21 Teşrinisani 1937 Sahife $ “AKŞAMDAN AKŞAMA: Yağlı bardak ve okunmuş gazete ayni derceede iğrençtir | Yağlı bardak ve okunmuş ayni derecede iğrençtir! Bir gün, bir Anadolu kasabasında: — Bu kahveler tembelhanedir! - di- ye ağzımdan bir söz kaçıracak olmuş- tum. Köşeden bir ses yükseldi: — Atfetmişsin sen onu, bay! Endişeyle baktım: İri yarı bir adam. Bana hain hain gözlerini devirmiş. Hayretle sordum: — Ne var? — Ne olacak?.. Burası kıraathane- dir!.. Dükkânı tembelhane değil- dir! Biz, burada maarife ve sizin de mensup bulunduğunuz matbuata hiz- met ediyoruz. Masalardan biri üzerinde duran liy- me liyme gazeteyi aldı, İddiasını ispat için havada hüccet gibi sallıyarak: — Bu gazeteyi kasabamızda iki yüz elli kişi okuyor... Esasen paçavraya dönmüş gazete- nin halinden de, sözün doğruluğu bel- Tiydi. Fakat işin garibi, daha o gün, bayi nezdinde tetkikatta bulunmuş; kırk bin nüfuslu kasabada kırk gaze- te satıldığını öğrenmiştim, Bunların da on tanesini kahveler alıyormuş! ... gazete Akşam'ın dünkü nüshasında İngiliz gazetelerine dair şu malümatı oku- Yunca, aklıma yukarıki hatıram geldi: : gazetelerinin satışları günde 28 yona çıktı. Matbuntta çalışanların ade- di de, 1921 de 50000 iken 1931 de 80000 oldu; şimdi bu yeklin iki misline yüksel- miştir. Bu satış adedi İngiliz ailelerinin rından fazladır. Zira her milede, her ferdin uyrı ayrı gazeteleri vardır. Baba ile oğul ayni gazeteyi okumak isteseler bi- le ayrı ayrı birer nüsba alırlar, Hiç bir İngiliz başkasının oküduğu gazeteyi eline almak istemez. Bühassa dikkate şayan olan şudur: Ne İngiltere'deki, ne müs- temlekelerindeki kahvehanelerde, gazino- larda ve otel salonlarında gazeteler elden ele geçmez. Bu gibi müesseseler müşteri- leriiçin gazete salın alıp bulundurmaz- ar. set Demek bir İngilizin nazarında ga- zete, havlu gibi, çatal gibi, bardak gi- bi başkasının istimalile kirlenen bir eşyadır. Onun içindir ki annesinin, babasının gazetesini çocuk okumuyor. Bu, belki bize garib gelir. Fakat baş- ka bir misal söyliyeyim: Geri kalmış bir memlekette valiye ve diğer mute- ber misafirlere verilen bir ziyafette baklavasından böreğine kadar her şey vardı, Hiç bir masraf esirgenmemişti. Lâkin ev sahibi, plaç plaç yağlı bir tek bardağı elinde tutuyor, her susa- yana bununla su veriyordu. Biz bunu iğrenç buluyoruz; fakat yüz kişinin okuduğu gazeteyi elimize almağı da artık iğrenç bulmak sevi- yesine yükselmeliyiz. se Yukarıda bahsettiğim kasabadaki kıraathanenin sahibi, demek - iddia ettiği gibi - matbuat hâdimi değil! eskiden iki türlü «hâdim» vardı: Biri «hı» ile «hizmet eden» mânasına; öte- ki «hes ile «yıkan» mânasına... O, olsa olsa matbuat yıkıcısıdır! Bizde matbunta küçük bir yardım edilmek isteniyorsa, kahvehanelerin umuma mahsus gazete bulundurma- lari menedilmelidir. İngiliz usulü cid- den mükemmel... Hem de böylelikle mikrob sirayetinin önüne geçilir. Akşamcı İŞ Temizliğe riayet etmiyen lokantalar Sirkecide bir lokanta muvakkaten kapatıldı Şehrimizdeki (olokantalardan bir kısmının temizliğe ve sıhhi kaidelere riayet etmedikleri göz