Romanyadaki intikam suikasdı münasebetile: Demir muhafızlar ve Godreanu Rumen Başvekili Calinesco'nun feci bir surette sulkasda kurban gittiği malörmdur. Biyasi cinayetin tafsilâtı evvelki günden- beri bütün dünyayı alâkadar ediyor. Tercimei halini dünkü nöshamızda yas- ağımız Rumen Başvekili, Demir muhafız- gitmiştir. Zira, ELİ $ Şarkılar söylüyorlardı. hareket, gençler ve köylüler arasın muvatfakıyet kazanınca, bazı İstinad etmeği düşünmüşlerdir bir hükümet reisi Jül Manlo, teşkilitı Jâ£- yedinse, Godrennu bir müddet ortalıktan ie 1929 Jarı kaldırmak isteyince, bu teşekkül tars- fından Sinala'da öldürüldü. Bunun üzerine, Godreanu tevkif edildi. Romanyada idam cezası olmadığından in iç katili ebedi hapse mahküm edildi. Şefler, tahliye olundu; ve Demir mus hafızlar, fanliyete tekrar devam ettiler, O tarihten itibaren de çarpışma arttı, Şedid mizaçlı bir adam olan Dahiliye Yox kil Calinesco iş başındaydı. Tekilikeyi his- seden Godreanu, kendiliğinden fırkasıni diğvetti. Hudud dışına çıkmağı istedi am- ma, gecikmiş bulunuyordu. Tevkif olunup on sene ağır hapse mahküm edildi. $00 ar- kadaşı da manastırlarda ikamete memur olunmuşlardı. Demir muhafızların bu ted- bir üzerine bir darbe indirmeleri beklendiy- se 'de bir gey yapmadılar. Aylar geçti. Ma- rTeket artık tavsadı sanılıyordu ki, Alman- yadaki antisemitik davanm da aklaleri Ro- manyada görüldü. Bazı Yahudi dükkânları yakıldı, bir havra berhava edilmek istendi. Yahudi aktörler oynattığı bahanesiiz bir tiyatroya bomba atıldı. Üniversite rektörü öldürüldü. Askeri ve sivil mühim şahsiyet- ler tedhiş edildi. Hükümet, Godreanu e mevkuf arkadaşlarını daha emin bir yere hakletmek istedi, İşte o sırada, meşhur dröm careyan etti: Siyasi katilleri, jandaz- malar öldürdüler. Demir muhafızlar, bütün bu vakayklen Calinesco'yu mesul tutsukları için intikam maksadile bu son siyasi cinayeti İşlemişler- dir. —.Ç. Haftalık piyasa Piyasada canlılık var, Ihracat vaziyeti iyileşmeğe başladı Geçen haftanın piyasası ile bu evvel bu maddelerden bah-delii: Te kuru meyva ihracatı için hükü- metten müsaade almak gibi bir ks- yıd yoktur. Kuru meyvalarımızdan fındık, ceviz, üzüm ve incir gibi mad. | delerimizin de ihraç mevsimi yak- Jaştı. Bunlardan Karadeniz mıntaka- sında fımdik mahsulü de geçen Se- neye nisbetle boldur. Eylül başında, fındık satışları pek durgundu. Bu yüzden Trabzon, Giresundeki fakir müstahsiller mallarını pek “ucuza ellerinden çıkarmak tehlikesi karşi- sıvda kalmışlardı, fakat Trabzondaki fındık müstahsiileri kooperatifi, fn- dık bahçesi sahiplerine kâfi derecede avans vermiştir, En buhranlı bir.dev- rede, kooperatifin bu isabetli hareketi, fakir fmdık müstahsillerini büyük bir zaruretlen kurtarmıştır. Fındık koo- peratifinin bu hareketinden sonra, fındık ticareti de iyi bir devreye gir- zin haftarobaşiğı Igukiye, Ha miştir. Son günlerde ihracat madde- lerimizin arasında en iyi mevki alan maddelerimizden biri de fındıktır. için “buna «id malhmatı “İzmirden gelen haherlerden tedarik etmek mec- buriyetindeyiz. İzmirde de kuru üzüm üzerine, en #iyade Çekyaya, İngilte- reye sevkiyat vardır. “Türkiye - Al- manya arasında ticaret anlaşması mevcut olmadığı için, Almanyaya ih- taot yapmak imkânı yöktur, Tütün — İhracı serbes maddeler. den biride tütündür, Tütün üzerine en ziyade Çekyadan taleb vardır. Hatta yakında Çek rejisi “her sene olduğu gibi “bir mliyon kilo tütün alacaktır. İnhisarlar idaresinin ortak olduğu 'Türk limited şirketi de, Polonyaya bir buçuk mülyon kilo tütün satmak için bir teahhüde girmişti, Son gün- lerde böyle bir teahhüdü Afa etmeğe imkân