Gm e imi e im kai Sahife 6 AKŞAM 21 Kânunuevvel 1937 ——— PAZARTESİ KONUŞMALARI: BABAM halkadan biri idi: ni ıdi içimde bir tarafı sarkan ve ak- manlar, yi alm hissettiğim halde yokol- uyor gibi oldı emek o, benim için, tıpkı hava i habetsi: si ir . Demi hin İnal mi olduğu İzesi şey e garip, ni yal ve “e "anlarında, elinin bütün leme rekl yumuşak mış sünü isteyip onu son eyi hamlele- rini saklıyan göğsünde sıkması ve lemesi, kendinde biten yıp giti temennid: kn değildi. Sorulduğu zaman d: olduğunu edişinde, başla 28 bir emehal devam edebileceği bir. vi imiş. ketimi beğenmiyen büyük VE — leri idi. Ey babası sağ olanlar, bi in ii biliniz ve Du sl N bilg bağımız. dl ii baba hak- kı büyi r ve mukaddestir. Onu 88- viniz, ona çimi her zaman bağlı kalınız. Çocukluktaki uykularım... a da babamla se kaldır ve bu uykuya b yılırdım. Bu, ie çaldığı ne- in sesi ve onun titrek nefesi idi. Derin, tatlı, duygulu bir ses, İm bi- m tai #üllieleri kes urdu. Hakikaten öy- -anadlarımı çırpa çırpa uçar gil nında bir haft; hayat at dakikalarındaki kâbı ui kadar süren sanan yusları, ancak eski günlerimin minneti bana müsaade etmektedir. dirdi diy ebilirim. ba ız bir e hem e evimizin üç insanı an nam Ve - içimizde saklı sıkıntı- arm nini a Para ik, mahrumiyetler, bilh: Japonya, Amerika İle Mu ayırıyor. mı ni bilsen li a a eze hükü- münasebetile sayanın” ini terziyeyi kâfi Ez NE alâkadar daireler — a Lİ rle meşgul olu- yorlar. B. ye velt bizzat bu tedkik- leri takib ediyor. B. GE Renin işgali, Habeşis- un zaptı, Akdenizde korsanlık ve- rini ihlâle sevkettiği kanaatindedi! Amerikanın kati azmini göstermesi Japonyayı tarziye vermeğe sevket- iştir. Bu hareket, demokrat devletleri- nin e bir Ri olduğunu göstermi u itibarla dikkate şayan 8 iyor. Milletler gemiyetnin ere a rağmen Ameril vi üşterek edilebile- İngilt en ne Mi L 8 — Panay si MÜ- ME skini en tarziye Amerikada kâfi el sancılarına, çare içni vr olduğunu İğ m Brc e itiraf — büyük küçük in bir p: divenler dayi ere ağaçlardan, Yollarda hep sayta balar, insani dı. Muh o gün pek > eker söyliyerek özür di- l zeytin toplıyorlan, yüklü atlar, râ» B. Faik ii köy alanında, karşılar ti» 1 > İş zamanı, dedi, havalar bozma» dan mahsulü kaldırmağa çalışıyoruz da, ondan.. Azalığı yapmış. i çalışı asacaklı bir yokuşun 889 dur. Şimdi bu kilin enik köy okulu var. çocuk et mevkiine çı- e ile sie ör ie ari zihin, birbirine Li bir Ki sat gi yarın bi ALIR yıllarca derz raki e imünden on aa evvel ik a bu item ağı Köyde çok iyi m ii vg a sayt gü Sa w Em Rüştiye mektebi olan köy Başvekilin doğduğu köyde neler gördük? Muhtar, el vilâyet meclisi X& Umurbeyden Gemliğe bir bakış, zeytin toplıyanlar Her fırsatta köyümüze gelir ve Derdlerimize © mur; mm bun: mir. çok zevk alır. ortak olur, yarı akıl öğretir, yol etme u o getirtti, yolum S1 için para verdi. Geler sinir lerini de ir çe ıklara yardım Ol rak köye tel a 2 "cali Bayara karşı gös- e) imi ve yürekten bir sev- E ekte i e Müstakbel sağlığında np rel harab ederdi. Bu yılla en unu gösteri, ie Sakin, sim de e h kültür sahibi ağn, Vak. ğı Hafızamı dakikalarda | zaları emel, çok emi il İntifa, zi ker DE yel daldı âlâ Hlktaharda mekteb bay m ln i Mb sayısı dört un ancak üŞ p bala a- emur çatı, , ini teslim eden e le geldi. Kay yapılıyor