27 Eylül 1939 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7

27 Eylül 1939 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Devklymnas Nişan!., Büyük harbin acı günleri içinde insanları eğlendirip güldürdüğü için Fransızlar komik Şarloya Lejion do- nör nişanı vermişlerdi. Milyonlarca insanın göğsüne kurşu nİj- gan takan harp, Şar altından bir nişan takmıştı!... Aradan yirmi küsür sene geçti, Bu | zaman içinde büyük harbi gölgede bırakacak kadar acı dünya hadiseleri oldu. Fakat kimse çıkıp ta Şarloya bir nişan vermedi. Bu ihmal düşmüş olmasından, yi Şarlonun &rik gözden t insanla arından de; da gülünç oi gülmeyi unutmu diselerin . es: dandır!.. Büyük harbin iztırabile kil nen | dudaklar bir Şarlonun neşe anahta- rile açılabilmişti. Fakat şimdi dünya öyle bir ciddi sa- vaşa giriyor ki gülmek “için : galiba merhum Kel Hasan bile mezarından kaldırmak icap edecek! Şarlo göğsünde yer hazırlasın: Bu seler insanları güldürebilenler bir de- gil, bin nişanı hak edecekleri — Damad tıpkı maymuna benziyor ayol, — İki tane gaz maskesi varmış n gibi kızı bunun nesine vermişler?.. Mikrop harbi!.. Bostan sahibi dolap başında yor. gunluk kahvesi içiyor, bir yandan da En son palavra gazetesinin son sani- ye haberlerini sökmeğe çalışıyordu. «Yeni harplerde düşmana hastalık mikrobu atmak usulleri...» kelimele- rini okuyunca durakladı. Başım kal dırdı, bostanı bir baştan bir başa dol- | duran salata, soğan fidelerine, tari ların arasında lâğım sulanma yol İ açan bahçıvanlara gururla baktı. Sonra kendi kendine: — Hangi bir düşmandı? ki 6 çiksin | bre karşımıza!... diye söylendi!... | İstidad!... İsmi lâzım değil, «Yazık oldu Süley- | man efendiye şairinin hayranların- dan bir zat Ada vapurunda günlük makalesini yazıyordu. Etrafta konu- şanlar bir ara bahsi şiire ve şalre dök- tüler, biri: — Bizim şâirde nezle istidadı var- mış!.. diyordu. Günlük makalesini yazan zat bu adı geçen meşhur şalri tanırdı. Söze | karışmadan duramadı: — Züten.onda herşey istidad halin. dedir, dedi, hattâ şiir bile! — avrupa haritası gibi kadın monşer!... değiştiriyor!... den hasta oldu?... — Mâç aramaktan teyzeciğim!... Her gün biçim | Babıâlide im Az görünür dolu olduğu Ona son —N n uz görünüm. fa Dikili zelze bu işle d üstad?... Yer üstünde boğazla; Yer altı sarsılınca gö Biraz gayretli davran k şu da, $ — Samsunda!., Yalnız Samsunda değil, bütün Ka- rTadeniz kıyılarında evlerin pencereleri açılmış gözlere, ağızlara benziyor. — Denize girmek için uzaklardan gelenler de plâjlardaki pahalılık karşı sında işte böyle gözlerini, ağızların âçarlar!... dedim. Bay Amca bu ben- zetişi şöyle düzeltti — Yalnız şu farkla ki bunların göz- leri, ağızları deniz ihtiyacile değil, li- man ihtiyacile açılınışa benziyor!... * | Karadeniz vapurlan ekseriya Sam- İ sun,Trabzon gibi iskelelerde karşılaşı- İ yorlar. Biz de Samsunda «Cümhuri- yetvle karşılaştık. «Tarıs demirlerken © Karadenizden doğru geliyordu. Dür- bünle baklım. Vapurun bir yanında iri bir cisim, öbür yanında da iki kü- Ne çük cisim, suları köpürtüyorlardı seçemedim. Dürbünü baktı: — Ya soldakiler?. - Ortadaki «Cümhuriyet» olduğ” na göre onlar da «Nadirxle «Do malı!... * Vapurdan şehre çikmak isteyenler motörlü, mötörsüz Kayıklara “doluşu- yorlardı. Biz de «Ejderi derya» adlı muştu ki içinde adım atacak yer kal- mamiştı, Kayıkçı, vapur merdivenine yanaşırken çıkardığı dümeni takmak Için yol bulup kıça gidemiyor, kan, ter içinde bağırıp çağırıyordu. | seyyahı vardı. Lâtife olsun diye kayık- çıya, kıça nisbetle daha tenha olan baştarafı işaret ederek: — Dümeni başa tak!... Demek iste af di. Bu yersiz lâtife bay Amcanın canı- bir dolmuşa bindik. Kayık öylesine dol. Yolcular arasında birde Alman | Sen altından, biz üstünden... adar az görünenlerden biri de şair Hüseyin Rifatlır. ma her görünüşünde zemin ve zamana uygun, yeni eserlerle nin ertesi günü rasladık. Bermutad sinirli idi. e çıkmaktadır line heccav şa manzum cevabı nı sıkmış olmalı ki, gözlüklerinin üs. tünden turistin yüzüne baktı baktı da: — Bana bak çelebi, diy bağırdı, bu Ejderi derya gemisi!... Alman sefi- | mei devleti değil. * O günlerde Samsunu su basmıştı. arlar yikılm içinde kalmıştı. zat at memleketidir!... Şehrimiz zir limede hülâsa, Bay Amca, su baskını bittiği halde vuru bilmemiş olan sokaklara Aksi gibi her taraf yeni sürül- - dedi, müş! * Şehirde bir de dört katlı apartıman var, r da ken- sıkıntıya sokar?... Diyenlere bay NCA şu cevabı verdi: — Koca şehirde elbet İstanbulda a hasret çekenler vardır!... Ar * Je edenler vardı: — Buranın denizine güven olmaz, şehre güzel el gelirsiniz de döner- ken deniz dağlara çikar!.. diyorlardı. Sahiden de öyle oldu, İskeleye in- diğimiz zaman süt liman deniz Yye- rinde kabarmış ayran bulduk!.. Motörün bir köşesine büzülen bay Amca bir ara başını dalgalara çevirip: — «Deniz kadın gibidir!» buyuran zat | şimdi aramızda olmalıydı!... diye mi- | nldandı — Ne yapardı bay Amca?... diye yü- | züne baktık. — Ne yapacak, vecizesindeki «gibi». l yi kaldırır, atardı!.. dedi. tArkası haftaya) n evvel vapura dönmek için ace- — Ortalıkta kalay kıtlığı varmış... — Vay ölüsü kandil muharebe vay!... Yirmi gün içinde şu geçmişi tenekeli fani dünyanın canına tükürdü be!... İ 4 (üz Çocuk — Amca, Zigjrit burası mı? ..

Bu sayıdan diğer sayfalar: