» Tuzak içinde Tuzak | l ip kapısı : a a raslağım, biribirine karışmıştı. Surnlın& X sarmıştı | e oldun? - diye alaycı alaycı sordum. or yoksa?.. «Bir kadın yü» Büsbütün istihza ie — Sarişin MUYd, esmer mi? — Aptal, sen de, Bir kadının insanı bu hale getirmesi İCİR cild yahud saç renginin dahli olur mu? i bizleri mah» etmeğe kafidir... Arizim, bak... Bun- oğlunda bir ru Bir yerde çalışıyormuş, Bir bakmak KÂfİ geldi: Hemen Aşık oluyerdimi al yaklaşıp hislerimi anlattım: «Yanlış kapı çalıyorsunun, bey- efendi! Ben evliyim!a dedi... Bütün ümld- jerimi böylece kapatmak ist Gelgelelim, gönlüm bu mâzereti dinlemedi. Artık gece- Bir emelim vardı: Onu görmek! — Görebildin mi ba ı çaldım. Bir le dolu bir bekle- “Aralık kapının Yanında başladı gilim dasna aldı. n.. Güzetlem Beni küçük salan gib! bir yere aldi Derhal önünde diz çöktüm Ah, üziz dostum, içeriki odada kocası Çeker, ron ve dolgu yaparken ben ötede be tatlı dakikalar yaşadım kai birdenbire gürültü işitip beni ken- dinden uzaklaştırdı — Geliyorlar... Gidin. dedi. Mecburen bekleme Şimdi burası & Kendimi topliya: Çabuk gidin! - saloduna döndüm. mamile, boşalmıştı. m ki, içeri oda- | uhter e b ydi. kapıdan acak kadar genişti, Boyu da | arık mi sınk! Buyran... G Şaşı ka türlü hareket dı? — Oturun bakalım... Ağsnı fen Emirlerine miha: yordum. Sevgilimin kocası — Birşeyler yok efendi: Jerinizim hepsi gayet sağ! Kaşlarını çatmış ni yüzüme dik- mişti. Benim gayet garip bir müşteri gum anlaşılıyordu. Eelki de beni a birt surmiştı, İçimden: «— Aman yarabbi! .. - diye düşündür Allah vere de meseleyi anlamasa..» Ve parmağımla, ağzımın içini gelişi gü gel gösterdim « İşte Şüram.. Fena halde ağrıyor. Bir çelik parçasle dişlerime vurmağa başladı — Ay. Vay. O£ Bunun üzerine dişçi, kararını vermiş gö- ründü — Ha! var. #hracuha.. - dedi neye daldım, Baş- me İmkân var miy- in! açın lüt i bir şekilde itaat adim - dedi, - Diş- Anlıyorum... . Köklerde iltihap tek Hâcı vardır: İlâcuha takdirde başınıza büyük i ak icap eder.. Dİş yüzünden ölenler de eksik değ'ldir.. Maiüm ya Büyülenmiş gibiydim. Herif, diş etlerime bir şırınga yaptı, — Açınız ağzınızı. Korkmayın. Müthiş surette haykırdım, oldu... Şimdi sıra ötekinin... İkinci bir çığlık kopardım. Sevgilim eşikte görünmüştü. Onun yüzü güzü altüst olmuştu. Kocasına Ne oluyor?... Birini mi boğazlıyorsun?- da 'Tefrika No. 87 “— Evet! - diye inledi, Ann, yavrusunu elinden tuttu. Bahçedeki Şşsirane kameriyelerden birinin altına götürdü. Onu, oradaki tahla kanapeye oturttu, Kendi de yanına oturdu. Ellerini ellerine aldı “ve gözlerini gözlerine çevirdi. — Demek ki annene söyliyebilece» ğin bir sırrın var? — Acaba söylemek cesaretini gös- tereyim mi? — Samimi ol... Her şeyi anlat... z Hem kendi vicdanına karşı mesul ol- duğun bir vaziyet var mı ortada? -— Evet. Annesinin heyecanla titrediğini gö- | retek hemen ilâve etti: — Sizin itimadınızı sulistimal et- tim. Bunden dolayı üzülüyorum? Vicdan azabı çekiyorum. Belkis, bunun üzerin lattı. *— Bu duvarın ine asla medim...» diye temin ediyordu Şu kovuktaki mektupları almakla | iktifa ettiğini, okuduğunu ve onlara cevap yazdığını söylüyordu. İtiraflar her şeyi an- göç “na kekeliyerek başlamışken sonra « Hayır... Bey pek ral da Ve pamukları bastırdı — Bugünlük iki diş yetişir. dim.. Altı lira vereceksiniz... Paraları saydım. Memnun olmuş gibi dize vazladım. Oldu, efen- in omuzun di” Arkadaşlarımı n bu anlattı klarını dinler- ken, ben, gülmekten kırılıyordum. — Aşk uğrunda böyle şeyler olur... Çekti- ğin bu azaplı ıztiraplara karşı, sevgilin mükâfatını ne dedi, bis tünüz. lanma... Benim v acıya katlara; uzun uzsdıya bat dı: «Hayır, etendim.. İsrar yiniz. iş bu kadarla kalsın! Zina başınıza başka belâlar açılabilir. Geçen hafta, diğer bir t duyduğu Bi Ürük ni çektirdi. Siz iki tane inlinize şükredin!» 