POLITIKA Danzig gerginliği ve sulh teklifleri Avrupada harp tehlikesi son günlerde bütün dünyayı heyecana düşü- recek derecede artmıştır. Danzig meselesinde Lehistan ile Almanyanın ken- di noktai naarlarında ısrar etmeleri ve ataların bulmağa kimsenin yanaş- maması bu korkunç vaziyti doğurmuştur. Lehistan Danzig'in Memel arazisi gibi tehdid ve yahud bir kuvvet dar- besile Almanya ile ulu orta birleşmesine razı olamıyacağını ve diğer su- retle müzakereye ve anlaşmağu taraftar olduğunu her vesile ile bildirmek- tedir. Almanya ise dört yüz bin nüfusu olan bu mıntaka halkının kahir ekseriyeti Alman olduğundan Lehistanın yalnız iktisadi menfaatleri mah- fuz kalmak şartile tamamile Almanyaya iltihak eylemesinde ayak diremek- tedir. Son günlerde Almanya matbuatı yalnız Danzig meselesinin bu şekilde hallini talep etmek ile kalmayıp Koridoru ve harplen sonra ikiye parçala- nan Silizyanın Lehistana kalan parçasını ve hattâ Çekoslovakya parçala- nırken Lehistanın hissesine düşen Teçin havalisini de buraları Almanyanın ve Bohemyanım kömür membaları olduğu iddiası ile Almanyaya verilmesi lüzumunu ileri sürüyorlar. Bu tehlikeli vaziyet önünde bitaraf devlet adam- ları tavassut elneğe ve hiç olmazsa bir nevi mütareke yapılarak müzakere- ye ve anlaşmağu yol bırakılmasına çalışıyorlar, Norveçin merkezi Oslo'da parlâmentolar toplantısı bu gibi teşebbüs- lere iyi bir vesile olmuştur. Buraya gelen Amerikan heyeti reisi âyandan Hamilton Fiş bir aylık mütareke teklifinde bulunmağı kararlaştırmıştır. Bu müddet sarfında İngiltere. Fransa, Almanya ve İtalya Hariciye Nazır- ları bir konferans aktederek Avtupa sulhünü kurtarmak için bir konferans akdetmelerini istiyor, Amerikalı parlâmento uzası Oslo'ya gelmezden evvel Hitler ile görü- Şüp kendisine bu fikrini açmıştır. Alman Devlet şefi kendisine ümid ver- memekle beraber Amerikalı sulh uğurundaki teşebbüsünde ısrara vermiştir. Amerikalıya dört büyük devletin Hariciye Nazırları karar anlaşama- dıkları takdirde ihtilâfh meselelerin Norveç, Belçika, İsviçre ve Irlanda devlet şeflerinden teşkil edilecek bir hakem heyetine havalesini isteyecektir. Leh ve aleyhinde birçok münakaşalar yapılmasına rağmen bu tasavvur hayli Ümldler uyandırmıştır. J ESKi Cebelüttarıktan 18 inci asırda, İs- panyol toplarını denizden çıkardılar, | Bu topları parçaladılar ve şamdan yaptılar, Şamdancılık sanayii hara- retlendi, Herkes, denizin dibinden çı- | karılan toplardan yapılmış şamdan- | ları kapışıyordu. inci Şarlin heykeli de buna benzer, İhtilâl srasında 1 inci Şarlin heyke- lini söktüler, Bir bıçakçı bu heykeli | yok bahasına aldı ve tunçtan biçak sa» | pı yapacağımı söyledi, Bu tunçtan yapsan biçaklar da ka- paşıldı. Bıçakçı birkaç gün içinde sen- | zen- AŞI Monrealde, Sünibruk çifliği sahibi | B.F, S. Good şehir ziraat “sosyetesi | fahri âzalığına intihab edildi. B. Good çok usta bir aşicıdır. Bu zat, 1926 da Bostonlu bir bahçıvanın ! bir elma ağacından yirmi mubhtelif | SÖĞÜD Bizde bilmem böyle midir, Fran. ! sada köylüler söğüt ağacı kabukla» rını kaynalıp içerler, Onlara göre sö- ğüt ağacının kabuğunda romalizma- ya çok iyi gelen bir hassa varmış... Fransızlar, söğüt ağacı kabukları. nn uykusuzluğa ve âsab gerginliği. AKŞAM TUNÇLAR gin oldu. Halbuki bıçakçı heykeli bir yere gömüp saklamış, bıçak saplarını baş- ka bir tunç parçasından yapmıştı. 2 inci Şarl tahta çıkınca, bıçakçı 1 inci Şarlin heykelini krala hediye etti, Kral sevindi ve kendisine birçok İ para verdi ve heykeli gene yerine dik- tirdi. 1 inci Şarlin heykelinin tuncundan yapılmış olan bıçakları alanlar | inci Şarlin heykelinin yeniden yapıldığını ve ilk heykel olmadığını iddia ederler. USTASI cins elma aldığını okudu. Ertesi günü işe koyuldu ve bir el- i ma ağacına yaptığı aşılar neticesi bu rekoru kırdı: Bu elma ağacından altmış muhtelif cins elma, ve İki cins de armud aldı. AĞACI ne de iyi geldiğini iddia ederlerdi. Söğüt ağacı kabuğunda ösalisilin vardır. Bu maddeden glükoz ile asid salisilik ve bu iki maddenin terkibin- den de aspirin istihsal ediliyor. Fransız köylülerinin hakları yok değil. nam sana Bir Macar profesörü Adana- | da tarihi tedkikat yapıyor Adana (Akşam) — Macar tarih | profesörlerinden Alim Can Tagan Ma- caristandan Adanaya gelmiş ve tari- hi eserler üzerinde tedkiklere başla. mıştır Prof, Alim Can Tagan üç ay kadar bölgemizde kalacak ve mınlakayı ta- Mamen gezecektir, Profesör ayni zamanda Türk - Ma- Car irk münasebetleri üstünde ehem- Miyetle etüdler yapmaktadır. Tarsusta bahçeli evler inşa- sına başlanıyor Adana (Akşam) — Tarsusta sür- atli bir imar hamlesi yapmak için, *Tarsus Bahçeli evler Yapı koopera- tri, kurulduğunu evvelce bildirimiş- tim Aldığım malümata göre Vekiller Heyeti bu kooperatifin vücudunu memleket için faydalı bulmuş ve ni- Yamnamesini tasdik etmiştir. Kooperatif bu Sy içinde inşa faali- Yetine göçecektir. Adananın nüfusu aydan aya artiyor Adana 19 (Akşam) — Gerek do- ğum ve gerekse iş hayatının genişle- mesi sebebile Adana şehri nüfusunda hemen her ay bir artış görülmekte. dir. Alınan istatistiğe göre, son üç ay zarfında Adanada 329 doğum olmuş- tur, Bunlardan 134 ü kız, 195 İ erkek- | tir. Buna mukabil 309 ölüm vakası da kaydedilmiştir. Gene bu üç ay içinde şehirde 1075 nüfus artmıştır. Karataş yolu yapılacak Adana (Akşam) — Adananın meş. hur plâjı olan Karataş'a giden yol pek bozuk bir halde bulunmaktadır. Vilâyet bu yolun tamirini kararlaştır- mış ve derhal faaliyete geçilmiştir. Ayancıkta bir bend yapılacak Ayancık (Akşam) — Sık sık vuku bulan sel baskınına karşı bir tedbir olmak üzere buradak Zingal şirketi memur ve amele evlerini ve kasabayı bu su baskınından korumak için çay mecrasının değiştirilmesile bir bend inşasını kararlaştırmıştır. Su, bir de. ğirmen arkından gelmektedir. Arkın salın alınmasına teşebbüs edilmiştir. Almanya ve Italya harbi kaybede- cektir ! Ehalinin bıkkınlığı Mihvercileri tehdid eden en büyük tehlike budur ! - Propagandacılıkta yapılan gaflar- Mihvercilerin harbetmekteki acizleri Yazan: Winston Woodside Almanların, müs- takbel bir harpte, en büyük üzüntü: leri, her halde, ne makine, ne de ik- mal meselesi ola- caktır, Almanları çok düşündüren, cephe gerisindeki halkın mâneviyn- tıdır. Bu rejimin, mükemmel bir giz- li polis teşkilâtı kurması, temerküz kampı ile daimi bir tehdid havası ya- yatması, postadaki gö tehdid mektupla- rını açması ve İ8- lefon . konuşmala- rını dinlemesi Ve bilhassa, harp 29- manında kara mu- hafız teşkilâtını cephe gerisinde alı koymağı düşün. mesi boşuna değil. £ dir, Bugünün hal- kı, 19i4ün gü- vençli, şen ve kar. nı tok milletine benzemiyor. Belki, cephede ilk ordu. 1914 de Almanlar bir solukta Parise gideceklerine, harbi bir kaç haftada bitireceklerine böyle emindiler... Şimdi kaç Almanda bu ümid vardır? ları dolduracak, nazi mektebinde yetişmiş, milyonlarca sıhhatli ve İ3- tekli nazi genci vardır, Fakat, dahili işlerle meşgul olmak üzere, cephe go- risinde kalacak olan orta yaşlılar; ge- | çen harbin mağlübiyeti, açlık, işgal, enflâsyor felâketi, umumi inhitat dev- vesi, işsizlik, Hitler ihtilâli, dünya buh- ranı gibi bir sürü felâketin acısını bil- fil tatmış ve mâneviyatı bozulmuş, kararsız, akli melekâtı