18 bin idin yü ükseklikten geceleyin paraşütle indi Bir sene evvel 22400 kadem irtifa» dan gündüzün paraşüt ile yere ine- Yek cihan rökoru yapan Gwynne Johns #vvel de geceleyin 18000 kadem irti- fadan paraşüt ile inmeğe muvaflak m > Evvelki rökorda kendisini tayyare. den attıktan sonra ancak 18000 ka- ği zaman belindeki kuvvetli elektrik fenerini sık sık sallıyarak mevcudiye- tini yerdeki hava memurlarına bil- direcekti. Aksi tesadüf olarak aşağıya kendi- sini salıverdiği zaman fener bozulmuş ve şua'la işaret vermeğe muvaffak ola- mamıştır. Rüzgâr ise paraşütü ile bir- iikte kendisini uzaklara sevketmiştir. Hava idaresi civardaki bütün küyle- rin ahalisini harekete getirmiş ve tay- Diğer bileğindeki barograf hangi irtifalarda seyrederken aşağıya indi- ğini göstermiş olduğundan gündüz cihan rökoru yapan tayyarecinin şim. di de gece rökoru yaptığı bütün dün- yaya ilân edilmiştir. Ya otomobil alırsınız va istifa ederim Atlântik ' denizinde İngilterenin Bermud adaları vardır. Bu adaların — Emrederseniz bir araba alalım, bir bisiklet alalım, fakat otomobil otomobil alamayız... — Sebebi? — Bugüne kadar küçük adamıza otemebil alırsak, herkes otomobil alacak, halkın raha kaçacaktır. Bunun için size otomobil alamıyana- gu! Vali meclisten çıktı ve dedi ki: — Ya otomobil alırsınız, yahut is- tila ederim!... Galiba Bermunda başka bir vali ta- yin edecekler... Çırıl çıplak bir dansöz Bugünlerde Berlin varyetelerinde nu- mara Ypan bin türlü cambazlar, hokka- bazlar, muzikacılar arasında bir d8 lerin neşriyatına bakılacak Olursa güzel Amerikalı o yelpazelerie vücu- dünü örtmekten ziyade açmağa mu- vafişk oluyormuş. Bereket versin oynadığı «Kelebek ve Örümcek» isimli fantastik dans esnasında üze rine çevrilen rengârenk projektörle- tin sihirli ziyası açık tarafların ör- tülmesine yardım ediyormuş. Berlinde sicaklar çok fazla İİ Son günlerde İstenbulda olduğu #ihi Berlinde de dayanılmıyacak $i- Câk günler yaşandı.Dört buçuk milyon. İlk bir şehri böyle bir sıcak dalgası kap- ladığı zaman dondurma sarfiyatı da Berlin sokaklarında otomobil bolluğu Pluyor, Kışın büyütülen domuz yavruları- ja havuç, mısır ve un İle karıştınI- Muş balik verildiği takdirde hayvan- Yarın yağlandığı görülmüştür. Bundan sonra mütehassıslar, do- muz yavrularına her gün 15 gram balık eti verip 15 gram belik yağı Sa Kırmızı güllü hırsız Ni eme sekiz ay takip- Sarhoş dolaşirken yakalandi Galatada bir otelde misafireten Otüran ve Bursada elektrikçi Fran- 4#uva, dün son derece sarhoş bir halde Şolaşırkn polisler tarafından yaka» , mahkemeye verilmiştir. Amatör bir şoförün marifeti i Tâtif isminde amatör bir şöförün Maresindeki 1679 numaralı otomabil, Karaköyde kebabcı Selimin çırağı ede çarparak yaralamıştır, ları çalıyor ve elmasların yerine karmızı"bir gül bırakıp kaçıyor. Jak Yeni Orleunda yakalandı. Ora- da bir kaç kibar klülbün &zasıydı. Her- kes onu gönül avcısı hayalperest bir şair diye tanıyordu. Evkaf belediyeye 130 bin lira veriyor Evkat ile Belediye arasındaki ihti- Jâf hakem heyeti kararile halledilmiş ve hakem kararı her iki tarafa tebliğ edilmişti. Bu karar mucibince Evkef, Belediyeye 180 küsur bin lira iade ede- cekti. Bu paranın iadesi için Belediye ile Evkaf arasında cereyan eden mu- habere neticelendiğinden, 130 bin Ji- ra hafta içinde Belediyeye verilecek- tir. Genç bir dansözle evlenen 2 v0 lık milyonerin maceraları Yeni Zelând a- dalarınm en zen- gin adamlarının isimleri sayıldığı zaman doksanlık Vinter'in adı da- ima başa geçer. Bu yaşında (olduğu halde genç ve gü- gel bir kadına gönül vermesi, hayatı- nın feci bir surette nihayet bulmasile neticelendi. Bundan daha dört sene evvel Vinter'in sürdüğü münzeviyano hayattan dolayı şikâyet eder durur- lardır. O, milyoner olduğu halde, çok basis bir hayat sürdüğünden <Vel- Tington'un canlı ölüsü: lâkabını al- mıştı, Vinter küçük bir kulübede ya- şar, işini kendisi görür ve akrabası- na mensup çocuklar bu milyoneri zi- yarele gittikleri zaman, onun evinde bir darülâcezede imişler gibi, ikram görürlerdi. 