23 Nisan 1940 AKŞAMDAN AKŞAMA İstanbul halkına saptırılacak mecburi Jimnastik Erkekler için 45, kadınlar için de 35 yaşına kadar jmnastik mecburi #lacakmış. Haftada iki kere Beden Yoksul talebeye! yardım Kerbiyesi genel direktörlüğünün disiP- | partinin kurduğu birlik 10869 Wini altında idman yapacakmışız, Bu direktörlük bir hayli zaman — #Filânca takım yenildi. tâbiri yazılmasın! Zira Türk ye Milmez. «Mağlüp oldu» tâbiri kullanıl Sin! - diye dilimizi zabtürapt altına yolunu tutmuştu, (Ben şah- aradaki farkı kavrıyamamıştım.) İsmi geçen makam, dil değil beden terbiyesinin en yüksek kumanda mev bu olduğundan, türkçe hakkındaki arzusu tahakkuk edemedi ammâ, Mbette sonuncu projesi çok ciddiyetle tedkike değer. olacak da şu koskoca İstanbul ahalisi haftada iki kere, cuma sal azna gider gibi, jimnastik yapa- Hani cAt bulunur, meydan bulun- Maz! — Meydan bulunur at bulun- Maz'» diye bir tâbir vardır; bizim #ehirde ne meydan var, ne at... (Meydan, hakiki; at ise mecazi mâ- sında... Yani Jimnastik hocasi ne tede?,. ) Sonra kış oluyor, yaz oluyor. Hele İstanbulun mevsimine de bel hağla- iyor. Sabahleyin günlük güneş- Pardösüyle çıkıyorsunuz. Vay *fendim sen misin bu cesareti göste- ei Başlıyor bir rüzgâr, bir yağmur. Mekteplerde bile kapalı jimnastik Salonlarının bulunması şartken, — | haydi. desek ki — cami avlularında Artık kaydırak oynanmayıp havalar Müsaid olunca jimnastik orada ya- Pilacak ve mahalleli bu avlulara de Yam mecburiyetinde tutulacak; peki , fena havalarda camiin içinde, Papuçları çıkarıp jimnastik olamaz TAL... Yer nerede?... Hem koskoca Be- n yeni semilerinde ne cami Var, ne cami avlusu, hattâ me boş Arsa; Şu işin nasıl tatbik edileceğini kaç Gündür düşünüp taşınıyorum; kestik #emedim bir türlü... Vaktile mektepteyken bile jimnas- tik dersini yançizenler olurdu. Kimi tan topallıyarak yürür, kimi üşür gibi ceketinin yakasını kaldırıp: *Hastayım!» derdi, Bu mecburiyet de böyle temaruzlara kapı açacak. Aksı- Tan, öksüren; «Yahu! Ben matbaa yim, gündüz uyur, geceleyin Salışırım! Daha yeni yattım; ne uyan- İYorsun a bekçi beni?» diyerek ba- ğr bağır bağıran... Hülâsa, bin müş- külü, . Saye bu muazzam jimnastik işl başarılabilirse misline belki de tarih- VE başka memleketlerde raslanma- Mış Müşkül bir teşkilâtçılık ve Idare Silik dehâs göstermiş olacağız. Neli- 2 merakla bekliyor ve muvaffakıyet ediyorum. Zira, bu cu- pisi günü, en kalabalık bir saatte Yoğlunda bir arkadaşımla beraber Yürüyorduk. Onun da, benim de bo- Yaç Lesadüfen 1.56 olduğu halde va- tinin pek fevkinde âdetâ şimal ir- yetyp işi gibi kalıyorduk. Ekseri- — ufak tefek, ufak tefek, ufak tefek... erler ki, jimnastik İsveçlilerin ser- Na Şüzelleşmelerine; sıhhatli, hattâ — boylu olmalarına çok yardım İS. Şüphesiz bizede tesir eder. < >— Bugün memleketin birçok yer- gürbüz çocuk müsabakaları Yapılıyor bay Amca... çocuğa bakmaktadır İstanbul şehri içindeki resmi Ukokullarda okuyan 74,488 talebeden 14,526 sının yardı- ima muhtaç olduğu tesbit edilmiştir. Geçen yıllarda himaye heyeti ve cemiyetleri e sair hayır müesseselerinin ilkokullarda bes- İedikleri ve yardım ettikleri talebenin sayı- a 'TTA5 e kadar yükselmişti, Cumhuriyet Halk Partisi vilâyet idare heyetinin 1937 de teşkil ettiği «İlkokni yoksul çocuklarına yar- dim cemiyetleri birliği» ilkokul himaye he- yet ve cemiyetlerile diğer hayır müessesele- rinin daha âhenktar şekilde çalışmalarını temin etmiş. son on bir aylık çalışma s0- nunda bakılan çocukların sayısı 7725 den A yükselmiş, elbise, Kitap ve sair icar da çoğalmıştır. Birlik 174 okul- da himaye cemiyet ve heyetlerinin faaliye- ti ile yakından alikadar olmaktadır. Bu beyetlere 20,898 aza yazılmış, bir yılda 55,174 lira toplanarak 10,869 yoksul talebe bakım altına alınmıştır. Birlik faaliyetini daha ge- nişletecek, bakımsız ve yardımsız çocuk kalmamasını temin edecektir. Sahillerimiz arasında nakliyat Türkiye armatörler birliği, sahillerimiz arasında yapılacak hususi mümsseselere aid nakliyatı muntazaman idare edebilmek için etüdlerine devam etmektedir. Dün de, ar- masörler birliğinde hususi suretle bir btop- Jantı yapılarak nakliyat meselesi görüşül- müştür. Armatörler birliği, bu meseleyi gö- râşüp hükümetten icap eden emirleri almak üzere bugünlerde Ankaraya bir heyet gön- derecektir. Eski mukaveleler Ticaret odası bir rapor hazırladı Resmi döyair ve hususi müessoselerle ba- zı mukaveleler yapıp taahhüdlere girişen birçok kimselerin İstanbu! Ticaret ve sana» yi odasına müracaat ederek, harp dolayısile Saahhüdlerini yerine ( getiremediklerini, harpten evvel yapılanı bu muzavelelerin hü- kümden saki: olmasını İstediklerini yazmış- tık, Yedi aydanberi Ticaret odasina bu hu- susta yapılan tlar bini aşmıştır. Ticaret odası, Avrupa harbinin ticaret mu- kaveleleri üzerine te gibi tesir icra ettiğini ve edebileceğini, mücbir sebepleri araştıra” rak bu hususta mufassal bir rapor hazırla. mıştır. Raporda, hangi cinsten taahhüdün ne gibi esbab dahilinde hükümden düşebi- leceği. böyle bir vaziyet karşısında zarar zi- yanın kime ald olacağı, hangi tip mukavo- Jelerin ise meriyette devamı icap edeceği urun uzadıya anlatılmıştır. Bütün ticaret ve sanayi erbabını alâkadar eden bu rapor, İstanbul Titaret odasının yarınki meclisi idare toplantısında (çarşamba günü) mü- yakero edilec Ticaret müdürlüğü demir satın almağa başladı Dünden itibaren İstanbul mıntaka tica- zet müdürlüğü, hükümet namına demir ve putrel satın almağa başlamiştir. Bu mü- bayaat, bir müddet devam edecektir. Fatihte oturan Mustafa adında biri polis# müracaat ederek,“ Cibalide Cevad, Reşad ve Şükrü isimlerinde üç kişi kav- ga ettiğini, bu kavga neticesinde arkasın- dan ciğeri üzerinden bir bıçak yarası al- dağını beyan etmiş, bunun üzerine polis, üç arkadaşı yakalıyarak Mustafanın han- gisinin bıçağile vurulduğunu tahkika gi- rişmiştir. Mustafa tedavi altına alınmıştır. amanın ekran Kırk yaşının dönemecinde olanlardan bu işi bir umut tutamağı yapmak geçti amma, gelecek nesiller namı hesabına yine de haftada iki kere kol bacak oynatırız... Hemen Allah şu te. şebbüsü muvaffak etsin! Hem fay» dah, hem eğlenceli, hem seyranlı olu. cağı için doğrusu