POLİTİKA Harp kızıştı Norveçte külli kuvvetleri, memleketin paytahtı olan Oslo'da ve havalisin- de bulunan Almanlarla İngilizler arasındaki muharebeler, iki taraf mühim tak- Viye kıtaları aldıklarındar, son derecede şiddet bulmuştur. Şimdiye kadar ler Orta Norveçte Namsos ve Andalesnes gibi muhtelif sahil nöktaların- dan ilerliyerek Almanları tecrid etmeğe çalışıyorlardı. Şimdi ise Almanlar gilizleri tecride çalışıyorlar. Bu mücadelenin neticesi umüm bitaraflar üze- rinde büyük tesir yapacaktır. İngiliz gazetelerine göre İtalya harbe girmek için bu neticeyi beklemekte- dir. İsveç de bu neticeye göre bitaraflığını mutlak surette muhafaza edecektir. Diğer taraftan Norveç üzerinde büyük bir diplomasi mücadele cereyan edi- yor. Almanya Hariciye Nazırı, Norveçin harp sahnesi olmasının mesuliyetini İngiltereye yükletmek üzere ecnebi setir ve gazetecilere uzun beyanatta bulun- MUŞ ve davasını isbat için Oslo'da Norveç Hariciye Nezaretinde zaptolunan Yesaiki ihtiva eden bir beyaz kitabı tevzi etmiştir. İngiltere ve Fransız devlet Noryeçin duçar olduğu Akibetin asıl mesulü Almanya olup bu mem- leketin karasularına mayn dökülmezden evvel burasının işgali kararlaştırıl- MIŞ ve hazırlanmış olduğunu İleri sürerek cevap vermektedir. : İki taraf mali sahada da fevkalâde gayret göstermektedir. Yeni İngiliz > masarifine aiddir. Bu masarifin yarısı ves ile e > e lü havayici zaruriye üzerine vergiler tezyld edilecektir. wrupada hiç tatbik edilmiyen aş vergisi ihdas edilecektir. Bir milyarı da istikraz ile te- Min edilecektir. Eski İngiliz Müstemlekât Nazırı Amery, Almanyanın yalnız harp masarifi için üç milyar iki yüz mil yon strelin sarfetliğini söylemiştir. Fran. Sahın senevi bir milyar sterlin sarfettiğine göre mütlefiklerin sarfiyatı yekünu sarfiyatına yakındır. P.K. Resmi dairelere tahsis edilecek otomobillerde tasarruf temini Lâyiha, Mecliste hararetli münakaşalara yol açtı ve tekrar encümene iade edildi Mebuslar, her vakitten daha ziyade tasarrufa lüzum ol- duğunu tebarüz ettirdiler, bir mebus da hususi otomobil. lerden müdafaa vergisi alınması teklifinde bulundu Ankara 29 (Telefonla) — Temyiz Mahkemesi birinci reisliği ile mubasebat divanı, devlet şürası reislikleri ve temyiz müddeiumumiliğine birer otomobil tahsisi hakkında geçen sene Meclise ve- Manisa mebusu B. Refik İncenin, Tesmi dairelere tahsis edilecek otomo- billerde tasarruf temini temennisini ih- İva eden bir takriri üzerine bütçe encü- Menine iade edilmiş olan kanun lâyihası lisin bugünkü içtimamda görüşüldü. Söz alan mcbuslar, zamanın nezaketini işarel ederek devlet sarfiyatında tasar- Tüf teminine bugün her vakitten daha Ziyade lüzum olduğunu tebarüz ettir- dikten sonra memleketin bazı ihtiyaçla #nA temas ederek tenkitlerde bulundu- r. İlk söz alan İzmir mebusu B. Meh- MEİ Aldemir ezcimle dedi ki: — Memlekette, hatla en müstesna bazı vilâyetlerimizde kazaları ve nahiye- *i birbirine bağlayan yollarımız yok- <n, Ziraat bankası en faydalı işler işin ktedisi açamazken bu otomobil saltanatı daha ne zamana kadar devam *decektir? Dahiliye Vekili B. Faik Öztrak: — Otomobil saltanat diye bir gey Yoktur, Afyon mebusü B. Cemal Akçın; — Bence bu her şeyden önce bir dö- Viz mevzuudur. Bu itibarla üzerinde çok kirmak lâzımdır. Yakında tetkik ede- “eğimiz bütçede döviz mevzuu olan di- #r bütün işler üzerinde de azami ta- #srrufa riayet edildiğini göreceğimiz hu- Msundaki ümüdimi şimdiden izhar etmek Meri, Hususi otomobillerden müdafaa vergisi Fakişehir mebusu B. Emin Sazak, harp keziyeti dolayısile birçok memleketlerde sisi otomebillerin o kaldırıldığından bahsederek dedi ki: >— Bizde hususi otomobilleri - kaldı- gem demiyorum. Fakat bunlardan mü- *lân vergisi alınmasını teklif ediyorum. en. stisa mebusu B. Refik İnce, bütçe a, ömeninin bidayeten bu işi esaslı bir tette tetkik ederek bir kanun projesi urladığı halde sonradan hiç beklenil- kn bir mazbata ile umumi heyetin ES çıkmış olmasını şiddetli bir li- in tenkit etmiş ve mazbatanın tekrar 58 encümenine havalesini istemiştir. vel uş mebusu B. Ulçoğ e Miliç iken bilâhare i Müdafaa Vekâletinde daire reise e, ne geçmiş olan zevata sırf vaktile hi Sebilleri olduğu için yeniden otomo- tahsis olunmasını tenkit etmiş: — “e O halde, demiştir. Bugün o Vekil da yarı; hasbellüzum o mevkiden Bu miz olanlara da otomobil verelim. BU Eru değildir. Me encümeni mazbata muharriri ley eli mebusu B. Salâh Yargı, hatip- «a SEvap vererek, resmi dairelere tah- hagş lecek vesaiti nakliyeye sit olup M meri bulunan kanunda israf ve ane Palleri önliyecek hükümler oldu- büy“ *öylemiş ve bu mevzu etrafında © encümeninde cereyan eden müza hi, | “İN safahatını anlatarak encüme- endisini bu Jâyihayı yeni baştan ha- arlamakla mükellef görmediğini, esa- sen Meclis dahili nizamnamesinde böyle bir hüküm de olmadığını beyanla sözle- rini şöyle bitirmiştir; «Bu işin zararının tahdidine gidilirken devlet hizmetlerini müteessir edecek bir vaziyete girmekten endişe etlik. Yegâ- ne ve en büyük esbabı mucibemiz bu- dur.» Denizli mebusu B. Necip Ali Küçüka, bu| inescle etrafında söz «lan hatiplerin his- siyatına iştirak ettiğini kaydettikten son- ra Meclis dahili nizamnsmesi mucibince kanunların Meclise ya hükümetin veya mebuslardan birinin tekliki ile girebile- ceğini, binaenaleyh bütçe encümeninde hazırlanan projenin burada müzakere- sine imkân olmadığını söylemiştir. Manisa mebusu B. Refik Şevket İnce, Yozgad mebusu B, Sım İçöz, Gümüş- hane mebusu B. Hasan Fehmi encümen- lerin kanun lâyihası teklif edemiyecek- leri hakkında Salâh Yargı ve Necip Ali Küçüka tarafından ileri sürülen müta- lâalara itiraz etmişler, bilâkis encümen- lerin buna salâhiyeti olduğunu misaller. le izah etmişlerdir. Bundan sonra daha bazı münakuşalar olmuş ve neticede lâ- yihanın karar dahilinde ve bütçenin mü- zakeresinden evvel intacı