AKŞAMDAN AKŞAM Kiler Gazetelerden birinde rasladım: Ak Manlar kileri mehetimişler, Gerçi tâbir böyle değil: «Kiler» sö- sü geçmiyor; fakat o demek: Kime » hem de gelişi güzel bakkaldan » hem de gelişi güzel güzel bakkalla- min birinden değil, kendine tahsis edilenden - alacakmış. Sakın ha, ol- maya ki, evinde erzak vesair yiyecek- ler deposu yapmağa kalkmıyacakmış. Aksini yapmak, hiyaneti vataniye Bİbi birşeymiş! yi düşünerek ihtiyat (yiyecek Saklamak! Bunu yalnız insanlarda değil, böceklerde bile bir ilerilik nişa- Nesi telâkki ediyoruz. Karıncalar di- ğer haşarattan bu ameliyeyi yapabil- dikleri için enteresandırlar, oEcdad, bizden, ev iktizadiyatı o hoktasından müterakki idi, Çünkü, şimdi ekseri- mizin yaptığı gibi, ahretlik kızın eline bir şişe vererek; — Haydi git, şunun içine yüz pa- ralık zeytinyağı, yüz paralık ta sirke doldurt, Misafire salata hazırlayalım! * demezdi, En fakirlerin evinde bile kiler var- dı. Ve bu usulün beti bereketi olurdu. Evin kadınları mevsimine göre Sıra sıra reçelleri dizerler; bolluk devre- #inde ucuz düşürülmüş her türlü yiye ceği, soğanından sarmısağına kadar, bu mütevazi erzak depolarının tava» nina hevenk hevenk asarlardı. Geçen harp, kileri fiilen lâğve! bu seferki de hukukan yasak ediyoı Allah bizi harbden olduğu gibi bun- dan da korusun. Kilerciliği teşvik €den şu ramazan ayında eski ananeyi hasretle analım ve evlerimizde ihya- Sını dileyelim, Boğüzın bir köyünde oturun akra- bamdan nur gibi bir ihtiyarcık vardır. Ne zaman evine uğrasam: Açsındır, oğlum! - diye «ince kilerinden» önüme bir tepsi kahvaltı çıkarır, O ne peynirler, zeytinler, reçeller... Her biri sen iyi yerinden ve zamanın- da» alınmış... Hiç bir five - o'clock'un. Sandviç ve gatolarında bunların lez. zeti yoktur, «İnce kiler» tabirini demin bana kıymetli edip Refik Halid hatırlattı: Bu, eski evlerin öteki kilerinden şu Suretle ayırd edilir - diye tarif etti: - Anahtarı, efendide, yahut hanımda- dır; içinde de en nadide yiyecekler vardır. Meselâ diğer kilerde âdi zey- tin, beyaz peynir, çamaşır ve bulaşık Sabunu varsa, bunda kalamatanın en iyisi, dil peyniri, havyar, üryani , mis sabunu vesaire... Şimdilik incesinden vazgeçtik; fa- kat kiler âdeti Almanyadaki yasağın aksülâmeli olarak da, şu ramazanın kudumu şerefine olarak da, hattâ | milli tasarruf, müreffeh aile mefhum- İarı bakımından da ihyası değer bir Adettir. Kavunozlardan raflara diziler yap- mak bir kolleksiyoncu zevkidir. Her Şeyden sarfınazar, insanın evinde böy- le bir köşecik bulunması kalbine - ve Midesine - ferahlık verir.. o Kesesine de bolluk caba... (Vâ - Nü) Açık muhabere; Bayan Feride Çınara: Hastam olduğu Wordukunuz sunle cevab vermekte gecik- Yakında bir hikâye ile anlatacağım. Kanserden bahseden bir romanımı ve bir bikâyemi okuyarak kendinde kanser te- Yehhüm ettiğini ve âsabinin bozulduğunu Söylenen Ankaralı karleme sKanserli adam bu hastalığı kendine kon- ŞEHİR HABERLERİ Cümhuriyet bayramı hazırlığı Program hazırlandı, bugün matbaaya verilecek Cümhuriyet bayramını tesid komisyonu dün de