5 Haziran 1938 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5

5 Haziran 1938 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Dünkü tecrübede alınan Yapurlarm kurumlu duman çıkar- malarına mani olmak için 68 numara» lı Şirketi Hayriye vapurung konan duman mak ün tecrübe edilmiş- tir. Deniz Ticaret müdürlüğü, Deniz- yolları idaresi ve Akay işletmesi fen heyetlerinden birer zâtın huzurile ya- | pılan tecrübeler çok iyi netice vermiş- | tir, Vapurla limanda dolaşılmış ve fay- | Güzel Sanatlar akademisindeki sergi Güzel sanatlar akademisi mimari “ sefi profesör B. Bruno Taut'un .sri sergisi dün öğleden sonra Akademi binasında açılmıştır, Bu mü- nasebetle müdür B. Bürhan Toprak bir nutuk irad ederek profesörün ter- cümei halini anlatmış ve sergideki eserlerden bahsettikten sonra sözü profesöre bırakmıştır. Profesör B. Bruno Taut, sergideki eserlerin müstakil mimar olarak ça- lıştığı 30 senelik mesaisi neticesi ok duğunu işaret ederek sergide bulu- nan dört gruptan birinin mimar Si- nan diyarına aid olduğunu ve bunda eski anane ile yeni medeniyetin mün- | İ ilk mesaisini gösteren krokiler, ma demiç bulunduğunu söylemiştir. B. profesör Atatürkün gençlik hakkında Söylediği: «Büyük ağacın kökleri de- rin olmalıdır.» sözünü hatırlatarak nutkuna şu cümlelerle nihayet ver- miştir; Dün yapılan tecrübeler iyi neticeler verdi dahi bacadan pek hafif z bir duman çıktığı görülmüş- an makinesi 2000 küsur )i- ya malolmuştur. Bacanın içine dar kikada 2000 devir yapan bir vantilâ- tör konmuştur, Duman makinesi ek- sozlardan dışarı çıkacak çürük islim- leri ve kurumları kazanlara sevk ve | bu suretle tekrar yakılmasına yardım etmektedir. Duman makinesi Km Elizabet Eke m — Bir Ingiliz müverrihinin ileri sürdüğü garip iddia İngiltere 18 nci asırda cihan dev- leti olmağa baş- O asırda İs- panyanın meşhur Armanda filosu mağlüb (edildi. Memleket birleşti- rildi ve müstemleke devleti kuruldu. İngilterenin bu mili yükselişini kaydeden tarih onun en birinci âmili olmak üzere kral sekizinci Hanri ile meşhur Anna Boleyn'den doğan kra- liçe Elizabet'i tanır. Kraliçe Elizabet hakikaten kraliçelik yaptı mı, yoksa onun yerine başka birisi, bir erkek mi hüküm sürdü? İngiliz müverrih- lerinden Millicarı'ın, İngiliz gazetele- rinde ileri sürdüğü noktai nazara ba- kılacak olursa hakiki Rlizabet Oço- cuk iken ölmüş ve onun yerine bir erkek kral olmuştur. 1543 senesinde Londrada veba zu- hür etti, Onun için henüz on yaşın- da olan prenses Elizabet mürebbiyesi Katerin Eşiy ile mirahor Tomas Parri'nin nezareti altında Londradan uzaklaştırılarak Glavsesterşayer'deki küçük Overkort şalosuna gönderildi. Müverrih Millican'a nazaran burada prenses Elizabet 1643 senesi yazında vebaya tutularak öldü. Bu hadise bundan sonra pek garib şekiller aldı. Prensesin öldüğü gün babası kral Hanri şatoyu ziyaret edeceğini bildir. dı. Mürebbiye ile mirahor kralın ne kadar sert mizaçli bir hükümdar olduğunu biliyorlardı. Prensesin öl- düğünü haber alacak olursa ikisini de idam ettireceğinden korktular. Ge- rek mürebbiye ve gerekse mirahor korkularından ne yaptıklarını bil mez bir halde o gün etrafta prenses Elizabete benziyen on yaşında bir Ingiliz müverrihi Millicanın ileri sürdüğü iddiaya göre prenses Elizabet, çocukken vebadan ölmüş; dadısile mirahör, kral babasının hiddetinden korktuk- ları için bir erkek çocuğu prenses diye göstermişler. kız araştırdılar. Bu kız prenses Eliza- bet rolünü oynıyacaktı. Civarda