25 Nisan 1940 AKŞAMDAN AKŞAMA —————————— İsviçreli musiki münekkidi doktor Schadler'le mülâkat Türk musiki- sini tetkik etmek üzere memleketi- mize gelen (o İs viçrdi o dekter Sehadler matba- amızi ziyaret et- ti, Kendisile uzun uzadıya o görüş tüm. Zenci mu- sikisinin bile — cazbanda istiha- le ederek garpte revaç bul masına mukabil, Pek yüksek bir medeniyet mahsulü olan şark musikisinin oOAvrupa vo Amerikan gustosile bir türlü imtizaç “dememesini, batı insanlarının ancak bazı roriental» parçalarla kifafı nefs *tmelerini ötedenberi garip bulurum. Onun için bilhassa alaturkayı tek kik etmek ve bundan meselâ filimci- likte istifade yollarını aramak üzere şehrimize gelen doktor Schadler'in intiba ve fikirlerini türk karilerine anlatmayı faydalı buldum. Doktor Sehadler, alaturkadan şöy- le bahsediyor: — Garptan İstanbula gelen bir mu- Sikişinas, burada yeni bir dünya ile karşılaşmaktadır. Türkiyedeki musi- ki hayatı bizleri çok alâkadar eder. Hiç tanımadığımız bir ses âlemine girmiş oluruz. Hislerimiz değişir, | Bençleşiriz. Hele Erzurumun yahut Konyanın bir halk şarkısını işitince kulaklarımızda yeni ve'hiç tanımadı” #imız ahenkler canlanır. Kulakları- Müzi dört açar, defalarla dinleriz. Nağ- meler gittikçe ruhumuzu okşar. Neli- “ede belki yerlilerden ziyade mütehas- $is oluruz. Çünkü yerlilerin kulakları İçin bu sesler yeni değildir; fakat de- diğim gibi, bize bunlar yeni gelir. — Doğrudan doğruya calaturka» dediğimiz eince saz»? — Halk havaları kadar bu da ben- ce caziptir. Her ne kadar ecnebiler bunları anlayamazlarsa da iyi tetkik etmemiş ve alışmamış bulundukların- dandır. Hatti OF, Hornbostel ve Lachmann gibi büyük âlimler bile etmeden ve iyice nota mevzuu iyi tetkik anlamadan yazmışlardır. Zira tionları yanlıştı. — Nasıl notation? arp musikisi beş hat üzerine notaya yazılır; malüm, Halbuki şar- kınkini bu beş hata sığdırmaya kak kışmak hatalara sebebiyet verir. Yeni bir nota tertibi bulmak zarureti var- dır. Bu, aranmışsa da şimdiye kadar bulunamamıştır. Profesör doktor Sup- hi Ezgi bu işle uğraşmaktadır. — Şark musikisini obenimsemiş garplılara raslamadınız mı? — Burada otuz senedenberi ya: bir Alman profesörü tanıyorum. Ala- turkayı o kadar seviyor ki hattâ garp tahammül o edemiyor. ik olmakla beraber Maalesef hakiki musikişinas değildir; İste bu şerait içinde bir musikişina- Sın da yetişmesi lâzımdır. Bu işe âlim erin ömür sarfetmeleri icap eder. Halbuki ekseriyetle kısa müddet şark | Seyahatleri yaptıktan sonra memle- | ketlerine dönüyor; mütalea beyan edi- yorlar, — Memleketimizde kimleri değerli buldunuz? ) | | | üstadlarına Kendisi müst Çocuk haftasının ikinci günü Dün de neşe ile gecti, müsamereler, konferanslar verildi, gürbüz çocuk müsabakası yapıldı Çocuk haftasının ikinci günü de neşe ile kutlanmıştır. Dün de birçok mektep ve Halkevi salonlarında müsamereler ve konferanslar tertip edilmiş, şehrin baza semtlerinde çocuklara bedave filimler österilmiştir. © Çocuk haftam münasebetile, İstanbul Çocuk Esirgeme kurumu tarafından ter- tip edilen gürbüz çocuk müsabakası dün öğleden evvel Fransız tiyatrosunda ya pılmıştır. Fransız tiyatrosu, çocuklarım müsabakaya koyan ailelerle dolmuştu. Müsabaka için, mütehassıs doktorlardan mürekkep bir jüri heyeti öeçilmişti. — Heyet reisi doktor Ali Şükrü, müsa- bakalara başlanmadan önce, salonu dol- duran sile reislerine, çocuk bakımı hak- kında bir konferans vermiş, bundan son- ra, jüri heyeti faaliyete geçmiştir. Müsabakaya iştirak eden 200 çocuk» tan kırkı, jüri heyetimin tetkikine kom- muştur. Bu kırk çocuktan üçer çocuk seçilmiştir. Kura neticesinde, birinci, ikinci ve üçüncülüğü kazananlar şunlar- dır: 5 aylıktan | yaşına kadar olanlar ara- i m, ikinci Ahmed, üçün- Türker, | den 3 yaşına kadar olanlar arasında birinci Ayşe Kadızade, ikinci Sedad Düzyürek, üçüncü Türkân Şen, 3 den 7 yaşına kadar olanlardan birinci Selçuk Aydemir, ikinci Erçin Benice, üçüncü (Adnan Yaler. Kazananlara muhtelif oyuncaklar verilmiştir Yolcu salonu İnşaat bittiğinden yakında tesellüm edilecek Galatadaki yeni yolcu salı tesellüm edilecektir. Tese dan bir heyet şehrimize gelmiş, umum müdürlüğündeki alâkadarlarin ça- lışmağa başlamıştır. Yolcu salonunun in- bütün faaliyetler 60- anallzasyon tertibala yapılmakta, mütecaviz ktodir, Bu giz harcanmıştır. Yolcu salonunun inşasına harcanan para, #ülon içindeki kiraya verilecek 60 mağaza- nın içâr bedellerinden çıkarılacaktır. Ays ra, yolculardan dühuliye alınması mev- zuubahis değildir. Bu dükkânlardan başka, yeni Galata yolcu salonu içinde bir pul dalresi, bir banka şubesi, posta, telgraf, te- lefon teşkilâtı, polis ve muhafaza memur. larına mahsus daireler, lokanta ve kütüp- de bulunacaktır. Yeni yolcu salonu açıldıktan sonra şimdiki Galata, bogaltılac sene; Sıhhiye Vekâleti müsteşari şehrimizde i Dr. B. Asım ir. Müsteşar burada âseselerde tedkikleş — Şark ve Garp bilgi ve sanatini birleştiren Türklerin en başında Sa. deddin Arel'i, Muhiddin Sadak'ı ve Mahmud Ragıp, Ferid Alnar, Adnan Saygın, Sezai Asali görüyorum. Fer- di Stazer de burada yeni bir piyano tarzı tesis etmiş. — 'Türk musikisinin istikbali? — Anadolu foklorile garp musiki. sini birleştirmektir. — Garp tekniği mi? — Yalnız teknik değil. Üslüp.. Armole... Polyphonie... Türk musiki. sinin büyük bir istikbali olacağını sa- niyorum. (VA - Nü) mar” Gürbüz çocuk müsabakasına iştirik edenler ve kendi serisinde birinciz elenlerden biri Karilerimizin mektupları Göztepede bir sel felâketzedesi muştur. Busebeplen dolayı evimizi tah liye ettik. Bu hususta Kadıköy Beledi» yesine vaki olan müteaddit mürüca- atlarımız neticesiz kaldı. İki aydanberi evimizin sular içinde Kalması dolayıslle duçar olduğumuz zararlar çok büyüktür. Bizim için eid- den felâket olan bu faclaya alâkadar. ların lâkayıt. kalışı gayri kanunldir. Hükümetimizin başka vilâyetlerde seylâp feliket»*delerine gösterdiği büyük fe- ndedir. Biz de bu felâketten bir ususunda alâ- dikkatini : HALİDE Darphaneden bozuk para çıkaran Rıza mahkemede Darphane nden Riza adında biri orada basilan ve bozuk olduğu için piya- saya çıkarılmıyan madeni pi yedi lira yetmiş kuruş alarak Totmek suç tevkif Dün Sultanahmed birinci sulh e: kemesinde Rizanın mevkufen mühakeme- sine başlanmıştır. Maznun Riza, evvelce zabıtada ve müddelumumilikte alman ifa- delerinde paralarT çalıp sarfottiğini iddia şe de dünkü muhakemede suçu in- kür ederek: «Ben para çalmadım. Bana if- tira ediyorlar, Kaybolan paralardan habe- rim yoktür.» demiştir. Şahindierin dinlen- mesi için muhakeme bâşka güne bırakıl- mıştar. Umumi Meclis Atatürk, İnönü isimlerinin nerelere verileceği ehemmiyetle tedkik edilecek Umumi meclis Riyaset Halk sürülmüş ve teklifte bulunmuştu. Âzadan Abdülkadir Ziya bu teklifin ma- kama iadesini, çünkü Atatürk isminin bir #ehre bile verilmesi az geleceğini, bu İsmin bir semte verilmesi doğru olmadığını söy- ledi. B. Sirri Enver bunun bir halk dileği olduğunu abulünü istedi. B. Refik Ahmed, ve İnönü isimlerinin büyük isimler olduğunu müdafaa ederek tekliflerin ehemmiy: lebinde bulundu. ncümenine hav İmi Buğluca göylerinin lanması kabul edildi Bundan purların K kkındaki madı fık görüldü. İk İngiltereye ısmarlanacak vapurlar etmesidir. Şirket harp dolayı- bir şartı kabul edemiyeceğini bil- dirmiştir. Münakalât Vekâleti ise, bu şartı rmektedir. Kumpanyanın | lan mâsum İSTANBUL HAYATI 23 Nisan bayramı Sabahın erken saatinde sokaklar tatlı emiltılarla çınladı. Büyük bay- ramlârını kutlamak için hazırlanan miniminiler grup grup mektepleri- ne gidiyorlardı. Biraz sonra, elele verip vakur adımlarla yekpare birer kitle halin- de caddeleri dolduran minimini ta- burları, Fatih, Beyazıd meydanlarına sıralandılar, Hep bir ağızdan: «Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak!» diye hâykırırken, ufkun derinliklerine da- bakışlarında en büyük imanım şimşekleri parlıyor, istikbale hâkimiyetin vakur edası beliriyordu. Minimini göğüslerinden benlikleri- nin bütün kudretile fışkıran sert ha; kırışlar, ufuklarda birer kırbaç gibi şaklıyarak dalga dalga dört bucağa yayılıyordu Bandonun ilk darbesi, meydanı dolduran binlerce yavruyu birdenbi- re oldukları yere mıhladı. Kaşlar ça- tıldı, gözler sabit bir noktaya dikil di, körpe vücudlar derhal gerilip çe Tikleşti. Boydan boya sıralanan ta- burlar, tek parça çelikten bir kale haline geldi. Öyle bir kale ki; üzeri. ne çevrilecek hor bakışlar, varlığına uzanacak kötü eller, onun yalçın duvarlarına çarpar çarpmaz sönme ğe, parçalanmağa mahkümdur. Et rafa göz gezdirdim: İstiklâl marşını dinlerken, bandonun titrek nağmele- ri, körpe vücudları sarıyor, sabit bir noktaya dikilen gözlerin derinlikle- rinde (istikbalin en geniş, en kavi ümidleri parlıyor. Marş bittikten sonra önümde du- ran bir yavruya: — Bayramınız kutlu olsun, dedim Neşe saçan parlak gözlerini süze- rek gülümsedi — Teşekkür ederim. Sizin de... Bu, yalnız, çocuk bayramı değil ki. Mille. tin hâkimiyeti bayramı da bunun içinde. Birkaç sordu — Siz de, küçükken bayramlarımız. da böyle şenlikler yapar mı idiniz? Bu defa ben yutkunmağa başla- dım. Bir an içinde eski hatıralar taze lendi. Püsküllü feslerimizi kalıplatıp cü zkeselerimizi boynumuza asarak cülusu hümüuyun, velâdeti hazreti şehriyari şenliklerine gidişimizi dü- şündüm. İsmi tüylerimizi ürperten hey hat ve selâmetleri uğruna okuduğu- müz dua nağmeleri kulaklarımda çınladı. Önümdeki minimininin iş- tifhamkâr bakışları karşısında /kıza- rarak mırıldandım: defa yutkunduktan sonra — Evet yavrum. Biz de şenliklere giderdik. Fakat, bize, ne olduğunu bilmediğimiz tek arzunun hâkimiye- tini kutlatırlardı. Siz, kendi hâkimi. yetinizi kutluyorsunuz. Ktrafımı saran miniminiler, larından umulmıyacak ciddi bir oda ile haykırdılar: — İnsan, yapar mı? Bir Türküz başkası hâkim olamaz bizim, hâkim de biziz. yaş için şenlik Bize bizde Bayram da mediği şey Cemal Darüşşafakanın 67 nci yıldönümü Darüşşafaka Mezunları Cemiyetinde, 28/4/9409 | 61 nci yıldı başlar ve 1 ların gelmeli ——., 2 ik çorap ın başına ördüğü çorap artık pek cana yetti Galiba bay Amca... B.A — Çorapsız Mı eiktan gözmek modası e — — - — Hayır, kadın çoraplarında esaslı bir tasfiye yapılmasına karar veril. miğ... Bay Amcaya £ göre .« İki çeşide indirilecekmiş!.,