28 Teşrinlevvel 1888, AKŞAMDAN AKŞAMA Yemişlerimizin hastalıkla- rına dair faydalı neşriyat Gazeteci arkadaşımız ressam VE karikatürist Ratib Tahir Burak şim- di Ziraat Vekületinde çalışıyor; Ve- kâletin mütehassısları, kendisine ki- taplardan resimler ve tabiattan mo- deller göstermişler; çalışmasına ne zaret etmişler; neticede çok faydalı bir seri hasıl olmuş. Bu iesainin muhtelif nümunele- #inden, önümde bir tanesi serili du- rüyor: «Kayısının başlıca hastalıkları ve bunlardan korunma çareleri.» Kayısı dalları; yaprakları, kütüğü, çiçekleri, ve yemiş üzerinde bir takım tırtıllar, böcekler, mantarlar, tufeyli nebatlar... Bunlarm ne şekilde has- talıklar hasıl ettiği gayet iyi basıl- muş renklerle tabii olarak gösterili- yor... Üzerlerinde numaralar... Has- talıkların ve müsebbiblerinin isimle- rine, eşkâline ve tedavi çarelerine dair, altta izahat. Daha başkaca da, bütün yemişle- rin, sebzelerin, ekinlerin, ağaçların, hayvanların duvara asılmağa mah- sus plâkadları yapılmış, yahut yapı- lacak... Köylülere dağıtılacak... Ne istifadeli şey!... Okuyup yazma- sını bilmiyen bile, alâkayla önünde durur. Belki bunların hatırı için ya- zıları hecelemek hevesini duyanlar olur! Esasen başka Vekâletler de bu tarz duvar askılarile halkı irşad yolunu arıyorlar. İstasyonlarda, hastalık ve fena itiyadlar aleyhindeki neşriyatı seyrettim. Onlar da faydalı şeyler.. Hattâ birikip konuşanlara da rastla- mıştım: j | — Nerede satıyorlar acaba?... Birer tane alsak ta bizim dükküna assak.. Nitekim, elimde ressam Ratıb Ta- hir Burağ'ın Ziraat Vekâleti için yaptığı eserleri görünce, bahçe me- raklısı arkadaşlarım konuşmağa baş- ladılar; — Bize de pek faydası olur... — İşte bahçenin - kayısılarında şü ökse otu ie şu tartıllar var... Tedavi çaresi neymiş bakalım... — Aman şunları bizim Nâzım Der. san görmeli... Bayılır... Mutlaka birer tane tedarik etmek ister... Sahi bun- lardan biz de alsak... Nerede satılı yor?.. Ayni konuşmalar, Devletin diğer | neşriyatı etrafında olmuştu: Matbu- at umum müdürlüğü «oloğrafla Türkiye» isimli nefis bir eser neşre- dince, almak üzere, pek çok talip zu- hur etmiş; hepsine: — Efendim, bu tarz Devlet neşri- yatı satılmak için çıkarılmıyor... Sa- tılmasına da mevcut nizamlar, bü- rTokrasinin işleyiş şekli müsait değil... Binaenaleyh ticaret metaı olumaz- lar... - denmişti. Ne kadar izah etseler, aklı selim, | yine kabul etmiyor ve şu kanaalle saplanıp kalıyor: l Bu gibi faydalı ve halk tarafından aranan şeylerin şu veya bu nizamın, âdetin engelile satılmaması, şimdiki | Devlet ve devletçilik telâkkilerile telif edilemez. Bunlar, eski devletten mü- devver ve artık kalkması lâzımgelen | usullerdir. «Devet ticaret yapamaz!» nazariyesi artık sukut etmiştir; nite- kim yaptığını başka misallerle görü- yoruz. Muhtelif Vekâletlerin bu tarz neşriyatının da satılmasi için bir ei- haz yaratmalı. Göztepeli bir müte- kaid, Boğaziçili bir bahçıvan niçin yemişlerini tedavi için Devletin gös- terdiği yollardan istifade edemesin?... Noksanları, aksaklıkları samimiyetle kabul edip düzeltmek bu rejimin (Vâ - Nü) Tramvay sirketi henüz bor- cunu ödemedi Tramvay şirketi Elektrik işleri ida- resine olan elektrik istihlâkinden mü- terakim borcunu