SÖZÜN GELİŞİ ihtikârın kemkümleri rtada hiç bir sebeb olmadığı halde piyasada alıp yürümek istiğadını gösteren ihtikir hareketlerine kati bir nihayet vermek azmile şek- rimize gelen Ticaret Vekili B. Nazmi Topçuoğlu, üç gündür beli başlı piyasa mümessillerini sorguya çekmektedir. Piyasada bariz bir pahalılık hüküm sürdüğü bu günlerde Vekilin «Fiatler niçin yükseldi?» sualine verilen cevaplar kemkümden ibarettir: Bir nevi eşya fiatlerinin hiç bir tcari sebeb olmaksizin yükseltildiği, Vekâletin müdahalesi ve gazetelerin neşriyatı üzerine hemen yüzde otuz nisbetinde tensilâta mu- fakat edilmesinden anlaşılmıştır. Ayni işi gören ticaret erbabının İddiaları biribirini tutmamıştır. Bir tüccar piyasada mal olmadığını söylerken, öteki aksini ileri sürmüştür. İhtikârla mücadele kurtulmak için malların alelâcele başka ellere devredildiği ağızdan çikar mıştır Netice: Memlekette herşeyin birden eksilmiş olduğunu iddiaya doğru gi- den, fakat hakikat ve mantık mihekkine vurulduğu zaman hemen foyası meydana çıkan bir gürültü ve dımdızlak ortada kalan spekülâsyon ruhu! da sözlerine memleketimizin her sahada kaydettiği ifadelerle sayıp dökmek (suretile başlıyan © Vekli «Ahn istediğiniz kadar'», «Mal gelmiyor» şu, şu memleketlerden getirin!» demiş, çare için sızalnana çare, yol bilmiye- me yol göstererek memleketimizin ne bol imkânlar ve ne ferah bir hava için- de yaşadığını bir kere daha tebarüz ettirmiştir. Neticenin netjcesi şudur: Sıkıntı havası sun'idir, yok yere ezilmesine müsüade etmiyecektir. Yapılacak şey biran evvel fiatleri Bu acı netice ka yok!» diyene ucuzlatmaktır. Durgun suyu bulandırmak İsteyenlere bu, hükümetin son ihtarıdır. Dünkü (Baştarafı 1 inet sahifede) sandal parçalanmış, içindekiler deni- ze dökülmüşler, üç yolcu da boğuk 1uşin Galcı yüzmek bildiği ci- hetle bir müddet sularla uğraşmış, adına yetişen diğer bir sandalcıyı ölüm hâlin- «bilmiştir. Söz söyliyemiye- cek bir vaziyette bulunan sandalcı bu sırada il derhal hastaneye kaldırılmış, diğer yolcular aranmış ise de bulunama- | muşlardır. Polis, bu meçhul yolcuların cesed- lerini aramakta ve hüviyetlerini tah- kik etmektedir. Fenerbahçe koyunda... Fenerbahce koyunda demirli bu- lunan ve Deniz klübüne ait olan «Sevyar banvos İle «Nihale ve «Mü- yesser» isimlerinde iki motör demir- lerini taravarak Karaya ovurmuslar, parçalanmışlardır, Serseri mavnalar Kadıköy iskelesi yanında demirli ve bağlı bulunan üç mavna; fırtına- nın şiddetinden demirlerini okopar. mışlar ve Marmaraya doğru başları boş yuvarlanmağa başlamışlardır Bu vaziyeti gören Denizyollar ida- resinin Kartal römorkörü takiplerine çıkmış ve üçünü de birer birer yaka- Javarak arkasına bağlayıp limana ge- tirmiştir. Yaralanan kaptanlar Dün akşam ani surette şiddetlenen fırtına esnasında Sirkecide Emila anbarı üstünde demirli bulunan Yu- | nan bandıralı «Çapalos» gemisi sü varisi Dimosten, makinede meşgul olduğu bir sırada vücudunu kaptır- mış, muhtelif yerlerinden yaralandı- ğı cihetle polis tarafından İtalyan hastanesine kaldırılmıştır. Yine Sirkeci rıhtımında demirli bulunan İtalyan bandıralı bir balık- İ cı gemisi birinci kaptanı İ de, Karagümrükte bayan Saniyenin | mali, Ege de şarki, diğer komisyonunun müdahalesinden diyene «Şu, hükümet omüstehlikin Şevket Rado fırtına Antonyo fırtına dolayısile gemi zincirini tan- zim ile meşgul bulunduğu bir sırada ayağını zincire kaptırmış, kırılmıştır. Bu kaptan da polis tarafından İtel- yan hastanesine kaldırılmıstır. Münakalâtı durduran ağaç Vemecilerde Kuyucu Mehmed pa- şa medresesi içinde bulunan büyük bir ağaç, geç vakit devrilmiş ve cad- deyi kaplayarak bir müddet nakil vasıtalarının işlemesine mani olmuş- tur. Bir müddet sonra nezafet amele. sl ağacı caddeden kaldırmışlardır. Gece beş yangın oldu Dün geceki fırtına esnasında; Ka- dıköyde Modada bay Remzinin evin. | de, Puangaltıda Zafer sokağında B. Mikâilin apartımanında, Kabataşta Çürüksulu general Mahmudun evin- ve Nişantaşında Ömer Lütfi sokağın- da şoför B. İbrahimin evlerinde birer İ nanırdı. Leylâ - Mecnunu seyretmiş- yangın başlangıcı olmuş, derhal ye- tişen itfalye grupları tarafından sön- dürülmüştür. Hava raporu Yeşiiköy meteoroloji İstasyonun- dan aldığımız malimsta göre dün İ hava, yurdun şark mıntakasında az bulutlu, Akdeniz kıyıları ile orta A. nadoluda çok bulutlu, mevzii yağış- hı geçmiştir. Rüzgürlar Trakyada şi- yerlerde cenubi istikametie orta kuvvette, Trakya, Kocaeli, Ege bölgelerinde kuvvetli, Marmara ve Ege denizlerin- de lodostan, Karadenizin garp taraf- larında kârayelden fırtına şeklinde esmiştir. Dün İstanbulda hava ka- palı ve yağışlı geçmiş, rüzgâr şimali istikamette saniyede 10 ilâ 14 metre fırtına şeklinde esmiştir. Sıcaklık, en fazla 14,8, en az 5,5 santigrat idi. isveç, Belçika ve Hollanda tedbir alıyor (Baştarafı 1 #nci sahifede) Hollanda ve Belçika üzerin- de uçan tayyareler Londra 21 — Bugün Hollanda üze- rinde 3 tayyare uçmuştur. Tayyare İ topları derhal ateş açmış ve Hollan. müşlars. da bü üç tayyarenin ne | tayyareleri olduğu anlaşılamamıştır. Tayyareler biraz sonra bulutlar ar- sında kaybolmuşlardır. Londra 2i — Belçika üzerinde Al man tayyreleri uçmuş ve hava dâf toplarile Belçika tayyareleri tarafın. dan kaçırılmıştır. Belçika hükümeti Berlin nezdinde protestoda bulunacak- tır. Hollanda hududunda Paris 21 — Almanya, Hollanda hu- duduna yeniden mühim kuvvetler göndermiştir. Orâre gazetesinin aldı. ğı haberlere göre Hollanda, Belçika ve Lüksemburg hududunda bir mi). yon Alman askeri bulunmaktadır. Bu tahşidat Almanların bitaraf mem- leketlere taarruzu meselesini tekrar ortaya çıkarmıştır. Eski Harbiye Na- mırı Jean Fabry, Matin gazetesinde yazdığı bir makalede diyor ki: «Avrupanın en büyük imparator- Tuklarını çatıştıran harbe bitarefla- Ma- ginot ve Siegfried hatları arasına &- kışmış olan Belçika, Hollanda ve Lüksemburg muhasamat mıntakası- nın göbeğinde bulunuyorlar. Bunla- rn ergeç harbe girmelerine mani olmak için bir mucize lâzımdır. Diğer taraftan Skandinav memle- ketlerinin vaziyetleri de emin değil. dir. Daha düne kadar Almanyanın İsveç aleyhinde harekete geçmesi ha- yal telâkki edilinâi. Bugün böyle bir hâdiseye imkânsız nazarile bakılmı. yor» Oeuvre gazetesi Balkanların teh. ditlerden uzak kalıp kalamayacakla. ö... m ea ya TIYATROCULUK Bayan Halide Edib dün bu mevzu etrafında bir konferans verdi Bizde Milli bir tiyatro olması i için neler lâzımdır? Büyük edebiyat üstadı Halide Edib dün akşam Beyoğlu Halk Partisinde bir konferans verdi. Parti binası salonu hıncahınç dol- muştu. O kadar ki salonun etrafın. daki koridorlâr, sahne, sahnenin içi ve arkası hep dinleyicilerle dolu idi. Şalr Şüküfe Nihai! bile sahnede hati- bin arkasında ancak ayakta durabi- lecek bir yer bulabilmişti. Sahnede göründüğü zaman uzun alkışlar toplıyan büyük edebiyatçı sözlerine şu suretle başladı: — Epice zaman evveli Beyoğlu Halkevi benden bir konferans, daha doğrusu bir konuşma İstedi. Bunun mevzuunun edebiyata dair olmasını