İnsanlar ve resimleri enelerce beraber yaşadığımız İnsanları bile oldukları gibi tanımak S kabil değilken, hiç görmediğimiz insanlar hakkında, resimlerine baka- rak bir fikir edinmeğe kalkmak şüphesiz çok aldatıcı bir oyundur. Fakat resimler, daha doğrusu fotoğraflar insanları oldukları gibi gösterme- seler de, onların ne olmak, nasıl görünmek istediklerini fotoğrafilerinden pek Âlâ anlıyabilirsiniz. Fotoğraf opjektifi karşısında tabii halini muhafaza edebilen insan pek azdır. Fotoğrafhanenin kapısından ekseriya tabit hallerile giren birçok kimse- ler, üzerinde siyah bir örtü duran © yuvarlak cam karşısına geçince birden- bire sarsılır. Güzel görünmek hevesinden başlıyarak azimkâr, cesur, hülyalı, zeki, sihirkâr, düşünceli, hattâ mütefekkir görünmeye kadar dalma hasretini Çektiği, fakat bir türlü tahakkuk etmemiş bütün arzuların hücumu altında kalarak şaşkına döner; bunlardan hangisini seçeceğini bilemez. Fakat bir Tesim çekiciden ziyade bir psikolog olan fotoğrafçı derhal müdahale ederek Oun çenesini kaldırır, başını sağa sola çeyirtir, bakışlarım tanzim eder ve nihayet aradığı edâya kavuşturur. Esrarengiz opjektif bir «Çit!» sadasile açılıp kapanınca herşey olmuş bitmiş, Tesim çektiren adam, en zayıf bulunduğu, | bütün tedbirleri ihmal ettiği, foyaları meydana vurduğu anda yakalanmıştır. Dikkat edin: Resimlerinde cüretkâr bir tavır takınanların çoğu az cesur, azimkâr edâlıların ekserisi zayif iradeli, hülyalı bakışlar, sihirli nazarlar sü- hipleri istisnasız güzel görünmek heveslisidirler. Hele parmaklarını ça- kaklarına dayıyanların muhakkak düşünce yoksulü olduğuna inanmz ve dirseklerini bir kaç cild kitaba dayıyarak resim çıkaranların pek az okuma yazma bildiklerine ve asla kitaplarla g yoktur. Kupa maçı Beyoğluspor - Şişli pazar günü karşılaşıyor Beden terbiyesi teşkilâtına alınmadan evvel gayrifedere klüpler arasmda ter- tip edilen maçlarda büyük bir varlık ererek en başta giden ve yaplıkları dedikod. karşıalşmanın devam eden Beyoğluspor ile Şişli klüp- leri bu pazar milli küme deplasman kar- slaşmaları dolayısile şehrimizde maç ol- mamasından istifade ederek aralarında bir maç yapmağa karar vermişlerdir. yaz Yapılan gece maçlarında 'lur gazetesi tarafından ortaya konan ve nihayetlenmediği cihetle or- #ada kalan — kupanın da bu maçın galibi- Her iki takım bu kupayı i takarrur etmiştir. almak için pn en kuvvetli kadrolarile çıkacak- dan karşılaşmanın çok sıkı geçeceği tahmin edilmektedir. Saat 16 da yapıla” | çak olan bu müsabakadan evvel Güneş | le Kanmpaşa ve Beyoğlusporla Şişli B takımları arasinda da hususi birer inü- sabaka yapılacaktır. Galatasaray - Fenerbahçe bu sabah İzmire gitti Milli küme fikstürü mucibince bu haf- ta İzmirde karşılaşmalar yapması icap eden Galatanaray ve Fenerbahçe klüp- leri bu sabah 8,15 de Galata rıhtımın- dan kalkan Marakaz vapurile Bandırma tarikiyle İzmire hareket etmişlerdir. Galatasaray kafilesini Mehmed Leb- lebi ve Adnan Aksıkanın idaresinde şu oyuncular teşkil etmektedir. Osman, Fa- ruk, Adnan, Lât&, Eşfak, Enver, Celâl, Salim, Salahaddin, Budur, Gündüz, Cemil, Bülend, Süleyman. Kafileye bir de masör refakat etmektedir, Musa ve Sarafim izin temin edilemediği cihetle takımla birlikte gidememişlerdir. Fenerbahçe eski oyuncun lardan Niyazinin idaresinde şu oyuncular teşkil etmektedir: Cihad, Nuri, Faruk; Orhan, “ Ali Riza, Küçük Fikret, Naci, Melih, Basri, Fikret, Yaşar, M. Reşad, | Esad, Bülend, Hayati, Ömer. Her iki kafile bu ukşam 9,30 da İzmire; muvasalat edecektir ve ilk maçlarını ya- Pacaklardır. kafilesini Bükreşe gidecek B Milli takım Taksim stadının dış kadrosu seçildi Rumen futbol federasyonunun daveti rine Bükreşe gitmesi takarrü; eden B. milli takımı kadrosu futbol federasyonu tarafından tesbit edilmiştir. Tamamen Ankara bölgesinin oyuncu- larından teşkil edilen bu takıma datan- buldan Galatasaraylı Salim ve Vefalı Hakkının iştirak edeceği haber alınmış. bır. Salı günü Ankaradan şehrimize ge k olan kafile önümüzdeki çarşamba Künü Bükreşe hareket edecek ve 14 ni- sanda Romanya B. milli takımile ilk Maçını, 16 nisanda da ikinci maçını ya- Bacaktır, İkinci küme tehir maçları futbol ajanlığından: 774/940 tarihinde yapılacak maçlar stadı; Y. Davudpaşa - Galata- #Pox saat 14 hakem; Tarık Özerengin Yan hakem: Halit Üzer - Eşref Mutlu, Galata gençler - A. Hisar saat 16 ha- kemi Samih, Duransoy yan hakem: Re- - Muzaffer, Taksim stadı: Karagümrük - Beyoğlu kaz saat 11.30 hakem: Nuri Bosut yan em: İhsan Bayı - Muhtar Güredin. üşüp kalkmadıklarına emin olunuz, Resim çıkartmak olduğundan başka türlü görünmek hissinin tatminin- den başka bir şey değildir ve onun için çoğumuz kendimizden çok resimleri. mizi beğeniriz. Olduğundan başka türlü lince, onların iş için çıkarılmış bir kaç vesika fotoğrafından başka resimleri | Mısıra gidecek güreş takımı görünmek arzusu taşımayanlara ge- Şerket Rado Çüreşçilerimiz hazırlanıyor Mısır güreş federasyonunun o daveti Üzerine Türk - Mısır milli güreş takım- İarı arasında yapılması takarrür eden Karşılaşmalar için İstanbul. güreşçileri hazırlanmağa başlamışlardır. Haftada dört gün Fatihte yemi kuru- lan İstanbul güreş klübü salonlarında | yapılan idmanlara güreş monitörü Saim Arıkan nezaret etmektedir. Güreş federasyonu reisi. B. Tayyar Yalaz bu çalışmaları yakından takip et- mek için evvelisi gün Ankaradan şeh- | gelmiş ve'iki gün şehrimizde kas larak lâzım gelen direktifleri verdikten sonra tekrar Ankaraya dönmüştür. Çalışmalara şu güreşçiler | iştirak et- mektedir: 56 kilo: Küçük Hüseyin, Mehmed. Hakkı, ? Yağa Halil, Mahmud. 6 » 66 >» : Yusuf Aslan, İzzet, 72 » : Kandemir. Faik. | 79 » : Adnan, Hasip. 87 » ! Büyük Mustafa, Sevki. Ağır : Çoban Mehmed, Samsunlu Ahmed. Son zamanlarda kiymetli güreşçileri mizden Çoban Mehmedin rahatsızlandı ğ! ve güreşi terkedeceği yolunda çıkan şayialar tahakkuk etmemiş ve Çoban bu idmanlara iştirakle bu şayinları bilfül tekzip etmiştir. irak eden yukarda isim- niz güreşçiler arasında İdmanlara lerini kaydetti son bir deneme yapılacak ve Mustra gi- decek takım kati şeklini bundan sonra alacaktır. Ankaradan Celâl Atik ve Ya: ğunun iltihak edeceği tahmin edil- mektedir. Evvelce atletlerle güreşçilerin ayri ta- rihte Mısra gideceği bildirilmiş ise de slâkadarlar iki ekibin ayni zamanda Mı- | sıra gitmesini muvafık bulmamışlardır. | Güreş kafilesinin mayın ilk hafta- sında Misira gitmesi takarrür etmiştir. duvarları yıkılıyor Belediye tarafından yıkılmasına karar verilerek bir müteahhide ihale edilen Taksim stadı cihetindeki kışlanın yıkıl. masına dün başlanmıştır. Futbol müsa- bakaları için Beden