Bahife 6 AKŞAM Jüpiter yıldızı herkesin nazarı dikkatini celbediyor Dünyada 1312 defa bü yıldızdaki kırmızı hökelir nedir? Avrupa memleketlerinde bir çok meraklıların seyyarelerin vaziyetin. den 1939 senesinde neler olacağını keşftetmeğe uğraştıkları şu sırada Jüpiter yıldızı bilhassa üzerine dik- kati celbetmektedir, Geceleri gökyün zünün cenub kısmında pek parlak görünen bu yıldız, büyüklük itibari- Je güneş allesinin calâtu addedilmek»- te ve en bü; ları sinesinde sak» uy yıldız sanılmaktadır. Jüpiter yıldızı, kürremizden 1313 defa daha büyüktür. Bu yıldız, sat- hinda görünen kırmızı büyük leke ile heyetşinasların merakını uyandır» yor, Jüpiterin sathında bu kırmızı leke o kadar geniş bir sahaya yayılı. yor ki, kürrelarzı, bütün denizleri ve kıtalarile beraber içine alabilir. Bu kırmızı leke 30,000 mil uzunluğunda ve 7,000 mil genişliğinde tahmin edi mektedir. . şinaslar, bu lekeyi başka bir nin çarpması neticesinde Jü- Idızında açılan derin yaranın €eri addediyorlar. Bu yaranın biz kürrelarz sakinleri için ehemmiyeti vardır. Zira bir yara, semavatta do- laşan serseri yıldızlarda veyahud her hangi bir seyyarenin çarpması neti- cesinde Jüpiterden çok daha büçük olan kürrelarzda ne gibi tahribat yar pabileceğine dair bir fikir vermekte- dir, Jüpitlerdeki kırmızı lekeyi ilk defa olarak 164 senesi mayısında Huk keşfetmiştir. O zamandanberi seyya- elerin vaziyeti İle uğraşan âlimler, er ile ehemmiyetli bir surette meşgul olmuşlardır. Bir zamanlar, bu kırmızı leke Jüpiterde hâlâ yanmak- ta ve gün geçtikçe sönerek topraklaş- makta olan bir mıntakanın bakiyesi olduğu idüla edilmiştir. Fakat âlim- ler, son tedkik ve müşahedeleri için bu kırmızı lekenin başka bir yıldızın Jüpitere çarpmasından hasıl Iduğunu kabule mecbur kalmışlardır, Yapılan gayet ince tedkik ve he- hesaplar neticesinde Jüpliterin etra- fında 16,000 mil derinlikte bozuk bir kışır bulunduğu anlaşılmıştır. Yıldı. zın etrafındaki hava muhiti de 6,000 mil yüksektedir. Halbuki ârzın etrâr fını saran hava tabakası ancak 40 mili buluyor. Jüpiter yıldızı gibi etrafında bu kadar büyük bir hava tabakasının en altında bulunan ecsam müthiş bir havayı nesini tazyikine tâbi tu- tulmakta, müvellidülma gibi bazı gazlar, su kesilmekte diğer bazi gaz- Jar da tasallup etmektedir. Bu vazi- piter y C ÇAkşam'lın edebi romani Jın edebi romanı YAPRAK AŞISI BURHAN CAHID Sermed bey nazik ve zarif bir adam. Yüzüme bekti, — Etmemeli miydim? * — Bilmem? İkimiz de sustuk. Odada birkaç ke- re dolaştı. Tekrar önüme geldi, dur. du: — O kadar samimi bir eski arkadaş- tır ki onun beni davet etmesi ne ka. dar tabii ve hattâ lâzımsa benim de bu daveti kabul... — Tafsilâta ne lüzum var canım, Madem ki arzu ettin. — Hayır, arzu ettim değil, senin için de bir değişiklik olacağını düşün- düm. — Teşekkür ederim. Gideriz. O kadar sevindi ki bir çocuk hopla» tır gibi beni kapınca havaya kaldır. dı. rı .. Sefaret kâtibi Sermed bey bize bir sürpriz hazırlamış. Bizi Pariste alaturka yemekler ya- pan bir lokantaya götürdü. Güzel bir yer değil, Bütün hususiyeti yemekle. Tin alaturka oluşu ve birkaç -garso- nun türkçe konuşması, yük olan bu Jüpiter yıldızında müthiş bir yara açan seyyarenin çarpmasını gösterir tahmini bir resim yetten Jüpiter yıldızmın etrafında ! daimi bir hava hercümerci vardır. Jüpiter yıldızında mevcud kırmızı jekenin, keşfedileliberi 214 sene geç- tiği halde değişiksiz kalması, ve Jü- | piterin etrafı 16,000 mil derinlikte bir buz tabakasile kaplı bulunduğu | halde, müsademe neticesinde gövde sinde bu kadar müthiş ve derin bir yara açması, heyetşinasları derin de- rin düşündürmektedir. Heyetşinaslar nn tahminine göre Jüpiterde bu İzmir Halkevinde elişleri ve kıyafet sergisi İzmir (Akşam) — İzmir Halkevin- de açılmış olan eski ve yeni el emek- leri ve kıyafet sergisine vali B. Fazlı Güleç tarafından İzmirdeki ecnebi dev. Jetler konsolosları davet edilmiş ve konsoloslar, refikalarile sergiyi ziya- | ret etmişlerdir. Bu münasebetle Halk. evi tarafından konsoloslar ve refika- Jarı şerefine bir çay ziyafeti verilmiş. tir. Konsoloslâr, sergide gördükleri eserleri çok beğenmiş, takdir ve mem- nuniyetlerini açıkça izhar eylemişler- dir. Ziyafet, samimi hasbühallerle geçmiştir. 'Tefrika No, 28 Pek hoş konuşuyor. Parise uğrıyan Türk dostlarına pilâv ve taskebabı ye- dirmek bahanesile şişmanlandığını söylüyor. — O halde ahbaplarınız size uğra- madan dönmeli.. dedim. Yoksa teh- likedesiniz. Yemekten sonra bizi bırakmadı. — Dostlarımızı biraz da Parise yü- kışır şekilde eğlendirmek vazifemiz- dir hanımefendi. Müsaade ederseniz şimdi (Tabarin)e gideceğiz. Necmi beyin birkaç kere bahsettiği halde beni götüremediği bar. Gâzete- lerde İlânları gördüğüm için buranın da Florian gibi bir eğlence yeri oldu- gu muhakkak. Bana öyle geldi ki, bu davetin asıl sebebi ve hedefi. orası. Necmi bey kendiliğinden kabul ettire- mediğini anlayınca arkadaşını öne katmış olacak, İçini yiyip kemiren bu eğlentiden onu mahrüm etmeği doğ. ru bulmadım. On beş dakika sonra (Tabarin)de idik. Burası Floriandan daha kalabalık, daha muhteşem. Parisin diyebilisim muazzam yarayı açan ya bir seyyare veyahud başka semavi bir cisimdir. Seyyare, müthiş bir küvvetle ve sivri tarafile Jüpitere çarpmış olacaktır. Bu müsademe o kadar şiddetli olmuş- tur ki çarpan yıldız, Jüpiterin etra- fında binlerce mil kalınlığındaki buz tabakasını parçalamakla kalmamış, Asıl seyyarenin gövdesinde pek derin bir vara açmıştır. İşte Jüpiterde kır- mızı İeke namile anılan müthiş yarâ bu şekilde hasıl olmuştur. Manisa Halkevinde kon- ferans ve konserler Manisa (Akşam) — Manisa Halk- evi, mevsim münasebetile temsil ve konferanslar serisine başlamıştır. Bu hafta kız enstitüsü müdürü bayan Hayriye Gizella tarafından (Kadın ve sânat) mevzulu bir konferans vermiş, Türk kızlarının eski ve yeni hayatını anlatmış, şimdi sanat sahasında kız- larımızin gösterdiği yüksek muvaffa- kiyeti tebarüz ettirmiştir. Yakında ay- ni enslitü tarih « coğrafya öğretmeni bayan Nedime Kamışlı da (Dünyada matbaacılık, İbrahim Müteferrika ve Türkiyede matbaacılık) mevzuulu bir konferans verecektir. Ayrıca bir de konser tertip edilmiştir. ki gördüğüm en şık yeri ve en şık ka. dınları, en zengin tuvaletleri, en par- lak elmasları burada. Necmi bey yanımda uslu bir fino gi- bi. Benimle fazla meşgul görünüyor. Bu alâkasını hiç tabii bulmuyorum. Bana öyle geliyor ki, heyecanını belli etmemek için bana kompliman yap- mak lüzumunu hissediyor. Şark lo kantasında alaturka yemeklere uysun diye birer kadeh rakı içmiştik. Ser- med bey bu içkisini böyle davetlerde evinden gönderiyor ve İstanbullu mi- safirlerini gafil avlıyor, Şimdide şampanya faslı var. Sahnede numaralar başladı. Çok müşkül hünerler var, Kadın vücudü- nün bu kadar elâstikiyeti olabildiğine hayret ettim. Akrobatik hareketlerde iskambil kâğıdı gibi açılan, kapanan genişliyen, daralan bir vücudda hayat olabileceğine inanmak müşkül, Fakat insanları eğlendirmek, insanlara zevk, heyecan vermek, tok ve ahmak gözleri sevindirmek, et ve kemik yığınla keyiflendirmek için