7elof”tan adapte pdrn (Hatice Süreyya) den bütün di ile işi savuşturdunuz. Pierre Ne Apartıman sahipleri (Boş dairelerinize hemen iyi am» im Kü ÇÜK İLÂNLARI'ndan oİsti- Tersi uygun demektir. Başma eP» gelirse - Bir Rum ismi, bir Musevi ismi, 1 — Prenses - Erkek değil İlerlipi İtikadsız - Beyan edatı Te ud demektir - Temiz değil, » gelirse havada uçar - Bir göz rengi - Fasıla, 8 — Anayurd. 7 — Sonuna «R. gelirse bir çiftin yarı- iyi hubup etmiyor. 9 — Nervürün baş tarafı - Aksayı şarkta | bir yarım ada si fihrist pusulaşıdır - Cesur. Geçen bulmacamızın hai Soldan sağa: 1 — Sualsormak, 2 — İtfniye, La, 3 — Pa tinaj, Or, # — Anonim, Kap, 5 — Rax, Alı, — 8 İn, Kakson, 7 — Erefek, 8 — Limona» tacı, 9 — Erike, Eti, 10 — Reh Nika Yukardan aşağı: 1 — Siparişler, 2 — Utanan, İre,3 tos, Emik, 4 — Lain, Kroki, 5 — Sin 6 — Oyam, Afa, 7 — Rej, Kel Katı, 9 — Aloalo, Cik, 10 - Af- lenen, ,8 — Kaş - Kırpıntı. Nakleden : (Vâ - Açılmış, serbes serbes konuşuyordu. — Kaç defa size her şeyi söyle- meği düşündüm, Fakat utancım, bu tasayvuruma mâni oluyordu. Biliyo- rum, bundan dolayı kabahatliyim. Fena yapıyordum; amma, elimde de- ğildi... Diğer taraftan da, Sühi beyin fena bir insan olmadığını, ondan ç6- kinilmiyeceğini hissediyodum... Ken disine karşı sonsuz bir itimadım var... TAtif bir hareketle mektubu uzalar rak: — Okuyunuz ! - dedi, Mektup İngilizceydi. Maide hanım bu lisanı mürebbiyelerinden öğrendi. ği ve güyet güzel konuşup okuduğu için, göz gezdirdi: Nü) Benim sevgili Belkısciğim, Dünkü mektubunuzu ne büyük bir sevinçle okudum. Onu âdeta ezberle- dim ve şimdi karşınızda olsam, kâğı. da bakmaksızın aynen tekrarlayabi. | lirim. Sözlerinizin hepsi hafizaçıdış | menkuş kaldı. Aymi şeyleri, birlikte hissediyoruz, Benim hayalimde çiçek ve çimenler NOYO Türkiye Radyodifüzyon Postaları Dalga uzunluğu Türkiye Radyösu 1043 m. 132 Ke/x. 120 Ew Ankara Radyosu T.A. P,317 m. 9465 K PERŞEMBE 7/3/940 Türkiye santile 1230 Proğram ve memleket saat ayarı, , 1280 Ruşen Kam, İzzet- VE. (Bilmem ziye bir bu Pınar - Hüzzam şar rine bağladı), 8- & i kirpikle- tin Kaynak - Hüz- zam türkü; (Çıkar yücelerden haber söra- run), 18,15 Türk müziği: Halk türkül Aziz Şenses ve Sarı Recep, 1830-14 Müzik; Karışık müzik (Pi) 18 Program ve mem Müzik: Radyo caz orke ma, 18,55 Serbes saat, 1 ayar, arı, 18,05 8- Sul- Ariza dişte be- Kam - aşübu i, 2— Okuyan: şarkı: ü bir taflı dibe: im Göksuya), 20,15 Kor Derman, Şerit İçli, ör; Lavta, 2113 an Havayen çük orkestra kın), Prtire: Ay » - Gangiberker; r (Potpuri) Ajans “haberler k kambiyo - 7 borsası (fat), 2230 Müzik: Cnzband 23,25-2330 Yarınki program ve kapanış, Abone ücretleri Türkiye Ecnebi 7700 kuruş 140 >» 80 » SENELİK - 1490 Kuruş 6 AYLIK 70.» 