Franko hükümetini tanıyanlar spanya meselesi üzerinde büyük | detietier ediyor. Küçük dev- serf sulhün ve kendi m i n muhafazası k ından büyük der larına mâni olmağa çok müzsa bunların arasına düşerek ezik Memeğe çalışıyorlar. Kontrol mesele- be büyük devletler ikiye ayrıldık- e ademi müdahale komite- Ta e bulunan Küçük devletler | Sa erenin iki taraf davasının telif sia dir tesviye suretinin bulun- e mütlefikan teklif etmizlerdi. el İngilterenin. bulduğu | tesviye sil general Frankonun müstakil arp devleti olduğunu esas itiba- ile tazammun. ettiğinden Sovyet veya tarafından reddedilmiştir. Bi mes Küçük devletler kendilerini mii öyle Vüyük devletlerin davasına Se vaziyetle görünerek kendi e bunların husumetini cek | tehit » eğe çalışıyorlar. İsviçre müt- | ind tükülmetleri gerek şimaldeki | ti m aptaki iki komşunun gene- | e lay tarajtarı Olup bunun büküm İspanyanın yegâne meşru : Psi olduğunu Porlekizle bera- ” Wimiş oldukların: nazarı dikkate | ğı ke Generalin hükümetini tartma» ur vermiş ve bunun İsviçrede İ R Dul, tan adamını diplomasi mümessil Tük tanımıştır, in işgali da bulunan yerlerdeki İs- viçrenin dört konsolosunu tanımış ve | siyasi ve ticari işlerde bunlarla resmi İ muameleye başlamı # Milletler ce- miyetinin merkezi İsviçre toprağında Cenevrede olduğu halde bu müe3ses€- nin zecri tedbirlere cid kararın Du devlet tantmamışlı. İspanyada iktisadi büyük menfaat- leri bulunan devletler general Fran- konun kendisini tanımıyanlara karşı iktisadi müsaadeleri dirig edeceğini eylemesinden dolayı bu hükümeti tar nımağa çalışıyorlar. Küçük hükümet lerden iktisadi menfaati dolaytsile general Frankoyu tanımağa temayül eden devletlerin başında Hollanda bu Uumuyor. Çünkü bunun bütün demir | ve çelik fabrikaları münhasiren İs panyadan çıkan demir cesheri kul- | lanmaktadır. Son zamanlarda İngil- ierenin amele ve liberal partilerinin şiddetli muhalefetine rağmen general Frankonun tarafına teveccüh gösler- mesinde ve bulduğu tesviye suretinde burun muharip bir devlet olduğunun. tanınmasını teklif eylemesinde mü himbir âmil de İspanyanın en zengin demir ve bakır madenlerinin bu gene ralın elinde bulunmasıdır. Siyasi en- dişeler ve iktisadi menfaatler küçük hükümetleri ve büyüklerinden bir ka- çını general Franko ile anlaşmağa pa €ral Franko da kendi idare ve * taraftar etmiştir. Feyzullah Kazan Sinek deyip geçmeyiniz... Durmadan uçarsa 24 saatte dünyayı dolaşır “> usta tayyadecilerin rekoru kırıl- 5 hem de bir sink tarafından.. Röçester üniversitesi tayyarecilik 9mitesi İncelemelerinin sonucunu bir la bildirdi, | Taporda, komite tayyare fabri- | Kaörlerine setonenıya dedikleri - bir in sineği örnek tutmalarını tavsiye iyor. Vindsor düşesi eeeği gün Vindsor döşesi Parls- Ya Kande #atosuna berberi Antonlo'- Betirtmişti, vg yekki gün Antonio döşesten bir bi Si, Vindsör düşesi berberini bep tar de Venediğe davet ediyor. Ber- ota alya hududunda trenden inecek, Mobil ile Venediğe gidecek ve dü- #sin ş dönen ze boyayıp gene Parise Evlen, Sefonemya denilen sinek 2 santim boyundadır, Fakat yeryüzünün en sür- atli mahlükudur, Bu sinek dakikada vasati 28 kilometre hızla uçar, Bu he- saba göre saatte 1,680 kilometre hizla uçuyor demektir. Şu halde sefonemya hiç durmadan uçmak şartile 24 saatte dünyanın et- rafında dönebilecektir. Denize giren idam edilir Königsbergde hir plâj vardır: Pillo plâjı. Bu plâj yüzüncü yılımı kutlu. | yor. 1837 den evvel, bu plâjda denize | girmek yasaktı, Hem de nasıl yasak- tı biliyor musunuz? Denize girenleri idam ediyorlardı. Bu ağır cezalı yasağın sebebi ney- di?.. Şarki Prusya mercan diyarıdır. Denize girenler mercan toplamasın- lar diye bu yasak konmuştu. Sırt hamallığı | Hamamcıların şikâyeti £ylülden sonra bele: iye hududu dahilinde kâmilen kalkıyor taş inönü, Fatih, Beyoğlu ve Beşik- da larından sonra diğer Kazalar» beleg, * hamallığının lâğvi tarihleri ee *yece tsbit edilmiştir. Bu karara iu a Kadiköy, Üsküdar ve Beykozda a lar, Bakırköy ve Sarıyer kaza- veyada 20 ağustostan itibaren sırt si hamallığı kaldırılacaktır. Bu le 20 ağustostan sanra, İstanbul Te hududü içinde sırt ve sırık hamaltığı tamamile olacak- 1 Beyoğlu ve Eminönü kazalarında 1 ©dilen mıntakal AN arda da 1 ey- Mayağa eski usülde yük taşına» Ötomabillerin muayene müddeti bitiyor bey ve otomobiller için verilen muayene müddeti 10 ağustosta ecektir. Müayene günü hazır buln- 1 olmak İstemiyen otomobiller dir. Bu otomobillerden çoğu taksi Otomoblileridir. Bunlar bazı bozuklük ar ruhsatiye alamıyacakla- me korkuyorlar. o Belediye 10 kustostan sonra ruhsatiyesiz otomo- Dillerin çalışmalarına kati surette ni- verecektir, Kapatılan hamamlar terkos suyu almadıkça açılamıyacaklar Belediye tarafındarı kapatılan ha» | mamlardan dolayı hamamcıların Ti caret odasına müracaat ederek şikâ- yette bulunduklarını yazmıştık, Belo- | diye bu şikâyet ve protestoyu yerinde | bulmamaktadır. AEŞAM Yeşil Bursada bir dolaşma Sahife 5 Bursanın köyleri çok medenidir, rinde vaziyet böyledir. Fakat bu usul çok fenadır. Çünkü evlerin beheri bir tepenin başında oluyor. Birisinden ses» lensek ötekinden ses duyulmaz; baksan adam görülmez. Neticede muaşeret teessüs edemiyor. İnsanlar az temas ettiklerinden dolayı haşinleşiyorlar. Bi- ribirlerini sevemiyor, anlıyamıyorlar. Kan davası gibi vakalar da bu havali- dedir, Hükümet, bu birinci köy tipini ortadan kaldırmak niyetindedir. Evle- rin hep bir arada toplu yapılmasını, tarlaların ayrı yerde bulunmasını İsti- yor. Zira böyle kurulan köyde, mede- ni ve kültürel birşey yapılması da ka- bil değildir. İkinci tip köy, küçük bir kasaba şek- iinde olandır. Garbi Anadoluda filân hep bunlar göze çarpar. Yukarıda an- lattığımız gibi, bu tip makbuldür. Çünkü toplulukta medeniyet doğup Üçüncü tip ise, daha güzeldir: Me- selâ, Bolu civarında, keza kismen Bur- sa civarında bunlara raslanıyor. Üç beş, bazan da daha fazla köy yanyana gelmiş. Boluda buna Köylük derler... Yani arşipel gibi, adalar grupu gibi, köy grupları! — Gidiniz, Bursanın köylerini gö- rünüz! Bakınız ne köyler! demişlerdi, Sağlık aldığınnz köyler arasında şun» lar vardi: Çalköy, Hamamlıkızık, Babasultan, İhsaniye, İnkaya... Çahköyünü belki herkes bilir. Çün- kü «Batakli damın kızı» filminde de- kor vazifesini görmüştü. Burasını zi- yaret ettim. Muazzam ve ideale yakın bir köy. Hem zengin, hem tabiatın bü- tün güzelliklerini ihtiva ediyor. Bur- sanın beş on köyünü daha gördüm. Bunlar arasında. bilhassa İnkaya ile İhsaniye dikkatimi celbetti. Bursa köy» lerini «Muhacir köyü - Yerli köyüs, «Dağ köyü - Ova köyüs. diye tasnif mümkündür. Muhacirler, çok eskiden gelmiş bile olsalar, hâlâ Rumeli husu- siyetlerini muhalaza ediyorlar, Maa- lığı yoktur. İki unsur iyice kaynaşmıştır. Bur- salılar pek ahlâklı, pek yabancı sever insanlar, Çekirgenin cenubu garbisine doğru Kadıköşkü diye eski bir mesire vardır ki, şimdi mesireliği kalmamış, İnkaya» ya gitmek için bunun önünden geçi- liyor, Bir gün Kadıköşkü önünde ge ziniyorduk. Yolda iki adama rasladik. Anadolu âdeti üzere selâmlaştık. Bir iki cümle konuştuk. Bunlar, yerii mali kumaştan kilot Blediyenin kapattığı hamamlar otuz sekizi bulmuştur. Kırkçeşme su- yu temiz değildir. Hamamlarda bu su kullanıldıktan başka, hamamlara gi- denler yıkanırken ekseriya bu sudan içiyorlar. Bazı hamamlar temizliğe riayt et- ğini bildirmiştir. itibarlle buna muvafakat etmişler, yalnız Terkos suyunu maliyet fiatine istemişlerdir. Blediye buna muvafakat etmemiş, fabrikalara verildiği gibi hamamlar için de tenzilâtlı tarifeyi tatbik ede- bileceğini kendilerine bildirmiştir. Radyo ile semaveri Polis, radyo meraklısı bir hursızı üraş- tırmaktadır. Bu hırsız Bebek civarın- da bay Şevkinin erins girmiş evdeki son sistem bir radyo makinesile, kıy- metli bir semaveri alıp savuşmuştur. Zabıta; meçhul hırsızın hüviyetini tesbite uğraşmaktadır. pantalon giymiş, bir bakışta kabzımal hissini vereni adamlardi. Yani, temiz giyinmişlerdi. Meğer, İnkaya köylüle- ri imişler, Eskiden köylü denildi mi, daims pejmürde bir kılık akla gelirdi, Fakat gezdiğim köylerin hiç birinde kıyafet Sefaletine raslamadım. buraya inkılâbçı ruhu da girmiştir! Bir köylü kızı, karşımızda çarşafını atıverdi “Ferasetsiz fasulyesi, ni yemiyen ömründe fasulye yememiştir - “Bataklı Damın Kızı ,, filmindeki köy - “Ihsaniye,, bütün köylerin içinde temizlik şampiyonudur! Sin li Bursa köylerinde bisikletli adamlara da raslanıyor İnkayalılar, köylerini görmek üze- re bizi davet etitler. Arabayla yarım sant kadar dağ yolunda yükseldik. Bir kestane ormanı üzerinde, diğer yerler- deki köy evlerinden biraz daha harap- için bir sathı mail üzerinde yol. Her yanından şanı şurul sular akıyor. Ye- şil bir cennet... İhsaniye köyünde biri çarşaflı, biri çarşafını yeni atmış İki Türk kızı Bu köy, birçok şeylerile meşhurmuş. Başta, toprağın altındaki su inleri geli: yor ki, köy, İsmini de bundan almış... Sonra, şöhretinin ikinci sebebi olarak kocaman çınarı geliyor, Cidden gö- rülecek birşey... Emsali ne Beykoz ça” yırında vardır; ne de, Tevfik Fikretin şiirinde mevzuu bahsedilen Topkapı sarayı önündeki altı asırlık müteveffa Kez aşağıdan yukarı olmak» zi; iki yana genişlemiş, yerini pek beğenmiş, taptaze, azametli ve tek arızasız bir nebat &bidesidir. Gölge sinde bir küçük kahve var. Köylüler hasırları sermiş, ormanın ufukları gös- termiyen yemyeşil duvarına karşı otu- ruyorlar, Bizi selâmlayıp ayağa kalk» tılar. Hoşbeş ettik. Hallerinden mem- Çınarı beş altı yüz senelik tahmin ettiğimizi söyledik. — Hayır. İki yüz senelik olduğuna dair burada bir taş vardı. Yunanlılar giderlerken, onu antikadır diye götür- düler, Şayed hakikntsa bir çınarın iki asır- Ga bu derece büyümüş olması şayanı hayrettir, İnkayanın yalnız kestanesi değil, fasulyesi de son turfanda olarak mak» bulmuş. İstanbula «Şeker fasulyesis ismile sevkolunurmuş. Bir de «Feraset siz fasülyesi> var. Bunlardan aldık. Ta mamile kılçıksız olmaları hayret! Er- tesi gün pişirip yiyince hepimiz şunu tasdik ettik: — Ferasetsiz fasülyesini oyemiyen ömründe fasülye yememiştir. Çok eskiden gelmiş Bulgaristan muhacirlerle meskün olan İhsaniye köyü, Bursa ovasında bulunuyor. Di- ğer köylerin pek yanında olduğu için tabiri caizse bir oKöylük arşipel'inin« bir parçasıdır denilebilir, Bursa Halkevinin köycülük kolu, İhsaniye'yi temizlik, intizam, yeni fi kirleri kabul etmek hususunda en bi- rinci köy diye gösteriyor. Köycülük kolunun başkanı avukat .Hulüsi Köymen bize burasını gezdirdi, Köy kanununda neler zikredilmişse, f İhsaniye'liler, hepsini tatbik için çalı- şıyorlar. Sokaklarını temiz tutuyor- Jar; bir yerde su birikintisi bırakma» mağâ çabalıyorlar; kuyularının içine çöp filân düşmesin diye ağızlarını çi- mentolamışlar; evlerini badanalamış- Jar; bahçelerini süpürmüşler; pence- relerinde saksı saksı çiçekler... Hangi evin kapısını çalarsan çal: — Buyurun gezin! diyorlar; ve köy. lerinin bir medeni nümüne ziyaretgâ- hı oluşundan memnuniyet duyuyor- Jar. Evlerinin işi, Anadolunun birçok yerlerinde, dışarıdan görünüşlerine nazaran fenadır. Buranınkiler, bilâ- Kis... Tahtalar gayet temiz uğulmuş; çamaşırlar sakız gibi yıkanmış. Her- hangi bir orla Avrupa köyünde ne de- Tece bakım mevcud olabilirse burada da var! Bilhassa heves var. Daha iyi olmak gayreti var. — Şimdi iş zamanıdır. Hepimiz tar- lada çalışıyoruz. Onun için köyü iyi tutamadık. Başka sefer gelin de gö- rürsünüz! diye, âdeta, dersini fevkalâ- de bilememiş bir çalışkan talebe te- halükü gösteriyorlar. Bir sefer de, tamamile hususi mahi- yette olarak bu köyü tekrar ziyaret ettik. Ayni intizamı gene bulduk Bayanlara sul soruyorsunuz; güzel güzel cevap veriyorlar; ezilip büzük müyorlar; bahusus bazı yerlerde oldu- ğu gibi arkalarını duvara dönmüyor- Jar, Resimlerini çıkarmak için müsaa- delerini istedik. Orada bulunanlar çar- şaflı yahud başörtülü idiler. Kendi kendiliklerinden; — Böyle pek ayıp olacaki, dediler, Haydi, kızl sen çarşafını çıkar bari... Ve, büyük bir irikılâbın bir cüz'ü, oracıkta, gözümüzün önünde cereyan etti. Resmini gördüğünüz bu genç köy« lü kızı, pek şehametli bir eda ile, bar şından çarşafını çekti, çıkardı. Objek- tifin karşısında durdu. Yeni rejimin ruhu, fikri, köylere iş» te böyle nüfuz ediyor. Yürük Çelebi ,