kadın adı veriler mahlökun sanat süsü altında bu ku. dar alçalışı sinirime dokundu. Ben hattâ Moris Şövalyenin maskaralık- larına da kızar ve ona acırdım. Vaşing- tonlu kasap kralının dolarlarmı alk mak için yaptığı âdi sahnâ hareket- lerini, Hindli racayı güldürmek için döktüğü dilleri ayıplardım. Güzel Pa. risli kızların dünyanın her köşesinden GEÇMİŞ ZAMANLAR: 13 Kâhunusani 1939 Tarafımızdan Fransayı sehabetle Italya ve Almanya ve Holânda hü- kümdarlarına ferman yollanması 1521 tarihinde Almanyada papas Lüterin ihdas eylediği protestanlık | mezhebine sülük edenlerle katolikli- gi müdafaa ve muhafaza garezile $i- Jâha sarılanlar arasında vukua gelen ve yüz neden ziyade süren kan- lu mezhep kavgalarında garbi Avru- pada pekçok kanlar Hassaten Fra Şari Sen Barteler ele geçirdiği protes tanların « canına kıy mıştı. Protestanlar nefislerini fan için kuvvetli bir firka t tiler, Fransa ahalisinin ekserisi ptotes- tanlığın kâmilen imhası taraftarı ol- duğundan ilerde kralın akr ndan Dük dö Giz'e tebaiyet ile prote: lar | aleyhine bir fırka ihdas ettiler, Dük dö Giz teğallüp ederek protestanlar aleyhine katolikliğin enbüyük hâ- misi olan İspanya kralı ikinci Filip ile ittifak âkdetti ve altı ay içinde kato- Jikliğe dönmiyen protestanların yer- lerinden kaldırıp memleketten tarde- dileceği ilân olundu. Lâkin protestan- Jar bu kararı kabul etmediler, Fransa kralının akrabasından olup protestan mezhebinde bulunan Navar kralı Han. rinin kumandası altına girerek kato- Wiklere taarruz eylediler. Dük dö Giz ile ve o vakit, Fransa kralı olan üçün- cü Hanri ile dövüştüler. Nihayet üçüncü Hanri müteassıp bir papasın tarruzuna uğrayıp telef olunca Fran- sa krallığı Navar kralı üçüncü Hanri. ye (dördüncü ünvanile) İntikal etmiş oldu. Hanri üç sene uğraştıktan sonra tebafyet oetmiyen vilâyetler ile Paris teb'iyet etmiyen vilâyetler ile Paris ahalisini kendi tarafına celb ile bera- ber Fransaya gelmiş olan İspanyol askerini İngiliz kraliçesi Eiizabetin ve Danimarka kralının ve Almanyadaki Palatina hükümdarlarının o mukave- metleri sayesinde Fransadan defedip çıkardı. Dördüncü Hanri siyaseten ve ikti. saden Türklerle hoş geçinmek ve iti. If ve itifakın Fransa hakkında fay- dasını hakkile takdir edenlerdindi. Onun için zadegândan gayet ehliyet ve liyakat sahibi, hoş sohbetli, micazi esna Kont dö Brev'i elçilikle İstanbu- la yolladı. Kont dö Prev türkçe de öğ» renmişti. Saydığımız evsafı sayesinde kendisini devletimizin erkânı ve rica- line sevdirdi. Herkes hatrına ve sohbe- tine riayet eder oldu. Kazandığı tevec- cüh sayesinde mesullerini İs'af ettiri- yordu. Devletinin mevkiini ve itiba. rm ve nüfuzunu arttırdı. dökülmüştü. | i O esnalarda Türkiyeye müsald ve pek dostane siyaset ittihaz ettiği için kendisini sevdirmiş olan ve sözünü geçiren İngiltere kraliçesi Elizabetin tavsiyeleri tesiri ile de Türkiye dör- Pârise gülmek, eğlenmek, sefahat et- mek için akın eden insanların hoşu- na gitmek için yaptıkları bu yaltak- lanmalar bana o kadar iğrenç geliyor ki! Dikkat ediyorum. Buraya erkekle. rile beraber gelen kadınların da yüz- lerinde samimi bir kadın ifadesi! yok. Pırlantalar, ipekler içinde gülmeleri. ni bile estetik kaidelerine uydurmağa çalışarak konuşan bu süslü kadınla- rm buraya gelmelerindeki sebebin kendilerini göstermekten ve hoşa git- mekten başka birşey olmadığı o kadar belli kil Burada hattâ istemeye istemeye içi. lecek şey şampanya, İstemeye isteme» ye yapılacak hareket tebessüm, iste- meye istmeye konuşulacak mevzu ha- yatlan memnuniyet. sümler ve iğreti saadetler içinde SAY- rulan franklar bu kalabalığın zevk ve eğlence vergisi gibi bar kasasına aki- yor. Ve daima değişen, her zaman da de- gişiklik isteyen insan ruhları için öyle cazip numaralar tertip edilmiş Ki bun» dan daha başka neler yapılabileceğini düşünmemek kabil değil, İçindeki yarı çıplak kadınlarla bir bulut gibi gözderi kâybolan elektrikli sahneler ve gökten melekler indiği hissini veren ipek kanadlı genç kızları yukarıdı hneye indiren elektrikli ü Hanriye yül eylemişti. Ba. kralın namına elçisinin istediği ri röğddetmez oldu. İca- ya muavenet için İspan- 1« tebliğ ile Han- Girdi Bu tehdidler ri Ma; a almağa vaffak old ıyaya karşı ihtiyate Iamağa mecburdu. Türkle mma ile muavenet istedi ve ge istidası üzerine tarafımızdan # ze bir filo sevkolundu. Hanri (Fonten Fransez) mühim bir mu sandıktan sonra İspanya akdine ve dahilen de katoliklerle pro-, testanlara teminat vererek mezhep kavgalarının önünü almağa muvaffak oldu. Ondan sonra Avusturyanın te- gallüp ve tahakkümüne meydan ver memek üzere Avrupada yeniden siyasi bir müvazenenin testan mezhebindeki hükümdarlarla muhabereye giriştiği gibi imparato- run tegallübü bizim hakkımızda da tehlikeli addolunduğu için Kont dö Brev vasıtasile icra etliği müracaat üzerine birinci sultan Ahmed namına BabıâlI tarafından İtalya ve Holan- da ve Almanya hükümdarlanna ve Üümerasına bitaben hülâseten şu meal. de bir ferman gönderildi «Malümunuz ola ki ceddimiz Suk tan Süleyman zamanında ecdadınız kendilerini imparator Şarl Ken'le bi- raderi Ferdinanın şerlerinden ve taar- rTuzlarından vikaye etmek için Fransa padişahının muavenetine müracaat etmişlerdi. Ceddim Sultan Süleyman da Fransa pağişahınm hatırına rig yetle 909/1553 tarihli bir fermanla ecdadınıza her türlü muâveneti icra hakkında p etmelerini bütün memurlarımıza ve berri ve bahri kumandanlarımıza eni reylemişti. Bu zamanda biz de gerek dostluğunu gördüğümüz şimdiki Fran. sa pağişahile ve gerek eslâfile ecdadır miz arasında cari olân dostluğu ve tifaka hürmetle Fransa padişalı dostları ve müttefikleri olan hüküm. darlara dostluğumuzu temin eyliyo- ruz. Şimdiki Nemse krali Ru İspanya kralı Filib Şarl Ken'in evlâdı. dırlar, Bunlar Allahın sizlere ihsan ettiği memleketleri zaptetmek sevdâ- sında iseler de satveti askeriyemizi o (Devamı 8 inci sahifede) Mütekaid büyük elçi Salih Münir Çorlu techizat o kadar mahirane tertip edil. miş ki insan bir eğlence yerinde oldu- ğunu unutuyor. Buranın sahneleri Floriandan çok muhteşem. Ve büra- daki artistler muhakkak ki daha yük- sek. O Kadar dalmışım ki solumda otu- ran Necmi beyin sahneyi bıralop ya nımizdaki masadaki sarı saçlı İngiliz kadınını temaşa ettiğini neden sonra farkettim. Onun gözlerini bu andaki kadar ha- yat ve zevk dolu görmedim. Dudakları en büyük heyecanların neşesile hafif açılmış, çenesi zarif bir kıvrılışla be- yaz ipek kıravatına yerleşmiş, zaten güzel olan profili harikulâde bir sa- nat eseri halinde gölgelenmiş. O ka- dar güzel olmuştu ki kendimi bu te- maşadan mahrum etmemek için bir an onun vaziyetini bozmağa kıyama» dım. Sarı saçlı İngiliz kadını beğenildi. Kinin ve zevkle seyredildiğinin farkın» da olduğu için bütün cazibesini ifade edecek hareketlerle sahneye çevrilmiş yüzünde sahnedekinden enteresan tablolar yaratıyor. O kadar 'da zarif bir sigara içişi var ki! Tıpkı Necmi beyin bana Lâvon- doux'daki lokantada yaptığı gibi ma- sadaki vazodan bir karanfil aldım ve yavaşça dudaklarına taklaştırdım. Birdenbire başını çevirdi: (Arkas var)