| | 3 Eylâl 1938 AKŞAMDAN AKŞAMA Hatay istiklâli karşısında sevincimiz Hatay dün en büyük bayramım Yaşadı ve bütün Türkiye bu sebeble Sevinç içindedir: Artık Cümhuriyet Türkiyesinin ce- hubunda, ve Suriyenin şimalinde yep Yeni müstakil bir devlet doğmuştur. tahakkuk etmiş bulunuyor. tahakkukunu © Fransız - Türk dostluğu için bir imtihan say- Muştık. Böyle mesud bir neticeye va- Miması bu cihetten de, Akdenizin bu kıyısındaki emniyet ve âsayiş ba- ndan da fevkalâde sevinilecek imilel mikyasda ve birinci de Tectde ehemmiyetli bir meseledir. Fransanın bundan sonra da göstere ©eği hüsnü niyet nisbetinde iki mem- ket arasındaki dostluk artacaktır Bilhassa bizleri sevindiren bu müs- takil teşekkülün, Türk karakterini bulunmasıdır. Mebuslarının nis- | bi de gösteriyor ki, 40 kişide 22 si | doğrudan doğruya bizden... Alevileri de, mezheb farkına rağmen kendi- Mizdendir biliyoruz; 22 mizden ayırd *tmiyoruz; bu sebeble onların 9 me- Sunun tamamiyle Türklerle bera- hareket edeceklerini umuyoruz. “Sasen, Hatay Halk fırkasının vadet- | tiği ve başaracağından emin olduğu- Muz - dün intişar eden - programı okuyunca Hataylı Arabların, Erme , Rumların da hür, müstakil, fark Bözetmiyen, samimi, müsama. - , emin ve bilhassa ahalkçı, ümhuriyetçi, Iik, inkılâpçı ve kül sahada o milliyetçiz bir Hatay raya içinde pek memnun ve mesud h rt, böyle bir yurdun sükün, Uzur ve İstirahatini bozmak İstemi- Yeceklerini, ve artık bu yeni ve net sonra ortada bulanık su kalmıyacağı için fesad erbabının da k avlıyamıyacağını anlamak ko. | 9 * Güya Hatayın oyaşamıyaca- Sih zannettirmek için Türk köyleri er pia ettirmek gibi komitecilik- ol , bundan sonra da ayni İ n da devam ederlerse zararı gören | İzzat kendileri olacaktır. Müstakir Yatay, Fransız - Türk dosluğunun uğurlu bir mübeşşiri ok BU gibi, bundan sonra, Suriye - rkiye arasında da bir vasıl hattı İeşkil edecektir. Gerek Türkiye, ge- Ş& bizzat Hataydaki ırkdaşlarımız ii dostlarımız bu uğurda can ve gö- ülden çahşacağı için, behemehal bu hedefe ulaşacağız. Bundaki sa- imizi Suriyeli komşularımıza #tmek üzere diğer komşuları İsbaç Zin da bu uslüb içinde olması elbet te Sayemizdir. Bilhassa ki, onunla, up Uzun bir tarih imtidadınca müşterek bir hayatımız vardır. . » Böyle yüksek bir emele varmak İçin, biz kendimizi her noktadan mi- “ehhex sayıyoruz. Hataylı kardeşle de, vasıl hattı vazifelerini iyi- *© başarmaları için bazı cihetlere tiayet etmeleri lâzımdır ki, bunun başında evvelâ, kendi aralarında Müttehid, mütecanis, iyi geçimli ol maları gelir, Öteki unsurlara örnek olmak üze *8 bilhassa Türklerden, bu yüksek, Kararname pazartesi günü tebliğ edilecek Pazarlıksız satış kanununun tatbi- ki hususundaki kararname önümüz- deki pazartesi günü alâkadarlara teb- liğ edilecektir. Kararame tebliğ edilir edilmez belediye faaliyete geçerek gıda mad. delerinden başlıyarak maktu flat u- sulünü mensucat, zücaciye ve mah- rukat eşyülarına da tatbik edecektir. Belediye tatbik kararile beraber sıkı bir kontrolle etiketsiz satış yapanları tecziye edecektir. Pazarlıksız satış kanununun bazı müesseseler tarafından tatbikine baş- landığını yazmıştık. Bunlar arasın. da pek ender olmak üzere balık ve saire gibi gıda maddeleri satanlar da yardır, Fakat bunlar kanunun resmen tatbikinden evvel hileli yollara sap- maktadırlar. Bu hususta şikâyetler vaki olniuş. etiket fiatı 70 kuruş olan balığın kilosunu elli kuruşa alanlara tesadüf etilmiştir. Keyfiyet beledi. yeye bildirildiği takdirde esaslı bir tahkikatla bu gibi esnaf cezalandırı- lacaktır. Sergilerde teşhir edilecek hayvanların en iyileri damız- lık olarak İstanbul vilâyeti muhtelif kazalar- da hayvan sergileri açmaktadır. Bu sergilerde teşhir edilen at, sığır, da- ne ve saire gibi hayvanların en iyile- ri sahiblerinden satın alınacak ve da- xuzlık olarak kullanılacaktır, Bu su- retle hayvan neslinin ıslahına çalışı- lacaktır. Hayvan sergisi şimdiye kadar Pen- dik ve Beykoz olmak üzere iki yerde açılmıştır. 9 Eylül pazar günü de Yalovada bir hayvan sergisi açılacak, küşad resmini vali ve belediye reisi B. Muhiddin Üstündağ yapacaktır. Araba çocuğa çarptı. Nuri isminde birinin idaresindeki 1092 numaralı yük arabası, Göztepe « Kayışdağı caddesi üzerinde Osman is- minde bir çocuğa çarpmış, muhtelif yerlerinden ağır surette yaralanması. na sebeb olmuştur. Osman, polis ta. rafından Nümune hastanesine yatı. deş kavgalarını unutarak, yekvücud bir kütle teşkil etmelerini dileriz. Keza: Gene geçmişte Şu veya bu şem ve vakur bir nisyan örtüsü ört. meli, bundan sonra hüsnü niyetle davrananı ayni suretle yüksek bir hüsnü niyetle mükâfatlandırmalıdır. Yep yeni doğan Hatay istiklâlini ; Pazarlıksız satış | Karilerimizin fikri Parmakkapı tramvay durağı Bu, hiç de yerinde bir karar de. ğildir. Bu semtte birçok mektep- ler, resmi, hususi daireler vardır. Çocukların mekteplerine, memur »ş müstahdemlerin vazifelerine geç kalmamaları, fazla yol yürü. memeleri için Parmakkam dura ğına şiddetle ihtiyaç vardır. Par- makkapıya yakın bir yerde tram- vay durağı olmadığını da alâka- darlar göz önünde bulundurma- hdırlar.» Bir çeşmenin ihyası isteniyor Fatihte Atpazarında Sinanağa mahallesinde oturan Kkarilerimiz- den B. Suphiden aldığımız bir mektupta İbrahimpaşa caddesi Üzerinde mevcud bir Terkos çeş- mesinin musluğunun sökülerek alındığı ve çeşmenin de iptal edi- diği bildirilmekte ve civarm ye güne su ihtiyacını temin eden bu çeşmenin. Lekrar ihyası rica edil. mektedir. Dört cerh vakası Iki kadın, iki erkek yaralandı Son yirmi dört saat içinde muhte. Uf yaralama vakaları olmuştur: 1.— Galatada oturan Yakub ismin- de biri, Karaoğlan sokağında Ester isminde bir kadını dost tutmak iste- miş, kadının buna muvafakat et- memesine kızarak onu kalçasından yaralamıştır. 2 — Aksarayda Hüseyinağa mahal. | lesinde oturan Ahmed isminde bir | kunduracı, kendisine yüz vermiyen | Yaşar adında bir kadını sokakta çakı | ile hafif surette yarslamıştır. İ 3 — Şişlide Hanımoğlu sokağında oturan demirci İstavri ile karısı Yu- vanna bir yemek meselesinden kavga etmişler Yuvanna, çakı ile kocasını | başından yaralamıştır. 4 — Kasımpaşada oturan Bayan Fatma; odasında ekmek biçağı ile bir iş görürken bir aralık asabiyete ka- pılmış ve elindeki bıçağı pencereye doğru fırlatmıştır. Bu fırlatış netice- sinde bıçak pencereden sokağa düş- müş, bu sırada oradan geçen on Üç yaşlarında İsmail adında bir çocuğa isabet ederek yaralanmasına sebeb olmuştur. Polis yaralıları hastaneye kaldırmış, ve yaralıyanları da, yaka- iyarak mahkemeye vermiştir . Eğlence yerlerinin el listeleri Eğlence yerlerinde belediyenin tas- dik ettiği tek tarifeden başka her masa için belediyeden tasdikli tarife- ye göre hazırlanması icab eden mü- teaddit küçük el listeleri kulları maktadır. Bu listelerin esas tarifeye uygun 0- Tup olmadığını kontrol etmekle bera. ber belediye küçük listeleri de tetkik ve tasdik etmeyi düşünmektedir. | Muamele vergisi Pamuklu sanayi- cileri de kaldırıl- masını istediler Sanayi umum müdürü B, Reşad tedkik ve temaslarına devam etmek» tedir. Bu defa da pamuklu mensucat işlerile meşgul olanlar müracast ede- rek muamele ve istihlâik vergisinin kaldırılmasını istemişlerdir. Bunlar iptidal msddeye gümrük- lerde verdikleri istihlâk vergisinin çokluğuna mukabil mamul gelen eş- yadan pek cüzi bir resim alındığını iddia ediyorlar. Bundan bir müddet evvel de kauçuk sanayii ile meşgul olanlar aynı dilekte bulunmuşlardı. Pamuklu mensucatçılar, vergi ta mamen kaldırılmasa bile tenzilât ya- pılmasını istemektedirler. Sanayicile- rin bütün bu dilekleri tedkik edile- rek bir neticeye bağlanacaktır. İncir ağacından yuvarlandı Büyükderede oturan on üç yaşla. rında Tosun, incir ağacından düşerek tehlikeli surette yaralanmış, Şişli ço- cuk hastanesine yatırılmıştır. , : Lâstik fabrikatörleri Küçük lâstik âmillerinden şikâyetleri nedir? Yazlık lâstik ayakkabı imal eden fabrikalar küçük imalâthanelerden şikâyet ediyorlardı. Vaki müracaat üzerine bu hususta tedkikat yapıla- caktır. Şikâyet mevzuu şudur; i Büyük fabrikaların iddiasına göre küçük imalâlhanelerin yaptıkları yazlık keten ayakkabılar çürüktür. Fakat yoknazarda bunları diğer sağlam ayakkabılardan fark etmiye imkân olmadığı için halk aldanmak- ta, küçük fabrikaların ucuza mal ettikleri ayakkabıları fazla salmalar | rına mukabil büyük fabrikalar zarar etmektedir, Fakat acaba bu iddia doğ- ru mudur? Tedkikat bu mevzu etra- fında yapılacaktır. Büyük fabrikalar lâstik ayakkabı ların evsafı etrafında bir rapor har | zırlamağa başlamışlardır. Bu rapor sanayi umum müdürlüğü tarafından tedkik edilecek çürük ayakkabılar için alınacak tedbirler tesbit oluna- caktır. pi Makine ithalâtı Sanayiciler fabrikalarını tevsi için hariçten (o getirttikleri (makineleri gümrüklerden çıkarırlarken bir ta- kım formaliteler yüzünden müşkilâ- ta maruz kâldıklarından şikâyet et- mişlerdi. Bu hususta tedkikata başlanmış- tır. Şikâyeti mucib cihetler tedkik edilecek ve lüzumsuz formaliteler mevcudsa bunların kaldırılması hu- Ssusunda gümrükler nezdinde teşeb- . büsata girişilecektir. Maltepede çocuk kampi İstanbul vilâyeti Maltepe iskelesi yanındaki on dönümlük, evkafa ald araziyi satın almağa karar vermiştir. Burada kimsesiz fakir çocuklar için büyük bir kamp vücude getirilecek, çocuklar yazın burada parasız olarak kamp yapacak, denizden de istifade edecekler Sahife $ SOHBET: Sözden söze I Eski eserler — Kendimi meylime bırakacak olsam; biliyorum ki yalnız en yeni eserleri, şu son yirmi otuz sitleşmiş, zevksizleşmiş!» diyebilirler. Zaman meselesi, moda meselesi. Fakat zamanımızdan, modadan kur- tulmağa imkân var mı? Bugünkü bir,şairin (eciğere keli- mesini, divanlardaki mağnası İle kullandığını görseniz Uirkilivermez misiniz? Bu sizi adeta incitmez mi”. O halde Nalli'nin: «Bir şişe mey ol- sak, dökülüp sagare evvel — Andan ciger - i bade - perestane dökülsek» beytini de bütün samimiyetinizle se- vemezsiniz... Fakat «ciğer» kelimesini Naili'de hoş görüyoruz; çünkü Naili'. yi de, bütün eski şairleri de asıl sami- miyetimizle, asıl benliğimizle okumu- yrouz. Geçen asırlardan kalmış kitap. ları açtığımız zaman bizde düşünce. mizden doğan ikinci bir benlik, mük- teseb bir benlik hasıl oluyor. «Naili'. nin zamanında ciğer kelimesini böy- le kullanmak zevksizlik alâmeti de- Zildi, o halde bir şey söylemeğe hak- kımız yoktur.» diyoruz; yani içimiz- den yükselen iğtirazı muhakememiz- le susturuyoruz. İğtiraf edelim ki bu, içimizden ilk doğan hisle hare- ket etmek, tam bir samimilik göster- mek değildir. Amma bu samimiyetsizlik lâzımdır. «Kültür» belki de sadece, kendimize zamanımızın vergisi olan asıl ben- liğimizden başka bir de benlik edin- mek; zorla da olsa zamanın ve mo- danın haricinde düşünüp hissetmek kabiliyetini kazanmak demektir. Bunun içindir ki aldığım zevkin pek samimi olmadığını, sunği oldu- ğunu bilmekle beraber meylime ceb- redip eski eserleri de okurum. Onlar- dan aldığımız zevk, samimi değilse de, daha şiddetli olabilir, Elbet te; o zevk bizde fikri bir gayretin mahsu- Tüdür; onu kendimiz yaratırız. Kol- tuklarımızı kabartır; bize «Bak! ben zamanın, modanın esaretinden kur- tulup heyecana yükseliyorum» de dirtir, © mükteseb, benliğin fenalıkları da yok değildir. İnsanı, asıl benliği- ni, «actuel» benliğini boğacak kadar kavrıyabilir. Bazı büyük kültür sahi- bi insanların, zamanları eserlerine hiç bir alâka göstermeyip yalnız es- kilere bağlanmaları; onlar namma her yeniye omuz silkmeleri bu yüz- dendir. Asıl meharet, biribirine ha- sım olan o iki benliği - her ikisinin de hakkını vererek - bir arada yaşala- bilmektir. Fakat bu, pek az kimseye nasib olur, u İmkân — Her şeyin mümkün ol- duğu söylenemez; birçok güzel ta- savvurların birer hakikat olmasına eşyanın tabiatı, insanın kendi tabi- atı maniğdir. - Fakat bu «hakikat, hiç bir zaman bir hareket noktası olmamalıdır; çünkü son derecede cesaret - kırıcı, yeis - veridir. İmkân (Devamı 4 üncü sahifede) Nurullah Ataç