art 1940 Sahife 3 laa — - AKŞAMDAN AKŞAMA Gramer meselesi Paris - Soir gazetesinin Türkiye muhabiri B, Guyon arasıra matbaa- mızı ziyaret etmek nezaketini göste rir. Kendisile hasbihal ederiz Bir seferinde, ecnebi İsmihasların acaib imlâsı üzerine konuştuk. Ben: sli imlâya taraftarım... Benim düşüncemde olan başkaları da var. - dedim; ve esasen imlimızda henüz istikrar olmadığını söyledim. - Baka» hım Maarif Vekâleti, yahud Dil kuru- mu ne Bu kararın alın. raası da gecikiyor... - diye ilâve ettim. Fenebi meslekdaşımız dedi ki — Ben başka şey tavsiye edeceğim: On on beş müellif, muharrir toplanı- | nız. Aranızda kararlar veriniz. «Şu kelimenin imlâsı böyle olmalıdır! Be- riki kaide şudur!» diye bir beyanna- me neşrediniz. Kendiniz bu hizam- lara rinyet ederek, başkalarına da ri. ayet tavsiyesinde bulununuz. E sa rıhız milletçe ve devletçe bilâhara ka- | bul edilmese, değişikliklere maruz tu- | tulsa bile, ber halde sabit bir nokta | teşkil eder, Belki de müstakbel aka- demiye zemin hazırlamış olursunuz, kademisyen Bu si felere olmak niyetinde , Fransada bile ne sebebiyet değilim. kadar lâ veriyor! » diye gülümsedim. Fakat, gün yeçtikçe, meslekdaşımın fikri dimağımı kurcalamağa başladı: Evvelâ Peyami Safuya, sonra he ler diye tanman şairlere (ki lisan hu- susundaki bilgilerine çok itimad ede- rim) ve Refik Halide meseleyi açtım. Üstad Refik Halid, üniversite Tisan llmlerinden bazı simalarla da mesa- birleştirmek lüzumundan bah selti. Her kalem sahibinin böyle bir teşebbüse taraftar olduğu görünü- yordu. Zira, imlâ ve kavald keşmeke- şinden elâman demiyen yoktu! ce. Bu arada Maarif Ve türkçe gramer işiin ele alacağını öğ- rendik, Bilmem artık bizim O teşeb- büsten vaz mı geçmek lâzım? Acaba doğrudan doğruya ve süratle pratik müşküllerimize maarif cevap verebi- lecek mi? Yoksa, bir türkçe gramerin yazılmasını filanca heyete mi havale | letinin de cek İstikbalde — akademi âzası olmak hiç hirimizde mevcud bulunmadığını, yukarda ismi geçen zevat namma be- yan etmeğe lüzum gördükten sonra şunu söyliyeyim ki, şu gramer isini katiyyen yalnız «mütehassıs bir ilim heyetin ne havale etmemeliğir. Ede. rın, gâzetecilerin de şu işte yeri olmalıdır. Hiç değilse, sorul cak suailere bir otoriler kolayen cevap alı adı İsmihalsla. rın tarifi şöyle olmalıdır!» — «Mürek- kep kelimelerden şa kabil olanlı raber, bu kabil ol, kabi olanların ar be- anlar ayrı yazılır; şu imar arasına ke ide konu- Tem .i ©, müessese isimlerinden mii peni ilk hı arti majüskül olur, Eer harilerin majüskül olması icab » gibi pratik fetvalar verebile- cek bir teşekk A şekküle la ik duyuya fevkalâde üzüm Eğer: «He si yet gramer bahsini mü- zak; > €re ediyor!» diye senelerce bu iş irimdetmede bırakılırsa, boyuna kitap- Ar basılacak, lüyatler hazırlanacak; 7 arap saçı gibi büsbütün karmaka. Pişik bir hal alacaktır. (Vâ-Nü) Pr. Massignon'a dün Tü Türk musikisi hayranlarından olan kıymetli âlim musikimizi ikisine faik buluyor hi taşıdığı hassasiyet ba Şehrimizde iki konferans veren tanınmı profesör Massignon' şlarından mürekkep bir heyet tara- 1 bir Türk musikisi konseri dinletil- kisi hayranlarından olan ından musiki- nsikisine faik olduğu kanaati- etli profesör, alelimum de derin vukuf sahi- ademi müdürü B. nelerinden biridir. non'un Türk musikisine iye Relsi B, Lütfi Kırdaş bulunarak profesöre rdr husus! bir konser yerilme- ş, konserde profesör Mas- Denison Ross ve ba“ natiar akademisi resim şu- besi şeli B. Leopold Levi, Teayini sanatlar Toprak, Dr. Ni- muhitle- anatkâr Be Yaşar, Reşad (keman), bur), Sedad (ud) dan mürek- 4 hümayun yürük semaisi, İsmedi 'den mahür beste ve Hicaz şarkı, biy #aybek havası, eski İrtanbul halk şarkıla- rmdan «Allı yemenims çalındı ve söylendi. Her parça büyük takdirlerle karşılanıyor; Profesör Mi ön, Türk musiki eserlerini yük or, her x iyordu. Kon- alkışları ve hayranlık ifa- deleri arasında sona erdi Pr. Massignon'un h ni intibaları dl Ubalarını mon, dö- rin bir memnuniyet de olduğunu söy- Myerek demiştir ki: — Klâsik muxlkinize hayranım. Hassasi- yet Mibarlle çarp musikisinden daima Üs- Umumi meclis Dün birçok mazbatalar kabul edildi dün birinel rels vekili B. kl iği altında tap- ugünden itibaren 15 a temdidi hakkındaki tezkere okunmuş, bazi teklifler encümenlere ba- i dikten sanrı tarih muallimi mer- İhsan Şerifin ailesine bir er satın nası hakkındaki bütçe encümeni maz- batasına gi * ve Belediye varidatı- lindeki ihtiyaçlara bile ve merhumun hizmet. takdirde Devlet nin edilmesi münasip ola- cağı odüşüncesile teklifi o reddediyordu. Mazbata âynen kabul edilmiştir. akkında ümenineş kabu yapılan edilma- râ teftişi hakkındaki mülkiye ve Xa batas ve me okunmuş ve kabul edilmiştir. »ainameye göre mezbaharın mua- ini daimi surette teftiş eden bir mü- refakatinde bir kâtip bulunacak. Bakırköy halkı, 8 sının halkın istiraha çalmasından şikâyet etmişti, Mülkiye en- si, amelenin işe başlayıp tatil yapa- cağı saatleri gösteren bu düdüğün istira- | parçanm | & çi Yukarıda Profesör, tün bulduğum Türk ve İslâm musikisine daha iyi nüfuz edebilmek, bihasın makam- ları kavramak için Bağdadda uzun müd- det ud öğrenmeğe çalıştım. Türk musikisi. nin garp musikisinden daha derin olduğun- dan şöphe elaniyorum, Yalnız melodileri garp musikisi kadar gengin değildir. Bu akşam dinlediğim parçalarda da dik- Kas ettim, musikinizin en şayanı dikkat tarafı ritmidir. Çalınan muhtelif makam- lar, mahür, Hicaz, her biri ayrı bir deru- ni hissin ifade: Zeybek havası ve son şarkisi istisna edilecek olursa, İsmall arçasında, onun klâsik mek- ir olarak serili- y tp nakaratta oldu- ğu gibi bir makamı sayısız ince tenevvülerle pek ustaca işlemektedir. Bu konser benim İçin unutamıyacağım bir hatıra olarak ka- İncaktır.» Karilerimizin mektupları Mimar Sinanın Fatihteki Şeyhülislâm İsmail efendi camii temir edilmiyecek mi? Bir karilmiz yazıyor istanbulda tarihi kiymeti olan eset ler pek çoktur. Her sene bir çok sey- celbeden bu eserlerin tarihi ve ari kiymetleri tesbit dilerek mu- afayam için bir kanun çıkmıştı. Bir- ın tamiri ve etraflarının temiz- esi işi bu sayode başarıldı. Fakat maalesef bu arada muhafazası elzem olan bazı kiymetli eserler unutulmuş veya görülmemiştir. Fatihte, Çarşamba caddesinde mi- mar 8i mile maruf Şe Yl islâm İsmi efendi arasındadır. Bu cumi- ılmak üzere olduğu görülüyor. Acaba tamiri için pek büyük bir pa- ramıj mdır? Ha » muhafazası lâzım olan eski eserleri tesbit eden heyet acaba bu camiyi görmedi mi? Şayed görmediyse bu abidenin unu- tulmaması için İstanbul belediyesile müzeler ve vakıflar umum müdürük- lerinin nazarı dikkatini celbetmenizi rica eder hat samanına taallük etmemesi bu tel edilmiş, pazartesi içtima edilmek üzere toplantıya nihayet verilmiştir. rk musikisinden parçalar dinletildi kımından garp mus çizi Vali ve bazı davetliler, aşağıda sanatkâr Münir Nureddin ve arkadaşları kabul etmiyordu. Mazbata kabul ie Güzel sanatlar akademli Resim şubesi şefi Leopold Levi de bu konser etrafındaki intibalarını «Harikelâde bir musiki. Melo âller doğrudan doğruya en büyük musi olan Bach'ın musikisine bağlanıyor.» cüm- elerile ifade etmiştir. Musikiye dair kiymetli makalelerin mu- harriri bulunan beyan Denisson Ross da | konserden pek memnun olmuş, hattâ bazı parçaları çalınırken nota halinde tesbit etmiştir. Davetlilere çay umumi srru üzeri: ra iin sü «Yüce dağ başın da» ve Brrurum halk türküsü «Bülbül taşta | ne gezer; parçalarını in çalıp söyle- miş, davetliler Konseryatuardan memnu- niyetle ayrılmışlardır. Ş.B. Ihracat faaliyeti Dünkü ihracat tutarı bir milyondan fazladır Dünkü ihracat hareketi çok can. tur. İhracat tutarı bir mil ladır. Dünkü İhracatın 1 de, uzun kaya 600 te | Arpalar takas