zımnında yine bütçe encümenine bavalesi hakkında Manisa mebusu B. Refik İnce tarafından verilen takrir kabul edilerek içtimaa ni- hayet verilmiştir. Meclis cuma günü toplanmak dağılmıştır. z Dört yaşında bir çocuk kuyuya düşüp öldü Kasm; oturan B. Perdin dört yaşındaki oğlu Erdoğan dün öğleden sonra ortadan kaybolmuştur. Çocuk aranmış, taranmış bulunamamış, nihayet bahçede- ki yirmi beş metre derinlikteki kuyudan şüphelenilmiştir. Zabıta tarafından çağırı- lan itfaiye motopompu kuyunun suyunu boşaltınca Erdoğanın cesedi meydana çik- muştur. Şehir bandosu haftada üç konser varecek || Evvelki gün şehrimize gelen Riyaseticüm- hur filârmonik orkestrası tarafından şeh- rimizde konserler verileceğinden konser- Yatuar koro heyetinin senelik konseri 12 tehir edilmiştir. “ Bundar n başka Şehir bandosu yarından itibaren haftada üç defa konserler vere- gektir. İlk konser Taksimde verilecek ve bu konserler, şehrin muhtelif semtlerinde tekrar edilecektir. Temizlik amelesi tahsisatile kâtiplik yapılmıyacak Belediyenin temizlik amelesinin tahsisâ- #le bazı kimselerin Belediyenin muhtelif şubelerinde kâtiplik gibi vazifelerde kul- Janıldıkiarı görülmüştür. Temizlik amele kadrosunu müteessi? eden bu vaziyete ni- hajet verilmesi kararlaştırılmıştır. 1 ha- zirandan itiöaren bunlar içinde temizlik ameleliği yapabilecekler ameleliğe seyke- dilecekler, ameleliği kabul etmiyenlerin de vazifelerine nihayet verilecektir. üzere 4 Sövyet bandıralı Svanetyi vapürile Amanımıya yeniden cam, makine ve ak- sami gelmiştir. - Hayvan servetimiz 23 milyondan fazla koyunumuz, 16 milyon keçimiz, 10 milyon sığırımız var Koyun, keçi, manda, sığır arttığı halde deve, at, katır ve eşek sayısı azalıyor Bir memleketin servetleri arasında hayvanları da mühim bir mevki tu- tar, Onlar da alın, gümüş, demir, bakır madenleri ve kömür kadar ehemmiyetlidir, Hattâ bizim Anado- luda çifçilerin serveti, evleri ve tarla- larile beraber malik oldukları hay- van adedile ölçülür, 1,000 baş koyun, bir o kadar manda, inek sahibi ol- mak üç dört bin liraya malik olmak- tan iyidir. Zaten her memleket hayvan ser- yetini mütemadiyen aritırmağa gay- ret eder. Hattâ birkaç ay evvel, harp içinde bulunan Almanyanın hava kuvvetleri kumandanı mareşal Gö- ring Almanyanın servetlerini sayar- ken: «Memleketimizde her cins hay- vanın çoğaldığı memnuniyetle müşa- hede edilmektedir» demişti. Danimarkanın başlıca serveti hây- yanları idi. Bu bedbaht memleket is- tiklâlini kaybetmeden evvel Avrupa- nın en zengin mândırası halinde bu- “tunuyor, bütün dünyaya tereyağı, peynir satarak geçiniyordu. Alman- lar bu mandıraya girdikleri gün De- nimarkada yalnız, 20 milyon domuz bulunduğunu sevinçle ilân ettiler. Hayatımızı kısmen de hayvanları- mız sayesinde devam ettirebiliyoruz. Onların gıdai kiymetlerinden başka, ticari ve #inal kıymetleri de büyüktür. Son islstistiklere göre, bizde bir kısım hayvanların sayısı mütemadi- yen artarken bir kısmı maalesef azal- maktadır. Sayısı arlan hayvanların başında koyun geliyor. 