14 Nisan 1940 AKŞAMDAN AKŞAMA m Şu sinir harbinin sinir bozma âleti Bu asrın üç mühim icadı: Tayyare, sinema ve radyo. Birincisi, — Allah mahfazna — dü- menini şeytanın eline kaptırdı. İn- sanları melekleşmiş vaziyette sema- larda uçuracak yerde, toprağa ve suya yildırımlar yağdırıyor. İkincisi hakkında «Ahlâkı bozu- yor!» diyn oldu; «İnsanları may- munlaştırdı, biribirinin mukallidi ha- line getirdi!» diyen de oldu. Fakat tayyare ile ve sinsi tahtelbahirle kı- yas edilince mucidine rahmet! Hiç olmazsa milyonluk kitlelere müşte. rek rüyalar gösteriyor. İnsan sine- mada yarım saatlik hayali bir cennet- tedir: Hem de otuz kuruş, yarım lra gibi cüzi bir para mukabilinde! Üçüncü icad: Radyo... Salonlarımı- zın baş köşesine geçmiş, ciddi ciddi oturuyor amma, belki de bütün akra- mı arasında en komiği! 1939 harbinin ciddi olmadığına dair hâlâ çok kimsede kanaat varsa emin olun ki bunun başlıca sebebi radyodur, Geçen gün Churchill'in nutkunu heyecanla bekliyorduk. Londradan sesler geliyor: — İşte başladı... Şunu şunu söyle di.. Mecliste halâ konuşuyor... Ko- nuştukca parçalarım hülâsn edece Ziz... Zamanınızın ziyan olmaması için şimdilik bir plâk çalacağız... (Bir tango başlar... Bitince:) Nutkun hülâ. Sasına devam ediyoruz. İşin ciddiyeti kalıyor mu? Tarihin en büyük muharebelerinden biri cereyan ediyor: Skagerrâk ve Kat- tegat naâş içinde... Denizlere aslâ bu kadar torpil dökülmemişti... İnsanlar ve mühimmat, havadan kıtalar aşırı naklediliyor... Donanmalar o çarpışı- yor.. Baskına uğramış ,bir millet malını ve canını müsteyliden o koru- mak için çırpınıyor... Diyorlar ki, ha- Vada, denizde ve karada böyle büyük bir saha üzerinde cereyan ettiği için, bu harp, şimdiye kadar gördükleri- mize mahiyet itibarile de benzemez. Ötekiler satıh harbiydi, bu hacim har- bidir; ötekiler iki buudluydu; bu, üç buudludur... Üçüncü buud semalardaki tayyarelerden denizin dibindeki tah- telbahire doğru şakuli iniyor... Bunun kanunları, kaideleri şimdiye okadar hazari idi; ancak bu içinde bulundu- Eumuz günlerin ameliyelerine istinad *derek yeni harp düsturları tecrübe- ediliyor. Ve insanlar, bu azametli lâ- boratuarda kobaylar gibi harcanıyor! Bütün bu vaziyetleri izah ederken, mdra radyosu azıcık duruyor: — Bir piyes dinleyeceksiniz... Komik eser başlıyor? Halbuki o si- Fada İngiliz anaları, sacaba oğlumu- Tun bindiği gemi de batanlar arasın- da mı?» diye bekleşiyor. Radyodaki aktörlerden biri köpek taklidi yapmakla, öbürü de burniyle himhim gibi konuşmakla meşgul... Hani çocukluğumuzda o konuşur- duk: «Şu evlerin damlarını birer birer AÇIP içerlerine baksak, kimbilir ne ga- TİP ve nasıl biribirine uymaz hallerle ılaşırız', Ona hacet kalmadı: Radyonun düğ- | Mesini çeviriniz. #htiâ ona bile ha- İ Sak yok! Çevirmeden bekleyiniz! Ga- i betlerin, biribirine uymazlıkların “PSİ geçid resmi yapacaktır. Diyorlar ki: Sinir harbi: Bu sinir harbinde âsabı en fâzla bo- Pan da radyo... Başından