esma 7 Mart 1939 Reisicümhur Silivride Mimi Şef, Silivride köylünün dileklerini dinliyorlar Mp 77 İnönünün Çataleayaçıkışlarından ve köylü ile konuşmalarından iki enstantane | | İlnönü, dün çifçinin toprak ihtiyacile meşgul oldular (Baş tarafı İ inci sahifede) lem müdürü B. Süreyya, yaverleri B Şükrü, Cevdet, Cahid, Muhafız ala- yı kumandanı B. İsmail Hakkı, eski yâverleri B. Fikret, Dahiliye - Vekili B, Faik Öztrak, Vali B. Lütfi Kırdar, İstanbul kumandanı general Halis Bıyıktay ve daha bazı zevat refakal ediyorlardı. Adedi on beşi bulan otomobiller Ka- bataş, Tophane yolile İstanbul cihe- tine geçtiler ve Mercan tarikile Top: kapıya oradan da Çekmeceye doğru Merledil. “ollardaki tezahürat Küçükçekmecede yollara sıralanan »alk Mili Şefi candan gelen derin sevgi ile alkışlıyor. — Yaşa, varol.. Diye haykırıyor; Reisicümhurümuz başlarile halkı selâmlayarak iltifatta bulunuyorlardı. Küçük çekmeceden sonra yollar civar köylerden gelen halkla dolmuştu. Büyük çekmecede de muazzam tezahüratla karşılanan İsmet İnönü burada otomobilden in- diler ve halka hatır sorarak fltifat- larda bulundular. Ana caddenin bir kenarında sıralanmış olan mini mini mektepliler Reisicümhurumuzu uzun uzun alkışladılar. Milli Şef bir aralık bu sevimli talebelere doğru ilerlediler ve birkaçını okşayarak iltifat ettiler. Çatalcada Şiddetli ve sürekli alkışlar arasında Büyükçekmeceden hareket eden Mil- li Şef, yarım saatlik bir otomobil se- yahatinden sonra Çatalcaya vasıl ol- dular. Reisicümhurumuz halk mü- messilleri “tarafından Çatalcaya bir kaç kilometre mesafede karışlandılar. Çatalca kazası baştan başa bayrak- Jarla donanmış ve üzerlerinde «Mini Şef hoş geldin», «Çok yaşa» ibareleri bulunan muhtelif taklar kurulmuştu. Çatalcada büyük tezahüratla şılanan İsmet İnönü otomobilden in- diler, Sokaklara sıralanmış olanı hal- kın ve mektöplilerin coşkun alkışları arasında ilerlediler. Bu esnada: Çatal- €a gençlerinin teşkil ettiği bando mu- Zıka takımı bir marş çalıyordu. Köylü ile görüşmeler Mijii Şef kendilerini alkışlayan kü- çük mökteplilerden Sıdıka ile kısa bir görüşme yaptılar ve okşayarak itifatta bulundular. oMüteakiben, halkı selâmlayarak komutanlık bina- sına giren İsmet İnönü kaymakam B. Hikmete şu emri verdiler; — Bana birkaç vatandaş gönderi- niz. Kendisi, babası ve hatta dedesi, her şeyile doğma büyüme Çatalcalı- larla görüşmek istiyorum... İnönü, salona geçerek bir masada yer aldılar, Sağ taraflarına Dahiliye Vekili B. Falk Öztrak, sollarına eski yaverleri B. Fikret oturmuşlardı. Mil. Ji Şef eilerine bir kalem alarak köy- lüleri dinlemeye hazırlandılar. Ziraat âletleri isteriz İsmet İnönü; salona girerek karşı. Yarında kendilerini hürmetle selâmla- yan Nakkaş köyünden İsmali Atay'a sandalyayı işaret ettiler ve köylü otü- runca sordular: — Ne kadar arazin var, İsmail? — Yüz dönüm, paşam. — Kaç yaşındasın? Kaç çocuğun vâx? — 20 yaşındayım, 1 çocuğum var, — Burasını su basar mi? — Hayır, paşam. — Ne ekersin? — Arpa, buğday, bakla, bostan. — Köyünüz kaç hane? — Yüz elli paşam, 336 nüfusuz, Gü- zel bir mektebimiz var. Çocuklarımız istifade ediyor. Ben de okumayı bi- zim köyün mektebinde öğrendim. — Bir şey söylemek ister misin? — Evet, paşam. Ziraat âletlerimiz noksandır. At ile'ziraat yapıyoruz. —EBen gelirken baktım; toprağı güzel bulmadım. Sürmüşler, tohumu da atmışlar, fakat bakım yok. — 'Tırmıklarımız yok, efendim. Te- mizleyemiyoruz. Bir tırmık 15 Hradır, Alamıyor musun? — Bir iki senede 12 liraya ancak bir pulluk alabildim. Bizim hârman makinesine de ihtiyacımız var, efen- dim. — Sen harman makinesi gördün mü hiç? tiler. Milli Şete, Riyaseticümhur | 1, hususi ka- | — Gördüm paşam. Harman nesi bize bilhassa zamandan Kazan» dıracaktır. Yola ihtiyacımız var İsmet İnönü köylüye teşekkür etti, Bu-esnada Subaşı köyünden Hasan salona girmişti. İhtiyar köylü ağır ağır Mini Şefe doğru ilerledi. Halin- den, birçok r söylemek istediği anlaşılıyofdu. Milli Şefin işareti üze- rine sandalyaya oturan köylü “söze başladı — Çatalcanın şimalindeki Subaşı köyü bizim köyümüzdür, paşam. Çift 1 harbinden evvel rdu, yoksa şimdi mi Kasabamız Balkan harbinden evvel iyi idi, efendim. harpte harap oldu, Bununla beraber şimdi daha imamurdur. — Çocukların var mı? — Dört tane... İkisi erkektir. — Çirtçiliği nasıl yapıyorsunuz? At il Benim asıl bir dileğim var, paşam. Bizim köyler kış oldu mu; muhasaradadır. Başı Edirneka- pıda olan ve Derbendden geçen bir yolumuz vardır. Birkaç köyün yolu yalnız budur, Kışın bu yol geçilmez hale gelince köy muhasara gibidir. Sizden ricamız bu yolun yapılması- dır. Biz köylüler bir araya gelip yolu meydâna getirecek kudrette değiiiz. Köylünün bayramı Milli Şef, köylünün bu dileğini de not etti, Hasan salondan ayrılır. ken kalbinden kopup gelen bir heye- canla haykırdı: — Size çok teşekkür ederim, paşam, Bir Devlet Reisinin halkla yakından temas ederek köylünün dileklerini dinlemesi hâdisesi, tarihe altm ka- lemle yazılacak mesuğ bir vakadır. Köylü en büyük bayramı yapıyor, paşam... Araziye muhtacız İnönü şimdi — köylü. Süleyman ile karşı karşıya... Vi — Karaca köyündenim. Köyürlüğ. de 214 aile var. Arazimiz az, geçine- miyoruz. Meselâ ben sekiz nüfusum. Bütün köye verilen 4,000 kantar kö- mürden hissemize ancak senede 20 kantar kömür düşüyor. Bu da azdır. İlk geldiğimiz zaman bize beşer dö- nüm ârazi vermişlerdi. Tabii, nüfug arttı. Fakat ârazi, ayni arazi. Mili Şef, köylünün bu derdile de pek yakından alâkadar olsrak s0tdu- lar: — Peki, civarda arazi var nn? — Yoktur, paşam. Dağlıktır. — Başka yere gider misiniz? — Geçinmemiz için gideriz. Fakat kömür meselesi de mühimdir, Bütün köye hiç değilse 1000 kantar kömür verilmelidir. İnönü izahat almak üzere orman memürunu emrettiler ve © gelinceye kadar köylü ile konuşmayd dersm öderek sordular; — Civarda çok orman var mı? — Pek çok, paşam. Birçok köyler bu ormanlardan geçiniyorlar. Fakat bizi âciz bıraktılar. — Arabanız var mı? — Var, efendim. Bu esnada orman memuru içeri girdi ve kendisine sorulanlara şöyle cevap verdi: — Altı senedir orman memuruyum. Bu köylülerin isteklerini bilirim. A- razileri azdır. Fakat bu zaruridir, çünkü köyde başka arazi yoktur. -— Orman verirseniz geçiniriz, di. yorlar. Niçin vermiyorsunuz? -- Ormanlar 15 köye taksim olvn»- muştur. Bu taksimat dahilinde -köye. ler.istifade ediyorlar. — Bunların hissesini artlırmağa imkân yok mu? — Şimdilik yoktur, efendim, » Mini Şef aldıkları izahatı kâfi gö rerek kalktılar, İsmet İnönü Çataleadan otömobi- le binerken bir köylü bazı maruzafa olduğunu ifade etti. MUM Şef köylü yü büyük bir dikkat ve alâka İle din» emeye başladılar. . Köylü arazisini işletemediğinden şikâyet ediyordu. Köylü sözünü bitirdikten sonra İsmeğ İnönü alâkadarlara #cap eden direk. tifleri verdiler. (Devamı 13 üncü sahifede)