zayıf bir nesil halkıdır. Böyle bir vaziyette olan bu nesilden milyonlarca halk, üstelik, siyasi par- tilerini dağıttığı, sendikalarıni, koopö- ratiflerini, spor klüplerini kapatlığı, pâpazlarını kovduğu, kiliselerini ka- pattığı, Yahudilere tecavüz ederek Al- man ismini bütün dünyada lekelediği, kitaplarını yaktığı, memleketteki üni- versiteleri ve umumi kültür hayatını mahvettiği için, bu rejime kin besle- mektedir. Böyle bir halka; değil so- nunda ölüm olan bir harp, hattâ - kati surette nefsini müdafaa için müstesna - her hangi basit bir dövüş için bile itimad edilemez, Hitler pro- pagandası, ekseriya müthiş kurnaz ol- Tmakla tanınmıştır, Buna rağınen, ge- rek Hitler, gerek Göbels birçok hata- lar yapmışlardır; bugün Alman halkı, nazli propagandasının şiddetle hücum ettiği sharp müşevvikleri> nin haki- katte nerede aranılması lâzungeldiği- ni hepimizden daha iyi bilmektedir. Meselâ, geçen sonbahrada, Alman- yayı, bütün dünyaya boyun eğdiren bir devlet seviyesine yükseltmiş olmak Ja övünen naziler; muazzam İngiltere imparatorluğunun en büyük hükümet adamını, sulh dilenmek üzere, ayak- larına kadar getirdiklerini gururla ilân etmek gafletinde bulunmuşlardı. O zaman, haftalardanberi korku için- de yaşıyan birçok Almanlar kendi ken- dilerine şu suali sordulâr: «Şu halde, harp çıkarmak istiyen kimdi? Göbels, hemen radyoda bir nutuk söyliyerek, bu suale Şu sözlerle muka- bele etti: «Harp çıkarmak tehdidile, harbin önünü almış olduk!# Bununla beraber, bütün bu harp tehdidleri ve âsap bozucu harp buhranları yüzün- den birçok Almanların; nazi partisinin mahalli reislerinden ve hâki gümlekii parti kıtalarından nefret etmelerine rağmen, daima vadettiği veçhile, iste- diğini harpsiz, kansız alacağına kani oldukları ve kalben bağlandıkları, Hit- ler hakkında itimadları sarsılmıştı. Propagandanın nasıliki yüzü de keskin bir kılıç gibi iki tarafa kestiği- ni gösteren diğer bir misal de; 1933 - | 34 senesinde, büyük bir hava kuvveti tesisini haklı göstermek için, düşman hava taarruzlarının ne kadar deh- şetli olacağını halka anlatan propa- Randalardır, Aylarca müddet, her gün, gazetelerde ve afişlerde Alman- lar; düşman tayyarelerinin bombala- rile alevler içinde kalmış Alman şehir. lerinin resimlerini görmüşler; büyük caddelerde ve başlıca omeydanlada, baş yukarı dikilmiş muazzam bomba taklidlerini seyretmişlerdir. Fakat, o zaman Hitlerin halka aşılamak iste- diği bu hava taarruzu © korkusu yü- zünden; geçen sene Südet mıntaka- sındaki milyonlarca Alman «kardeş- ler» in «dehşet» içinde yaşatıldıkları hakkında yapılan hararetli propagan- dalara rağmen, halkin bir türlü har- | be ayaklandırılamaması, Hitleri kendi kazdığı kuyuya düşürmüştü, O za- man Alman «kardeşler» inin tazyik altında olmalarına sadece üzülmüş, ve kıtaların cephelere akın etmesini sükünetle seyretmiş olan Alman hal- kı, Chamberlain'i karşılamak ve alkış- lamak için akın akın tayyare meyda» nına koşmuştu. Alman propagandasının son bir hatası da, Amerikadaki nazi aleyh- tarlığının derecesini Alman halkına bildirmiş olmasıdır. Orta yaştaki her Alman ferdi, garpte bir harp ihtimali- ni düşündüğü zaman; tam en son gay- retini' sarfedip kati netice almağa çalıştığı bir sırada Amerikadan, düş- manlarına oluk gibi akan ve nihayet memleketinin mağlübiyetini intaç eden, para, insan ve makine selini acı acı hatırlamaktadır. O; Fransa ve İn- gilterenin tedenni etmiş oldukları hakkında birçok propagandalar yapıl- masına ve kendisinin bunlara inan- mağı cidden arzu etmesine rağmon, Amerika ile diplomatik münasebet lerin daha başlamadan koparılmış bir vaziyette olduğunu ve oradan gele- bilecek tehlikeyi bile bile, İngiltere ve Fransaya karşı bir harbi göze alama. | maktadır. Acaba, kendisinde her istediğini | yaptırabilecek bir hipnotizm kudreti olduğuna kani olan, ve kendi arzu- larına kolayca nail olabilmek için diğer milletlerin harbe karşı olan korku ve nefretinden o kadar meha- retle istifade etmesini bilen Hitler, milletinin; zararı olmadığından bir ep : . Çeviren: H. Kip parça şüphe ettiği bir harbe sürüklen- mesi halinde, kendisi için çok büyük bir tehlike teşkil edecek olan, bu hâ- leti ruhiyesini bilmiyor mu? Milletin hâleti ruhiyesile ham mâdde vazıyeti, müttefiklerinin zaaf ve kararsızlığı ile düşmanlarının çokluğu düşünülecek olursa, açıkça görülüyor ki, harp, Hitlerin müracaat edemiyeceği yeği- ne vasıtadır. Şimdiye kadar, daima harpten kaçınmış; meselâ 1934 te İla ya ile; 1937 de (İspanyol Fasına a5- ker çıkarma hâdisesi yüzünden) Fran- sa le; 1938 mayısında Çekoslovakya ile çıkan Ihtilâfların harp şeklini al- masından çekinmiş olması da bunu göstermektedir, Almanya, tecavüzle- rini daimâ zayıf ve müdafaasız mem- Jeketlere inhisar ettirmeğe bilhassa dikkat etmiştir. Rende yapılan ve müstakil bir ko- mutanlık emrine verilen fevkalâde tahkimat, sırf Şarkta serbesçe haro- ket edebilmek ve harbe sebebiyet mesuliyetini Fransa ile İngilterenin omuzlarına yüklemek maksadile in- şa edilmiştir. İngiltere ve Fransaya anak - avt darbesi» indirmek için ey- velce bir parça imkân mevcud olsay- di bile, şimdi bu devletlerin, kuvvet- lerini, hava kuvvetlerini ve havaya karşı müdafaalarını son derece inki- şaf ettrimiş olmalarile, bu fırsat ta- mamen kaybolmuş bulunmaktadır. Bir taraftan Amerika heyülâsı şit- İ tikçe korkunç bir hal almakta, diğer taraftan Rusya da Fransa ve Ingilte- re ile ittifak müzakeresinde bulun- maktadır, İtalya ise, ucunda ölüm ve. ya hayat bulunan müthiş bir müca- dele için, Almanyanın itimad edebi- leceği bir müttefik değildir. Bütün bu faktürlerin bir araya toplanması yüzünden şimdilik Hitlerin; Şarki Avrupada mahdud hedefler peşinde koşmak ve bu sırada - Fransa ve İn- giltereye karşı açıktan açığa meydan okuyacak ve son bir talihini deneye- cek vaziyete gelinciye kadar - İtalya ile İspanyanın Akdenizdeki taciz edi- ci kıymetlerinden de âzami İstifade etmek niyetinde olduğu anlaşılmak- tadır, Evet, Hitler, Şarktaki vaziyetini tarsin edinciye kadar Garple harb etmekten dalma kaçınmak niyetinde- dir, Fakat, bir zamanlar gene, «Bü- tün dünyayı kendisine düşman eden, harpten evvelki hatalara bir daha düşmemek ve bu suretle Almanyanın inkirazına mâni olmakş üzere, deniz ve müstemleke rekabetini bırakarak, İngiltere ile müttefik veya dost ol. mağa niyet etmişti. — Son — Adana vilâyetinde halk işleri bürosu Adana (Akşam) — Halkın daireler- deki işlerini takip ve evraklarını tan- zim etmek, kanuni yolları onlara göstermek için Adana vilâyet binası- nın alt kalında bir «Halk işleri bü- rosuz vardı, Vilâyet, bu büro faaliyetinin vilâ- yet binasi dahilinde ve vilâyet memur» ları ile işlemesini muvafık görmemiş olduğundan, bu büroyu lâğvetmiştir. Haber aldığıma göre, Adana Hal- kevi halk için çok faydalı olan bu bü- rToyu Halkevi binası dahilinde açmayı kararlaştırmış ve hazırlıklara başla” mıştır. Bu teşebbüsün halk ve bilhassa köylü için büyük istifadeler temin edeceğine şüphe yoktur. Osmaniyede arılarla mücadele Adana (Akşam) Osmaniye kaza» sında Belediye arılarla mücadeleye karar vermiş ve bu kararı tatbik3 geçmiştir. Belediye bir arıyı on para- dan almaktadır. Şimdiye kadar 60,000 | arı alınmıştır. "AMME Eray bu mektebim