usulile satılmıştır. Bundan büşka İtalyaya 150 ton acı çekirdek içi, ham afyon, nohut, 0775 çift taze tarik, külliyetli miktarda yumur- ia, kuzu, koyun, keçi ve oğlak derileri, 100 bin kilo kepek; Misir elma, Kestane, kuğ- yemi; Fransaya koza, Şam fıstığı, tütün, fıstık; Filistine elma, kestane, taze torik, lâkerda; Çekyaya fındık, kitre, barsak, in- ce fındık, yünlü paçavra, fıstık gön miştir. | : : | Taksim meydanının tanzimi Vali ve Belediye Reisi Dr. Lütfi Kırdar, dün Taksim imeydanında yıktırılan ve tan- zimine başlanan sahayı tedkik etmiştir. Bu sahada her gün 125 amele çalışmakta- tırılan sahada 14 metre genişliğin- çılan caddeye şimdilik parke döşen- | Havalar düzeldikten sonra bu sa- t olarak yapılacaktı, Dr. Lütfi Kırdar, Taksim bahçesini ve | gazino yerini de gez ku i bir sahne yapılacaktır. B: tansim edilmiyen kısmı ğe başlanacaktır. ir. Gazinonun ar- da tanzim edilme Serbes ihracata doğru Beynelmilel vaziyet dolaywsile bazı h- racat maddelerimizi dışarıya satmak için, hükümetin müsandesini almak lâ zımdır. Son zamanlarda bu müsandele- rin hududu genişlemişti. Fakat müsaz- deyi daha ziyade genişletmemek çiçin hiç bir sebep yoktur. Bu fikrimizi baz misallerle teyid edebiliriz. Meselâ: Ba- lik konserve ihracı, müsaadeye tâbi tulmaktadır. Diğer taraftan taze balık ihracı serbestir. Her ikisi de yiyecek maddesi olmak arile aralarında kiç bir fark yoktur. Bilâkis kon mamül bir madde olduğu ii ibracma daha ziyade ehemmiyet verr lâzımdır. Çünkü O memleketimizde Y teessüs eden ve inkişafa o muhtaç olan konservecilik de himaye Ticaret Vekili B. Nazmi İstanbul ticaret odası anlo: telif mevzulara dair izahat ihracına müsaade Halbuki henüz böyl aştır. Buğday tacirleri- re, mevcud mahsulü- müz ihiyacınızdan fazladır. Bu itibarla bir milyon tona yakın bir mikdarda, dı- day satmamakta hiç bir 29- bep yoktur. Kışlık zeriyat vaziyeti de epey olduğuna göre, bize fazla stok buğdayları silolarda, anbarlarda bekletmeğe ne lüzum var? Arpa ihracı aleyhinde de bir cereyan vardı. Halbuki ihraç edilmiyen arpalar silolarda, anbarlarda obekleseydi çürü yecek veyahud kaserat hücumun ruz kalacaktı, İstihiği etmek sartile bir ihracat dı, bütün bu mevzulardon bahs dik, maalesef elimizde böyle bir cud değildir. Geçenlerde de yazdı ibi, «me kadar malımız var, ne darı bize yetişir, ne kadarını satabiliriz ?» Bunu hesab ettikten sonra «filân maddenin ihracını lisansa tâbi tu- talım veyahud ihracını menedelim, son- ra yeni bir kararla müsaade edelim» gibi hareketlere hiç bir sebep kalmıya- caktı, bütün bu hareketler, piyasada istikrarsızlığa sebebiyet vermektedir, İs- tikrarsızlığın da mahzurlarımı izah etme ğe lüzum görmüyoruz. İstanbul valisiyle kaymakam. ların belediye tahsisatı verilen bir İstanbul valisile şehir hududu kaymakamlara Belediye reisliği vazi den dolayı verti ye reis muavinlerine verilen tahsisat Ke- nbul valisinin maaşı 159 He eline geçen para 435 li- da 300 Şürayı Devletin bu kı İstan- bul valisile ka ni fal Doktor B. Salih Said Guraba hastanesi göz mütehası i 'B. Salih Sa'd, Guraba hastanesindeki va- zifesinden tekaüd diği meslekdaşlarının iştirakile bir bo , toplantıda şehrim hassısları hazir b a doktorun &: bir göz mütehastı Resi Dr. Lİ ırdur da İşi Gümrük ve İnhisarlar Veki- linin tedkikleri m müdürl leye kadar meşgul olmuştu ra Büyükdereya gidi radaki kibrit fabrikasında tedki Tunmuğtur. Vekilin bugün ve yarın gümrü kikalta bulunması ve yarın ak; Anka Çamlıca tepesinde bir otel yapılacak Çamlıca tepesinde bir otel ya; rar verildiğinden Belediye imar gü bir otel pr mağa kas ürü. hazırlamağa başlamış- xir mi, yoksa bir kaç gün sayfiyeye gidecek olanların ikamete tahsis edilmek üzere ahşap mı ola- cağı ayrıca Ledkik edilmektedir. mm m Bay Amcaya göre. m. a maa aa m aa — Ajans haherlerini Ajans haber i okurken adetâ başım dönüyor bay Amca... l