ği DAYE ek Pariste garib bir vaka Banyoda yıkanan kızıseyr edenin başına gelenler Genç adamı yakalamak için bir bölük polis saatlerce uğraştı Geçen gün Paris zabıtası gayet na- zik bir meseleyi halletmek için olduk- ça müşkül bir mevkide kalmıştır. Bir genç adamın on bir polis memuru ta- rafından tevkif edilebilmesi için üç sa- at uğraşmak lâzım gelmiştir. Vakanın başlıca âmilleri güzel bir kız, bir banyo “odası, birde kestane ağacıdır. Paris banliyölerinden birinin sokaklarında gece vakti pürneşe ıslık çalarak dolaşmakta olan genç bir Pa- risli bir evin önünden geçerken açık bir pencere görür. Bu pencereden dışarıya doğru iki türlü sada aksetmekte oldu- “ğunu işitir: Biri güzel bir kadın sesinin okuduğu şarkılar, diğeri de banyonun içinde suların çalkanmasından hasıl olan su şakırtısı! Bu iki türlü sada gencin hakkile te- cessüsünü tahrik eder. Banyoda yıkan- makta olan kızı görmek ister. Etrafına olmıyan bir bahçeye girerek oradaki ağaca tırmanmış bulunuyordu. Polisin gelmesi üzerine heasl olan gürültüyü müteakip banyodaki lâm- ba söndürüldüğü için manzara kaybo- luyor. Bu aralık polis komiseri genç adama ağaçtan inmesini emrediyor. O anda komiserin yüzüne yukarıdan aşağıya koca bir kestane fırlıyor. Ko- miser kestanenin genç adam tarafın- dan atıldığını zannetmekle onun gü- nahını alıyor. Hakikatte kestane ken- diliğinden komiserin yüzüne düşmüş- tü. Bunun böyle olduğunu bilmiyen ko- miser haklı olarak genç adama doğru müthiş bir küfür savuruyor. Bu küfü- Tü işiten genç ağaçtan aşağıya inmek- AKŞAM . Diyarbakırda . . : imar faaliyeti Birinci Umumi müfettişlik | memurin dairesi ikmal edildi Diyarbakır (Akşam) — Şehrimiz- de imar ve inşaat işleri muntazaman devam -etmektedir. Birinci - umumi müfettişlik ve korgeneral konakları geçen sene ikmal edilerek korgene- ral ve birinci umumi müfettiş ta- şınmışlardır. Birinci umumi müfet- tişlik dairesi olarak yapılan binanın da iç aksamı ikmal edilmiş olduğun- dan yakında müfettişlik memürlari buraya nakledecektii Başmüşavirlik için bir daire yap- tırııması münakasaya konulmuştur, Raşmüşavirlik dairesi de Yeni şehir- de yapılacak ve bunun için de 19,311 lira sarfedilecektir. Bu binsnın he- Düz inşasına başlanmamıştır. Bu bi- na da yapıldığı takdirde Yeni şehir- de muazzam ve modern dört bina yapılmış olacaktır. İzzetpaşa caddesinden Hindiba. ba kapısına kadar olan yolun parke İle döşeneceğini bildirmiştim. Bu yo- Jun parke dönşenmesine » bir hafta evvel başlanmış ve mühim bir kısmı bitmiştir. Şimdi parke ferşiyatı Hin- dibaba kapısına yaklaşmıştır. Bu Diyarbakır 19 “Teşrinievves 1938 sonbahar at koşuları neticeleri Yarışlar çok güzel oldu, müsabaka- ları hangi atlar kazandı? ten korkuyor. Bilâkis, artık karanlık. Jara bürünen banyo dairesine doğru | la dönerek doğruca Urfa kapısı $0- son bir veda nazarı fırlatlıktan sonra, | yol Hindibaba kapısının yanından 80- At koşularında birinci gelen halis kan arab atlarından Uçar Diyarbakır (Akşam) — Her sene ; yaşta ve hiç koşu kazanmamış hâ- kestane ağacının daha yüksek dalları. sesine raptedilecektir. Şu hâle na lis kan arab ve kısraklara mahsustu. nü doğru tırmanıyor. Daha yüksekler- zaran istasyona giden yol hayli kı- yapılmakta olan sonbahar at koşu- bakınca tam banyo odasının karşısında bir kestane ağacı bulunduğunu görür. İyi bir tarassud mevkii arzeden bu kes- tane ağacını görmesile onun üzerine tırmanması bir olur. Genç adâm âğü- ca çıkıp açık pencereye doğru bakınca zahmetinin boşa gitmediğini görür. Çünkü gündüz gibi aydınlatılmış olan banyo odasındak! banyonun içinde gas yet güzel bir kız pürneşe şarkılar söy- liyerek ve suları şakırdatarak günün tozlarını, topraklarını vücudünden gi- dermekle meşgul bulunuyordu. Fakat, ne yapalım ki, talih insana bir elile verirken öbür elile verdiğini al- maktaan hoşlanır, bir elile okşarken Giğer elile tokat atmaktan zevk alır. Bunun böyle olduğunu ağaç üzerinden hoş manzarayı seyrelmeğe koyulan genç Parisli de biraz sonra anlıyor. Çünkü mütecessis Kazanova'nın aklı fikri banyo içinde yıkanmakta olan güzel Kıza takılmışken birdenbire işit- tiği bir polis düdüğile, keskin ses onu daldığı hayalâtten uyandırıyor. Ayni zamanda yan sokaklardan birinden çıkıveren bir polis otomobili gelip kes- tane ağacının dibinde duruyor. Polisin bu âni müdahalesi komşular- dan birinin genci ağaca tırmanırken görmesinden ve hirsiz zannile vakayı derhal telefönla zabitaya haber verme- sinden İleri geliyordu. Polis hâdise ma- | halline geldiği zaman ağacın dalları İ üzerinde oturan adamın bir hırsız ol- madığını hemen anlamakta güçlük çekmedi. Fakat, her ne kadar banyo- da yıkanan bir kızın açık duran pep- “ cereden seyredilmesi Fransada yasak değilse de gencin hareketi edebe mu- gayirdi. Bundan başka kendisine ald MEŞ'UM * oEvine geldiği zaman karısına mek- tup yazmak istedi. Fakat kelimeler güçlükle © kâleminden dökülüyordu. » «Yarın devam öderimi diyerek büvarı- nı kapadı. Soyundu, yatağına girdi. sını ettikten sonra bir Taksiye atlayıp -yalıya gitti. Yaklaşırken kalbinin şiğ- detle çarptığını hissediyordu. «— Birkaç dakika sonra İsmailin > mektuplarını teslim alır giderim... . Uzaklaşırım... Onu bir daha görmem!» . diye düşünüyor; ve bu düşüncenin, kal. bine tuhaf bir helecan verdiğini hisse- diyordu. Lemanın famdöşambrı kendisini kar- şıladı. Hanımı tarafından mazeret be- yan ediyordu: — Affedersiniz, beyefendi! Hanım- efendi sizi buralara Kadar yorduğun- , dan çok mahcup, fakat kastalandı... Zatâlinizi kabul edemiyecek... Yatı- yor... İki üç gün sonra uğrarsanız Ya» dettiği emaneti teslim edeceğini söylü. hi a pa Aşk ve macera romanı Nakleden: (Vâ - Nü) — cidden korkuttu. Kalbinin ve beyninin — bulunmak beni bu hale soktu demek... “ mi mi kaybettim?... Hayır, hayır! Bu “ Asla... Bir gün içinde bu derece dima- e nie e e a km Men an de kaçmak için bir fırsat bulabileceği. | salmış olacaktır. Adana İş bakası- nın yeni binası ni ümid ediyor. Polisler ne yapacaklarını şaşırıyorlar. Genci ağaçtan yere indirmek için hiç olmazsa dört polisin ağacın tepesine çıkması lâzımdı. Buna imkân yoktu. Silâh atmak için de ortada bir sebep yoktu. Onun için komiser evvelâ ağacı muhasara altında bulundurmağa ve iyilikle genei aşağıya indirmeğe karar veriyor. Halbuki genç adam bir türlü kandırılamiyor ve tabii ağaçtan indiri. | © Jemiyor. Bunun Üzerine Paris zabıtası hiç şa» ka dinlemediğini isbat eden bir hare- ket yapiyor. Hemen telefonla bir bö- lük itfaiye celbediyor. Su musluğuna bağlanan hortum ağacın tepesine doğ- Tu müthiş bir su sütunu f.şkırimağa başlıyor. Biraz evvel banyodaki kızı sey» rederken ateşlenen genç adam bu so- uk duş üzerine tltremeğe koyuluyor. ii o E Artık ağaçta kalamıyacağını anlıya- | Büyük müesseselerin hemen hepsi kiradan kurtulmuş ve ayni zamahda, rak aşağıya iniyor. Sırsıklam bir halde karakola götürülüyor. mesâilerine uygur daha geniş yer- lere sahib olmuşluir. Adanada hayvan sergisi İş 'bankası -şehrimiz şubesi de-ye- Adana (Akşam) — Her yıl Ada. | Di bir bina inşa ettirmiştir. Yeni bi. nada bir hayvan sergisi açılır. 9 un. | Da çok mükemmel bir haldedir. Bİ cu hayvan sergisi de bu hafta şehir | hada banka muamelâtının sühuletle hipodromunda açıldı. Bu seneki ser- | görülebilmesi için her türlü tertibat giye gerek şehir içinden ve gerekse | Vardır. m civar vilâyet ve kazalardan çok kıy- | Tokatta belediye intihabatı metli tay, kısrak ve merkebler geti- Tokat (Akşam) — Merkez ve ka- rilmiştir. Sergi bir hafta kadar açık | zalarla Turhal nâhiyesindö yapılan bulundurulacaktır. belediye intihabatı sana ermiş, halk Hipodromda hayvan sergileri için | müttefikan parti nemzedlerine rey- tahsis edilen kısmın daha munta- | lerini vermişlerdir. İntihabatın de- zam bir şekle sokulması için bir pro. | vamı müddetince şehir bayraklarla je yapılmaktadır. süslenmiştir. İş bankası binasını yandan görünüşü | Adana (Akşam) -— Şehrimizde her gün yeni yeni binalar yükseliyor. meşgul oldu. Fakat üçüncü gün gelin ce dayanamadı. Avukatile konuşurken gözleri takvime İlişmiş ve birdenbire ! Lemanın kabul günü olduğu aklına gelmişti. Muhatabının sözleri kulağı- na girmiyordu bile... Saatine baktı: Ügl... KADIN 'Tefrika No. 40 'Bu gayet basit hâdise, delikanlıyı alt üst eder gibi oldu. — Pekâlâ... tarafım- dan afiyet temennilerimi söylersiniz. Emirleri veçhile iki üç gün sonra geli- rimi , Yolda içini kaplıyan yeni hisler onu tu; Genç kadını görmek için değil, va- istiyordu. Şiddetli arzusunun karşısında artık isyan etmeden boyun eğiyor; fırtınaya yakalanmış bir yaprak gibi sürüklenip gidiyordu. Salondan içeri girdiği zaman heye. candan rengi sapsarı kesilmişti. Oda kalabalık... Leman bermutad misafir. lerini zarafetle ağırlıyor. Memduhu görünce gözlerinde memnuniyet ışığı karışıklığına hayret ediyordu. «— Birkaç dakikâ o kadınla başbaşa Ona âşık mı oldum?.. Bu derece irade. Gl parladı, olamaz... Olmamalı!...» sit Çaylar dağılırken bir aralik Leman Öfke ile omuzlarını silkiyordü. Yok... girik Dük Yan a p ğını kaplıyan bu kadını artık düşün- — Affedersiniz beyefendi, o gün sizi miyecek... Fakat nç yapsa bir türlü o svelmli hayal gözlerinin önünden git- miyor... Bu aşkın, felâketler doğuracağını, kiymet verdiği insanların göz yaşları. na mal olacağını bilfliği için, ne babası. Da olursa olsun bundan kaçmağa, mü- cadele etmeğe azmetti. nasını hâlâ anlıyamadım... İnsana Gece gündüz, canla başla, işlerle | hakikat hisel vermiyor... Fazla şalra- kat yarın sabah gelirseniz paketi tes. lim ederim. Sonra güzel dişlerini gösteren bir te- bessümle İlâve etti: — Hepsini okudum... Çok hazin... larının ikincisi de yapılmıştır. Koşu meydanı binlerce seyirci ile dolmuş- tu. Koşuların neticesi şudur: Birinci Koşu: 3 yaşında ve hiç ko- şu kazanmamış erkek ve dişi tayla- ra mahsustu. Bu koşuya 7 tay işli- rak etti. Koşu sonunda Mehmed Ça- talkafanın Mesudu birinciliği ka- zanadı. İkinci koşu: 4 ve daha yukarı yaş- taki halis kan arab yalnız kısrakla- ra mahsustu. Bu koşuya beş kısrak iştirak etti. Koşu sonunda Hamid Kızılotun Güleri birinci, Kâzım Ka- yanın Yıldızı ikinci ve Mehmed Er- günün Elması üçüncülüğü kazandı. Üçüncü koşu: #4 ve daha yukarı Adanada kültür teşkilâtı Adana (Akşam) — Adanadaki kül- tür teşkilâtı büyüktür. Bunun için Ve- kâlet, ilktedrisat teftiş kadrosunu her sene biraz daha genişletmektedir. Vilâyetimiz ilk tedrisat müfettişleri- nin bu ders yılı teftiş bölgeleri ayrıl- mıştır, Müfettişlerden Cevad, Esen Osmaniye bölgesine, Şahin Menekşe- oğlu Kozan bölgesine, Haydar, Arkut birinci bölgeye, Aziz Ersan ikinci böl geye verilmiştir. Teftiş şefi bay Asım Esenden ak dığım malümata göre, bu yıl ilk ted- risat teşkilâtında daha faal bir ha- raket temin edilecektir, Bu yılki ta- lebe sayısı 25,000 i bulmaktadır. Or- Hem, mektupları almağı vadetmemiş miydi? Kendi kendini aldatmağa çalış- dını yerine getirmek için yalıya gitmek, kabul edemedim, cidden hastaydım, fa« Lâkin bu kadar coşkun cümlelerin mâ- ta tedrisat okullarında da 3500 tale- be mevcut bulunuyor. Memduh, bu sarhoş edici güzelliğin karşısında şaşkin, cevap vermeden âciz bir halde duruyordu. Leman çapkın çapkın tekrarladı; — Yarın gelin... Filhakika mektup- ları size yollıyabilirim amma o zaman görüşmek zevkinden mahrum kalırım. Geleceksiniz, değil mi? Çılgınca bir sevinç, delikanlıyı boğar gibi oldu. Kekeledi: — Evet efendim... Tabil yarın geli- rim... Teşekkür ederim... Artık kendi kendini aldâtmakta mâ- na yoktu. Lemanı seviyordu! Ondan uzak yaşadığı santierde çek» tiği ıztırap bu aşktan hissettiği dehşet, |- “ herşey, herşey, sevdiğini isbat edi. yordu! Memduhun duyduğu bu coşkunluk, ayyaşların içkiye karşı hissettikleri ip- tilâ şeklinde bir çılgınlıktı, Tıpkı o kor- kunç ve birdenbire şiddetle beliren ar- Zu; tıpkı o anlatılmaz ihtiras; tapkı öy- 1e: bir hududsuz iştiyakın tatmini için duyulan mecnunane fikri sabit... 'Dâha bir gün evvel bu kadın, naza rında lâalettayin biriydi, Hattâ ondan nefret bile ediyordu. Bir sefercik buşba- şa kaldılar. Bütün mevcudiyeti onun sihrile istilâ edildi; teshir olundu. Ha İ yatını feda etmek istercesine otu sevi. yor; hattâ uğrunda cinayetler işleme. Bu koşuya 8 hayvan iştirak etti. Ko- şu sonunda Servet Türkselin Leylâ- si birinci, Şükrü Kucağın Dumanı ikinci ve Şerilin Hadrası üçüncülü- ğü kazandı. Dördüncü koşu: En heyecanlı olan bu mukavemet koşusuna # ve daha yukarı yaştaki yarım kan arab ve halis kan arab at ve kısrakları gir- miştir. Bu koşuya 6 haşvan iştirak etti, Koşu sonunda Hüseyin Atlının Uçarı birinet, Ahlatlı Hasanın Me- sudu ikinci ve Rahminin Tayyan üçüncülüğü kazandılar. Bu Kazanan hayvan sahiblerine muhtelif mikdarlarda mükâfat ye- rilmiştir. Edirnekapı - Rami yolu tamir ediliyor Edirnekapı ile Rami köyü arasın- daki cadde uzun senelerdenberi met- ruk ve harap bir halde idi, Bu yüzden nakliye vasıtaları, bilhassa Rami kö- yüne işliyen otobüsler büyük bir müş- kilâta uğruyordu. Bu yol, Belediye ta» rafından 9 bin küsur liraya bir müte- ahhide ihale edilmiştir. Yolun şose kısımı bu sene ikmal edilecek, gelecek sene de şosenin üzerine katran dökü- lecektir. Alacak meselesinden kavga Dayutpaşada oturan Halid ve Ha- san isimlerinde iki arkadaş, Yenika- pıda dolaşırlarken, bir alacak mesele- sinden kavgaya tutuşmuşlar, Halid, Hasanı yarlamışlır, ğe bile kendini! küğdir görüyor! Ertesi gün, genç kadının ayakları dibinde, içini yakan bu alevi, bir soluk» ta, büyük bir coşkunluklia anlatırken Leman: — Hayır, dostum! Ben senin metre. sin olmam... Maamafih, itiraf ederim ki pek hoşuma gidiyorsun... Evet, iyi anladın: Hayatım çok hazin geçiyor... Babamı yerinde bir erkeğin zevcesi ol- .mak ve daima ondan uzak yaşamak... Biliyorum ki, bir gün ben de seveceğim ve her halde size benziyen birini... Fa- kat vazifemi asla unutamam... Kocamı" “ve kendi şerefimi düşünmeliyim! nanın bu hale vesile olan mektupları duruyordu. i İkisi de bu kâğıdların mevcudiyetini unutmuşlardı bile... — Senin olamam, Memduh... Bunu benden isteme... — Seni seviyorum! — Söyledim, azizim: Tasavvur etti. . gim aşk iki ruhun anlaşması, hayalpe-. rest kalblerin birleşmesi değil... -— Ben seni bütün mevcudiyetimle seviyorum, Leman... KA ai Baf 2d