8 Nisan 1940 AKŞAMDAN AKŞAMA “Helva,, demesini de biliriz, “halva,, demesini de... Afroditin sütun sütün müdafiliğini yapan muharrirler arasında ben de yardım. Şimdi de aleyhinde buluna- cağım. Zira, fettan mâbüdenin çıkar- dığı gürültü sebebile sokaklardan geçilmiyor. Bacak kadar müyvezzi ço- cuklar, ellerinde kitaplar haykınşe yor: — Hakiki Afrodit çıktı! Evet, eskiden sahteleri de duvar ilânlarile yolları basmıştı. Bu sefer, mahkemenin pek haklı beraet kara- rmı Temyizin de tasdik etmesi üze rine müddelumumilik | toplattığı ki- tapları tabie iade etti, Diğer bazı nâ- şirler, zaten evvelden hazırlanmış- lardı. Ramazanlar da top patlaması- nı bekliyen oruçluların sabırsızlığiyle beraet kararmı o bekliyorlardı. Teha- lükle orucu bozdular... Bunlar, pek daha evvelden bâzı muharrir, müter- cimlere ayni eserin yeni tercümesi için müracaat etmişlerdi. (Ben prensip noktasından reddettim ve Peyami Sa» fanın da reddettiğini biliyorum.) Ve işte, beraet kararı üzerine her yanda: — Hakiki Afrodit.. Yüzü sivilce dolu, miyop ve kam- burlaşmış bir delikanlının, müvezsii durdurarak sahifeleri karıştırdığına esefle baktım. Anlaşılan geçen seler- ler sahtelerini almış, inkisara uğra- mıştı! Şimdi tekrar faka basmamak için içinde «Birşeyler var mı?» diye te muayene ediyor. Şayed varsa alacak... Bu rşeyler...»!? Pierre Louys'in edebi şahsiyeti ve eserini (o göklere oçıkaran (o Lewis Coguelin, tedkik makalesinde şöyle diyor; € Aphrodite muhasriri olarak (ebedi e kavuşan Pierre Louys, bu muvaffakiyetini, ayni zamanda hem pek dar, hem de pek geniş bir muhitte ta- bakkuk etmiş görmekle herhalde ıztrap miştir. Bu romanın tezgâhtar, terzi ve emsali tabakanın kızları arasında mo- üfe şayandır, Böyle bir eser mahdut miktarda ve tecrübeli vverlere mahsun basılırsa pek mu- nüshalar mühe tün kızların ve kadinin si arzu edilmiye: bir şeydir.» Biz de, medeni bir milletin mensu- u olarak, «Afrodit» in türkçeye ter- ümesine taraflar olduk Fakat mu- kannen, makul bir mikdarda, basıla- rak, diğer kitaplar arasına sıralan- ması için.. İşitiyoruz ve görüyoru! Sanki düveli munazzamadan biri diğe- rine ilânı harb etmişde gazeteler ikinci tabı yapmış gibi, müvezziler yırlınıyor: - Köprü başında iki yüz taneyi iki saatte sattım, ağabey.. İki yüz tane daha ver... - diye kitapçılara da- yanan dayanana... — Oğlum! Mevcud marladık. Bunlarm kârı zelzele felâketzede- lerine gitse bile vazgeçtik! Çünkü yel- kalmadı... | Şimdi matbaaya on bin tane daha 1$- zelenin maddisinden manevisi daha | büyüktür. Bize — O ne Tahana turşusuydu, bu ne perhiz denemez, Biz «helva, demesini «hulya» demesini de... Nasıl ki kadı- nın Çarşafsız olmasına taraltarsak ve ayni zamanda açık kadına yobaz yo- baz göz daldırılmamasını istersek, işte de biliriz, | basılmasını, fakat on binlerce basıl. | rüşülmüştür. | arı 188,796 kapı vardır ki ŞEHİR HABERLERİ Almanyada yapı- lan gemilerimiz Türkiyeye getirilmesi için bir yol | bulundu Avrupa harbi çıkmadan önce Almanya- ya ımarlanmış ve bedelleri tediye edilmiş bulunan vapurlarımız, harpten sonra, in- şaatları bittiği halde Türkiyeye getirileme- mişti. Öğrendiğimize göre, Münakalât Ve- kâletile Alman bahri Inşaat mücssosesi ara- #ında, gemilerimizin Türkiye limanlarına getirilmesi hususunda mutabakat hasıl oi- muştur, Yakında, Almanyaya bir tesellüm heyeti gönderilecektir. Bulunan formüle göre, vapurlarımız, Al- iman kara suları dışına kadar Alman süva- Ti ve mürettebatı tarafından sevkedilecek, bitaraf sulurda idareye Türk süvarileri el koyacaktır. Her geminin süvari ve müret- tebatı, Denizyolları umum müdürlüğünce seçilmek üzeredir. Almanyada inşaatı biten gemilerimiz şun- lardır: 3500 tonluk Şalom ve 8300 er tonluk Egemen, Doğu ve Savaş. Bir genç ormanda ölü bulundu Bakırköy civarında oturan adında bir adam, yirmi Naimle beraber üç gün evvel odun Kesmek üzere ormana giti Oğul biribirlerini gün geçtikten sonra Nalmin anda uğuçlar arasında bulun- Vakayı haber alan müddelumumilik tah- Kikata başlarmış, Adliye doktoru B, Salih Haşim cesedi muayene etmiştir. Cesedin Üzerinde, ölümü irtaç edecek hiçbir yara, bere izi görülemediğinden, ölüm sebebinin tesbiti için cesed morga kaldırılmıştır. Nalmin, soğuk tesirile ölmesi muhtemel gürülmektedir. Otopsi netiçesinde bu € anlaşılseaktır. Şehrin temizliği Bir elime hazırlan- masına başlandı Dün Belediyede, Aksoyun reisliği al rels muavini B. Lötri tında bir toplantı yapıl- a kaymakamlar, Sıhhat rin yazım temizlenmesi Yazın şehi fında yapılacak işlere dair bir talir a karar verilmiş ve bu tali- hazırlanmıştır. Belediyenir zlemeğe | necbur olduğu 23 mi murbbal | geniş bir saha vardir. Belediye çöpçüleri- pin de her gün uğramağa mecbur olduk- bu kapılar da sokağa m edilmiştir. Buna rağ- her gün hem bu snkaklardaki bina- r birer dolaşarak çöpleri almak, hem de sokakları sulayıp temizlemek için Ancak 700 amele vardır. Bu amelenin bir kısmı, yaz mevsimi zi- raat doleyısile işlerinin başından ayrıldık- larından, kadro epeyce daralmaktadır. Be- lediye, amelenin miktarını arttırmağı, bi çe müşkülâtı dolayısile pek mümkün gör- memekle beraber, yazın olsun. mevcud teş- kilâtı muhafaza etmek ve nin işleri- nin başından ayrılmamalarını temin et- mek fikrindedir. Belediyenin elinde 315 çöp arabası, 26 kamyon ve 8 arozös vardır. Bu vesait kâfi gelmediğinden Belediye 8 arüzöz daha te- dârik edecektir, 02 men Amiral Mouren'in tedkikleri Pasif korunma iğlerini tedki den Fran- amiralı Mow yin VEây te gelmiş, Vali Kırdarın altında yupılan t öö, bulunmustur. Amiral, öğleden sonra sel imizde tesis edi- len sığınaklarla sığı ittihazma elverişli olen yerleri gezmiş, bu yerler etrafında ba- zı tavsiyeler yapmı | İ | | tıpkı o zihniyetle Afroditin türkçe de mamasmı, Köprü başlarında kapış kapış satılmamasını, çoluk çocuğa okutturulmamasını isteriz! (VA-Nü) Karilerimizin mektupları Gençliğin spor aşkı istismar edilmemeli r günü futbol maçı seyretmek için Taksim stadyomuna gelenler gi şelerin önünde şu rakamları hâyret- le okudular: Duhuliye; Tribün: 100 kuruş Balkon: 150 kuruş. Biraz insaf! En ucuz bilet 50 ku- ruş! Fakir bir ailenin bir günlük mai- şeli! Demek ki fakir ve hattâ orla halli. tabakadan bir kimsenin kapıdan içeri girmek haddi değil, Eğer girebi- liyorsa muhakkak ki çok büyük feda- kârlık ediyor ve bu spor günü ona faydadan ziyade zarar veriyor demek- tir. Bir çoklarının da fiat yüksekliği Önünde geri döndüğü dikkate alınsın! «Veremiyen gelmesin!» deniyorsa bu dahâ ayıp! Böyle bir hüküm demok- rat zihniyete uygun değildir. Acaba bu fiat yüksekliğinin sebebi nedir? 8.V 50 kuruş KÜÇÜK HABERLER # Dün sabahki Semplon ekspresi, Bulgaristanda makinesinde geçirdiği bir üriza dolayısile üç saat rötarla saat on buçuğa doğru Sirkeciye gelebilmiştir. X Beyoğlunda gıda maddelerinde hi- İe yapan satıcılardan iki yüz kişi ceza- landırılmıştır. Ayrıca 300 ekmek, 200 francala da bozuk ve fona imal edildi. ğinden müs e edilmi # Londraya gidecek demir ithalât ta- heyete, Ziraat nden birinin riyaset et- kabul edilmiştir. He- yet, bu ay içinde İngiltereye gidecektir. cirlerinden mürekkep bankası müdürle, mesi, eaas iNbari # Eczacılar birliği kurulması için ya- pılan hazırlıklar bitmiş gibidir. Eczacı lar, dün, Ticaret odasında toplanarak yapılan hazırlıkları gözden geçirmişler ve yeni bazı kararlar almışlardır. Birlik nizamnamesi hazırlandıktan sonra tas- dik edilmek üzere Vekâlete gönderile- cektir. X Emniyet müdürlüğü kaçakçılık kıs mu memurları dün, Galatada Çeşme mey- danında Kemal; Nutosmaniyede Reşid, Abdullah ve Şükrü, Eminönünde Cavid, aşada Mustafa, ve Musta fa isimlerindeki şahısları heroin ve esrar satarlarken cürmü meşhut halinde yaka- lamışlar ve adliyeye teslim eylemişlerdir. 4 Vatman Hamdinin numaralı tramvay dün Üsküdar - Kadı- köy seferini yapmakla iken kontakt ne- ticesi ateş almış, vatman tarafından ali nan tertibat ile söndürülmüştür. Yolcu- lar bir hayli telâşa düşmüşlerse de in- sanca bir şey olmamıştır. # Kartal çimento fabrikasında çırak Hüseyin oğlu Ahmed Rıza, dün sağ eli- nin parmaklarını makineye kaptırmıştır. Ahmed Rızanm parmakları parçalanmış olduğundan Haydarpaşa Nümune hasta- nesine kaldırılmıştır. * Kasımpaşada Küçük Piyalede olu- ran Fuad isminde biri, dün araba vapur iskelesinde denizi seyretmekte iken mü vazenesini kaybederek düşmüş, boğul- mak üzere iken yetişen sandalcılar ta- rahından kurtarılmıştır. Düğün evinde sofa yıkıldı, nüfusça zayiat yok ü Mahmudefendi sokağın- eye ait ve B. Mehmedir öğleden sonra düğün yaplmakta ik: inhidam vaki olmuştur. Çöküntü, evin sofa kısmında âni olarak vukua gelmiştir, Iyi bir tesadüf eseri olarak o sırada bütün da- yetiler, bir oda içinde bulunuyorlardı. Hâdiseden haberdar olan zabıla, bir de- fa da itfaiyeyi malümatlar etmiş, itfaiyenin tahlisiye grupa, yıkılan enkaz arasında ih- tiyaten araştırma yapmışsa da her hangi bir kimseye rasgelmemiştir. Feci bir tren kazası Yedikule yol atelyesi şefi Nreddin tren atlında parçalanarak öldü Dün sabah Haydarpaşadan Kartala gitmekte olan 20 numaralı banliyö tre- ni Kartal . Pendik arasında çimento fabrikasını geçtikten sonra iki vagon arasında sıkışmış bir insan cesedi göri müştür, Tren Pendikte durdurulmuş ve tahkikata başlanmıştır. Cened, ileridenberi sürüklendiği iç tanınmayacak bir hale gelmiştir. Kolla- rı, bacakları, başı parça parça olmuştur. Üzerindeki elbiseler de yine sürüklenme- nin tesirile parçalanmış ve birçok kısım- ları koparak dağıldığından cesed yan sıplak bir halde kalmıştır. Kartal hükümet tabibi ile Kartal hâ- kimi Pendiğe gelerek tahkikatı derinleş- er, bir taraftan da zabıta cesedin yetini tesbit için yollarda kalan el bise parçalarını aramıştır. Nihayet ele geçen ceket parçasının cebinde bulunan bir mektup ve hüviyet varakasından ka: zaya uğrayanın devlet demiryolları Ye- dikule yol atelyezi şefi Nureddin olduğu anlaşılmıştır. Zabıta kazanın sureti vukuu hakkın- da tahkikata devam etmektedir. Galatasaraydaki işaret yeri ikiye ayrıldı » idaresindeki ” ge kw iken unduğu kaldeye urasin ikiye bö) nuru kendini güçlük Karabet taksi ile Karabet, vakayı müteakip yakalanarak hakkında takibata başlarımıştır. Çocuk | cesedi Kuledibinde tevbül içinde bir cesed bulundu Ger: bir paket çıkmıştır. Çoc polise haber vermişlerdir. Zenbli ile içindeki p rülüp paket açılınca içi ve henüz den, yeni doğmuş bir erkek ço- bezlere ve ambalâj yapı- ş ve böylece , cesed morga taraftan müddelımumilik bu ço- sedinin kimler tarafından sokağa bı- meydana çıkarmak Üzere tahki- Bir kamyon yolda giden birine çarparak yaraladı Dün sabah © Çetnberliteşta önünde feel bir otomobil kazası 327 numarali kam; süratle geçerken Piyerloti caddesinde obu- Tan B. Osman İsminde birine çarpmış ve muhtelif yerlerinden ağır surette yaralan- n şolörü, vakayı müteakip kam- yonu bırakarak savuşup gitmiştir. Yaralı Osman, zabıta memurları larafından der- hal civardaki Esma! hastan yalırılmış- a şoför polisçe aranmaktadır. Bir carih yakalandı Bir hafta evvel Be; Wa Hüseyinin kahve- iı müşterilerden Hüse- ayri isminde diğer bir ç kavga etmişler, bunlardan Hayr ma ile Hüseyin! ka Itindan yaralamış ve ortadan Ka; Hüseyin şimdi Cerrahpaşa hastanesinde yatmaktadır. Hayri, birkaç gündür zabıta- Nihayet dün g in Edirnekn- karakola gölü- kulenin | pıda bir evde gizlenmekte olduğu haber alınmış ve icab eden tertibat alınamık ken- disi az sonra ele geçirilmiştir. Hayri bugün Adliyeye teslim edilecektir, — Komedi Fransez artistlerinin bi- 1 ziyaret ettikleri 1 | . Koridorlarda sen o dostluk ha- | gün | vasını bir görmeliydini... Bay Amcaya göre .. Artistlerin okudukları şiirleri bir dinlemeliydin!... ve Hele o öpüşme sahnesi pek heyecanlıy- | Fakat neden Marie Bell rektörümüzü i alnından öptü, anlamadım! İSTANBUL HAYATI Bâki kalan bu kubbede “a Geçen gün akşam üzeri buzlu yağ- mur sepkeni altında, baharın son mu- zipliğine homurdanarak Babı Şundan iniyordu. Dostlardan biri kar- Şıma dikildi, telâşla sordu: — Haberin var mı?.. Havadis mü- him... Garip heyecanı karşısında birden- bire şaşaladım. Şu sırada, böyle te- Tâşla sorulacak nice sualler var!.. Her an yeni safhalarına İntizar olu- nan mühim bir çok dünya hadisele- rinden, hatırlayabildiklerimi saydım: — Garp cephesinde muharebe mi başladı? Omuz silkerek gülümsedi: — Yok canım. O işin bu kadar ça- buk olacağını sanıyorsan, şaşarım ak- hna, Benim havadisim daha mühim. — Besarabya meselesinden yeni bir haber mi var? — Yine bilemedin. — Öyleyse, Röoseveltin yeni bir sulh plânından bahsedeceksin. Dedim. Dostum dudak büktü: — Böyle, dipsiz şiyler de nereden hatırma geliyor ? — Yoksa, yeni üçler misaki hak- kında... ır efendilim £ Tlep de mâna- sız şeylerle uğraşıyorsun, — Eh, dedim. O halde, ya İtalya- vahut da yeni bir hadise var, Dostum başını salladı: — Bilemedin, azizim, Bu gidişle, hilemiyeceksin de Havadis mühim, diyorum. Haydi ben söyleyim bari, Birkaç defa yutkunduktan sonra baklayı #ğzmdan çıkardı: — Afroditin berâet kararı temyiz mahkemesinde tasdik edilmiş. Anla- dın mı?... Dostumun telâşınn evvelâ hayret ettim, fakat biraz düşününce hak verdim. Neydi o gürüllüler. Dünya- nın karmakarışık bir devrinde, harp hortlağı beşeriyetin tepesinde Demok- lesin kılıcım sallarken İstanbulda bir Afrodit telâşıdır aldı yürüdü. Adliye koridorlarında dava dinleyicileri biri- birlerini ezerler, sokaklarda herkesin ağanda Afroditin müstehcen olup ol. madığı münakaşası uzadıkça uzar, mahkemelerde dava dosyaları üstüste yığılır, grup grup gazeteciler mah- keme kapılarına sıralanıp muhakeme nöbeti beklerler... Ve nihayet Nasred- din hocanın dediği gibi; yorgan gider, oyun biter. Yani, daha açıkçası; ki- tapçı erdi muradına, biz çıkalım ke- revetine, Ben dalgın dalgın düşünürken, dos- tum omuzuma vurdu: — İşte, bir sürü gürültünün sonu da böyle çıktı. — Evet, dedim. Bâki kalan bu kub- bede bir hoş sada imiş. Cemal Refik e —— — — imi ve bu- nu tskibeden hâltahın Çocuk haftası olarak tesidi, halkımızın €n büyük ve en ileri Yurd davası olan - çocuk İhtivaçları üzerine dikkat nazarlarını çekmek eme lini gütmektedir. Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Merkezi ————. di. olmasaydı, şefkatle alnından öpüp rektörümüzün yaşını küçülteceğine, petle elinden öper, kendi y dar.