16 Teşrinisani 1939 AKŞAMDAN AKŞAMA 1 ——— 2 a a m m Selâmlaşmağa ve el | öpmeğe dair Bu bayram muhtelif | ziyaretlerde | bulunan bir arkadaşım, selâmlaşma» | Yı bilmediğimize dair dikkati celbet- memi istedi. — Kaç kere yazmışlın, gene tek- rarla! - dedi. - Kalabalık yere giren İstanbullu, ne «Merhabal» der, ne «Günaydın»... Esasen © derece «© lâmsız» ız ki, selâmımızın şekli bile hâli katiyetle muayyen, mukannen değil. Ekserimiz, başka dilden «bon- İur» demek garabetini göstermekte israr ediyoruz. Alış veriş için dükkân kapısında görünen, biçimce Avrupai bir hemşehrimiz hazırunu adam ye- rine koymaksızın: «Sizde pardesülük kumaş var mı?» diye söze başlar. Dün- yanın bir tarafında ve Türkiyenin başka taraflarında rastlanmıyan bir garabet; bir nezaket eksikliği... «Bir münasebetsizlik daha: Meselâ matemzede bir anneyi taziyet için: «Başınız sağolsun!» diyoruz. Yani «oğlun öldü amma, sen aldırma, ken- dini düşün, hayattasın yal» gibi bir söz.. Tabiatile bu, ihtiyar kadma küfürden beter geliyor... Taziyet ma- kamında «geçmiş olsun!» diyenlerde eksik değildir ha... Buda «oh, belâ- dan kurtuldun!» tabirile eş... En iyisi, «sabır, metanet» dilemek... Yahud, ta- xiyet edilenin elini hazin bir tavırla sıkmak (ihtiyarsa elini öpmek.) «Lâfı bayram münasebetile açtım, | bak, nerelere daldım. Asıl şu el öp- mek bahsine gelecektim. Bu bayram dikkat ettim:Bizde bu âdet de kal mamış. Halbuki ihtiyarların ne kâ- dar aradıkları birşey... Türkiyede bir nesil var ki, «yaşım ilerleyince ben de hürmet görürüm!» diye bütün ço- cukluğunda dudak aşındırmış; şim- di, ödüne verip parasını alamıyanla- ra dönmüş biçareler... Daha kötüsü: Alafrangalık icabı, kızları yerindeki kadınlar, oturdukları koltuktan kı- mıldamaksızın kendilerine manikür- lü parmaklarını uzatıyorlat, İhtiram busesini kopardıktan sonra yerden bitme oğullarına, akbıyıklı misafiri göstererek: « Beyefendiye (o bonjur Metin! - buyuruyorlar. «Oğlan, tenezzülen» iltifat ederse ne âlâ... «Sonra; Sıkmak maksadile el uzat ma, daha muteber olan tarafından vaki olmalı, Buna da riayet edilmi- yor. Sanki öpecekmiş gibi veled ya- aşıyor; ihtiyarın elini yakalıyor; Toka... İki mânada: Öp babanın elini!... İ — Peki amma monşer! El öpmek gayri sıhhi... © — Öyleyse genç kadınlarınkini de #pmesen e, a kurnaz monşer... imi Müteessir ettiğimden müteessirim «B. G. remzile bana mektup gönderen bir &porcu müne #, abüy - bayar» tabirlerinin türkçeden çıkarılmasını İleri sürüyordu. Ben de bunların Atatürkten ya» digâr olduklarını, bu gibi aziz hatıra her sahada esirgememiz icab ettiğin! y Mıştum, Kıymetli bir şahsiyet olan muhte- rem Bay «B. G.», Ebedi Setten kaldığını müzarı itibara almadan böyle bir teklif ileri sürdüğünü bildiriyor; yazdığıma nasıl ihtimal verebildiniz? Çok üzüldüm.» diyor. Mustafa Kemal'in metrukâtı etrafında mukaddes bir muhafazakârlık tesist lüru- Muna ötedenberi kani olduğum için <B. Gi» nin tekilfini mücerred bir misal olurak Söstermiştim Kendisini tahtına etmek ak ımdan bile geçmemişti. Müteessir ettiğim- den müteasirim, (VA-N0) —— a a desene, — Bir Beleve yol yanlış edebiyat kitabı bak | açtı bay Amca... ce talebe yetiştiren, bir kütüphane dolusu ŞEHİR HABERLERİ Otel ve lokantalar hakkında yeni hükümler Oteller ve lokantalar sınıflara ayrılacak ve, her sınıfın haiz olduğu şartlar tasrih edilecek Hususi bir encümen tarafından ha- zırlanan yeni zabıtai belediye talimat- namesi, bundan evvelki umumi mec- lis tarafından tedkik edilmiş, fakat o meclis intihap devresi tamamlandığı için tedkiki bitirilememişti, Belediye, O