3 AYLIK 404 » 1 AYLIK 150 Posta ittihadına & raemleketler: Senel 1600, üç aylı 1 olmıyan ecnebi 3600, altı aylığı 000 kuruştur. KIZ Telefonlarımız: işleri; 20765 20497 Başmuharri İdare: 20681 — Müdü: Muharrem 27 — Kasım 21 8. İmsak Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı E, 1040 1219 618 2 1200 150 va 4417 626 1228 1539 1807 1935 —öarehare; Mabsdli amk sokak No, 13 KADIKÖY HALKEVİNDEN: 8/Mart/940 a akğamı saat 2030 evi- miz salonunda bayan Halide Nusret Zor- lutuna tarafından Nedim) ;mevzulu bir konferans verilecektir. Herkes gelebilir. arasında lâtif inzivagâh vârdır. Sizinle öyle bir yerde başbaşa yaşa- mak istiyorum. Fakat işte O İnziva yeri zaten bu güzel Yeşilköydeki ğil mi? Buradan niçin ayrılmağı, bâş- ka taraflara gitmeği düşünmeli? Şu dakikada kendimi hayata ne kadar bağlı hissediyorum, bilseniz, Belkiscığim. Zira artık hayata mer- but bulunuyorum. Çok gençken ye- tim ve öksüz kalmanın azabını çeki yordum. Şimdi artık bu azaptan eser kalmadı, Çünkü siz varsınız. Size bağ- | lıyım. Saadetimi sizden, sizin mev cudiyetinizden alıyorum. Bu hisleri bir türlü anlıyamaza. mz. Çünkü kendinizi bildiğinizden bugüne kadar siz daima şefkatli bir annenin himayesinde yaşadınız. Alle. nizin birieik kızı idiniz. Daima üzeri- nize titrediler. Şayet anne ve babanız tarafından iyi telâkki edilirsem, ve siz münasip görürseniz, bana acımaların,, beni benimsemelerini temenni edeceğim. Artık sizden hiç ayrılmamak üzere projelerimizi bu suretle tamamlarız. Lâkin, sevgili Belkıscığım! Siz, be- | ni, büyük servetinizle korkutuyorsu- nuz, Ben Xi, sade kalbile konuşan bir hürmetkârmızım, bu vasiyet aramız- İSLÂM TARİHİNDE Türk kahramanları Tefrika No. 74 Yazan: İskender Fahreddin Haccac ölmüştü. Fakat onun ölümüne Halife gibi halk da Inanmıyordu BEŞİNCİ KISIM Tarık'la Musa'nın Şam'a dönüşü ten aldığı k , Bfusa da esirleri alarak Şa- # Tatihlerisni kar- ) esirlerini görmek üzö- re etraflan küme küme Şama akı baş- lamıştı. Halife Velid bu İki kı ni da ajnm dan öpmek GRİ taltif ve tebrik etmişti. cekti? H için toplantı lerde şark seferinden yeni ve muzaf! nüyordu. Endülüs fatihlerinin ver» şe ve sevinç İçi layan Şam ndan mü- ar, parlak Bu sında Velldin küçük kardeşi Müs- ıparatorluğunu yıkmak e ordu ile hareket etmiş ve taraflarını ba: Şamda oturdu uzu şark ve garbe yay viye devleti dünyanm en bü; M ordularile hıristiyanlık â halde sat liyor, Eme- ilk, en Kurrot ten sonra, dererek raflarını zaptettirmiş, bir diğer Kâbile kadar uzanınıştı. orduda hayrete düşürüyor! Bfehmed bin Ka- m. ediyordu Ayni zamanda, Horasan valisi Ketuybe kumandasında bulunan diğer bir ordu da Haccacın emrile Maveraülnehire doğru ile- rilemiş, Fergana, Nahşep, Semerkand ve Kâşgar havalisini saptettikten sonra, Çin hududlarına kadar daya Haocac bütün ordulara şöyle bir tamim göndermişti «Çini, ilk önce kim fethederse, bu büyük memleketin valiliğini ona tevdi edeceğim.» Haccacın bu vadi üzerine, her İki serdar da — Yani Mehmed bin be — bir an evvel Ç sımla, Kutu girebi na kapılmaştı. «Haccac» ım ölümü.. Haccacın İstikbale ald de bazı düşi leri vardı. O, talihin müsald cilvelerine mad göstermezdi. Bilhassa halifenin vellah- dı Süleyman İle arasının açık olması da onu her zaman düşündüren sebeplerden biri idi. Haecac, Velidin hilâfet makamına olurdu- mn üzerinde türlü di edebilir, Hayır, size fikaralık temenni et- miyorum. Böyle bir dilek zalimane olurdu. Fıkaralık insana hüzün ve heyhat bazen de hacâlet getirir. Fa- kat arada sırada da üzülmüyor deği- lim: Keşke talih sizi fakir bi rkız ola- rak önüme çıkarsaydı da işle o zaman size hislerimin mentaatten