2, Avrupada huzur ve refah Bütün dünyada 43.078.630 otomobil var Amerika Ticaret Nezareti bü- tün dünyada mevcud otomobillerin Mikdarı hakkında mufassal malü- MAt cemedip neşretmiştir. Bu ma- lümata göre senei haliyenin iptida- Sinda beş kıtai arzda bulunan oto- Mnobillerin umum sayısı 43,978,630 idi. 1937 senesi iptidasındaki bütün dünya otomobillerinin sayısına göre bir sene içinde insanların bu binek Vasıtası mikdarı iki buçuk milyon Artımıştır. Geçen on sene zarfında teseli edi- ilen otomobillerin mikdarı yüzde 45 " hisbetinde artmıştır. On sene evvel bütün dünyada her 64 kişiye bir “tomobil isabet ederken şimdi ber ii kişiye bir otomobil isabet etmek- ir, Amerika müttehid hükümetlerin- deki 120 milyon nüfustan her dört kişiye bir otomobü isabet etimekte- dir. Çünkü dünyada şimdi mevcud Kırk üç milyon otomobilden otuz kü- sur milyonu Amerikan milletinin elindedir. Nüfus başına me kadar otomobil İsabet ettiği noktasından (birinciliği daima muhafaza etmekte olan Ame- rikadan sonra sırası ile İngiltere, Fransa, Almanya, Kanada ve Avus- tralya gelir. En az otomobil kullanan memle- ket Afrikanın garbindeki Liberya zenci cumhuriyelidir. Burada her 12821 kişiye bir otomobil! isabet et mekledir, Bütün dünyada mevcud otomobil- lerden otuz milyonu Amerikada olup kalan o nüç milyon 37,338 otomobil diğer memleketlere taksim edilmiş bulunuyor. Fakat Amerikanın hari- cindeki otomobillerden yüzde kırlı Amerikada imal edilmiş olduğundan bütün dünya otomobilleri âdeta mün- hasıran Amerikan fabrikaları tara- fından imal edilmiş bulunuyor. Amerikada son zamanlarda stok yeni otomobiller ve müstamel otomo- biller mikdarı çok azalmış olduğun- dan Amerikanın ve bütün dünyanın ihtiyacını tatmin eden Amerikan fabrikalarmın şimdi otomobil istih- salini bir kaf daha tezyid etmeleri bekleniyor. Bu gidişle Amerikada her karı ko- canın bir otomobili olacaktır. Şikago halkı haydudların tecavüzünden bıktı €derek para sızdıran ve gangsler de- nilen haydud çeteleri son zamanlar- da tekrar faaliyetlerini arttırmışlar- dir. Haydudlar vurgunlarını paylaşa- madıklarından, Battoglia'nın vücudu mitralyöz ile tenha bir sokakta delik deşik edil- İalli ele geçmemiştir. Amerjkanın ONevyorktan sonra İkinci büyük (beldesi olan Şikagoda haydudların faaliyeti yüzünden hu- Zur, âsayiş ve emniyet münselib ol ğundan halkmda sabrı tüken- miştir. En büyük halk teşkilâtı olup 1060 kilise cemaatinin mensub bulundu- ğu Şikago kilise ittihadı bu belde- nin bulunduğu İllinais hükümeti valisine müracaat ederek Nevyork- ta haydudların ve bunları himaye eden yüksek memurların hakkından gelmiş olmakla meşhur Dewey aya rmda bir müddetumuminin, hay eytediklerini beyan etmiş ve lüzumu halinde haydudların hâmisi bulu- nan yüksek memurların ve politika» Bu teşekkülün iddiasına göre Şi kagoda zabıtaya el altından 250 do- lar veren her adam bir kumarhane açabilmektedir. Bu şehirde şimdi 79 umarhane gece gündüz zabıta ta rafından izaç edilmeksizin faaliyette bulunmaktadır. Bunlardan çoğunu meşhur haydud sergerdesi Âl Ca- pone'nin eski bir ortağı işletmektedir. Kutru 1 metre ve ağırlığı 25 kilo bir mantar Avusturyanın Altenburg şehrin. den bildirildiğine göre oradaki or- Manlarda her sene gayet büyük man- tarlar yetişmektedir. Bu mantarlar O kadar büyük oluyor ki bir tanesi bütün bir aileyi doyurmağa kâfi Beliyor. Fakat, geçen gün Leina or- manlarında dolaşan tenezzühçüler Orada şimdiye kadar görülmemiş bü- yük bir mantar keşfetmişlerdir. Bu mantarm hangi fasileden oldu- ğu belli değildir. Zehiri olmadığı Bir günde Tokyoda 74 Tokyo zabıtası sineklerin ne kâ dar muzır bir hayvan olduğunu bil- diği için şehir halkını senede bir Kere, bir yaz günü herkesi sinek öl- dürmeğe mecbur kılmaktadır. Bütün halk ta bu vazifeyi büyük bir mem- nuniyetle yapmaktadır. 1 Bu seneki sinek öldürme günün- de zabıtaya 74,145,490 ölü sinek tes- lim edilmiştir. Her ne kadar bu mik- dar geçen seneye nisbetle 20 milyon daha eksik isede zabıta netleeden gene memnundur. Çünkü zabıtanın Edirne hayvan sergisi Edirne (Akşam) — Her yıl vilâyeti- mizin Meriç köprüsü başında açık makta olan Ehli hayvan sergisi bu- gün açıldı. Sergiye Edirne ve havalisinden be sİli ve damızlık muhtelif cins hayvan İştirak etmiştir. Buseneki serginin diğer senelerden daha büyük bir rağ- bete mazhar olduğu analşılmaktadır. Sergide dereosalan at, inek ve emsali hayvan sahiplerine nakdi mükâfat içim yenilebiliyor. Bulunan mantar bir ağacın gövdesi etrafında yetişmiş ve bütün gövdeyi kaplamıştır. Kut- ru 1 melre kadar ve ağırlığı da 25 kilo idi. Bulanlar büyük bir kafile halinde olduklarından hemen man- tarı aralarında taksim ederek evle- rine götürmüşler ve pişirip yemiş- bir. «mantar» olmaması temenni edilir, milyon sinek öldürüldü fikrine göre bu tenakus sineklerin her sene gittikçe azalmasından ileri gelmektedir. Bir de bu sene temmuz- daki feyezanlar esnasında sular bir çok sinek yuvalarını da silip götür- düğü için şehirde sinek azalmıştır. Bu seneki sinek imha ameliyatına iştirak edenler içinde birinciliği bir bir köylünün öldürdüğü sinek mik- darı ise 180 bindir. Köylerde ecza dolapları ve Gemlik (Akşam) — Köylerde ayni örnek ve renkte birer eczn dolabı ile birer Kasa yaptırılmaktadır, Ecza do- Japlarında köy hastalarının ilk teda- visine lâzım olan tibbi ecza, sargı ve saire bulundurulacak ve kasalarda da yedieminlerde duran ve muhfar- ların cebinde gezen köy bütçesi muh- teviyatı ile sandık varidatı muhafaza edilerek masraf ve varidat için de ay-. rıca kasa deiterleri tutulacaktır, o İlim ea hak e a içinde yaşıyan küçük bir memleket: Hollanda Kırk senedenbe- ri rahat ve huzur Avrupanın, hiç bir zaman istifini boz- mıyan ve emniyet ve rahatı kaçmır yan memleket- lerinden biri de Hollândadir. * Avrupanın $i- malinde ve Manş denizi (o sahilinde olup karadan Almanyanın ve Belçi- kanım Komşusu ve Fransanın da ya- hibaşında bulunan ve denizden de İngilterenin yâkın komşusu olan bu küçük memleketin mesahası 34,186 kilometre murabba ve nüfusu yedi milyon kişidir. Avrupadaki yeri ve nüfusu az ol- makla beraber hariçte geniş müs- temlekeleri vardır. Uzak Şarktaki müstemleke imparatorluğu ise İngi- liz ve Fransız müstemleke impara- torluklarından şonra dünyanın en büyük ve en zengin müstemlekeleri- ni teşkil eder. Hind Felemengi, yahut Hindi Şar- ki namı verilen bu müstemleke im- paratorluğunun mesahası iki mil- -yon kilometre murabbaı ve nüfusu elli milyon kişidir. Avrupada Hollândanın cografi ve siyasi mevkii gayet nazik ve müs- temleke işleri çok muazzam olduğu halde hiç bir zaman huzur ve rahatı kaçmamış olmasını başında bulur nan kraliçe Wilhelmine'ye borç- ludur. Bunun için mumaileyhanın bü- kümdarlık tahtına oturmasının kı- kıncı yildönümü bütün Hollandada büyük hararet ve samimiyetle tesid edilmiştir. Geçid resmine 16,000 as- ker ve 90 tayyare iştirak etmiştir. Bu münasebetle Hollâindanın y& kın mazisi ve tarihi bülün Avrupa ta» rafından yeniden gözden geçirilmek- tedir. Hollândanın Avrupada ve Asyada huzur içinde yaşamasında başlıca âmil kraliçenin sulhü muha, fazada, gösterdiği dikkat ve meharct olduğunda bütün dünya müttefik bulunmaktadır. Sulh, balkta halinden memnun. yet, içtimai, maddi ve fenni saha- larda terakki temin etmiştir. Pazarlıksız satış Kanunun tatbiki için bugün yarın emir gelmesi bekleniyor Pazarlıksız satış kanununun tat- biki etrafında buğün yarın emir gel mesi beklenmektedir. Etikelle satış yapanların giltikçe çoğaldığı görülü- yor. Alâkadarlardan bir zat bu hu- susta bir muharririmize demiştir ki: — Henüz kanunun tatbik emri gelmeden bazı müesseselerin maktu salışa başlaması memnuniyeti mu cib bir harekettir. Kanunu şimdiden tatbik etmeğe başlıyanların pek Ki- sa zamanda çoğalmakta olduğunu görüyoruz, Demek oluyor ki, pazarlık usulünden salicılar da usanmuşlar ve kanunu benimsiyerek derhal tat- bikine geçmişlerdir, Bunlar arasında şimdilik bazı hileli yollara sapanlar da vardır. Fakat dürüst hareket eden- leri de yok değildir. Belediye tatbik emrini alıp işe baş- Jayınca şüphesiz bu hilekârlar ka nunun emrettiği şekilde hareket ef- medikleri takdirde yakalanraak ce- salandınlacaklardır, İstanbul Şehir tiyatrosu İzmirde İstanbul Şehir tiyatrosu, fuar mü- nasebetile İzmire gitmiş ve dün fuar ti- yatrosunda Sözün kısası piyesile tem- surette tesid etmişlerdir Kraliçe Wilhelmine'nin huzur ve sükün devri İngiltereye yarım asır dan fazlâ bir zaman Huzur ve terak- ki temin eden Kraliçe Viktoryanın devri ile mükayese edilmektedir. Kraliçe Wilhelmine'nin Hollâinda tahtına oturduğu yarım asra yö kın bir zaman olüyor. Fakat sekiz senesi sinni rüşde baliğ olmamasın- dan vesayet altında olup validesi kendisine niyabet ettiğinden biltil hükümdarlık yaptığı kırk sene ok muştur. Hollândada krallığın ve istiklâlin teessüsü çok zaman olmamışlır. 181£ senesinde bu devletin tekrar müstakil bir krallık olduğuna göre Hollândada krallık devrinin beşte ikisini Wihelmine'nin saltanatı teş- kil etmiş oluyor demektir. Hollândanın istiklâli hukuki nok- tadan 1814 senesinde başlarsa da fiilen ancak 1840 senesi 7 teşrinievve- linde birinci kral Vilhelmin istifası ile başlamıştır. Bundan sonraki Hollândanm ikt hükümdarı devrinde devlet müsteme- leke mücadeleleri, korsanlığa karşı harb, sanayi gürülüleri ve umumi karışıklık ile uğraşmıştır. Kraliçe Wilhelmine devrine maa- rf, rey serbestisi, mali politika, müdafaa işlerinin tanzimi ve içtimai kanunlar gibi tali ve huzura muhtaç işler kalmıştı. Bu devirde kabine lberallerden papas partisine intikal etmiştir. Bir çok defa kabine parlâmento haricin- deki politikacılar tarafından teşkil edilmiştir. Fakat devletin şefi değişmediğin- den bütün bu karışık işlerde kraliçe İsuikiği “wo. ferakki temin eden nü- fuzunu kullanmıştır. Bu sayede İç- timsi meseleler parlâmenltonun Sân Cizre ve Biflise doğru demiryolu inşaatı imendifer inşaatı süratle ilerliyor, köprüler ve men- fezler yapılıyor Siird (Akşam) — Diyarbakırdan Cizre ve Bitlis istikametinde yapı makta olan demiryolu inşaatı sürat- le ilerlemektedir. Diğer taraftan köprülerin ve menfezlerin de çabuk inşasına çalışılmaktadır. Şimendifer ilimize 18 kilometre mesafede olan Başurdan geçecektir. Bunun için Siirdden Başura kadar muntazam bir şosenin yapılması ka. rarlaştırılmıştır. Yolun güzergâhı baş mühendis bay Rasih tarafından tesbit edilmiştir. Ayrıca Diyarbakır- dan Bitlise yeni bir şosenin inşası kararlaştırılmış ve derhal faaliyete geçilmiştir. Demiryolunun bitirilmesinden sön- ra bu havali de iktisaden inkişaf le iş bulmuşlardır. Evvelce otuz kırk kuruşa çalışmak için can atan işçiyi bu ücretle tedarik etmek hayal ol- muştur. Halk yurdlarına refah getirecek olan ilk lokomotif düdüğünü ge. için sabırsızlanıyor. i Hollandanın Avrupadaki arazisi çok az olmakla be- raber müstemlekelerinin zenginlik ve vüsati itibarile dünya devletleri arasında üçüncü mevkii işgal ediyor. Hollandalılar, bugünkü refah ve huzurlarını Kraliçe Wilhelminenin dirayetine atfettiklerinden tahta oturuşunun kırkıncı yıldönümünü parlak lâhiyeti işi değil, teknik icabattan sayılmıştır, Bu suretle Wil- helmine fevkalâde kuvvet ve metanet ve şahsiyet sahi- bi bulunduğunu bir çok tecrübeler ile isbat etmiştir. Kraliçe sulh ve sükünü sevmek ile beraber icab ettiği takdirde Fele menk ırknın şeref ve namusunu. muhafaza ve müdafaada en cesura- ne hareketlerden çekinmemiştir. Cenubi Afrikadaki Hollândalı mu- hacirler olan Boerlerin teşkil ettik- leri Transvai - cumhuriyetinin reisi olup iki sene bütün İngiliz impara- torluğunun müsellih kuvvetlerine karşı, meydan okuyan Krüger mağ- lüb olduğu zaman İltlea edecek bir yer bulamamışlır. O zaman henüz yirmi yaşında bulunan kraliçe Wil helmine, Gelderland ismindeki zirh- hyı gönderip OKrüger'i İngilizlerin eline esir düşmekten kurtarmıştı. Bütün İngiliz imparatorluğuna Hollânda gibi küçücük bir devletin denizde meydan okuması demek olan bu hareket kraliçeye karşı bülün dünyanın takdirini temin etmişti. Umumi harbde Hollândanın bita- raf kalmak azmini takviye eden ge- ne kraliçenin nüfuzu olmuştu. Fa kat harbin sonunda Almanya impa- ratoru ikinci Vilhelme Hollânda era- zisinde melce vererek bütün galib devletlere meydan okumaktan da çe- kinmemiştir. Bu kadın hükümdar tab'an ne kadar sulhperver olsa da memleke- tinin ve mensub olduğu ırkın şeref ve namusu meselesi karşısında hiç bir fedakârlıklan çekinmemiştir. Kraliçe Wilhelmine tahta olurdu- ğu günden itibaren saraydaki her türlü israfata nihayet vermiş, fakat hayır işlerine ve müesseselerine kar- şı gayet cörnerd davranmıştır. Ayni usulü devletin mali idaresi- ne de tâtbik etmiştir. Bunun için üç sene evvel sterlin ve dolar gibi en sağlam paralar yuvarlanırken Hol- lândanın parasını bu felâketten kurtarmıştı. — F, ..|: .. Zehirli çörekler Sofyada 150kişi yedikleri Sofya 4 — «Haci Dimitir» mahalle- sinde 150 kişi hep birden zehirlenerek hastalanmışlardır. Polisçe yapılan tahkikat neticesinde, hastalananların bir fırında makine yağile yapılan tat- lı çörek yemelerinden zehirlendikleri anlaşılmıştır. Zehirlenenlerin çoğu çoluk çocuk ve kadındır. Fırıncı ame- lesi Goran Simeonov yakalanmıştır. Siimeonov, iladesinde, o gün sarhoş olduğunu ve bu yüzden yanlışlıkla fi- rında ay çiçeği yağı yerine makine yağı ile çörek yaptığının farkında ol madığını söylemiştir. Zehirlenenlerin 19 ünün sıhhi va» siyeti çok tehlikelidir. B. Stoyadinoviçin Sofyayi ziyareti Sofya 4 — Başvekil B. Köse İvanof,. Harbiye, Maliye ve Nafia Nazırlarile da, Yugoslavya Başvekili B. Stoyadi. noviç'in Sofyayı, eylülden sonra ziya» ret zeb edzceğini i söylemiştir. Arnavutlukta »iyasi mülteci- ler için af Tiran 4 (A.A.)— Serallığın ilânının onuncu yıldönümü münasebetile kral, hususi bir talepname ile Arnavutlu- ğun hariçteki mümessillerine müra E edecek olan bütün siyasi mülte- ellerin sffedileceğini bildirmiştir,