önüne âlınmış, ve belediyece - lokantalarda sıkı tef- tişler yaptırılmıştır. Yapılan teftişler neticesinde bazı lokantaların temizliğe riayetsizlikten başka fena malzeme kullandıkları da görülmüştür. Bunun üzerine bu lo- kantalardan bazılarına verilen ceza- lar tesirini göstermediğinden verilen karar üzerine Sirkecideki -lokanta- lardan biri muvakkaten kapatılmış- tır. Aynı vaziyette bulunan bazı lo- kantaların daha sedleri hakkında kanuni muamele ikmal edilmek üze redir, Kadıköy lâğımları Jikbaharda inşaata başlanacak Belediye, İstanbul Jâğımlarının, bilhassa Halice müntehi olanlarının inşası için kanalizasyon şirketile on senelik bir mukavele akdetmişti, On senelik mukaveleyo dahil olan tesisat yakında bitirilecektir. Belediye, şehrin diğer semtlerinde ve ezcümle Kadıköy taraflarında lâ- ğım inşaatı için şirket ile ikinci bir mukavele yapmış idi. Şirketin Kadı- köy lâğımları için hazırladığı plân tasdik edildiğinden ve bu hususta bele-| diye ile şirket arasında bir anlaşma | hasil olduğundan önümüzdeki ilkba- harda Kadiköy kanalizasyonunun | inşasına ve evvelâ Kurbağalı derenin temizlenmesine başlanacaktır. Çürük yumurtalar ve karışık yağlar Eminönü belediye zabıtası tarafın- dan dün yapılan kontrolda çürük ol- duğu görülen 1700 yumurta imha edil- miş, 30 kilo yağ hakiki firmasile satıl- madığı için müsadere olunmuş, 10 francala ile 10 emkem muayyen vez- ninden noksan görülerek satanlar hak- kında ceza kesilmiştir. Fırının camlarını kırdı Galatada Kasaplar sokağında otu- ran Musa isminde biri fırıncı Kostinin dükkânına giderek eline geçirdiği şi- şelerle taşları camekâna atmış ve bü- tün camların kınlmasına (sebebiyet vermiştir. Polis; Musayı yakaliyarak hakkında takibata girişmiştir. Domuz sokağı kazası Şoför Hulüsinin gayri mevkuf muhakemesine karar verildi Şişhane itfaiye grupundan şoför Hulüsinin idaresindeki o motopomp birkaç gün evvel bir yangına gitmek üzere Galatada Domuz sokağından ge- çerken önüne çıkan bir (tramvayla çarpışmamak üzeredireksiyonu çevir- miş ve hızla giden motöpomp köşe ba- şındaki kunduracı dükkânına girerek bir kişinin ağır, iki kişinin hafif suret- te yaralanmasına sebebiyet vermişti. Bu işten suçlu (o motopomp şoförü Hulüsi dün adliyeye verilmiş ve Sul- tanahmed ikinci sulhceza mahkeme- sinde yapılan sorgu neticesinde mah- kemesinin gayri mevkuf olarak deva- mına karar vererek kendisi serbes bi- rTakılmıştır. Nişanlısını vurdu 18 bıçak yarası alan iZelihanın hayati tehlikede Çarşıkapı civarında bir çorap fabri- kasında çalışan makinist Ahmed adın- da biri ayni yerde çalışan ve kendisi- le nişanlı bulunan Zelihanın, nişan yüzüğünü iade ederek kendisile evlen- mekten vazgeçtiğini söylemesi üzerine hiddetlenerek bıçakla kızı ağır suret- te yaralanmıştı. Suçlu Ahmed hakkında yapılan ilk tahkikat ikmal edilmiş ve kendisi dün adliyeye verilmiştir. Ahmed dördüncü sorgu hâkimi tarafından sorguya çe- kilerek tevkif edilmiştir. Yaralı Zeliha hastanede adliye dok- toru tarafından muayene edilmiştir. Kadının vücudunda on sekiz tane bi çak yarası vardır. Hayati tehlikede- dir. İki sarhoş yakalandı Silivrikapıda İbrahim ve Beşiktaş- ta Faik isimlerinde iki kişi evvelki ge ce son derece sarhoş bir halde cadde- lerde döğüşürlerken yakalanmışlar ve mahkemeye verilmişlerdir. Doktor Zühtü Tevfik Heybeliada sanataryomu mütehas- HABERLERİ Teneke mahallesi | Haklı şikâyetler Kırmızı tabelâlar Belediye biraz da halkı ve şehri güzelliğe sevketmekle mükellef- #r. Halbuki bu prensipe ad bazı manzaralar görünüyor: Meselâ şu aşı boyalı tabelâlar... Şimdi reklâmcıkk ilerlemiştir; birçok büyük müesseseler, istm- lerini kapılarının üzerine tunç, bakır, mermer gibi en makbul malzeme ile yazdırdıktan başka aşıklı ilânlar yapıyorlar. Fakat belediye, tahta üzerine kırmızı boya ile yapılmış tabeld- ları da bunların yanına ille as- mağt mecburi kılıyor. Gayri men- kullerin sahipleri, en mükemmel mimari esasları üzerine özene be- gene yaptırdıkları binalarının ka- pılarna mermer ve bakırla nu- maralarını, isimlerini kazdırıyor, yazdırıyorlar. Fakat o basmaka- kp tabelâyı gene mutlaka asack- lar. Asmazlarsa ceza... Sebebi de tabelâ resmi alınmaktır. Gerçi yeknasak tabelâ usu- Hü iyi bir şey amma, estetiği boz- duğu yerlerde bunlardan vüzge- çilmesi de lâzımdır. YE Para vermeyince babasını dövdü Suçlu Adil babasını dövdüğünü inkâr ediyor Dün para için babasını dövmek su- çundan maznun Âdil adında biri ad- liyeye teslim edilmiştir. Tahkikata na- zaran Fâtih civarında oturan ve İş- siz güçsüz dolaşan Âdil, dün akşam babasından para istemiş, adamcağız parası olmadığını söyleyince Âdil üze- rine hücum ederek tekme ve yumruk- la dövüp yaralamıştır. Babası Hüsnünün müracaatı Üzeri- ne zabıta Adili yakalıyarak adliyeye teslim etmiştir. İhtiyar Hüsnü vakayi şöyle anlatıyor: — Geceleyin teravi namazından kalıyarak; sıgaram yok, para ver de sıgara alayım, dedi. Cebimde kırk pa- ram vardı. Yirmi parasını kendisine verdim ve başka param olmadığını, şimdilik bununla bir sıgara alıp ida- re etmesini söyledim, Daha fazla iste- di, Param olmadığını söyliyince de fe- na halde hiddetlenerek üzerime hü- cum edip beni tekme ve yumrukla döv- dü. Şimdi kendisinden davacıyım. Bu işte şahid olarak ifade vermek üzere adliyeye gelen Hüsnünün toru- nu yedi yaşında Saim de diyor ki: — Dayım, gece büyük babamla kav- ga etli. Bağırarak büyük babamı tek- melerle, yumruklarla dövdü, Ben gö- zümle gördüm. Suçlu Âdil suçu tamamile inkâr ederek: — Yalan söylüyorlar. Ben babamı dövmedim. Babamdan para isteyince kızdı ve o, beni dövdü. Demiştir. Âdilin muhakemesi ya- pılmak üzere müddelumumilik evra- kı mahkemeye vermiştir. Yeni tünel hanı Belediye ile şirket müta- lâalarını vekâlete bildirdiler Tünel şirketinin mukavelenamesi mucibince Galata tarafında yapmağa mecbur olduğu binanın irtifa ve va- ziyeti etrafında şirketle belediye ara- sında bir ihtilâf çıkmışlı, Şirket, Na- fia Vekâletinin müessir tebligatı ile belediyenin bina irtifa etrafındaki taleplerinin telifi için devlet şürası- na müracaat etmişti. Nafia Vekâleti, bu binanın yapıl ması etrafında belediyenin ve şirke- tin müfalâalarını sormuştur. Her iki taraf