kalmamıştır, Tütün limited şirketinin Çek rejisine tütün sataca- ğından bahsedilmektedir. Alman firmalarının serbes döyizle tütün alacağını söyliyenler vardır. Şimdiye kadar biç bir Alman firmasının peşin parayla tütün aldı. ğına tesadüf edilmemiştir. Evvelez de yazdığımız gibi, evvelce yüzde sekse. ni tediye edilen bir parti tütünün ih- racı için bir fromül bulunmuştur. Bu formüle göre, Almanya ile aramızda halen meri olan seyrüsefain anlaşma- sınm müzeyyel maddelerinden İstifa- de edilerek, tütünlerin bakiye kalan yüzde yirmisi klering hesabından te. diye edilmiştir. Lisansa tabi maddeler İhracatı Tisansına tabi maddelerden en ziyade yumurta üzerine iş olmak- tadır, Son günlerde İtalyaya, Maca. ristana, Yunanistana yumurila sev- kıyatı başlamıştır. Lisansa tâbi mad. deler-arasında tiftik ve yapağı da bu- lunmaktadır. Henüz bu maddeler üzerine iş yoktur. Fabrikaların vaziyeti Beynelmilel (vaziyetteki tahavvül Üzerine, bazı fabrikalar ham mad. de müşkülütına maruz kalmışlardı. Yapılan tedkikler neticesinde bu müş- külât pek umumi mahiyette değildir. Esasen ellerinde pek az stok bulun- duran bazı küçük imalâthaneler, müşkül vaziyette kalmışlardır. Bun- ların da ekserisini, trikotejcılar ve küçük çorap imslâthaneleri ve kau- çuk sanayii teşkil etmekteydi. Bazı fabrikalar bu müşkülâtın uzun müd- det devam edeceğine kani olarak İşle- rini yarı yarıya kadar tatil etmişlerdi. mevcuttur, “Trikotaj ve çorap fabrika- ları şimdilik İtalya, Filistinden iplik getirtmektedirler, Suni ipek Alman- yadan geldiği için bunu tedarik -et- meğe imkân yoktur. Hüseyin Avni Adana okullarına fazla tehacüm var Adana (Akşam) — Bu yıl Adana- da gerek orta tedrisat ve gerekse ilk okullara pek fazla tehacüm vardır. Şimdiye kadar orta okullara kaydedi- len talebenin yekünu 1200 ü bulmuş- tur, Hiçbir talebenin mektepsiz kalma ması için zaruri olarak'bu sene şeh- rimiz orta okullarında çifte ders usu- Yü tatbik edilecektir, Bu dönen kavga nedir? 2 G . .. .. Dünya harbi başladı. Bilhassa Av- rupada, Balkanlarda, Yakın Şatkta her hangi cephede yahut haricinde her millet ve her ferd bu harple alâ- kadardır. Onun için harp sebeplerini herkes bilmek ister ve onları ancak Hitler Almanyasını yaratan kuvvet- leri ve hedeflerini tedkikle öğrene- bilir, Matbuatta ve ağızlarda bir söz do- laşıyor <Hitlerin sne istediği biline- miyor 'ki...» Bu tamamen yanlıştır. Çünkü tarihte Hitler kadar istediği- nl açık söylemiş, kitapla, nutukis neşretmiş, plân ve harita İle tesbit etmiş adam yoktur. Gerçi o, zaman zaman çizilmiş plân, muharriri ol- duğu (Kavgam) isimli kitabındaki esasların bazılarından ayrıldığını ifa- deler imza etti. Fakat lâf sahasında kaldı, muahedeler mü- rTekkebi kurumadan parçalandı. Her defasında bunları sıkışık vaziyette ol- duğu zaman düşmanlarını uyutmak, vakit kazanmak için yaptığını gös terdi. Altı senedir hareket sahasında Hitlerin her attığı adım neşredilmiş plân ve haritadan zerre kadar-şaşma- dı. Aldananlar, Hitlerin kurnazlığın- dan değil, kendi muhakemesizlikle- rinden, müşahede ve tecrübeye kiy- met vermediklerinden aldandılar, ya- ni tehlikeden kendilerini korumak için tapkı bir deve kuşu gibi kafaları- nı kuma gömdüler. Hitler ne yapmak istiyor? Napolyonun Obüyük inkılâptan sonra Fransız milletini allığı sergü- zeşti tekrar etmek istiyor, yani Avru- pa haritasını ve sonra dünya hari- tasını değiştirmek istiyor. Fakat Na- polyanun günündeki dünya ile bu- günkü dünya arasında fark var. Na- polyon ve kuvvetlerile Hitler ve kur- vetleri arasında hakeza. Değil Na- polyon ve zamanı, hattâ cümhuriyef Almanyasile nazi Almanyası