“30 Eridi 1939 — Evinin kapısını ve Vitava nehrini özleyen Çek kızı eçen akşam üç arkadaşımla beraber numaralarını değiştirdiğini iddia eden barlardan birine gittik. ilenüz erken olduğu için barda birkaç müşteri vardı, Masalarda ikişer, üçer oturan kadınlar yüksek sesle ve arada esniyerek biribirlerile konuşuyor, şakalaşıyorlardı. Bunlarm ekserisi Ala. cardır. İçlerinde tek tük Yugoslav, Rumen ve Bulgar kızlarına tesadüf edilir. Takma bir neşe ile dolaşan, zorla gülen, yorgun, mağmum, can sıkıntısı ve bıkkınlıkla dolu çehreler... Yanımızdaki masada tek başına oturan, az çok örselenmiş olmakla bera- ber dörtbaşı mamur bir güzelliğin lâtif hatıralarını hâlâ muhafaza eden, uzun boylu, sarışın bir kadın dikkatimizi üzerine çekti. Vücudünü oturduğu sandal- yeye bırakmış, cıgaranın birini yakıp birini söndürüyor, savurduğu dumanlar arasmda uzak hayalleri bulmağa çalışır gibi düşünüyordu. Kadının hali bize hüzün verdi, ona doğru eğilerek lâf olsun diye: «— Siz de Macar mısınız» diye sordum. Başını ağır ağır çevirdi: «— Hayır, dedi, ben Çek'im» ve derin geçirib tekrar sandniyeye yaslamırken ilâve etil; «— Yani allı Çek!» v Alâkamız onu rüyalarından kurtarmıştı; bitmek üzere olan cigarasıni söndürmeden evvel yenilemek için çantasından paketini çıkardı, içinde kalma- dığım görünce bize dönüp: «Bir cigara verir misiniz?» dedi, uzattık. Fransızca konuşuyordu. Pragda doğmuş, bir liseyi bitirmiş, onu evvelâ aşk, sonra sanat harap etmiş. 18 yaşında iken bir ilkbaharla beraber başlıyan ilk aşkı feci bir sukutu hayalle sona ermiş. On sene Prag Operasında çalışmış, memleketi düşman islilâsına uğrayınca kaçan bir kafileye karışıp Yugoslar- yaya geçmiş ve rüzgür onu Belgraddan Atinaya, Atinadan İstanbula atmış. «— Şimdi ne düşünüyorsunuz?» dedik. Evvelâ «hiç» dedi, sonra ezberden bir şiira okur gibi «kaybolan memleketimi düşünüyorum, diye mırıldandı, güzel Prağı, her gece sabaha karşı tek başıma geçtiğim sokakları, çantamdaki kü- | çük anahtarla açtığım kapıyı, soğuk odamın penceresinden seyrettiğim Saint Vit katedralinin kulesini ve onun aşağısında sessiz akışile çılgın arrularımı. yatıştıran Vltava nehrini özledim» O esnada bara gelen yeni müşteriler güzel Çek kızın masalarına davet ettiler. Viski ve şarap şişelerinin açılmasından yarım saat sonra onun berrak bir su gibi dökülen kahkahaları barı çınlatıyordu. Artik sarhoştu, cazbandın | kemancısı başında Tuna havuları çalıyordu. Saat bire doğru koşar gibi dans mahalline fırladı, Cazbandın oynak havalarına karışarak şarkılar söylemeğe, çilgin gibi dönmeğe başladı, hiraz sonra yoruldu. Cazband susunca garsonun kolunda saçları darmadağınık, masalardaki müşterilere salaşarak yerine dönerken bizim masanın önünde durdu, Süzülmüş gözlerle yüzümüze baklı, sonra serbes olan sol elini oynar gibi yukarı kaldırarak havada çevirip par- mağını şaklatırken: «Yani zavaltı Çek!» diye bağırdı. Perişandı, Garson onu masasına doğru götürürken hesabımızı görüp bardan çıktık. Şevket Rado İki Üüyünei altı ay birlikte yatıp kalkacak Amerika Mütt ü iki rakip boğaz boğaza kavga ede- auyağa hkemeye geld ti € Mlunan biak Creory ve Mak vihayet ekrar tireinden | her ikisini de altaş apse mah- miş ve ister istemez anlaşmaları için öerede yatıp kalkmaları yemek yemelerini şar düşmüşlerdir. | tine bu davalardan usanç İ Küfür, küfür değilmiş Garbi Almanyada Münster de bir dava garip bi hakaret ve ş, memur işittiği şeyle: sözlerin Kalonyad y adığını anlamak istemiştir. Memur bu şehirde böyle sözlerin dostlar arasmda söylenmesi mutad ve teamül ol- 1 ilâve eteniştir. Hâkim papadan 2i- gösteremediğinden Yataksız vagona gitme- | blar eteciştir. Bu ihtardan fena halde lan yolcu Kondüktöre ağ len küfürü basmıştır. Memur da zabıtaş ir. Yolcu devlet memuruna Sovyet rejiminin şefi J. STALIN Beyn 1 siyase en ziyade ismi geçen Stalin'in asl soyadı Cugaşvilidir. Küçük is- mi Jözef'lir. Kendisi Tiflis civarında Ya: bertaraf lerin baline ede. s O kündürm Kafkasyada 1819 7 da doğdu. Babası kendisini pa- paz yetiştirmek istiyor- da. Bu niyetle okuttu. Fakat küçük Josef on yedi yaşındayken Tiflis llhiyat o fakültesinden birl, azimli ve teşkili çıdır. (Müstenr bir sözdür.) Fiususi ha- yalında alayişten hoş- lanma ODelma avcı ceketi tarzında, cepleri dışarıda yakası kapalı bir elbise ve kasket, çizme giyer. Stalin 0p8- rayı sever; bir filmi dört kere seyrettiği vakidir. Kitab okumaktan çok boşlanırda da ekseriyet le kıraati siyasi mevzu- tini kazanmış, sanra büs bütün ihtilâl hareket- ine kartşeaşlır. Sos- yal demokrat fırkasının fani bir uzvu oldu ve Ras - Japon muharebesi sıralarında komünist J. Stalin tırkasına imtisub (lara dal i Uzunca boylu, sağlam yar k için birçok defalar tev r. Rusçayi gürcü şivesile konuşur. Xi ve hapsedildi: Sürüldü. 1917 ibtiür Üzerine menfa hayatından k Pravda © gazetesinin başmuhar Stalin, Leninin en Yakın arkada biriydi. izi - 1928 senelerinde milli kal deh votka içmek Keyfine mahrum bırakmaz. Aile ha- yatını sever. Kremlindeki dairesinde mu İ Şarka kadar elde etmelidir. Hulâsa çiler komiserliğini deruhde etti. Bolgevik imi dahilinde muhtelif ekalli; ilidare etmek tizim geldiğinin esaslarını | Omlediği sk sık vakid vb hoşlarur; civarında ..22 measinak amin sefer alinan sama || “sini ister, siki fasılları yaptırdığı we gi havalari AZŞAM Bu dönen kavga nedir Beynelmilel Almanya Beynelmilel Almanya plânının di- mMAĞI (Rozenberg), erkânıharbiyesi, istinad ettiği kuvvet Rhur ağır sana- yüne hâkim olan grüp, felsefesi Hit- lerin (Kavgam) eseridir, Bunların da- hilde kudretlerinin anahtarı avuçlar rının içine aldıkları iktisadi makaniz- madır. Almanya, hariçten mütrit derletçi bir rejimdir. Fakat de lik bir maskedir. Arkasında kıyafeti modem, teşkilâtı müğlik bir ser- vet - derebeyliği vardır, Yalnız a sanayii değil, Almanyanın bütün ruri ihtiyaçlarını bu zümrenin emrin- de olan bankaların tesis ettiği fabri- kalar yapar, inhisarlar toplar satar, fiatleri onlar tesbit eder. Bunların haricinde fabrika yapmak, mak, rekabetle fiat düşürme sAdi sabotaj» dır, yapanlar ceza görür, Servet - derebeyliği ile de arasındaki farkı basit bir mül ile izah edelim: Rusya devletçidir, siyasi sistem fatile kullandığı idare vasıtaları manyanın aynidir. Büyük sanayii, zaruri ihtiyaçları yapan ve dağıtan müessesatı hükümetin elindedir, Fa- kat bu mijlessesatı idare ve tanzim | edenler hükümetin mütehassıs memur-| lardır. Stalin Yoldaş da dahil oldu- ğu halde orada zengin denilecek ne ferâ, ne de zümre vardır. Halbuki Ak manyada yalnız. "İyssen'in Ş 1934 de 175 milyon mark tahmin edi- liyordu. Almanyanın başındakilerin | ealist Hitler müstesna - şahsi 6 vetleri ancak Amerikan milyarderle- rile mükayese edilebilir. Yalnız Şu farkla ki, ağır vergi, iktisadi kar larla hükümet orada Ford, gibi zenginlerin tırnağını sök: Nitekim Roosevelt idaresi milyonlar kaybettirmiştir ve Fransada da büyük zenginlerin İ mevkii ve kudreti mevzu kanunların | fevkinde değildir. Matbuat her han- edebilir, adliye letçi- şiddet letçilik ayese | elindedir, Bu zümrenin kendisi hü- kümettir. ısalâtı arttıkça tabii mu temsil edenlerin ihtiras 1 da genişledi. Rhur, 18 mill Almanyanın harici nasl hâkim olmuşsa im da harici s hâkim olmuştur. Ve bugün merkezi Moskova olan bir «Kızıl nelmilel» teşkilâtı dünyada hakikat | ise Birlin'in hâkim olduğu «Kâhve- rengi - beynelmilel. de dünyada öy- lece bir hakikattir. Ve bu Almanya- nın iktisadi hedefi Rhur istihsaldlı- na dünya pazarım temin için ucuz mal satmakla kaldıkça meşru, hattâ faydalıdır. Fakat bu iktisadi hedefe sad girince tehlike başlı. nasıl, kendi inhisarından mu- azzam bir pazar tesis esmek ve onu dünyaya kapamak istiyor. Bunu da kendisine müşteri diye seçtiği müsta- e plânının çiz- diği beyneimilei Almanyonn hâki- miyetine aimakla mümkün görüyor, Bu plânın adı «Nazi Alman ittihas dıs dır. Bunun tahakkuku iki dey. reye ayrılır. 1 — Avrupa kıtasındaki Alman- ya Bu Almanya Avrupa kıtasının bü- tün ham maddesini, büyük sanayi merkezlerini alacaktır. Toren'in, ham demiri, Belçika ve Hollândanın kömürü, Garbi Avrupa- nin çelik müessesatı, Balkanların bakırı, hulâsa bütün Avrupa kıtası- nın serveti beynelmilel Almanya için elzemdir; ayni zamanda bu kılanın bütün pazarına, Tuna köylerinden Şimali Avrupa, Ukrayna'ya, Yakın İngiltere, kısmen Fransa ve İtalya müstesna Avrupa kıtasındaki bütün milletlerin istiklâline nihayet verip Almanyanın hâkimiyetine sokmak İs. ter. Bu iddiasının esbabı mucibesini kendine göre şöyle izah eder; Bütün bu milletleri yaratan felse- kutup Deni zi Mozenberg Yazan HALİDE EDİB dayanacaktır. tarifi şudur Dünyada nlar, iki Bu felsefenin âmiyane numaralı üstün nların men Almanlar r devlet & ratorluğu olup olmama ir. Buras propağanda Irkçılık her merkezinin vazifesidir, 'yden evvel Alman isti. bir perdeden sayıları ne rya Tuna üstünde bir Alman kabilesinden ibar anın tabi bir parçasıdır. nin Alman kısmı Ak Bohemya, Moravya, Sile elde etmek için bütün Çek-Slov ortadan kalkmalı, 4 — Belçi suru Almanyaya il 5 — Hollânda hal manyanın olmal 6 —Skandinav hükümet ve letleri şimallidir, Almanyanın olmalı, 7 — Baltık ve kenarlarındaki hü- kümetlerin hepsi Almanya hâkimi- yetine girmeli, çünkü oraları vaktile bir Alman ekalliyeti idare etmiştir. 8 — Danzig ve koridor Almanya. nın olmalı. Çünkü Almanların, bunun arasına tekmil Polonyanın nasıl sw kıştırdikleri günün meselesid: 9 — Loren Fransadan, Cenubi Tirol İtalyadan, İstirya (Yugoslavyadan alınmalı, saire vesâire.. Burada dikkat edilecek birinci nok- ta Alman ırk imparatorluğunun ha- ritası noklası noktasına Rhur istih- salâlı için lâzmgelen ham madde ve sanayi merke ve Avrups kıtasındaki pazar sahasını ihtiva et- mesidir. İkinci nokta meydana yep- yeni bir Avrupa haritası çıkması ve burada Almanyanın bir faraftan At- lântik ve Süveyşe çıkması, öbür ta- raftan Adiryatik'e ulaşması, Şimal ve Baltık denizlerinin Almanyanın kara suları olmasıdır. Plânın bu kısmı harple değil, Na. zilerin kendilerine mahsus (taktik)- lerile tahakkuk ettirilmek istendi, kıs- men de oldu. Avusturyada ırkçı un- sur memleketlerini Almanyaya ilhak etti, Çek « Slo ada Südet Almân- lar ayni rolü oynadı. Fakat Almanı az olan yerlerde de para, telkin, teş- kilât vasıtaları vardır. Balkanlarda hiç şüphe yok ki Nazi #istemine inanmış samimi ve kus” yeti gençler vardır. (İşpenkler) in mil. plânına göre | ırk üstünler Al p olduğu şimal ırklar. ezini teşkil edi mallileri bir. n irk impa- essin şimalli değil- 7g plan haritası Nazi Almanyası hududları bunların üstünde bü idar e ak bu gençlik amik bir ha Almany temine k r yapar. hâ- cin gok aldir, Açık- servet - çeker. ve gayrimeşru her va» k, milli ve müstakil asıtala- eti, fikirlerine zayıf düşürmek için pro- n enyaı yapâr, muvaffak olamazsa Avustury - ecnebi menabiir ise - Rom: ümre sret eğer sarıl. ikinci ecek- k kuvvetler has Almanya K avi Rusyanın zaptı mapa şarka doğru yürüyüşü Avrupa Nazi i ratörl un tabi? ve elzem bir neticesi olacaktı. Çünkü 100 milyon- luk olgun bir ırkın üstünlük mudile- sini (complex) tatmin için aşağı bir ırka ibtiyacı vardır. Memleketlerin- deki avuç yahudi complex. tatmin hudilere yaptıklarını ri çok büyük bir sahay vardı ve Almanın üstün - ırk mu- dilesini tatmin edetek olan #şa- ğı - ırk Baltık, Karadeniz, Pasifik arasındaki Rus köylüsüdür. Bu kitl8- nin teşkil ettiği Sovyetler - İtihadı, Alman - İttihadı için en kuvvetli teh» like idi. Ural, Koş, Don havzaları- nın bütün petrol ve maden menabik tam inkişaf etiği gün Rhur'ün kür- veti hiçe inerdi. 160 miyon halk, 8/240,000 milyon metre murabaat erazi, hattâ bugün bütün menabii ile Almanyadan çok kudretlidir. O haldi Ancak ve ancak Sovyet İttihadıl parçalandığı, beynelmilel Almanyanın buralara hâkim olduğu gün, kudret ve| satveli sarsılmaz bir şekilde tecessüs etmiş olacaktı Nasil oldu da Ruslar bu plânı her kesten iyi bildikleri halde Almanlar! ittihad ettiler? Bu suale bizimki de dahil halde bütün dünya matbuatı başka başka cevaplar verdi. Bunun fiili ru ticesi eğer Almanyanın Romanyay ve Balkanlara sarkmasına mâni ol caksa bir Türk sıfetile de bir insi sıfetile de memnunum, çünkü âf nisbeten mevzii kalacaktır. Yalnız bi gün Paristeki odamda geçen bir mü kâlemeyi yeri olduğu için burada te rar edeceğim, (Devamı 7 nci sahijede) pabilecekles ihtiyaçları olduğul (1) Fransada Staviski rezaleti İngilteği da Hatri davası gibi. (2) Şimajlilerin üstünlüğü iddiasını arti ya atan Gobino isminde bir Fransız. Çan