mütalâa ve noktai nazarlarını bildirmişlerdir. Vekâlet yakında kati sıslarından doktor Zühtü Tevfik ted- | kararını verecek ve bu suretle yeni kik ve tetebbü maksadile bir müddet | Tünel hanının nasıl yapılacağı beli kin Avrupaya hareket etmiştir olacaktır. Ahırkapıdaki çirkin binalar | kalkıyor Avrupadan trenle gelen yolcular, şehri görmezden evvel Kumkapı ci- | varındaki teneke mahallesile karşı- | laşıyorlar. İstanbulun tabii güzelli- | ğile mütenasib olmıyan bu çirkin manzarayı ortadan kaldırmağa karar veren Nafia Vekâleti, bu işe Devlet demiryolları 9 uncu işletme müdür- lüğünü memur etmişti, ! Suncu işletme dairesi, Ahırkapı | ile Yenikapı arasındaki ve hattın her | iki tarafını işgal eden kulübelerin | istimlâki için hazırladığı projeyi şe- hircilik bakımından tedkik etmek | üzere belediyeye vermişti. Bü proje, | şehircilik mütehassısı B. Proste'un | mütalâası alınarak tedkik ve tasdik edilmiş ve 9 uncu işletme müdürlü- güne fade edilmiştir. 9 uncu işletme müdürlüğü projedeki esaslara göre bu mıntakadaki binaların İstimlâki- ne yakında başlıyacaktır. Patiska hırsızı yakalandı “| Bir müddet evvel Fincancılaryoku- şunda manifaturacı Simonun mağa- zasında bir hırsızlık olmuş ve 20 top | patiska aşırılmıştı, Zabıta memurları, dün Toros ismin- de birini elinde on top kadar patiska satarken yakalamışlardır. Yapılan tah- kikatta bu patiskaların, evvelce Simo- nun mağazasından aşırılan patiska- lar olduğu tesbit edilmiştir. Papelci kumpanyası Küçükpazarda safdilleri | soyan papelciler yakalandılar Emniyet direktörlüğü ikinci şube- si üç kişilik bir papelci kumpanyası yakalamıştır. Hakkı, Mustafa ve Şerif isimlerinde üç sabıkalıdan mürekkeb olan bu kum- panya; Küçükpazarda Kantarcılar caddesinde siyah örtülü bir masa üze- rinde iskambil ile «kizi bulan kazanı- yor> ismi verilen bir oyundan oynaf- maktalar ikeh ağlarına Rizeli Cemal isminde bir safdili - düşürmüşler, ve bir kaç dakika içinde yedi lirasını ahvermişlerdir. Cemal; nihayet faka | bastığını anlamış ve soluğu poliste almıştır. Memurlar, kısa bir zaman içinde üç papelciyi de yakalamışlar ve adli- yeye sevketmişlerdir. Çocuk kavgası 14 yaşında Fikret, arka- daşını çakı ile yaraladı Dün, Hasekide iki çocuk arasında bir yaralama vakası olmuştur: Bu semtte oturan ve her ikisi de 14 yaşlarında olan Celâl ve Fikret isim- lerindeki çocuklar bir para meselesin- den kavga etmişlerdir. Kavgacılardan Fikret; üzerinde bulundurduğu büyü- cek bir çakıyı çekmiş ve Celâli vücudu- nun 8ol tarafından yaralamıştır. Hâdise zabıtaya aksetmiş, Celâl teda- vi altına alınmış, Fikret de yakalana- rak hakkında takibata girişilmiştir. Fatmayı tabanca ile yaralıyan ihtiyar bakkal Ortaköyde bakkal Hü si altımış yaşlarında bir adam üç gün ev- vel o civarda oturan tütün amelesin- den Numanın karısı Fatma Aliyeye — İSTANBUL HAYATI Hangisi daha soğukkanlı? Akşamın en kalabalık saatinde Bo- İ Faziçi vapurunun salonunda bir kane- penin başına kadın, erkek kalabalık toplanmış. Temiz giyinmiş, yaşlıca bir adam kanepede gazete okuyor. Ya- mında kocaman bir sepet