kararlaştırmıştık. Çok düşündüm. Fakat aklıma birşey gelmedi. Halbu- ki edebiyat da ukalâlığa çok müsald- dir. i Sonra beni en çok alâkadar eden | mevzulardan birini ele almağı düşün- düm. Bu mevzv tiyatroya, tiyatro mal- | zemesine dairdir, Lâkin tiyatro mal zemesinden maksadım dekor değil dir. Halide Edib bundan sonra bizde mili bir tiyatro Olması için neler lâzım geldiğin! anlattı. Bir aralık çocukluğuna dair bir ha-| tırasından bahsetti: — Mektebe giderken bize yakın bir yerde «Kel Hasan: oynardı. Haftalı- Kımı biriktirir, hercuma tiyatroya giderdim. Orada bazan tiyatro da oy- tik. Hatta halktan ağlayanlar da ol- muşlu. Bundan sonra Yunan ve Roma ti- yatrosuna geçen hatip, temaşanın ta- rihini yaptı. İngiliz tiyatrosuna geç- ti. Ve bizde eski tiyatro zihniyetin- den bahsederken: «Pariste idim. O esnada M. Lebrun Çarli Çaplene Lejyon donör nişanı Bayan Halide Edib ve konferansta bulunanlardan bir kısmı vermişti. Bir gün buna birisi: — Artık benim için Lejyon donör nişanının bir paçavra kadar ehem- miyeti yoktur... dedi. Neden?... diye sordum. — Çünkü, dedi Çarli Çaplen gibi bir soytarı bile onu aldı. İşte o zaman bizde milli bir tiyat- ronun kolay kolay doğamamasını or- taya çıkaran zihniyeti anladım. Halbuki bu sene halkın toplandığı birçok yerlere gittim. Fakat halkın hiçbir yerde tiyatro- daki kadar eğlendiğini, zevk duydu- unu, huşu içinde bulunduğunu gör- medim. Şehzadebaşında, bir halk tiyatro | sunda da bunu gördüm. Beyoğlun- da en ağır piyesleri halkın huşu ile dinlediğine de şahit oldum.» Halide Edib tiyatromuzun tekâ- mül safhalarmdan, Güllü Agoptan, Manakyandan, daha sonraki tiyatro hareketlerinden, tiyasromuzun nasıl inkişaf edeceğine dair kendi düşün- celerinden, piyes muharrirlerinden, bugünkü sanatkârlarımızdan bahsetti. Bu arada: «Reşad Nuri çok iyi bir tiyatro mu- harriri olabilirdi. Maalesef bu sahayı bıraktı. Sayısı çok olan romancılara, bizlere iltihak etti. Nâzım Hikmet bir kaç fikir eseri verdi. Bayan Halide Edib müteakiben «Kısa Küreks den bahsetti ve milli olması itibarile Müsahip zadenin üs- tünde durdu. | Sonra aktörlere geçti, Kendi gör- düğü muvaffak olmuş sanatkârlar- dan, Naşitten, Hâzımdan, Vasfi Rı- zadan bahsetti Muhsine söz geldiği zaman: « Muhsini yeni göremedim. Lâkin 20 sene evvel onu Yago rolünde sey- | retmiştim. İtiraf ederim ki dünyanın | hiçbir yerinde bu rol bundan iyi oy. nanmamıştır.» dedi, Tiyatromuzun istikametine işaret eden Halide Edip konferansını Ame. rikadaki büyük konferans üstadları gibi halkı katiyen sıkmadan âra sıra lâtifeler yaparak ve kendisinin fotoğ- rafını çeken fotoğrafçılara: -- Tiyatroya dair konferans imi ve- riyorum, yoksa tiyatro mu oynuyo. İ rum!... diye takılarak tatlı bir hava İ içinde bitirdi. Mannerheim hattında dün de kanlı bir mvharebe oldu (Baştarafı 1 inci sahifede) mülenddit mitraiyöz ve mühimmat dolu $0 kamyon olmak üzere düş- mandan birçok harp levazımı aldık. Petsamo cephesinde okıtaatımız Kornettijaervi civarma (o çekilmiştir. Rus donanması ve hava kuvvetleri Kolivisto sahil bataryalarına şiddetli taarruz etmişlerdir, Sahil bataryala. rımız hava dafi toplarına müteaddit mıntakalarda müzaheret etmiştir. Düşman hava kuvvetleri bilhassa büyük bir faaliyet göstermiştir. Düş- man tayyartleri Kareli berzahı ile Ladoga gölü şimslindeki harekât sa- hasına taarruz eylemiştir. Finlândi. ya zayiatı hafiftir. Düşman tayyare. leri keza memleket dahilinde muhte. lif merkezlere tecavüz eylemiş ve Turkoyu, Sorta Valayı, Helsinki ci- varını Hongolu ve cenup sahillerini bombardıman etmiştir. Birçok yer- lerde bombalar yangınlar çıkarmıştır. vemesenarme! rını soruyor. Exceisior gazetesi bu hususta diyor Kİ: «Romanya, Rusya tarafından Be. sarabya meselesinin mevzuubahs edil- mesini Almanyanın iyi karşılayama- yacağı zannında idi. Halbuki Alman- ya Sovyetlerin taarruzu halinde ken- disinden yardım beklenmemesi lâzım geleceğini Romanyaya anlatmıştır. Almanlar kendi kuvvetlerini kendile- rine saklıyorlar. Esasen Rumenler bunu anlamışlardır. Alman - Rumen ticaret muahedesi müzakeresinin sü- rüncemede kalması bu yüzdendir.» Hollanda Kraliçesinin sükün tavsiyesi Paris 21 — Hollanda hududundaki Alman tahşidatı Hollandada endişe uyandırmıştır. Hollanda kraliçesi Vilhelmin halkı süküna davet etmiş- tir. İki yüzden fazla Sovyet tayyaresi uçmuştur. Kareli berzahı üzerinde hava mu- harebeleri olmuştur. Düşmanın 20 tayyaresini düşürdük. o Pinlândiya tayyareleri düşman toplantıların müessir bir tarzda bomba ve mitral yöz ateşine tutmuştur. Ruslar 20 bin kişi kaybetmişler Paris 21 (A.A.) — Havas ajansının Oslo'dan hâber aldığına göre, Sani- salmi bölgesinde Finlândiya ordusu İki Rus fırkasını büyük hezimete uğ- ratmıştır. Sovyetler 20 bin kişi kaybetmişler- dir, Fin tayyareleri Leningrad üzerin- de istikşaf uçuşları yapmış ve uçuş larında zerre kadar mukavemetle karşılaşmamışlardır. Sovyet tebliği Moskova 21 (A.A) — Leningrad askeri mınlakası erkfnıharbiyesinin resmi tebliği: 20 kânunuevvelde her istikamette, keşif kolları arasında müsademeler olmuş ve muhtelif nok- talarda biihassa Kareli berzahında keşif topçu ateşi yapılmıştır, Tayya- reler keşif uçuşları yapmışlardır, Hava faaliyeti Helsinki 21 — Sovyet tayyareleri bu sabah Helsinkiye 25 - 30 bomba atmıştır. Bazı binalar ve bir hastane hasara uğramıştır. Finlândiya tayyareleri Leningrad - Murmansk şimendifer hattını ve Rus geri hatlarını bombardıman et- Roma 21 — Bugünkü bombardı. danlar yüzünden Helsinki ile Amster. dam ve Kopenhag arasında müna- kalât durmuştur. Helsinki 21 (A.A.) Hava ku- mandanlığı tebliği: Harbin başlan. gıcındanberi, her iki taraf tayyarele. rinin en büyük faaliyet gösterdikleri gün dündür, Bütün gün hava muha- rebeleri olmuştur. Kareli berzahında, tayyarelerimiz 14 Sovyet tayyaresini düşürmüşlerdir. Bunların ekserisi bombardıman tayyaresidir. Batarya- Yarımız altı Sovyet tâyyaresi düşür. müştür. Dün Finlândiya üzerinde uçan Soyv- yet tayvareleri 200 dür. Düşman tay. yareleri Helsinki ciyarında Abo ve' Sortevala'yı Hango'yu ve Finlândiya sıra adelarımı bombardıman etmişler- dir. Ölenler Zondra 21 — Bugün Ruslar Lara- fından Helsinkiye yapılan hava ta- Aârruzunda kadın, çocuk ve bazı si- viller olduğu halde 23 kişi ölmüştür. Bir eksprese de bomba isabet etmiş, ve iki yolcu ölmüştür. Fin tayyarelerinin bombardımanı Oslo 21 (A.A) — Röyter ajansı bildiriyor: Finlândiyahlar, Sovyet askerlerinin kaçırarak Finlândiyalı. lara teslim ettikleri 7 Sovyet tayya- resini kullanarak bugün Leningrad ve Nurmask denizyolunu bombardı- man etmişlerdir. Rus iaşe kolu Finlerin eline düştü Helsinki 21 (A.A.) — Finlândiya- mn şimalindeki Salla'da pazar gü- nündenberi cereyan eden muharebe- ler, Sovyet kıtalarına insan ve malzo- me itibarile mühim zaylata mai ol muştur, Buosi Suomi gazetesinin cephedeki muhabiri en az otuz büyük kamyon- dan müteşekkil bir Sovyet iaşe kolu- nun Finlândiya kıtaatının eline diş- tüğünü gözlerile görmüş olduğunu bildirmektedir.