münasib bir kız bulama. yınca on yaşında bir erkek eylâdlık buldular. Onu analığından s3tın al- dılar ve yahut kaçırdılar, ölü prense- sin elbiselerini giydirdiler ve bütün gün oynıyacağı rolü oğlana öğret- mekle meşgul oldular. Kral uzak- tan göründüğü zaman bu erkek ço- cuk şatonun balkonuna çıkarak kız sesile babasını selâmladı, kral seki- zinci Hanri de uzaklan kızma 56 lâm verdi, fakat fazla meşgul Ol mıyarak geçip gitti. Çünkü avlan- mak için oraya gelmişti. Av bittik- ten sonta Londraya döndü. Müverrih Mi ın iddiasına nâ- zaran mürebbiye ile mirahor kral gittikten sonra kaçacakları ve yahut ölü prensese benziyen bir kız bula cakları yerde ayni komedyayı öynâ makta devam ettiler. Mütehassıslar tarafından yapılan tedkikata naza- ran prenses Elizabet'in imzasile ge- len şubat 1543 tarihli mektubla tem» muz 1543 tarihli mektubun el yazır ları birbirinin ayni değildir. Aradaki fark bir kızın süratle inkişaf etme- sinden hasıl olacak farka benzemi- yecek kadar değişiktir. Aradan geçen on, on beş sene zar- fında mürebbiye ile mirahorun çe- virdikleri entrikalar yüzünden Over- kort şatosunda ne kadar hizmetçi, uşak ve ahçı varsa hepsi idam etti- rildi, Çünkü mü-' rebbiye ile mirahor hadiseden haber- dar olmaları muh- temel bulunanlar rin hayatta kalma. larını istemiyorlar dı. Gerek müreb- biye ile mirahor, gerekse kraliçe Elİ- zabet 1569 senesine kadar esrarengiz bir adama gizliden gizliye para gön- deriyorlardı. Bu adamın asıl pren- sesin öldüğünü bilen birisi olması çok muhtemeldir, Kraliçe Elizabet 1558 senesinde kraliçe olduğu zaman saray halkı ge- rib bir kraliçe ile karşılaşmış ol- du. Çünkü kraliçe mütemadiyen -tü- tün çiyniyor, domuz avına çıkıyor ve erkekler gibi ata biniyordu. Bir de yüzündeki tüyler o kadar fazla çi- kıyordu ki arada sırada sakalını tıraş ettirmeğe mecbur oluyordu. Kraliçe sert mizaçliydı, saray mensublarına kızdığı zaman onları bir yumrukla yere seriyordu. Sesi erkek sesi gibi kaba ve sertti. Hayatında hiç bir zaman evlenme- miş olan kraliçe Elizabet mektubla» rından birinde diyordu ki: «Evlen- meyi hatırıma bile getirmiyorum, Zâr ten gelirsemde buna imkân yok- tur» Bir de kraliçe Elizabet yaşlan- zaman, kadınlarda nâdiren gö” rülen bir şekle girdi, saçları dökül- dü, kafatası meydana çıktı, 16 nci asrın sonlarına doğru Overkort şatosunda çalışan amele hakiki prenses Elizabet'in oturduğu odanın altındaki zeminlikte toprak- ların içinden bir genç kız iskeleti meydana çıkardılar. Çürümüş zinet elbiselere bürülü olan bu İskelet ha- kiki prenses Elizabet'in iskeleti imiş. Karı koca arasında | «Bu sözler kılavuzumuz olsunl Gençlik bütün tesirlerden âri fakat ciddi olarak hepsini tetkik etmeli, 'Tıpkı benim onları Berlin - Charlot- tenburg Yüksek mühendis mektebin- de bu yola sevkettiğim gibi, Gençlik kendine has köklerini bulmalıdır, tâ ki onlardan, büyük ağaçlar misali, yeni Tür üstadları yetişsin.» Profesörden sonra Maarif Vekâleti Yüksek tedrisat umum müdürü B. Cevad Tursunoğlu talebeye hitaben bir nutuk irad etmiş, mimarlığın ehemmiyetinden bahsetmiş ve kor- delâyı keserek sergiyi açmıştır. Sergide mimar profesörün 30 sone ketler ve tezyini sanata aid eserler vardır, Bu münasebetle sergide bir büfe tertip olunmuş ve davetliler izaz edilmişlerdir. r Kızilay haftası başlamıştır. Bu münasebetle Kızılay şubesi âzaları dün Taksimdeki Atatürk âbidesine çelenk koymuşlardır. Yukarıdaki resimde hafta münasebetile yapılan şenliklerden bir enstantane görülüyor, . İki vaka Karısına tabanca çeken Mah- mud ile karısını döven Ali yakalandı Karı koca arasında dün iki vaka ols muş, bunlardan biri kanlı bir safha- ya intikal edeceği bir sırada polis ta- rafından önü alınmıştır. Feriköyde Civelek sokağında otu- ran furuncu Mahmudla kanısı Refik kanın bir müddettenberi araları açık bulunmaktadır. Refikanın boşanmak için müracaatte bulunacağını haber alan Mahmud, dün Refikanın yanına gelerek tekrar barışmalarını ve gene beraberce yaşamalarını teklif etmiş- tir. Refika, red cevabı verince Mah- mud tabancasını çekmiş, fakat ateş et- muvaffak olamadan kadın kaçmağa mağa muvaffak olmuştur. Bayan Refi- ka derhal polise müracat etmiş, polis, Mâhmudu yakalamış ve üzerini ara yınca tabancayı bularak müsadere etmiştir. Mahmud, tabancasile birlikte Be- yoğlu Adliyesine verilmiştir. İkinci vaka, Karagümrükte olmuş- tur: Dervişali mahallesinde otüran Romanyalı Ali ile karısı Dudu bir müddettenberi devam eden geşimsiz- lik yüzünden dün gene kavga etmiş- ler, Dudunun zabıtaya müracaatine nazaran, kendisi Ali tarafından adamakıllı döğülüp yaralanmıştır. Polis, Aliyi de mehkemeye vermiştir. Haftada 3 ders BABALAR... imtihanlar yaklaşıyor! Çocuklarını BERLİTZ MEKTEBİNE kaydettiriniz. Ecnebi Lisanlarını iyi ve çabuk öğrenirler. Mektep bütün yaz açıktır. Beyoğlu: 372. İstiklâl caddesi - Ankara : Saylavlar caddesi Iki haydud yakayı ele verdi Haydudlar Hacı Mustafayi parasına tamaan öldürdük- lerini itiraf ettiler İzmir (Akşam) — Epey zamandan» beri Bergama havalisinde dolaşan, mti- teaddid hırsızlık ve cinayetlerin faili Kadir oğlu Dilâver Kırcaoğlu ile Ab- dürrahman oğlu Hilmi, nihayet jan- darmalarımız tarafından yakalanmış, Adliyeye verilmişlerdir. Bunlardan Hilmi Bergamada, Dilâver Kırcaoğlu da Manisanın Harmandalı Yeniköyün- de tutulmuştur. Adliyece yapılan tah- kikatta her ikisi de mütenddid hırsız- lık ve cinayet suçlarını itiraf etmiş- lerdir, 18 mayısta Bergamanın Bakırçayı kenarında başı balta ile kesilmiş bir cesed bulunmuş, hüviyeti meçhul kalmıştı. Bu cesedin Akhisarlı (Hacı) Mustafaya aid olduğunu, parasına tama ederek balta ile öldürdüklerini Dilâver ve Hilmi itiraf etmişlerdir, Bu suretle failleri meçhul kalan bir cina- yet te aydınlanmıştır. Katiller; — Hüriyeti anlaşılmasın diye üze- tindeki vesikaları alıp imha ettik, de- mişlerdir. “ Hilmi 25, Dilâver 26 yaşındadır. İki- #i de üç sene evvel Bergamada iskân edilen Kayalar mübadillerindendir. Adliyece tahkikata ehemmiyetle de- vam ediliyor. ayda 4 liradır. Mektep müdürü- nü tehdid edenler Üç yaramar, tevkiflerine karar veren sulh ceza hâkimi huzurunda İzmir (Akşam) — İzmirin Buca na- hiyesinde Kültür lisesi müdürü B. Haydar Candanlara tabanca ve bıçak çeken onuncu sınıf talebesinden Ah- med, Zeki ve Sabahaddinin zabıtaca yakalandıklarını ve tevkif edildikleri. ni yazmıştık. Burada büyük teessür uyandıran bu hâdisenin “(, ları müddetumumilikçe asliye cez mahkemesine sevkedilmişlerdir. Mu hakemelerine bugünlerde başlanacak tır. Tahkikatta öğrenildiğine göre Te fenni de babası çiflik sahibi olan Ah- med tabancasını, Manisalı Sabahad- din de bıçağını mektebdeki eşya do- Jablarında saklıyorlarmiş. Zeki, hâdi. se günü dayısının tabancasını evden almış, diğer arkadaşlarile birleşerek müdürü ölümle tehdid ettikten sonra tabancaları ve bıçağı Kenan adında birine vermişler g muhafaza edilme sini tembih etinişlerdir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: