© ragatile çalışan K Trabzon akşam Trabzon mektupları m. e» 939 sanat okulu ve kız enstitüsünün faaliyeti o Doğu ve Karadenizin bu en muntazam kültür o müessesesi daima muhitine faydalı olmağa çalışıyor Yukarda Trabzon Akşam kız sanat enstitüsü binası aşağıda talebeler öğretmenlerile derste Trabzon (Akşam) — Şehrimizde | «man Akşam Kız Sanat Okulu ve Kız enstitüsü Doğu ve Karadeniz vi- | Jâyetlerinin kadınlığını kültür ve ir- fan sahasında kalkındırmaya çalışan yegâne müessesedir, Öğretmen ve talebelerinin ateşli fe- Sanat okulu ve Enstitüsü muhitimizde günden güne mlâka ve rağbet kazanmaktadır. Ens- titü kısmında 55, Akşam sanat kis- mında ise 250 talebesi bulunan okul dahilinde, son zamanlarda talebe eme- gile meydana gelen, nakış, çiçek, şap- ” ka, çamaşır ve elbiseleri teşhir eden yitrinler açılmıştır. Talebeyi teşvik ve mwubhitin alâkasını celbetmek maksa- | «ile hazırlanan bu vitrinler her on beş günde bir yeniden yapılan eşyalarla | dolup boşalmaktadır. Bu mektep ve Enstitünün karakte- Hetik bir vasfıda talebeyi muhitin icap- | , larına göre hazırlamayı gaye edine- | AKŞAM” tefrikası AŞKIN KURBANI — Büyük macera romanı — Başka bir muhabbetle dolu olan bir kalbi elde etmenin pek güç olduğu- mu bilmekle beraber Fahri kendine gü- veniyordu. Bütün cüretini toplıyarak kıza yaklaştı: — Tendu hanım! Müsaâde ederse» niz, bu yalnızlığımızdan istifade ede- rek size dudaklarımı yakan bir itiraf- tâ bulunmak istiyorum. Genç kız hayretle sordu: — İtiraf mı? Ne gibi? — Bizi ne derin, ne sonsuz bir aşk- Ja sevdiğimi söylemek... 'Tendu yerinden frladı, kıpkırmızı olmuştu: — Ne diyorsunuz?... Ne hakla be nimle böyle konuşuyorsunuz! — Kızmâyınız efendim... Bu hissi- yâtımı size söylememe müsaade et- tiler. — Kim etti? — Pederiniz... Sizinle evlenmek Üzere kendisinden müsaade istemiş- yanakları — Bübam... Öyle mi?... | İ bulunduğu gibi, ayni zamanda bu | rek çalışmasıdır. Talebeye ev ve yemek işleri irken bu nokta- lar öğretme; la göz önündö bulundurulmaktadır, Bir kere İ franga tatlı ve yemekler yanında ala- turka tatlılar yer aldığı gibi, bu tatlı ve yemelkerde kullanılan malzeme de mümkün uğu kadar muhitimizde yetişen yerli mahsulden tedarik eğil- meğe çalışılmaktad Patates ve diğer tatlılarda badem ye- rine Karadeniz muhitinde en çok ye- tişeh fındık tercihan kullanılmakta- dır. Bundan maada bu yemekleri pi- | şirmek için mektepte elektrikli fırın mıntakada her ailenin güçlük çekme- den evinde bulundurabileceği bir de fındık kabuğu fırını kullanılmakta- dır, Mektebin enstitü kısmındaki ta- lebenin ekseriyeti Trabzon merkezin- de bulunan yerli ailelerin çocukların- Tefrika o, 51 Nakleden: — Ne diyorsunuz? — Pederiniz ve ablanız sizi bütün kalbimle sevdiğime kani oldular. Be- ni lütfen damadlığa kabul edecekle. rini söylediler. Ve size bhissiyatım bildirmeme müsaade ettiler. En bü- yük emelim sizinle hayatımı birleş- tirmektir, Bu sözleri söyerken delikanlının sesinde o kadar heyecan, ö kadar muhabbet hissediliyordu ki, Tendu gâyri ihtiyari müteessir oldu. Delikanlının ümidini kesmek lâ- zımdı. Onun için kati bir eda ile: — Efendim... « dedi. - Vazifem si- ze bütün hakikati söylemektir. Fi- hakika siz, son derece zarif, güzel ve bir çok meziyetlere sahib bir erkeksi- | niz. Eminim ki kızların çoğu teklifi- nizi memnuniyetle kabul ederler. Lâ- kin benim için imkânsız... Sizinle evlenmem ve evlenemem... Fakat efendim... Pederiniz razı (VâNü) | dan ibarettir. Mektep nehari olduğ idaresi | için, civa aa | derin oldu. — — Pederim olabilir... Bem deği- Yapılan sondajlar ümid verici bir safhaya gi girdi Midyat (Akşam) —- 936 senesinde Basbirinden Midyatın Kerburari mın- takasına nakledilen tesisatla petrol araştırmalarına başlanmış ve Basbi- rinden sonra Hermis köyünde bin metre derinliğinde bir kuyu açılmışsa da iktisadi petrola tesadü 'edilmedi- ginden, gene burada ikinci bir sondaj yapılması tekarrür etmiştir. Hermis kuyusunda az miktarda petrol ve faz- la miktarda havagazına tesadü edil- miş ve havagazı membai kapatıldığı gibi zuhur eden petrol de arayıcıların ümidlerini kuvvetlendirmiştir. Kerburan havalisinin jeolojik teşek- külâti Musul petrol mıntakasınin jeo- lojik teşekkülâtı ile tam bir mütaba- kat arzetmektedir, Yapılan uzun ted- kikler neticesinde bu havalide iktisa- di petrole de tesadü edileceği ümld- leri kuyvvetlenn E Hermiste ikinci bir sondaj smeliye- sine başlandığı gibi, ayni vasıfları ca- mi bulunan Kerbent'te de ayni şekil- de faali r. Biner metre derinliğinde açılacak kuyularda ikti- sadi petrole raslanacağı ve bu suret- le memleketimizin, sanayide altın su tabir eğilen ve ehemmiyeti gittikçe ar- tan petrole malik olacağı kuvvetle temin edilmektedir, Çalışanların başında genç ve de- ğerli petrol mütehassıs ve mühendis- lerimizden B, Cevad Eyüple B. Kemal Lokman bülunmakta ve bunlara €c- nebi mütehassaıslar da refakat eyle- mektedir. Edirnede göçmenlere arazi tevzii Edirne (Akşam) — Bu yıl içinde vilâyetimize gelen ve Sırp sındığının (Saray Kapınar) köyüne yerleştirilen (120) hane göçmehe arazi tevziine başlanmıştır. zalardan ve hariç vi yetlerden buraya çocuk gönderip okutabitmek; “Kız babaları için başlı başma vir derd ve müzayaka ” teşkil etmektedir. ! Bu esaslı ihtiyacı İnceden inceye tedkik eden Vali B. Refik Koraltan ve | Kültür direktörü B. Rifat Necdet Ev- rimer, erkek talebe için olduğu gibi, kız talebe için de önümüzdeki ders yılında bir Kız talebe pansiyonu aç- mak azim ve kararındadırlar. Esaslı bir teşkilâta lüfum gösteren bu İş için ilk lâzım olan bina, şimdilik Hususi Muhasebeye ait ve Selâmet “otelinin işgalinde bulunan büyük otel binası temin edilecektir. Belediye dairesi karşısında bulu- nan bu pansiyon binası, yalnız Ens- titüye değil, ayni zamanda liseye de teşmil edilerek Trabzon ve hariç vi- i Jâyetlerden gelecek olan kız talebe için İ hazırlanacaktır. i Uni... Bütün hasletlerinize rağmen, | hakikati söylemek lâzımgelirse, sizi sevmiyorum. — Aman, Tendu hanım!... Her İz- divaç sanıyormusunuz ki derin bir aşkın neticesidir?... Nice insanlar, | hattâ tanışmadan hayatlarını birlerine bağlıyorlar... Ekser aileler mütekabil bir hürmet ve samimiyet esası üzerine kuruluyor... Halbuki ben #izi çılgınlar gibi seviyordm emi- nim ki ileride, evlendikten sonra za- manla kendimi seydiritmeğe muvaf- fak olurum, Erkeğin sesi, bu sözleri söylerken sertleşmiş, kati bir karar ifade edi- yordu. 'Tendu fena halde ürktü. Rengi uçlu. — Ben o fikirde değilim efendim. Öyle düşünüyorum ki bir izdivaç bir aşkın neticesi olmalı. An- cak kalbimi verdiğim bir insanla ev- lenebilirim. — Kalbim sizindir, Tendu hanım. Muhabbetim sayesinde, eminim ki sizin de hissiyatımız bana karşı de- gişir. Zaten pederiniz de, ablanız da bu ifkirde, — Ablam mı? — Evet... Bana yardım ede- ceklerini vadettiler. — Ablam... Size yardım mı ede cek?... İmkânsız... Aldanıyorsunuz... Midyatta petrol | “Yünlü dokuma fabrikalarımızın araştırmaları çalışmalarında mühim inkişaf var Istihsalât mütemadiyen artıyor, mamulât çok rağbet görüyor Devlet işletmelerinin murakabesi için kabul edilmiş olan kanun hü- kümlerine uygun olarak «Sümerbank birleşik yün ipliği ve dokuma fabri- kaları müessesesi» firması altında birleştirilmiş olan Feshane, Hereke, Bünyan ve Merinos yünlü fabrikala- rımızın imalâtında, son yıllarda çok hızlı bir inkişaf kaydedilmiştir, Bunlardan ilk üçü eskiden kurul muş fabrikalardır. Sümerbankın ida resine geçtikten sonra noksanları ik- mal edilerek modern usullerle işletil. meye başlanan bu fabrikaların ran- dımanları seneden seneye aşikâr bir inkişafla yükse'mekten geri durma. mıştır. Feshane fabrikasının 935 senesin- deki kumaş imalâtı yekünu 766,651 metre idi. Bu imalâtı 936 senesinde 843,118 metreye, 937 de 944,442 met. reye çıkmış ve 938 senesinin yalnız İlk 11 ayında imalât yekünu 1.041.017 metre olmuştur. Ayni fabrikanın yerli yapağı istih- Iâki imalât seyrine muvazi bir artış kaydederek 936 da 532,160 kilodan 937 de 'TT9,347 kiloya çıkmış ve 938 ilk 11 ayında 782,827 kiloyu bulmuş- tur. Hereke fabrikası imalâtının takip ettiği terakki seyri de daha az mem- nuniyet verici değildir. 936 da bu | | | İ | | i fabrika; imalât yekânu 420434 metre iken 937 de 517,587 metreye çıkmış ve 938 in yalnız ilk 11 âyı zör. fında 537,973 metreye yükselmiştir. Ayni fabrikanın oinlik imalâtı da 936 da 5107, 937 de 9258 kilo iken 938 in ilk 11 ayında 5526 kiloya çıkmış- tir, Fabrikanın yerli yapağı istihtâkl 936 da 41,560, 937 de 19406, 938 de 81747 kilodur. Yabancı yün istihlâki ise 936 da 6000, 937 de 26796, 938 do 39361 kilodur. Yabancı Yün (kamgarn) #stihlâ. kindeki bu artış fabrikanın daha iyi evsafta kumaş imali hususundaki pi- yasanın talebini karşılamaya matuf n neticesi olmuştur. »daki küçük yünlü dol 936 da 49,117 metre kumaş imalâtını 937 de 72,842 pi ye çıkarmış imalâtı yekünü 67,152 metre ol na göre 938 de bu rakamın da aş olduğu muhakkak addedilebilir, Sümerbankın idaresindeki yünlü fabrikalarının imalâtında müşabed edilen bu dikkate değer artışlar fabı kalâr mamulâtının piyasada karşılaş- tığı rağbet kadar imalât teknik teşkilâtının devamlı surette terakkis bakınından da takdirle karşılanması lâzımgelen bir ehemmiyet atzetmek- tedir. Tokatta Hava Kurumu balosu çok güzel oldı Tokat (Akşam) — Türk Hava kurumu bayanlar kolu tarafından kufum menfaatına Halkevi salonunda bir balo verilmiştir. Tertip heyetini teşkil Cden bayanlar cidde niyi çalışmışlar, bir taraftan yeni aza kaydetmekle berabe pi. yango için de teberruatta bulunan bayanlardan; nadide şeyler toplamışığ'dır. Balo çok neşeli ve samimi hir hava içinde sabaha kadar devam etmi$ ve eğlenilmiştir. Bayanlar kolu başkanı Muammer Develi ve üyelerden Zeliha, Dürrf* ve Şazi bir kısımı görülüyor. — Hayır öenilimi. o Kendisi daha biraz evvel şifahen bana bu vâadde bulundu. İşte onların da üzerinizde müessir olması sayesinde, umarım ki teklifimi redde israr etmezsiniz. — Hiç bu ümide kapılmayın beye- fendi. Sizi sevmiyorum ve asla karı- nız olmıyacağım... Bu münakaşayı uzatınakta mâna yok... Zaten baba- mun ayak sesini işitiyorum... Onun- la konuşunuz... Paşa içeri girerken genç kızda öbür kapıdan koşarak kaçtı. Tendu, Fahrinin karşısında cesur davranmışlı. Bir kaç kelimeyle deli- karlının ümidini kesmek istemişti. Fakat yalnı; kalınca dehşet içinde ağlamağa başladı. Zira Fahrinin az- minden kolay kolay dönmiyeceğini hissetmişti, Babasile bir şeyler konuştuklarını işiliyordu. Sonra penceresinden baktı . Genç erkeğin gittiğini, paşanın onu teşyi ederek iltifetla elini sıktığını gördü. Uzun müddet, öyle, perişan bir halde kaldı. O sırada aklına Fahrinin söylediği bir söz geldi: Ablası da onun taralflısı imiş... Bunun ne derece doğru olduğunu anlamak istedi. Derhal Perihan odasına koştu. Genç kadın, Kadri Memduh paşe- nin getireceği haberi endişeyle bek- in çalışmaları cidden takdire şayandır. Resimde baloda bulunarârdan a a liyordu. Hemşiresini görünce! Şaşa- Tadı, Tendu, ağlıyarak, nuna sarıldı: - Olup bitenlerden ablasını boy- habe? va mı? — Biliyorum... Baban Fari beyle evlenmeni münesip buluyor! - Ne derece üzüldüğümü ne de- rece perişan olduğumu anlgfin, de. ğü mi, abla... Bana yardım“detek. in... Değil mi?... Söyle... | Yardım mı?... Ne dek isti yorsun? — Demek istiyorum ki deni bu büyük felâketten ancak ap kurta. rabi''rsin. ; — Ne suretle? r... Fikirlerini beğeniyi". rin altında... Onunla kdu$... adamla evlenmektende âdi tercih edeceğimi söyle... Zateş Ratibaen başka hiç kimseyle evleni?m. İtaat. sizlik etmek, aileme asjİmak iste. Fakat moür olaca. miyorum... ğım... Rüşdümü bekliyeceğini: Ve o za» man çıkıp gideceğim... İlç bir şey, hiç bir karar beni Ratklen ayıra» MAZ, Arkası var) mea. ve