22 Haziran 1938 AKŞAMDAN AKŞAMA eğ am İLA İl a Zavallı ressamlar ! Geçen gün matbaamıza bir eski ar- kadamış geldi. «0... Merhaba. Safa geldin... Hoş bulduk!» nidalarından sonra sordum: — Yahu! Yıllardır tun... Neredeydin? — On bir senedir Avrupada resim tahsil eğiyordum. | — Resim mi? Gözlerini mahcubiyetle önüne iğdi: | — Resim! « dedi. İ Kulak misafiri olan hazırın, yan gözle, bu orijinal adama baktı. Zihin- lerinden geçenleri tasavvur ediyor- dul «— Bak hele!.. miş...» O, portföyünden bir çok eserlerini çıkarıp masanın üzerine yaydı Gene zihinlerden geçenler: «— Bunların kıymeti mi var?., Av- Tupa mecmualarında binbir tanesi ba- sılıyor... Hangisini beğenirsen makas- Tar, alırsın... Eğer memlekete hâs bir şey lâzım olursa, Akademide öteki be- riki olsa gerek... Talebeden, hocalar- dan falan, birini getirtirsin... Elli lira mı, yüz lira mı olur, verdin miydi, bayıla bayıla yaparlar... Allah akıllar versin şu adama ki ressamlığı meslek olarak seçmiş... Bu gibi siparişler kırk yılda bir kere zuhur eder... Hem, res- samlık keyif işidir.. Meselâ babası zengin verem çocuklar, ağır tahsile devam edemez; bununla oyalanırlar... Yoksa, sen kalk; büyük büyük Ayru- palara git; on bir sene hususi tahsil et; dön, gel. ve yaplığın işi ciddiye arak ortalığa ilân et... Ah gafil ah... Çizdiğin çizgiler, sürdüğün boyalar marifetli şeyler ama, bu marifetinden dolayı seni pataklamalı.. » Hani bir adam varmış; çuvaldız de- liğine uzaktan nişan alır, attığı iğne- leri öte yana geçirirmiş. Hünerini pa- dişahın önünde de tekrarlayınca; hü- kümdar: üz lira bahşış verin; yüz değ- nek le atın.. Altınlar, marifeti ortada yok- | Başka bir iş bulama- boş bir işe sarfettiğinin mücazatı!.. demiş... Ressamlara karşı, bahusus ailenin ve yakın muhitin telâkkisi budur; He- ba olmuş bir çalışma... Gayriciddi bir meslek... Biçare arkadaşım anlatıyor: — İş bulamıyorum... Bir desinatör- lük olsun arıyorum... Mecmualardan birinde de rötuşçuluk yapabilir miyim acaha?.. Çünkü doğrudan doğruya ressama pek ihtiyaç yok; garb neşri- yatından hakkı telifsiz almak daha kârlı oluyor... v.s Bir ailenin içinde cılız, mariz bir | evlâd olursa, sofrada anne baba, ye- | meğin en lezzetlisini ona verir. Güçlü kuvvetli ferdlere o kadar dikkat edil- mez. le Bizde, meselâ spor böyle cılız ve mariz bir içtimai çocuk değildir; zira varidatı var: Bir maç şu kadar hası. lat yapıyor; klübler, profesyönelleş- miş amatörlerle dolu; vaziyet böyley- ken bile, hükümet gene de spora yar- dım ediyor. Halbuki, güzel sanatler erbabı, zalen tarihteki amanenin te- sirile darbeyi yemiştir. Felâketzede, kazazededirler... İçlerinde belki heykel- traşlar, kasabalarda ve köylerde beli- ren âbide dikmek hevesile yavaş yavaş kendilerini kurtarmağa başlıyorlar. Gelgelelim, yağlı ve sulu boya ressam- larına düşen lokma pek az... Wiç biri- mizin gözüne, evlerimizin duvarla. rındaki çıplaklık batmıyor.. Değil tablo almak, hattâ tapon möbilyeleri- ŞEHİR HABERLERİ Bina vergisi Bu sene tadil için müracaat kabul edilecek Dahiliye Vekâleti, bina ve arazi ver- gilerine aid kayıdların kapatılmama- sından dolayı mükeleflerin şikâyetleri» | ne vesile verdiğine işaret ederek def- | terlerin muntazaman tutulmasını ve bu gibi sızıltılara meydan