Kültürün kaba kirini olsun alsak Otobüse biniyorum. Nal kadar bir ilân: 20 Kİ Bu ne demek?.. Düşünüyorum: Arabanın 20 yolcu alacağına işaret olacak. «Yirmi kişi» den muhaffef.. Fakat (Kİ) niçin kişi demek olsun? Böyle bir ihtisar yoktur. Adamın ak- ma öyle esmiş, öyle yazmış. Yalnız (K) koysaydı, yahut (iş) yazsaydı da olabilirdi. ... Yine bir umumi ilân: İki inci — Yanlıştır. Zira k dan sonra çif iol- mak lâzım geliyor. Halbuki bu tabiri bütün naklıyat yasıtalarımızda bu- huyoruz. Gazetelerimizde de. Bir doktordan mektup aldım. Türk alfabesine dikkat bile etmemiş. Me- #elâ kutu kelimesini (koutou), ütü kelimesini (utu) yazıyor. Fransızcayı €sas ittihaz ediyor! Nüfuz mânasına gelmek üzere nu- fus diye tekrarlayıp duruyor. Buna göre neler, neler. Bir kariden bir mektup aldım: Her satır başında majüskül kulla. nıyor. Fakat cümlelerin başlangıcın- da, hattâ imza atarken majüsküle boykot etmiş. .. , Resmi evrakta nezaptürapt, ne sefki rapt! Bir makbuzda satır dol- muş, mabad yukarı satıra geçirilmiş; © ân dolmuş, bir satır daha yukarı. Şimdive kadar sağdan sola arapça, soldan sağa frenkçe, yukardan aşağı çince görülmüştü, fakat aşağıdan yukarı yazışı bu bizim memur İcad etmiş! İhtira beratı alsın... Diğer bir makbuzda ayni isim Lâ. Mia, koçanda Lemya — ana defterde Samiye yazılmış. Bir yanda Nuriddin, bir yanda Nu- reddin ve Nurittin, Nurettin, hattâ arapca doğrusunu yazmak istiyen. ler Nurüddin. kaydı tıraş olur, öylesinden vaz geç- tik! Perdah olur, vaz geçtik! Yalınkat tıraş olur, vaz geçtik! Makine ile sa- kalını azıcık almış olur; ondan da vaz geçtik. Fakat türkçe, bugünkü halile saçı sakalına karışmış bir manzara arzeden türkçe en İptidat şekilde bir tuvalete muhtactır. Hiç olmazsa, pek isyan etmiş, pek azmiş kısımlarını, en göze batan mânasızlıklarmı şöyle azıcık bir nizam altına alsak. Kadırlarımız: İnce temizlikten &v- vel, «kaba kiri almaks diye bir tabir kullanırinr, Onu yapsak, (Vâ - Nü) 'TASHİR: Dünkü nüshamızda Tevfik Fikretin bir musrar «dinler» yerine edinlen ke- limesile intişar etmiştir. Doğrusu nel şa işti ğru: Dinler etrafı pürtefekkür. Yarınki sayımızda — Lokahtaları sınıflara ayırmak hayli mesele oldu pay Amca... Bir lise mezunundan mektup aldım:, Ahşap binalı mahalleler Yangın tehlikesini azaltmak için buralarda geniş caddeler açılacak Pasif korunma tedbirlerini ciddi bir su- rette tat&ik eden hükümet, büyük gehir- lerimizin bu arada İstanbulun hava taar- rusundan korunması için alınacak tedbir- leri de tesbit . teşkil etmesi alınacak tedbirlerin bir kat daha ehemmiyetle mütalân edilmesini icab et- tirmiştir. Bu maksadla hava taarruzunun yapacağı tahribatı tahdid etmek üzere mütekâsif ahşap binaların bulunduğu ma- geniş bir bedi Rokfoller müessesesi mümessili şehrimizde Türki beyan etti Rokfeller o müessesesinin Oo Ankaradaki mümessili Mr, Colin Amerikaya gitmek üzere dün Ankaradan şehrimize gelmiştir. Mister Kollin, dün, bir muharririmize şu beyanatla bulunmuştur: «Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekâletile 1$ senelik bir teşriki mesaiden #onrs Tür- kiye Cümhuriyetinden ayrılıyorum, Bu müddet zarfında Türkiye sıhhat işlerinde dikkate şayan ilerlemeler müşahede ettik. Rokfeller müessesesi, Türkiye makamlarile olan bu teşriki mesaisine devam eğecek- tir. Bu, bizim için bir vazife olduğu ka- dar aynı zamanda şereftir de, Bugünler- de şehrinizden ayrılacağım.» Anadoluhisarındaki bataklık baharda kurutulacak Bir relikimiz, Anadoluhisanında deniz sahilinde bulunan ilkmekteb binası önü- nün bataklık ve sivrisinek, sılma menbaı olduğunu yazıyordu, Beykoz kaymakamlığı bu sahili nazarı dikkate almış, ancak de- niz seviyesinden aşağı olduğu için batak- lığın hemen kurutulmasına imkân bula- mamıştır. Maamafih sivrisinek sürfelerine muydan vermemek için de buraya mazot döktürülmüştür. gelince bu ba- taklığın kurutulmasına ve buranın doldu- rulmasına başlanacaktır. Pamuk ihracat Bu sene iç ve dış piyasanın talebleri tamamen piyasada haber alınır alınmaz, pamuk üzerinde hararetli alış verişler başlamış, fiatlerde bir ik! kuruş kadar yükselme oj- muştur. Bu sene pamuk rekoltemiz her senekine nazaran daha iyi olduğundan gerek iç, gerekse dış pamuk siparişlerinin kâmilen (o karşılanabileceği anlaşılmaktadır. Ticaret Vekâletine bağlı gerek teşkilâilandırma, gerekse kontrol teşekküllerinin pamuk fiatlerini çok ya- kından kontrol etmeleri hususunda emir gelmiştir. Pamuktan başka dün Amerika- ya yekünu 250 milyon Türk limana vara- cak mikdarda afyon ihraç edilmiştir. Bir işçi elektrik cereyanına kapılarak öldü Dün akşaın üzeri Sirkecide Hocapaşada Küçükağahamamı önüne isabet eden ma- halde kanalizasyon. işlerile uğraşmakta olan Borsak isminde biri bir aralık hama- ma giden elektrik kablosunun çiplak ka- lan bir kısmına dokunmuş, bu şekilde vücudünden ani olarak geçen elektrik ce- reyanlle ölmüştür. Hadiseden zabıta ve adiiye haberdar edilmiş; cesed morga kaldırmıştır. Fırtına hafifledi Marmara, Eğe ve Akdenizdeki fırtına |. dün büsbütün hafiflemiştir. Yalnız, rasad | merkezinden gelen bir raporda Karadeniz. de yeniden Karayel fırtınası başlıyacağı | ildirildiğinden keyfiyet alâkadarlara teb- birinci sınıf)... | .. Gerçi fiatlere bakarsan hepsi i çalışmalarından Bay Karilerimizin mektupları Ada vapurunda intizamsızlık mı var? Kırk altı senedenberi Büyüksdada oturuyorum. Bu müddet zarfında pek yenilikler, hayli terakkiler, şayanı takdir inkişaflar gördüm ve görüyo- rum, Yalnız bir şey dı > Kırk altı sene evvel, vapurun Bü- yükndadan kalkması Saadetlü Con pa- » mütevak- ay, yaz kış, her gün, her sabah, muay- yen vaktimizden bir kaç dakika goç kalkıyoruz. Büyükadada iskele serm6- muru B. Sabri buna mâni olamıyorsa idareyi de mi haberdar edemez? Ikinci Afrodit de toplattırıldı Bu kitabı neşredenler hak- kında da dava açılacak yapılan muhakeme neticesin. de beraet kararı verilmişti. Bu karar he- nüz temyiz mahkemesinden gelmemiştir. Diğer taraftan bir kütüphane, «Kâ-Gü, imzasile Afrodit kitabının yeni bir ter- cümesini yaptırarak geçen cuma günü ak- evvelce dava mevzuu olan Afrodit kitabı teredmesinin aynı olduğunu bildirerek Bultanahmed üçüncü sulh ceza mahkeme- sine müracaat etmiştir. Üçüncü sulh ceza hâkimi B. Münip ta- rafından kitab tedkik edilmiş ve bu ess- rin de, evvelce dava mevzuu olup hakkın- da berast kararı verilen fakat karar he- Düz temyiz mahkemesince tasdik edilme- miş bulunan fik Afrodit tercümesinin ay- Bi olduğunu görerek kitabin toplattırılma- sına karar vermiştir. Bu karar üzerine müddelumumilik dün zabıta, vasitasile ye- BI Afrodit tercümelerini toplalnıştır. Bu kitabın mütereimi Ve tabi ve neşreden kütüphane sahibi haklarında müstehcen neşriyat davası açılacaktır. Amerikadan gelen demir ve tenekeler çıkarılıyor Geçenlerde Amerikayı oismarlanan de- mir ve tenekeleri getirmekte olan Exebitor vapurunun o hamülesinden bir mikdarını Pireye çıkarmak mecburiyetinde kaldığı, mütebakisini de limanımıza getirdiği ya- #ılmıştı. Gemi, Ilmanımıza geleli üç gün olduğu halde ancak dün, mal ihracına ald formaliteler tamamlanmıştır. Exebitor uru, hamulesini bugün ihraç edecektir. ... Malzemelerine bakarsan dör- düncü sınıftr amma gene çocuğun adı konmalı!... Amcaya göre an Perakende şeker satanlar Ellerinde bulunan şekeri bildirmeğe mecbur değildirler Şeker flatine 10 kuruş zammediimsi Üzerine ellerinde şeker bulunanlar bir beyanname ile şekeri satın aldıkları teş- kilâta bildireceklerdi. Dün Başvekil Dr. Refik Saydam imzasile vilâyete gelen aşa- ihdakl telgraf perakendecileri bu mecbu- riyetlen istlma etmektedir: «2 mart #0 dan itibaren şeker fiatine 10 kuruş zam yapılması hakkındaki tebii- Batın bazı tereddüdlere sebep olduğu gs- len telgraflardan anlaşıldığından uşağıda- ki noktalar tavzih olunur: 4/3/940 tarihli ve 2/12997 numaralı kararname le meri- yete konulan 8 numaralı karara göre yal- direcekler ve fini farkınm hesabını mez- kür teşkilâtla göreceklerdir. Perakendecilerin ellerinde bulunan şe- ker mikdarı esasen pek az olmakla bera- ber bunun tesbiti ve ayn ayrı fiatlerle perakende satış yapılması imkânsız oldu- Bundan kararı perakendeciler hakkında bir hüküm konulmamıştır. Binaenaleyh perakendeciler 4 mart patartesi gününden itibaren yeni flatlen şeker satabilecekler, ellerinde bulunan şekerleri beyana mec- bur olmıyacaklardır.» Tek mütevelliler Apoyevmatini gazetesine göre intihap tarzı değiştirilecek çıkan Rumca Apoyevmatini yazıyor: Ankaradan gelen mev- Suk haberlere güre evkaf umum müdür- lüğü Rum cemaat müesseselerine tayin yin edilen bütün tek mütevellilerin vazi- felerine nihayet vermek suretile bunların İntihab tarzını tadile karar vermiştir. Balıklı Rum hastanesi tek müçtevellisi müstesna olmak üzere Rum çemaati mües- seseleri için tayin edilmiş olan tek müte- velilerden hiç biri henüz vazifeye başla- mamıştır. Bu itibarla tek mütevellilerin vazifesine nihayet verilmesi kararı Rum cemaati müssseselerinde hiç bir değişiklik yapmıyacaktır. > Kartalda yeni ortamektep açıldı Kartalda yeniden tesis edilen orta mekteple Eyüp orta mektebinin yeni şu- besi dün açılmış ve derslere başlanmıştır. Pendik orta mektebinin bir kısım talebesi Kartala, Eyüp orta mektebinin kadrodaki mikdarı tecavüz eden fazla talebesi de ye- ni şubeye devredilmiştir. Kartal .. İşte bu maksadla belediye Av- rupa lokantaların ötnek alarak bu işi halletmeğe çalışıyor!... Bitpazarı. kapısında İşiniz düşer de Kapalıçarşının Bitpazarı kapısından geçmeniz icap ederse, sakın ha, elinizde çanta veya paket bulundurmayınız. Aksi takdir. de, şimdi anlatacağım macerayı sizin de göze almanız lâzımgelir. Sahaflar çarşısından geçtim, Şşid- detli yağmur sepkeninden bir an ev- vel kurtulmak için ilk büyük kapı dan girdim. Meğer, âcele ile Bitpazarı kapısına sapmışım. Sen misin gi- ren?.. İçeri adımımı atar atmaz önü- me biri dikildi: — Çantada ne var? Görelim bayım. — Bir şey yok. Deyip savuşmak istedim. İki kişi da- ha sokuldu: — Görelim bayım, İşimize yararsa fazla para veririz. Çantamda satılık bir şey olmadığı- ni söylüyorum. Fakat karşımdakile- re meram anlatmak ne mümkün. EC rafımı saran kalabalık gittikçe artı- yor, kordon halinde yolumu kesiyor. lar; — Sıkılma bayım. Aç bakalım şu çantayı. Sılılacak ne var? Düşmez kalkmaz bir Allah, İnsanın iyi günü de olur, kötü zamanı da... —Alışverişte ulanmak olur mu, bay kardeşim? Ne utanıyorsun? Ben ne adamlar bilirim ki, evvelce zengin idiler, sultana selâm vermezler; gü- nün birinde senin gibi böyle koltuk- larında paketlerle, çantalarla bu çar- Başka biri tasdik ediyor: — Öyledir, azizim, öyledir, Kahbe dünyanın hali budur. İnsanın her 78- manı bir olmaz ki. İcap ederse donu- nu, gömleğini bile satar insan. Aç bakalım şu çantayı. Çamaşır mı, eski elbise mi satıyorsun? Yatak çarşafı falan da alırız. başladı. Kimi elimdeki çantaya sarılı. yor, kimi kolumdan çekip beni bir dükkâna doğru sürüklüyar, araların- da paylaşılamıyorum: — Siz çekiliniz yahu, Efendi sıkılı- yor işte. O, benim eski ahbabımdır. Her zaman alışveriş yaparız. — Haydi oradan be... Bu bayı ben gözlerini raftakilerin kaşları çatıldı. Dükkân sahibi olduğu anlaşılan zat çanta ile kitapları kucağıma fırlatarak asabi- yetle homurdandı: — Haydi bayım. Burası kitapçı dükkânı değil. Kitap satacaksan Sa- hafları gözün görmüyor mu? Üstelik bir de kabahatli oldum. Çantamı koltuklayıp tersyüzüne ka- pıdan çıkarken arkadan hâlâ söyleni- yorlardı: — Herif buranın acemisi galiba. — Acemi macemi değil canım. O, bizden daha hin oğlu hin. Kitapçılara satamadığı tapon şeyleri bize yuttur- gelmiş. sak etliye, süllüye, tatlıya, tuzluya elveda!,,