İstanbul emniyet direktörü B. Mus zafferin riyaseti altında Parti merkezinde toplanmıştır. Program, basılmak üzere bu- gün matbaaya verilecektir. Ayrıca, kaymakamlardan mürekkeb X)- misyon da dün Belediye o reis muavini B. Lâtfinin riyasetinde toplanmıştır. Kayma- kamlar, kazalardaki tenvirat işile meşgul olacaklardır. Her sene olduğu gibi bu yıl da İstanbul Vali ve Belediye Reisi tarafın» | dan bir balo verilecektir. Balonun inşaatı bitmekte olan Taksim gazinosunda verii- mesi mukarrerdir. Büyük resmigeçid de Taksim Cümhuriyet âbidesi önünde yapıla» tak, gece şehir başlan başa tenvir edile- cektir. Yeni pul serisi Paata idaresi, Erzurum şimendifer hattı- Din açılması hatırası olarak yeni bir seri pul çıkaracaktır. Pullar 3, 6, 75 ve 125 kii ruşluk olacaktır. Bu pullardanı 35 bin aded basılmıştır. Yeni pullar, 20 teşrinlevveld? satılığa çıkarılacaktır. Edebiyat fakültesi 23 EE 21 erkek mezun oldu İstanbul Üniversitesi edebiyab fakültesi imtihanları dün bitmiştir. Edebiyat fakül- tesi edebiyat şubesi mezunları şunlardır” Bayan Kalbiye, Fikret Melâhat, Bay Ca- hid, Mustafa Gürses, Ali, Şükrü, İbrahim, Ahmed. Tarih şubesi mezunları: Zahide, Bükriye Atalay Sıdıka, Belkis, B. Şevki, Ömer, Halid, Muzaffer, Şerefnur, Muhlâ- din, Ali, Ekrem, Niyazi, Yusuf Ziya. Coğrat- ya şubesinden: Sabahat, Samime, Bedia, Bs - ma, Muzaffer, Fethiye, Nerime, Fahriye, Yaliha Rüveyde, Macide, Zeki, Şinasi, Mas eid, İsmail, Şazi, Felsefe şubesinden: Ar- tin, Fermine, Turan. Römanoleji enstitü” sünden: Sxlka; Eti-Bömer fiolojisinden* Münire, İstanbul Üniversitesi edebiyat fakülte sinden 23 ü kız, 21 i de eçkek olmak üzere 44 talebe mesun olmuştur. Ham madde ihtiyacı tesbit ediliyor 15 gün kadar evvel İktisad Vekâleti, mın- taka iktismd müdürlüğüne gönderdi şi emirde. şehrimizdeki sanayi firmalarının ham madde ihtiyarlarının tesbitini bildic- | mişli, O vakittenberi, şehrimizdeki sanayi» eller, ihtiyaçlarını bildirmeğe başlamışlur- dır. Sanayl müdürlüğü tarafından dört bias yakın ticaref ve sanayi müeasesesine sene- lik ham madde ihtiyaçlarının n8 nisbette olduğu, ve hansi mcubadan temin edildiği hakkında #üaller sorulmuştur. Bu aükete, şehrimizdeki alikadarların yarısı cerab vers miştir. Cevaplar, ticaret « sanayi mü dürlüğünde tasnif edilmekte nif ns- ticesi, bir raprr halinde Vekâlete arrdile. cektir, Ham madde işini halletmek için y3 ni bir kanun çıkarılması mutasavverdir. 100109000 durmaze diye bir tetebbü Yazısı okumuğ- tum, Binaenaleyh hastalığınızın başka gey olduğunu size tebşir ederim. O menhts illetten ölen meşhur proteğör. | ler bile diğer vücudlarda binlercesini £sj- his ettikleri halde kendilerini öldüren ille. tin sebebin m dakikaya kadar anlıyama- mışlar. Bu arada bizim merh Numan paşayı gösterirler Öyle bir fikri istemiyerex dimağınıza yer- leştirdiğime müteessirim. mşallah bu satır- larımla kötü ve mevhum intibamızı silg- rim, B. K. Yaman'a: Son kâğıd buhranı dolayısile muvakka- ten naşriyatını tatil eden Resimli Haftada yarı kalan «Onu elimden aldıne isimli rv- manım yine aynı