan Hüse- yin ve Cafer adlarında Iki arkadaş, yeni gelenlerle alay edici şekilde sözler süyleyin- | ce Iki grup arasında kavga çıkmış, az 2â- manda iş büyümüş, Cafer bıçakla İstinyeti Ahmedi muhtelif yerlerinden yaralamıştır, Bu esnada diğerleri Caferin elinden bıça- ğı almak için uğraştıkları bir sırada Cafer de ellerinden yaralanmıştır. Hâdiseye el koyan polis memurları yara- bları tedavi altına aldırmışlardır. İcap eden kanuni muamelede yapılmaktadır. Bu nasıl bahar? Takvimlere bakılırsa, geçen sah gü- nü, eski mayısın iptidası; havaya ba- kılırsa yeni şubatın sonu idi, Havanın o kepazeliği ne idi? Yaz geldi diye sır- tımızdan pardesüleri çıkarmağa ha- zırlanırken, sandıklardan, gardroplar. dan naftalinli paltoları çıkarıp omuz- larımıza yüklendik, Sabahleyin kapının önünde sert rüz- gâr şamarlarile gözlerim sulanınca €s- ki zamanları hatırladım. Hey gidi gün ler hey... Vaktile İstanbul halkının ağır başlı kısmı Hıdırellezi bahar iptida- si saymazlar; onu biraz da kıpti bay- ramı addederek Hıdırellez eğlencelerine iştirak etmezlerdi. İstanbulun asıl ba- bar başlangıcı, mayıs iptidası idi, O gün şehrin muhtelif © mesirelerine akımlar olur, geç vakitlere kadar eğ- lentiler yapılırdı. Ayni gün İstanbu- lun Tahtakale civarında oturan Arap- lar da Çırpıcı çayırmda şenlikler ter. tip ederlerdi. Hattâ, o gün bahar ipti- dası olduğu için taze süt içmek de âdet hükmüne girmişti, Çocukluğum- da ailelerle işlirik ettiğimiz bu ge zintilerde sıcaktan bunalıp buram bu- ram ter döktüğümüzü çok iyi hatırlı- yorum. Bugün de mayıs gene o mayıs, dün- ya gene o dünya amma; şairin iddia- sının aksine olarak, âlem gene ol âlem değil, devcran da ol deverana uymu- yor. Bu sene havanın gidişatı da Av. myorlar: — Yazlık ev kiraladık, fakat hava bir türlü ısınmadı ki, taşınalım. Kira beyhude işliyor. Bahçelerde gezeceği- miz şu mevsimde, mangal başında otu- ruyoruz. Tanıdığım gazinocular hep: ladık amma, kendi kendimize büfeler. de ocak etrafında pinekliyoruz. Soğuk yüzünden sinekler bile çıkmadı ki, av- layarak vakit gçirelim, Soğuk geçen hergün, bizim kazançlara bir tekme vuruyor. diye şikâyet ediyorlar, Tramvayda kalın paltosuna sımsıkı sarmış bir baba dostuna rasladım: — Mayısın sonuna yaklaştık am- ma, havalar bir türlü ssınmadı. Dedim. Kaşlarını çatıp: — Hunmmm... dedi. Takvime bakıp da aldanma bayım. Eski adamlar, uzun kıştan usanınca mevsimleri kendi ar- sularına Ouydurmağa kalkışmışlar, kendilerini avutmak soğuk güne bir fırtına ismi tak- .mışlar. Takvimi aç, bahar ayla rına bir güz gezdir. Baştan başa fırtı- sittei sevir fırtıması, çiçek fırtınası, ko- kulay fıriması, filiz koparan fırtınası, ülker fırtınası, günlerce devam eden isimsiz ve birçok meyva isimleri almış sürü sürü fırtınalar, takvimdeki yaz mevsiminin ortalarına kadar devam eder. Müstehzi bir tebessümle ilâve etti: — Bu fırtanalar nedir, biliyor mu sun? Kâğıd üzerinde kışı, yaz yapma» ğa çalışanların, kendilerini avutmak için hakiki kışa verdikleri isimler... | Cemal Refik arman sa e rm X Bazı otellere ötedenberi hasta kabul edildiği görülmektedir. Bu usule nihayet verilmesi ve hasta kabul eden oteller hak- kında takibat yapılacağı i , ye : # <a. L d vl - w Geçen seneye kadar fatura gön- | O... Yeni bir formül düşünüyor" derir, meseleyi hallederdim. Fakat bu B.A, — Bir Avrupa seyahat!“ | sene bunun mânası kalmadı... bayım... — Hayır, bilâkis, bu yüzden nice ni müsün bay Amca?.. meslekdaş meşhur olmuştur! Güç 5 BA — Gazetecilerin diline düşmek!) olan bu deği... mağ şii; ib lik bilin Doktorluğun en güç tarafı nedir ae alm dm. siri isi