1934 senesin- de memleketimizde muhtelif yaşlar- da 13,590,878 aded koyun vardı. Ko- yun mikdarı hemen her sene üç mil P.T.T. U.müdürlüğü (Barlardaki ecnebi Encümen, ihtisas mevkii ola- rak gösterilen hizmetlere dair cedveli lâyihadan çıkardı Ankara 29 (Telefonla) — Posta, telgraf ve telefon umum müdürlüğü kadrolarının barem kanunu hüküm- lerine intibak ettirilmesi hakkındaki kanun lâyihasının bütçe encümenin- €e müzakeresi bitirilmiştir. Enmümen, maaşlı kadrolarda ihtisaş mevkii ola- Tak gösterilen hizmetleri barem ka- Mununun tarifine uygun görmediğin- den kabul elmemiş ve bu husustaki cedveli Jâyihadan çıkarmıştır. Ücretli kadrolarda ihtisas mevkii olarak gösterilenlerden bu idare için ancak 3 yüksek mimar ve mühendis-' ik ile 3 mühendis veya fen memurlu- Eu ihtisas mevkii olarak kabul edil- miştir, Radyodifüzyon ile stüdyolar için gös- terilen ihtisas mevkilerinin bu idare- nin İleride alacağı şekle göre o zaman görüşülmek ve bütçeye bağlı D. ced- velinde kalmak üzere lâyihadan çıka- rılmıştır, İstanbul ve İzmir telefon idaresi memurlarının bugün almakta olduk- ları ücretleri muhafaza edebilmeleri için encümence ayrı bir formül bu- Tunmuştur. Orman umum müdürlüğü kadroları N Ankara 29 (Telefonla) — Orman umum müdürlüğü kadrolarının ba- rem kanunu hükümlerine intibakıma, dair olan kanun projesinin bütçe en- cümenince müzakeresi bitirilmiş ve proje Meclis ruznamesine alınmıştır. İncili Çavuşun mezari Sultanahmedde yıktırılan hapishane bi- nası yanındaki Firuzağa esmiinin iltisa- Binde meşhur İnciliçavaşun mezar vardı. Bu mezarın etrafında da bazı barakalar mevcuddur. İneiliçavuş gibi tarihi bir şah- siyetin kabrini meydana çıkarmak üzere etrafındaki bu barâkâların kaldınlmas muvafık görüldüğünden bu sahanin tan- #imi İşine vakında mezarlıklar müdürlüğü başlıyacaktır. yon artmaktadır. 1937de 21 mii yona çıkan koyun sayısı 1938 de 23,138,450 ye baliğ olmuştur. Bu mü- barek hayvanı mümkün olduğu ka- dar fazla üretmeğe çalışmalıyız. Kil keçi de sayısı artan hayvanlar arasındadır. 1934 de memleketimiz. de 8 milyondan fazla kıl keçi vardı. 1938 de 11,329,241 e çıkmıştar. Tiftik | keçisine gelince, memleketimizin en değerli servetlerinden biri olan tiftik | keçisi de sene sene artmaktadır. 1934 de üç milyon 305 bin kadarmış. 1938 da dört milyonu geçmiş, niha- yet 1938 de 4,945,351 adedine baliğ | olarak 5 milyona yaklaşmıştır. Artış mikdarına bakılırsa geçen sene bu faydalı hayvanlar her hâlde 5 mik yonu da geçmiş bulunuyor. Manda ve sığı: sayısı da artıyor. 1934 de 788 bin manda varmış. 