1934 senesinde Vellington şehrin- de Tok Maiyela adında güzel ve ca- zibeli bir dansöz temsiller vermeğe başlaymen, milyoner canl ölü, birden- bire dipdiri bir adam oldu. Vinter kı- yafetini değiştirdi, şık gözmeğe baş- ladı, bütün eğlencölerde hazır bulun- mağa ve paraları bol bol saçmağa başladı. Nihayet güzel dansöze talib oldu, bir aşk kumarına girişti ve bir mükellef bir yat satın aldı, Velling- ton sahillerinde kaleye benzer bir şa- to inşa ettirdi. Nihayet, güzel dansö- zün istikbalini de düşünerek onunla evlendi, Doksan yaşmdaki ihtiyarın on sekiz yaşındaki güzel dansözle ev- lenmesi parlak suretle kutlandı, İzdivaç hayatının nasıl geçliğine ve şatoda cereyan öden aileyi münaso- bata dair tafsilât yoktur. Dansözün maiyetinde Siyamlı hizmetçiler var- dı, Onun İçin karı koca arasındaki İhtiyarın genç zevcesile oturduğu şatoda üç ci- nayat işlendi, evvelâ kardeşi, sonra kardeşinin kızı şatoda öldürüldü, ihtiyar milyoner bu cinayetler- den beraet etti, fakat kendisi de zehirlenerek öldürülünce genç karısı tevkif edildi, genç dansöz kayın biraderini ve kızını öldürdüğünü itiraf etti, ihtiyarı da dansözü çıldırasıya seven kâtibi zehirlemişti. münasebata dair hiçbir şey duyulmu- yordu. Ancak sene sonuna doğru mahke- meye intikal eden esrarlı bir hâdise münasebetile herkes Winterin çok gençleşmiş olduğuna kanaat getirdi. Hem karısı, hem de kendisi mahke- mede hesap vermeğe davet olunmuş- lardı. Çünkü bir gece şatonun bahçe- sinde Vinter'in biraderi Viyam ölü olarak bulunmuştu. Şakağında görü- len bir revolver kurşunu yarasından, katledilmiş olduğu anlaşılmıştı. Kardeşi ihtiyar milyoner, Vilyamı öldürmekten suçlu olarak mahkeme. ye verilmişti. Vinter mahkemede de- di ki: *—Maatteessüf onu ben öldürmedim. Kardeşim son aylar zarimda bana O kadar fenalıklar yaptı ki onun öldü- rülmüş olmasına hiç acımıyorum. O Mahkeme, Vintar'in beraetine ka- Tar verdi. Fakat iki gün sonra zabıta tekrar onunla ve karısile meşgul ol- mağa mecbur kaldı. Maktul Vilyam'ın elli yaşındaki kızı Spuan geceleyin Vinter'in şatosuna girmeğe muvaffak olmuş ve müthiş bir mücadeleyi mü- teakip şatonun penceresinden aşağı- ya atilarak ölmüştü. Bu defa da Vinter, katilin kendisi olduğunu HMtüharla itiraftan çekin- medi, Fakat kanun onu mesul tuta- iki el tabanca sıktığı ve pencereden dışarı atılmasının bir nefis müdafaa- sı gibi telâkki edil- tcesi lâzım geldiği meydana çıkarı. dı, Umumi efkâr, mahkemenin var. dığı bu neticeyi şüp- he ve tereddüdle den ve akrabasına karşı kazandığı bu yeni zaferinden zevk almak için uzun vakit bulamadı. O, bu mayıs or- tasma doğru karısile Parise gitmek ve genç, güzel karısına Parisi göster- mek isliyordu. Fakat hareketinden iki gün evvel şiddetli sancar içinde birdenbire vefat etti, Doktorların mu- ayenesi neticesinde, Vinterin zehirlen. diği anlaşıldı. Tabii ilk önce karısı ha- tıra geldiği için sabık dansöz yakala- narak sorguya çekildi. Kadın, her ne kadar kocasını zehirlediğini inkâr et- ti tse de zabıta ona inanmak istemeği, Yalnız, kadın sorgu esnasında sıkış- tırilnca, kayıribiraderi Vilyamla onun kızı Spuan'ı öldürdüğünü, çünkü çok sevdiği kocası Vinter'i onlara karşı müdafaa cimek ızlararında kalmış ol- duğunu söyledi, Kocasını zehirlemek- le hiçbir alâkası olmadığını tekrar etti. Müzakerenin ikinci safhasında ka- dının, zehirlenme hâdisesile hiç alâ- kası olmadığı meydana çıktı. Katil, milyonerin kâtibi idi. Bu kâlip, kadı- nı çok sevdiğinden ve onunia evlen- meyi göze aldırdığından Vinter'i ze- hirlemişti, Güzel kadını, tahkikat hâ- kiminin tazyikinden kurtarmak için kâtip bizzat mahkemeye müracaatle cinayetini itiraf etmişli, Bunun üze- rine kadın tahliye edildi. Şimdi o, ka- casından kglan muazzam mirası ko- casının akrabasile paylaşacağını söy- lemektedir, Yangın tehlikesi Mangaldan tutuşan manto, az kaldı yangına sebebiyet veriyordu Evvelki gece bir karı kocanın dik- katsizliği yüzünden Samatyada bir mahalle yangın #ehlikesi atlatmıştır, Kuleli sokakta 28 numaralı evde oturan balıkcı Talât ile karısı Nadire, gece Narlikapıda oynıyan tlyairoya gitmeğe karar vermişler ve sokağa çık- mışlardır. Karı koca, tiyatroya gidip seyre- de dursunlar, odada bıraktıkları ve içinde ateş bulunan bir mangal üze- rine isabet eden bir çivide asılı bulu- nan Nadirenin mantosu mangal ÜZz0- rine düşmüş ve yanmağa başlamıştır. Kısa bir zamanda odayı dumanlar kaplamış, evin içini müdhiş bir ya mik kokusu kaplamıştar, Evdeki diğer kiracılar neden sonra işin farkma vararak polise ve itialye- ye haber vermişler, derhal yetişilerek oda kapısı kırılmak suretile ateş sön- dürülmüş ve civardaki kâmilen ah- şap ve eski evler bu suretle büyük bir tehlike atlatanışlardır. Üsküdarlı İhsanin soyduğu yerler Bundan dört gün evvel yakalanan birçok kursızlıklardan on iki sene hapse mahküm olan Üsküdarlı İhsan hakkında Emniyet müdürlüğü fkinel şübesince yapılan tahkikat ikmal edilmiştir. Ihsan, Tahtâkaleğde Küçük Yeni- hanı, Tanburacı hanını, Küçüpazar- da Alemdar hanını, Nüruosmaniyedö Doçent bay İhsanın evini, Nuruosma- niyede Halk apartımanını, Mercanda 'Tığcılar hanını, Yağkapanı ve Mum- hane caddesinde iki evi, Nuruosma- niyede Şeref sokağında bayan Zeki- yenin evini soyduğu tesbit edilmiştir. «İhsan dün adliyeye teslim edilmiştir. Karısının kulağını ve yüzünü jiletle kesti Yorgancı Hamdi, karısının başka erkeklerle düşüp kalkmaması için bu hareketi yaptığını itiraf etti Geçenlerde Yedikule civarında otu- Tan yorgancı Hamdi adında biri bir müddettenberi ayrı yaşadığı ve bo- şanmak üzere bulunduğu karısı Fat- mayı kandırarak Karagümrük civa- rındaki yorgancı dükkânına götürüp ustura ile yüzünü ve kulağını parça- Jamıştı, Dün asliye dördüncü ceza mahkemesinde Hamdinin mevkufen muhakemesine başlanmıştır. Mahke- mede Fatma da davacı mevkiinde bulu- nuyordu. Fatmanın yüzünde dört ta- ne derin ustura yarası görünüyordu. Bir kulağı da gene ustura ile kesil- kediyorlardı. Bunlar vasıtasile dışa- rıda bazı adamlarla münasebet pey- da etliğini öğrendim, Kendisine mü- teaddid defalar ihtarlarda bulundum. Fakat söz dinlelemedim, O gene eski ahlâksızlıklarına devam odiyordu. Ni- hayet ayrılmağa karar verdik ve biri- birimizden ayrıldıktan sonra mahke- meye müracaatle boşanma davası aç- tak. Lâkin karımı çok sevdiğim için bu ayrılık beni çok müteessir ediyor, Fatmanın başkâ erkeklerle tanışma- sına fena halde sinirleniyordum. Ben- den ayrıldıktan sonra başkalarile de düşüp kalkamaması için kendisine bir fenalık yapmağa karar verdim. Bir gün kendisini buldum ve; «Artik barışalım, beraber gezelim dedim. 'Bu sözüme inandı ve gezme teklifimi kabul ederek benimle beraber geldi, Akşam üzeri bir müddet dolaştıktan sonra beraberce bir sinemayn gittik. Geve de sinemadan çıkınca, vakit geç tiği için, o geceyi Karagümrükteki dükkânımda geçirmemizi teklif ettim, Fatma bunu kabul etti. Beraber dük- kâna gidip yattık. Ben uyumadım. Gözlerimi kapayarak Fatmanın uyu- masını bekledim. Bir müddet sonra kendisi uyuyunca yavaşça yataktan kalktım ve evvelden hazırlayıp sakla- dığım usturayı alarak yamna sokul- Karısı, davacı Fatma da vakayı ay« ni şekilde anlatarak dedi ki: — Gece uyurken birdenbire yüzü mün sızlağığını duydum ve yataktan sıçradım. Yüzüm ve kulağım kanlar içinde kalmış, sızlıyordu. Kocam Ham di de elinde ustura ile karşımda du- ruyordu. Can acısı ve korku ile dük- kânın içinde bağırmağa başladım. Gürültüyü duyan polisler ve halk ye- tişerek beni kurtardılar» Şahidlerin celbi için muhakeme başka güne bırakıldı, il