verilmeme- sini vilâyetlere bildirmişti. Vekâletin bu tebliği üzerine belediyede kendi şu- belerine talimat vermiştir. Şehrimizde son emlâk tahriri 94 nesinden tatbik mevkiine konmuştu. Bina vergileri kanununa göre bir gay- rimenkule konan kıymet, üç sene son- ra tadil edilebilir Bu müddet 938 se- nesi haziranında başlamışlar. Mükellef- ler bunun için ya münferiden, kendi- ne aid mülk için tadil talebinde bu- lunurlar. Bu takdirde bu gibi müra- caat sahiplerinden beş lira harç alin- maktadır. Yahud bir mahalle halkı, kendi semtinin vaziyetindeki bir deği- şikliği nazarı dikkale alarık müştere- ken tadi! talebinde bulunabilir. Kanu- ni müddet geldiği için her iki şıktaki talepler şubelerce kabul edileceklerdir. Şiddetli bir zelzele İstanbul 21 (A.A.) — Bu gece saat 1,57,20 saniye geçe, şiddetli bir zelzele kaydedilmiştir, Merkez üssünün İstan- buldan 3780 kilometre mesafede ol duğu tahmin edilmektedir. Yaz tarif ız tarifesi Akay e bugün tatbike başlıyor Akayın yaz tarifesi bugün, Şirketi Hayriyenin de yarın sabahtan itibaren tatbik mevkiine girecektir. Her iki ta- rifede de halk lehine büyük kolaylık- | Jar yapılmıştır. Bu sene gerek Akay, ge- rek Şirketi Hayriye sayfiye yerlerin- | den köprüye bilhassa cumartesi ve pa- zar akşamları mümkün olduğu kadar geç vakit vapurlar kaldırmak esasına sadık kalmışlardır. Bu sayede sayfiye yerlerinde geç vakte kadar kalarak uzun müddet eğlenmek mümkün ola- caktır, Fakat âdi günlerde son vapurlar ge- ne pek erkendir, pazar günleri adala- İ Ta ve Boğhziçine sabahtan öğleye ka- dar sık sık vapurlar işliyecektir. Ak- şam üzeri de tarife harici ilâve posta- lar ihdas edilmiştir. mizi savmak zevkine (yahud imkânı | na) bile henüz ulaşamadık... Avrupa romanlarında okuduğumuz servete, şöhrete ulaşmış ressam tiplerinin memleketimizde doğmasına hayli va- kit olduğu anlaşılıyor. O zamana kadar olsun, güzel sanat- ler erbabı, bilhassa ressamlar, devlet- çilik müesseseleri ve zengin aileler tarafından arada sırada halırlanıp siparişler alsalar bari. Ankaranın bulvarları, meydanları nasıl kasaba- larımıza nümume teşkil ettise, müte- na binalarımızın duvarlarına asılacak tablolar da, halkımızı yavaş yavaş resim yaptırmağa, levha almağa he- veslendirir; bu zevki uyandırır belki... | üzere yeni müracaat eden iki kadın İ daha Emirhanyanın varisleri olduk- | Emirhanyanla alâkalarının derecesi- i sık sık toplanarak hazırlıklarla meşgul ,olacaktır. Galatasaray lisesi temmuz (Vâ — Nü) Haklı şikâyetler Seyyar yağcılara mani olmalı Öteğenberi, mahalle aralarında dolaşarak ve kapıları çalarak ku- lara yaşlanırdı. Bunla- ak kti- icareti yapıyormuş hissini rek dükkânlarda kalmış mal- raz daha pahalısına sürme- Fakat bu sefer de bakınız nü- sl bir seyyar satıcılık baş göster- miş... Kuruçeşmede bay E, Lâleli haber veriyor: «Mahalle aralarında (kapıları vurarak; — Hanımteyze! Yağ almaz mw sın? Haftalık veresiye de veriyo- ruz! - diye” ekseriyetle berbad, mahlüt zeytinyağlâr, bal kutusun- da yaldızlanmış pis sadeyağlar sü- rülmektedir. Bu yanşak insanlara belediye mâni olmalıdır. Zira, hileli yağla dükkânlarda bile mücadele güc- ken bir de bu usul taammüm eder- se büsbütün işin e çıkılmı- yacak'» Emirhanyanın varisleri Yeniden bazı kimseler