zamanki meclis tarafından kabul edilen bazı maddelerin yeniden tedk'- kine lüzum görmüştür, Bunun için bir encümen teşkil edilmiştir. Encümenin | hazırlıyacağı yeni talimatname ancak şubat toplantısında meclise sevkedile. cektir. , Halkevleri Eminönü ve Kadıköy Halk- evleri 23 nisanda açılacak bir müddet gecik- den tahsisat ve unımışlır, Emir Halkevi, bu kış nihayetine kadar ikms) edilecek ve in açılma resmi 23 nisan milli hâki- bayramındı Halkevinin dıköz Halkevinin açılma merasimi de 23 ni- sanda yapılacaktır. Taksimde jandarma Karakolu karşısın- daki köşede yapılacak Beyoğlu Halkevi plâ- ni için bir müsabaka açılacaktır. Belediye, şehrin büyük tiyatrosunu jandarma kara- kolu binası arsasında Inşa etiirecektir. Bey- oğlu Kalkevi de tiyatro ile beraber inşa edüecektir. Profesör doktor Besim Ömer! Akalın'ın teberrüü İ Muhterem profesör doktor Besim Önler Akalın'ın kendi eserlerinden 1300 küsür cil- di Tıp fakültesine hediye ettiğini yazmıştık. Aldığımız mütemmim malimata göre profesör, hemen yarım asra yakın hocalık hayatında son günlere kadar neşrettiği tıb- bi kitaplardan mücelled birer nüshasının Tıp fakültesi kütüphanesine konulması 78 diğerlerini de "Tıp fakültesi talebesine ve Ebelik adındaki eserinden bir kısmını da ebe şükirdlerine dağıtılmak üzere Tıp fa- kültezi dekanlığına göndermiştir. Bundan başka muhterem Üstad, son zamanlarda Sıhhiye Vekâleti tarafından tesis edilen Balıkesir ve Konyadaki ebelik mektepleri talebesine de verlimek maksadile ebelik ki- taplarından bir kısmını Sıhhiye Vekâletine göndermiştir. Elli senelik profesörlük hayatında binler- ymetii telifatile memleketin irfanına çok büyük hizmetler yapan muhterem üstadın bu yüksek hareketi, Tıp fakültesi talebe mu bitinde şükranla Karşılanmıştır. Gazi köprüsü Bir aya kadar nakil vasıtaları geçebilecek Gazi köprüsünden nakliys vasıtalarının geçebilmesi için köprünün her iki başında- ki meydanlara köprüye ulaşacak yolların inşasma lüzum görülmüştü Gazi köprüsü tamamen açıldıktan sonra #hrin kara m a yapılması için zamana İhtiyaç vardir. Bsle- diye, şimdilik Azapkapı meydanile Şişhane - ye çıkacak Meyit yokuşunu insa etmeği mü- basip görmüştür. Bu maksadin Meyyityo- kuşunu. parke taşları döşenmesine başla- mıştır. Bu yokuşun inşaatı bir aya kadar tamamlanacaktır. Bundan sonra köprüden otomobillerle yük arabaları geçirilecektir. Belediye, şehirde işleyen otobüslerden bir kısmını da Gazi köprüsünden geçirmek fik- rindedir, Bay Amca iDenizde bir çocuk Yeni talimatnamede bilhassa halkın sıhhatini koruyacak maddelere ehem- miyet verilmektedir. Bu arada lokan- talarla ahçı dükkânları hakkındaki maddeler nazarı dikkati celbedici ma- hiyettedir. Şimdiye kadr tatbik edi- len belediye hükümlerinde lokantslar-| la şçı ve piyüzcı dükkânları için bir ta- | kım umumi esaslar vardı. Belediye, temizlik hususunda fark gözelmemekle beraber lokanta ile aşçı ve piyazcı dük- kânları arasında bazı farklar kabul Karilerimizin mektupları Mahalle aralarında tehlikeli köpekler Gedikpaşmda, Tatlıkuyu camli kar» şasında "Tiyatro cadd maleddin sokağına seri köpekler mua Sabaha kadar X— olmuşlardış havlamalarından ra- bat uyku uyuyamıyoruz. Kumkapı Belediyesi bu köpeklerle mücadele edemez mi? Bu hayvanların mahalle v8 sokuklarımızdan uzaklaştırılması Hazımdır. Yolculara (saldırdıkları Sık sık vaki oluyor. Makamı aldinin dikkab nazarını çekiniz. Gedikpaşada Fsirci Kemaleddin sokağında İZ No.da A.E, İ cesedi bulundu Yeni doğmuş çocuğunu denize atan ana aranıyor Zabıta ve adliye, dün bir çocuk cesedinin şüpheli vaziyeti otrafında tahkikata el koymuştur. Vaka şudur: Kumkapıda Hisardibi sokağı denilen yer- deki bir terkos çeşmesinden sabahleyin er- ken sü almağa gelen bir kadın ve çocuk ka- filesi, tren köprüsü altında ve taş merdi- venle denize müntehi olan yerde dalgaların sahile bir çocuk cesedi getiriniş olduğunu görmüştür. Yeni doğmuş bir çocuğa a5d olan cesad | bir kolu kopmuş vaziyette kayalıklara çarp- makta gi, Bu bale Şahld olanlardan bir kadın, derhal polis merkezina koşarak gör- düklerini anlatınış, ve vaka yerine gidilmiş- tir. Cesed, denizden sahile alınınca bunun bip kız çocuğu olduğu ve yeni doğmuş bulun- duğu görülmüş, diğer taraftan müddetumu. milik de hâdiseden haberdar edilmiştir. Cased, muhafaza altına. alınarak morga sevkedilmiş ve İcap eden otopsi ameliyesi yapılmıştır. Polis, şimdi, Yavrusunu depize atan meŞ- hul ananın olduğunu tesbite çalışmak» tadır. — Deniz harp okulunun 163 üncü yılı Kıymetli bir irfan membamız olan de- niz harp okulunun 163 üncü yıldönümü bu ayın on sekizinti cumartesi günü Heybeli- adada büyük merasimle kutlanacaktır. Me- raslın sabahtan başlıyacak, öğleyin mekte- bin eski mezunâlrı Ve davetitleri yemekha- nede, mektep lk yiyeceklerdir. nra, temsiller Öğleden sor iler verilecektir, | de -sınıflarına göre- haiz olacakları edecektir. Lokantalar sınıflara ayrı- lacak ve listelerindeki fint farkı nizbe- tinde konfür ve istirahat şartları da arttırılacaktır. Lokantalarda olduğu gibi otellerin şartlar ayrıca tesbit edilecektir. Bu meyanda otellerin kullanacakları mo- bilye ve eşya hakkında da sarih hü- | kümler bulunacaktır. Telimatname- ye girecek bu yeni hükümlerin tathi- ki için otel ve lokantalara muayyen bir mühlet verilecektir. Haliç temizlenecek Daha beş sene bu halde ka- lırsa vapur işleyemiyecek Münakalât Vekâletinin rıhtamının önündeki demir temizlenmesine başlandı; kesiden sonra Tophane Y ndaki müşkülât ni Münkalât Vekâleti, Halicin de vaziyetini yakından pazarı dikkate almıştır. Haliç, son zamanlarda buştanbaşa dolmuştur. Halici bilhassa yağmurlu zamanlarda Kâ- Bıthane sırtlarından İnen çamur ve toprak tabakaları dolduruyor. Bundan epeyce za- man evvel Halicin temizlenmesi düşünü- müş, fakat İktisad Vekâleti ile belodiye ara- sında bir anlaşma yapılamadığı için bu İş yüzüstü kalmıştır. Halicin bu halde hıra- kılması çok mahzurlu götülmektedir. M tehassıslar, daha Uzun t mizlenmediği nihayet baş d bir halden çıkacağını teinin ediyor. Bu ilibarle Müna- kalât Vekâleti, Haltcin de temizlenmesi için tedkikler yaptırmaktadır. Babıâli ve Ankara caddeleri Babıâli ve Ankara caddelerine düşenen parkelerin yerlerine tamamile oturabilme- leri için bir aylık bir müddete ihtiyaç gö- rülmüştü. Bir aylık müddet içinde taşların | bir kısmı çöktüğünden bunların altı kum | ile beslenmeğe başlanmıştır. Tamir işleri | bitirildikten sonra parke taşlarının arası- na Bitüm denilen madde konacaktır. Bu su- retie caddenin parke kısmile asfalt kısmı bir manzarada bulunacaktır, Silâhtarağa elelktrik fabri- kasının kazanları Bilâhtarağa elektrik fabrikasında mevcud kazanlar şehrin ihtiyacına kâfi gelnemeğe başladığından Almanyaya yeni iki büyük kazan sipariş edilmişti. Kazanların parça- ları gelmiştir. Bunları kuracak ustabaşılar da dünkü trenle rimize gelmişlerdir. Rami otobüsleri Belediye bir araba daha ilâvesine karar verdi Sirkeci Ne Rami arasında işleyen üç oto- büster birinin seferi terkettiği için bu ara- | banın belediye tarafından cezaya tâbi tu- | tulduğunu yazmıştık. Aldığımız malümata göre arabanın $0fö- rü Ahıned, iftara misafiri olduğunu ileri sü- rerek arabanın sahibine malümat vermek- | sizin o gün yapacağı seferler3 nihayet ver- miş ve arabasını güraja çekmiştir. Bu ha- reket, cezaya sebebiyet vermiştir. Diğer ta- raftan Rami ve Topçular ahalisi mevcud üç arabanın ihtiyacı karşılamadığından bahls- le bir mazbata ile belediyeye müracaat et- mişlerdir. Belediye bu müracaat Üzerine Rami hattına bir otobüs daha iliva etme- ğe karar vermiştir. ve Edebiyat komisyonu 1. ... Bereket versin yangın saçağa Sahife 3 İSTANBUL HAYATI Şeker bayramı Sert kış ayazları, yağmur fırtına» larile geçen razamandan sonra, Şe- ker bayramı lâtif bir bahar havasile İstanbulu neşelendirdi. Günlerce ka- ın perdeler arkasına gizlenen güneş, bayram gecesi kara buluttan kürkü- nü çıkardı, sabah erkenden ince, be- yaz bir bahar tuvaletile gülümsiye- rek karşımıza çıktı. İlk kışın usancile çatılan kaşlar, onun mahmur bakış- larile okşanarak neşeye büründü. Sa- bahleyin erkenden sokaklarda kala- balık gruplar dolaşmağa başladı. Ma- halle aralarından grup grup akın eden afacanlar bayram meydanların doldurdular. Tramvaylar basamaklarına kadar doluyor, o vapurlardn & kalabalıktan adım atılamıyordu. Ellerinde, sırmalı iplerle bağlı şeker kutularile kadınlı | erkekli gruplar mütemadiyen şehrin bir başımdan ötebaşına akın ettiler, Çarpık tekerlekli yük arabaları süsle» nip püslendiler, bayram yerlerinde baş köşeye o geçtiler. Bağrışmalar, nâralar çınlıyor, her kafadan bir ses çıkıyor: — Haydi; yüz paraya bir kişi... Yırtık kilimlerle döşenmiş arabalar | ra kız, erkek afacanlar dolüyorlar. Kırbaç şaklar şaklamaz hep bir ağız. dan şarkilar başlıyor, mahalle arala- rında çığlıklar, kapsül patırtıları, te kerlek gürültüleri birbirine kaşırıyor. Açlıktan kaburga kemikleri ofırla- mış, avurtları salyalı sucu beygirleri de bayram günü birer küheylin ke- sildiler, Yelelerine allı basmalar bağ» lanmış her beygirin üstünde bir bay» ram kahramanı kırbaç şaklatıyor, sokak aralarında nal şakırtıları eksik | olmuyordu. Sokaklarda, tramvaylarda, vapur. | larda karşılaşıp obayramlaşanların hali büsbütün komedi. Tramvayın arka sahanlığında bir mırıldanma; — Eyvah, bizim Arif amca ile Ne dime hanım teyze de buradalar, — Haniya — İşte, ön tarafta duruyorlar, hem de bize bakıyorlar. Kalabalık arasında karşıdan karşi ya sesleniyorlar; — Arif amca, bayramın kutlu ol- sun. Öpeyim elini... Arif amca ak sakalını kaşıyarak yorgun bakışlarla sesin geldiği tarafa kulak kabartıyor, kalabalığı ite kaka bir adım ilerleyip yolculardan birinin İ önüne dikiliyor: — Çok yaşa evlâdım. Senin de bay- | Yamın mübarek olsun, Ve lâkin, ihti- yarlık işle, sesin yabancı gelmiyor amma, doğrusu ya, yüzünü pek farkedemedim. Sakın bizim merhum Sadık efendinin torunu olmayasın... — Hayır efendim. Yanılıyorsunuz. Size seslenen ben değilim. Arka sa- hanlıktan sesleniyorlar, — Ne ise, zararı yok, Senin de bay» ramın mübarek olsun, onların da. Kalabalık sokağın endar yerinde karşılaşıyorlar: — 00000... Maşallah efendim... Ne iyi tesadüf oldu... Biz de size geliyor. duk. Bayramınız mübarek olsuuuh... Allah nice bayramlara yetiştirsiiin... Çoluklu çocuklu on, on beş kişilik grup birbirlerine giriyorlar. El sıkış- malar, boyun kucaklamalar, şapur şupur öpüşmeler bitip tükenmek bil. miyor, Sokak tıkanıyor. Arkadan ge- len yolcular yığılıp kalıyor. Kimin umurunda... j Bu sene kış baba pek müsamaha. ö kâr davrandı, İstanbulun üç gün bay- ... Mesele komisyona havale edildi | » Her ders kitabının yanlışları ortaya çıkar ve her biri için fon kuru- de raünilm buhranı başlı