13 Şubat 1040 AKŞAMDAN AKŞAMA İntizamsız ihtiyarlık İhtiyarlık meselesini, daha doğru su meselelerini, maddi ve mânevi ne cihetten baksak katiyen halledeme- miş bulunuyoruz, Memleketimizde ihtiyarlar ya bak yiyen, yahut da hakkı yenilen vazi- yettedirler, — Aman bana bir iş! — Maalesef otuzunu aşmış bulunu- yorsunuz. Bizim müessesede işe baş- latacağımız adamın behemehal daha genç olması icah eder. Böyle redlere sık sık raslanır, De- mek ki bazı ahvalde otuz yaş bile artık işe yaramamazlık ifade ediyor. Hele: — Altmış yaşındayım... Yiyecek ek- meğim yok!... Rica ederim, bana, ve- lev amelelik nevinden, en basit bir maişet vasıta, vaziyeti büsbütün feeldir, efcadır! Böylelerine tekmil kapılar kapalı dır. Barınacakları bir şefkat müess& sesi de yok. «Ancak muhtaç ihtiyarla- ra mahsus kolay ve hafif iş» diye ba- zı sanatlar ayrılmamış. Darülüceze sade muayyen şeraittekileri kabul İ eder. Galiba akraha, yahnt eş dosttan birine balla olmaktan başka çare kal muyor. Bunlar da bulunmadığı tak- | dirde köşe başında avuç açmalı, Belâ- ya bakın ki, dilencilik, şerefsizliğin- den manda, yasak! Bu mağdur yaşlılar bir tarafta du- radursun, öle yanda da gençlerin hak kını yiyen yaşlılar var: Mahud teka- üdler saltanatı davasından gene bah» setmek istiyorum, | Şayet memursan ey birader, allem et, kallem et; tekaüd ol, Devlet bütçe- | sinden İkramiye, maaş. (Ve eski mü- | tekaldlere kıyasla yüksek bir mnaş') Araplar: «Tekaide tebaüde» derler, | *Fakat hayır! Sen gene devlet kapısın- dan uzaklaşma, Yüksek maaşlı yer. leri kendine hasret... Bu satırları arken kimsenin ek- | meğine göz dikmiş değilim, «İşlerin başındaki mütekaidler oralardan atıl demiyorum. Onlar da kendileri. ailelerinin maişetlerini böylece kurmuşlardır. Bu minval üzere sağ- Ncakla ömürlerinin sonuna kadar de. vam etsinler. Fakat Türkiyede velev, bundan sonrası için, şu, âdet olmal. dir: — Tekaüd olacaksan artık devlet kapısından gözünü ayır. Bahçenle, yahut diğer bir amatörlükle meşgul ol. Fevkalâde büyük bir istidadsan devlet sensiz edemiyorsa, yüksek şah- sına mahsus olmak üzere bir kanun çikarır, rica ve minnetle seni falanca işin başına davet ederiz, meraklan- ma! Acı öyliyeceğim: mdiki memur sınıfı, büyük bir hodbinlikle nalıncı keseri gibi ihtiyar. lığın bütün nimetlerini kendi tarafı. na yonlmuş, milletin diğer kısımları» nın ihtiyarlarını hiç düşünmemiş va- ziyettedir. Bu töhmetin altından kalkması için her türlü tedbirleri al. mak mecburiyetindedir. Tekaüdler İşi ile yukarıda bahsettiğim mağdur ihtiyarlar faciasını kati surette hallet melidir. Her çağdaki vatandaş, çalışmak isin vör bulabilmelidir. Her ihtiyar, çohemaktan ficiz kalınca ufak bir te- kaleye sahip olmalıdır. Zira, bu vatanım İslerini yalnız memurlar dön- düremez, * Menim! üzerimize teret. tüp eden bir ictimal iş bölümü vardır. Bütün ömrünce garsonluk, berberlik, ü bir vatandaş, < sekak kö- | peklerini koruyormuş diye polise ver miş bay Amca, suç tarafı kat hamiyetin derecesin, bir yana, k AKŞAM ŞENER HABERLER Bakkal ve kasap dükkânları Belediye bunlar hakkında bazı kayıdlar koyacak Belediye bir temizlik mücadelesine başlamıştır. Bu müdacele cümlesindes olarak bulaşık hastalıkların sirayetinde büyük âmil olan eski eşy: bat altına alınması düşünüldüğü ve ma- halle aralarındaki seyyar eskicilerin kal- dırılarak eski eşyasını satmak istiyenler için şehrin münasip yerlerinde leri tesis edileceğini yazmıştık. bu hususta yeni belediye zabıta talimat- namesine kayıtlar koyacaktır. Diğer taraftan gıda maddelerinin da- ba mazbut çekilde satılmasını temin et- birle tar, Bele- Viyadüklü yol Gelecek sene içinde açılma- | sına başlanacak Belediye, Karaköy ile Taksim arasındaki viyadülü yolun bir an evvel açılmasını istiyor. İlk beş senelik programa bu yolun açılması da dahildir. Bu yol, Yüksekkal- dırımın sağ tarafından geçecektir. Güzegâh yangın sahasına tesadüf ettiğinden istim- lâk edilecek binalar azdır. Taksim - Sıraserriler caddesinin de &8- falt olarak İnşası tekarrür etmiştir. Bu yolun bu sene içinde inşası kararlaştırıldı- fından Sıraserriler caddesi için Beyoğlu belediye bütçesine tahsisat konulacaktır. Karaköy - Taksim yolu da gelecek sene in- a edilecektir. Eminönü - Uokapağe istimlâk| işleri tesri edilecek İstanbulun imar işleri için Belediyeler bankasından istikraz edilen paranın bir kumı Taksim kışlası arsasında yapılacak inpanta tahsis edilecekti. Fakat - doktor B. Lütfi Kırdarın dünkü nüshadmızdaki be- yanatından anlşılacağına göre - bu saha da yapılacak inşaat için Emlâk banicasfle şirket tesis edileceğinden alnan para şeh- lâk işlerine tah Taksimde açılan Ş yeni mey- danın tanzimi Taksimde açılan yeni meydanın v6 cad- derin tanzimi işine devam ediliyor. Bu- radan çıkarılan topraklar Valikonağı kat- gsındaki bostanların çukur yerlerine dö- külmektedir. Toprak tesviyesi işinin mart sonuna kadar bitmesi ümid ediliyor. Bu iş bitüikten sonra buradaki bahçe kısmı tanzim edilecektir, EEE EE noter kâtipliği, mürettiplik yahut muharrirlik eden adam para birikti- remediyse, yahut biriktirdiği parayı karısının hastalığına sarfettiyse, ni- | çin ömrünün sonunda eli bğöründe kalsın? Memleket mikyasında âyarlanma- mış bir ihtiyarlık meselesile karşı İ karşıyayız. Hoş, ferden de öyle ya: Hangimiz, hattâ parahlarımız, makul bir yaşlılık şeraiti içinde yaşayabiliyor? Ya genç özentisi ihtiyarlar... Torun- larını kıskandıklarını haris gözlerin. den belli ediyorlar... Yuhut da beğbin, meyüs zavallı aksaçlılar... Her türlü zevkten mah- rum... Köşe minderinde oturuyor... Azraili bekliyorlar... Garplıların telâkkileri içinde «İhti- yarlama sânalıs diye de birşey var... Bu, bizi çok meşgul etmesi icab eden bir meseledir, (Vâ - Nü) « 4 Her gün 180 küser kurumu gözdesi İ çıkarıp... diye bakkal ve kasap dükkânlarının va- ziyetlerini tetkike muhtaç görmektedir. Mahalle aralarındaki kasap ve bakkıl dükkünleri son zamanlarda çok artmış tar, Küçük sermayelerle idare edilen bu dükkânlardan birçoğunun iyi cins ve ucuz mal satmadıkları temizliğe, bafzıs- ha şartlarına riayet etmedikleri gö- rülmüştür. Kasap ve bakkal dükkânla- rinin o ekserisinde bozulmaği (o müsait #ıda maddelerinin muhafazası için frigi- der bulunmamaktadır. Haklı şikâyetler Otobüslerde ayakta seyahat usulü ve karanlık Gehrimizdeki otobüslerde «ayakta durarak yolculuk etme» usulünün maalesef tesssüs ettiğini evvelce de bu sütunda haber vermiştik. Hattâ Bo- Bazlçi otobüslerinde bile buna rasla- mıyor. İtiraz edilince: — Efendim o, otobüsün sahibidir. — Yanındaki? — O da şerik... - diyorlar. Ve birbirlerine göz kırpıyorlar. Sırtında otobüs üniforması olmıyan hiç kimse otobüslerde ayakta bırakıl- mamalıdır. Bu, bir. İkinelsi de otobüslerin içi iyice ay- dınlatılmalıdır. Gazete okuyacak ka- dar! Karayel ve kar Küçük vapurlar dün Kara- denize şıkamadılar Geçen hafta İstanbulda havalar ılık gitmiş, termometre 10 dereceden aşağı" ya inmemişti. Buna bakarak birçok kim- seler artık baharın geldiğine hükmedi- yordu: Dün hava bozmuştur. Evvelki gece başlayan lodos fırtınası sabaha kadar sürmüş, sabah hava birdenbire poyraza çevirerek yağmur başlamıştır, Yağmur fasılasızca on beşe kadar sür müştür, On beşte hava kara çevirmiştir. Dün terinometre # dereceden yukari çıkamamıştır. Akşam 2 dereceye düş- müştür. Dün akşam rüzgâr karayele dönmüş ve Karadenizde şiddetli bir fır- tina başlamıştır. Liman Bizdeki fırınadan haberdar etmiştir. Küçük deniz vasıtalar Karadenize- çi- kamıyarak Boğazda kalmışlardır. Fırtına Akdenizde de oldukça şid- detlidir. Anadolunun bir çok yerlerinde kar yağmaktadır. Şarki ve Orta Anado- İuda termometre sıfırdan aşağıdır. KÜÇÜK HABERLER: #* Ayaspaşada Çifte Vav glisin otu” ran altmış yaşlarında Aspasya, İstiklâf caddesinden geçerken B. Mitatın idaro- sindeki hususi bir otomobilin sadmesine mâruz kalarak yaralanmıştır. Poll; As- pasyayı tedavi altına aldırmış, B. Mitat hakkında kanuni takibata giriştimiştir. k Tarlâbaşında bir lokantada garson Faruk, raftan düşen bir tencere e ba- şından yaralanmış, polis tarafından teda- vi'altına alınmiştir. X Küçükpazarda oturan bayan Mari yem, kiracısı Huriye tarafından maşa We başından yaralandığını iddin ettiğinden tahkikata başlanmıştır. # Taksimde oturan Bulanıkyan ile Bağ- dasar alacak yüzünden kavga etmişlef, birbirlerini başlarından yaralamışlardır. .. 18 ekmeği doğrayarak... tihaz etmek fikrindedir. Kasap ve bak- kal dükkânları için asgari bir sermaye miktarı tesbit edilecek ve bu sermayeyi temin edemiyen küçük sermayeli kasap ve bakkallar aralarında birleşeceklerdir. Belediye, ayni zamanda haftanın mu- ayyen günlerde şehrin muhtelif semtie- rinde açılan pazar yerlerini de ıslaha lüzum görmüştür. Pazarlarda satılan mallar toza, (oçamura maruz bir hal- de teşhir edilmiyecektir. Pazar sahaları portatif ve üstü, etrafı ka; ler- den mürekkep olacaktır. kiklerine devam etmektedir. Yeni tiyatro i Şişhanedeki arsadan daha müsaid saha aranacak Tepebaşı bahçesinde Asri sinemanın bu- Iunduğu yerde yeni bir tiyatro binası yas Dalacaktı. Fakat B. Prostun hazırladığı pin Tepebaşındaki arsaya uymadığı için tiyatronun Şişhane yokuşunda eski Lunâ- park bahçesi arsasında yapılması muhte- mel olduğunu yazmıştık. manzarasını muhafaza etmek Üzere bu- rada alçak irtifalı binalar inşa edilmesini prensip itibarile kabul etmiştir. Halbuki mektedir. Bu sebeple burada tiyatro in- şasından vazgeçilmiştir. Tepebaşı bahçe- sinde alçak bir gazino bulunacak, yıktırı- lacak kışlık tiyatro ile Asri sinemanın yer- leri bahçehalinde tanzim edilecektir. Tepebaşı ülyatrosu yerine yapılacak yeni tiyatroya gelince, Şişhanedeki bu arsanin pek merkezi vaziyette bulunmaması ve hu- #usile bir yokuş üstünde olması mahzurlu görlümüştür. Bu itibarla daha müsald sa- balar aranneaktır. Demir ihtiyacı Şehrimizde yapılacak iki mühim inşant vardır: Biri Dolmabahçe stadyomu, diğeri de Mecldiyeköyündeki bin yataklık has- tanedir. Burlardan birinelsi iünakasayâ konmuş, diğeri de, plânları ve maketi hâ- sırlandığı ve inşsat hesapları yapılmağa başlandığı için, yakında münakasası ilân edilecek vaziyete gelmiştir. Fakat her inşaatta olduğu gibi bu in- şant için de külliyetli mikdarda demire ih- tiyaç görülmektedir. Halbuki piyasada kâfi demir stoku yoktur. Bundan başka belediyenin diğer bazı müteferrik inşaatı için de demire ihtiyaç hisgedilmektedir. Ba- lodiye, bu hususla hükümet nezdinde te- #bbüste bulunmuştur. Esasen memleketin diğer kısımlarında yapılıcak inşaat için de demire ihtiyaç hasıl olmuştur. Bu iü- barla hükümet demir ihtiyacını temin için teşebbüslerde bulunmaktadır. Samatyada bulunan cesed Dün Samatya sahillerinde bulunduğunu yazdığımız erkek cesedi hakkında zabıta tahkikata o devam etmektedir. Ölenin Sumatyada oturan ve seyyar esnaflık eden İszet minde biri olduğu zannediliyor. Fa- kas bu cihet henüz tahakkuk etmemiştir. İzzetin cesedi morga kaldırılmıştır. Ölü- mün sebebi anlaşıldıktan sonra alınacak neticeye göre tahkikata bir veçhe verile- cektir. Havuzlanma zamanı gelen vapurlar Türk bayrağını hâmll vapurların muay- yen zamanlarda havuzianması lâzımdır. Bon zamanlarda havuzlar fazla meşgul olduğundan havuzlarına zamanı gelen şi- lepierin uzun müddet beklemesi ve sefer» den kalması icab ediyor. Bir kısım şilepler başka limanlara nakliyat için kiralandık- larından piyasada vapur ihtiyacı fazladır. Bu sebeple tamire ihtiyacı olmadığına dair öalâhiyeltar bir heyet tarafından rapor verilecek vapurların havuzlanmak mecbüriyetinden müstesna tutulması için teşebbüslerde bulunulmuştur. 