— Dalma böyle karanlıklar içinde yaşamak... Ben ki güneşin, ışıkların ve renklerin aşığı idim... Bu duvarsız ha- pishane en müdhiş zindanlardan feci değil mi?... Hiç olmazsa mahpuslar kendilerini saran duvarları görüyor- lar... Bu karanlıklar içindeki hür, timi, memnuniyetle onların ebedi kü- rTeğile sesle cevab verdi: Kadere karşı elden ne gelir?... Harbde nice gençler, senin felâketine uğradılar... Erke Onlar şanlı bir emel uğrunda gözlerini bettiler, Bense... Boş yere, sebepsi u felâkete uğradım... Birdenbire ba saran müdhiş bir ağrı neticesi erim kör oldu ve dok- torlar bunun neden ileri geldiğini an- hyamadılar Yanımda değil mi- elli edemiyor mıyım?... — Bari seni görebilsem,.. Sadece seni görsem. başka bir şey istemem... Kadın, sevgilisini süküna davet için hirim ne oldi mi?... Seni seven ve ümün arkasından ilir mi?... sevilen ruhu gözlerine akse ### Cemll genç yaşında öksüz kalmıştı. Tahsilini bitirip yirmi beşine bastığı an birdenbire kör oolmuştu, Bu delikanlıya çarpan bu şeamet, onu altüst etmişti. Bereket ufak bir serveti vardıda o sayede kimseye mühtaç olma yabi- yordu. Eğer bu kadına ras olsayo haya r başına Nermin, erkekten bir kaç yaş bü- yük... O da aileden mahrum... Çalışıp kazancile ya r kızdı... Bir gün sokakta giderken bir kaldı rımdan öbürüne geçmek istiyen köre erinin te- y rastlamış ve merhamet h . sirile, elini uzatıp ona yardım etmişti. Ses erkeğin son derece hoşuna gitti- . » ğinden Çemil, kızdan ayrılmak istem, mişti, Birlikte Taksim bahçesine gir- mişler, bir müddet oturub konuşmuş- lardı, Akşam beraber avdet etmişler ve o günden beri hiç ayrılmamışlardı. Ve aradan on sene geçmişti. Şimdi bütün mahallede herkes Nermini «Ce- mil beyin haremi» diye biliyordu; fa- kat evlenmemişlerdi. Her ikisinin yan yana yürüdüğünü görenler ne derece seviştiklerini an- larlardı. Kadın, etrafına bakmaz, yal- nız sevgilisile meşgul olur; erkek de sönük gözlerinin arkasından Nermi- nin bayalini yaratmağa uğraşırdı. Mütemadiyen: — Ah, seni görebilsem... Başka bir şey istemem... Yalnız seni görsem... - derdi > Nerminin, böyle, boylu, boslu, gö zel endamlı olduğunu ellerile yoklayıp öğrenmişti. Lâkin bilmediği bir şey var- sa, o da kızın bütün manasile çirkin olduğu idi, O kadar çirkindi ki, bütün erkekleri ürkütürdü. En midesiz adam bile ona yaklaşmak İstemezdi Çizgilerinde ve yüzünün tenasübün- de bir kusur olmadığı için, erkek, elle- rile yoklarken bir şey farkedemiyor- du. Nitekim resimleri de iyi çıkardı: Fotojenikti, Lâkin bir de rengini s0- runuz: İrin gibi bir ten, kırmızı bir bu- run, alnında, şakaklarında ince ince damarlar. Renksiz kirpiklerin altında kan çanağı gibi güzler... Onu sevilmek saadetinden ebediyen mahrum bıraki- yordu... Vaktile babası sağken, kızına baka- rak: » — Bunu ancak bir kör alır! - derdi. Adamcağız, bu kadar iyi falcılık et- tiğini elbette bilmemişti Nermin, körünü ne kadar seviyor- du ve nice güzel kızlar, onun sevil mek 5 yrediyorlardı. Kendilerile komşu oturan ve ah- bapları olan ihtiyar bir doktor, bir gün kadıncağıza dedi ki: — Kaç zamandır seninle hususi ko- nuşmak isterdim. Arkadaşınızın hasta- lığını meslekdaşlarımle uzun uzun tedkik ettik... Göz mütehassısı bir dostum var ki kendisine çok itimad adetini hasetle meyi AKŞAM © His VE MACERA NUVELİ Sahitn 1) Birdenbire müdhiş baş ağrılar duymuş, kör olmuştu! ederim... Bugün size kati olarak bir şey söyliyeceğim! Ve sözlerinin her bir kelimesi üze- rinde durarak — Cemil kurtulabilir... iyileştirmek kabildir, Kadın hiç beklemediği bu teklif kar. şısında şaşırdı ve cevab vermekte te- reddüd edişinden kendi kendine utâan- dı. İhtiyar doktor devam etti: —Ben her şeyi konuştum... Sizin de hislerinizi anhyorum... Bu mesele et- rafında zihin yorun,, Sonra tekrar konuşuruz. Genç kadın birdenbire ba- ğırdı: — Ona görmek hassasını mı iade €- deceksiniz? Bunu mu düşündünüz?... Ah, siz doktorların vahşi maddiyetini biliyorum: Bir vücudu iyileştirmek gihakika güzel bir şeydir; fakat bu- nun bahasına bir ruhu zehirlemek reva mı? Ona gözlerini iade edeceksi- niz!... Maderoki «düşündüm!» diyor- sunuz, öyleyse bunun ne demek oldu- gunu bilmeniz lâzım: Aşkının tesirile hayalinde şairaneleştirdiği, yükselttiği çirkin. bir simayı görürse Cemilin encami ne olacak ?... Onu Karanlıklar- Gözlerini dan bunun için mi kurtarmak fsti- yorsunuz? Hıçkırır gibiydi: — Ben razı olsam bile, böyle bir fe- Yâket doğuracak olar mesuliyeti üs- tünüze alıyor musunuz? Doktor cevab verdi: — İyileşmesine mani olmak hakkı- mz m? Kadın: pm Ya 81z?... Bir saadeti yıkmak da sizin hakkınız mı... *.. Ameliyat yapılalı bir buçuk ay ol- muştu ve netice çok iyidi. Cemilin gör- mek ihtimali olduğu yüzde yüz isbat edilmişti. Maamafih daha şimdilik ih- tiyat lâzımdı. Delikanlıyı karanlık bir odada yatırıyorlardı. En ufak bir Şi ğın szmasına mani olunuyordu. Kendisine bakan Nermin, sevgilisi- nin gözlerini siyah bir kumaşla bağ- Iamadan ne kapıyı, ne perdeyi açabi- lirdi, Doktorlar böyle tenbih etmişler. di. Kız da, tavsiyelere tamamen ria- yet ediyordu. İşte bugün, ilk defa olarak, Cemile bir iki saniye aydınlık gösterecekler. di. Tabii, genç kadın da yanında bu- Tuhac Körün yeni hayat bulan zaval'ı güzleri ne kadar zayif olursa “3 olsun, bir an İçinde anu gürecekti Nermin, bu korküyle titriyor... Gırt- Jağında acı bir şey var.. Boğuluyor gibiydi... Delikan ışıklara kavuş- mağ bekliyor ve boyuna: — Seni göreceğim... Seni... diyordu. Mukarrer zaman geldi. Cemil sesleniyordu: —Nermin!.., görüyorum... Işik gö- rüyorum... Nermin... Gel... Önümde dur.., Nermin!... Neredesin... Helecanla bağırıyordu, Sevgilisini istiyordu. Bir erkeğin sesi - sesi - yükseldi; — Dışarıya çıktı... Birazdan geir.. Artık onu başka bir zaman görürsü- nüz... Sonra ... İleride... Acele iş! var- miş... Gitti... Size şu mektubu bırak- tı... — Aç, döktor, oku... Ne diyor? — Evlâdım, diyor ki, Evet, Diyor ki... Çok işim var... Birazdan geleceğim... ihtiyar doktorun ' evet... sex Bir kaç gün sonra, Cemil artık mektubu okuyabilecek hale gelraişti, Şu satırların üzerine göz gezdirdi: Sevgilim! Ben sana ihanet eden bir kadın. dım... Beni görmek kabil olunca ya- lanımı sezersin diye karşına çıkmak cesaretini göstermedim... Öleki dos- tumla kaçıyorum... Beni ajjet... Seni muhabbetle öperim... Nermin İşte o, kendisine bu iftirayı atarak şerefini lekeliyor, fakat hiç olmazsa bu süretie tek bir dimağda yaşattığı muhayyel güzelliğini koruyarak kâ- dınlık izzeti nefsini kurtarmış du. Nâkleden: (V. Gaziantebde resim sergisi Gazinnteb (Akşam) — Halkevimi- zin ikinci resim sergisi geçen pazar günü ilbayımız Rıza Çevik tarafından törenle açılmıştır. İlbayımız sergiyi açarken bir söylev vermiş, güzel &a- natların ehemmiyeti üzerinde ısrarla durarak sergiye iştirak edenleri teb- rik eylemiştir, . A ve B gruplarına ayrılan sergide amatörlerle, Use talebesinin tabloları Ayrı ayrı teşhir edilmektedir. Her iki mn am grupta çok güzel ve ümid verici tab- lolar vardır. Resim sergisi şehrimizde çok rağ- bet görmüş ve bir hafta içinde beş bin vatandaş tarafından ziyaret edilmiş- tir. Jüri heyetince yapılan tasnifte her İki gruptan birinci, ikinci ve üçüncü- lüğü kazanan tablolara Halkevimiz kıymetli hediyeler vermiştir. 7 Gönderdiğim resim, resim sergisin- den bir köşeyi gösteriyor. Baş, diş, nezle, grip, romatizma, nevralji, kırıklık ve bütün ağrılarınızı derhal keser, İcabında günde 3 kaşe alınabilir. İste böyle fotojenikti. . Fakat. kendisini görseniz... mm