ayrılamıyo- Vga , tiryakisi olduk... Ve ta- e ağalarının ağır aksak havadis ge- ei devirlere rahmet okuyoruz... h, ne raha; 1.. Ancak gelecek ayın ortalarına doğru Edirnekapısından Sirecek olan bir haberel, bize Dani. Markanın istilâsı havadisini getire. cekti... «Yar. Ne yana düşer orası?» diyecektik... Ve hıdıreller safasına ha- Yırlanacaktık, (VA - Nü) Çorapçılar heyeti Ankaraya s gidiyor deletisad Vekületi tarafından muhteli? yap- öy Börüşilmek üzere, Ankaraya çağı- A; a Apçlar heyeti bugün Ankaraya gi- Miğİ e. Heyet, İstnnbul Ml Sanayı Bir- ri ti kâtibi B. Orhan Güleryüzle di- tir. İ Çorap fabrikarörümden, mürekkep. AKŞAM ŞEHİR HABERLERİ Yeni ekmek çeşnisi Fırıncılar, Belediyeden biran evvel tesbitini istediler Şehrimizde yapılan ekmekler için öteden- | beri üçte bir sert, üçte İki nisbetinde de Yumuşak buğday unu kulanılıyordu. Top- | rak mahsulleri oflai tarafından İstanbulun | ihtiyacı olan buğdayı temin etmek vazifesi deruhte edilmezden evvel, Dahiliye Veküle- ti, yumuşak un miktarı arttınlırsm İstan- bulda çıkacak ekmeğin daha yumuşak ve beyaz olucağını değirmencilere bildirmiş ve Vekhletin tavsiyesi üzerine değirmenel- ler yumuşak buğdayı fazla kullanacakları yerde, Belediye ile mutabık kalarak yüzde 15 sert ve yüzde 85 nisbetinde yumuşak buğday uu İle ekmek yapmağa başlamış” lardı, Fakat piyasada bu nisbeti muhafaza ede- cek un bulmak her vakit Kabil olamadığın- ahte bonolar | Ali Fuad isminde biri daha tevkif edildi Mübadil bonolarını taklid ederek Ziraat bankasından para alan şebeke hakkında tahkikat genişletilmekte ve bu işle alâkaları | olduğu anlaşılan daha bazı şahıslar mey- dana çıkarılarak yakalanmaktadır. Sahte olarak yupılan bonoların bir kısmının üze- rinde resimleri bulunan Alt Yuad adında biri de yakalanarak dün adliyeye teslim edilmiştir. Al Fuad, bu. sahtekirik işini tertip ettiği iddlasile Ankarada tevkif edi- Mp üç gün evvel İstanbula gönderilen Kiha- dın suç ortaklığından maznun dur. A) Fua dın mübadele işlerile hiç alikası olmadığı halde kendisi mübadil gibi gösterilerek sah te mübadil bonolarma fotoğrafı yapıştırıl— mış ve bu banolarda müstear isimler kul. lanmıştır, Dün Sultanahmed birinci sulh ceza hâ- kimi tarafından sorguya çekilen Ali Fuad sahte bono işile ve maznun Nihadla ulüka- sını tamalle inkâr ederek şunları söylemiş. tir — Ben sahtekârlık işinden haberdar de- Eilim, Esasen böyle şeylere karışmam, Nü- fus tezkeremi çıkaracaktım. Eskiden tani- dığım Nihad evrak muakkibi olduğu için nüfus tezkeremi çıkarttırmak üzere kendi- sine müracaat ettim ve fotoğraflarımı ver- dim. Herhalde sahte bonolara benim fo- toğraflarım yanlışlıkla yapıştırılmıştır. Bu işten para da almış değilim. Bana İsnad olunan saçlar asılsızdır. Hiç bir alâkam Mahkeme, Ali Fuadın da tevkifine karar vererek levkifhaneye göndermiştir. Kendisi hakkındaki evrak dâ diğer maâznunların evrakile birlikte tahkikata devam edilmek | üzere dördüncü