1938 deki sayım neticesi 885,117 dir. Sığırlara gelince, sayıları 1934 de altı milyondan fazla idi. 1938 de 9,310,966 olmuştur. Her halde şimdi 10 mik yön sığırımız vardır. Biraz da develerden bahsedelim; Eskiden İstanbulda sık sik deve gör- mek kabfldi. Şimdi ayda yılda bir kere gördük mü Adeta garibimize gi- diyor. Bir zaman şehrimizde kömür kamyonu vazifesini gören develer bu işi motörlü vasıtalar gördüğünden. beri şehrimizi terk ettiler. İstatistiklere göre, memleketimizde 1934 den 1937 ye kadar sayıları ar tan develer 1938 de beş bin kadar azalmıştır. 1934 de 97 bin deve var- mış. 1937 de 119 bine çıkmış, 1938 de 113,95 e inmiş. Kimbilir belki de memlekelimizden çıkarak çöllere hic- kadınlor Artist olmıyanların işlerine nihayet verilecek Şehirde «Bar. ismi altında faaliyetle bulunan içkili lokantalarda «Korsomasyon- cü» namlle çalışan bir takim ecnebi ta- bilyetindeki kadınlar hakkında «Küçük sanatlar kanunu» nun tatbiki kararlaşmış- tır. Buna nazaran bu İş yalnız Türk tebaası olanlara inhisar ettirileceği cihetle ecnebi- ler &y başından itibaren çalışamıyacaklar»- dır. BUNU artistlik yapan ecnebiler bu ka- rar barisinde bulunmaktadırlar, İki yolcuda kaçak ipekli kumaş bulundu Gümrük muhafaza memurları, Diyarba- kır - Istanbul #reni yolcularından Hasan İle Fazılın vaziyetlerinden şüpbelenerek bavullarında araştırma yapmışlardır. Araş- dırma neticesinde kırk İki kilo Suriye mah kaçak ipekli kumaş bulunmuştur, Bu maj- ların bir kısmı için gösterilen faturalar mübhem ve çok eskidir. Diğer bir kısım ipek- W kumaşlar için de hiç fatura ibraz edi- . Yakalananlardan biri, evveles de kaçakçılık suçundan mahküm olduğun- dan tahkikatın derinleştirilmesine karar verlimiştir. ret etmişlerdir. N Ata gelince, at bizim milf anane mizde vardır. Onun cinsini ıslah ede rek mütemadiyen arttırmalıyız. Böy- le iken İstatistikteki son rakam, yâ- ni 1938 e aid olan sayım atın bir mikdar azaldığını gösteriyor. 1934 de 739 bin kadar at varmış. 1935 de 841 bine, 1936 da bir milyona, 1937 de bir milyon 57 bine çıkmışken 1938 de 964,245 e inmiş. Bunun sebebini araş- tırmamız lâzımgelir. İstatistik yıllığında katır ve eşek sayımlarına aid rakamlardan anla- şildığina göre bu İki mukavemetli hayvan mikdarında 1938 senesinde nisbi bir tenakus görülmüştür. Gerçi eşek sayısı bir milyondan fazladır ve katırlar 71 bine baliğ oluyor, Fakat evvelki senelerde daha fazla imiş. 1981 de 66 binden fazla olan katır mikdarı 1937de 716884e çıkmış, 1938 de 71,405 e inmiştir. Eşeklere ge- Yince 1934 de 1,164,000 iken 1937 de 1,684,483 e kadar çıkmış, 1938 de, maalesef 1,489,899 a düşmüştür. Mi- zahçılar bu hâdiseyi belki de onların kasap dükkânlarına sevkedildiği şek- dinde izah edeceklerdir. Eğer böyle ise katiyen meydan vermemelidir. Çünkü eşeğin etile insanlara yapaca- ğı hizmet canlı iken göreceği vazife- ye nisbetle pek hafif kalır. Eşek ve alır nakil ve sair hususlarda halkı- mıza gayet faydalı olan hayvanlardır. Bizde domuz sevilmediği için bes- Tenip üretilmiyor. Bu yüzden süratle azalan hayvanlardan biri de domuz- dur. 1935 de 11,273 domuz varken 1938 de sayıları 2,774 e inmiştir. Ş.R. Mantar tabancası