SÖZÜN GELİŞİ Harp masrafı, sulh ekonomisi attalık bir Fransız gazetesinde başlıklı bir fıkra yazmış, Gener; tuktan «Bize en aşağı yüz sene yoruz» cümlesini alarak dünya kadar esi larının yüz sene stirmesi pek nadir birşe, Clement Vautel «Yüz sene sulb> al Weygand'ın Kahirede söylediği nu- rahat ettirecek bir sulh için harbedi- iki olan harp tiyatrosunda perde ara- y olmasına rağmen 2040 senesine ka- dar rahat yaşamanın ne tatlı birşey olduğunu düşünmekten »elsini menede- miyor. Ob! İnsanlar harp âlet ve malzemesi yapmak için sarfettikleri bunca akıl, kuvvet ve parayı medeniyet eserleri yaratmak uğrunda harcıyacaklar. Bu- gün bir torpil 530,000 franga mal oluyor. Foch kruvazörünün bir dakika ateş açması 72 bin frank, Dunkergue kruvazörünün bir milyon 200 bin frank, Richelicu kruvazörünün iki milyon 162 karı günde bir milyar gidiyor, demektir. mesele bin frank tutmuyor mu? Aşağı yü- Eğer yüz sene sulh garanti edilirse yok. Harpten sonra bu paralar kâr getirici eserlere hasreğilir. Sahra- yikebiri bir boydan bir boya kateden demiryolları, Manş denizi altında tünel ler yapılır. Çöller sulanarak kablettarih lar haline getirilir. Sahiller boydan boy lenir. devirlerde olduğu gibi münbit tarla- a geniş parklar, şirin köşklerle sis Fakat mubarrir böyle hayalâta daldığı sırada birdenbire aklına bir hikâ- ye geliyor: Olive cigara içerken Marius « . Senin hiç aklın yoktur Olive! demiş, paranı vakıt geçirirsi Eğer otuz senedenberi din bugün Bunun üzerine Olive sormuş: — Sen cevabı rede?» Evet, bütün bu hayaller sulh zamanında da sında nasıl dünyaya top sesleri hâkim oluyorsa sull zamanında da ikilm sürmektedir. Nüzariyeler, prensipler, mali düşünceler, | di buhran korkuları paraların kasalardan çıkmasına izin Harp za iktisad âlimleri hü ince hesaplar, ik sermiyecektir. Yüz senelik sulh devrindi hükümetlerin, harpte olduğu gibi “evka ka çare yok gi ar orahatlık devri» demiyeceklerdir. gm münasebetile «Yeni insan tler dilerim. Tahtelt ; ticaret gemile- | zellerin hayatına sebebiyet veriyor. lmak için denize inme- be mecburdurlar. İşte, o saman kanadisrı, | ambarlarından, oyu mazot iaba- kalarına bulanmakta ve zorlukla bhavalana- bilmektedirler, İngiliz sahilleri harp kurbanı bu kuşlar» Cornauallilar sahillerinde otur ran bir kadın fle /ki kun bu felâkstmede kaşlara bakmağı üzerlerine almışlar, babi» da danis sathında bulup uşamıyan bü feri yakalıyarak bu Üç merhametli kür dına getirip baktırmağı başlamışlardı. 2. ıı verince koluna girmiş; — Göster bakalım, demiş, görmüş: tütüncülere taşımakla cigaraya verdiğin parayı biriktirsey- bir köşk sahibi olurdun.» cigara içer misin?» Marius «Hayır!» senin köşkün ne- i tahakkuk edemiyecektir. e dünyanın mamureye çevrilmesi için Tiğ | i İ lâde vaziyet» İlân etmelerinden baş- | bi görünüyor. Fakat yüz sene süren fevkalâde vayiyete de in- Şevket Rado k» mecmua eki bir yamıyı, bir mektebin bi işan ettiğini, halbuki mecmu- ış muharrirler tarafından bazr- cmua İle alâkadar almamamna Teğmen ek zahmetine giren !ki meslekdaşa te- Ş.R. ahir harbinin kurbanları : Marti kuşları Martilerin kanadlarına ve tüylerine bula- şan koyu mazot tabakalarını temizlemek için bunlar husus! bir banyoya tâbi tutal- maktadır. Mazota bulanmış mârtler adam kıllı yıkandıktan sonra tüyleri kurumak için kafeslere konulmakta, müteakiben salı- verilmektedir. Martiler, gördükleri bu iline ve ihtimama teşekkür için gık sık yıkandık» yüro.sünr — KABAN OLİ wamlsâ Manisa oriaokulu talebesi ve mdür 1. Ziya sn (Akşam) İlkokul, bir Ortaokul ve bir de Kır ens" Gtüsü yardır. Manisanın nüfusu ie ine göre mektep adedi azdır. Örtaokul- da çihe tedrimat usulü tatbik edilmekte dir. Ortaokula mücavir kazalardan da talebeler gelmektedirler. Merkez vilkyet ve on kaz se köyleri olan yilâyetimizde ilk, orta ta yüzler- bitirip liseye gitmek İsteyen yüzlerce genç vardır. Mali a İktidarları iyi olup da Denizli, İzmir, Bahkesir ve İstanbul liselerinde okuyan talebelerin sdedi binleri aşmaktadır Fakat binlerce genç de tahsile devam #imek imi r e Manisa ( mi | mma bulamı! KAN enteeizie va kani ihya eden benizsizlik icin y e Se teriip edilmiş. Em eilaipet ie amma SIZ Bir aralık Manisanın liseye kavuşacağı yolunda bir takım heberler çıkmıştı, Mebusumuz B, Zekti Manisa ist yanındaki arsasını bir lise binası inşası İçin vermişti. Fakat maatteessüf henüz Hseye kavuşamadı. Değerli valimiz B. Faik Nevres Mani- saya bir de lise kazandıracak olurların Manisalıların kalbinde ilelebed yer al- miş olacaktır. Ortaokulda verimli bir çalışma tarzı mevcuddur. Talebe adedi çoktur. Mümtaz bir talim heyetinin ne- zareti alında yavrularımız hazırlanıyor- lar. Mektep müdürü B, Ziya cidden Ma- nmamızda kendini iyi sevdirmiş eski imizdir. e Lİ zaliyet ve SIROP DESCHENS, PARIS Chlorose di (Baş tarafı 1 inci sahifede) mak isteyenlere birkaç saatlik mü. saade veriliyormuş. Bunun için, be sen, bir köşe başında ellerinde bavul ları, kol kola hazin hazin yürüyen ih- tiyar bir çifte raslanıyor. Şehrin tek açık yeri de, orada işleri olanlara mahsus, oldukça büyük bir lokantadır, erzakını askeri makamlar temin edk yor. Strasburgun en güzel abidesi, Orta Çağdan kalma, ince yapılı bir kated- raldir. Bu kilisenin kıymetli camları sökülmüş, içindeki değerli minberlerin ve heykellerin etrafı betonla muhafa- sa altına alınmıştır. Bir bombardı manda kilise yıkılsa bile, onlar sağlam kalsın diye. Bütün kliseyi korumak için öyle muazzam inşaat yapılıyor ki zahmet ve masraflle yeni, modern bir klise inşa edilebilir... Senat eserlerine verilen kıymetin delili, Şehrin Ren nehri sahillerine geldi- zaman düşmanla karşı karşıya» Ren, o civarda o kadar geniş Alman sahilindeki binalar, müstahkem yerler, toplar kolaylıkla | seçiliyor. İnsan da olsa -yahut serbesçe dolaşsa- hemen görülecek. Bunun içindir ki Strasburg, Ren mıntake- | #mın en kuvvelli müstahkem kalele- rinden biridir. Fransa erkânı harbiye- erindeki üç köprüyü berha- iğ! halde Strasburgu Alman se | biline bağlıyan Kehi köprüsünü yık- tırmamıştır. Bir köprü ki uzunluğu sadece 235 metredir. Galata köprüsü- nün tam yarısı.. Söylemeğe lüzum yok ki köprünün iki tarafı da kapalı, İİ e Galatasaray basketbol- cularının bir galebesi kan kolleji hocaları le #bolcuları arasında ya» plan basketbol maçının revanşı dün ak- am Bebekte kollej Jimnastik salonunda yapılmıştar. Çok iddiali ve o nisbetle sıkı bir şekilde geçen bu karşılaşmayı Galatasnray basket- bolcuları 17 - 28 kazanmışlardır. Önümüz- deki çarşamba akşamı da kollej mektep ta- kımı ile Galatasaray takımı arasında Be- bekte yeniden bir müsabaka yapılacağı ha- ber alınmıştır. Lig maçları programı İstanbul Futbol Ajanlığından: Taksim stadı; Beyoğlu spor - çler saat 11,30 hakem Üinöz. Kurtuluş - Beylerbeyi saat 13,30 hakem: Tarık Özerengin, Sü y Vefa saât 15,30 hakem: Şazi Tezcan Gerek stndaş Davutpaşa - Fenarrılmaz mat 10 hakem: Necdet Gezen, Eyüp - Şişli 11,45 hakem: Adnan Akın, Altın- bağ - Beykoz saat 13,30 hakem: Refik Top, Beşiktaş - İstanbulspor saat 15,30 hakem: Halid Galip. Pener stadı; Gulatasaray - Hilâl saat 13,30 hakem: Ahmed Adem, Fener bahçe - Topkapı saat 15,30 hakem: Nu- ri Bosut. Mektepliler futbol maçı İstanbul Mektepleri Voleybol ve Fut- bol liz heyetinden: 24/2/940 cumar- tesi günü yapılacak futbol maçları: Taksim stadı: Vefa - Yüccülkü lisesi saat 14 hakem: Ahmed Adem, Boğaz içi - Şişli Terakki lisesi saat 15,10 har kem: Refik Top Şeref stadı: Bölge sanat mektebi - Ticaret lisesi, saat 14 hakem Tarık Öze- rengin, Pertevniyal lisesi - Darüşşefaka Hsesi saat 15,10 hakem: Sami Açıköney 24/2/940 cumartesi günü yapılacak Voleybol maçları: Beyoğlu Halkevi salonunda: H ye - Işık lisesi saat 14 hakem: Naili Mo- Galatasaray - İstiklâl hisesi 14,30 hakem: Naili Moran, Haydarpar . sesi sast 15 hakem: Naili saat Mehmedcik Avrupada Yeni harflerle çıktı. Gazetemi- sin askeri mubarriri M. Şevki Yazman'ın bu en güzel eseri hem bir roman gibi zevkle okunur, hem de okuyucularını siperler ve kahraman, zeki Mehmedcikler arasında dolaşlırarak harbi öğre- tir. Tevzi yeri Ahmed Halid Ki- taphanesi. Flati 75 kuruş. ansız şeh Tahliye edilmiş olan Strasburg şehrinin boş hall toplar ve mitraiyözlerle muhafaza al | tandadır. Fransız askrleri çelik ve be- İ ton tabyeler arkasından gece gündüz | düşmanı tarassut ediyorlar, Tabii, karşı taraf da öyle olacak... Bu köprü ve bu şehir, harbin bu saf- basının en dikkate değer timsalidir. Karşı karşıya duran iki düşman, biri- | birlerine arasıra ateş savurdukları hal de, ne bu köprüyü tahrib ediyorlar, ne de köprüden geçmeye teşebbüs! Kos- koca Strasburg şehri Alman topları- nın en kısa, en kolay hedefidir. Fakat, şehre şimdiye kadar bir gülle atılma- mıştır. Karşı sahilde heybetli bir AL man fabrikasının yüksek bacası tütü. yor. Fransız istihkâmları bu hedefi görmemezlikten geliyor. Askerlik sır- rı mi, lüzumsuz tahribattan çekinmek hususunda karşılıklı ve zımni bir Are Jaşma mı? Meçhul. Köprü başını bele leyen genç sabite sordum: «Bu köprü. yü niçin bıraktınız?» Gülerek cevap verdi; «Karşıya yüzmeden geçebilmele için!» Lâtife, Fakat gözlerinde, içinin sabırsızlığını anlatan bir ateş vardı. Gün gelecek -hem belki de çok uzalt olmuyan bir gün- şimdi ağzı kapalı, sâ- kin duran bu karşılıklı ve gizli çelik- lerden, betonlardan düny: hiş cehennemleri fışkıracak, O gün, belki yarın, belki bir saat, bir dakika sonra geliverecekmiş gibi, genç as. kerler silâh başında, gözleri karşı kı, yda, bekliyorlar Kar altında uyuyan bu muazzam ve insansız şehrin içinden geri döner ken içim sızladı. & Necmeddin Sadak Vapur navlunları Armatörler birliği kâtibinin bir mektubu Vapurlarımızıa başka memleketlere ya verilmesi doğru olamıyacağına dair gazetemizde çıkan yazı hakkında Türk armatörler birliği kâtibi B. Mahmud Acar şu mektubu göndermiştir: Memleketimiz iktisadiyatında en mü- him rolü oynıyan vapurlarımızın navlun fistleri hakkında şahsi kanaat ve du- göncelerimi | arzediyorum: Evvelâ na İunların yükselmesinde bazı vapurları mızın başka memleketlere çalışması te- sir edeceği mevzuvbahs olamaz. Çünkü memlekette şilep buhranı hasıl olmamış- tar, Mevcud şileplerin hamule tonajı (140) binden fazladır, (200 den fazla motörlü tekneler bu hesaptan hariçtir). Her vapurumuz ayda ikişer sefer yapa- bilir. (280) bin ton nakliyat ifa edilmiş olur ki (bu arada küçük merakibin da- ba fazla sefer yapacağı da üşikârdir). En aşağı senede 3 milyon 360 bin ton nakliyat yapılmış olacaktır. Halbuki memleketimizin senelik umum nakliy bir buçuk milyonu tecavüz etmemekte- dir. Şu halde gemilerimizin ından fazlam dahi harice çalışmış olsalar bu sebepten yine buhran hasıl olmıyacaktır. Bugün vapur navlunlarının yükselme- sine gelince: Başlıca o nakliyatımız