AKŞAMDAN AKŞAMA Yabâna atılmaz itimeeler i İtalyan gazeteleri son günlerde “Türkiye ile pek meşgul! Relazioni İnternazlonali mecmuası diyor ki: Türk - Fransız itilâfı, Türk- leri Balkanlara getirmek (?) maksa- dıni güttüğü için, İtalya aleyhine mü- teveccihmiş. Ankara bilmeli imiş ki; Balkanlar. da İtalya birinci büyüklükte bir Bal- kan devleti imiş, Balkan menfaatleri bizzat onun menfaatleri imiş, Bu men faatler hiçbir suretle bir Türk müda- halesine müsaade edemezlermiş. vE j,Pek yavuz sözler amma, ev sahip- leri prensiplerini değiştirmiş değildir. ler: Balkanlar Balkanlılarındır. yarımadaya hariçten hangi emperya- Jizm burnunu söktuysa, başını nare yakmıştır: Avusturya imparatorluğu ve Çar Rusyası meydanda! Tarihin güç hatırladığı zamanlar- .danberi Balkanlarda yaşıyan ve nice müstevlilerin kösünü dinliyen Arna- yut vatanını bir askeri işgalle İtal yanlaşmış saymak ne basiretsizliktir! Türkçede «Sel gider, kum kalır!» di- ye bir söz var. Balkanlar çok sarp dağ olduğu için, Adriyatikten gelen selin gideceği yer gene Adriyatiktir. O dal- gncik, bu yüce dağları aşamıyacak- tır, Haşin Balkan ikliminde yaşama. ğa ancak biz Balkanlıların ciğerleri- miz müsaittir. | ““ Kont Ciano'nun Telegrafo gazetesi de, bir harp vukuunda Türk ordusu. mun faaliyeti ne olacağını soruyor: 'Türk ordusunun kuvvetleri Bulgaris- tanı korkutmak için Avrupa toprağın- da tahaşşüd mü edecek? On İki ada- ya karşı bir kuvvet darbesi olarak mi kullanılacak? Yoksa Arap memleket- lerini sakin tutmak için mi istimal edilecek? Gazete, bu muammayı tah- Dilden sohra $u neticeye varıyor: Bil. bassa Misir istikametine yürüyecek- mişiz. İngiliz - Fransız »- Türk anlaş. ması, Türk askerlerinin kanal müda- faasında kullanılması imkânını veri. yormuş. Ye Mısır - Türk karşılıklı yardım misakı ihtimalini tedkik eden Teleg- rafo, Mısır zimamdarlarının korkula- rmi uyandırmağa çalışıyor. #s* Bizim ve dostlarımızın, hattı hare. ketimiz çok vazıhtır: Sulhü korumak | için mütearrızi elbirliğile ve her han- £i bir şekilde, her hangi bir yerde ön- lemek! Geleceği olanın göreceği var! Maazallah büyük facia zuhur eder- $€ dost komşularımızdan hiçbirinin bize zıd bir cephede mevki alacakları. M ummüyoruz. Facianın patlak ver. mesi, bütüm tereddüdleri gidertecek, Kalben sulh ve müsalemet istiyenleri Şulh cephesinin yardımcısı haline ko- yacaktır, Hattâ başlarında harpcü bir rejimin har vurup harman savurdu. ğu milletler bile, şahlanan bir at gi- bi, azgın süvarilerini sırtlarından ata- rak uçurum yolundan dönecekler, sulh âmili haline geleceklerdir. Biz de karşı taraf ordularının bir harp vukuunda ne yapacağı sualini kendi kendimize sorup, işte bu yaba- ba atılmaz ihtimalleri yürütürüz. Yğimimilleşlzkiaim ss VAN) Bir sarhoş mahkemeye verildi Reşid isminde biri sarhoş olarak Sokakta sarkınlılık ederken polisler tarafından yakalanmış ve mahkeme- ye verilmiştir. — İşsiz miktarı 930 dakinin birine indi bayım Yeni köprü Gazi köprüsünün döşeme kısmının inşası ilerliyor Gazi köprüsünün Unkapanı ve Azapkapı taraflarını birbirine birleş- tiren ortadaki müteharrik duba dün de kapatılmış ve bu suretle son bir tecrübe daha yapılmiştır, Müteharrik duba ile her iki baştaki sabit duba- ların seviyesi arasında bir fark görül- mediği bü son tecrübe ile anlaşılmış- tir. Şimdi köprünün döşeme kısmıtm ikmaline çalışılmaktadır. İnşaat iler- Jiyor. Belediye Reis muavini ve Muhasebe müdürü yarın geliyorlar İstimlâk kanununun bazı madde- lerinin tadili hakkındaki kanun lâyi- hısının Millet Meclisinde müzakeresi münasebetile Ankaraya giden Bele- diye reis muavini B. Rifat ile Beledi- yeler bankasından istikraz edilecek beş milyon liranın mukavelesini vali namına imzalamağa giden Belediye mubasebe müdürü B. Muhtar yarın şehrimize döneceklerdir. Yol kazaları Şoför Remzinin idaresindeki oto- mobil Ankara caddesinde Zarif is- minde birine çarparak yaralamıştır. Zarif tedavi altına alınmış, şoför yakalanmıştır. Vatman Mehmedin idaresindeki tramvay arabası, Çarşıkapıda İzzet isminde birine çarparak yaralanma- sına sebep olmuştur. Polis, İzzeti Cerrahpaşa hastanesine kaldırmış, vatman hakkında kanuni takibata girişilmiştir. Sebze hâli Yeni paviyon bu akşam saat 20 de açılacak Belediye tarafından yaptırılan seb- ze hâlinin inşası bitmiş, binanın ka bul muamelesi yapılmıştır. Hâle gi- den dahili yollarla rıhtım da ikmal edilmiştir. Yeni hâl binasında esnaf tarafından kira ile tutulacak 14 yazı- hane mevcuttur. Yeni sebze hâlinde İ yaz, kış mevsimine mahsus sebzeler- den başka kavun, karpuz da toptan” olarak satılacaktır. Yeni paviyon bu i gece saat 20 de açılacaktır. Bundan başka Belodiye (hububat maddelerile yağ, peynir gibi çabuk bozulmağa müsalid olan maddelerin satışı İçin de yeni bir paviyon inşa ettirecektir. Bunun için bütçeye in- şaat tahsişatı konulacaktır, Yeni pa- viyon ğâ inşa edildikten sonra bütün yiyecek maddelerinin - toptan satışı hâl vasıtasile yapılacaktır, Yirmi gün sonra sular geceleyin kesilmiyecek Terkos gölü yanındaki fabrikaya konan yeni terfi ve tazyik makinele- rinin tecrübeleri yapılmaktadır. Bu tecrübe nihayet 20 güne kadar ikmal edilecek ve şehrin muhtelif yerlerin- de geceleri kesilen Terkos suyunun kesilmemesi çareleri temin edilecektir. — İyi amma bu lâflan ibaret bay Bay Amcaya görel... Aldığımız mektuplar Fartı gayret! Muharrir arkadaşımız Kadircan Kaflı başından geçen bir vakayı ga“ zetemize şu şekilde bildirmiştir; Temmuzun birinci günü saat all buçukta Tünelden Şişliye giden tram- vaya bindim, Taksime kadar bilet al- dım, Tramvay Taksime geldi, elimdeki bileti olurduğum yere diğer biletlerin arasına attım; ön kapıdan çıkmak üze- re yürüdüm. 'Tam eşikte bir kontrolör yolumu kesti, bilet istedi. Oturduğum yere attığımı söyledim, Bileti ibraz etmedikçe yenisini almak icab edece- Binde israr etti. Yerde duran biletlere bakabileceğini, esasen ineceğim yere geldiğim için bileli muhafazaya lüzum görmediğimi, tramvayın hareket ha- linde bulunmadığını, kontrole, bunun hareket halinde yapılması lâzım gelen bir iş olduğunu ve ancak o zaman bilet istenebileceğini anlatmak iste- dimse de mümkün olmadı. Kısa kes miş olmak için bir bilet daha aldım ve uzaklaştım. Beni çok müteessir etmek! bera- ber bu hadiseden şehir namına istifa- de olumabileceğini düşündüm ve ted- kikata başladım: Yolcuların yüzde ellisinin, durağa vardıkları sırada bi- Jetleri arabanın içine atarak indik- derini gördüm. Hattâ arabaların dö- şemeleri üzerinde bu şekilde atılmış bir çok biletlere her zaman rastlanı- yor. Demek ki kontrol memuru bilhas- an durak yerlerinde bekleseler, tram- vay dururken atlıyarak inmek üzere olan yolculardan bilet isteseler omi- nim ki bunlardan yarısı ibraz edemi- yeceklerdir. Bu şekilde bir çok kim- selerden iki kat para almak gayet ko- lay olacaktır. İstanbulda işilyen tram- way arabalarının ve yolcuların sayısı üzerinde tahmini bir hesab yaparsak şehir için epice mühim varidat temin edileceği derhal anlaşılıyor. Yolcular bir müddet sonra gözlerini açacaklar amma vermiş olduklarını geri alamı- yacaklardır. Bu usulün tatbikatı hakkında ma- lümat almak için bana anlattığım muameleyi yapan konirul memuru Sadeddin'le vaziyeti yakından bilen tramvay enspektörü Hamdi'den mü- vehassıs sıfatile istifade ebilebilir!... Kadircan Kaflı Cümhur Ankara 4 (Akşam) Reisimizin oğlu Ömer İnönü askeri kampa iştirak etmiştir. Resimde Ömer İnönü kampta nöbet beklerken görü- lüyor, Yerli mallar sergisi hazırlıkları İstanbul sanayi birliği, önümüz- dekicuma günü Galatasaray )lsesi binasına nakledecektir. Pazartesi gü- .selimini okşamamaktadır. nü de, yerli mallar sergisi komitesi bir toplantı yapacaktır, Toplantıya Vali ve Belediye Reisi Dr, Lütfi Kır- darın riyaset etmesi muhtemeldir. .. Bir istatistik... ! Elektrik, tramvay Müesseselerin tesellüm muame- lesi dün bitti Elektrik, tramvay, tünel müessese» lerinin Belediyece tesellüm muamele- deri dün bitmiştir. Devir ve tesellüm muamelesini gösteren evrak bugün Vekâlet ve Belediye murahhaslatı arasında imza ve teati edilecektir. Bu vesile ile dün Vali ve Belediye relsi dok- tor Lütfi Kırdar, Metro hanına gide. rek tesellüm muamelesi otrafında ba- zi malümat almıştır. İdarenin müdürü umumi vekilliği ne tayini kararlaştırılan mühendis B. Mustafa Hulkinin tayin! Nafia Ve- kâletince tasdik edilmiştir. Keyfiyet Belediye * relsliğine © bildirilecektir. Haber -aldığımıza göre B. Mustafa Hulki, yakında bu vazifeye asaleten tayin edilecek ve umum müdür mu- avinliğine de diğer bir zat gelirile- cektir Bundan başka elektrik, tramvay, tünel servisleri için ayrı ayrı birer müdür tayin edilecektir. Elektrik, tü- nel, tramvay müesseselerinin Beledi- yeye geçmesi üzerine Vali doktor Lüt- fi Kırdar, yüksek makamlara teşek- kür telgrafları çekmişti. Nafla Vekili general Ali Fuad Cebesoy bu telgrafa verdiği cevapta Belediye ve şehre mu- vaffakıyet temennisinde" bulunmuş- tur, Bir arabacı ile bir şoför kavga etti Arabacı Hüsameddin . şoför Şükrü müşteri almak meselesinden birbirle- rile kavga etmişler, yekdiğerlerini dö- vüp yaralamışlardır. Polis ikisini de yakalayarak mahkemeye vermiştir. Kibrit kutuları Cümhuriyet bayramına ka- dar yeni bir şekil verilecek İnhisarlar idaresi, şimdiki kibrit kutularını değiştirmek için tedkikler yaptırtmaktadır. Umunüyetle İnhi- sarlar idaresine vaki müracaatlerden anlaşıldığına göre piyasada < satılan şimdiki kibrit kutuları, halkın zevki- Şiküyet- lere mevzü teşkil eden noktalardan biri de, kibrit kutularından bir kış mının yarısı boş bir halde bulunma- sıdır. İnhisarlar idaresi, bu hususu da önlemeğe çalışacaktır, Yaplırılacak yeni Kibrit kutuları, Avrupada envamla çok rastlanan za- rif mahfazalar şeklinde olacaktır. Bur ların, küçük çantalar ve madeni ta- bakalar halinde imali için İnhisarlar idaresi Sümerbank ile temaslarda bu- lunacaktır. Diğer taraftan haber aldığımıza göre müteşebbis bir Türk, 25 sene ga- rantili bir kibrit kutusu mahfazası hazırlamıştır. Bu mahfaza üç satihli olacak, iki sathinde Ebedi Şef Ata- türün iki tarihi pozu, bir sathında MINİ Şef İsmet İnönünün enson portreleri bulunacaktır. Diğer boş satıh da kibrit şakmağa tahsis edile- cektir, Çakmak yasağı, memlekette kibrite revacı arttırmıştır. Cümhuriyet bay- ramınâ kadar bu işe yeni bir şekli ve- rilmeğe çalışılacaktır. grafik, bir delil gösteri... em, -. Her kuşun eti Yen. Asma yaprağı gibi yemyeşil şapka- sını kulaklarına kadar geçirmiş. Açık renk, spor ceketinin düğmelerini sımsıkı iliklemiş. Gözünde iri, simsi- yah gözlük, incecik boynunda sert kolalı beyaz yaka, düz siyah kravat, İki elinin orta parmaklarında kaba savatlı, kalın birer gümüş yüzük... Kaşlarını çatarak mağrur bir edâ, çetrefil bir şive ile karşısındakine an- latıyor: — Bugünlerde gene talihimin şansı açıldı. Gozümü hangi gadına çevir. sem avucuma düşüyor. Geçen hafta Edirnekapı tramvayında dört gadın gördüm, şöyle bir işaret edince dördü birden ellerindeki bohçalarla beraber tramvaydan atladılar, Ve lâkin, yü- züme biraz ters Lers baktukları için yanlarına yanaşamadım,. Karşısında oturan şişmanca, kısa boylu, seyrek saçlı delikanlı ağzını aça aça merakla dinliyor, arasıra mütehayyirane murıldanıyor: — Nasıl da beceriyorsun (Ş..) €- ğım?!.. Ben bir türlü yapamıyorum. Vapurda güzel, amma, çok güzel, fındık gibi, dilber bir kız gördüm. Et- rafında pervaneler gibi döndüm, do- laştım, yanına sokuldum; ve lâkin bir türlü konuşamadım. Ben sokul dukça o kaçtı. Ötekinin tavrı biraz daha ciddile- şiyor, kaşları bir kat daha çatılıyor, başını sallaya sallaya anlatıyor: — Hımm... Sen işin usulünü bile- miyon. Gazın yanına varınca hemen; «Nire gidiyon, güççük hanım?» diye lâf atacaksın. Cevap vermezse gızmü» yacaksın, Peşine takılıp durmadan söyliyeceksin. En sonunda yakalar- — Ya, koğarsa?... — İlâhi (Y...) ciğim. Emme de toy adamsin ha... Gogarsa goğsun. Gal dırıp gafana bir pabuç vuracak de” ğil ya... O goğdukça sen sokulursun. Hararetli hararetli anlatırken kar. bizar gelen üç kadın gözüne Arkadaşına biraz daha sokularak kolunu çekti: — Hah, işte, iyi bir fırsat çıktı. Şimdi şu gadınlara bir işaret edeyim de bak nasıl yakalanıyorlar, Dikkat et te öğren bunları. Telâşla kara gözlüklerini çıkarıp masanın üzerine fırlattı, yakasını, boyunbağını düzeltti, yeşil şapkasını biraz geri attı ve, kuvvetli bir man yalizmacı gibi gözlerini kadınlara çevirdi, Arada bir kirpikleri oynuyor; gerilen dudakları arasından dipleri küf bağlamış dişleri sırıtıyordu. Kadınlar, bu sırnaşıklık karşısında duğak bükerek bir müddet daha oturduktan sonra kalktılar. Bizim Don Juanın masasının önünden ge çerlerken biri çatık kaşla homur. dandı: t — Hadi oradan, cebi delik sımaşık sen de... Daha elbise giymesini öğren- meden kadın kovalamağa mi kalki- yorsun?... Berikinin yüzü sapsarı kesildi, Hayretle kendisine bakan arkadaşı- nın kulağına doğru uzandı: — Galiba yanlış iş yaptık. Malüm ya, her guşun eti yenmez. > Cemal Refik Buz dolabından ayran şişesi- ni alırken şişe patladı, yaralandı NAZ Mik. Sek ade kk e Şişlide oturan Pandell ismiinde bis ri, buz dolabından ayran şişesini alır- ken şişe patlamış ve elinden yara” lanmıştır. Pandeli tedavi altına alın- mıştır. B.A. — İşte: