ARICILIK: Arıların gubarı tali? -çiçek to- zu- kadar suya da ihtiyaçları vardır. Arıların mühim Bdalarından o biri de, şüphesiz sudur. Busuz hiç bir kovan ailesi yaşayamaz. Arıların suya ih- tiyaçları Iki cihet- ten mühimdir. Biri şahsi © ihtiyaçları Için, diğeri de yar- rularının o beslen- mesinde, * yemlerinin, lanmasında, şekerli gıdalarının hazır- balın eritilmesinde, halledilmesinde kullanıldığından, suya #h- | tyaç bundan dolayı çoktur. Anlarım suya olan bu ihtiyaçları za- man zaman değişir. Bazan çok ve şiddetli olur, bazan da o kadar değil Büyük ko- yanlar için su ihtiyacı fazladır. Bazı ay- lar, günde, takriben 3 - 4 Jitreyi Bular, hatti daha fazla bile olur. Su ihtiyacı en ziyade yavruların beslen- diği ve nektarin bol ifraz olunmadıkları zamanlara mahsustur, ki, en ziyade ni- san ve mayıs aylarıdır. Arılar kovanlarda dişarıya vçarak su aramağa giderler ve suyu bulmak için uzaklara uçarlar. Harielin harareti imü- sald bulunmuıyan ve dalma hariçte haya- mn pek mütehavvil bulunduğu ilkbahar. da su bulmakta müşkülât çekerler ve waklara gittikleri cihetle, havaların fe- nalığından pek çok arlarnm bu yüzden telef olarak tekrar korana dönemedikleri görülmektedir. Bu telefat bazan 2 - 9 bini bulur. Şu halde; Arıların bu telefatnın önüne geçmek için ya kovanları suyu bulunan yerlerin kenarmâ ve yahut ta en iyisi kovanların yanıbaşlarına, tavuklarda ol- duğü gibi hususi kaplarla su bulundur- mahdır. Yalnız, anlara konucak su kaplarının erin bir kap olmayıp, yasa ve sathi bir kap olması ve arıların su içerisine düşe- rek buğlmamalırı maksa, de, suyun Üzerine inee tahta çubukları, parçalari koymalı, Bu suretle arılar bunların üyeri- ne konarak sularını alırlar. Işte bundan dolayı resmini dercettiği- miz şekilde suluk koymâk faydalı olur. Kovdnların heyeti umumliyesinin bu- Yundukları yerlere, resmimizde görüldüğü gibi, dört ayaklı âdi bir masa koymalı, bunun üzerine de ince musluğu havi te- nekeden mamul bir su kabi koymalı. Kap, tahla bir takoz üzerine olurtulmalı, su- yun bulunduğu masanın yanına da, gene resmimizde görüldüğü gibi, üzerine zik- zak tahta parçaları muhlanmış olan uzun bir tahta koymalı ve tahtanın aşağı doğ- ru kaymaması için de tahtanın alt başına bir dal parçası veya bir kazıkla tutturul- maldır. Tahtanın buna dayanması şarttır. Su kabının musluğunu âz mikdarda, su damla damla akacak bir şekilde açmalı, bu » üs su tahtanın meyilli islikame- inde aşağıya doğru akar, arılar kendile- rine lâzım olan suyu buradan emerler, alırlar. Akşam, sabah su kabının doldu- rulması lâzımdır Bu su tertibatının mutlak bu şekilde olması lizimgelmez, buna muadil bir şe- kilde de olabilir. Resmimiz böyle bir su kabını gösler- mektedir ki, arılarda telefatın önüne geç- mek için, behemehal böyle bir su terti batı yapılması çok faydalıdır. AKŞAM'ın tefrikası AŞKIN KURBANI — Büyük macera romanı — Nakleden: (Vâ-Nü) — Demek doğru?... Seviyorsun ha? — Öyle, anneciğim... Lütfiye hanımefendi, hzairlanmadır d.bu hâdise karşısında fena halde bo- zuldu. Maamafih kendini yenerek gü- Jümsedi. — Böyle bir hissin var da benden giziiyordun, öyle mi?... Adada Ratib beyin o kadar peşimizden koşmasının sebebi meğer buymuş... Ayrılığın acı sını hafifletmek için de bugün bana resmi hediye ettin ha?... — Halacığım!... Anneciğim... Ayri- Jacak değiliz ki... Tahire hanımefendi: — Tabii... - dedi. - Ratip hiç bir za- mâni sizi uzun müddet biribiririzden ayırmaz... Ihtiyar kadın içini çekerek: Pekâlâ... » dedi - Mukadderat... Lâkin Tendu pek genç... On yedisine basmadı bile... Hoş nasılsa bu iş ola- cak... Madem ki sevişiyorlar, Allah mesud etsin... Nişanlarız. — Bu cevabı Ratip kendi kulağile duvenn . Haher verevim de hemen EHLİ KUŞLAR: Kanarya yavrularının erkek ve dişileri nasıl tefrik edilir ve nasıl büyütülür? Kanaryaların çift- hanelere oatılması mevsiminin yaklaş- miş olması dolayı- sile, geçen yazım- da verdiğim tafsi- Mit sırasında, bun- ların © Yavrularını uçurduktah © bir müddet sonra er- keklerle dişilerin ne suretle tefrik edile- ceğine ve ayrı ayrı kafeslerde veya bir salma içinde ne veçhile büyütülme- leri ve yetiştirilme- leri kabil olacağına duir nu gimi yazmıştım. Kanaryalar çifthamelerde mevsime ve iklime ve kuşların kudret ve sıhhatlerine göre bir kaç ağız yavru yapacaklarına binaen, ilk yavruların ana ve babaları ta» rafından beslenmeleri hitam bulup ta kendi Kendilerine yem yemeğe büşladık- tan ve kendilerini yaşatınağa muktedir olabilecekleri kudreti iktisap ettikleri gö- rüldüklen sonra, çifthaneden başka bü- yücek sülmalara mahrucen ve yahut ta dişileri bir arada büyücek bir kafes da- hiline birakmak üzere erkeklerin ayrı ay- ri kafeslerde bakılması ve beslenmesi Jâ- İkinci yavrular da keza! Ku narya yavrularının erkekleri yavaş, Yi vaş cımldar, gürbüz ve iyi de bakılmış ise yem yemeğe başladıktan ve ayri kafes- lere komulduktan bir müddet sonia ölme- #e, yani sürekli, sessiz ve emtı yapmağa ar dişilere nazaran da- re cüsseli olmakla beraber #ünekteki duruşları itibarile dişilerden mütehassıs nazarlarile âdeta ayrılırlar. Ayakları daha yüksek, gagaları biraz daha sivri ve bakışları keskincedir. Kuy- ruk altı üflenerek orada kabarıklara dik- kat lâzımdır. Erkek oldukları anlaşılan yavrular ay- n kafeslere koyarak dişilerden ayn ma- halde ve ötüşleri beğenilmiş, intihab edil- miş ve salmaya atılmamış baba kanar- yaların hemen hemen yakınlarına asma- hdır ki ötüşü muntazam ve bozulmamış olsun. Yavru kafeslerini zinhar pencere ba- ricine aşmamalı ve yabani kuşların ses- lerini duyurmamaldır. Bazı erbabı merak ve bahusus Boğaz- a - Boğaziçinde - koruluk içinde ikamet edenler, bahçelerinde veya civar koruluk- Tama, ilkbaharda da'ma billbül sesleri De ruhlarını inkişaf eliirdiği gibi, böyle ma- hallerde ikamet eden merakli kimselerin erkek yavrulara bü bülbül seslerini nci tirmek ve dinletmek suretile sadalarında daha ahenk ve daha halvet hasıl olacağından bu gibi mahallerde yavruların rüzgürsiz, müte- madi güneş gürmer, kuytu bir mahalde harice asılmasında mahzur yerine fayda vardır. Gerek diş! ve gerekse erkek yavrulara seak başlayıncaya kadar “nee kıyılmış yumurta, marul ve salata gibi gıda ka- narya yemlerine ilâveten verilebi fesleri ve tönekleri her gün te ve bitlenmemesine dikkat etmek lü: Kanaryaların enva ve ecnasına ald olan tafslâta muhterem okuyucula, el bir yazımızda bildireceğim gibi, suni bir tarzda hususi ses gramofonlarile #es- lerinin nasi terbiye edilebileceğini 2iX- redeceğim, Tefrika No. 16 gelsin... — Nasıl hemen gelsin? 'Tahire hanımefendi pencereye koş- tu. Bir mendil salladı. Birkaç dakika sonra Ratip salondan içeri girdi. Rengi uçuktu, lâkin Tendu'yu sö ran nazarlarında derin bir sevinç par- yordu. Bu bakış delikanlının ne de- rece kızı sevdiğin! Lütfiye hanım efen- diye kolaylıkla anlattı. İçi rahat etti: — Beyefendi, Tahire hanımefendi- nin namınıza yaptığı teklif beni şa- şırttı. İhtiyarlar, gençlerin aşk İlham edebileceklerini unutuyorlar galiba! Ben de sizin Tendu'yu sevdiğin!zi hiç farketmemiştim... Meğerse benim K zim da bu hissinize mukabele ediyor- muş. İhtiyarlık hodbinliğile yavrumu daha uzun müddet yanımda alıkoya- | bileceğimi sanmıştım; çünkü henüz pek gençtir amma, mademki nasılsa bir gün erlenecek ve ayrılacağız onu | sizin gibi bir erkeğin eline tevdi etmeği | tercih ederim, Bugünden itibaren ken. dinizi nişanlı telâkki edebilirsiniz. Bu sözleri metanetle söyliyebiimek Halis ve karışık süt nasıl anlaşılır! Süt; en çok sarfedilen mühim bir gıda maddesidir. Buna rağmen hileye de en farla maruz kalan maddelerden birisi de gene süttür; bilhassa memleketimizde 88f, temiz, karışmamış, karıştırılmamış süte ender tesadüf edilir. Az çok, her hal- de, mutlak bir şey karıştırılır. Süte yapılan hilelerden başlıcası: Süte Su karıştırmak ve yahut ta sütün kay- mağını almak, çalmaktır. Süte su karıştıranlar hilelerini belli et- memek için, sütün içine nişasta veya ko- layı suda bhalletikten sonra muayyen mikdarda süte iüve ederler, karıştırırlar. Bunun gibi, bazı hilekârlar da sütün kaymağını bir mikdar aldıktan sonra, gene belli etmemek için içine ezilmiş öküz beyni ve salre karıştırarak sütün kesafe- tini halis süte yaklaştırırlar, Hilekârların bu sahtekârliğını anlamak pek kolaydır. Sütün içerisine nişasta veya kola karış- arılıp karıştırıimadığını anlamak ta pek kolaydır. Karıştırılmış sütten bir mikdar alınır, 85 - 70 hararet derecesine kadar ısıtılır ve bunun içerisine 1 - 2 diyot atılırsa ve eğer sütle nişasta veya kola varsa hemen mavi bir renk peyda olur. Bu suretle şayet, hilekâr sütçü ya- minızda ise derhal yüzü kıpkırmızı olur. Bunun gibi, halis, hariçten su karıştı- rümamış bir sütün muayyen bir kesafeti vardır. Bu kesüfet farklarile süte su ka- rıştırııp karıştırılmadığı anlaşılır. Meselâ: Muayyen bir hacimde bulunan su ile sütün ağırlıkları beynindeki nis- bete kesafet, izafi siklet deriz. İşte buna göre su karıştırıp karıştırılmâdığını bu- Juruz. Şöyle ki: Bir litre suyun ağırlığı 1000 geam geldiği halde, ayni hacimde bulunan inek sütünün ağırlığı 1,029 - 1033 gram, koyun sütünün ağırlığı 1/033 - 1038 Bram, keçi sütün de 1,032 - 1094 gram gelir, İşte bu izahata göre: İnek sütü her bir Hitrede, sudan 29 - 33 gram, koyun sütü 32 - 38 gram, keçi sütü de 37 - S4 gram daha ağır olduğundan inek sülünün ke- safeti 1029 - 1,033, koyun osütününkü 1,033 - 1038, keçinin de 1032 - 1,004 de- mektir. Yukarıda verdiğimiz izahatta sütün bu muayyen kesafetlerini ölçmek için de (&reometre) süt ölçüzü denilen bir âlet kullanılır. Bu let bali tabiide saf bir süt içerisine batırılırsa, orâya, halis, yani 1029 - 1083 (veya 29» 33) kexafet işareti kon- muş olduğuna güre: Şimdi bu süte hariç- ten su karıştırilırsa Alet daha fazla batar. Arevmetre ületinin üzerinde işaretler vardır. Meselâ; Süte onda İki, onda üç, onda dört ilk nisbetinde su karıştırılmış olan noktaları işaretler vazolunmuştur. Şu halde, hariç sütü urunca bir kaba koymah, bunun içerisine süt öl- çüsünü batırmalı, parmakla ölçünün ba- çü biraz yüzdükten sonra noktada kalır, o noktayı oku- malı, işte © nokta sütün bali huzırdaki kesateti olmuş olur. Yalnız, tecrübesi yapılacık, yani ke- mfeti ölçülecek sülün hararet derecesi- nin on beş derece olmas lâzımdır, Ha; Tet fazla ise artemetre fazla, 15 len aşa- Bı ise süz ölçüsü de Oo nisbette az bata- cağından okunana dereceler Kİ kesafetini gösteremez, mus olur. Binaenaleyh, muayene edilecek sütün hararet derecesi az İse 15 dereceye iblâğ etmeli, fazla ise soğutarak gene 15 dere- ceye indirmeli. Ondan sonra areometreyi (süt ölçüsünü) süte batırmalıdır. Her süt ölçüsünü yapan müesseseler yene yanlış için biçare ihtiyarcık oldukça gayret sarfetmişti. Fakat sonunda gözlerin. den inen yaşları zapledemedi. Ratip hürmetle kadının elini öptü: — Hanımefendiciğim! 'Teveccühü- nüzün minnettarıyım. Kızınızı elim- den geldiği kadar mesud etmeğe çalı- şacağıma emin Olabilirsini, Fakat demin söylediğiniz bir sözün mânası- nı anlıyamadım. Ayrılıktan bahsetti- niz. Ne münasebet efendim? Tendu'- nun göz yaşlarımı ikimiz de görmek istemeyiz. Onu ikinci ve asıl annesin. den ayırmak doğru olmaz!... —! — 'Tabil değil mi? Benim kimsem yok... Bana da bir valide olmak iste- mez Misi; Hep birlikte, kâh sizin konakta, kâh bizim köşkte otururuz. Yanınızda kızınızdan maada bir de hürmetkâr oğlunuz olur. Lütfiye hanımefendinin yaşlarla 1s- lanmış yüzü saadetle parladı, kolları- İ ni açtı, Delikanlıyı göğsüne bastıra- rak: — Allah senden razı olsun eylâdım. Beni şu an mesud ettiğin gibi daima hayatta mesud ol... İlk helecanlı zamanlar geçtikten sonra ihtiyar kadın mütebessim bir eda ile Ratibe: — Bakın! . dedi. - Müstakbel zevce- niz ayrılık ihtimlaini göze alarak aci- yı hafifletmek için bana yağlı boya Tes- mini hediye etti. damla tentür- | n haki- | Çiçekçilik Çok şık Begonyalardan Begonya Reks nasıl yetiştirilir? Çiçekler arasında çok kıymetli bir mev- kli olan, zarif, pek şık çiçeklerden biri de begonyalardır. Begonyaların envaı o kadar çoktur ki, giçekçiliğin başlı başına mühim bir şu- besini teşkil eder. Biz, begunyaları, çiçeklerine göre: Kat- merli veya yalınkat olmak üzere Iki bü ığımız gibi, bir de çiçek ve yaprak begonyası namile de iki grupa taksim ederiz. Resmini dercettiğimiz begonya, bir nevi yaprak begonyasıdır. Çok zarif, dekoratif olan bu begonyaya, Begonya Reks deriz. Yaprakları İri, koyu veya açık yeşii ze- min üzerine gümüşi beyaz, mütevazin, güya el ile yaprak üzerine tersim edilmiş gibi, renklidir. Yaprak begonyasının da pek çok çeşit- leri vardır. Meselâ: Yeşil zemin üzerine kırmızı kadife gibi iri yapraklar, yeşi- Umtirak sarı veya beyaz yapraklar, ih Bibi... Tablatin begonyalara verdiği bu güzelliğe hiç bir çiçekte tesadüf edile- mez, Yaprak begonyalarının da bittabi çi- çekleri vardır. Fakat bunlar ufak, sâde ve yalınkattır. Esasen bu begonyalarda aramlan çiçek değli, yapraktır ve yaprak- larının güzelliği için yetiştirilir. Basit çiçekli begonyalar doğrudan doğ- ruya bahçelerde yerlerine dikilebilir ve öylece kalır. Fakat katmerli iri ve güsel giçekli begunyalarla resmimizde görülen begonyaları saksılarda yetiştirmek lüzım- dır. Bütün bu begonyalar yumrulu, 80- Banlı begonyalardandır. Begonyaların sevdiği toprak, funda top- rağı, şayet funda toprağı bulunmazsa yarı yarıya çürümüş yaprak veya kestane toprağı ve ya çürüntüsü, i; dere kumu İle yapılan mahlut toprak olmalı Soğanlı, yumrulu begonyular, doğrudan doğruya bahçelerde yerlerine dikilecek olsalar bile, gene ayni mahlut toprakla yapılan toprak içerisine karıştırarak dik- mek lâzımdır. Bahçelere dikilecek begonyaların ağaç altlarına, gölgeli parsellere dikilmesi da- ha doğrudur. Çok güneşli yerler, beğon- yaların, çiçeklerinin bozulması, yap- rakların sertlenmesini, binnetice kuruma- sını İntaç eder. Begonya soğanları, yumruları, şubat- tan sonra, mart on beşine doğru yerlerine dikilebilir. Limonluklar olan oralarda, olmıyan- Jar da sicak odalara begonya sakmlarını koyması lâzımdir. Ve saksıları riya, gö- neş görmeleri için kenarlarına koymak daha muvafıktar. Bu suretle yum- rular daha çabuk çimlenirler, Çimlenmiş olan yumruları, soğanları İstenilen yer» lere dikmek kabildir. Havalar senk ve kurak giderse bunla- rı ince delikli kovalarla sulamak lâ- ımdır. Begonyalar; hazirandan sonbahara ka- dar güzel güzel çiçekler açarlar. Sonba- harda donlardan evvel, yaprakları sara- rınca, yâprakları toprak seviyesinden kesmeli, soğanları veya yumruları top- rTaktan rarak, bir müddet güneşte ku- ruttuktan gonra bir sepete veya torbaya. veya tahta bir sandık içerisine Koyup 8- çanların musallat olmiyacağı bir yerde, Ykbahara kadar muhafaza etmelidir. Bezonya soğanları kuruyunca kökleri kemseli, tahta sandıkları içerisine konan ince talaş İçinde muhafaza etmelidir Begonyaları çoğalmak için dallarından çeliklemeler yapılır. Keza yaprağı iri. ka- hn begonyaların da yapraklarından kum içerisinde sathi çeliklemeleri yapılır. Bu suretle teksir edilir ve bu öuretle ayni ana nebatına müşabih çiçekler elde edil- miş olur. Çek fidan, yeni yeni cinsler elde etmek için de doğrudan doğruya tohum ile tek- sire müracaat edilir, Bogonyaların tohum fle nasi teksir edildiğini ve envai ikin- cl bir yazımızla izah edeceğiz. Resmimiz pek zarif olan yaprak be; yalarından, Begonya Reks'i göste tedir. OKUYUCULARIMIZIN SORGULARINA CI PLAR Bir kaç sunle cevab Ankara, B. C. A.: Mektubumuzu aldık, âlâka ile okuduk, cevabları aşağıda ve- rilmiştir: I — Zirai yazılarımızı ihtiva eden «Halk Ziraatis narı altındaki kitabımız çoktan çıkmıştır. İstanbulda Ankara caddesinde Hilmi Kitapevinde bir lira mukabilinde satılmaktadır. Oradan tedarikini tavsiye ederiz... TI — Geçen ene bağınızda zuhar eden hastalık, tarifinize göre; her halde mil diyo olması ihtimali vardır. Buna karşı Bordo “bulamacı istimal olunur, ki, kita- bımızda iyi bir şekilde izahat vardır, onu okumanızı ehemmiyetle tavsiye ederiz. Külleme için de, zamanında, kükürt çi- çeği istimal olunur. Bu mesele hakkında da kitapta izahat vardır. m Kışın güzel, O yapraldan koyu Oyeşii orenkte ve yaprakla. rını dökmiyen, Hedera Helix isminde bir nebat vardır. Bunu İstanbulda Pazartesi pazarındaki fidancılardan tedarik edebi- dirsiniz. Çek ucuzdur. Bunu, bilâhare çe- Mikleme suretile teksir edebilirsiniz. Çün- kü arsız bir nebattır IV — Ağaç şakayiğini Ankarada açıkta bulundurmak doğru değildir, donlardan müteessir olur. Bunu ya büyük bir saksı- ya ve yahut ta küçük bir fıçıya dikerek ve kışın da içeriye alarak muhafaza et- meniz doğrudur. ar SA A A A AEP sütün nasl muayene edileceğine dair bi- rer İsahname verirler ve ona göre tashi- bat yapılır. Evlerinde çok süt sarfedilen, mektep- ler ve bastaneler, her aile sahibinin pek ucuz olan edinmelerini el isteriz. nmiyetie tavsiye etmek Ye levhayı Ne güzel yapılmış. Âdeta canlı gi- bi değil mi? Delikanlı resmin harikwlâdeliğini görerek büyük bir samimiyetle: — Evet pek güzel... Pek sanatlı... « dedi. Lâkin sonrü alttaki imzanın «Peri- han» olduğunu farkeder etmez kalbi dartandı. O sırad Tendu büyük bir coşkunlukla artisti medhediyordu: — O zaten zamanımızın en İyi res- mı. Şahsen tanımıyorsanız bile is. mini işitmişsinizdir değil mi Ratip bey Ah! Kendini de görseniz ne ka- dar beğenirsiniz... Çok yüksek bir ka- dın cidden takdire şayan! Lütfiye hanımefendi gülerek: - Aman, bu ne coşkunluk, Tem du?... Hakikaten bu kadar mükem- mel mi? — Söylediklerim az bile... Onu çok seviyorum... Âdeta bir abla gibi! Bu sözleri işiden Ratip müthiş bir korkuya kapıldı. Nasıl oluyor da ni- şanlısı, Perihanla bu derece samimi olmuştu? Sakın terkettiği metresi iz- divaç projesini haber alıp da bir inti- kam hazırlamak üzere genç kızla ah- baplık etmesin! O akşam Lütfiye hanımefendi Ta- bu süt ölçüsünden birer tane | hire hanımla delikanlıyı yemeğe alı- koydu; hep birden tatlı tatlı projeler hazırladılar, Ratip, ilk gördüğü gün- denberi genç kızı nasıl sevdiğini, red. Her ne kadar, bu iş, belediyelerin va- sâlesi ise de, bizde, maalesef sütlü mua- yene edecek, hakkile anbyacak belediye memurlarimız pek azdır. Eğer gebrin süt- leri bir elden tedarik ve idare edilirse, mesele kalmaz. Süthaneler, süt toplama istasyonları bu vazifeyi yaparak herkese saf ve temiz süt içirmiş olacaklardır. dedilmek korkusile ne helecanlar çek- tiğini anlatıyordu. “Tendu ise yaşadığı bu çok bahtiyar dakikalara rağmen mütemadiyen ab- tasını hatırlıyor, onun yalnızlığını dü. şünerek üzülüyordu. Nasılsa bu meseleyi halasına söy- liyecekti, o halde biran evvel açmak dolayısile Ratibe de anlatmak daha doğru olacaktı. Fakat daha evve) giz- lice kendisini büyüten ihtiyar kadına anlatmak lâzımdı. Kararını verir ver- mez artık sabretmeğe tahammülü kak madı, Yavaşça nişanlısına: — Ratip bey size bir ricam var. Ha- lama mühim birşey söylemek istiyo- rum. Onu alıp odadan çıksam çirkin olacak. Ne olur siz Tahire hanımefen- diye birşey söylemek istiyor muşsu- nuz gibi onu alıp yarım saat kadar bahçede meşgul edin, olmaz m? - de» di. Delikanlı sevgilisine yapacağı bu ilk yardımı memnuniyetle kabul etti, Zaten Tahire hanımefendiye tavassu- tu için teşekkür etmeği istiyordu. Hoş-lâtifeler yaparak ihtiyar kadı- nın koluna girdi ve onu bahçeye doğ- ru götürdü. Tendu mütereddid hareketlerle sü- londaki ufak tefek eşyayı düzeltti. Ham lasmn bezik masasını hazırladı, son- ra birdenbire kadıncağızın oturduğu koltuğun yanına yaklaşarak: (Arkası var),