arasın- da da büyük farklar var. Milli Almanya Bismarktan Kayzer Vilhelme ka dar Almanyayı idare eden kafalar, teşkilâtını vücude getirenlerin hepsi milli bir çerçeve içinde kaldı. Eski milli Almanyayı teşkil eden sınıf ve kuvvetler bugün hem bünye değiştir- miş, hem de hedefleri arasında hayli bâriz farklar hasıl olmuştur. Vaktile bu kuvvetler arasında en bâriz olanı Almanyanın iktisadi tarafı idi ve bu- gün de gene odur. Çünkü Almanya her şeyden evvel sanayi, bilhassa ağır sanayi memleketidir, yiyeceğini dışardan alır, parasını dışarı satma ğa mecbur olduğu sanayiin bedeli ile öder. Kömür, demir mömbaı, çelik sanayii merkezi olan Rhur Alman- yanın iktisadiyatına ve dolayısile ha- rici siyasetine hâkimdi, Meselâ: ACI Almanyanın başlıca ticaret yolu Or- ta Avrupadır ve Yakın Şarka geçer, Almanların Mittel - Europa siyaseti bütün Balkan, Yakın Şark köylüsü- nü - tâ Mısır ve Hindistana kadar - münhasıran Almanyanın müşterisi yapmak emel ve iktisadi mecburiyo- tinden doğdu. Ve Bağdad şimendife- Tini yapmak için Yakın Şarka dökü- len Alman sermayesinin arkasında da bu ayni mecburiyet vardı. Almanya mağlüp olduktan sonra teşekkül eden cümhuriyet erkânı en başından en sonuna, yani Bruning'e kadar hep milli çerçeve içinde düşü- nen adamlardı, Almanyanın 1914 de- ki hududlarını, kaybettiği müstem- lekeleri, ticareti iadeden başka emel- leri yoktur. Bunlar Almanyayı ta- mamen ellerine alamadılar, Çünkü mağlübiyetle yıkılan meşruli Alman- yanın içindeki muhtelif cereyanlara hâkim olamadılar. 1933 de Hitler ik- tiedr mevkiine geldi. Hitleri iktidar mevkiine getiren kuvvetleri tahlil edersek bugünkü va» ziyetin sebeplerini derhal anlarız. Görünmez kuvvet Evvelâ Hilleri iktidara getiren gö- rünmez kuvvetten başlıyalım, Bunun için tabii olarak Ruhr'a, yani Alman- yanın dünyaya ateş mlulan kudrot volkanına dönelim, görünmez sebepler Yazan: HALİDE EDİB lelerdeki evlerin sayısı altmış bindi. Bu trüstün günlük çelik istihsa- Iâtı yirmi beş bin'tondan beş bin dört yüz tona, kömür istihsalâtı yüz binden kırk bin tona düştü. Bu Ak manya için milii bir felâket olabilir. di. Çünkü: Alman kömür ve demir istihsalâtı altüst olacak, ecnebi pi- yasalardaki kömür, çelik sendiksları yıkılacak, yerlerini İngiliz ve Ameri- kan sendikaları alacaktı, Çünkü Al 1931 de çelik trüstünün hisse se- neğleri 125 den 15 e düştü. Bruning hükümeti tetistün hisse senedleri- nin yarısını 125 milyon mark vererek satın saldı. Tabii olarak hükümet bu hisse şenedlerini piyasaya çıkaracak, halka satacak ve tüstün kontrolü bir dereceye kadar halka geçecekti. Çelik trustünün hisse senedlerini elinde tutacak “olanlar tabii olarak Bu meselenin halli ancak bükümete vazıyed etmekle kabil olabilirdi. Ve hükümete vazıyed etmek için bu trüstün en mühim siması olan Thyssen Nazi teşkilâtını ve Hitleri kullandı. Esasen çelik trüstü içinde hâkim mevkii elde etmek için senelerdenbe- ri mücadele eden iki rakip grup var- dı. Biri Otto - Wolf grupu ki kato- likti. Tabii olarak Bruning hüküme- tinin tercih ettiği taraftı. Thyssen grupu hâkim olabilmek için mutlak hükümeti ele geçirmeğe mecburdu. Thyssen osenelerdenberi Hitlerin şahsi dostu ve Nazi partisinin âza- sı idi, | | nelmilei plândan İ kendi başına bahsedeceğiz. Fakat'dan ha evvel Hitleri mevkie getiren ikinci ve görünür kuvvet ve sebepten, yâ” ni orta sınıfın oynadığı roldeu ve bu- günkü vaziyetten bahsetmek lâzım- 1929 da Hitleri Duseldorfta Rhur'ün sanayi liderlerinden mülte şekkil 300 kişilik “bir içtimaa takdim etti. 1932 de ayni yerde Hitler İki bin kişilik sanayi liderlerine progra mını anlattı. Ve bu