. 27 Ağustos 1938 Sahife $ AKŞAMDAN AKŞAMA ——— — ————— Yürük Çelebinin üç meslektaşa cevabı Yürük Çelebi ağabeyimizden bu mektubu aldım; aşağıki satırlarının #ütunumda misafir olmasını istiyor. Kanuni Sultan Süleymanın veziri âzamı ve eniştesi olan İbrahim paşa da yazdığım bir yazıyı muh- terem iki meslektaşım geçen Pazar Cümhuriyet gazetesinde tenkid et- ami ileriye mullami bir dolaşma yaptığım için gazete okumamıştım. Bazı arkadaşlarım Sonradan dikkatimi celbettiler. Bere- ket versin, bunlardan birine karşı Müdafaamı, Haber refikimiz deruhte buyurmuş, Bu gazetenin «Rasgeler Sütunu muharriri diyor ki: Server Bedi imzası üstünde şu satırları üm; «Malümdur ki Sultanahmoddeki mın Hhrvat İbrahim pa- ray olduğu iddia ediliyor. Gene ki bu İbrahim paşa Kanuni- Dil veziridir, Fakat tanınmış muhairle- Pimizden biri hapishaneye dair vâkifane Yazı yazarak binanın Ahmedi salis ra- Münindaki Nevşehirli İbrshim paşaya di olduğunu zünnetmiş.» b Server Bediin mevzuu bahsettiği yazıyı ulduk. Garip, o yazı üstünde de şöyle bir kayıt var: “Burasının İbrahim paşa kanağı oldu- ĞU söyleniyor. Pek çok kimse de bu izmi le devri kahramanı Nedimin İbrahim Paşasile karıştırmaktadır. Halbuki o İb- eri Paşanın İstanbul tarafındaki konağı Üyunu umumiye, Akşam ye Kurun bina» wn bulunduğu yerdeydi> Server Bedi dostumuz Yürük Çelebinin . Yazışından bahsediyorsa yazıyı bir Yal içinde okuduğunu sanmak limm m Yeni. ve nevheves tarihçimizin yle bir gaflete düşmiyeceğini sanıyoruz. $ üstad M. Turhan Tana göre o fin- Sancı katırlarını ürkütmüş ve dayağı, teki acemiliğine, Usanı farstaki bi- Dü İbrahim amed de deyri cihan Yeki bütşiken, yeki bütnişan İkinci mısra aslı - şairin yazdığı - şöyle imiş: Yeki bütşiken şüd, yeki bütnişan Bense, «Yeki» yi sdigeri» ile ikame k vezni düzelttim. ; Çok memnun ve müftehirim ki, üstad M. Turhan Tan bütün yazıyı Okumuş; beş sütunlük makalede > kendisinin ihtisas - tarih sahasında galiba hatalı bir nokta bu- lamamış... Böylelikle beni şereflendi- Tiyor... Ede ede bu «digeri» kelimesi- De itiraz ediyor; bu şekilde kullanıla- Muyacağını yazıyor. Elbette kendileri benden iyi bilseler gerek, Çünkü be- him farisim Osmanlı mekteplerinde- ki tedrisattan ve bir az da edebiyat merakından ibarettir. Ancak, «digeri» kelimesinin «öbü- Tü» manasına gelemiyeceğine gene kani olmadım. Zira, işte Gülistan dan pek meşhur bir misal: Diger uzyha ra nemaned karar Galiba şöyle tercüme edebiliriz; «Öbür uzuvlarınm rahatı kak Müz...» Demek ki, üstadın, fariside sözünün ancak sâhar, başka, Bayr, gene, tekrar» manasma geldi. iddin etmesi doğru değil, Pekâlâ “öbür» de olabiliyor. Keza, fariside, ilk hecesi kısa «ği- Ker» ve uzun «digers şekilleri vardır. şekli yukarda gösterdim. İkinci şekil ise, gene ayni şiirde: Beni adem azayi yekdigerend Sondaki «i» edatı ise, üstadın iddi. AsI gibi türkçedeki «mef'ulünbih eda- Mia değil, «Yeki» nin sonundaki eda- — İlk tahsilin sekiz seneye çıkarıl- Mas hakkında bir tasavvur var bay nca... < Yerinde bir tedbir Tramvay araba- ları fenni muaye- neden geçirilecek Tramvay arabaları her sabah de- podan çıkarılırken hususi bir muaye- neden geçirilmektedirler. Bu muaye- ne neticesinde arabada bir arıza gö- rülürse vatman arabayı tesellüm ef- miyebilir. Bu günlük mutad muaye- nelere rağmen İramvay arabalarının bozuk fren vesaire yüzünden kazalara sebebiyet verdiği görülmüş ve araba- ların baştan başa ve gayet esaslı su- rette muayene edilmelerine lüzum ha- sıl olmuştur. Bu muayeneler, Belediye fen heyeti tarafından yapılacaktır. Bunun için Tramvay şirketine icab eden tebligat yapılmıştır. Bu tebligat üzerine - şe- beke üzerinde işliyen bütün arabalar birer birer fenni muayeneden geçiri- leceklerdir. İçinde küçük bir arıza gü- rülen arabalar derhal seferden mene- dileceklerdir. Bu muayene, seyrüselerin selâme- tini temin etmek bakımından çok mühim görülmektedir. Arabaların muayne günleri yakında tesbit edile- cektir. 13 yaşında bir kız kayıb Kadıköyünde Hacışükrü sokağında oturan B. Raşıdın on üç yaşındaki evlâdlığı Emine dört gündenberi ta- gayyüp etmiştir. B, Raşid zabıtaya müracaat ederek kızın kaçırılmış ol ması ihtimalinden bahsetmiştir. Za- bıta Emineyi aramaktadır, tan aynıdır. Başka kelimelerde de bu- na rastlarız; «Padişahın biri, bir padişah» ma- rile bile Türk karilerini işçal etti- gimden dolayı özür dilerim. Biz türk- çede sürçmemenin yoluna bakalım. Ne gariptir ki, meselâ, üstad AL Tur. han Tan da, sütun komşusu Server Bedi gibi bir dikkatsizlik yapmış; tam bana itiraz ettiği satırlarda şöy- le yazıyor: «Meslektaşın bu mısraı vezinsiz bulması doğrudur. Lâkin (yeki) kelimesini (diğeri) İle becayiş etmesi fahiş denilecek kadar ağırdır bir hatadır» İşte bir türkçe yanlışlığı: türkçede bu mevkide «becayiş» denemez; «ika» me» denir, «değiştirme denir. Çünkü «becayiş» de mutlaka «trampa» ma- nasi vardır: İki kaymakam arasında becayiş olur. Eğer hariçten bir kay- makam mevcudun yerine konursa bu «becayiş» değildir. Demek mısra- daki kelimeler arasında da «becayiş» yok. İşte size bir türkçe yanlışı! Üstad, - bilhassa farisi dersi ve- rirken - bakınız ne yapmış! Bu basit türkçe marifetlerini bilmez değil amma, ©, olur, kalemdir, sürçer.. Onün için, bende vaki olan ve istik- balde olacak bu gibi zuhulleri de, M. Turhan Tan boş görmeliydi; halden anlamalıydı ve anlamalıdır. Hususa ki, onun kalem yürüttüğü vadi pek muhataralıdır. Erbabı neler bulur, çıkarır meram ederse...» (Vâ-Nü) ». Bu ucuzluk devrinde her şeyin miktarı yarıya inerken bu yükseliş bir hayli garip görünecek... ŞEHİR HABERLERİ Haklı şikâyetler İstasyon saatleri behe- mehal doğru olmalıdır Saatim durmuştu. Bakırköy islasyon saatile âyar ettim. Ra- hat rahat ve kemali emniyetle işimi bitirdikten sonra, istasyona döndüm. Fakat, treni kaçırdım. Hayretle baktım. İstasyon san ide benim gibi henüz 14 130 geçiyor. Halbuki 14,33 treni dü. düğünü öttürerek çoktandır kalk- MUŞ)... Biletçiye ve karşıdaki küçük dükkân sahibine 14,32 de vaziye- ti tesbit ettirdim. (Vaka din, ya- ni cume günü olmuştur.) İstasyon müntesiplerinin; — O saat hep yanlıştır! - de- melerini de gayet garib buluyo- rum, Böyle bir hâdise başka gün de aynı istasyonda bir ahbabımın başına gelmiş, İstasyon saatleri katiyen doğru olmak mecburiyetinde değil mi- dirler? Birçok vatandaşlar buna riayetsizlikten zarar görmezler mi? v. Adalara ve hakırköye nasıl su verilecek? Belediye Adalara vapurla, Bakırköyüne de arteziyen kuyuları ile su vermeği düşünü Belediye sular idaresi, Adalarda artezyen kuyuları açmak suretile Adaların su ihtiyacını temin etmeği düşünmüş, fakat yapılan tecrübeler iyi netice vermemişti. Bunun için Adalara Maltepeden veya Kartaldan su vapurlarile İyi su getirilmesi ve Büyükadada tesis edilecek depolara bu suların doldurulması düşünül mektedir, Belediye Denizbankla bu husuta tamas ve müzakereye başla- mıştır. Bakırköy suyuna gelince: Bakırkö- yüne terkos su tesisatı verilmesi dü- şünülmüş, fakat buraya şebekeyi uzalınak çok pahalıya mal olacağın- dan Bakırköyüne de artezyen kuyu- ları vasıtasile su verilmesi düşünül“ müştür. Bu makasadla Çırpıcı çayırın- da artezyen kuyuları açılmasına ka- rar verilmiştir. Belediye sular idaresi Çırpıcı çayırında satın eldığı bir ar- sada bu kuyuları kazdırınağa başlar mıştır, Fakat bu inşaat ancak bir, bir buçuk ay sonra bitecektir. Bu müddetin hitamında çıkacak su tah- Ul edilecek, bu suyun gerek miktar, gerek evsaf itibarile Bukırköyüne isa- lesi muvafık görülürse o zaman Çir- pıcı çayırından Bakıyköyüne doğru tesisat yapılacaktır. Aksi takdirde Bakırköye suyun başka tedbirlerle temini düşünülmektedir. 1938 Dünya Briç olimpiyadları 13 üncü sahifemizde .. Fakat, malüm e, sağlam bina, Sağlam temel üstüne kurulur!... 8 bir temel de ancak ilk Zafer bayramı Beyazıt meyda- nında bir tribün inşasına başlandı 30 Ağustos Zafer bayramınt kutla» mak üzere Vilâyet, Belediye ve diğer resmi ve nimresmi teşekküller tara- fından yapılan hazırlıklar ikmal edil. miştir, Her sene olduğu gibi bu sene de 30 Ağustos sabahı Üniversite mey- danında geçid resmi yapılacağından buraya büyük bir tribün inşasına baş- lanmıştır. Bu münasebetle Zafer bây- ramı akşamı Üniversite meydanında halka bir de temsil verilecektir. Bu hususta hazirlanan resmi prog- rama göre İstanbul komutanı saat 8,30 dan 9,30 a kadar komutanlık makamında Ordu adına tebrikleri kabul edecek, saat 9,45 de Üniver- site omeydanında toplanmış bulü- nacak kıtaları teftiş ve tebrik ede- cektir, Teftişi mütcakib (O kıdem- siz bir subay 80 ağustos Zafer bayramı tarihini anlatan kısa bir nu- tuk söyliyecek, bilâhare de korgeneral bir nutuk irad edecektir. Saat 10,45 de geçid resmi başlıyarak kıtalar Taksim âbidesine gidecekler ve muayyen yer- lerde dizileceklerdir. Boru ile verilecek hazır ol - dikkat emrile merasime baş- lanacak, bandolar tarafından istiklâl marşı çalınacak, âbideye çelenkler ko- nacak ve kıtalar kışlalarına dönecek- lerdir. 30 Ağustos günü saat 12 de Seltmi- ye kışlasından 21 pare top atılmak suretile bayram tesid edilecektir. Gece Anadolu ve Rumeli yakasında fener alayları tertib edilecektir. Bun- lardan İstanbul tarafındaki alay, saat 21 de Tüksimden hareketle tramvay yolu boyunca Beyazıda, Anadolu ya- kasındaki âlay da âyni saatte Doğan. cılardan hareketle tramvay yolünü takiben Kadıköy iskelesine kadar gi- decektir, Bu sene rozet dağıtılmıyacak Hava kurumu her sene 30 ağustos günleri mektep çocukları vasıtasile kutu dolaştırarak rozet dağıtmakta idi. Bu sene İstanbul ve diğer büyük şehirlerde kutu dolaştırmak suretile rozet dağıtılmasından vaz geçilmiş. tir. Buna mukabil 30 ağustos bayram günü tramvay, vapur, tren, otobüs gibi vesüili nakliye ile seyahat edecek yolculara (kesilen biletler üzerine bilet Oücretinin nisbetine (güre 10, 20, 4D paraya kadar tayyare yar» dım pulu kesilecektir. Ayni zamanda mektup ve telgraflar üzerine de tay yare pulu yapıştırılacaktır. Ragaib kandili İstanbul müftülüğünden: Ağustosun 21 sine müsadif cumartesi günü re İSTANBUL HAYATI ————— Bu da bizim festivalimiz — Bizim oğlan gazetelerde okumuş; festival bayramı varmış. Bu akşam biz de gidelim bari, — Öyle ise akşam üzeri yemeği er- ken yiyelim de size uğrıyalım, hep be- raber gideriz. Arıma, çocukları almi- yalım. Kırk yılda bir bayrama gidece- Ziz, burnumuzdan gelmesin. Pencereden pencereye konuştular, festival bayramına gitmeyi kararlaş- tardılar. Akşam yemeğinden sonra pencere önünde otururken sokaktan gene ses- lerini duydum. Grup halinde kapı kapı dolaşıyorlar, her kapıdan bir kaç kişi daha iltihak ediyor, grup kar te- pu gibi büyüyordu. Tramvay caddesi- ne çıktıkları zaman adeğleri yirmiye yakındı. Bu, festival heyeti kadar ka- labalık grupun hangi festival eğlence- sine gitmek istediklerini merak ettim, uzaktan peşlerine takıldım. Yolda bağrışa çağrışa hep festival bayra- mından bahsediyorlar. Fatih parkın- da yanan elektriklerden bile mâna çi- kariyorlar; — Bak, festival bayramı olduğu içinn bu gece elektrikler daha parlak yanıyor. Konuşarak, gülüşerek Beyazıd mey» danına kadar geldiler. 30 uğustos bay- ramı için hazırlanan tribünleri gö- rünce büsbütün sevindiler: — Hah, işte, senlik yerleri bile ku- rulmuş. Tam da vaktinde gelmişiz. Havuzun etrafındaki kalabahk ara» sına karıştılar, Fıskiyeleri seyre daldı- lar, Arada bir tribünlere göz atarak biribirlerine soruyorlar: — Ayol, hâlâ şenlikçiler gelmediler. — Hele biraz daha bekliyelim. Havuz kıyısındaki demir parmak. lıklara sıralanarak, karşı kahvelerin biribirine karışan radyo gürültüleri. mi dinlemeğe başladılar. Bir aralık yaşlı kadınlardan biri önlerinden ge- çen bir delikanlıya seslendi: — Oğlum. Biz festival bayramı var diye geldik. Şenlik yapılacak, diyor. lardı, Acaba daha sonra mi olacak” Delikanlı gülerek cevap verdi: — Hayır teyze. O şenlikli festival başka yerde. Bu da bizim festivalimiz. Havuzun etrafını bir kaç defa daha dolaştıktan sonra tekrar yola dizildi. ler. Hâlâ festival münakaşası yap yorlar: — İyi de olsa, fena da olsa hiç de- Eilse festivali de gördük ya, Yorulduk amma, biraz gözümüz gönlümüz açıl. dı; Cemal Refik Doktor İhsan Şükrü Aksel Kongreye iştirak etmek üzere Av- rupaya gitmiş olan asabiye müte- hassısı Dr, İhsan Şükrü Aksel mem- leketimize avdet etmiştir. Üç eroin kaçakçısı mahkemede Kadıköyünde Acıbademde İsmail, Fethi ve Halil isimlerinde üç şahsın heroin çektikleri ve sattıkları zabılaca haber alınarak, üçü de ansızın yaka- lanmış, bu sırada İsmail, elindeki beş paket heroini, bir lâstik balon içine sokup yutmuş, memurlar, bilâhara ken. cebin biri olduğundan önümüzdeki | disini kayettirerek paketleri mide perşembe günü akşamı (cuma gecesi) | sinden çıkartmışlardır, Her üç kaçak- | çı mahkemeye verilmişlerdir. Leylei Regaib olduğu ilân olunur, En güzel duvar kâğıdlarını DEKORASYON Mağazasından bulabilirsiniz. Lütfen bir kere görünüz. Beyoğlu İstikiâi caddesi .. Tenbel bir talebe beş seneyi na- sıl olsa, döne döne, sekiz senede biti. or, $ seneyi neden bitirse G5 Yeki B. A. — Bu hesapça i On âltı seneye çıkarmak lâzımgele