b Güneş ve Challenge turnualar başladı | Bu turnuvalara kadın erkek kırk dört tenisçi girdi nin biraz yağmurlu olma- men Güneş klübü tarafın dan tertip edilen (Güneş) ve Chal- lenge) kupaları tenis tumuasına Tksaimdeki Güneş kordlarında baş» landı, Bu turnualara iyi bir rağbet gös- terilmiş ve şu tenisciler yazılmışlar- di. Güneş kupaları (tek erkek) - Se- mih, Demarki, Vasil, Hâaricun, Bo- natzo, R. Amram, Vitalis E, Silber- ger, Koçifi, Anjopulos, Rolmann, Fa- ruk, İstepan, Neşet, Nazaret, A. Bal- dini, Muamı Telyan, Ah» med Tandoğan, Ülvi, Ahmed Arir, Lefteri, Celâl Uluğ, Leram, 5S. Hilel, Vedad Cemal, Güneş kupaları (çift erkek) - Se mih ve An'opulos, İstepan ve Tel yan, Vasil ve Rolmann, Bonatap, ve İcaciyan, Nazaret ve arkadaşı çifi- leri. Güneş kupaları (tek bayan) - Ba- yan Gorodetski, Gourtelli, Mezbur- yan, Desanti, Berckemeyer, Cum- ming Black, Levy. Güneş kupaları (Muhtelit) Bayan Görodetski ve Vedad Abdi, bar yan Gourtelli ve Kris, bayan Berc- kemeyer ve Neşet, bayan Mezburyan ve Vedad Cemal, bayan Cuming ve Necmi, bayan Desanti ve Areviyan, bayan Levy ve Suad çittleri, Challenge kupaları (tek erkek) Suad, Necmi, Areviyan, Vedad Abud, Muhiddin, R. Baldini, Giras, D. Jaf Ye, Challenge kupaları (çift erkek) « Necmi ve Muhiddin, Vedad OAbud ve Neşet Kris ve Areviyan, Ciras ve arkadaşı, D. Jatfe ve R. Baldini, Su- ad ve Bambino çiftleri. 5 Dünkü maçlar Dün Güneş kupnası tek erkek maç- n on biri, Challenge kupası tek maçlarından da yalnız birisi mıştır, (o Challenge kupası maçlarının beş set Üzerine oynanması esas tutulmuştur. İlk on bir maç şu neticeleri vermiş- tir Vasil, 6-4,5-7,6-1ile Haricun'u yendikten sonra Amram'a hükmen galip gelen Bonatzo'yu da6-1,61 r'ağlüp e Silberger Vitalis'i 6-2, 7-5, Anjopu- los ta Koçifi'yi 6-1, 6-2 yenmişler ve galiplerin arasında (yapılan maçta 6-0, 6-3 ile Anjopulos lehine netice- lenmiştir. Diğer maçlarda Stepan Neş'eti 6-2, 6-4, Nazaret Küçük Baldini'yi 7-5, 6-2, Ahmed Arit Ulviyi 6-4, 6-1, Lef- teri Celâl Uluğu 6-3, 63 yenmişler, Lemm de hasmi gelmediğinden hük- men galip sayılmıştır. Baldini - Muhiddin maçı Challenge kupaları tek erkek maç- larından Baldini - Muhiddin arasın- daki karşılaşma güzel olmuş ve seyir- ciler tarafından büyük bir alâka ile takib edilmiştir. Başlangıçta, Baldininin güzel oyu- nuna mukabil, iyi vuruşları olduğunu gördüğümüz Muhiddin biraz kayıt- sız ve dikkatsiz oynamıştır. Baldini ilk seti büyük bir sikma çekmeden 6-1 ile atmıştır. İkinci sette Muhiddin daha dikkat- Mi oynadığı ve çok güzel vuruşlar Çi- kardığı görülüyordu. Baldini bu setide 6-4 ile kazanma- ğa muvaffak olmuştur. Üçüncü sette işin şekli değişti, Bal- dininin yorulmasına mukabil gittik. | çe açılan Muhiddin çok alkışlanan darbelerle üçüncü seti 6-4 kazandı. Dördüncü set herkes büyük bir dikkatle takib edildi. Çün- kü Baldini için maç tehlikeye düş müştü. Netekim Baldini de İşi anlı- yarak bütün gayretini sarfetmek su- retile bu seti ancak 6-4 aldı ve maçı kazandı. Turnuslarda pek az gördüğümüz | 'Muhlddinde tenis için büyük bir ka- biliyet gördük. Kendisi henüz genç olduğu için muntazam çalışmak, tur- nualara girmek ve girdiği müsabaka- larda her töpa ve her vuruşa âzami dikkat etmek suretile çok iyi bir te- nisçi olabilir, Meselâ dünkü maçta çok güzel ve hesaplı vuruşları yanın- | da sırf dikkatsizlik yüzünden kaybet- tiği sayılara da tesadüf ettik. Bugünkü maçlar Bugün saat dokuzdan itibaren Gü- neş ve Challenge kupaları turnunlar rına aynı kortlarda devam. edilecek- tir, S. Galip Amerika boğası Komar altın kemeri ortaya koydu Meneceri de maçtan evvel iki hasmın tıbbi muayeneleri yapılmasını istiyor Mülâyim pehlivan, bugün saat 15 da Taksim stadyomunda Cenubi 'Amerika boğası Pol Komar ile son güreşini yapıyor. Hatırlardadır ki İülâyim, ilk maçını Bursada, ikinci- sini de İzmirde yapmış, son maçta Amerika pehlivanı hakem tarafından diskalifiye edilmişti. Mülâyim, geçen gün gazetemize yaptığı beyanatla, bu maç için Ame- rikalının da şampiyonluk altın ke- merini orlaya koymasi şartile Ame- - rikadan kendisine iade edilen 500 İngiliz liralık bir çeki galip geldiği takdirde Komara ciro etmeğe hazır olduğunu söylemişti. Dün sabah Amerika boğasinın me neceri Zibisko mafbaamıza gelerek Mülâyimin bu meydan okumasına karşı dedi ki: — Mülâyimin teklifini meneceri Si fatile K r namına kabul ediyor onluk altın kemerini orta» , Bu kemer 750 dolar Bir sene evvel Cenu- ükümetieri tarafından eşçi KAŞnİZiz ve şartsız gür reşecekleri ve yekdiğerine karşı baş- ka güreşlerde memnu ve gayri ni- zami addedilen darbeleri de vurhbi- ol evvel tamussıhha ve vücutlerinde bir ârıza mevcut olup olmadığına dair resmi bir doktor tarafından muaye ne edilmelerini teklif ediyorum, Lise kampları Liselere aid kampların 5 temmuzda açılacağını yazmıştık. Kamplardan bir kısmı, bahçesi ve arayisi müsaid olan mekteb binalarında, bir kısmı da civarda açık yerlerde tesis edile- Tireli ip tarafından | Fenerbahçe - Beşiktaş Güneş - Galatasaray Milli kümenin Fenerbahçe - Be Şiktaş ve Güneş - Galatasaray maçları bugün Fenerbahçe sta- dında oynanacaktır. İlk maç saat 16da başlıyacak, Güneş - Galatasaray arasındaki Her iki maçı da, klüpler arala- rında anlaşamadıkları için Futbol federasyonunun Ankaradan gün- derdiği Kemal Halim idare ede- cektir. Bugünkü maçlar, Doğansporlu Nurullahın gayri nizami olarak oynatıldığı tahhakkuk ettiği için Fenerbahçe, Beşiktaş ve Güneş takımların kaybettikleri ikişer ar kazanmaları ihti- den daha fazla bir ehemmiyet almş bulunmaktadır. Zira bu puanları aldıktan sonra Fenerbahçe (Beşiktaşı yenecek olursa kendisine yetişilmiyecek bir şekilde şampiyonluğu sigor- talamış olacaktır. Diğer taraftan Beşiktaş da pu- an alırsa Galatasarayla aynı pus- na yükselmiş olacak ve şampi yonluk davası Fenerbahçe - Gala- tasaraydan ziyade Fenerbahçe - Galatasaray ve Fenerbahçe - Be- şiktaş davası şekline girecektir. Fenerbahçe ve Beşiktaş gibi Güneş de iki puanını kazanıncâ ikincilik meselesi de bugünkü maçların neticesine pek bağlana- caktr. İşte bu mühim noktalar dolayısiledir ki bugün sesini stadı belki de ha fazla bir seyirci kü yacaktır. Bu maçların neticelerini tah- mine gelince, Istanbulun dört tâ- kımı birbirlerine karşı hemen he- men kozlarnı oynamaktadırlar. Bunun için birşey söylemiyerek oyunlarını sahada görmeği ter- cih ediyoruz. YUNANİSTAN HABERLERİ ——— Yunanistan Grekoromen şampiyonası yapıldı Bu hafta Atinada büyük stadyom- | da Yunanistan güreş şampiyonası ya- pılmiş ve müsabakalar dört gece pro- jektörlet altında büyük bir seyirci küt» lesi tarafmdan seyredilmiştir. Ntice- ler şunlardır: 6 kilo: Biris, Ilacis 66 kilo: Mitroplos, Polihironyos "19 kilo; Kaboflis, Karvanius 82 kilo: Marko, Mazarakis 87 kilo: Stratudakis, Vahujauos Ağır: Çazdis, Velisaryos Bu müsabakalar neticesinde Etnikog, İ takımı güreşçileri 20 puanla Yunanis- tan şampiyonasını kazanmışlardır. A,E,K, İstanbula geliyor Bir Yunan gazetesine göre Atina ikincisi A. E. K. (İstanbuldan giden Rumlar birliği takımı) 20 teramuzda İstanbula gelerek Fenerbahçe, Beşik. taş ve Galatasarayla üç maç yapac: tar. ? Yunan gazetelerinin yazdığına göre bu hususta bir anlaşma yapılmış ve her hususta mutabık kalırımıştır. Yu- nan gazeteleri A. BE K.'ın İstanbulda kolay gelebeler elde edeceğini ortaya atarak «bugün Atina futbolü İstanbul. dan yüksektir, Atina takımları İstan- bulda zorluk çekmeden müç kazanır!» demektedir!., Wimbledon tenis şampiyona- sının final maçı Londra 3 (A.A.) — Wimbledon te- nis,şampiyonasının finali; Tek erkekler — Amerikalı Budge, Al man Von Cramm'a 6/3, 6/4, 6/2 gar p gemişir... | Torino futbol bol takimi Beli * da iki maç yapacak Belgrad 2 (A.A.) — Turin şehrinin Torino İtalyan futbol takımı cumar- tesi ve pazar günleri Belgrad «por İİ iaübü ie kü maş yapak. Ali Suavi vakasında Nişli Mahmud beyin hiç tereddüt elmiyerek teşeb- büste dahli olduğunu izah ile cezasını çekmeğe hazır bulunduğunu söyle- mesi, kimlerle beraber çalıştığını da haber vermesi yalnız takibattan kur- tulmasını değil, Abdülbamide hulül ile kurenadan olmasını bile intar eyle- mişti. Murad bey bunu evvelce duy- muş, şimdi bu harekette bulunurken hatırlamıştı. O «Dağistan deliliğinin. yeni bir nümunesini gösteriyordu! Ama bu hareketile Abdülhamidi şaşırtacak, siyasi programını ona kabul ettirerek memlekete hizmet edecek, muvaffak olamazsa zararı yalnız kendisi çeke- cekti! Doğrusu, bu son ihtimal pek kuvvetli idi Ahmed eddin paşa müjdeyi hünkâra arzetti. Abdülhamid Hapis- hanelerde ve menfalarda bulunan genç Türkleri tahliye ettirmeği kabul etti. Jön Türklerle Abdülhamid ara- sında mütareke kararlaştı. Murad bey şahsi olarak bir lütuf kabul etmemek üzere bir rehine gibi İstanbula gidecekti. Mizan tatil olun- du. Murad bey Fuad paşa zade Hikmet bey ve Ahmed Celâleddin paşanın ada mi Karadağlı Milo ile birlikte İstan- bula döndü. Firarilerden Hilmi bey tetebbüle- ripe devam etmek üzere Cenevrede kal- dı; Şerafeddin Mağmumi ayni mak- salla Paristen ayrılmadı. Binbaşı Çü- rüksulu Ahmed bey - paşa - Belgrada, kaymakam Şefik bey Viyanaya ata- şamiliter tayin edildiler. İstanbul ga- zeteleri cülüs yldönümü münasebeti- le mutad üzere yazdıkları af arasında İ cürümlerle mahküm olanları da zikrettiler. Trablustan kaçarak Pa- rise gelmiş olan Abdullah Cevdet ve İshak Süküti beylerin Cenevrede çi- kardıkları Osmanlı gazetesi de tatil olundu. İshak Süküti Roma, Abdul | Jah Cevdet Viyana sefaretleri mâiyet- lerine memur edildiler. Memduh paşa (Esvatı sudur) risa- lesinde bu meselede kendisinin de bir rol oynamış olduğunu beyan etmekte- dir: (Avrupaya savuşmuş olanlardan doktor İshak Süküti efendi diğer gur- bet cirkadaşlari gibi bir vasıta İle ba- na müracaat etti, Affa, atâye nailiye- İrank mâaş tahsis olunarak Roma 56- fâreti maiyetine tayinine irade çıktı. Perakende borçları verildi; memuriyo- tine gitti) (1) İ Jön Türklerle Abdülhamid arasın- da bu anlaşma iki aydan fazla sürme- di. Abdülhamid vaadini tamam tut- madı, Asker! mektepler nazırı ve Tophane müşiri Zeki paşa Tibbiye ve Harbiye mekteplerinden mevkuf bulunan ve- ya nefyedilmiş olan efendiler tekrar mekteplerine gelecek olurlarsa istifa edeceğini arzeylemesi üzerine Abdül- hamid bu gibiler hakkında vaadini aynen incaz elmeği muvafık bulma dı! Machiavel (Prens) eserinde hüküm- darların bir çok ahlâki meziyetlere malik gibi görünmeleri, fakat haki- katte kendilerinde bu meziyetlerin addı bulunması lâzımgeldiğini, hü- kümdar için iyi kalbli görünüp böyle olmamak, hele sözünü hiç tulmamak, yalan ve suiniyetin faydalı olduğu an larda verdiği vaadlerin hiç birini yeri- ne getirmemek caiz olduğunu göste- rir, Abdülhamid de şimdi işte hüküm- darlığın bu prensipine göre hareket ediyordu! Mahküm ve menfi vatan- perverler hapishanelerden, kalelerden çıkarıldılar ama İstanbula gelemiye- rek Trablusgarpte menfi gibi kaldılar. Evvelce bahsedildiği veçhile Taşkış- lada muhtelif tarihlerdenberi siyasi sebeplerle mevkuf Harbiyeli, Mühen- dishaneli, Tıbbiyeli gençlerle doktor- lardan, baytarlardan, şeyhlerden, #i- villerden mürekkep olan, aralarında asker olanların elbisesi sivile tebdil göilerek sekizer kişilik gruplarla re- simleri çekildikten sonra Kabataş is- kelesi yolile ve istimbotlarla Şeref va- Buruna bindirilen, gemide sevkiyata SARAY ve BABIÂLİNİN İÇ YÜZÜ Yazan: SÜLEYMAN KÂNİ İRTEM — Tercüme iktibas hakkımahfuzdur, Tefrika No. 910 Jön Türklerin Abdülhamidle anlaşması iki aydan fazla sürmedi memur sakallı Mehmed paşayı tahkir ettikleri gibi efendisi hünkâr âleyhin- dede ağır kelimeler kullanmaktan çekinmiyen 78 kişilik (Şeref kurban- ları) kafilesi altı günde Trablusgarbe varmış, menfiler safra atılır gibi Trab- lusgarbe çıkarılmıştı. Bunlar da Trab- Jusgarpte bırakıldılar, Trablusgarp menfilerinden Mahir Said bey bundan bir müddet sonra Avrupaya kaçtığı gibi Ahmed Fazlı bey de arkadaşı Ferid ve Yusuf Akço- ra beylerle beraber üç sene menfa ha- yatından sonra buradan savuşmağa muvaffak olmuşlardır. Yunan muharebesinde galibiyetten sonra dahilde nüfuzunun arttığını gören ve hafiyelik teşkilâtını bir kat takviye eyliyen Abdülhamid Ah- med Celâleddin paşanın Jön Türklerle kavil ve Kararlarını ihmal etmekte mahzur görmedi, Jön Türklerden de hal ve durumlarından memnun kalmıyanlar veya yeniden Avrupaya kaçanlar Abdülhamide tekrar hücu- ma başladılar. Abdullah Cevdet bey memuriyetinde üç sene kadar kaldık- tan sonra azledildi. O Almanyadan Abdülhamide fenalıklarını yüze vu- ran bir kartpostal göndermişti. Bu kartpostal kendisine isal edilince hün- kâr İstanbulda bulunan Brüksel elçi- si Karateodori efendiyi Abdullah Cev- det beyin Almanyadan çıkarılması için hususi teşebbüslerde bulunmak üzere hemen Almanyaya göndermişti. Abdullah Cevdet «hainane neşriyatta bulunmak: töbmetile İstanbulca gt yaben milebbed kalebendiiğe mah» küm edildi. Ahmed Rıza bey eski tarz- da neşriyaltına devam ediyordu. Abdülhamidin kararları unutarak vaadlerini incaz etmediğini gören Jön "Türkler de eskisi gibi muahlif neşri yat mesleğine germi verdiler. İshak Süküti Roma sefareti kâtipli- ğinden aldığı 1500 franklık tahsisatı (Osmamlı) gazetesine gönderiyordu. Tunalı Hilmi ve diğer arkadaşları da bu yolda neşriyat ile uğraşıyorlar- dı. Bu suretle ölmüş, öldürülmüş sanı- lan Jön 'Türklük yeniden hayatiyet eserleri gösteriyordu. Artık Ahmed Celâleddin paşanın teşebbüsünden Mürad beyin İstanbu- la avdetinden başka eser kalmamış, durum «eski hamam, eski tas» denile- bilecek hale gelmiş bulunuyordu! Ancak Abdülhamid Jön Türklerin muhalefetini ortadan kaldırmak için - her çareye müracaat etmekten hiç bıkmıyordu. Döahildekiler için tehdid, korkutma, işkence. ağır mahkümiyetler ve hariç» tekiler için rütbe, memuriyet, para vaadlerile ikna ve Itma, siyasi teşeb- büslerle yahut davalar ikamesile ga- zeteleri (kapatmak, bulundukları memleketlerden çıkartmak yolunda her vasıta ona mübah görünüyordu. 1899 senesi ilkteşrini içinde Abdül hamid tarafından yapılan teşebbüs- ler üzerine İsviçrede Cenevre polis idaresi Jön Türkler tarafından çıkarı- lan Osmanlı gazetesi lisanını değiştir- mezse haşirlerinin İsviçre hududun- dan dışarı atılacaklarını tebliğ eyle- mişti. Murad bey daha İstanbula dönme- den Abdülhamid ililâfa yanaşmıyan Ahmed Rıza bey hakkında tazyikleri , Fransa beşvekili Bour- geois nezdinde yaptığı teşebbüs müs- mir olmuş, Fransa kabinesince Ah- med Rıza beyin (Meşveret) gazetesi kapatılmış, kendisinin Fransa harici- ne çıkarılmasına karar verilmişti, Justice, İntransigeant, Belair, Lib- re parole, Le Sidele gibi gazeteler za» ten Abdülhamid aleyhinde pek müte- cavizane makaleler neşrediyorlardı. Bu defa Paris gazetelerinin pek ço- gu hükümetlerinin bu icraatına karşı şikâyet avazelerini yükseltiler. Kabi- neye hücumda hepsi kalem birliği et- miş gibi davrandılar. Abdülhamidin istibdadını terviçe alet olmasından dolayı kabineyi pek şiddetle tenkide koyuldular ve gürültüler kopardılar. (Arkası var) (1) İshak Süküli San Remodn vefat et- tir, Mr Ahmed Riza: La falllte morle de la politigue cecidentale en orlent, idi