sorgu hâklmineserilmiştir. Demir stoku beyannameleri Demir stoku olanlar tarafından Mıntaka Ticaret müdürlüğüne beyanname yerilme- sine devam edilmektedir. Dün de 200 kişi tarafından beyanname verilmiştir. Bu iş için verilen üç günlük mühletin 0- nuncu günü resmi tatil günü olan bugüne rastddığı için, beyanname verilmesine ya- rnki pazartesi akşamına kadar devam edi- lecektir. Şeker ihtikârı yok Fakat şekerleme fiatlerini lüzumsuz yere yükseltenler takip edilecek Alâkadar makamlarca şeker ihtikârı et- rafında açılan tahkikat ikmal edilmiştir. Öğrendiğimize göre Melba - Dion çikolata fabrikasının altıncı asliye mahkemesinde beraetle neticelenen kararından evvel baş- Janan bu tahkikat, birçok firmaların da ka- nuna aykırı harekette bulundukları zanni- Je haklarında takibata girişilmişti. Bilâha- re, sekişindi asliye serada Seferoğlu Niko- lâkinin mahkümiyeti, altıncı asliye ceza mahkemesinde ise Lion-Melba şekerleme ve çikolata fabrikaşı mesul müdürlerinin be. raeti, mili iktisadı koruma kanununun #tok- Jar hakkındaki hükümlerinin tatbikatına ald anlaşmazlığı ortadan (kaldırmışlar. dır. Bu itibarle altıncı asliye ceza mahke- mesinin kararı, bütün sanayi erbabınca minnet ve şükranla karşılanmıştır. Haber aldığımıza göre, birçok milli sanayi erba- bı, alâkadar makamları ziyaret ederek, ge- rek tahkikat esnasında, gerekse mahkeme. nin beraet kararından sonra, milli sanayli- mizi himaye yolunda gösterilen hüsnü ni- yetten minnettar kaldıklarını bildirmişler- dir, Bundan buşka Arıkaraya giden Sanayi Birliği umumi kâtibi de, İstanbul Milli Sa- nayi erbabının şükran hislerini hükümete arzedesektir. İhtikârla mücadeleye ieemur makamlar, Ber ne kadar yeni bir şeker ih- tikârı tesbit edememişlerse de, şekerleme Hlatlerini lüzumsuz yere yükseltenler hak- kındaki takibata devam edeceklerdir. Mamül şeker imalâthaneleri. Belediyeye müracaat ederek son zamanlarda şeker #atlerinin on kuruş artması üzerine ma- mül şeker fiatlerinin de arttırılmasında zaruret olduğunu ve keyfiyetin Belediyece tedkik edilmesini atemiglerdir. F i Belediye, mamül şeker ve şökeriemeler- den hangisinde ne nisbette bir fiat farkı olduğuna dair bir iste masını İs- temiştir. Şekereller bunun için bir liste hazırıyarâk Belediyeye verecekler ve Be- lediye ona göre tedkikatını yapacaktır. Yeni İran konsolosu dün vali B. Lülgu Kırdar ziyaret etmiştir. dan, İstanbuldaki ekmek çöşnisinin muha- #azası ve un ihtiyacının karşılanması için Toprak ofisi nâzımlık yapmağa başlamıştı. Bu suretle değirmenciler, sert veya yumü- şak buğday tedarikinde müşküldta uğra- dıkları takdirde, Toprak ofisi, ihtiyaç gö- rülen nisbette değirmencilere buğday ve- riyordu. Bon günlerde artık şehir piyasasına buğ- day gelmediğinden İstanbulun buğday ih- tiyacı münhasıran Toprak ofisi tarafın- dan temin ve tedarik edilmektedir. Ofis, son günlerde yürde 75. nisbetinde yumuşak, yüzde 25 nisbetinde de sert buğ- day vermektedir. Bu