17 KAnunusani 1940 AKŞAMDAN AKŞAMA İyi bir ressam nesli yetişiyor Dün Fındıklıda Güzel sanatler aka- demisinde bir resim sergisi açıldı. Bu- na «üç senelik talebenin eserlerini teşhir ettikleri yer demek hatalı 6lur, Zira, bir çok tablolarda hâkikt artist yüksekliği göze çarpıyordu. Akademinin müdürü kiymetli be- dliyatçı ve edib Bürhan Toprağın ti- tiz ve yorulmaz çalışmasile memleke- timiz bir genç ressamlar nesline ka- vuşuyor intiba hepimizde hasıl ol- muştur. aretçiler arasında şöyle konuşuluyordu: — Sanate meyli olan çocuklarımız, keşmekeş içinde bulunan lisanımızla ve edebiyat yolile yüksek hislerini ifadeye imkân bulamıyorlarsa da, z6- kâ, tahassüs ve kabiliyetlerini resim kanalından taşırıp gösterebilmişler- dir, 1936 senesinde, akademide a umumi islâhat arasında resim şube mize de profesör Leopold - Levi mü. tehassıs olarak getirilmiş; yanma, muavin sıfatile, sanatimizin islikba- lini temsil eden gençler verilmiştir. İşte bu sergi, B. Leyi'nin talebesi tarafından yaratılan eserleri ihtiva ediyor. En başla, salonun bir tara- fımda, yerli bir profesörün şakirdlerin- ©e yapılan tabloları görüyoruz. İelikle mukayese fikri hasıl Oradan bu k oluyor. tarafa geçince, bambaş- A renkler, bambaşka bir inkişaf, çığırtkan bir afta daha «Avrupai» in- umumiyetle seçtikleri ve sevdikleri ölgün, solgun renkler.. İlik Yasımdn, meselâ Yesil, Öte t sanların — Pikasso'nun mavisi tar, hâkim... - Bi ilmem belki de bunun böyle ol. sak cihettir, Ötedenberi, u röprodüsiyonlarım görür, ressamların fan- hasıl olma sanırdım. Son- sin daha az olduğu Avrupa ında - Pariste, Hollandada - ve oranın atmosferine bu Sanat eserlerinden dola tım m; — Demek bunları görüp tabloları- ma geçirmişler! - dedim, Acaba gençler sergisinin peyizaj bo- Yaları şaşaalı İstanbulu temsil edi- Yor mu? Hessamlarımız bunların memleketimizden mülhem oldukları. Bi temin ettiler, Bende daha ziyade «kitabi» imişler kanaati hasıl oldu. Fakat şahıs resimleri hakkında ay “ seri tenkidi yapmıyacağım. Genç essamlar, portremsi eserlerinde, mo- ez şeklen yahut ruhen benzetmek pi düşüp daha samimileş- €r, realistlesmişlerdir, Ksndi A ini pek muyaf- vaar bu Bu kağar Sep gördüm; fakat taze ruhlardan fışkıran bu talebe âsarı meşherinin bakir havasını unutmıya- — —— — Bu çoc Gİyorsun amma... Aşina çık- | de r ! 8 ei pek artist bir genç olan ikta edebiyat istidadı var | Akdenizde tekrar fırtına başladı Karadenizde de fırtına varsada hafiftir Hava #asad me dün geçe Marmara ve Ege denizlerinde şiddetli bir cenup fir- ması başlıyacağırı bildirmiş, Liman rels- ere çıkacak gemilere biret tamim ile vaziyeti tebliğ etmiştir. enizde bir günlük sükünelten so0- » fırtına başlamıştır. Firma ha- f£ olduğu için gemiler şim. vam ediyorlar. Yalnız İnebolu karla karışık tipi olduğu işin Güneysu va- puru altı gün rötarla bugün Ilmanımıza gelecektir. Gemi, dün bekleniyordu, Antal- ye vapurunun Zonguldekta bulunduğu, onun da bugün ilmanımıza geleceği haber alın- İ muştır. Karadeniz vapuru, havanın muha- lefei yününden hilen Hopada beklemek- ir. Kurban bayramı münasebetile Kara” iTramvay parası Kısa mekle indiriliyor , uzun mesafelerde arttırılıyor Trumvay biletleri ücretlerindeki küsüratı Kaldırmak maksadile Elektrik ve Tram- yay umum