4 Periköyde Bati sokağında oturan bâ- yan Rukiye, merdivenden düşerek ehem- miyetli şekilde yaralanmış, hastaneye kal- dırımıştır, Zn B. Prost, Tepebaşı bahçesinin denize olan | tiyatro binasının yüksek olması lâzımgel- | Sahife 3 —— a İ Iktisadi meseleler | Milli iktisadı koruma kanununa dair düşünceler Milli iktisadı koruma kanunundan sonra, ticaretle meşgul olan kimseler, birbirlerine şu suali soruyorlar: «Bir i malda kâr nisbeti ne olmalıdır?.. Yani yüzde on mu, yüzde on beş mi? Yoksa izde beş, yüzde İki gibi pek az nis- betler mi?» koruma kanununun hü- İ kümleri karşısında bu sualler üzerin. de durmak zamanı gelmiştir. Bu suale cevap vermek için, birçok iş adamlarının, hukukçuların, iktisat çıların fikirlerini sorduk. Her birinden aldığımız cevapları bir terkip yaparak aşağıya yazıyoruz., İktisatçılara göre, mutlak olarak ticaretin her şubesinde bir kâr nis. beti tayin etmek mümkün değildir. Meselâ: Yüzde ondan fazla mal sat mak ihtikârdır diye, ortaya bir kaide vazetmemize imkân yoktur. Çünkü ticaretin bazı şubelerinde yüzde beş nisbeti büyük bir kârdır, bazısında azdır. Bundan başka kâr nisbeti, toptan ticaretle, perakende ticaret arasında da tehavvül edebilir. Perakende tica- retin hududları dar olduğu için, yüz- de iki, yüzde üç, yüzde beş gibi nis- betler, perakendeci tüccarı tatmin edemez, Halbuki toptancı için, vazi- yet böyle değildir. Cirosu pek fazla olan ve toplan ticaret yapan bir mü- €ssese için, yüzde iki ile çalışmak ge- ne kârlı bir iştir. Bu itibarla böyle bir mücssesede yüzde on kâra şahid olur- sak, bu kârı meşru kâr addetmeğe hakkımız yoktur. Ticaretin bazı şubelerinde kâr nis- betinin fazla olması da zaruridir. Me- selâ: Meyva ticaretinde olduğu gibi... Mütemadiyen fire veren ve çürüyen meyvalardan hasıl olan ziyanıda göz önüne getirmek lâzımdır, Bu vaziyet karşısında, bir meyva yüzde beş kâr nisbeti bek- lemek doğru olamaz. Halbuki toptan kumaş satan bir müessese için böyle bir şey hatıra gelmez. Klâsik iktisatçılara göre, ticaretin her şubesinde teessüs eden bu kâr nisbetleri, rekabet kanunlarının ta- bii bir neticesidir, Ekonomik hayatın tabii kanunları, her ticaret şubesine normal olarak bir kâr nisbeti bahşet miştir. Ticaret işlerine müdahaleyi zaruri bulan iktisatçılara göre, bu gi bi hadiselere karşı seyirci kalmağa imkân yoktur. Kârın nisbetini de ta- yin etmek lâzardır. Milli iktisadı koruma kanunu neş- redildiğine göre, bu ikinci grupun fi- kirleri üzerinde durmak icap ediyor. O halde yapılacak işlerden biri de, milli iktisadı koruma kanununa aid nizamnameler hazırlanırken, kâr nis. betlerini de hiç değilse umumi ola- rak, ticaretin muhtelif şubelerine gö- re tayin etmektir. Hüseyin Avni Taahhüdlerini yerine getiremiyenler Birçok müteahhidler, ticaret odasına müracaat ederek, harp dolayısı ie taah- hüdirini yerine getiremediklerini bayan We exbabi mucibenin kabulünü istemekte ler. Bu müteahhidlerin ekserisi, devlete karşı taahhüdde bulunan kimselerdi Ticaret odası idare heyeti, toplantısında bu gibi müracaatlarda “bazılarını tedkik ve reddetmektedir. Redde sebep, bu gibi taahhüdlerin ta d hesaplarda. bulunmayıp, leriyi göremey. Bu noksanlar, büyük iş yapan bir tacir için ehliyetsizlik delili olarak kabul edilmektedir. Hükümet, taahhüdlerini vaktinde yerine getirmiyen müteaahhidlerin deporitolarına vazıyed etmektedir. BA: — Evet, “göz önünde banliğl yardıma muhtaç insan dururken...