meocmuada devam &de- cek. Fakat sahibinin bu mecmuayı nö ya- man çıkaracağını bilmiyorum. Karilerimizin mektubları Bu kırta yeciliğin önüne geçmek lâzım Bir kariimiz yazıyor «Geçen gün bir muharririniz Beyoğlu dairesinden inşaat için ruhsat almak üzere lâzım olan müze pulu yüzünden çekilen - sıkıntıları bikâye ediyordu. Orada bundan daha mühim bir vasiyet vardır; zannederim Xi maruz kalma- mışlar, Inşaat harcı heyeti fenniyeden yazı- ları bir kâğıd üzerine muhâsebeye gön- derilir. Burada yalıracağınız 25 - 30 ktruş için beş defa odu değişti tlyor ve üç çeyrekten evvel kurutul mak mümkün olmuyor. Evrakta kıy- mek yazılı olduğu halde (Eski ve yeni kıymeti nedir?) diye bir derkenar da- ha yazılıyor. Yeriniz Şişlide ie oraya kadar yeniden gitmek mecburiyeti hasıl oluyor ve muamele günlerce ü- rükleniyor. Bu kırtasiyeciliğin önüne geçilirse gayet yerinde bir iş görül- müş olur. Çocuk düşüren kadın Mahkeme dün tevkifine karar verdi Müddeiumumilk bir çocuk düşürme va- kası etrafında tahkikata girişmiştir. Şim- diye kadar yapılan tahkikata nazaran bir dükkânda çalışan Cemile adında genç bir kadın son aylarda gebelik ârazı göstermiş ve geçenlerde ienbire ortadan kaybol- muştur. Bir hafta kadar geçtikten sonra Cemile tekrar dükkâna geldiği zaman vü- cudündeki değişiklik ve kansızlık nazan dikkati celbetmiştir Cemilenin vaziretinden şüphelenen dük- kân sahibi derhal alâkadar makamlara ms- 1ümat vermiş ve müddelumumilik tahkika- ta başlamıştır. Cemilenin çocuk meselesini Inkârı Üzeri- ne keüdisi hastaneye gönderilerek muaye» ne ettirilmiş ve muayeneyi yapan doktor bunun sekiz aylık bir çocuk düşürmüş o!- duğunu bildirmiştir. Müddelumumllik tarafından dinlenen $â- hidler de bu kadının aylardanberi gebelik âram gösterdiğini söylemişlerdir. Fakat ©: mile bu iddiaları tamamile reddederek 4 cuğunu nasıl düşürdüğünü ve cesedi n$ yaptığını bir türlü söylememiştir. Cemile dün Sultanahined . birinci sulh ceza mahkemesinde sorguya çekilmiş ve tevkifine karar verilmiştir. | Kaptan ve makinistler cemi- yeti yeniden ihya edilecek mi? Kaptan ve ma re heyetindeki ân Lâ! ettiğini, semiyet bina: fından mühürlendiğini Ş Haber aldığımıza göre cemiyetin İstifa etmeyen idare heyeti â Münakalât Vekâletine imüracaat ederek cemiyetin yeniden ihya- sına mümade istemiştir. Vekâletin bu mü- eği belli değildir. a n ve mâkinistler ca- miyetinin rmakta olduğu Deniz mec- müasının sn sayısı intişar elniştir. Ç imiyet ihya edilmediği takdirde bu mecmua- nın da intişarına imkân görülmemektedir. Bin yâtaklık hastane Bin yataklı hastane plânı Nafia Vekâ- letince tasdik iştir. Hastane Mecidi- ye köyünde yapılacaktır. Bu cihelle şehrin imarı plânda da bast tadilât yapılması 1cah etmektedir. nanların isimlerini yarınki nüshamızda neşrediyoruz. İhtikârla mücadele komitesi toplanıyor. Karyola fiatlerinin yüksel- mesinden şikâyet edildi Perşenibe © günündenberi Loplânmamış olan ihtikârla mücadele komitesi, bugün toplanacaktır. Komiteye yeniden bazi ih- | tikâr ihbarları yapıldığı söylenmektedir. | Bu arada karyola fiatlerinin sebepsiz yük- seldiği de bildirilmiştir. Evvelce verilen ka- Tara göre, 31 ağustos akşamına kadar olan flatlerin bu tarihten sonraki satışlarda es tutulması, ve ellerindeki stok mallar | hakkında mıntaka ticaret müdürlüğünde | derhal beyanname verilmesi sanayi ve t- caret erbabına bildirilmişti. O günden 3i- | baren birçok mal beyannamesi verilmiştir. | Bu arada şehrimizdeki karyola satıcıları nın ellerindeki mallar da tesbit edilmişti. 