müdürlüğünün ücret tarifesin- vazmıştık. İdare, bu &redir. Şimdiki hal- de kararlaştırılan şekle göre ikinci mevki b sa mesafeler için üç kuruş 10 paralık i mevkide gene *5 buçuk kuruşluk bilet- k tenzil edilecektir. Pakat buna mukal i mevkiin ye- di buçuk kuruşluk biletle akis kuruşa, ikinci in bej buçuk kuruşluk bilet- leri de altı kuruşa çıkarılacaktır. Bu saret- Je kisa mesafelerin biletleri 20 para tenril, urun mesafelerin İse yirmi para zam edile» cektir. Bu Tuş 10 paralık biletlerin 10 paran kaldırı- lacak; zabıta ruştan b Bu Lar il B. Lütfi Kırdı Mi, tasv fın Vekü İnlerde Vali ve Belediye re- a takdim edilecektir. Va» asdik edilmek üzere Na- derilecektir. ederse tins gö Bir amele, başı köprüye çarparak öldü şirketi şoförlerinden gün Kartal oclvarında tı İkmal edilen elekirik tesisatınm ait ayı kamyonu yükletmiş, dört ameleyi de anın üzerine bindirerek Kadıköyü- getirmek üzere hareket etnişiir. Kam- Boslancı köprsünün altından geçer eleden üşü köprüye çarpacaklarnı ak derhal yüzükoyun eşyanın üze- maaşla, Buna vakit bulamıyan diğer amele uu Musanin başı köp- kenarına çarparak tehlikeli surette ir. Musa derhal hastanı ye kı Kartal nndarma kuma; dan yakalanarak tahkikata başlan- mıştır, Balık akını Dündenberi Kartal limanına ve sahille- rine hamsi ve beş, altı kilo ağırlığında pa- lâmut akını olmaktadır. Halk, sahile vu- ran bu balıkları diri diri tutmağa başla» mıştır. Görülmemiş derecede mebzul olan bu balık akını Üzerine İstanbula manalar dolusu balık sevkeditmeğe başlamıştı cağım. Burada seyrettiğim ekser €ser- ler hatıramda daima kalacaktır, 'Tablolardan bazılarını - otuz lira- dan aşağı bir fiatle. satın alarak gençlerimizi teşvik etmek ve salonla» rmı süslemek hemşerilerimiz için kabil olacaktır. Cidden bir çok levhalar karşısında «ah şunu alsam arzusu doğuyor. (VA - Nü) dan başka talebe Için alınan 4 ku- | beş baçuk kü- | Bahite 8 deniz Hopa ve diğer iskelele za kasaplık küçük baş hayvan getirecektir. İzmir vapuru beş gün Cümhuriyet vapuru 3 gün da ve Tarı vapuru da Samsunda beklo- mektedir. İskenderun seferine çıkan Sam- sun vapuru haya müsait olduğu takdirde buğün lmanımiza gelecektir. Samsun, bu hatta ilâve postasını yapmaktadır. Ana- farta vapuru 2 gün rötarla Antalyada bak- lemektedir. Tırhana yardım ekipi götüren Erzurum Yâpuru, İskenderun dönüşünde Mersine ve müleakip diğer iskelelere uğrıyacaktır. »rhan vapuru evvelki gece yözdürül- müştür. Gemi, büyük yar halde Alanyaya gölürülmüştür. Karilerimizin mektupları Ana mektebi ihtiyacı Karilerimizden bir anne yazıyor; Mektebe alinış zame guna göre yedi yaşına hasırlamak ne suretle olacak? Ailele- rimizi, birer kuru nasibatle ideni pe- dazoglar haline getiremeyiz. Müstakil | | çocuk yuvaları da açmak belki çok külfetli, Eskiden birçok Maarif mek- teplerinde ana smıfları vardı. Orada (| çocuklara şarkılar, manzumeler, nezih oyunlar öğretilirdi. Şimdi bu ana sınıf- J | Jarı yalnız hususi mekteplerde mev- cud. “Tabii oraya evlâdını vermek bü- tün ailelerin bütçesine uygun değil zengin olanlardan bir miktar para abp fakir çocukl, da idare etmek mümkün olamıyor mu? Yüksek ticaret mektebi 57 nci yıldönümü dün merasimle kutlandı Vekâleti erkânı, Ticaret odası mensubini, mektebin eski mezunları hazır