terbiyesi teşkilâi mın elinde fazla stad olmadığı yapılmakta olan maçla: mak maksadile etadın e harici du- yarları yıkılacak ve ondan sonra iç du- varlara sıra gelecektir. İstanbul i iş : mektepleri futbol Tiz heye- 6/1V/940 cümartesi günü yapılacak futbol maçları: Taksim stadı: * Işik lisesi - Kabataş lisesi saat 14 hakem A. Adem, Boğaz- içi lisesi - Vefa lisesi sant 15,10 hakem 5. Ağıkoney, Galatasaray - Darüşyefa- ka » lisesi saat 16,20 hakem $. Tezcan. Şeref stadı: Taksim lisesi - Yüce Olkü lisesi saat 14 hakem T. Özerengin, Şişli Terakki - Ticaret sesi saat 15,10 ha- kem N, Gezen, Hayriye hiseni - Erkek muallim mektebi saat 16,20 hakem T. Özerengin. Bono sahtekârlığı Dün 11 kişi sorguya çekildi, Tanzim ettikleri sahte mübadil bono- larile Zirant bankası şubelerinden para almaktan maznunen Ankarada yakala- yedisinin tevkifine karar verildi nan Nihad Özkoyunlu ve Zeynelin cürüm | ortakları olmaktan omaznun Mesçi, Yerrant, Arşak, İstefo, Alkın, Halid Kirmaz, Hüseyin Hüsnü Say, Ahmed Hikmet ve Halil Küçük adlarında dokuz erkekle Havva ve Re- fin Rukiye adlarında iki kadın dün adliyeye teslim edilmişler ve Sultanah- med üçüncü sulh ceza hâkimi tarafından sorguya çekilmişlerdir. Maznunlardan Hüsnü Alkin huzurunda şunları söylemiştir: — Bonoları bana Yervant getirdi. Ben de sahte olduklarını bilerek N da verdim ve mukabiknde 2500 lirn kas dar para aldı Yervant şu eyi vermiştir: — Hüsnü ile tanışınm. Bana; «Bir matbaacı bulabilir miyiz? 3 dedi. Ben de İstelyoyu buldum. Hüsnü ile konuştuk, bonoları gösterdi. İstel; y sabiliriz, dedi. Hüsnü ile beraber akra- Musti Hi hâkim bamdan Arşakın Perşembe pazarında | ki hurdavatçı dükkünmin üzerindeki odada tetkik ettik. İstelyo âletlerini ge- tirdi, odada taş üzerine bono şekillerini çizdi. Orada kırk iki tane sahte bono yaptık. Diğer maznun İstelyo da ayni ifadeyi vermiştir, Hüsnü Alkin ise suçunu inkâr ederek: — Benim haberim yoktur, Bana Yer- vant bonoları hazır olarak getirdi. Sah- te bonular benim vantamla yapılmamış- tır. Yalan söylüyorlar. Dedi. Maznunlardan o Arşak anlattı: — Benim mağazamın üzerindeki oda- yı akrabamdan Yervant ayda on lira ücretle kiraladı. Hep beraber odaya gi- rip çalışıyorlardı. Fakat ne yaptıklarını beh bilmiyordum. Bir gün çalıştıkları odaya gi taş üzerinde çizilmiş evrak resimleri gördüm. Ne yaptıklarını sordu- ğum zaman; «Bono bastyoruz; dediler. Ben ba işten şüphelendim ve ben böyle karışık işler istemem. Derhal bu taşların üzerindeki resimleri bozunuz ve buradan gidiniz, dedim. Odadan çıkıp gittiler, Yervant, üzerinde resimler çizili iki taşı odada birakmıştı. Onlar gidince ben taş- ların küçüğünü denize attım. Büyük ta- m da kırıp parça parça yine denize at- şunları da aynini ba- tum. Sahte bono işile alikam ve habe- rim yoktur. Yervanttan on beş lira ki- İva bedeli, elli lira da ödünç olmak tize- İ re 65 lira aldım. Ankarada tevkif edilen smaznun Ni- hadın hes mi olup Hacer ismile bono ciro etti Havva ile yine Nihadın bal- dızı olan ve Hacer müstear namile no- terde bono ciro ettiren Refia Rukiye de şunları söylemişlerdir: — Bizi Nihad çağırarak noterde iş var, dedi. Notere gittik, Kâğıtlar hazır- lanmıştı, noter bize; «Paranızın hepsini aldınız mı?» dedi. Biz evvelâ şaşırdık. Fakat Nihadın kolamuza vurması üzeri | ne; «Evets cevabını