ya, pek arzu eği- yorum... (Vâ - Nü) e —— ——>X Müsabakalarda kazananlara verilen mükâfatların ne olduğunu pek bilmiyorum amma ya bir madal- ya... ŞEHİR HABERLE. Karilerimizin mektupları Altıyol ağzındaki duraklar Kadıköy tramvaylarının, iskeleden kalktıktan sonra (Bostancı, Pener- bahçe, (Moda), (Üsküdar, Bağlarbaşı, Kısıklı, Gazhane) ye ayrılan hatları- nin mecburi ilk durağı, Altayolda ay- tü noktada idi. Bu yüzden esasen dar bir yol olan ve bir çok işlek dükkün- lar da bulunduğu için burası tramvay bekleyen yüzlerce halkın da ilâvesile geçilmez bir hale geliyordu. Pek yerinde bir karar ile, hatların, Altiyoldaki mecburi durak yerlerini değiştirdiler. Ancak Bostancı, Pener- bahçe tramvaylarının durağı yapılan telefon şirketinin karşısındaki arsa, pis, taşlık, süprüntülü ve bir çok odunlar yığılmış bir haldedir. Buranın durak ittihaz edilmesinden bir gün ev- vel bir kaç amele ile temizletilmesi bir kaç saatlik işti. Tahsisata da ihtiyaç yoktu sanırım. Moda tramvaylarinın durak yeri ise tuhaf bir tesadüf tam Belediye aptes- hanesinin kapısının önüdür. Bundan başka, arabalar ve otomobiller de, bu dar yerde durmaktadır. Halk aptes- hane kokusu dinliyerek otomobiller ve arabalar işinden bin müşkülât çeke- rek tramvaya biniyor, Üsküdar, Gazhane vesalreye işleyen #ramvayların Altıyoldaki Uk durak yeri ise münasiptir. Okuyucularınızdan B.G. KÜÇÜK HABERLER: 4 İstanbul çorap sanayi erbabı, dün de sanayi birliğinde toplarmışlardır. Toplan- tıda, bundan evvelki içtimada görüşülen yerli iplikten imalât meselesi üzerinde tek- rar konuşulmuş ve bundan sonra yapıla- cak toplantılara Sümerbankın da mümessil göndermesi temenni edilmiştir. A Mehmed kızı Iailde adında hamile bit İ kadın bir hafla evvel Haseki hastanesinde bir erkek çocuğu doğurmuştur, Dün akşam çocuğu süt emmek Üzere annesine gölüre müişler, yavrucak bir müddet meme emdik- ten sonra hastalanarak ölmüştür. Vaka müddelumumiliğe bildirilmiş, adliye dokto- ru B, Salih Haşım hastaneye giderek cese- di muayene etmiştir. Otopsi yapılmak üzere cesed morga . X Limandâ bulunan Yenidünya molörü- ne girerek elbise ve saire çalan Mehmed adında biri yakalanmış ve adliyeye veril. miştir. Mehmed, Sultanahmed birinci sulh ceza mahkemesinde yapılan sorgusunda su- çunu itiraf ederek parasız kaldığı için el- Mehmed Tevkif edilerek tevkifhaneye gön» derilmiştir. A Yugoslav hükümeti, uzun zaman de- vam eden Türkiye - Yugoslavya afyon an- Jaşmasının bir hatırası olmak üzere Afyon mebusu bay Hamza Osman Erkana, Ticaret Veküileti dış ticaret dairesi relal bay Bervet Berkine, ve eski Toprak mahsülleri umum müdür muavini Hâmlide Yugodavyanm en büyük nişanının ikinci derecesini tevelih etmiştir. # Bakırköyde terzilik eden Amelya is- minde bir kadın. idaresindeki bisikletle İs- tanbul caddesinden geçerken Yeşilköylü Meryem isminde bir kadına çarparak ya- ralanmasına sebep olmuştur. Amelya hak- kında kanuni takibât yapılmaktadır. X Kasımpaşada oturan Niyasi ile Ber- Güzar İsminde iki arkadaş bir para mese- lesinden kavga etiişler; Niyazi, Bergüzar bıçakla ağır surette yaralamıştır. X Aksarayda oturan Liza isminde bif kadm dün Sultarahmedde bir tramvay- dan, durmadan inmek isterken düşmüş. Yarulandığından polis tarafından hastane. ye kaldırılmıştır. Kumkapıda oturan Sullana isminde bir kadın da vatman Asımın idaresindeki tramvaydan arka üstüne düşmüş, yaralan» dığından zabila tarafından Haseki hasta- nesine kaldırılınıştır. Zabıtaca yapılan tahkikatta ber iki ka- zada kabahatin yaralananlarda olduğu tesbit edilmiş, vatmanlar hakkında mua- mele yapılmasına lüzum görülmemiştir. Müddeiumumi İAnkaradan döndü İstinaf mahkemeleri teşkili 941 senesinde yapılabilecek Geçenlerde Ankaraya giden müddelumu- mi B, Hikmet Onat cumartesi günü akşam trenile İstanbula dönmüş ve dün vazifeşi- ne başlamıştır. B. Hikmet Onat, Ankara se. yahati ve diğer adli meseleler etrafında dün bir muharririmize şunları söylemiştir; — Mali sene başı olan haziranın yaklaş- ması dolayıslle her sene olduğu gibi bu de- Ta da Adliye Vekületile temasta bulunmak üzere Ankaraya gittim. İstanbul adliyesine aid muhtelif meseleler etrafında Vekâlete lâzım gelen izahakı vererek bütçenin tan- ziminde göz önünde tutulmak üzere, İstan- bul adiiyesinin ihtiyaçların! vekülete anlat- tam. İstinaf mahkemeleri teşkilâtı Evvelce de bildirildiği veçhile yeniden 18- tnaf mahkemeleri teşkili muvafık görül- müş ve esas itibarile kararlaştırılmıştır. Fa- kat bu teşkilâtın önümüzdeki mali sene için” de yapılmasına imkân görülmemekte ve an- cak il senesi zarfında yapılabileceği an- laşılmaktadır. B. Sırrı hakkındaki tahkikat Bazı kimselere ve hükümet erkânından muhtelif zevata hükümet işlerini tenkid mahiyetinde mektuplar göndermekten maz- Bunen hakkında takibata girilişen sabık Ko- caeli mebusu B. Sırrı hakkında İstanbul müddelumumiliği tarafmdan hiç bir tah- kikat yapılmış değildir, Tahıkikatın bizden geçtiği etrafındaki şayinlar asılsızdır. İlk tahkikatı Emniyeti umumiye müdiriyeti yaptırmış ve askeri mahkemece işe el ko- nulmuştur. Bu mesele İle İstanbul müddel- umumilgi hiç bir suretin alâkadar olma- mıştar.» Müddelumumi, bono sahtakârlığı tahki- katın devam ettiğini ve yeni bir safhası bulunmadığını, ahvali hazıra dolayıslle ad- liye sarayı inşaatının da bir müddet daha gecikeceğini söylemiştir. Benzin ve gaz fiaileri Dünden itibaren yeni emrin tatbikine başlandı Ticaret Vekâleti tarafından teşbit edilen yeni benzin, gaz ve motorin flatleri hakkın» daki emir, dün şehrimizdeki alâkadarlara tebliğ edilmiş ve tatbikata geçiimiştir. Gerek taksi ve otobüs sahipleri, gerekse mazotla iş gören moförcüler, dün alâkadar makamları müracaal ederek yolcu ve nav- Jun ücretlerinde zam istemişlerdir. Bu ta- lepler reddedilmiştir. Şehrimizdeki bakkal- lar da gazın kilosuna vasal! ? #lâ 4 kuruş zam yapmıştır. Ankara 22 (AA) — 21 nisan 1940 tari- hinden itibaren meriyet mevkiine konan yeni benzin, ald tebliğde bazı tahrir yanlışlıkları gö- rüldüğünden, aşağıda yazılı olduğu veçhi- le bunları tashih ediyoruz. 1 — Dökme molorin fiatleri işin kile başına, gösterilen zam 0,97 kuruş olmayıp 0Z1 kuruştur. ş 3 — İstanbul ve İzmir şehirleri için litre olarak gösterilen dökme gaz fiati kilo ola- caktır. Şehirli yurddaş! Evinin bahçesinde şimdi kırm- zı domates, gülden ve lâleden daha kıymetlidir. Ulusal ekonomi ve arttırma kurumu İ İSTANBUL HAYATI STANBUL Hi Açık havada nişan eğlentisi Mevsimin henüz, pardösülere sarmıp kuytu köşelere sığınmadan, uzun müddet açık havada oturacak kadar ilerilemedi amma, her halde bu genç- leri, evlenme heyecanmın harareti sarmış. Gazino bahçelerinden birin. de nişan eğlentisi tertip etmişler, Eh, herkesin keyfine müdahale edecek değiliz ya; biz de hir köşeden seyref- tik. Havuz başıma sıralanan sandalye ler dolmuştu. Erkek davetliler şap- kaları, pardösüleri atmışlar, kadin- ların ekserisi de incecik, yazlık de kolte roplarla oturuyorlar. Zavallı gelinceğiz kısa kollu, açık göğüslü, incecik robun içinde rüzgârın iğne leri vücudüne saplandıkça o ürperi- yor, moraran dudaklarını ısırarak titreyişlerini gizlemeğe çalışıyor. Bi- raftakiler de kabadayılığı bozmamak için kendilerini sıkıyorlar, titredikle- rini biribirlerine hissettirmemek mak- sadile kıvranıyorlar. Fakat, serin rüzgâr muziplikte ısrar ediyor. Du- daklar, burunlar morariyor, çiplak kollar, göğüsler gittikçe kızarıyor. Bir aralık, köşedeki perdeli kere- veilen cazbandın akord uğultuları başladı. Havuz başındaki masalar geriye çekilip ortada açılan yere bir kilim parçası serildi. Kırmızı boyum bağlı, yeleksiz smokinli bir delikanlı, yeni boyanmış iskarpinlerini gıcırda- tarak kilimin ortasına dikildi. Dört tarafa dönerek heyecanla eilerini kollarını sallıya sallıya bir şeyler söy- ledi amma, rüzgârla dağılan sesi pek duyulamadı. Wer halde, misafirlerin teşriflerine teşekkür etti. Smokinli delikanlının âmirane bir işareti üzerine gelinle damat da yerle. rinden kalkıp yanyana karşısına di- kildiler, Adam, cebinden bir kutu çi- kardı, gene telâş içinde tepine tepine bir hayli bağırıp çağırdıktan sonra geline yaklaştı, kutudaki yüzükler. den birini alıp kızcağızın soğuktan ve heyecandan titriyen parmağına taktı, İkinel nutku müteakip damadın yü- züğü de takıldı. Smokinli zat, cazbanda dönüp bir kumandan tayrile keskin bir el işa- reti savurdu ve istiklâl marşı baş- ladı. İstiklâl marşını, oynak bir dans havası takip etti, Alkışlar arasında serpantinler, konfetiler atılyor, Fakat danseden çiftlere bir tanesi bile kıs- met olmadan muzip rüzgâr hepsini alp otraftaki ağaçların tepesine sa- vuruyordu. Biraz evvel de söylediğim gibi, âle. min keyfine müdahale edecek deği- Tiz. Herkes nasıl isterse öyle eğlenir, Ancak, yukarıda işaret ettiğim istik- lâl marşı bahsine kalemim takılıyor. Milli marşımızı rasgele yerde çal masak; bü hususta çok daha titiz davransak iyi olur. Cemal Refik SCHERING fabrikasının BÜTÜN İLÂÇLARININ ESKİ FİATLARLA ve HER MİKTARDA MEVCUD OLDUĞUNU SAYIN DOKTORLARA BİLDİRİRİZ. Bay Amcaya göre!. .. Yahut bir oyuncak tahmin ediyorum... olacağını ... Halbuki mükâfat, çocuğun öm- rünce istifade edeceği neviden bir şey olmalı!... B. A. — Çocukların kazandığı da zaten böyledir bayım!... — Nasıl?.. B. A, — Gürbüz vücutlar!,..