grup Nazilere in- tihabatta kazanmak için mali her yardımı yaptılar, Hattâ bunun için Almanyada kömür finti bile yüksel- di. “Yalnız 19352 de “bir kaç gün için. de Nazi partisine Thyssen üç milyon mark vermiştir. Ve 1930 - 1933 sene lerinde partinin bütün masrafını bu grup vermiştir. Fakat bu yardım yalnız iktisadi sa. hada kalmamıştır. Uzun siyasi mâ. nevralardan sonra, bilhassa Hinden- burg'un oğluna tesir yaparak, Hit- leri ihtiyar Tels vasıtasile iktidar mevkiine getirmeğe Thyssen muvaf- fak oldu: Bu suretle “Thyssen grupu çelik trüstüne ve hükümete hâkim oldu. Bu suretle kömür ve çelik sen- dikaları, ve Almanyada epeyce dedi- kodu yapan inhisar sistemi kurtarıldı. Bu suretle sosyal demokrat parti- si ezildi, amele sınıfının sendikaları dağıldı, mesai saatleri çoğaltıldı, üc- retleri indirildi. Bunların en mübim- mi Rhur sermaye ve istihsalâtının dünyaya yayılması için Almanyada en mücehhez, en emperyalist harici siyaset ceroyanının Thyssen tarafın- dan plân, harita ve teşkilât sayesinde hâkim kılınmış olmasıdır. Ve bu 3a- yede Almanyayı idare edenler artık mili değil, beynelmilel bir Almanya esası kurmağı karar verdi. Bu bây- nelmilel Almanyayı en iyi ifade eden Hitlerin (Kavgam) eserindeki şu kü- çük parçadır: «1914 hududlarını iade talebi si- yasi bir-divanelik, neticesi itibarile cinayet addedilecek bir harekettir... 1914 hududları hakikatte ne Alman milliyetini tevhid edebilecek kadar go- niş, ne de askeri ve cografi bakımdan istikrar verebilecek mahiyettedir.» Hitler Almanyasının bugün harbi doğurmuş olan bu muazzam ve böy- ve “hedeflerinden dır. Çünkü Nazi ihtilâlini Almanya içinde hâkim kılan tapındıkları Hit- ler namına rakip ve muarız kuvvet- leri ezdikten sonra mükâfat olarak ekseriyeti ezilen ofta sınıfın büyük bir, kısmı bugün Almanyanın zayıf tarafını, küçük bir kısmı da rejimin göze görünen istinadını teşkil ediyor. En ihtiyar doktor Dünyanın en ihtiyar doktoru Amerika Müttehid hükümetleri dahilinde Bethel'do lamdır. Mesleğindeki iklidarı ile bülün Amerikada büyük bir şöhret kazanmıştır. Doktor Tomaou şimdiye kadar 12 büyük tabip yetiştiren bir aileye mensuptur. Ker disi gibi doktor olan büy'lik babası 105 y anda vefat etmiştir. Son güne kadar £ hataları ile meşgul olmuştur. Zevcesinin ruhu tarafından taciz edilen liman reisi" tehdid ederek korkutmaktadır. Liman elsi bu halden kurtulmak üçin göyipten haber veren bazı kimselere mü- Bunlardan zarının belandan muhkem yapılmasını ve | lar, üzerine de kalın bir gift tabakası geçiril mesin! tavsiye etmiş ve etrafı duvarla çev- rülmiş olan kadının ruhu bir daha mezar- dan çıkıp kendisini izap oedemiyeceğini söylemiştir. Liman reisi zeveesinin mezarı üzerine kale gibi bir beton lâhld yaptırmığ ve üzerini de ziftlemiştir. İngiliz gazetele- ri beton içine tıkılmış olan kadının ruhu , bir daha kocasını taciz elmediğifİ yazıyor- Bir genci düelloya davet eden bir kız Cenubi Amerikada hattılatüra hükümse- ti merkezindeki üniversitede cereyan eden bir hâdise yalnız burada değil bütün Ame- rikada alâka uyandırmıştır. Üniversiteden mavi gözlü boylu poslu Betty Barberan isminde bir kız kendisinç Ochoa ismindeki güçlü kuvretli bir genci düelloya davet etmiştir. Kız iki taraftan biri ölünceye kadar kurşun atmak suretile düellonun yapılmasını istemiştir. Düello için hazırlık yapılmış ve iki taraf allâhlarını biribirine tevcih etmiştir. Tam bu sırada üniversite rektörlüğünün teşeb- büsü Üzerine zabıta müdahale etdiğinden düello yapılmamıştır. o Maahaza bundan sonra namus ve izzeti nefsine dokunüulun herhangi kızın kumunla intikam slsbilg- anlaşılmıştır,