verdik. Sahtekâr. lıktan haberimiz yoktu. Kendisi mübadil gibi gösterilerek sah- te isimle evrak imzalayan Must — Nihad bana; «Noterde bir iş var. Şahit olarak gelir misin?3 dedi. İki lira verdi. Ben de notere gidip imzaladım. Sahtekârliktan haberim yoktu. Dedi. Noterlikte, sahte mübadillere şahitlik yapmaktan mazmun arzuhalcı Hüseyin Hüsnü, Ahmed Hikmet ve Ha- ll Küçük şunları söylemişlerdir: — Nihadı eskiden tanırız, muamele- cidir. Evvelâ Rukiye ile geldi, kayın va- Bono sahtekârlığından suçlu olanlar mahkeme huzurunda Kdesi olduğunu ve noterde temlik mua- melesi yaptıracağını söyliyerek noterde şahit olmamızı istedi, Biz de doğru zan- mile muhtelif zamanlarda notere gidip şahit olduk. İki defa Rukiye ile, bir de- fa da Havva ile gittik. Halid Kırmaz, hâdiseyi şöyle anlat- Mmiştar: — Nihad ahbabundır. On beş lira ka- dar kendisine borcum vardı. Nihad bir gün; «Bende bomolar var, Parayı alaca- #ım, Fakat borcum var. Alacaklılarım takip ediyorlar, Ellerinden kurtulamıyo- rum, Alacağım paraları bunlardan kur- tarmak için bonoları sana ciro edeyim. Bankadan sen al ve paraları bana ver.» dedi. Ben de sahte olduğunu bilmiyor- dum. Birkaç bonoyu bana ciro etti. Ben paraları bankadan alıp kendisine ver- dim. Bunlara mukabil bendeki alacağını bağışladı. Bir defa da tramvay parası olarak iki verdi. Sorgu neticesinde maznunlardan Mus- tafa Mesci, Yervant, Arşak, Hüsnü Ak kin, İstelyo, Rukiye ve Havvann tev- kiflerine ve Halil Küçük, Hüsnü Say, Ahmed Hikmet ve Halid Kırmaz hak- larında tahkikaitın gayri mevkuf olarak yapılmasına karar verilmiştir. Sular altında kalması münasebetile AMASYA yı su bastı, hin eski zamanlarında da ayni ismi taşırdı. Şimali Anadoluda Yie- şilirmağın tabilerinden Tozanlı suyunun açtığı derin vadinin ortasına sokulmuş- tur. İki tarafında kesme kayalardan dağ- . Sahilde birçok âu değirmenleri, bahçeler vardır. Binaların büyükleri öki sıralı olarak sw- hile sıralanmıştır. Amasya, Anadolunun, | belki de dünyanın başka şehirlerine ben- zemez, Manzarası itibarile görülecek bir yerdir. Yüksek ve yalçın kayaları insana heybet verir ve onlara bakınca buranın tarihte niçin ehemmiyet aldığı anlaşılır. Sevkulceysi büyük bir kıymeti olduğunu anlamak için mütehassıs asker olmağa hacet yoktur. Amasya, Karadeniz ormanlık mınta- kasile Anadolu steplerinin hudut noktası üzerindedir. Şehrin üstünde kale ve es- ki imezarlar, Selçuk devrinden kalan mezarlar, Osmanlı camileri ve sürgü şehzadelerin hatıralarile dolu olan mü- ze gezilecek yerler arasındadır. Amasyanın sebzesi, meyvası, bilhas- sa bamyası ve elması meşhurdur. Son zamanlarda ipekçiliğe de ehemmiyet ve- rildi. Şehirden Samsun - Sıvas hatı ge- ger. Nüfusu 16540 dır. 4000 haneliktir. Şehir dahilinde 19 kilometre şose, 30 kilometre kaldırım vardır. Şehire 300 kilometrelik künklerle yirmi dört saat- te 2440 metre mikâbı su tevzi edilir, Şehirde günde vasati olarak 3 sığır, 15. koyun, 25 keçi kesilir. İTİZAR: Ansiklopedi stitunumuzda inerhum edip M. Rauf'a dair B. Halil Hâmit Altay'ın bir yazısı intişar etmişti. İmzanm üzerine Ba- hkesir edebiyat muallimi yazılmıştır; eta» rih öğretmeniz olacaktı. İtizar ederiz, ———— —— — KADIKÖY HALKEYİNDEN Evimiz spor programı mucibince '7 nisan pazar günü mükâfatlı bir (siklet &tma - 680 gram) müsabakası yapılacaktır. Müsabaka- (Günün ansiklopedisi) Ankara Çocuk Tiyatrosu İlk temsil çok muvaffakıyetli olau Ankara (Akşam) — Ankara Çocuk Tiyatrosu ilk temsilini 1 Nisan 940 pa- zartesi günü Ulus sineması salonunda verdi. Salonu bu yeni teşebbüsün ne ne- tice vereceğini sabırsızlıkla bekleyen büyük bir seyirci kalabalığı doldurmuş- tu. Saat yirmi bir buçukta İstiklâl marşile açılma merasimine başlandı. İstiklâl marşını müteakip komite azasından Mümtaz Faik Fenik Çocuk tiyatrosunun maksadlarını anlatan bir konuşma yaptı ve bu teşebbüsün bir tecrübe, bir hazır- hık mahiyetinde olduğunu söyledi. On. dan sonra ilk geceye ait programın tat- bikine geçildi. Birinci nümarayı karagöz teşkil ediyor» du. Emektar Semainin yerini tütan fakat modern teknikle bir opera uvertürü şek- İinde hazırlanmış olan muhteşem bir mu- sikiden sonra Orhan Velinin karagöz için Yazdığı proloğ bir defaya mahsus olmak üzere kendisi tarafından okundu. «Sü leyman efendi> tarzında yazılan bu şiir Karagözün güzel günlerinden o bahsedi- yor ve halka gecenin bir Avant-Garde hareketi olduğunu hatırlatıyordu. Baltacı oğlunun eseri teknik bakımın- dan yapılmış olan yeniliklerde yadırga- pacak ve itirazı mucib olacak hiç bir şey bulunmadığını gösterdi. Karagözü, kukla tecrübesi takib etti. Karagöz ka- dar, kuklanın da temaşa hayatımızda mühim bir yeri olabileceğini gördük. Onun hakiki bir terbiye unsuru olduğu- nu anladık. Kukla, daha ilk tecrübede muvaffak olmuştu. Mevzuu gibi yerli ve güzel olan şekiller seyircilerin haklı mu- habbetleri ve takdir kahkahalarile kar. şılandı. Ondan sonra gelen «Kel oğlan» adlı piyesi Macarcadan adapte edilmiş şirin bir çocuk temsili idi. Genç artistler bu temsilde de muvaffak oldular, Gözleri- mize güzel dakikalar (geçirten ritmik çocuk danslarını müteakib, programın sonuncu numarası olan «Ormanların rüyası> adlı piyes temsil edildi. Piyesin metni, sahneye konuşu, dekor ve kos- tümleri, musikisi, hasılı her şeyi sadece Türk sanatkârlarının eseri olan bu oyun garp memleketlerinde bile takdirle kar- mlanacak bir mükemmeliyette idi. Pi- yesi Sabahaddin Eyüp oğlu ve Münir Hayri Egeli tarafından yazılmış, Ahmed Adnan tarafından bestelenmiş, Abidin Dino tarafından sahneye konmuştu. Esas Nezahat Dilligil Kraliçe rolünde şekilleri Kanlıkavaktan alınmış ağaçlar, tamamen yerli motiflerle vücude getiril- miş serviler; bir orman kenarını ifade eden sahneyi sonsuz derecede güzelleş- tiriyordu. Bundan başka sahneye ağaç vazifesini gören sektörler konmuştu. Bun- lar da eserin seyrine göre hareket edi- korkunç sahnelerde musikile be- lanıyorlardı; Ormanların rüyası, bize, aktör ve ak- tris olarak da kıymetli istidadlar tanıt, Kurbağa şolünü “ötetlenberi tanıdığımız Nezahat Dilligil yapıyordu, Kendisinden beklenen muvaffakıyeti, hatlâ daha faz- lasını gösterdi. Kanbur rollerinde gör- düğümüz Salih Tozan ve Osrnan Ç dan, gelecek senelerin tiyatro münekkit- leri ehemmiyetle bahsedeceklerdir, Eserin sonundaki Çarşmba korosu gayet güzeldi. İtina ile hazırlanmış mu- sikisimi 25 kişilik Çoruk Tiyatrosu orkes- irası çaldı, Şef Ahmed Adnandı. Bazı ufak tefek kusurları olmasına rağırtan muvaffakıyetle neticelenmiş olan bu ha“ zırlık temsili, memleketin büyük bir ih- tiyacımı karşılıyacak Çocuk — Tiyatrosu- »2 istikbali hakkında ümidler vermek» tedir,