ve ğe pilâv, az biliyorum. Ben çoc çeh- may tekn uluşile bitti. O, teka- | Tık, onun saadeti ve istirahati Jel helva yediriiyormuş. . Umurbeyliler, | , Derslerde dikkatime çarptı: Mesap- resi, gençliğimdeki çehresi, son sene- | üdei im bir azad kâğıdı gibi oy- birin mt vol) a 10 | bu zatın kabrini de, köylerinin banisi | Jarda hep Zey mi id lerdi resi. Şöyle böyle otuzunda, nd kırık kimler varsa | olan eN YE mezar sa | lüyor; duvarlarda ae irsi Kirk “beşinden sonra altmışlık hali, | (Bu devi ele mağlâb çıkan been, beyin birer vesile ile gönlünü al- | hasına taşıyacak! pine resim e O Birinci portrede dalma bana hük- | artık küskün, insandan kaçan s1 bemen helâllaşmadığı kim- | Başvekili seğiz ev, Süleyman | (Yaşasın Cumhuriyet) libas bül eden, çatık kaşlı, sarı sakalının çer- | zevi ve Şark ananelerinin havana 9 namında birisine aidmiş. Şimdi | “eYfn Vepraklarile yazmışlar çevelediği canlı, sert, fakat şefkatli | kendini hapsetmiş bir insan ii ğumdaki babamı buldum a iie bir kadın a ç Umurbeyliler, yeni bir mekteb için bir yüz. Ehemmiyetli bir hast onu sıktı. Sağken uhrevi kiz hayatın ün seviniyordum. Bu sevinçte kendi âl Bayı luğu, gk |, hazırlık yapıyorlar. Geçen sene 3,800 kendimi. ldiğim anlarında ına kalbini verdi. e ası azal- m olduğu kadar onun huzur ve vir yama ada bu evde geçmiş. Son- | lira ayırmışlar. Bu yıl, mahsul bere- -ağımın başucunda hakiki ifadesini z Si kalmadı. Çehresine üzün- rahatı da Vardı. N fe kadar sevimli, ne arda başka bir eve taşın- | Ketli olduğundan, on bin lira daha saklamağa çalıştığı yaşlı lerini fakat inanlı bir ni beklediği e bir hal almıştı. Ne ya- maşa daha, 80 sonra da Bursaya nak- | Koyup, nümunelik bir (Köy Bölg şimdiki gibi © bakışları din ayan b : edi Jetmişler. okulu) “yaptıracaklar. Yeni mekteb, onun gözlerinde tekrar bulabilmek | muştu. ar gör- remake doyurmatan uçtu, git- Yanımıza orta yaşlı adamlar geli- | yeni köy için ayrılan imar sahasın. için masum yıllarımı ilir kaç anin mi Mir ve m. mn ben, | ti. Şimdi ben hayatında büyük bir iz | Yor; bize tanıtıyorlar: inner a kereler hi ak dir, tek evlâdı da gözün: avaş adan ölen ve ölümünden son- — Bay Celâlin çocukluk arkadaş. | cek. Bir mektep dönüşünde arkadaşla- | devresinde eriği be e üğükda Te hiçbir izi kalmasın isteğile üstüne | ları. e iü birer kahve içir- Tu uçurtı yururken kulağı! dinmi, i, iyi idi, re taş bile dikilmemesini vasiyet eden Soruy len bırakmadılar ve köylerini adam tutup çeken ve bu eti bozmak- | binmeden Şişler babam için b sütunu, — kalı ço ie yeyin ie akl gezülremedikleri için üzüldü- beni evden içeriye iten, yüzüm- | dar yaya ke gücüliyrü Bu de gözyaşlarımla delik e olmuş birer | Küçük sin cağı | ler: embe izler bırakan ellerini nasıl | virde ruhu, yıldırımları saklı bulutlu | köfeki taşı gibi hat aş ve Miydi. > mbikia. merak — Yatıya bekl . dediler. yalvara yavara öpmüş, ondan ma- | bir gök gibi idi. ayak uçlarına dikiyorum. it Ön önün. | zekâsile aramızda yüksek bir ez Bu, bir lâtife deki, ezeli misafirper- sıl af dilemiştim. O eller, şimdi Bu devresi de seneler sürdü. Niha- | de, pmıştı. verliğimizin köylere has sal “e t te- liyorum ki, sade onun, babamın el- ö ö a leri değil midi. Sonra Başvekilin, e le vE MM ir TEMA leri değildi. İçinde, kendisinin de ya- | assupla bağlı olduğu Şark ananeleri- Hasan - Âi YÜCEL | sevgisinden bahsediyol Rıza Ruşen sümüş. ğ söyler- BÜYÜK AŞK Nakleden: (Vâ-Nü Filhakika im - me bahset- isti- e İ açmak ne we sn ad e rlardı: Her ne- ? pe pa — türlü et su- ahın biran hoşu- na e ei anl bir türlü hiç birini içemiyordu. Bir gün Fahri eve döndüğü zaman ok asabi buldu. Genç kadın ordu. Başkasını ararız. — Hayır kocacığım... Ben dan memnunum... Kızdığım o değil, — Ne iyorsun — Bir ayna... Kendimi iyi görebi- leceğim-bir ayna... dna. ) Tefrika No. 10 — Evde dolu. — Yok... Şimdiye kadar farkında emr Sana bakıyordum, ye rin benim için bir aynaydı. Hâlâ gü- zelim myom Ben günden güne daha güzel- şiyorsun Alayla: — Yok .. Bu sararmış te- rinde 2 elmacık kemiklerim, ivrilmiş OMUZ e kollarımla — Saçma ina Gel ku ma otur... Bütün bu İsg şeyler- le alay ettiğini istem Ga aza kacan sokuldu. galiba, ayna al ki yüzümü iyice göreyim... — Ben sana doğrusunu söylemiyor mıyım?. — Sen bitaraf konuşmuyorsun. 'Evlenmelerinden iki üç gün evvel, Ta Sl geçtikçe aynaların karısına hast ihbar edeceğini düşünerek em sırla, EE bozdurmuştu. Böy- lelikle Selmi leğişmeleri göremiye- cekti; harim ilerleyişini farkede- miyecekti. Şimdi genç kadın iyi bir ayna isti- Me Fahri fe vkalâde gibi işlenmiş gümü- “ a sinin içinde gayet eski bir e gös- si sinirleri kâpliyor, a ai Ti giriyordu: Tuvaletini mir a du- an kocasına, — Yanağımda ei in m1?, Yok... İyi... Biraz daha koy... ta- Şimdi hvaltı saatin- de Be miyon Sokağa çı da ai cali Mn Onu dese ii Fahri ha- mile olduğunu ile — Bu sefer dam DA)pEE Muhak- kak. — Nereden biliyorsun?, ndan. siniz... Filhakika evdeki adamların hiç bi” ri Selmanın rahatsızlığından haberdaf değildiler. Fahri çi ü Kayi Bundan sonra karısını artık biran yalnız br Kere aa karar si, Acaba nereye beyefendi... Anlaş” Benim bir entarimi, eski mantomu istedi. geldi. Yanla- tçi Sorma; ır gibi değil... şapkamı, hati Elbisem kendisine bol rından acele teyelledik... — Niçin bunu yaptı acaba, Pey» — Yarabbi., Evimin aynalarının ne Re Kir getirdi. Bu tabiatile birşey Râhatsızlığ termiyordu. e çocuktan bahsediyorlar- i bilmem beyefendi... Si- — Cicim! Bunun da ötekilerden far- | dı. Birli ie ii vardı. yok ki... — Gel, isim arıyalım. ii büsbütün endişeye düşmüştü. Delikanlı, Genç kadın, — Üzülme, Fahri'ciğim... Bu, çok | sanki içine hafif bir şüphe girmiş gi- İniğmeyerin yg güzel, kıymetli b bir ayna... Fakat | bi, bu oyuna kapılıyordu. imişim... Selma'yı oyalamak ben ucuzunu, iyi — yeni dağa icadlar bulmalıyım» istiyordu. Zaten Günü gününe ye da ondan! Bu sabah aynada kendime yakından baktım, İnsan kendini iyi | şamıyoar mıydı? Bazen ümide der gömer. pe silik olmuş! RE Na- | lıyordu. Mukannen alma Il yüzümü boya; m nasıl tara- | atlatmışlardı işte... Kimbilir, Bali aşk nacağımı bilemiyo ölümden kuvvetliydi... pıy âlim günden güne — Sen beni iy görmek istiyorsun min miz n . hal almış. ki, vücud dde Bg vü, sl le haber aldı. Saat onda gitmiş, hâlâ dönmemi; kalktı? — Gine daha iyi e söyledi. ereye gittiğini sordunuz mu? — — Göylemet efendim. — Niçin mâni olmadınız? Hasta ol- ii di musunuz? beyefendi... Siz daima ; leşmişim gibi geldi: Tenim sararmış; dertlerim pör- kk arladığı kelime, aklına bir irdi. SEESEREESEP EB SESEBHNYEASH SU Bam. S La