dün de ödememiş- tir. Araya pazar girdiğine göre şirke- tin binaları iki gün daha karanlıkta demektir, Tramvay şirketinin bankâlara mü- Târaat ederek para tedarikine çalış- tığını yazmıştık. Şirket ağlebi ihtimal Yarın bu parayı bularak borcunu ö- deyecek ve tekrar cereyanı açtıracak- Yoksul talebe Üniversite rektö- rünün güzel bir teşebbüsü Üniversite rektörü B. Cemil Bilsel üniversite ve diğer yüksek (o tahsil” gençliğinin mali ve sıhhi vaziyetleri bakımından gayet esaslı (O tedkikler yapmış ve neticede üniversite genç- leri için her sene 150 - 200 gencin gı- dasızlıkla beraber gayri sıhhi şerait altında yaşadıklarını tesbiü etmiş ve bu yoksul talebeyi bu vaziyetten kur- tarmâk için bir talebe yurdu tesisine teşebbüs etmişse de üniversite büt- çesinin darlığı yüzünden buna mu- vaffak olamamıştı, Üniversite reklö- rü teşebbüsünü bu sene ds tekrarla- mağa karar vermiştir. Yakında tale- be yurdunun tesisi ve fakir talebenin iaşesinin temini için Maarif Vekâle- tine müracaat edecektir, Ancak diğer medeni memleketlerde yoksul talebenin himayesi yalnız üni- versitelerin resmi bütçesile temin e- dilmemektedir. Bunu nazarı dikka- te alan rektör B, Cemil Bilsel, Avru- pada olduğu gibi zengin vatandaşla- rın hamiyetlerine müracaat edilme- sini münesip görmüş ve şimdiden te- şebbüste bulunmuştur. Bu teşebbüs- ler üzerine Ziraat ve İş bankaları muayyen bir tahsisat ile yardım et- meği şimdiden kabul etmişlerdir. Rektörlük milli bankulardan baş- ka mali vaziyeti müsaid olan vatan- daşlarımıza ve bu arada vakit ve ha- M müsaid olan talebe velilerine de müracaat edecektir. Gerek hükümelin ayıracağı tahsi- sat, gerek hariçten yapılacak mua- venetin mühim bir yekün tutacağı tahmin ediliyor. Üniversite rektörlüğünün bu ha- yırl teşebbüste muvaffak olacağına ve hamiyet erbabının yüksek tahsil gençliği için yardımlarını esirgemi- yecöklerine eminiz. Temizlik kongresi ve otobüs siparişi B. Mind. Mm eek tedkik seyahatinden döndü Viyanada toplanan beynelmilel te- mizlik kongresine Dahiliye Vekâleti namına iştirâk ettikten sonra beledi- yenin sipariş edeceği otobüsler etra- fında tedkikat yapan belediye maki- ne şubesi müdürü B. Nüsret şehrimi- ze dönmüştür. B. Nüsretin bu seyahatinde bele- diye makine mühendislerinden B. Tarık (a refakat etmiştir. B, Nüsret bu seyahatini otomobil ile yapmıştır. 'B. Nüsret biri temizlik kongresine 4- id olmak üzere Dahiliye Vekâletine, diğeri (o de Avrupanın muhtelif mer- kezlerinde otobüsler için yaptığı ted- kikata dair belediye reisliğine birer rapor verecektir. Evvelce de yazdığımız gibi İktisad. İ Vekâletinde toplanan bir komisyon, Türkiyede otobüs ve kamyonların ha- vagazı tezyikil işletilmesi için ted- kikatta bulunmuştu. Son zamanlarda, Kütahyada kurulacak büyük elektrik santralı için linyit kömür madenlerin- den istihsal edilecek senletik benzin ile otobüslerin İşletilmesi fikri de iler. lemiştir. Belediye, otobüslerin benzin, mazot veya havagazı ile işletilmesi hu- susunda hükümetçe kali bir karar verilmeden otobüs siparişini tehir et- mişti, B, Nüsrelin o raporu, İktisad Vekâletinin vereceği karara da mü- €ssir olacağından belediye de otobüs şartnamesini ona göre tanzim ede cektir. Cebren eve girmek isteyen Mestanın mahkümiyeti Sultanahmed civarında Seher a- dında bir kadına tasallüt etmek mak- Sadile cebren evine girmekten maz- nun Mestan adında biri dün asliye üçüncüceza mahkemesinde muhake- me edilmiştir. Muhakeme neticesin- de suçu sabit olduğundan Mestanın alti ay müddetle hapsine karar ve rilmiştir, dilde '3 ŞEHİR HABERLERİ Karilerimizin fikri Üsküdarlı münevverle- rin kütüphane ihtiyacı 1 — Üsküdarlı üniversite ve lise gençlerinin ve koskoca bir şehir olan Üsküdardaki münevverlerin geniş bir okuma odasına ihtiyaç- ları vardır. 2 — Fakir talebenin okuması için Eminönü Halkevinin çalışma sistemlerine uygun geniş bir oku- ma odası istiyoruz, 3 — Az bir para ile temini müm- kün olan geniş bir salonun fnşası veya buna müşabih bir yerin ki- ralanması lâzımdır. 4 — Üsküldarda iki kiltilphane varmış; fakat saat beşte kapanı- yor, bu saatten sonra istifade edi. lemiyormuş; elektriği ve sobası yokmuş! o Bundan fayda göremi- yoruz, Talahını istiyoruz. Hukuk fakültesi talebesinden Mehmed Ali Gür Ticaret heyetimiz Atinaya gitti Yunanistanla yeni bir ticaret anlaşması müzakere edilecek Türk - Yunan'yeni ticaret anlaşma- si müzakerelerinde bulunacak olan Türkofis relsi B. Burhan Zibninin ri- yasetindeki heyet dün sabah Ankara- dan şehrimize gelmiş ve saat 13 de İtal- yan vapurile Pireye hareket etmiştir. B. Burhan Zihni dün öğleye kadar Türkofiste meşgul olmuş, ofis müdü- Tü B. Cemal Ziyadan. Türkiye ile Yu- nanistan arasındaki ticari münâsebat etrafında yapılan tedkikler Üzerinde izahat almıştır. Ofis relsi bu arada top- rak mahsulleri öfis müdüş muavini. B. Şakirle de temaslarda bulunmuş; top- rak mahsuller'nin satışı üzerinde gö- rTüşmüştür. Kaçak eşya Romanyadan gelen muhacir eşyası arasında kaçak eşya bulundu Muhacir yüklü olarak Romanyadan limanimıza gelen Vatan vapurunda bir çok kaçak eşya bulunmuştur. Vapur li. mana geldiği zaman gümrük muhafa- za teşkilâtı memurları her tarafta sıkı bir arama yapmışlar ve bir köşeye giz- lenmiş yelken ve flama bezleri görmüş- lerdir. Bunların sahipleri sorulmuş, hiç kimse meydana çıkmamıştır. Muhafaza memurları gemide aramâ- lara devam etmişler ve biraz sonra da birçok kadın eşyaları ve ipekliler mey- dana çıkarmışlardır. Bunların da sa- hipleri bulunamamışlır. Kaçak eşyala- rın hepsi müsadere edilmiştir. Kaçak- çılığı yapanları yakalamak Üzere esas- hı şekilde tahkikata başlarımıştır. Ba- zı ip uçları elde edilmiştir. Eminönü meydanı Yenicami hakkında müzeler idaresinin bir müracaatı Eminönündeki istimlâk işleri bit. tikten sonra Yenicami önünün ve Eminönü meydanının tanzimi için Belediyece bir plân hazırlandığını yazmıştık. Bu münasebetle müzeler idaresi Belediyeye müracaat ederek Yenicaminin tarihi ehemmiyetinin tamamile tebarüz ettirilmesi için bun- dan İki yüz sene evvelki cami önünün nazarı dikkate alınmasını rica etmiş- tir. Müzeler idaresi iki asır evvel, her caminin etrafında olduğu gibi Yeni- cami etrafında da medrese, taphane, imâret vesaire binalar olduğu halde bilâhare bu binalar yıklırılmış ve şimdi istimlâk edilen binalar yapıl. mıştı, Müzeler idaresi bu eski bina- ların yeniden yapılmasına imkân ol mamakla beraber Yenicami binasının muhafazası için cami binası etrafın da vesalti nakliyenin yanaşamıyacağı bir sed vücude getirilmesini istemiş. tir. Müzeler iadresinin bu müracaatı tedkik ediliyor. DM Li /Kumkapıda cinayet 'Bir ciğerci, kadın ve alacak yüzün- den adam öldürdü Dün öğleden sonra Kumkapıda para ve kadın yüzünden bir cinayet olmuştur. Mezbahada ciğercilik eden Sami ile arkadaşlarından ve sakat alım satımı ile geçinen Hüdal'nin araları Iki 80- bepten açık bulunmaktadır. Bu sebeplerden biri, ayni kadına karşı beslenen bir aşk, diğeri de Sami- nin Hüdaiden biraz alacağı olması- dır, Dün öğleyin bu iki rakip Kumkapı caddesi üzerinde karşılaşınca, Sami alacağını istemek bahanesile kavgaya girişmiştir, Kavga kısa bir zamanda büyümüş, Sami, elğerci bıçağını çekerek Hüda- iyi kalbi üzerinden yaralamıştır, Yaralının feryadına yetişenler, onu cankurtaranla derhal oCerrahpaşa bastanesine göndermişlerse de kısa bir zaman Sonra ölmüştür. Katil Sami kaçmak üzere iken po- isler tarafından bıçağile birlikte ya- kalanmıştır. Zahire borsasında Son günlerde zahire borsasında ha- raretli muameleler olmakladır, Bil- hassa buğday salışları çoğalmışlır. Ramazan (o münasebelile kırmacılar bir haylı buğday almışlardır. Fakat dün bu alışlar azalmıştır. Çünkü pi- yasaya pek fazla inal gelmiş ve ayni zamanda şimdiye kadar ihtiyaç nis- betinde satiş olmuştur. Diğer maddelerin satışları da ha- raretli geçmektedir. Almanya ve İtal- yaya arpa ihracına devam edilmek- tedir. Arpa fiatleri kismen yüksel- Iki kızkardeş çocuğu paylaşamıyorlar İkisi de çocuğun kendi öz çocukları iddiasında çepe | Kurtuluşta oturan Pilümi adında bir kadın kendi çocuğunun, kızkarde. | şi Pilümi tarafından çalınarak kendi namına vaftiz edildiğini ileri sürmüş ve kızkardeşi aleyhine dava açmıştı. Dün üçüncü hukuk mahkemesinde bu da- vaya devam edilmiş, şahidler dinlen- miştir. Bu şahidlerden bir kısmı Filü- minin bu çocuğu mart ayında doğur- duğunu, bir kısmı da kış içinde dün- yaya getirdiğini ve çocuğun Filümi- ye ise bu olduğunu söylemişlerdir. Pilü. mi İse bu şehidlerin ifadelerine İtiraz ederek bu çocuğun kendisine aid ol. duğunu, kızkardeşi Filümi kimse ile evlenmediği için çocuk yapmasına imkân olmadığını söylemiştir. Filümi iddiasında israr etmiş ve kendisi bir kaç kişi ile metres hayatı geçirdiğini, bunlardan birinin, çocuğun babası olduğunu ileri sürmüştür. Diğer şa- hidlerin celbi için muhakeme başka güne bırakılmıştır. Tavanı yıkılan sinemada yaralananlar Beşiktaşta bir sinemada film gös- terildiği esnada sinemanın çatısı yi- kılmış, içeride bulunan seyircilerden Nezahat, Necmeddin, Adalet ve Ay- ban adlarında dört çocuk yaralan- muşlu, Müddelumumilik bu kaza etrafın- da tahkikatını ikmal etmiştir, Tah- kikat neticesinde teğbirsizlikle mec- ruhiyete sebebiyet suçundan dolayı sinema sahibi Aslanın lüzumu muha- kemesine karar verilmiş ve evrak âs- liye mahkemesine tevdi edilmiştir, Diğer mazmun, sinemada kalfa si- fatile çalışan Mehined bulunamadı. ğından kendisi aranmaktadır. İSTANBUL HAYATI Küçük şairin babası .. «Bizi yaşatır... tar, tır, tır.. Kuşa- tır, Kuu... şan... tr. Tır, tır, tir.. Ya- Şatır, kuşatır.. Eh, üçüncüsü ne ola- cak?» Bir elile çenesini kaşıyor, bir elile ensesini uğuşturuyor, her adım ba- şında durup gözlerini bir noktaya