1 eylülden itibaren karyola imalâthaneleri- nin elde mevcud stoklarına zamimeten (9 | tördikleri ham maddelerinin yükseltilmiş fiatlerini esas tularak satişlara başladık» ları bildirilmiştir. Evvelce 30 liraya satılan bir karyola buğün 56 liraya zor bulunmak- tadır. Karyolacılar, fiatlerdeki yüksekliği göstermeğe çalışmaktadırlar. Bu ve kâr ihbarları ihtikir kömütesinde Tı tedkik edilecektir. Sırnaşık aşık Kendisine yüz vermiyen kadının kemiklerini kırdı Emine isminde bir kadın. ötedenberi pe- şini takip etmekte olan Mehmed isminde birinden bizar olmuştur. Mehmed dün, bir aralık gene Emineye ras gelmiş ve birçok defa söylediği sözleri, kadına tekrarlamıştır. Emine; Mehmsde son bir ders vermek üzere ağzına geleni söylemiş ve bir daha kendisile meşgul oi- mamaşinı İbtar etmiştir. Bu ihtara fevkalâde kızan Mehmed, ka- dının kaburga kemiklerine doğru birkaş yumruk sallamış ve kadının birkaç kemiği nin kırılmasına sebep olmuştur. Rmine, <- nlan kemiklerinden dolayı bir türlü doğru- lamamış, nihayet zabıta memurları tarafın» dan bir olomobille Haseki hastanesine nak- ledilmiştir. Polis, Mehmedi yakalyarak adliyeye vermiştir. Küçük haberler: X Hasan, Faik, Dursun isimlerinde üç kayıkçı ile Haydar isminde bir mütşeri para meselesinden kavga etmiş, üç kayıkçı bir olup Haydar yaralamıştır, Polis, kayıkçı» ları yakslıyarak mahkemeye vermiş, Hay- darı da tedari altına aldırmıştır. X Orhan ve Hasan isimlerinde iki Xişi bir sünnet düğününde, Hasan ve Bayram adlarında diğer iki arkadaş da Beyoğlunda içkili bir lokantada ön derece sarhoğ olup umumi istirahatı selbettiklerinden polisce yakalanıp mahkemeye ne karar vermiştir. Dün, maarif müfettiş- lerinden birisi, birliğe müracaat ederek kurulması mutasarver mekteplerin mahi- yelleri hakkında izahat istemiştir. # Dün, Belediye müfestişleri Şişli ve Kur» tuluş nahiyelerinde muhtelif fırınlarda bir tarama teftişi yapmışlardır. Teftiş netice - sinde gayri nizami olarak İvral edilen 123 ekmek ile 119 francala bulunarak müsade- re edilmiştir. * Dün. İnebolu sahillerinde İnesbutun | önünde denizde yüzen bir ülmüş. | tür. Bugün, bir müfrez; derileceklir. | ride her hangi Di şimdiden iht radan şehrimiz miştir Baç, demir alım süratle yapılmasının ter dirilmiştir. »* 6 eylül tarihli karar rüklerde bulunan malların ithali için Ci. caret Vekliletinden gümrükler baş müdür- lüğüne müsaade gelmiştir. 31 ağustos akşamına kadar gümrüklere gelip de bedelleri ödenmemiş Alman meri- şeti mallar için henüz bir emir gelmemiş- imesi, Arkas . alâkadarlara bildiri” mında mu ni de 2 göre güm- .. Nihayet Ramazana da karıştı. | Baksana iftar saatlerinde Galata ku- lesinde projektör yanacakmış!... y Münasebetsiz kayık, saygısız Bülbül Bir karikatür görmüştüm. Nevyork sergisi dolayısile Amerikaya giden Avrupalı seyyahlar asri bir tımarha- neyi geziyorlar. Tımarhanede reh- berlik eden adam bir masa başında olurmuş garip garip bir takım resim- ler çizen bir genç kızı işaret ederek seyyahlara izahat veriyor: — Efendim, işte bu gördüğünüz genç kız zararsız bir delidir. Kendisi- nin ressamlıkla filân da alâkası yok- tur. Ona bir masa verdik. Birkaç ka- lemle, önüne bir tomar kâğır yığ- dık... Bir takım acayip şekiller çize rek bunları yeni kadın şapkaları mo- delleri diye piyasaya gönderiyor. Şim- di kendisi bu yüzden milyoner ok muştur. 1 Şimdiki kadın şapkalarına baktık- ça İnsan hakikaten bunların model- lerinin asri hapishanedeki deli kizın elinden çıktığına inanacağı geliyor. Çoktanberi şöyle güzel bir filim seyretmemiştim. Geçen gün kalktım, bir sinemaya gittim, Önümde İki genç ve şık kadın oturuyor. İkisinin de şapkaları sanki oyarabet cihetinden birbirlerile müsabakaya girişmişler gibi idi Hele tam önümde oturan genç kadının şapkasının tepesinde kumaştan kayık şeklinde bir parça vardı. Hani çocukluğumuzda kâğıdı evvelâ dörde katlıyarak, sonra da ke- narlarından açarak yaptığımız acayip kayıklar vardır ya... İşte onlardan... Filim başladı. Lâkin önümdeki ka- yık yüzünden artistlerin ancak yarı bellerinden © yukarısım o seyredebili- yordum. Biraz şöyle yan tarafa eğil dim. Yani kayığın sağ tarafına geç tim. Olmadı, Gene perdeyi göremiyo- rum. Sola doğru kaydım. Kayığın sol tarafından bakacak oldum. İmkân- sız... Gene rahat rahat sinemayı sey- retmek kabil değil... Kayığın burnun- dan baktık gene olmadı. Arka tarafın- dan gözlerimi uydurdum. Nafile. Ka- m İskele tarafından, sancak cihetim. den, burnundan, arkasından, nere siden bakarsam bakayım perdeyi iyi- ce göremiyordum, Yanımdaki arkadaşım benim sinir- lendiğimi görünce bir fedakârlık etti: — İstersen yerlerimizi | değiştire. İlim... Belki buradan daha iyi görür- sün... dedi. Yerleri değiştik, Yağmur dan kaçarken doluya tululmuşum, Şimdi de önümdeki kadının şapkası- nın üstünde acayip bir kuş vardı. Bülbül mü desem? Kanarya mı de- sem? Kuşlardanda pek anlamam ki... Fakat daha ziyade bülbüle ben- zettim. Bu sefer de bülbülün sağ ta- rafından baktık, sol tarafından göz uydurmağa gayret ettik, Boşuna zah- met... Ben hayatımda bu kadar münase- betsiz kuş, bu kadar saygısız bülbül görmedim. ımda bir makas bu- lunmuş olsaydı, önümdeki kadınlar filime dalmışken şu bülbülün kanat- larını keser, onu adamakıllı kuşa benzetir, kayığın da iki tarafını bu- dardım. Bu sırada genç kadınların önüne bir erkek oturdu. Henüz şap- kasını Çıkaracak derecede 'yerive yerleşmemişti. Genç kadınlardan biri yeni seyirciyi hemen dürttü: — Lütfen şapkanızı çıkarır mest niz... Perdeyi göremiyoruz... dediler. Ne buyurulur? Bu egoizme ne denir? Hikmet Feridun Es B. A. — Güzel bir keşif amma lü- zumsuz! — Acaba?... B, A. — Öyle ya, o saatte oruçlunun gözü dünyayı görmez... * gi