bulunmuşlardır, Istiklâl marşile baş- lanan topjantıda mektep müdürü 1. Nihad Bayar bir nutuk söylemiş, 1888 senesinde tesis edilen mektebin şimdiye kadar geçir- diği safhaları anlatarak, mektebin ancak Cümhuriyet devrinde karakterine uygun elemanlar yetiştirdiğini anlatmıştır. Mektep müdüründen sonra, meklebin ticaret bukuku profesörü B. Mekki Hikmet söz almış, Osman nparatorluğu zama- nındaki iktisadi müesseselere verilen ehei miyot ile Cümh yet devrindeki iktisadi mücsseselerin nasıl yükseldiğini anlatmış- tor. Bundan sonra muhasebe profesörü B, Osman Fikret, ialebeden B. Nevzad ve B. Nejad, defterdar muj i B, Behçet bireg | nutuk söylemişlerdir. İ Yeni denizaltı gemilerimiz Almanyada ir edilen Saldıray ile Ha- | içte yapılan Yıldıray ve Atılay denizaltı | gemilerimizin teçhizatını tamamlamak üz8- re Krupp fabrikaları mühendisi en 4 kişilik bir heyet şehrimize gelmiştir. Söy- İendiğine göre, Saldırayın #uncak çekme i martta yapılacaktır. Diğer iki ge- Bugün "7 nci sahifede HAFTANIN MİZAHI Karaya oturan vapur İmroz önlerinde Sumatra adası civarında | Karaya oturan Romanya bandıralı Bukresli vapuru, dün batmıştır. Geminin kaplan köşkü ve direkleri şu üstündedir. İtalyan bandıralı 7600 tonluk Araby puru Köstence civarında Tuzla mevkiinde karaya oturmuştur. Hava raporu Dün hava, yurdun doğu ve cenubu şarki mıntakalarında bulutlu, diğer yerlerde ka- pali geçmiştir. Akdeniz ve Ege denirlerinde kuvvetli bir 10408 fırtınası vardır. Dün İs- tanbulda hava kapalı ve yağışı geçmiş, rüzgâr cenuptan 1 iNâ $ metre hizla esmiş- tir. Sıcaklık en fazla 9, en az 6 santigrad Büyükadada Serseri köpeklerin itlâfına başlanıyor Kış münnsebetile Üre DüyAkaaadı serseri köpekler had sokağa çıka Belediye tem deki serseri köpek lk w üdürlüğü, ehir için» eri IHAf etmek hususun - rlediyor. Adaların kış »dan dolayı aç tu köpeklerin tecavüzünden de ada- yı temizlemek lâzım geliyor. Hâdiseyi bele- | diye temizlik müdürlüğüne bildirdik. Mü- dür doktor Falk, hemen icabına bakılaca- ğını ve bir iki gün içinde Büyükndayı bu köpek saldırışından kurtaracağını temin et- ti Bahçıvan Musaya çarpan kamyonun şoförü tevkif edildi Bir hafta kadar ovvsl şehir dışımda Davut- paşa askeri fırını karşısında beygiri? gi- den Kâğıthaneli bahşiran Musaya kam- yonla çarparak ölümüne sebebiyet ve: Jaşılmış ve kendisi yal iyeye teslim edilmiştir. Sultanahmed bi- rinel sulh sorgusu yapılan şoför Şahin suç! e ederek: — Ben saman yüklü kamyonumla Çek- meccden gelirken at üstünde giden adamla karşılaştım. Kamyon yaklaşınca beygir fr- kerek sıçramağa başladı. Ben kamyonu sağ tarafa çevirdim ve yanlarından geçtim. Biraz sonra da beygirin nal seslerini düy- dum. Ürkek hayvanın, üzerindeki odamı düşürmesi ihtimalini düşünerek kamyonu- mu durdurup indim. Biraz geriye gidince beygir düşmüş ve adamı da altında kalmış bir vaziyetie gördüm, Adamın başı parça- lanmış ve ölmüştü, Oradan geçen bir tak- | si otomobilini durdurarak, adamı alıp haş- ganeye götürmesini söyledim, kabul etme- di. Ben de çekilip gittim. Ben kamyonu- mun ön tarafından beygire çarpmadım. Geçtikti ra beygirin, arka tekerleğe çarpıp çarpınadığın: da bilmiyorum. Dedi, Şoför Şahinin tevkifine Karar ve- rildi Bir otomobil davası Amayutluk kral Ze n İstanbul- dan aymlırken