Yunanistanda 10 gün: 6 AKŞAM Yunanistan iki sene içinde tam bir huzura kavuştu Siyasi mücadeleler durmuş, drahmi istikrar bulmuştur Milli müdafaa işlerine büyük ehemmiyet veriliyor Yunanistanda kaldığımız ve en mü- him yerlerini gezdiğimiz on gün için- de her tarafta tam bir sükün ve hu- zura şahid olduk, Yunanistan, öteden- beri siyasi mücadelelerin, siyasi kin ve garezlerin kaynaşıp çarpıştığı bir yer olmakla maruf idi. Fırkacılık Yu- nanlıların kalbine, ruhuna dal budak salmıştı. Halk, işini bırakıyor, fırka dedikoduları ile uğraşıyordu. Atınanın en büyük kahvehaneleri ve ezcümle Sindagma meydanındaki Zaharatos kıraetlianesi, ikinci bir mebusan'mec- Jisi yerine geçmişti. O kıraethanelerin müdavimleri, iki, hattâ üç hizbe ayrı- iyor, siyasi münakaşalara girişiyor- Jar, sonunda da biribirine giriyorlar- dı. Bu hastalık, memleketin bünyesini kemiriyordu. Fırkacılık, Yunan ordusuna da sira- yet etmişti. Zabitler'de, siyasi kanaat ve ictihadlarına göre muhtelif grup- Yara ayrılmışlar, vazifelerini ihmal et: * mişlerdi. Memleket dev adımlarile | anarşiye sürükleniyordu. Komünist- lerin bu vaziyetten istifade ederek bil- hassa işçi ve köylü sınıflarını ayak- landırmağa, orduyu itaatsizliğe sürük- lemeğe kalkışları tehlikeyi arttırıyor- du, Grevler, biribirini takib ediyordu. | İşler felce uğramış. Devlet bütçesin- deki açık yüzlerce milyonu geçmişti. Yunanistan yalnız inhilâl ve anarşiye değil, iflâsa doğru sürükleniyordu. Vaziyet çok vahimdi. Acele ve esaslı tedbirlere kati surette ihtiyac vardı. İşte Yunanistanın bu valim ve buh- ranlı dakikalarında, 4 ağustos 1938 tarihinde B. Metaksas ortaya atıldı ve kuvvetli ellerile memleketi inkiraz uçurumunun kenarından çekip kur- tardı. B Metaksas, iktidar mevkiine geçeli, İki yılı geçmediği halde yaptığı işler sayılmıyacak kadar çok ve mü- himdir. B, Metaksasın ilk işi Kavala, Drama, Serez, Selânik gibi Şarki Ma- kedonya şehirlerinde, atına, Pire gibi Yunanistanın büyük sınai merkezle- Tinde dal budak salmış olan komüniz- mi ezmek, kökünden söküp koparmak oldu, Bütün komünist şefler birer bi- Ter yakalanarak adalara sürgüne gön- derildiler, Fakat sonradan nedamet edenleri ve bundan sonra komünizm tahrikâtı yapmıyacaklarına dair tah- riri taahhüdname verenleri affetti, Bugün sürgünde bulunan sabık ko- münistler pek azdır, B. Metaksas bir taraftan komünizmi şiddetle ezerken diğer taraftan da nedamet gösteren- Nakleden: (Vâ-Nâ) — Seninle bugün evleneceğimi ka- tiyetle vaaderesem itimad eder misin? — Tabii değil mi?.. Biran şüphe et- mem. — O halde şimdiden aramızda be- nim Karim olmanı sana rica etsem kabul eder misin? Bu fedakârlığın benim için kiymet biçilmiyecek bir gey olacaktır. Genç kızın kalbi halecan içinde çar- pıyordu, Ne cevab vereceğini bilemi- yordu. O asla sevgilisinden şüphelenmiyor, elbette ona bütün kalbile itimad edi- yordu. Fakat böyle bir ricaya maruz kalacağını hiç düşünmemiş, hiç ta- savvur etmemişti. Korkuyordu. Genç kızın bütün vücudile titredi. ğini Atıf hissetti. Onu kolları arasına sardı, Yarı açık dudaklarını uzun uzun öpmeğe başladı. Lâmia'nın başı dönüyordu; kulak- ları uğulduyordu. Sonra birdenbire, büyük bir coşkun- MAZİNİN YÜKÜ ALTINDA... Aşk ve macera romanı Yukla: — Atıfi Seninim.. Ne istersen 9 Yunan başvekili B, Metaksasın Akşam'a kendi el yazısile ithaf ettiği resmi” lere şefkat ve merhamet ile muamele etmeği ihmal etmedi ve bu sayede sar bık komünistlerin kalbinde bir inti- kam ve akstilâmel hissi uyandırma- dan bu tehlikeyi ortadan kaldırmağa muvaffak oldu. B. Metaksas, memleketi anarşiye sürüklemiş iki düşman hizbe ayırmış olan eski fırkalar mensuplarına, Ta- hat durmak, hükümetin her sahada giriştiği kalkınma hareketine engel olmağa kalkışmamak şartile, katiyyen dokunmamış, memuriyetlerinden çı- karmamış, firkacılık yapmamış, bü- tün Yunanlılafa eskiden hangi fırka- ya mensup olduklarını ve siyasi kana- at ve iclihadlarını nazarı itibare al- maksızın müsavat dairesinde muame- le yapmış, fırkaların fevkinde mili bir lider gibi hareket etmiştir, Yunan hükümet şefinin bu müşfik ve müsavi muamelesi, fırkacılık ga- rezlerini söndürmüş, memleketi huzur ve süküna kavuşturmuş, halkı yalnız işi gücile uğraşmağa sevketmiştir. Eski zamanlarda Yunanistanı ka- sıp kavuran derdlerden biri'de bütçe açığı idi, Yunan bütçelerinde, her se- ne açık mikdarı yüzlerce milyon drah- miyi geçiyor, hükümet bu açığı ka- patmak için çok ağır şartlarla hâriç- ten borç para almağa mecbur kalı- yordu. Drahmi, mütemadiyen yuvar- larıyordu Metaksas hükümeti, açık- | sız bir bütçe tanzim etmek için bir 'Tefrika No. 14 olsun! ben, bütün mânasile seninim... - dedi. Muhabbet aşiyanının perisi artık kalben rahatlıyarak gene tozlu köşe- sine büzülmüştü. O çılgın aşk gecesinden sonra coş- | kun günler devam etti, Gene eskisi gibi her akşam iki genç birleşiyor, fa- kat kır bayır dolaşacaklarına, doğru- dan doğruya muhabbet aşiyanına gi- diyorlar ve biribirlerinin kolları ara- sında, havanın günden güne soğuma- sını, yağmurların sıklaşmasını fark bile etmiyorlardı, Filhakika, ilk akşam, Lâmia, oda- sında yalnız kalınca kalbinde büyük bir acı duymuştu. Sefiyetinin, leke. sizliğinin birdenbire kaybolmasından utanıyor; amcasının itimadını suliş- timal ettiğinden son derece mahcub oluyordu. Fakat sevgilisinin memnu- niyetini düşündükçe teselli buluyor- du. O, Atıf'a emindi, Bu gizli hayat her- tada taraftan lüzumsuz masrafları kısar- ken diğer taraftan da memleketin ge- Yirini arttıracak esaslı tedbirler almış ve bu sayede 1936 - 1937 bütçesini an» cak 80 milyon drahmi gibi cüzi bir açık ile kapatmağa muvaffak olmuş- tur, Fakat bu açık hakiki değildir. Zi- Ta 1936 - 1937 senesinde yapılan bazi tasarruflar ve elde edilen yeni gelir kaynaklarile bu küçük açığı da ka- patmıştır. 1937 - 1938 senesinde varldat 16 mil- yar 93 milyon, masraf da 16 milyar 643 milyon drahmi tahmin edilmiştir. Varldate nisbetle masraf 589 milyon drahmi fazladır. Fakat bu fazlalık, henüz tesviyesine başlanmamış olan. bazı istikraz taksitleri için bütçeye tahsisat okonmasından ve memle- ketin milli müdafaası ihtiyaçlarından ileri geliyor. Hükümet, bu açığı istik- razsız kapatacağına kanidir. Devlet varidatında seneden seneye görülen sistemli ve devamli tezayüd, bu kana ati kuvvetlendiriyor. Metaksas hükümetinin dört elle sarıldığı işlerden biri de memleketin milli #nüdafaasıdır, 'B. Metaksas, iktidar mevkiine gelin- ciye kadar Yunanistan milli müda- faa bakımından tamamile ihmal edil- mişti. Biribiri arkasından iş başına geçmiş hükümetlerin, milli müdafaa Ne uğraşmağa vakitleri yoktu. Onla- rın yegâne düşünceleri, iktidar mev- kiinde tutunabilmek için rakiblerinin hazırlıyacakları muhtemel kıyamlara karşı tedbir almaktan ibaretti, İ Bu sebeblerden Yunan ordusunun techizatı, malzemesi çok noksandı. Orduda disiplin bozulmuştu. B. Me- taksas, orduda sıkı bir disiplin iade ettikten ve zabitlefi yalnız askeri va- sifelerile uğraşmağa sevkettikten son- ra Yunan ordusunun noksan techiza- tını tamamlamağa, yeni malzeme te- darikine dört el ile koyulmuş ve iki seneden az bir zamanda milyarlar harcamıştır, Bugün Yunan ordüsu- nun techizatı tamamlanmıştır. Hü- kümet, Yunan hududlarınn mühim noktalarını da tahkime başlamıştır. 'B, Metaksasın iki senedenberi vücu- de getirdiği eseri, Yunanistanı ziya- ret eden her bitaraf ecnebi derhal müşahede ediyor, Bunu söylemek bir borçtur. Ahmed Hilâl men, herkesin ortasında, Atıf'ın karı- si olarak tanımacaktı, İstikbal için, başbaşa ne güzel pro- jeler hazırlıyorlardı, Atıf ertesi akşam sevgilisine: | — İzdivacımız için çareler arama- uyız. Münasip bir yol bulup bu işi an- nemle babama açmalıyım! - dedi. İ OLâmia: — Korkuyorum! İkimiz de çok gen- ciz. Kolay kolay razi olmuyacaklar, Bilhassa seninkiler, bir staj daha yap- manı istiyorlar. Hem de beni bakalım i sana münasip görecekler mi? — Neye? — Canım, sen tek evlâdsın. Zengin- — Daha iyi ya... Zenginsem paralı bir kız aramağa ihtiyacım olmaz. — Bakalım annen baban öyle mi düşünüyor? mez. Fakat bir taraftan müşkülâta uğrıyacağımızı saniyorum: Son de- rece müstebiddir; gelinini kendi seç- mek ister. — Öyle düşünüyorsa razı olmiya- | caktır. — Belki ilkönce müşkülât çıkarır, Fakat ben onu zorlarım, kandırması- i m bilirim, ? o Genç kız. meyus bir tavırla: : hir, gün res-.f —Bir aileye, zorla girmek, benim, sin. Bütün istikbal önünde... Benimse — Babam paraya ehemmiyet ver- | Geçmiş zamanlar: Abdülhamid ve Reşad efendi Abdülhamide göre Reşad efendide şeamet varmış. Beğendiği insan veya hayvan ölür, eşya kırılırmışl.. 4 Bazı sefirlere icrasını emretmiş ol- duğu tebligat hakkında izahat İste- mek üzere bir sabah Abdülhamidin huzuruna girmiştim. «Muhaliflerimizin Reşad efendiyi iclâs için gizlice yaptıkları komplola- Ta ald tertibata dair dün akşam mu- fassal bir curnal aldım. Verilen ma- lümat gayet mübalâğalı ve pek inanı- labilecek “gibi şeyler değil, Fakat bu curnal işte yazıhanem üzerinde duru- yor, sen de al, ve baştan aşağı oku. Madem ki zaten sefarethanelere gide- ceksin elçileri ihtiyaten ustalıkla is- kandil et, Kendilerine sadık addetti- gimiz paşalar tarafından müracaat vukubulmuş mu? Anlıyalım» dedi, Curnalı hemen aldım, okudum. Sırf hezeyan! Padişahı kuşkullandırıp, en- dişelendirmek ve güya sadakat arzile kendisini memnun ederek peşinde do- laştıklari mükâfatlara kolayca nail olmak üzere kurulmuş bir tuzak! Ba- kınız mieajf 116 idi! «Müfeldler Beyoğ- Tunda hücrâ'ye yan küçük sokakların birinde tuttukları bir evde toplanı- yorlarmış. Medreselerde ve şurada bu- rüâda kandiracakları softaları, hocâ- ları, sarıklıları, sofuları kışlalara ve mahalle kahvelerine, camilere yollıya- caklarmış. İstanbuldaki askeri ve mu- taassıp halkı baştan çıkaracaklarmış. Padişahın zalim olduğuna ve halkı soyup toplanan paraları cebine attı- ğına ve tahtından mahrum olmamak | kasdile Moskofu veya İngilizi İstanbu- Ja getirip kendisini muhafaza edece- Eline ve İstanbula gâvur askeri yerle- şince bezı camilerin Kiliseye tahvil edileceğine dair sözler ile askeri ve hem de cahil halki aladatacaklarmış ve bir gün gidip Reşad efendiyi ala- rak kendisine Ayasofya camisinde biat edeceklermiş, Müfsidler vükelâdan, ricalden, yük- sek mevkilerde bulunmuş, memleket- çe tanınmış, az çok nüfuz peyda etmiş olan şahsiyetlerden bazılarını da bu 'komplolara dahil etmişler. Nitekim mazuli sadrazamlardan-Said paşa ile Kâmil paşa geceleri kıyafetlerini teb- dil ile Beyoğlundaki mahud eve geli- yorlarmış. Müzakerelerde hazır bulu- nup müfsidlere akıl hocalığı ediyor- larmış, Padişah aleyhindeki fesadları | tervic yolunda ilkaat ile elçilerin zi- hinlerini bozup icabında müfsidlerin himayelerini temin etmeğe çalışıyor. larmışın Bu sâçmaları : okurken biraz gül müş gibi olmalıyım ki Abdülhamid: «Evet4 Ben de-senin gibi okurken güldüm. Akla sığmaz sözler var. Lâ- kin ihtiyaten sarıklıların, softaların ve halk muhitinin iskandil edilmesini istiyorum. Senin de paşalara müteal- lik rivayetler hakkında elçileri müna- sebet düşürüp yoklamaklığını arzu Bana lâzım olan beni her zaman sev- mendir. — Seni her zaman seveceğime emin olabilirsin, Ve bilhassa seni çok sevdi- gim içindir ki ancak pek kısa müddet ayrı yaşamağa tahammül edebilirim. — Evleneceğimiz zamana kadar böyle sık sık görüşürüz, değil mi, Atıf? — İşte maalesef o kabil olmıyacak... Amerikaya gidiyorum, bilmiyor mu- sun Genç kız, meyus bir tavırla: — Sahi! - dedi. - Çok mu kalacak- sın orada? — Herhalde iki üç sene, Lâmla'nın gözleri yaşla doldu. Sev- gilisinden ayrılmak ona pek acı geli- yordu. Titriyen, fakat azimkâr bir ses- Je: 7 — Ne olursa olsun... Ben seni bekle- rim: Sabırla, metanetle!.. Senden ayrı yaşamak bana çok acı gelecektir. Fa- kat mazinin tatlı hatıralarile istikba- Min ümidi bana kuvvet verecektir. — ii unutmıyacağına yemin et, Lâmla! — Vallahi, billâhi!.. Bütün sadaka- timle seni bekliyeceğim. Atıf, biran düşündü; sonra ilâve etti: > — Maamafih, ayrılığımızın uzun sürmemesi için muhakkak ki bir çare alacağım, 4 Gys için çok müşkül olacak. Her neyse... töre efem 6 & ediyorum» demişti, Onun üzerine bei de kendisine şu sözleri söylemiştim: «Bu paşaların minnettarı ve taraftar değilim. Fakat müfsidlerin Beyoğlun” da toplandıkları sahi olsa bile paşir © ların oraya gidebilmeleri ihtimal ve imkân haricindedir, Zira her ikisi dale mi tarassud altında bulunuyorlar. Konaklarından çıkınca memurların arkalarına düşeceklerini elbet idrak ederler. Onun için çıksalar bile şüphe li taraflara ve yerlere gidemezler. Zâ* ten bu paşalar biribirlerine gayetie zıddırlar, Mümkün olsa biri dij bir kaşık suda boğar, Vakı4 eskiden Kâmil paşayı, İngilizlerin şikâyetleri © ne rağmen, Haleb valiliğinden dahili ye müsteşarlığına ve oradan da evkaf © nezareline sevkeden Said paşa İdi Fakat kendisinden sonra sadarete g€ Hinee araları dehşetli surette bozuldu. Her ikisi de zaten hırçın mizaclıdırisr. Biribirlerine emniyetleri yoktur. An laşmaları ve birlikte bir işe girişmel& (| ri ihtimal haricindedir. Hasılı arzolü” nan diğer haberler gibi paşaların elçi” lerö ilkaatta bulunduklarının aslı ok madığı derkârdır. Elçileri iskandil et mek icab etmez, caiz de değildir» Abdülhamid bu dediklerime ina dığını ve bir takım ahlâksız aç garerkârlarım yalanlarındah bıktığı" nı söyledikten sonra biraz tefekküre” daldı ve bana şunları söyledi: «RAMİ efendi biraderimiz hulkaten fena biF adâm değildir. Lâkin gözlerinde, k& kışında hasılı kendisinde bir uğursu Yuk, bir şeamet vardır, Prensliğimiz” de Sultan Murad ve ben ve sair Ka deşlerimiz biribirimizle görüşürdük Ama Reşad efendi dairemize vey& © köşklerimize gelecek diye kasavet ç€ kerdik, Çünkü Reşad efendi bir KiM seyi veya canlı bir mahlüku. N bir atı veya bir kuşu görüp beğenece$ olursa o beğendiği insan veya hayva ya ağır bir hastalığa uğrar veyab ölürdü, telef olurdu. Eşyaya mütet şeyler hoşuna gidecek olursa o seyr | mutlak kırılır, bozulur, dökülür, olurdu. Pek beğendiği ağaçlar, meyv& lar, çiçekler kururdu. Dairelerimbii halkı biribirlerine geçerlerdi. Aral” © rında kavgalar olurdu. Hasılı ayak bastığı yerlerde türlü fenalıklar olu” dul. Salih Münir Çorlü Mütekald büyük eli Gemlikte zehirli gaz kursu Gemlik (Akşam) — Kazamızds halk ve memurin için bir zehirli gö$ kursu açılmağa karar verilmiştir. gu hazırlanmış olan programa göre j8” darma kumandanı B. Salim Özmel ve maarif memuru B. Sıdkı Ertmi? tarafından Idare edilecek ve on güğ devam edecektir. Bir kaç gün sonra birleştikleri ## man delikanlı sevgilisine: v — Düşündüm, taşındım, bir piğA buldum, ? — Anlat bakalım, Atıf'cığım! * — Şimdilik babama bir şey söyl” miyeceğim. Amerikaya varır ona uzun bir mektub yazıp seninle e lenmek istediğimi izah edeceğim. — Uzaktan razı olması daha güçi€” şecektir, Seninle şifahi konuşmak isti yecektir, — Yok, öyle kati yazacağım #4 mutlak bana cevab vermeğe mecbuf olacaktır. Ya evet. ya hayır! — Müstebid olduğunu söylüyorsU” Bu ültimatoma kızacak, red cevabi W recek, — Evvelâ iyi tarafını düşünelim. j Farzet ki razı oldu. O zaman ilk tal de vapura atlar, gelirim, Yazın bur&” da evleniriz, sonra birlikte tekrar me gideriz, — Bu boş ümide hiç kapılmıyalX Atıf'cığım! — Pek AVA, Farvet ki reddetti, BE sana ihtiyacın olan parayı yoll: Şi Sen burada işlerini düzeltir, Amefi kaya gelirsin, Orada evleniriz. Oni sonra da babamı emri vaki karşı © da bırakırız! — Aman, Atıf! Baban ne kadar w zacaktır, ç (Arkası