31 Teşrinievvel 1934 AKŞAM TİYATRO TENKİDLERİ: ———— ——— — Azrail tatil yapıyor İ. Galip Arcanın efki kere ikiz ko- Medisini seyrederken kendi kendime üm, kendi kendime söylen- dim: <Güç iş dedim, çok güç iş... Fil vaki tiyatroya çok yabancıyız, sahne bizim için bir emkleme sahası; emek- emekleye doğrulacağız, doğrul- sonra bir hayli sendeleyeceğiz Ve nihayet dimdik yürüyeceğiz; sah- De eseri müellifi ilk adımını atıyor...» Y€ birden irkildim: Şinası, Namık , Ahmed Vefik paşa, İbnirrefik Ahmed Nuri, Hüseyin Suad, Mehmed uf, Mahmud Yasari, Müsahib zade Celâl, Reşad Nuri, Halid Fahri, Yu- Buf Ziya, Faruk Nafiz, Cevdet Kudret, Vedad Nedim, Nazım Hikmet, Necib Pazıl, Celâleddin Ezine... Tiyatro- Muz bu tekâmül safhalarını geçirme- MiŞ mi? Müsahip zade Celâl, Reşad Nuri, Vedad Nedim, Nazım Hikmet, Celâleddin Ezine tiyalronun doğru- luğunu ve sendelemeden yürümeğe ladığını müjdeleyenlerdir. Şu hal- de emekliyen veya sendeliyen eser. l&te artık sahnemizde yer vermemeli. Nasil ilerde Nezim Hikmeti “Unutulan adams ın Celâleddin Ezi- Meyi «Bir misafir geldi» nin fevkinde Görmek istersek, her hangi bir vod- Yil Müsahip zadeden üstün, herhan- &İ bir dram Nazımın ve Celâleddinin fevkinde olmalıdır, bu iki kere iki dört kadar hakikattir. «İki kere iki» İse müsavi dört d müsavi Nevin Akkaya idi. Nevin Akkaya, Necdet Mahfi, Müfld Kiper sahne sanatı ya- Yından fırlıyan harikulâde oklardır. | Necdetle Müfid gibi, Nevin Akkaya da kendini bir hamlede gösterdi. sİki kere iki» komedisinde evinin harikulâde tabii temsili ile dilsiz tak- Ikli yapan Kadrinin başarisinden bag» ka kayde değer birşey bulamadık. Bunları söylemekten maksadımız, Pransa gibi tiyatro edebiyatı ile yoğ- Tulmuş bir diyarda bile sahne ede- biyatının göçmekte olduğuna ret etmek içindir, <İki e iki: den son- TA öâhnemize konan gönç aNSIZ “üellflerinden Marsel Aşarın <Hin- distan cevizi» «İki kere iki; kadar âcemi bir vodvildir, Ancak şunu ilâve | edelim ki, «Hindistan cevizis «İki kere| İki» kadar iyi ve ustalıklı temsil edii- medi. Maamafih edilmiş olsaydı, Marsel Aşar, Galip Arcanın #evkine çıkamıyacaktı. Son Fransiz komedi- lerini gördükten sonra Fransanın mum yakıp Röber dö Fler ile Kaya. Yeşi aramakta olduğunu anlıyoruz. İtalyanın da ayni hâlde olduğunu <Azrall tatil yapıyor» komedisi mey- dana koydu Istanbul Şehir tiyatrosu dram kıs munda oynanmakta olan «Azrail tati Yapıyor» modern bir İtalyan kome. disidir. Adı çok cazib, Tatil yapan Azratl, içtimai hadiseleri, ruhi duygu- ları, dini akideleri altüst edebilir; sa- adet bedbahti olur, istekler veşhe de- Bişlirir, fani dünyadâ kârşılanamı- yan ihtiyaçlar insanları ozer, boğar V8 ölüm yoktur ki balâs çaresi bu- hun... İstanbul Şehir tiyatrosu afişlerinde «Azrail tatil yapıyor» adı. nı gördüğümüz zaman hatırımıza bunlar geldi. Her halde eserin müel- ii muhakkak ki bizim aklımıza ge İsnlerden çok deha büyük şeyler dü- müş olacaktı. Her halde «Azrail tl yapıyor» yepyeni bir mevzudü. Selâmi İzzet Sedes (Devamı 10 uncu sahijede) İzmi vilâyet! dahilindeki çok ço- Hece lara otuzar lira mükâfat ve- İ$ bay Amca... Türk - Rumen ticaret müzakeresi Dün Romanyadan beş kişilik bir heyet geldi, yakında müzakere başlıyor Türkiye ile Romanya arasında bir ticaret anlaşması akdi için müzake- reye başlanması kararlaşmıştı. An- laşmayı müzakereye memur edilen Rumen heyeti dün, Romanya bandı. rah Dacya vapurile Köstenceden şehrimize gelmiştir. Heyet beş kişi. den mürekkeptir. Bükreş sefareti- miz ataşe komersiyalı B, Nejad da heyete refakat etmektedir. Burhan Zihninin riyasetindeki Türk heyeti de Ankaradan gelir gel- mez ticaret anlaşması için müzake- relere İstanbulda başlanacaktır, He- yetimizin bu sabah gelmesi muhte- meldir, Rumen ticaret heyetini rıhtımda Ticaret Vekâletine merbut daireler erkânı karşılamıştır. Dün bir Alman vapuru geldi Vapur tütün yükleyip Var- naya « çıkaracak Eylül başlahgıcındanberi ilk defa olarak limanımıza dün Alman Yandıralı bir vapur gelmiştir. Gelen vapurun ismi Arkadadır. Vapur Varnadan gelmektedir. Bugün de gene Varpadan Alman bandıralı Dellas va- puru gelecektir. Yapurlar tütün yüklemek- tedirler. 18 Teşrinievvele kadar gelen Alman menşeli mallar ithal edilecek | kşamına kadar Alman- yadan limanımıza gelmiş bilcümle Alman menşeli malların lekete ithali için dün ak üzeri telefon ile Ankaradan rükler başmüdürlüğüne emir gelmişti, Adliye binası Eski Şürayı Devlet dairesi tamir edilecek i 18 teşrinlerv Tapu dalresinde bulunan hukuk mahka- melerinin birteştiri çin eski Şürayi- devlet verilmesi karar- laştarılmıştı. Bina adliyeye tamamile dev-, akat çok eski ve harap bir halde bulunan bu binada tamir ve tadilât yapılması lâm ge) dir. Yapılan ke- sifte bu tadil ve tamir işlerinin sekiz bin liraya çıkarılabileceği tesbit edilmiştir. İstanbul Nafia müdürlüğü bu işi müna- kasaya koymuştur. Bir kaç gün sonra mü- teahhidn ihale edilecek ve derhal tamire başlanacaktır. İnşaatı bitmek üzere olan Üsküdar wd- ı bu syn on beşinde adliyeye ilmi ve Cümhuriyet bayramına kadar Üsküdar adliyesinin yeni binaya yerleşme. si kazarle şurılmıştı.. Fakat bazı mâniler yüzünden Inşaat gecikmiş ve devir işi ikin- titeşrinin an beşine kalmıştır. Devir alınır alınmaz derhal açılma merasimi yapılarak adliye. dalrrieri -yeklerine yerleşeceklerdir. * Bâykozda oturan Mehmedle Paşabah- çede oturan Kâmil iş yüzünden biribirlerile kavga etmişlerdir, Kâmil Mehmedi demir- | le başından ağır surette yaralamıştır. * Kaptan ve makinisiler ermiyeti, bu ayın 24 ünde toplanarak yeni idare heye- tini seçeceklerdir. Toplantıya, Denizyolları ve Limanlar umum müdürlüğüne mensup âza, iştirak etmiyecektir. Beyazıdda harap Çiftesaraylar mev- kiinde bir İlkmektep yapılacaktır. Mekte- bin etrafi bahçe olarak tanzim edilesektir. k Güneysu vapuru, buğün Karadenizden limanımıza dönecektir, .« İyi amma zahmetle mükâfat ara- sında nisbet yoki... “neceği sırada muvai Dün gelen Romanya ticaret heyeti Karilerimizin mektubları Müesseselerde padişah isimleri yda İlk tahsilimi Eyüpteki (Fu tebinde bitirmiştim. Bu di bilmem kaçıncı mektep surelinde tesmiye edildiğini görüyor ve işitiyo- rum, Hamidiye ve Mecidiye kruvazör- leri, sayısız Hamidiye ve Mecidiye köy- leri, Sleymaniye, Sultanselim, Seli- miye, Fatih, Sultananmed, Beyazıd. Şehzadebaşı camileri, Haseki hastans- si, Pertevniyal mektebi, Valide çeşmesi, ve daki rlıyamadığım, fakat düşü yapan ve tesis eğe leri durur ve —Kullanılı Mehmed Raşadin iyi bir e dindar bir adam olması dulayısile ha- ram paraya değil, hakikalen kendi mu- hassasatından yaptırdığı bir mektep- ten İsminin alınması biraz tuhaf ol- mujor mu? Başinei Mehmed padişahları ara muştur. aflığile Osmanlı on zararsızi ol- e ya hep ya hiç. Olmalı. Beşinci behined Reşadın avukatı de- gillm amma, eğer ataksak me- Dani vesaireden Padişahların Xyız.. Mehmed M. Gözalan Reşadin kababati ne? Küçük haberler: warında birkaç ew 40- dini yakalamış- n bir kasmı * Polis Eyüp vi yan Şaziye isminde bir tır. Şaziyenin çaldığı meydana çıkarılmıştar. # Müddelumumi B. Hikmet Onat, dün akşam üzeri emniyet müdürü B. Muzaf- fer Akalını makamında ziyare$ etmiştir. 4 Üsküdarda oturan Kuriret isminde bir genç, dün Beşiktaş iskelesinden vapura bi“ nize düşmüş ise de fından kurtarmıştar. n Loman evinde tahta gil yağı kayarak düşmüş, bel kemiği dan Nümune hastanesine kaldırile mıştır. 4 Fındıklıda orüran Ahmed isminde hi- ri, dün caddede yürümekte iken sara has- talığının tesirile düşüp yaralanmıştır. Şevket ve Mustafa adlarında iki kişi Alemdar ve Cağaloğlu civarında evlerin duvarlarını. delerek içeriye girip birçok eşya aşırmışlar va yakalanmışlardır. Dün adliyeye teslim edilen iki hiraz yedinci sorgu hâkimliği tarafından tevkif edilmiş- lerdir, ». Meselâ altı çocuk yapmış bir ana bu para ile ancak kendini bir doktora gösterebiliri... bir fotograf makinesini zorla! | hakeme başka güne kalmıştır. Bay Amca ve çok çocuklular li Kömür fiatleri kontrol ediliyor Fiatin yükselmesi için sebeb | görülmüyor Belediye, Sömikok kömür satışlarında | #htikâr olup olmadığını tesbit için tedkik- ler yapmağa başlamıştır. Son günlere ka- dar Istanbula Sömüikok gelmediği için flat- lerin yükseltildiği - anlaşılmıştır. Arcak, 4 gündenberi şehi kok gelmeğe başla- dığından fiatlerin yükseltilmesine sebeb görülmemektedir. Kömürcüler o bundan başka Belediyece teklif edilen nakliye masrafını az bulduk” larından dolayı fintleri yükseltmek zarure- tinde kaldıklarını bildirmişlerdir. Belediye, Zonguldaktan Istanbula kömür nakliye üs- retini ton başına 225 kuruş olarak Halbuki vapur ı olmıyarak daha fazlı istedikleri iddia edilmektedir. Kömürçüle- rin bu iddiaları da tedkik edilecektir, Altı zorba Bir kadının el çantasını ve alan 6 kişi yakalandı İlyas, İsmall, hlehmed, diğer İsmali, Mah- mud, Alt adlorunda altı kişi Kâğıdnane ile | Hürriyettepesi arasında gezmekte olan Odet adında bir genç Kızla Hüseyin adıda bir delikanlıyı yakalıyarak eilerindeki 10- toğraf makinesile sehpayı ve Odetin el çan- tasını zorla alıp kaçmışlardır. Vakadan biraz sonru yakalanan altı iaaz- hunuh ikinci ağır ceza mahkemesinde mu- hakemelerine başlanmıştır. Manzunlar yakalandıkları zaman suçla” | rını Hira? etmişler, bunlardan İsmail fotoğ- raf makinesini Mecidiye köyünde toprak | altına gömdüğünü söylemiş ve makine ora- | da bulunup çıkarılmıştır. Fakat maznunlar | mahkemede suçlarını bumamile inkâr et- inişlerdir. Şahidlerin dinlenmesi için mu- # Belediyenin bir tek un çeşidi kabul ederek değirmencilere bildirdiğini yazınış- bik. Değirmenciler bu unu çıkarmağa baş- | lamışlardır. Yeni çeşni ekmekler, önümüz- deki pazartesi gününden itibaren piyasaya çıkarılacaktar. Bugün Edimeden şehrimize 156 izel gelecektir. İzciler, yarın şehrimizden hare- ket edecek olan 320 izci ile birlikte Anka- raya gidecektir. X Cinsi meydanındaki çöp abhırlarında hayvana 3u vermekte olan nezafet amele- sinden Şükrü, beygirin vurduğu bir çifte ile ağındaki , bütün dişler dökülmüş, poli$ tarafından Cerrahpaşa haslanesine kal- dırılmıştır. «. Çok çocuklu olmanın mükâfatı bundan ibaretse eyvahi... : SOHBET Derkenar K YENİ SÖZ, — La Bruyöre kitabına; «Dünyada söylenilmedik söz kalma- mıştır. diye başlıyor; bu sözü ondan evvel de kim bilir kaç kişi söylemiştir. Hiç şüphesiz yanlış değil: bugün ileri sürülen her iddianın geçmişte birçok benzerlerini bulabilirsiniz; bir Fransız muharriri de, insanların şimdiye ka- dar icad ettikleri hikâye mevzuğları- nın kırk altıyı geçemediğini isbat et- miştir. Bu hakikatin daima tekrar edilme- si lâzımdır: hem kendilerinin yepyeni, emsalsiz sözler söylediklerini sanan- ların nahvetini kırmak; hem de öle- kilere, hiç kimsenin temas etmediği bir mevzuğ bulamadıklarından yaz- mağa çekinenlere cesaret vermek için, Bir kitap vücude getirmenin bir hü- ner, bir mölicr olduğunu söyliyen La Bruyöre'in o sözü kitabınm en başına koymasında elbette bir hikmet var- dir. Zannederim ki. şunu demek isli- yor: «Bu kitapta bulacağınız fikirlerin hiç kimse tarafından söylenilmemiş şeyler olmadığım bilmiyor değilim; buna rağmen söylüyorum, çünkü bir fikrin kıymetinin kendisinde değil, söye leniş tarzında olduğunu da bilirim. Benim söylediklerimi daha çok kimse- ler söylemiştir, fakat hiç kimse benim gibi söylememiştir. İyi veya fena.» Dikkat edilince, Musset'inin; «Benim ! bardağım küçüktür ama ben barda Zımdan içerim» sözü ile La Bruyöre'in sözü arasında bir zıddiyet değil, belki bir ayniyet vardır, Her ikisi de şahıs- larından emin, her ikisi de kıymetleri- ne güveniyor. Ancak Musset'de daha ziyade saflık var: övünerek, cirafa meydan okuyarak söylüyor; La Bruyö- re ise bir neviğ tevazuğla, yavaşça an- latıyor. " YÜKSEK EDEBİYAT, — Sinema ilânlarınım methettiği artistlerin veya akademilere kabul edilen, onlardan mükâfat gören muharrirlerin kıymet- lerine inamverenlere güleriz. Onlara gülmekle şüphesiz haklıyız: zavallılar kendi kendilerine hüküm veremiyor. lar, başkalarının hükümlerine de ça- buçak kanıyorlar, Fakat onlarda gördüğümüz bönlük, sinema ilânlarında methedilen artist- lerin, akademilere alınan muharrirle- rin muhakkak kıymetsiz olması lâzım geldiğine inananlarda da yok mu? On- lar da, bu hareketleri ile, sinema ilân- larına ve akademilete itibar ettikleri. ni, o gihi şeyleri birer ölçü saydıklarını göstermiyorlar mı? Nece kimseler ta- nırım ki Shakespeare'i, Racine'i, Goet- he'yi, şu yarı - okumuş denilen kimse. lerin Dekobra'yı, Clfment Vautel'i sew dikleri gibi severler; heyecanlarında hiç bir fark yoktur, ancak kendilerini heyecana getiren isimler değişir, On- lar da o büyük muharrirleri, gerçekten anladıkları, zevklerine vardıkları için değil, onları beğenmek lâzım geldiğini başkalarından öğrendikleri için se verler, Mamafi bunları yine ötekilere ter- cih ederim. piş TİTİZLİK, — Bazı kimselere tariz ediyorlar: «Siz her şiiri, her kitabı mu hakkak beğenmemek, kusur bulmak için okuyorsunuz.» Doğru, böyle her şeye yukarıdan, hakir, fena görmek arzusu ile bakanlar var, Fakat birçok Nurullah ATAÇ (Devamı 10 uncu sahifede) B. A. — Hayır, bu kadar değildir, çocukların büyüyüp âileye edecekleri yardımı da hesaba katmalısınl...