dikiyor ve murıldanıyer: — Yaşatır, kuşatır. Şatır... Şaaa- tar. “Tır, tar, tır.. Olmadı, gene uy- madı, Bir müddet karşısında durup bek- ledim. Bir aralık gözlerini bana dik- ti. Gülümsiyerek selim verdim, Al dırış etmedi. Gözlerimin içine baka- rak gene mırıldanmağa başladı: «Yaşatır, kuuşaatır...» Fena halde canım sıkıldı. Zavallı dostumun şuurunda aksaklık başgös- terdiği anlaşılıyordu. Tcessürle ya- nına sokuldum, omuzuna dokunarak: — Merhaba, nasılsın? Dedim. Uykudan uyanır gibi bir. denbire sıçradı ve haykırdı: — Yaşnaatır, tır, tarrr, Asabiyetle koluma girdi. Hiddetli hiddetli homurdandı: — Allahaşkına bana bir kafiye bul. Yaşatır, kuşatır kelimelerine kafiye olacak bir kelime bul da beni şu belâdan kurlar, — Ne 0? Sen de şiire mi başladın? — Sus. Fena halde âsabım bozuk du. Başım derde girdi. Bizim kız ilk mektebin üçüncü sınıfına terfi etti, Mektepte hocaları bir müsabaka ter- tib etmiş. İyi bir şiir yazan talebeye mükâfat verecekmiş, Dün akşam eve gider gitmez kız başıma dikildi. «İllâ, bana bir şiir yaz.» diye tuttur- du. Gece sabaha kadar uğraştım. İki mısra buldum. Derin derin içini çekerek ilâve etti: — İş bu kadarla kalsa bir şey de- gi. Bizim komşu kasabın çocuğu da ayni sınıfta okuyor. O da babasını sıkıştırmış. Adamcağız gece yarsı bize geldi; caman bayım. Sen bece- rirsin. Bizim kıza bir şiir yapıver» diye yalvarıp yakardı. Hadi bakalım. — Merak etme. Sen biraz dişini s- kıp yardım edersen, bir kaç sene sonra mecmualarda sizin küçük bâ- yanın şiirlerini tatlı tatlı okursun. Dostum kaşlarını çattı, gene tır, tır diye murıldanarak uzaklaştı. Cemal Refik Otobüs muhakemesi ! Asliye mahkemesi temyizin nakzına ittiba etti Otobüs ruhsatiyesi meselesinden Çi- | kan davanın nakzen rüyetine dün a$- liye birinci ceza mahkemesinde de- vam edilmiştir. Dünkü celsede müd- delumumi iddianamesini okuyarak temyiz mahkemesi tarafından verilen nakz kararına mahkemenin ittiba et- mesini İstemiş, mahkeme de müzake- re neticesinde ittibaa karar vermiştir, Maznunlardan B. Sabri Salim, as- liye birinci ceza mahkemesinde ilk mahkümiyet kararı verildiği zaman kendisi hakkındaki bu kararı kanuni müddeti zarfında ve kanuni eşkâl dal. resinde temyiz etmemiş olduğu cihet. le hakkındaki mahıkümiyet kararı kendiliğinden kesbi katiyet etmiştir. Fakat temyiz mahkemesi gerek B, Ahmed Emin Yalman ve gerekse B. Sabri Salim haklarındaki mahküm. yet kararını heyeti umumiyesile nak- zettiği cihetle birinci ceza mahkeme. si dünkü celsede bu nakz kararının B. Sabri Salime de teşmiline ve onun da yeniden muhakeme edilmesine kâ« rar vermiştir. Dünkü celsede B, Sabri Salim mah- kemeye gelmediği cihetle kendisine tebligat yapılmak üzere muhakeme bu ayın yirmi yedisine talik edilmiş. tir, Barbaros türbesinin tanzimi Beşiktaşta Barbaros türbesinin et- rafını tanzim etmek üzere şehircilik mütehassısı B. Prost'un hazırladığı mevzii plâna göre yapılacak istimlâk işleri için Belediye fen heyeti bir is- timlâk haritası tanzimine başlamış- tır. Bu haritada istimlâk edilecek bi. naların mikdarı, hududu bütün tefer- rüatile gösterilmiştir. Harita yapıl. | dıklan sonra istimlâk muamelesine | başlanmak fizero tahsisat ayrılacak ve istimlâk muamelesine başlanacaktır.