Mülâyim güreşe hazır “Komar 500 lira kemeri koyarım ,, diyor heceri . Zibiskonun, beyanalını dün neşretmişti Zibisko, O Mülâyimin Amerikan boğasının sırtını yere ge- tiremediğini binaenaleyh altın ke- meri almağa hakkı olmadığını iddia ediyor, Mülâyimi gazetecilerin huzu- runda, hususi bir karşılaşmaya de- Amerikan boğası Bul Komarın m , Zibiskonun bu iddiaları» ı kendisi ile görüşen muhar- ririmize dedi ki: — Ben, Amerikan boğasının üç defa sırtını yere getirdim. Ortaya konan altın kemeri almak hakkımdı ETİ geri veremem, i rikalı beni yenerse sün kemeri geri alır, yenilirse orta- Ankara Gücü gençler - birliğini 4-0 Ankara (Akşam) — Ankarada mil- li küme şampiyonasının son maçı, bu pazar günü burada. öy xs sile ncticelenmiştir. Maçın bakemi İstanbul mıntaka- #indan B. Nuri Bosut idi. İki takımın kadrosu şu idi: Ankaragücü: Ateş Enver OAliRiza Abdi Semih Nusrat Hamdi Fahri Yaşar İsmail Ali Riza Gençlerbirliği: Rahim Halid İhsan Keşfi oOHasan o Salâhaddin Haiim Küçük Mustafa Âdil Niyazi | ihsan Maça, Gençlerin vuruşile başlandı. Ankaragücü, kısa ve isabetli paslar Balkan oyunlarına ne vakit hazırlanmağa Balkan oyunlarının Bükreşte yapıl | masina şöyle böyle iki ay kaldı. Şim- diyo kadar en iyi derecesi bir üçüneü- Tük müvailakıyeli olan Türk takımı bu sen3 acaba kaçıncı olabilecek? İti- k lâzımdır ki, atletizm, Yu- | m, Yugoslavya ve Romanyada. | birinci plânda gelen sporlardandır; ve gene itiraf etmek Tâzımdır ki, bitaraf Balsan oyun rında ancak bu nden mx mek kargı bir ali ik tur. Klüplerimiz birçok (Para- doxal) fikirler ileri sürerek bu spora zum gelen ehemmiyeti vermemekte israr ediyorlar. Diğer taraftan hakiki $por yapmak istiyen birçok gençler atletizm yapmak hevesine kapılıyor ve sonra büyük bir inkisari hayalle bu iş- ten vaz geçiyorlar. Buna sebep acaba bu sporla cazibe ve zevkinin az oluşu mudur? Böyle bir şey iddia etmek hay- di müşkül olsa gerektir. Hududlarımız dışındaki spor hareketlerine biraz göz gezdirecek olursak, başka diyarlarda bu sporun nasl bir aşk ve İmanla ya» Tıldığına şahid oluruz. Yeni heveskârların çekilmeleri şim- dink şöyle dursun, geçen sene Türk mini takımında parlamağa başlıyan Salm, Vedad gibi ümidler meydanda yok. Onlar da her halde bu alâkasız- lıktan bezmişler... Her türlü müşkülü- ta katlanarak bu işe biraz vakit ayırıp çalisan bu çocuklsi tletizmi candan sevdiklerine eminiz. Vedad Gölcükte imiş, Melih futbol oynuyormuş... Bir giletimiz ilk defa Gölcükte bulunmu- yor, hı #ik defa bu sene futbol oy- bamıyar.. Konyada güreş müsabakalari İ muvaffak oldular. Oyun bu şekilde koysun, ben de! ya koyacağı 500 lirayı da üste verir. Amerikalı, bu şartı kabul ederse, istediği yerde ve istediği zamanda, ikimizden birinin sırtı yere geliseiye kadar güreşirim. Son sözüm budur. Yoksa. öyle kuru lâflarla hakkımı yenerek kazandığım altın kemeri ge- ri vermem, — Bu sltin kemerin o kadar çok kıymeti mi var? — Hayır! Kemerin o kadar büyük maddi kıymeti yoktur. Fakat bense manevi kıymeti milyona değer. Konya 6 (A.A.) — Atlı sporun ter- tib ettiği güreşlere giren Tekirdağlı Hüseyin, Tuna şampiyonu Corcu, Dİ- narlı Mehmed Karadağlı Dimoyu, Bul- gur şampiyonu Babaeskili İbrahimi yendi. Koç Ahmedle Gönenli Mehmed güreşinde Mehmed hükmen galip ilân edildir, nasıl yendi ile oynıyordu. Beşinci dakikada An- | karagücünün Gençler kalesine kadar | dayanan bir akımı golle neticelendi. | On ikinci dakikada Güçlüler, penai- tıdan ikinci gollerini yaptılar. 30 un- cu dakikada Gençlerbirliğinden Niya- zi, Güç aleyhine verilen penaltıyı di- şarı atmakla şeref sayısını yapmak fırsatım kaçırdı. 40 ıncı dakikada Güçlüler üçüncü gollerini de yaptdar ve ilk devreyi 3 - 0 hitirdiler, İkinci devreye, yağmur ile başlan- dı. Devrenin ortasına doğru, yağmur şiddetlendiği cihetle, balk sığınacak bir yer aramağa başladı. Bu devrede Güçlüler güzel oyun çıkardılar ve 35 inci dakikada solaçıklarınn le dördüncü golü de atmağa 4 - O Güçlülerin galibiyeti ile netice- lendi. başlıyacağız Milli takıma girmiş ve klâs atleti ol- mağa liyakat göstermiş bu gibi çocuk- ları unutmamalı onlardan bu hususta yardım geleceğine inanmalıyız. Bunun- ! Yabancı memleketlerde T Temmuz 1937 futbol maçları | Sparta Belgrada davet edildi Prağ 6 (A.A) — Belgrad spor klü- bü ve Yugoslavya takımları ile karşılaş- mak üzere Sparta takımı Belgrada da- vet edilmiştir. Yugoslavya şampiyonu | Gradiyanski de Spartayı Zağrebs ça- gırmiştır. Fakat gerek Spartanın gerekse Sla- vlanın idarelecileri ekipleri istirahat ettirmek niyetinde olduklarından, va» ki olan muhtelif davetlere henüz kat'i bir cevap verilmemiştir. Romanya milli takımı Rigaya gidiyor Bükreş 6 (A.A.) — Romanya milli ta- kımı ii temmuzda Litvanya milli t kımı ile karşılaşmak üzere yarın Rig; ya hareket edecektir. Maçı Çekoslovak- yalı hakem Krist idare edecektir. | Boks maçı Berlin 6 (A.A) — Entermasyonal srasyonunca, dünya şampiyon- şması olarak kabul ödilmiş olan Max Schameling-Tonny Fârr ara- sındaki maç, Sehmelingin müracaatı üzerine 9 ağustostan 30 ağustosla 1 ey- Jül arasındaki tarihlerden birine ta- ik edilmiştir. Bu karşılaşma Londra- da White City stadında yapılacaktır. Londra 6 (A.A.) — Sehmeling-Farr karşılaşmasında ihtilâf çıkmıştır. Daliy Mail gazetesinin yazdığına göre, bu ih- ti dünya şampiyonluğu için yapı- lacak olan bu Karşılaşmada, İngilte- re ağı piyonu Farr'ın 7500 rası almak teklifi sebep olmuş- eling kendisinden yüksek te- takdirde, Farr, maçı Kabul söylemiştir. Otomobil yarışları Ner-York 6 (A.A.) — Wandebil ku- pesı için cumartesi günü yapılması mu- karrer olan otomobil yarışı öğleden sonra yapılacaktır. Geçen cumartesi günü Start yerin- de 30 yarış otomobili harekete mühey- ya iken, sağnak halinde başlıyan yağ- mur yarışın tehirini i icap ettirmiştir. Federasyon itirazları reddetti Doğarsportu Nurullah hakkında ni- | na genci merkezce karar ve- rilerek işin federasyona havale edtiği- ğini yazmıştık. Federasyon lisanslı © yunculara İlirar kabul edilmiyeceği hakkmdeaki kararı ve milli küme pr anlarının âltüst olacağını, eğer ilk fti- raz reddedilmese idi Doğansporun da oynayamıyacağını göz önünde tut& rak klöplerin itirazım reddetmiştir. Bu haftanın hakemleri Bu hafta oynanacak Güneş - Fener- bahçe ve Galataasray-Beşiktaş hakem- lerini tesbit etmek üzere dört klüp we mitesi toplanacaktır. Ja bir gence zorla atletizm yaptırmalı demek isbediğimiz anlaşılmasın... Bu şe bu kadar emek vermiş ve kıymetini bilfiil isbat etmiş bu gibi gençlerin. bir- denbire pistten yok oluvermesine lâ kayıd kalımıyalım demiyoruz. Genç idareci arkadaşlara öğretmi- yör, fakat hatırlatıyoruz; madem ki, Balkan oyunlarına her sene giriyoruz, bu sene de iki ay sonra elimizde forme girmiş bir milli takımın bulunması lâ» zımdır. 'Taksim stadındaki faaliyeti görelim dedik. Arpacı kumrusu gibi düşünen tanınmış iki mukavemetçimiz ile bir- kaç mübtediden başka kimseye tesa- düf edemdeik. Sarduğumuz. vakit an- trenmanlara devam edenlerin bu aded- leri geçmediğini söylediler. Fenerbahçe stadına bir antrenman günü gittik; çoğu müptedi olan birçok atlet gör- dük ve sevindik. Fakat gene aklımıza iki ay sunra hazır bulunması lâzm gelen mill takım geldi ve bu küçükle- re henüz böyle vazifeler vermek biraz gafilik olur dedik. Tekrar söylüyoruz; artık bu atalet devresinden kurtulmak için biraz sil. kinelim; bir atletin büyük fule atmak çarelerini düşünmesi gibi bizde büyük adım atmağa bakalım, Ne 17 nisanda çalışılmadan yapılan müsabakalar, ne de futbol maçlarından evvel alelâcele Bu içtimada son hâdiseler dolayısi- le bazı kararlar verilmesi de muhte- meldir. Ankaradaki ihtilâf Ankarada bazı istlalar karşısında kalınacağı ve bu meyanda bölge baş“ kanlığına Anadolu ajansı umum mü- | dürü Muvaffak veya Nasuhi Baydarın | i söylenmektedir. Maamafih ma birkaç organizasyon yapmak güç ise bunların birer (minyatür)ünü şehri- mizleki klüpler arasında yapalım, yâ“ ni puan hesabına dayanan hakiki at letizm müsabakaları görelim. Ancak bu şekilde atletizmde biraz rekabet olur gannediyoruz. Bütün bünlar içini de ba” si£ ve seri birkaç hazırlık lâzımdır. Şe- hirde iki pist vardı; bugün bunların ancak şekilleri mevcud: Taksim sta- dında bugün bir pist bulunduğu iddia edebilecek gafilin karşısmda insan gül memek için kendini zor tutar. Kadı. köy stadında İse hiç bir atlet bir eşof. man turunu bile canı yanmadan dö- hemez. Toprak o kadar kendi haline bı- rakılmış ve binmetice kuru ve sert kak ronştır. Bunları görmek insanın bütün ümid- lerini kırıyor. Bari Ankaradaki, İzmir. 4por çerezi gibi yapılan yarışlar istediği” miz milif takıma eleman yetiştirecek kadar faidelt olamaz. Ankaradaki 19 mayıs müsabakaları gibi İstanbulda deki ve diğer vilâyetlerdeki atletler yü- zümüzü güldürse diye dua etmekten başka bir çare bulamıyoruz. Eski bir atlet | simlerine bakmağaı müsaade etti Ben Amerikada azılı bir katil yakalandı Bir cinayeti gizlemek için daha iki kişiyi üç ay evvel New Yorkta lenmiş, artistler nez- zifesini gören Vero- bir kız le ermesi. ve kira olan bir genç, aprtımanla- rında feci bir surette öldürülmüş ola» rak bulunmuşlardı. Bu müthiş cina- et nerika zabıtasını hummali bir sevketmiş, cinayeti le genç kızın babası v bir çok kimseler tevkif edilmi Fakat bunlar, masumiyetlerini ettiklerinden serbes bırakılmışlardı. Bundan sonra bütün şüpheler, oturmuş, genç kızı sevmiş İrvin namında bir heykeltrasın üzerinde toplanmıştı, E her yerde ta izi bu- ığı için bu cinayeti işledik- ten sonra kendisini nehire ve denize atarak canına kıydığı zannedilmişti. Heykeltraş İrvin bir çok defalar cin- net âsârı göstermiş ve tmarhaneyo girip çıkmıştı. Nev Yorktan Paris Solr gazetesine bildirildiğine göre, intihar ettiği zan edilen heykeltraş İrvin Şikagoda sak- Jandığı otelde yakayı ele vermiştir. Kalili yakalatan genç kız, Şikagoda : Staller otelinde oda hizmetcisidir. Genç kız otelinin altındaki pastacı ii beyan Hanriyete otel- | Bundan feci bir cinayet dinde manken v mika namında bahsederek demiştir ki: — Dokuz haftadanberi ötelimizde sevimli, fakat gerip tabiatlı bir genç oturuyor. Adı Robert Murraydır. Ote- Ie < bastığı gündenberi odasından. dışarı çıkmamıştır. Bu hal tuhafıma gidiyor. Dün benimle konuşurken portremi yapmağı teklif etti. Ben de kabul ettim, Çünkü otel arkadaşları- mın da portrelerini yapmış Ye çok waffak olmuştur. Garip müşteri- mizin karşısına oturdum. Eline siyah kalemi aldı ve portremi çizmeğe baş- ladı, Bana da Resimli bir mecmua ve- terek sahifelerini çevirmeğe ve re- bu sahifelere bakarken, içinde bulu- nan bir klişenin genç ressama çok benzediğini gördüm. Küişenin altın- | daki yazıya göz gezdirdim: Manhattan cinayeti fajli Robert İrvin. Resmin | altındaki bu yazıyı okuyunca, korku- dan ürperdim. Fakat genç ressama bu korkumu! sezdirmedim. Bir mec- | muadaki fotorafa, bir de karşımdaki ressama bakıyordum. İkisi de ayni adam idi. z Artık karşındaki adamın İrvin ol- duğuna kanaat getirdikten sonra, önümdeki masaya kollarımı dayaya- rak sordum; — Robert İreinden bahsedildiğini hiç işittiniz mi? Geç ressamın vücudu, hafif bir frperme ile sarıldı, sonr soğukkan- Lhıkla cevab verdi: — Asla... Ressam, Benim bu suzlimden sonra ortadan kayboldu ve bir daha görün- medi, Genç kızın bu müşahadeleri derhal Şikogo zabıtasına bildirildi. En ma- hir polis hafiyeleri kendisini aramağa koyuldukları gibi oteldeki odasmda dn araştırma yaptılar. Odadan İrvi- nin cinayetten evvel giydiği bir çift ayakkabı ve Manfinttan çinayeti taf- silâtını yazan gazete parçaları bu- Tundu. Artık şüphe yoktu, katil İrvi- nin izleri bulurmuştu. Polis hefiyeleri Kendisini arıya arıya nihayet izini keştetmişler ve ya- kalamıştardır. Katil soğukkanfılıkla cinayeti itiraf etmiş ve demiştir ki: — Veronikanın Kız kardeşi Etel öldürmek istiyordum. Çünkü dünya- da benim en çok sevdiğim bir kadın- dı. Kendisini hem seviyor, hemde nefret ediyordum. Apartımana girdi- güm zaman içinde kimse yoktu, Ev- yel& genç kizin annesi geldi, kendisi Ne uzun uzadıya konuştum ve vakıf geçirmek için krokisini çizdim. Ben, genç kızı bekliyordum, Annesi, benim yanımda beklemekten usandığı ci- hetle çıkıp gitmemi rica etti, Gitmek istemedim. Aramuzda ağız kavgası «başladı, İşte o sırada ihtiyax kadını öldürmüş Maktul Veronika ve katil İrvin boğazından yakaladım. İhtiyar çır- nmdğa k nem boğazımı daha kuvetli si Yirmi dakika içinde ihtiyar kadın camsız ölarak ayokları- mun dibinde yerlere serildi. Fakat va- zifem bitmiş değildi. Ber Eteli görmek ve öldürmek fstiyordum, Üzerimde sustalı bir çakı vardı. Ö sırada apartı- mana biri girdi. Etel zannettim. Ka- ranlıkta elimi kaldırdım ve bıçağı in- dirdim, Genç kız, kanlar içinde yere yüvarlandı. Gürültüyü du- yan kiracılara Frank kızın feryadına koştu. Bu adamı olup biteni görmüştü. için Prankı da ortadarı kaldır mdı. Bir saniye bile ter, n elimdeki Dışa ağ Etel İn yerine akması, öldürdüğü- mü anladım. Kumkapı sahilleri- ni acele temizle- mek lâzımdır (Baş tarafı 5 inci sahifede) gelirilmiştir: Bir gün olsun buraya çöp dökülmediğini bilmiyoruz. Daha yaşlı bir Kumkapılı tamam- Jadız — Hangi kırk sene? İkinci Beyazıd. zamanındanberi bu sahiller hep çöp- Jüktür. Buraya gelen çöpler, Slrkeciden, Ayasofyadan, Beyazıddarı, haltâ seb- ze ve meyva hâlinden toplanan süp- rüntülerdir. Kumkapılılara sordum: — Hiç belediyeye şikâyet etmediniz mi?, Hep hir ağızdan derdlerini yandı Jar: - Şikâyet etmez olur mıyız? Burar da şu gördüğünüz evin altında deni- ze anin açık bir lâğım vardı. Geçen- lerde geldiler, lâğımın ağzmı kapadı- lar. İşte o kadar.. Fühakika Kumkapı iskelesinin ya» nında deniz kenarında eski bir ev var- dı. Bürun altından yıllardanberi de- nize dökülen lâğım şimdi görülmü- yordu. Fakat bu lâğım, muntazam bir mecraya bağlanmadığına göre, nere- ye akıyordu?. Burası belli değil. Kumkapılilara sordum: — Burada tifo var 1m?. — Yalnız şu gördüğünüz (Küçük İ deniz sokağı)nda dört, beş vaka var: Birkaç kurban da verdik: Daha ge- çenlerde Hızır ile Şamata Mustafa tifodan öldüler! Şu gördüğünüz evde de bir genç kız hâlâ tifodan yatıyor... Burada haslalanıp da hastaneye kal- dırılanlar da vardır? Bü mikrop ve pislik yuvasında da- ba fazla duramadım, birkaç resim çeki tiklen sonra ayrıldık. Kumkapı gibi şehrin içinde ve hin» lerce hemçşehrinin sığındığı bir sem- tin bu halden kurtarılması için mu- hakkak ki, ne büyük paraya, ne de büyük bir teşkilâta ihtiyaç vardır. Şehrin temizliği işile yakından alâka dar olmağa başlıyan vali ve belediye reis vekili B. Şükrünün bu semt et- rafında ehemmiyetle nazarı dikkatini celbetmek, şehrin sıhhati ftibarile va- zifedir,