kendisine hediye ettiği bir otomobili burada gümrük resmin! ver- meden başkasına satmaktan o maznamen, | rinden Alaman Çopi ve | gümrük resmi verilmemiş otomobili satın almaktan maznunen Reşad ve Ahmed ad- lannda iki kişi aleyhlerine açılan davaya dün aliye beşinci ceza mahkemesinde ba- kılmıştır. Maznunlardan B. Alaman Çopi- , evvelce muhtelif yerlerden sorulan bazı şeylere cevap £&l- mediğinden, bunların tekidine, müdafaa şahldlerinin dinlenmelerine ve bu otomo- bilin evvelâ kim tarafından satın alımdığı- nın otomobil fabrikasından sorulmasına karer verilerek muhakeme başka güne bi- rakılmıştar. ay Amca ve istidat!.. VEE lE GE ın Kalemi eline alıp iki satır » Bir akşam şi jJ Şeyler mırıldandığı, ... Eline bir şiir demeli alıp okudu- ğunu görmediri, bunun istidat nere sinde?... SANAT BAHİSLERİ Bir talebe sergisi Dün, Güzel sanatlar akademisin- de, resim şubesi talebesinin üç yıllık çalışmalarının neticeleri gazetecilere ve davetlilere bir hafta lecektir, şıyan her tez mutad ola nullendirilmes ından, onun mâna ve ehem «Talebe işi» işlerimzle olanlar, undan üç yl sanatlar akademisinde ya; doğrusu başlıyan ıslahatı unhutmamıışlardır. Mimai Tik, ve re şubeler etmek için Avrupadan davet mütehassıslarla onlara yardımcı ola- rak verilen yetişmiş genç Türk san- alkârları geniş bir programla işe baş- lamışlardı. Hi in, muayyen | ir nim buzarak bir başkasını kurmak hamlenin eşiğinde kodular, münakası nikbin ve bedbin tahminler, ifratı hücum veya medihler yapılır. Aka. deminin bu ıslahatı etrafında da ayni vaziyete şahid olduk. Sonra gü- rültü yatışmış ve entellektüel at severler pla da ya ni ve taze bir had koyu Sar Löopeld - VE üç yıldır tatbik et nin melicelerini bize. gi edelm Ki, meslekten olan bizle r bile, üç, hattâ iki yıl evvel neticeninne olacağını kati olark tahmin edemez- dik, Gerçi L&opold - Lövy adı bizim için yabancı değildi. «Fovizm» cere- yanı ile kendisin! garpte tarıtan bu sanatkâr, Dicasso'lar, Derain'ler ve Despio'ların bu mücadele. arkadaşı, sonraları, modernizmi ifratlı ifade tarzlarını bırakarak daha makul, da- ha hisli, daha beşeri, bir kelime il daha eklâsik: bir yol tutmuştu. Andr$ Salmon'un pek doğru tabiri ile aye sanal» ai krepe rini kırmamak azminde idi. Akademideki sergi, bu hocanın, ta- lebesine nasıl bir yol gösterdiğini, talebenin bu yolu ne derece isabetie takib ettiğini bize gösteri Hayat müşküllerinden, (mücadelelerinden henüz uzak, sadece çalışmanın tatlı kaygısından başka birşey düşünmi. yenlerin mesaisi hakkında kati k kümler vermenin ne derece te olduğunu bilmekle beraber bugün önümüze serilen başarıların yüksek hassaları lim etmemek için kör olmak lâzım gelmektedir, O dg bu talebe sergisini, Türk sanatler tarihi İçin yeni bir dö noktası telâkki etmekten hiç değilim. Lüzumsuz maharettten, âlâ, sahte ustalıktan kurtulmuş, sadık, hisli, sabırlı, mütevazı ve İçli çalış- malarla karşılaşıyoruz. Yalnız ta nin, yeni başlıyanların değil, en kud- retli üstadların bile taşıma olan bu hassalar, sanatin hakkında enemin bir öl kuvvetli desen titriyerek ve arayarak kâğıd üzerinde dolaşan çizgi olduğu (Devamı 10 uncu sahifede) Nurullah Berk lebp- Öyle deme bayan, kulağım» işittim; «Yahya Kemal de kim olu- yormuş?..> diye bağırdı... B.A. —