, i | | | | | | | Bir namuskârlığın uyandırdığı hayranlık hissi yük postartede cereyan eden alelâde bir naruskürlik Badisesine şahit, oldüm. Öyle mühim birşey değil, yani her vatandaşın yapması Mamgelen ve fırsat düştükçe şüphesiz yaptığı basit bir hareket Falint hadisenin garip olan tarafr bu hareketi uyandırdığı hayranhıktır; Bayram münasebetile Büyük. postane bu günlerde çok kalıbalık, Herkes tebrik zarlarını yapıştırmak üzere pul aliyor. Tek memur, Wışma toplanan yesa, kalabalığı biran, evvel saymak için hultüm gayretil, alşıyoe Pul koparıyor HABBE “KUBBE : TN YAZAN EFİK ALİD yapan adamın, eren Çenginin uzattığıtas - Bağdaş kurup oturmak çilesi- Surat asarak seyredilen eğlence - Masa ile iskemleye medhiye Bir gece, tak tak kapı, gelip beni Bir aralık bir genç adüm ön Kuruş uzatti ve bir altı kuruşluk pul isteği | evimden zorla alıp götürdüler, parayr alür. Pulu verdi; Pakat aldiğr on Kuruşluğu dalgınlıkla bir lira olacak ki genç adamx yüz kuruş üzerinden para bozmaya başladı. Delikanlı hemen: «Ben size yüz kuruş değil on kuruş verdim, dedi, bana yalnız dört kuruş inde edeceksinin> Bu söz üzerine bütün gözler ons çevrildi. İşi başından aşkın zavalli memur minnellar bakışlarla teşekkür etti. Yaşlıca biri «Aferin: dedi; Ötekiler parasını toplamaya çalışan dürüst delikantıya: sanki; «İsminiz, nerede doğdunuz, tahsiliniz?» gibi sualler sorma Ya hazırlanıyorlardı ki genç adam yaptiğı alelâde bir hareketin. uyandırdığı hayranlıktam mahçup, aradan sessizce sıyrıldı, gitti. Herkes arkasından baka: kaldı. Demiri nereden bulmuşlar İspanyollar cenubi Amerikayı istilâ et- tikleri zaman esir aldıkları kızıl tenli mu- hariplerin mizrakları ucu demir olduğunu | hayretle görmüşlerdir. O zamana kadar hig biz yerde demir madenine tesadüf elme- miğlerdi. İspanyol kumandanları esirleri; sıkıştıra- Tak mizrak demirlerini nereden tedarik ete tilderini. sormuşlardır. Bunlar gökten inen. gehaplardan aldıklarını söylemişlerdir. Fa- kat bu şehapların nereye düştüğünü her Güzelliğ Budanın canubunda: seyahat eden bir'İn- Giliz Şüluk kabilesi reisi nesdinde misafir bulunduğu zaman garip bir manzara ile-kak- ılaşmıştır. Yerli gençlerden biri tarafın- dan Nülde öldürülerek kayıkta getiriler hir #imsahın lâşası üzerine kabilenin kızları Üğüşmüşler ve birer birer ağızlarını timsa» hin yarasına getirip kanım emmişlerdir. | türlü tnayik ve-İşkenceye rağmen söyleme- mişlerdi. Asırlardanberi gizli kalan bu.sır ancak İ şimdi Keşfödilmiştir. And dağlarında dola- şan bazı seyyahlar vedinin birinde asıl mad- desi demir olan birçok hacori semawiye te- #adüf etmişler, bunlardan bazalarının. yon» tulmuş olduğunu görmüşlerdir. Meğer saki kızıl tenli muharipler mizrakların uçların- daki demirleri bu baceri semavilerden te- darik etmişlerdir. in ilâcıt Bu gazip halin sebebini soran Avrupalı 56Y: yah şu covabı almışlar: Bizim itikadimiza göre timsahlur vaktila en güzeli kızlar-idi. Şeytan bunları iğfal ede: rok timsah şekline; sokmuştur. Hhuçgi kım timsabın kanını omecek olursa mutlaka güzelleşir. Avrupada Bamko yetiştiriliyor Bambo kamışı: şimdiye yatişliriltmemekte idi. Şimdi Uk defa Fran- sada yetiştirilmeğe başlamıştır. İngilterede de yetiştirilmesi için hazırlık yapılıyor. Esa- &eu Bâmbo halli üslüya İkilmine mahsus- $ur. Fakat diğer iziimlerde yüksek tepeler- de, kar muntakası aşağılarında da yebişebi- Bambo dünyanınscn bereketli ve en fat- deli netatığır. Üş yüzle vardır. Barları Günde bir ayak yanl otuz santim büyür. Azami irtifai 120 ayaiktırr Dünya nüfusu Dün beşte Diri yani 407000009 insan kadar Avrupada | Bambo sayesinde yiycceğih!, içeceğini ve giyeceğini. temin, etmektdir. Bambanun fi» izleri sebze yerine pişirilmektedir. Bambo tohumları ile bira yapılır. Bambo Kamışın- dan ev, sandaiye, koltuk, karyola, ok ve yay, şemsiye, muşamba, kılıç ve binlerce sürlü ev eşyasi yapıdır. Bumbo kamışınn ömrü Azami alli senedir. Fakat bir sencdb fam bo- yunu alır, İki senede İyice öertleşir. Bu ka- mugla madlen çok olduğundan Yalta ile kes südiği zaman: çakmaltaşı gibi kıvılcım çi kar. aaa ema a a > am a çöp» Kral Farağa bir delinin tecavüzü Kühire il (AA) — Dün sabah, Müliye nezareti memurlarından Fariğ e birisi Kral Farukun üstüne kemirici bir mayi dolu bir şişe atmış- tir. Şişo arabanın arkasına düşmüş ve hiçbir ziyan vermemiştir. Derhal tevkif edilen mütearrız. tıbbi muaye- Neye tâbt tutulmuş ve akli muvaze Nesi bozuk olduğu. anlaşılmıştır. Kahire 11 (A.A.y — Kral sufkasd tebliğde, yapılan tıbbi muayene ne ticesinde Ahmed Fariğ'in deli olduğu. Anlaşıldığı. bildirilmektedir. Sulkasd; Kral Parukun cuma namazından &vdeti esnasında yapılmıştır. Kralın refakatinde amcazadesi bulunuyordu Alman muhriplerinde fenni hatalar Yaşington 11 (4.A.) — Son zaman- ii İnşa edilen Alman destroyerle- rinde mühim hatlar Vandenjerg, Bahriye Nazırı Edisona tahriri bir sual sormuştur. Nazır, cevaben bu destroyerlerin Üst kısımlarının ağır olması dolayısi- le müvazenelerinin bozulması tehli- kesine maruz bulunduklarını söyle- miştir. Papanın sulh hakkında fikri wi HU (AA) — Papa, bütün ükümetler, hakka karşı kuvvet kul- lanmaktan vaz geçmedikçe ve Tan. rının kuvvet ve kudretini, ferd ve camia ahlâkında egaş olarak kabul etmedikçe dünyanın sulha kavuşamı yacağını söylemiştir. Papa, kendisine ilimadnemeşini takdim eden Eaiti'nin elçisini Kabul ettiği sırada bu beyanatta bulünmüuş- İngiliz « Amerikan nakliyat anlaşması Vüşington 11 (A.A) — B. Roosevek, ittihaz edilen tedbirler mucibince İr- giliz gemilerinin, Birleşik Amerikaya şarki Hindistandan kauçuk ve kalsy getireceklerini, Ameriks, gemilerinin de İngiltereye Amerika pamuğu ve İngiltere tarafından sipariş edilecek ela götüreceklerini söylemiş: , Gemilerin, mukabelen ve müsavat: dairesinde: kullanılması için Fransa İle de'buna benzer bir anlaşma yapı lacaktır. oi. Irak 15 bombardıman tayyaresi ısmarladı Santa - Moniöa 11 (A.â.) — Irak hükümeti, I milyon dolar Kıymetin- de 15 haft bombardıman tayyaresi sipariş etmiştir. İLe 7 ağ M İ ehalisini bülyeti Bern 11 (A.A.) — Alman. islihbaraf bürosunun Berlinden bildirildiğine teşrinde" Alman Hariciye Nözaretinde teati edilmiş ve ayni gün meriyete girmiştir. Irlandada tevkifler Beltast 12 (AA:) — 68 şüpheli | cümhuriyetçi' Vister sivil makamatı | devamı müddetince hapsedilmişler. BERLITZ 294 İstiklâl caddesi | Aksam Lisan kurları Fransızca - İngilizce . Almanca Haftada üç ders Ayda 4 lira gazetecilere beyanatta bulunarak, | Sözün başlayışına bakıp da mera ka düşmeyiniz; karakola götürmü- yorlardı. Önüme fener çekildi; kü- Jâhlı, poturlu, yamçılı, silâhlı, hay nağa girdik, boş ve loş bir avlu, bir gıcırtalı merdiven, eşyasız bir geniş sofa, gittikçe kuluğu daha kuvvetli akseden zli, türkü, çalgı sesleri... Nb hayet bir kapı açtılar, eşiğinde dura» kaldim. Gireyim: mi, döneyim mi? Daha doğrusu kendimi içeriye, gözlerimi yumup: atayım mu, yoksa tersyüzüne dışarıya fırlatayını, kaçayım mı? Böyle tüttin dumanı ömrümde gör medim; dumanlıktan çıkmış, örüm- cek ağlarına dönmüş,. salkım salkım tavandan sarkıyor. Zünnettim ki içe i riye'adımımı atar atmaz bana bu du- man, uzatılmış bir tavan süpürgesi- ne sarılır gibi her tarafımdan dola nıverecek. Siğ yerlerdeki deniz yosu- nu kadar kaba ve koyu, boşlukta, ağır ağır sallanıyorlar; sanki yüzümde, boynumda ve ellerimde soğuk, yapış» yerde bağdaş kurup: halka çevirmiğ. ler, başları önlerine eğilmiş, abus ve düşünceli oturuyorlar. Ortuda iki ka» dın, parmak vurup çırpınıyor, kenar- da üç, dört çalgıcı el işletip döğünü.. yor. Haber gönderilip davet edilen, beklenilen misafirim geldiğini farkes den: cemaat, birden, gür diye ayağa kalkıyor; çengiler duruyor, çalgılar susuyor; ben ilerliyorum, kapı ardim» dan: örtülüyor. Artık işlerindeyim, eşraftan tütün koltu başısı müflis bir .hovardanın tertip ettiği eğlence âle minin ortasına: düşmüşüm; şaşkın ve pişmanım. Birbiri arkasına, sağdan soldân <merhabas, «safa geldiniz» mitralyöş ateşini yedikten ve mukabele ettik: ten sonra, derin bir süküt içinde çen: gilerden biri Karşıma diz çöküyor ve bir tas uzatıyor. Hayretle bakıyorum, anlamıyorum; aklıma, evvelâ, bu ta- s& para atmak geliyor, yanlışlık ol- masın diye acele etmiyorum, bekli- yorum: Ne ola, yarabbi? Sakın rakı olma- sın” Evet, rakı, susuz rakı, yarım okka rakı... Şimdi tas elindedir, du- daklarımdadır; bir ağız dolusu yu- varlıyorum ve: kadının can ve gönül den: — Şifa, bak ölsun! Dediğini işitiyorum. Bu sesi, ce- mantik uğultulu «Afiyet olsun» ları takip: ediyor; hem cevap olmak, hem de kavrulan ağzımla ciğerlerimin sı- zısını bastırmak: için başımı, acv bir halkayı tamam: ediyorlar; sıras çalgı- clüra, sonra da dansözlere. geliyor, Bu, âdeta, katoliklerin rafındakilere uzatmış: <Hepinig bun- dan içiniz; zira o benim kâanımdıri> din birliğini kurmuş. Tek tastan içilen raki ile ben de odadakilerin. mezhebine girmiş olur yor, keyif ehlile ka; lum. Umumi bir memnuniyet içinde. kolcu, başı saz heyetine işret etti: cümbüşlü, tekrar başladı: Bağdaş ku. Tup minderde. oturmak idmanı yap- mamiş olan, zamanına. göre modem: bir İstanbul çocuğuna yalnız o vaz. yet bir azap teşkil ödebilirdi. Galata saray Sultanisinde, haftada bİr, cu mâ namazına zorla götürdükleri Yâr | kib yanımdakilerin bağdaş şeklinde nasil da rahat rahat oturduklarıns bakar, şaşar; mütemadiyen yerimde bacak değiştirir, kızar; bir türlü ken- bir temas ve «intibak» halinde idi; belli ki vücudları dinleniyordu. Be- nim dizkapaklarım ise baş kaldırmış, sipsivri, havada duruyordu; âşikârdi ; ki acı duyuyor, yoruluyordum. Tüs ikinci defa dolaştı; bacağımın birini yan tarafa uzattım; hafif bir rahatlık... Üçüncü içişte ikisinide uzatıp yastığa dayanmakta mahzur görmedim; “dar bir ayakkabıyı çıka- rp atan adamın duyduğu geniş bir ferahlık, bir gözü dünyayı görüş... Çengileri artık keyfimce seyredebili- yordum ve yavaş yâvaş bende du- manlara sarılıp kokuya bürünerek ka- fayı'da tütsülediğim, tütsülü lokari- odanın ağır havasından, ne de koku» dan müteessir oluyor, kaba öir neşe- ye gömülüyordum. Bu Naletle yanım- daki adama eğildim: — Şu kımıl saçli, çilli kız amma de Boy; hal Dedim; cevap alamadım, O zaman dikkat ettim, misafirlerden hiç biri başını kaldırıp da oyruyanlara bak- muyordu; hepsi de gayet temkinli, adeta derdli bir vaziyette, gözlerini |, önlerine dikmişler, acı acı, somurtkan ve endişeli, bir düşünceye dalmışlar- dı; Bazısı ağır ağır bıyıklarını bükü- yor, Bazısı gözlerini yummuş, elstiğ- rak» & varıyor; bazısı di sanki Kün sü: şeyhinin cehenneme dair bir kor- kunç vaazını dinliyor, için için ah çe kip başını sallıyordu. Fakat bütün Bu yas ve endişe vaziyetine rağmen saz çalıyor; çengi: oynuyor, tas dönüyor; leblebi: tabağı gezdiriliyordu. Kızlara. bakmadıktan, şakalaşmadıktan, söyle »şip gülüşmedikten' sonra.nasıl eğlen. miş olacaktık, eğlenmiş sayılacaktık?- Buna aklım ermiyordu... İşin sırrına ertesi günü vakıf ok dum: Çengilörden her biri odadaki- lerden” bir'misafirin dostu, gözdesi imiş; önün için, arkadaşları tarafın dan. yüzüne bakılması, söz atılması bir hürmetsizlik, cıyıklıık addedilir, da adamalsllı. bakmış; iltifatı sözler İ söylemiş, şuralarını, buralarını, oyun larını ve: meharetlerini.medihten de: i geri kalmamıştım; Fakat racona vakıf olmadığım, yabancı ve garip sayıldı ğım için Alinha şükür, mazur görük- müştüm. İşte eğlenes âlemi: bu. idi, zahir, artık böyle eğlenecektim: Yere bağ- düş. kuracak, başımı önüme: eğecek,. gözümü yulmacak, ağzımı kırk kişi. den arta kalan tasa uzatacak, kar şımda zil çalıp bel çalkalıyan kızlarım yakın hayalile meşgul, leblebi çiğni- yerek içimden, belli etmeden, ask surati sözüm onu zevk dünyasına dalacaktım. Bu, benim işim değildi. Bir arulık «yemeğe buyurunuz! dediler; kalk» tık. Maamafih benim kalkışım öteki, lerinki. kadâr: kolay olmadı; fakat sarloşluktan değil, ayaklarımın tw tulmuş: olmasından... Bir adım âtar atmaz, sanki bacak kemiğimin için. de bükülmüş telden: bir acayip yay vardı, koptu; içinde boşamışını, titrs- yişini, zangırtısını duydum. Sallayın. ca zannettim Ki madeni boru içinde imiş gibi yalnız bir tarafından takıle kalan o yay tıkır tıkır ses çıkaracak... İskemle ve masa, meğerse, insan ica- dının şahı imiş; medeniyetin akımer- s6 pişdarı İmiş; hayatırmza bunlar girdikten sonradır ki bütün bir milet değişti ve düzeldi; meğerse ikisi ne paha: biçilmez. bir Kıymetle, ne Tü- zumlui ve ne esasli imis. .. Böyle düşünerek ikici oduya dak dım ve yüksek sesle Bir: #Rvyah(5 ka parmamak için ağzımı zor kapadım. Bir yer sofrası, gene minderlerile Bizi bekliyordu; gene çömelecek, bağdaş kuracaktım, gene biçare: bacaklarımı; işkenceye sokacaklım; vazgeçmejit düşünüyordum; gözüme yemek tab laları ilişti, bir deve gibi dizkapak'a- rmı: büktüm, sini başıma çömeli- verdim GÜNÜN ANSİKLOPEDİSİ Yıldönümü yadedilen MUTAREKE VE İüe vi > Alman murahhasları, beyaş. bayraklı otomobillerle mütareke talebine geliyorlar Dün, mütarekenin 21 inci yıldönümüydü Yenilen. ve cesaretleri kırılan, Almanlar, 1913 senesi teşrinisani başlangıcından i4i- baren. cephede mukavemet edemiyorlardı. Frans topraklarından. gayri muntazam şekilde askerlerinin çaktldiğini gören. im- parstor Vilhelm kaçtı Berlin hükümeti" de, telsiz telgraf vasıtasile müttefik kuv- vellerle. mütareke akdi İçin müzakereye girişi. 7 'Teşrinisani gecesi, ortalık henüz ka- rarmıştı ki, kocuman, beyaz bayraklarin Alman otomobilleri sisleri yararık, mütte- fik öncülerinin karşısına çıktılar. Bunlar müzakereye memur kimseleri getiriyor- nedi, 8: Teşrinisanide: mareşal! Foch, Berlinin- salâhiyet sahibi murahhaslarını Com- plöğne ormanında bir vagonda kabul. ettiği, ve kendilerine müttefikler namına mülam reke: şeraitini dikte: eti Böylelikle I90€ harbi: nihayete erdi. 11 Tejrinisani 1918 de: sabahleyin. soaf beşte mütareke imzalandı. Haber asker ve. ahaliye ilân olundu. Ayn! gön Öğledeş snra, Clsmencesu, parlimentoda; — Bu sabah sasi ll de bütün cephede ateş kesilmiştir! - diye ilân etti, ... Mütarekenin yıldönümü münasebetile, Fransız sefiri B, Messigll ve baş Korsolng JerFransız kolönisinden. bir grup.dün saağı onda külsede dini merasim yapıldıktağı, sonra Firiköydeki Pransız mezarlığına gif» mişler, harpte ölen Pramasiarın kabirleri” önlünde, B. Massigi bir nutuk işad etmiştir.