ne kadar uzak olduğunu ispat edebilseydim di- ye düşünüyorum. Hodbince bir düşünce! Fakat duygularım böyle! çeler hasıl İ Belkısciğım! Sizi, narin ellerinizin parmakları ucundan hayalen öperim. Sühi Elstanbult Anne, evvelâ süratle göz gezdirdi- ği bu satırları sonra tekrar tekrar dik- kafle okudu. Ne rikkatli bir kalb! Ne ince düşünüşler... Bilhassa kendisi hakkında yazılan satırlar, üzerinde pek müsald bir in- tiba bıraktı. Bu delikanlı hakkında iyi düşünce- ler beslemekteydi zaten... Şimdi ona karşı muhabbeti büsbütün artmıştı... En ufak bir tereddüdü varsa, bu İ mektup onları da silmeğe kâfiydi. 4 Bu satırları bizim okuyacağı» | | | | Bugünlük Allaha ısmarladık güzel | Bu göndenberi, kendisi için istikbali tehli- keli görüyor ve uzex ülkelerde istiklAl an- zusile yaşıyordu. Haccac her sahada ge. herşeyin ilerisini gören £ hastalıklıydı.. yarın ö Süleyman geçer geçmez, tana nihayet verecekini & t maddi düşünen, madı, Vellâ yerine Vellahd sanı tnıza devam. câlniz. emirler w Hyordu ki, Velid ölünce, kendisi uzak ülke- lerde İstikMAl 1 s bu plâ- nını tatbika muvaffak olursa, şüphe yok ki, Arap imparatorluğunu deti sarsıla- cak ve birçok yerlerde il kargaşalık» dd oğlu Tarı- nl duydukça caC, Tüm nin oğludur, hiyet verilir üste yeni bir Türk beyli- yi kim önliyebilir?. ten Musa bin Nasirle Tarıkın a da Hac- mi zuydı? Çünkü o, Tarık ma biribirine düşürmemiş olsay Arap İmparatorluğunda halifeden adı anılan bir şahsiyet olacak ve Haceacin yıldızı #önecekti, Bunu ilk önce Hs tâ Endülüsten ikisinin “birden errini gönderten de Hac rini getirdikleri zaman VW de inanmamıştı. O «Her Haceacın ölümü Şama yayıldığı zaman, ler de Velid gibi onun ölüm adılar, Hatlâ o gün bi i önüne ailesi tarafından geli lerile gördükleri halde Etratındakiler yalandan ağlaşıyorlar. hilesidir.« 320 namAzIR nayret ve b soruyordu acın ölüm ır. İnanmadın. Şe) bin £ r baştan başa heye güneş batıncaya kadar Hacetcin kimse inanmamışta Akşam ölünce, ha sesinden bahs ölümüne lüm hâdi- künete davet ön hakikat oldi nat» diyerek, küme küm başlamıştı Şamlılar hiç bir hâdise karşısında bu de- rece sevinmemişler, böyle ca a rat yapmamışlardı, Hattâ Arap fakıhların- den birisi: «İslâm âlemi bundan sonra, Ramazan ve Kurban ramlarına bir üçüncü (kurtuluş bayramı) da ve didir!» ek cesaretini bile göstermiş- (Arkası var) Yakında TÜRKÂN HATUN sevgilisine yazmış...» Sühi'yi düşünüyordu. Müstakbel damak zengindi... Evet... Bununla beraber, iki tarafın serveti müsavi değildi... Muhakkak ki, Bel kıs, kendisini bekliyen miraslarla da- ha büyük bir servet sahibiydi... Ama, onun tam âyârı bir delikanlıyı nere de bulmalı da vermeli?... Ve Sühl, tahsilliydi, terbiyeliydi, güzeldi! Kızına, mektubu iade etmedi. Kâğıdı katladı Yazlık elbiseşinin cebine koydu. Genç kız, bu hâraketten dolayı ürkmüş gibi bir hareket yaptı, Yalyarır bir bakışla: — Benim sırrımı ortaya vurmuya» caksınız, değil mi, anne?... Babama söylemiyeceksiniz... — Niçin? — Bubama söylemenizden korku yorum. — Emin ol, söylemem... Aramızda, bu, sır kalır... Vadediyorum. Belkıs, hafifce: Oh! - diye rahat bir nesef aldı. Neticelenmesini canı gönülden is- tediği bu maceranın pek yakında sa» adetle hallolunacığını artık hissedi. yordu. Anna: — Çok ihtiyatsız dâvranmışsın... Bunu da tasdik et, evlâdım! - dedi. diye takdirle (a bir mani görünüyge sira başkala. | mem. düşünmeden, gizliden gizliye e m