mirasçılık iddia ediyorlar | Hindistanın Madras şehrinde bu- Tunduğu sırada ölerek milyonlarca li- ralık servet ve emlâk bırakan Türki- ye Ermenilerinden Emirhanyanın va» risleri namına hareket ederek Mad- rastaki davayı kazanan matmazel Mari, şimdi yeni bazı müracaatler karşısında kalmıştır. Biri Pariste, diğeri de İzmirde olmak! larını iddia etmektedirler. Matmazel | Mari, yeni varislerin ni tesbit etmek üzere Kayseriye git- Türk Hava Kurumuna da muayyen bir hisse birakilan bu miras taksi- minin birinci teşrin ayında Madras noterliğinde yapılacağı söylenmekte- dir, My Sergi hazırlığı ilerliyor Onuncu yerli mallar sergisi komitesi başlarında milli sanayi birliğine verile- cektir. Bu tarihten itibaren sergi bü- rosu da mektepte açılacak ve çalışma- lara başlıyacaktır. Sergi plânına göre kiralanmamış pek az paviyon yeri kal- mıştır. Sergi komitesi sergide halkın hoş va- kit geçirmesini temin maksadile şim- diye kadar düşünülen yeniliklerin tat- bik kabiliyeti olup olmadığını gözden geçirecektir. Sergide teşhiri düşünü- len camdan adamın Alman mümessili ile dün temas edilmiştir. Konuşmalar iyi şekilde neticelenirse camdan adam sergide teşhir edilecektir. 1 Temmuz Denizciler bay- ramı için program hazırlandı Her sene olduğu gibi bu sene de de- nizciler bayramı | temmuzda kutlar nacaktır. Bu hususta bir program ha- zırlanmıştır, Programa göre limanda- ki bütün gemilerle karadaki deniz vo- saiti gece ve gündüz donanacaklır. Her gemi, alay sancağı çekecek, alay san- cağı olmıyan gemiler de Lopuz çeke- ceklerdir. Bayram münasebetile deniz kumandanlığına merbut bir bölük 28- ker, önlerinde muzika olduğu halde saat 9,45 de Kasımpaşadan hareketle Taksime gidecek ve burada cümhuri- yet abidesine çelenk koyacaktır. Bundan başka yüksek ticaret mek- tebi, Akay, Denizyolları, Klavuz idare- si, Liman işletmesi idaresi, Şirketi Hay- riye gibi deniz müesseselerinin men- supları tertib edilen sıra ile Tophane- de Denizyolları parkında toplanacak- lardır. Burada saat 9,45 de hareket edecek alay, Tophane, Boğazkesen, Ga- latasaray yolile Taksime gidecekler ve Taksimde abideye çelenk koyacaklar» dır. Burada mubtelif teşekküller na- mına abidede nutuklar söylenecektir. Bayram günü akşamı, radyoda de- nizcilik etrafında bir hitabe yapılacak, o gece bütün gemiler, deniz müessese- lerinden başka Kızkulesi de tenvir edi- lecektir. Bir Şirketi Hayriye vapuru Boğazda ve Marmarada gezinti yapa- cak, Denizbanka mensup iki gemide de müsamereler verilecektir, Kıymetli inciller Polis tahkikata devam ediyor Fener Rum patrikhanesinden ça- lınan ve aradan dört gün geçtikten sonra büyük bir samıç üzerindeki damın üstüne bırakılan kiymetiar İncil hakkındaki zabıta tahkikatı devam etmektedir. Emniyet direktörlüğü ikinci şube- si, sirkat kısmı memurlarından dör- dünü bu işin tahkikine memur etmiş ve zabıta memurları, dün Fener patrikha- nesine giderek lâzımgelen tedkikatta bulunmuşlar ve icab edenlerin mealü- matlarına müracaat etmişlerdir. Tahkikat sırasında; bundan dört ay | kadar evvel de kıymeti iki yüz lira kadar itibar olunan dini bir kitabın da çalındığı, fakat o zaman zabıtaya müracaat edilmediği anlaşimıştır. Zabıta; kiymetli İncili çalan meç- hul elin sahibini bügün, yarın mey- dana çıkaracaktır. Çilek tarlasına dalan koyunlar Çoban Yusuf isminde biri, Üskü- darda Kısıklıda koyunları otlatırken uykuya dalmıştır. Başıboş koyunlar, bir aralık Ömer isminde birinin çilek tarlasına dalmışlar ve çilekleri yemeğe| başlamışlardır. Ömer, koyunların yap- tıkları bu işe kızarak çoban Yusufu adamakıllı dövmüştür. Yusufun müracaatı üzerine Ömer yakalanmış, Üsküdar adliyesine veril- İlme sami Bay Amca matbaada! | Tuhaf bir züppelik Uzun zaman Avrupada, yahud İ Amerikada kaldıktan sonra memleke- te dönenler iki kısımdır. Birinci kısım gördüklerini hazmetmiş, bilgisini, me- deni memleketlerde gördüklerile kat- merleştirmiş, Avrupadan veya Ameri- kadan hakkile istifade etmiş olanlar- dır. Öteki kısım ise kaldığı medeni mem- leketlerden istifade etmek Şöyle dur- sun, eskiden bildiği en basit hayat bilgisini bile unutan, yahud bir çok şeyleri züppelik olsun diye unutmuş gibi görünen kimselerdir. Meselâ eski bir müezzin mirasa konmuş. Müezzinlikten vazgeçmiş, işi sefahete dökmüş. Bir Rum kadını- na fişık olmuş, Bu kadıncağızın Atina- da bir annesi varmış, Yunanistana gitmiş. Eski müezzin, yahud yeni zengin sevgilisile beraber Atinayı boy» lamış. Dört ay Atinada kaldıktan sonra müezzin vapurla İstanbula dö- nüyormuş. Vapur Sarayburnu açıkla» rına yaklaşınca müezzin uzaktan mi- hez göstererek yanındakilere sor- EN m pa nal şeyleri unutmak garih bir züppelik... Harbden evvel Fransaya gidip Pa- ği için Pariste bir sene kalan genç hamama gitmiş.. yıkanmış. Çıkarken, Gene Avrupada bir müddet kalan bir tanıdığım İstanbula dönmüştü. mış. Önlerinde gayet zengin bir çilin- gir sofrası kurulu imiş... Sofrada kü- çük küçük tabakların içinde fasulye Piyazı, çiroz salatası, ufak muska bö- rekleri, tuzlu balıklar... Avrupadan dönen bizim tanıdık fasulye piyazını çatal çatal yedikten sonra yanındakilere dönmüş: — Aman, demiş. çok güzel bir ye- mek... Fakat bunun ismi nedir?. Türkçe buna nasıl derler? | o Yanındakiler hayretle biribirlerinin yüzlerine bakmışlar... Kırk yıllık ku. ru fasulye, ağızlarda «velinimet. diye | dolaşan gıda hiç unutulur mu? Nihayet masada oturanlardan biri | dayanamamış, Avrupadan dönen genç tanıdığa şu cevabı vermiş: k — Ne yapıyorsun yahu... Etlerimizi İ cımbızla sökseler protoplazmalarımı. zı birer birer tahlil etseler muhakkak | içinden kuru fasulye çıkar... Üç ya- şındanberi yediğin şeyi nasıl unutur. sun a birader?.. Bu nasıl, ne çeşid züppeliktir aklım ermiyor... Sekiz buçuk ay sonra mem- lckete döndükten sonra topu topu yalnız bir kibritin fiati aklımdan çık. miş... Man e kan, pik kutu kibrit kap paraf. dep sanki bir züppelik yapıyormuşum gibi âdeta utandım. ......resasarreE. imz Peridun Es... > Bir Yunan opereti şehrimize şeliyor Bugünlerde İstanbula 38 artistten mürekkep bir Yunan operet heyeti gelecek ve temsiller verecektir. Yunan trupu Filipidis ile bayan Olimbiya Kantiotinin idaresindedir. — Memleketin bir tarafında bir | imar hareketi olmuyor mu, sevinçten yerimde duramıyorum bay Amca... .- Düşün bir kere, bu küçük kü- çük imar işleri bir gün ortaya büyük mâmureler kapal Nasıl sevin- ğ İşte bak, bir muhabir gene bir temelatma töreni haber veriyor; (aylı yani WkiliM ün inşasına başlanmıştır. Mevcud hâ- pishane ari girer Güğüm â