vuziyet karşısında ek- mek çeşnisinin yeniden tesbii lâzımgel- Belediye kooperatifi 15 Temmuzda fevkalâde bir kongre toplanarak hesabat heyetinin rapurunu tedkik edecek Belediye kooperatifinin evvelki akşamki kongresi etrafında mütemmim malümat aldık. Kongrede, eski idare heyetini mun- haze eden 78 sahifelik büyük raporun muhleviyatı, içtimada hazır bulunan or- taklır üzerinde çok fena tesir yapmış ve mesuliyetieri meyzuubahs olanlar etrafın» da çok şiddetli tenkidler yapılmıştır. An- cak eski senelere ald bu karışık hesapla- rın tedkikin» bundan evvelki kongre ta- rafından üç kişilik bir heyet seçildiği hal- de heyet âzasından yalnız B. Kâmil Pe- kiner'in bu müamelât ve hesabatı tedkik ederek rapor tanzim etmesi dağru görül- memiş ve Belediye masraf müdürü B, Av- Bi, muallim B, Arif Hulki, Belediye gaz de- poları müdürü B. İbrahimden mürekkep yeni bir tedkik heyeti intihab edilmiştir. Bu heyet, kooperatifin hesabat ve mua- melâtıni yeniden tedkik edecek ve bir rapor hazırlıyacaktır. 15 temmuzda fevkalâde bir kongre top- lanacak ve münhasıran bü yeni heyetin vereceği raporu tedkik edecektir. Evvelki “akşamki kongrede 939 senesi bilânço ve raporları okunmuş ve idare heyeti ibra edilmiştir. İdare heyeti âzası yeniden ipka edilmiştir. Ancak idare meç- Msi reisi B. Samih, riyasetten çekildiğinden ralsliğe Belediye iktisad müdürü B. Saffek Kongrede bundan başka kooperatifin müstakbel vaziyeti otrafında münukaşalar olmuştur. Kooperatif sermayesinin arttı- rilmasını veyahud başka tedbirlere baş vu- rülmak suretile mi hareket edilmesi daha doğru olacağı düşünülmüştür. Bunun üze- rine B. Suphi, B. Hâmi, B. Kemal, B, Hay- dar, B. Ariften mürekkeb beş kişilik bir heyet inlihab edilmiştir. Bu heyet, koo- . peratifin müstakbel inkişafı için ne gibi tedbirlere baş vurulacağını tedkik edecek 21 nisanda toplanacak Xongreye bu ted- kiklerinin neticesini bildirecektir. Meşhur bir Fransız sahne vazil şehrimize geliyor Muasır Fransız liyatrosunun en büyük sahne vâzılarından Jagues Copeaux pasar- tesi günü şehrimize gelcesk we perşembe &ünü öğleden sonra Güzel sanatlar akade- misinde «Tiyatro» mavzulu bir müsahaba yapacaktır. Ayrıca güzel $iir okumakla ma- ruf olan kıymetli misafirimiz, o gün tiyat- To hakkındaki müsahabesinden sonra Fran- -3i2 şiirinin en güzel parçalarını inşad ede- cektir, Türk - Çekoslovak kliring anlaşması Türk - Çeknslovak kliring anlaşması müddeti, geçen hafta içinde bitmiştir. Yeni bir Gcaret anlaşması İçin Almanlar tarafın- dan teklifler vaki olmakla ise de, şimdilik bu hususta müzakerelere başlanmak işin verilmiş bir kârar yoktur. Gençlik” mecmuası aleyhin- deki dava Gençlik mecmuasında intlşar eden Afro- dit davasına «lid bir karikatürün müddel- umumiye hakaret mahiyetinde olduğu id- diaslle mecmuanın neşriyat müdürü B, İh- san Orhun aleyhine dava aşılmış ve asliye dördüncü ceza mahkeniasinde yapılan mu- hakeme neticesinde B. İhsan Orhunun dört Ay yirmi gün hapsine karar verilmişti. B. İhsan Orhunun sabik mahkümiyeti bulun- madığı cihetle bu cazazı tacji edilmiştir. B. , aleyhindeki bu kararı temyiz ef- miştir. Bir ölüm vakası Birkaç gün evvel tedavi edilmek üzere Fransız hastahanesine yatırlan Bayram oğlu Hamdi adında biri dün hastanede öl- müştür. Vaka müddelumumiliğe adliye doktoru tarafından yapılan muaye» ne neticesinde ölümün hakiki sebebi tesbit edilmek üzere Hamdinin cesedi morga kal- dırılmiştar. Otomobil çarptı Şoför Hüseyin Hüsnünün idaresindeki bir tenezzüh otomobili dün Beyazıddan Patihe gitmekte iken Fatih polis merkezi önünde dokuz yaşlarında Hasan İsminde miştir. Bunun Üzetine Belediye | İktisad müdürlüğü, yeni bir ekmek nümunesi ha- zırlıyarık bunu Belediye kimyahanesinde tahlil ettirmiş ve tahlili raporu da Belediye relaliğine gönderilmiştir. Tahlil neticesini gösteren rapor, Daimi encümene verilmiş- tir. Fakat Dalmi encümen, henüz tedkika- tanı tamamlıyarak kararını vermediğinden, ekmeklik un hazırlamakta çok müşkülâta uğryan değirmenciler, tekrar Belediyeye müracaatla bu işin süratle Ikmal edilmesi- ni istemişlerdir. Değirmeneilar, encümenin yeni çeşmi etrafında vereceği karara göre ekmeklik un barıriamak mecburiyetinde bulunduklarını we etmişlerdir. Bu mü- meaat üzerine encümen, bugünlerde kati kararnı verecektir. Satie davası B. Yusuf Ziya Önişin vekili, müekkilinin beraetini talep etti Fındıklı, Salıpazarında Satye şirketine ald binanın eski Denizbank tarafından salın alınması İşinde yolsuzluk yapıldığı kidiasile sabık Denizbank umum müdürü B. Yusuf Ziya ile diğer maznunlar aleyhlerine açılan davaya dün birinci ağır ceza mahkemesin- de döram edilmiştir. Dünkü celsede B. Yu- Sul Ziyu Öniş'in vekili B, Sadt Riza müda- faasını yaparak müekkili B. Yusuf Ziya Ön- iş Denizbank umum müdürlüğüne tayin olunduğu zaman bu işin muntazam bir ş8- kilde idüresi için tedkikat yaptığını ve ba arada antrepo ve malecme deposuna ihti- yaç görüldüğünü, elde mevcud Heyeti Veki- 16 kararmamesinde, Denizbankın liman #a- hası olarak istifade edebileceği yerlerin sa- rahaten bildirildiğini ve evveli B. Raufi Munyasi tarafından teklif edilen Manizade- ye ald bir binanın 140 bin liraya satım alın- ması için kendisine salâhiyet verildiği hal- de bu binanın ipotekli olması yüzünden ını, bunun Üzerine Jerans şir- keti tarafından Satye şirketi binasının De- nizbanka teklif edildiğini, bu teklif üzeri- ne B. Yusuf Ziya Önişin. Denizbank mü- hendisi B. Neşet Kasımgile tedkikat yap- tırdığını ve B. Neşet Kasımgilin de Satye bi- nasının 223,832 liraya kadar satın almabi- leceği hakkında rapor verdiğin! bunun Üze- rine B. Yusuf Ziya Önişin izahatını muva- fık gören Denixhank idare meclisinin de, kanuni sarahtiara ve kendi ictihadlarına istinaden binanın iki yüz elli bin liraya sa- tan alınmasına karar verildiğini ve iddia edildiği şekilde, bu binünın daha ucuz alın- masına da imkân olmadığını anlatarak çok uzun izahat vermiş, binanın bu fliate ve müstacelen salın alınmasında mücbir se- bepleri anlatmıştır. Neticede B. Sadi Riza, binanın satın alınmasında hiç bir yolsuz. Yuk, ve müekkilinin de suçu olmadığını söy- diyerek mahkemenin beraet kararını bekle- diğini bildirmiştir. Müdafaalar çok uzun süreceği cihetle di- ger maznun vekillerinin müdafaalarını yap- maları için muhakeme başka güne birakıl- muştır, Kiralar artırılmıyacak Kararname henüz vilâyete tebliğ edilmedi Ev kiralarının yeniden arttırıimaması | hakkındaki kararnamenin vilâyete tebliğ | edildiğine dair bir gâzetede çıkan haber, doğru değildir. Kararname vilâyete gelir gelmez kazalara tebligat yapılacak ve kaymakamlar kendi mıntakalarındaki ki- ra bedellerinin arttınimeması için umumi mürakabeye başlıyacaklardır. Bazı iddialara ve neşriyata rağmen geh- rimizde bir kira meselesi yoktur. Bilhassa saki binalarla ahşaplarda bilâkis bir dü- şüklük vardır. Bir şok havayici yaruriye #latlerinde yükselme olduğu halde yeni apartımanlarla konforlu binalarda da ge- çen seneye nazaran Kiraların artlığına de- İâlet edecek bir hadise mevcud değildir. Bununla beraber, yeni Kararnama meri. yete konulduktan sonra her kaymakamlık, müddeti biten konlratoların tecdidi gı. rasında fiatlerin. arttırılmamasını temin edecektir. Ancak sayfiye yerlerindeki köşkler, mevsimliği peşin alınarak kiralandığı için bu gibi sayfiye yerlerinin kiracıları her sene değişmektedir. Sayfiye yerlerinin ki. ralarını ald mürakabenin nasil yapılacağı a tasdikinden sonra belli ola- caktır. Hamalların kıyafeti Belediye iktisad müdürlüğü, şehrimizdeki hamallar yeni bir kıyafet o yaptırmağa karar vermiş ve bunun nümunesi yaplırı)- mıştır. Hamal kıyafetleri, bundan sonra Koyu lâciverd bir kumaştan yapılacaktır. Bundan başka ticaretgâh olan hanlarda Şalışan hamallarla piyasada çalışan ba- mallar arasında bir ihtilâf çıkmıştır. Bu ihtilâfa göre han hamallar, han içlerin- deki yükleme, boşaltma işlerini kendileri. ne inhisar ettirmek istiyorlar, bölüklere mukayyed hamallar da bütün nakliye 19- lerinin kendilerine ald olduğunu iddia ediyorlar. Her iki hamal zümcresinin peiş ve mümessilleri dün Belediye iktisad mü- dürü B. Saffetin nezdinde toplanarak nok- tal nazarlarını izah etmişlerdir. B, Saffet bu ihtilâfta hakem vazifesini görerek her iki zümreyi uzlaştıracak bir tesviye çaresi bulacaktır. , ğ ISTAYBUL HAYATI ———— — Samimi dost!.. Kıraathanede bir ahbap vasıtasile tanıştık. Bir müddet beraber oturup konuştuktan sonra, bizi tanıştıran dostum ayrhp gitti; yeni ahbapla başbaşa kaldık. Karşı karşıya hava- dan, sudan bahsederken iskemlesini biraz daha yanıma yaklaştırarak kaşlarını çattı, ciddi bir tavırla; — Tanıştığımıza çok memnun ol dum, dedi. Fakat halinize de acıyo- rum. Dost intihabında çok aldanmış- sınız. Biraz evvel yanımızdan kalkan zat o kadar fena ruhlu, o kadar dü- şük seciyeli adamdır ki, tarifi kabil değil — Demin beraber oturduğumuz arkadaştan mı bahsediyorsunuz? Dedim. İçini çekerek homurdandı. — Hımm... Siz onun ne mal oldu- ğunu bilmezsiniz. Ahlâkı sıfır oldu Zu gibi, soyu, sopu da bozuktur, Aleyhinde atıp tuttuğu zat çok eski dostumdu. Senelerce devam eden sı- kı dostluğumuz esnasında bir fenalı- ğını görmediğim gibi, hüsnüahlâkile bütün ahbaplar arasında kendini sey- dirmişti. Biraz evvel bizim yeni ah. bap kenüisile pek samimi görüşüyor. du. O gidince aleyhine dönüverme- sine hâyret ettim. Kendi kendime; Eh, insanlık hali bu, farkına varmıya- rak bu zatın gönlünü kırmışolabi- lir, diye düşündüm. Kıraathaneden çıkarken bizim yeni ahbap da: — Ben de gidiyorum, beraber çıka. lum. Diye peşime takıldı. Sirkeci civa- rında, tanımadığım bir zatla karşı- laştık. Bizim yeni ahbap gülümsiye. rek şapkasını çıkarıp yerlere kadar eğildi: — Vay, bayım. Vay, muhterem üs- tadım. Nerelerdesiniz? Epey zaman- danberi zatı âlinizle teşerrüf edeme- dim, iltifatlarınızdan, kıymetli soh- betlerinizden mahrum kaldım... Daha bir sürü diller dökerek adam- cağızla bir hayli konuştu, e arada beni de tanıştırdı. Nihayet, ondan da ayrıldık. Adam- cağız iki adım uzaklaşır uzaklaşmaş beriki gene garip bir ciddiyetle kula- Fıma eğildi: — İşte, ahlâksız, seciyesiz herifin biri de budur. Kendisile ahbaplık et- meğe gelmez amma, burada karşıla- ye sizi tanıştırmağa mecbur kak Biraz daha ötede tramvaydan inen bir zatı karşılayıp, öpmek ister gibi ellerine sarıldı, diller döktü ve, Ayri. hır ayrılmaz © biçarenin aleyhinde de söylemediğini bırakmadı. Köprübaşında kendisinden ayrıla- cağım zaman kuvvetle elimi sıkıp söylenmeğe başladı! — Ben, ahbap intihabında çok dikkatliyimdir. Herkesle kolay kolay dost olmam, Fakat bir defa da dest olursam, onun uğrunda canımı feda ederim. Sizinle tanıştığıma, iyi bir dost kazandığıma o kadar memnun oldum ki... Durmadan komplimanlar savuru- yordu. Tahammül edemedim: — Bu dostluğumuzu derhal ve ta- mamile unulsanız ben daha çök mem- nun olurum, Deyip savuştum. Cemal Refik ————— nn Ailede çocuk hayatların bir. birine ekleyen en sağlam düğüm- dür. İSMET İNÖNÜ İngilizler, yumurta satın alıyorlar İngiütereden #öhrimize çelen tanınmış bir İngiliz yumurta şirketinin mümessili, memleketimizden yumurta satın almak için temaslarına devam etmektedir. İlk olarak meğkür firme besabına İngiltereye (1709 küşur sandık yumurta gönderilmişti. Yeni- 2000 sandık daha gönderilecektir. Bun- dan başka diğer bazı Ingiliz yumurta alıcı- larının daha şehrimize gelerek yumurta 8ü“ tın almak üzere teşebbüslere girişecekleri haber verilmiştir. Danimarka piyasasını kaybeden İngiliş Yumurta alıcılarının bu boşluğu, memleke- timizden mal satın almak suretile telâfiye çalışacakları anlaşılmaktadır. İki motörün ecnebi memle- ketlere gitmesine müsaade edildi Liman reisi B. Refik, Ankaradan şehri. mize gelmiştir. Münakalât Vekâletinin, ki moförün daha ecnebi sularına sefer etme- sine müsnade ettiği haber alınmıştır,