atarken Heybelide bir kavga, Bur- gazda bir kaza oldu Evvelki gün biri Heybeli, diğeri Burgas adasında mantar tabancası ve manter ba- Tutu yüzünden iki hadise olmuştur. Pas- kalye münasebetiis Heybeliadaya gezmeğe gelmiş olan Yorgi adında biri, mantar ta- bancasile bir kaç defa ateş ettiğinden Eş- pef isminde biri, Yorgiye kizmiş ve onu yumrukla dövmüştür. Yorgi de buna mu- kabele olmak üzere. cebinden bir çala çi- kararak Eşrefi yaralamıştır, Polis, her Iki sini de yakalamış ve haklarında kanuni takibata başlamıştır. Ayni gün Burgaz adasına tenezzühe gel- miş olan ön altı yaşlarında Celâl) isminde bir genç, eline geçirdiği bir delikli demire mantar barutu doldurarak patlatmağa böş- Jamış, bunu bir kaç defa tekrar ettiği sı- rada bir aralık barut kendisine doğru yin dığından Celâl muhtelif yerlerinden yara- lanmıştır. Polis, yaralı çocuğu hastaneye kaldırmıştır. Konservatuar imtihanlarına bu sene 16 mayısta başlanacak ve 15 haziranda pi- bayet verilecektir. Bu sene konseryatuar- dan 15 talebe mezun olacaktır. GÜNÜN ANSİKLOPEDİSİ Baroların Baroda hararetli bir içtima oldu. Adliye- nin birçok idari İşleri tenkid edildi. Tatbi- kat noksanlarının izelesi maksadile Vekâ- lete bir Tapor gönderilecek. Barv, fransızcada barrenu diye yazılır. Parmaklık demektir. Mahkemelerde avukat- lara tahsis edilen yer, eskiden parrıaklık arkasında bulunduğundan, (avukatların mesleki teşekküllerine ve avukatlığa ald di- ğer hususata da bu isim verilmiştir. (Me- selâ «Baro telâkatile konuşmak» gibi). Kurumu ulâda — Eski Yunanda ve Ro- mada — baro yoktu, Ancak Milüâddan sonra dördüncü asırda imparator Theodosc avu- katları meslek halinde teşkilâtlandırdı. Cor- pus Togatorum denen ve dini, sınai lon- .calara benziyen bu barular, imparrtorlukla beraber kayboldular; fakat Frank krulla- rının mahkemelerile birlikte Avrupada ye- niden doğdular. Barolar, an beşinci asırda mühim bir mevki r. Bunlar, Fransız inkılâ- bında büyük rul oynadılar. Bizim eski tarih tarihçesi kitaplarının «Sınıfı Salis» diye tercüme et- tikleri «Tlers dtatı tarafından «Meclisi Mü essisanan (Aşambile Constltuante'a) 183 avukat gönderilmiştir. Bunlar, bilgilerile. tas Jâkatlarile — ve ayni zamanda kendilerini maziye bağlı tutan itikad ve göreneklerile — İnkilâbın seyrinde kâh müsbet, kâh menfi âmil) olmuşlardır. Avukatlık mesleği, muhtelif memleketler- de ayrı ayrı tezahürler arzetmiştir. Meselâ eski Avusturyada 1868 e kadar avukatlar tam münasile memurdular, Kayser Alman- yasında avukatlar, ayni zamanda avue (yas ni muamelâtı adilye vekili) idiler, İngilte- rede barrister denen, bususi cemiyetlere bağlı avukatlık tipl zuhur etmiştir ki, bun» ların mensupları bütün İngilterede &vu- katlık yapabilirler, İsviçrede barolar, kan- — © benzer bir tarzda teşkilâtlan- muştir. Devletçi rejimler, avukatlık mesle. Zine de kendi hususiyetlerini vermişler; ür. © katlığı birçok tahdidata tâbi tutmuşlardır,