olan kömürün havzada ( istihenlâtmın el ması ve bu sebepten tahmil ve tahliye- nin de normalin pek dununda olarak yapılması; bilhama kömür tahmil eden mahallerin muntazam limanı olmayışın- dan uzun zaman müssid havalar beklen- mesi dolayısile nöbet müddetinin uza- mas; kömür sarfeden mücsseselesin vak- #nde tedbir alma rından bugünler- de inleplerin artması; bu sene havaların her seneye nisbetle devamlı muhalif ol- ması ve tamire muhtaç gemilerin mal zemesizlikten uzun müddet muattal kal- ması gibi sebeplerden navlunlar normal olarak kendiliğinden yükselmiştir. Bu işte tonajımızın kifayetsizliği de mevzunbahs olamaz. Çünkü bugün mevs cud tonajımız iki misli daha fazla oldu- ğunu kabul etsek bu gemilerin de tahmil için möbet bekliyecekleri gayet tabif olduğundan umumiyetle gemilerin sefer kabiliyetleri bu safer sekizde bire inece- ğine göre navlunların daha fazla yükse- leceği âşikârdır. Esasen vapur navlunlarımız öteden- beri mevsimine göre 200 - 300 kuruş arasında tahavvül etmekteydi. Bugün ise özami yüzde yirmi kadar bir fark etmesi halihazır sebeplerle büyük bir fark değildir. Şileplerimizin bir kınmı memleketin dahili nakliyatından ziyade harici seferler yapabilmek ksadile mübayaa edilmiştir. Bilhassa büyük te- majdaki gemilerimiz bugünkü tahmil şartları altında ve bu mevsimde Zon dak ağızlarından İstanbula bir seferi en aşağı 80 - 90 günde yapabilir ki bu hareket ne kadar navlun yükselse yine şilepçilerin zararına dır. Bunuh içindir ki bugün harice giden bir kaç şilebimiz işte bunlardır. Esasen bu gemiler öte- denberi harice sefer yapan gemilerdir ki debili nakliyatta hiç bir rolleri yoktur. Eğer bugün mevcud şileplerimizin daha çoğu harice sefer yapbilseler geri kalan glepler daha sik sefer yapmak suretile seler kabiliyetlerini normal bir hadde yaklaştırıcaklarından navlunlar tsbinsti- ul. le temin edilmelidir. Geri kalan ve hariç memleketler için ilen büyük tondaki şilepi rimiz de geçen senelerde olduğu gi yine harice çalışarak hem memlekete fazla döviz getirmiş olacaklar ve hem de bu buhranlı zamanlarda memleketin iktisadi kalkınmasına yardım etmiş olas caklardır. Halkevlerinin yıldönümü münasebetile : Halk mektepleri Bü pazar Halkevlerinin sekizinci yıldö- nümüdür. Memleketimizde, yeni açılacak olanlar- la beraber, 379 Halkevi, 140 Halkodas var- dir. Hulkevleri: 1 — DU, tarih, edebiyat, 3 — Ar (yani sanat), 3 — Görterit (yani temaşa), 4 — Spor. 6 — Sosyal yardım, 6 Halk dershaneleri ve kurslar, 7 — Kitap- saray ve yayın, 8 — Köycülük, $ — Müze ve sergi kısımlarını havidir. Bizim Halkevlerine benzer teşkilât dünya» nın başka memleketlerinde de, hattâ oku- ma yazma bilenlerinin nisbeti yüzde 95 - yüzde 160 olan memleketlerde de, vardır: Macarstanda MUH kültür cemiyetlerinin kurulması 1867 de başlamıştır. Bunlar «Ma- Çekoslovakyada &n dört yüze yekın «Ma- sarik halk eğitim kurumu mevcuddu. A, Faşistlerin Dopolavoro adile bütün İtaje $8 tane kültür derneği vardır ki, sler oynarlağ, kep bin kadağ erit grupu yapmışlardır. 1997 yılındaj Dopolaroro teşkilâtı İtalyanın muhtelif şe» hir, kasaba ve köylerinde yirmi yedi big ulusal bayram gösterisi tertipliyebilmiştin, Ayni teşkilât, İtsiyada bin la bilgi kursu teşkil ve idare etmiştir. Almanların, sayılması sahifeler doldu- racak kadar çok halk kültür teşkilât: vağe Gr. Bunlardan Nuremberg'deki bir künüş cemiyetinin idare ettiği yüksek halk meka tebinin yalnız öğretmen sayım altmışı da imi, yün onu muvakkat olmak üzere yüğ Resmi okulları ihtiyaçtı dığı şüphesiz bulunan İngi 1 eksik olmas Halk eği» Hi dersleş