duruyor. | Yolculardan bir genç bayan, dik dik sepete bakarak, gazete okuyan adama sesleniyor: — Bayım. Size söylüyorum, Su se- peti kaldırsanıza. Oturacağım Adam sepete şüyle bir göz attıktan i sonra gene gazeteye dalıyor. Bayan hırslanıyor, kızarıyor, daha yüksek sesle ihtar ediyor: — Duymuyor musunuz bayım? Se- peti kaldırınız diyorum. Adam gene aldırış etmedi. Etraftan karışanlar da oldu. İçlerinden biri | hiddetini yenememiş olacak ki, sepe- | ti kaldırıp fırlatmak üzere uzandı. Fa- kat gazele okuyan adamın garib ba- kışı karşısında cesareti kırıldı. Elini çekti ve homurdandı: « — Memura haber vermeli. Yolcu vapurunda mıyız, yük şilebinde mi? Biletçi geldi. O da, ihtarlarının fay- da vermediğini görünce vapurun da- ha büyük memurunu getirdi. Yeni ge- len, biraz daha kabadayıca görünü- yordu. Gazete okuyan zatın omuzuna do- kunarak hiddetle emretti: — Bay buraya sepet koymak yasak. | tır. Derhal kaldırınız. Yoksa muame- le yaparım. Adam kaşlarını çatarak başını ga- zeteden kaldırdı, çetrefil bir türkçe ile mırıldandı: — Elinizi çekiniz. Bana gürültü yapmayınız. Ve gene gazeteye daldı, Memurun ti hiddetle kanepeden aldı ve adama döndü: — Sepetinizi götürüyorum. Sizin hakkınızda da muamele yapacağım. | İsminizi söyleyiniz. Adam müstehzi bir tebessümle — Sepet benim değildir. Dedi. Herkes hayretle bakıyordu. Memur şaşkın hir tavırla sordu: — Sizin değil de niçin demindenbe- söylemiyorsunuz? Adam gene güldü: — Sormadınız ki... Siz hep emir ver- diniz. Başkasının sepetini ben nasıl kaldıracağım” O sırada köşede oturan yaşlı bir kadın telâşla memura seslendi: — Anah kuzum. Nerede sunuz. Benim sepeti? Sizde bir zarar Etraftan gülüşmeler, dedikodular başladı: — Amma da soğuk kanlı imiş ha... ar Kadın mi, erkek ni bunu ben de halledeme- şal cdsi Belediye, caddenin N tılması talebini ni Sirkeci ile Eminönü arasındaki Re- şadiye caddesi, bir vakitler gümrük antrepolarına ald olduğu için cadde- nin iki başı kapatılmış, bilâhare rü- sumat umumi müdürliğile o zaman- ki Şehremaneti arasında bir anlaşma yapılarak cadde açılmıştı. Şimdi gümrükler müdürlüğü bele- diyeye müracaat etmiş, Reşadiye caddesi üzerinde antrepolardan baş- ka hiç bir bina bulunmadığı için caddenin tekrar kapatılmasını ve buranın gümrük idaresine teslimini istemişti. Belediye, Reşadiye cadde- sinin Sirkeci ile Eminönü arasında- ki otomobil, kamyon vesaire gibi na» ri göz koymuş ve münasebetsiz teklifle. |Kümes hayvanları rini kabul etmemesinden hiddetlene- rek kadını tabanca ile ağir surette ya- ralamıştı. Sulhceza mahkemesi tarafından ya- pılan sorgu neticesinde tevkif edilen Hüseyinin evrakı yedinci sorgu hâki- mine verilmiştir. Hüseyin dün mevku- fen sorgu hâkimine götürülerek sor- gusuna başlanmış ve mevkufiyetinin. devamına karar verilmiştir. — “kında para cezası verilecektir. Kümes hayvanlarının sürü halin- de sokaklarda gezdirilerek satılma- ları menedilmiştir. Aynı zamanda bu gibi hayvanların ne maksadla olursa olsun sokaklarda kesilmeleri de mo nedilmiştir. Yeni belediye zabıta ta- limatnamesinde yer alacak bu mağ» — İ ER ik EE