Yeryüzünde garib âdetler, gülünç itikadlar JAPON TİYATROSU BAŞLI BAŞINA BiR ÂLEMDİR Tiyatronun içinde türlü türlü lokantala, çayhaneler, istirahat © salonları, mağazalar vardır, oyunlara öğleden sonra dörtte başlanır, gecenin on birinde paydos edilir. Japonyada halk artistlere âdeta tapınır, fotoğrafları elden ele dolaşır. Artisti yakından görmek, onunla konuşmak büyük bir şeref sayılır. Hattâ sanatkârla bir çayhanede beş dakika karşı kârşıya oturup konuşmak için para li Yukarıda sağda: Tokyoda Genç Kızlar operasında bir dershane » ortada: Eski wsulde kukla oynatan artistler - solda; Meşhur bir Japon artisti . aşağıda sağda: Kadın rolü yapan bir erkek ile erkek rolü yapan Japon artistleri ile Genç Kızlar operası dansözleri Çinde olduğu gibi Japonyada da Garb tarzı tiyatro sanatı görünmeğe başlamış, hâttâ bu yeni tiyatro mek- tebi Çindekinden çok ileri gitmiş ol- müâsma rağmen eski klâsik tiyatroda büsbütün ortadan kalkmış değildir. Bugün büyük Japon şehirlerinde bir yandan Görkilerin, Bemar Şov'ların tercüme eserleri yahut bu tarzda ya- #ihmüş milli piyesler, operalar ve revü- Ter oynanırken bir yandan da eski bi- çim tiyatro oyunları halkın rağbetini çekmekte devam eder. Yalnız şu fark De ki her iki tarz tiyatronun seyirci- leri başka sınıf halktır. Eski klâsik oyunlara kibarlar ve burjuva sımiı- mın zenginleri gidebiliyor, çünkü bun- Jarda yerler çok pahalı Gençlik ve balk tabakası daha ziyade yeni tiyat- Yolâra rağbet gösteriy çünkü bü- yük sermayeli kumpanyaların elinde olan bu tiyatrolarda fiatier pek ucuz- Jatılmaştır Jâpon irolârı başlı başma bir Alemdir, Kapıdan girerken elinize si- kıştırılan proyramdâ dört bes katlı olan bu binanın mufassal bir plânı bulunur. Böylece bina içindeki Japon, Çin ve Avrupa iokanlalarının, dört bes çayhanönir yerlerini kolayca bu- Tursunuz. Bunlardan başka kadınlar için altı kadar istiruhat salonu, er- Kökler için dört sigera salonu, hatır ralar satan mağazalar ve bir İki fo- toğraf evi vardır. Oyun devam ettiği müddetçe bütün bunlara ihtiyncmız olacaktır. Çünkü ekseriyetle yunla- Ta öğleden sonra dörtte, bazan saba- hin onunda baslanır ve tiyatrodan Akşamın en birinde çıkılır, Yerler pa halıdır ama v n para mukabili si- zi böylece saatlerce eğlendirirler. Se- yireiler perde larında yer, içer, Yesim çektirir, ler, d sonra tekrar y önerler. yirtilerin hiz“ ki çok zdın asık, başı- getireyim izi beklerler. Kucağındaki çocuğunu salhyan bir kadın görürlerse: #Yavrunun emzik zamani göldise şuraya buyrun» diye bebeklerile oyun seyretmiye gelen an- nelere istirahat salonlarmın yolünü | gösterirler. Çünkü bu tiyatrolara bü- yüklü küçüklü bütün aile effadının bir arada gelmesi âdettir. Binanın içinde Japon tiyatrosunun tarihçesini gösleren müzeler vardır. Burada ayni renk ve biçimde kimono lar giyinmiş memur kadınlar yaban- cıları gezdirir ve teşhir edilen tablo- ları, maskeleri ve sahne nümüneleri- ni göstererek onlara Japon tiyatrosu hakkında bir fikir verliler. O zaman görürsünüz ki Japon tiyatrosunun menşei hurafalar devriye kadar iyor ve Japon imparatorunun sülâ- Jesi gibi Japon tiyatrosu da Güneş alihesi ile başlıyor. Bir gün Güneş mış, bir mağaraya saklan- miş ve bir daha dışarı çıkmak İste mediği için ortalık karanlıklar için de kalmış, Bunun üzerine Uzume İs- mindeki güzellik alihesi, onun sak- landığı mağaranın kapısı önünde Sa- atlerce dans etmiş, nihayet Güneş alihesi bu güzel dansı seyretmek için dışarı çıkmış, böylece güneşe ve dan- sa kayuşmuşuz, Japonların No dedik- leri eski draımlarının menşei de Gü- Duş alihesine yapılan dini rakıslardı. Bugün Japon kibarlarının ve milyo- nerlerinin evlerinde arasıra No seh- neleri oynatırlar, Bu oyunlara davet edilmek, Jâponlarca büyük bir şeref sayılır. Japon tiyatroları içinde üç bin s€- yirei alabilecek kadur büyük olanlar vardı. Şimdi yalnız yan localar eski usulde hasırlıdır,. parterde garb tk yatroları gibi koltuk ve sands)veler | vardır. Yan localara gelen aileler | ayakkabılarını çıkararak buraya Öy- Je girer ve yere diz çökerek otururlar; Japon tiyatrosunun bir hususiyeti da erde oturanların başları geçen bir köprüdür. Buna giden ve p: hizasındar hanamişi diyorlar, sahneye buradan geçerek girerler. i dâ ballon ulkışlarını ha var, o da kapıdan sahneye kadar | mühim artistler | ile bilet alanlar bile vardır Tiyatro elektrikle tenvir edilmiş ol- makla beraber sahne önündeki bü- yük mumları oyun başlamadan ya- karlar. Perde yukarı doğru açılmaz, siyahlar giyinmiş perdeciler gelirler ve bu ağır perdeyi bir ucundan tutar ve omuzlarma alarak soldan sağa doğru çekip açarlar. Sahnedeki de- Korlar büyük bir itina ile hazırlanmış- fir, iki tarafta yüksek kerevetler Üze- rinde Çin tiyatrolarmda olduğu gibi Çalgıcılar oturur. Sahne henüz boş- ken bu çalgıcılar oynanacak oyunun bir hulâsasını yaparlar, bütün sal heleri Ve vakaları şarkı halinde halka Söylerler, nihayet artistler kapı tara» İındaki köprü üzerinde görünür ve | orâdan sahneye geçerler, Oyun bitin- © perdeciler sağdan sola perdeyi çe- ker ve mumları söndürürler. Böylece bazan bir veya iki perdeli yedi sekiz oyun birbiri arkasından sahneye konur, Bunların çoğu Japon tarihinden alınmış dramlardır. Eski klâsik tiyat- yoları idare eden artistler. babadan oğula geçmiş bir şöhrelin sahibidir- ler, onlara krallar gibi numara veril- miştir, Mesel& şimdi Taponyanın bü- yük bir artisti var, ismi Altıncı Kiku- gorödür, Kumpanyasını o idare eder, büyük rolleri ken kendisi oynar. Ohun oğlu sabahları üniversiteye gi- der, öğleden sonra yeni rollere hazır- Jânır, Bir gün babesinin yerine 0 ge- göcek ve Yedine Kikugoro ismi altın- toplıyacaktır. Japon artistlerinin halk nezdinde çok mühim bir yeri var, fotoğraflarını el- den ele dolaştırırlar, her tarafa resim- lerini asarlar, Bir sanatkâr yakından görmek ve onunla konuşmak, büyük (Devamı 9 uncu sahifede) Faik Sabri Duran Tetrika No. 90, “Ittihad ve Terakki,, nin son ilerinde Suikasdlar ve entrikalar Sahife 7 Yazan: Mustafa Ragıb Mahmud Şevket paşanın katillerinden Nazmi gizlice İstanbula girmiş. Hacı Hürşid bey divanı harpten çe- kildikten sonra Cevad bey o sirada dördüncü ordu kumandanlığına gön- derilecek mühim miktarda bir para- nın sevkine Hacı Hurşid beyi memur etmişti, Merkez kumandanı, hem Hacı Hur- #ld beyi himaye etmek, hem de son günlerde Enver paşanın az çok iti- madını kaybettiğini hissettiği için Cemal paşaya hoş görünmek üzere Hacı Hurşid bey vasıtasile Cemal pa- şaya hitaben ayet hürmetkârane bir mektup yazmışlı, Cevad bey bu mek- tubunda, Harbiye nezaretinden Şama gönderilen paranın sevkine Hacı Hur- şid beyin memur edildiğini, bu eski as- kerin gayet cesur fedakâr ol- duğunu, ondan bihekkin istifade edileceğinden bahsettikten sonra ken- disinin Cemal paşaya karşı derin hür- met ve sadakalini uzun uzadıya izah ediyordu. Cevad bey bu mektubu yazmakla, ihtiyaç görüldüğü zaman Cemal pa- şanın kendisini himaye etmesini te- minvetmiş olacağına kani idi. Cevad bey nasıl aldanmıştı?. İşte Umuru ecnebiye şubesi mü- dürü Tevfik bey, sulkasd, ihtilâl gibi gerek Enver paşanın doğrudan doğru- ya şahsını istihdaf eden, gerek hükü- metin aleyhinde tertip edilecek gizli hareketlere karşı koymak için İstan- bulun en salâhiyelli inzibat ve asa- yiş teşkilâtı olan Merkez kumandan- lığı ile divanı harbin tam bir âhenk dairesinde çalışması lâzım geldiğini görmüş ve bu lüzumu Enver paşaya da bildirmişti, B. Şerifin Merkez kumandanlığı muavinliğine getiril mesini ve Cevad beyin salâhiyetlerin- den bir kısmının B. Şerife verilme- sindeki bir sebep de bundan ileri ge- Byordu. 'Tevfik bey, Enver paşa larufından suikast müteşebbisleri etrafında tah- kike memur edildiği gündenberi yap- tığı tetkikat neticesinde daha bazı hakikatler elde etmişti. O, bilhassa güpeçündüz Ortaköyde otomobile atılan bir kurşunun fâilinin Merkez kumandanı tarafından meydana çi karılmaması noktası üzerinde dur- muş ve etraftan yaptığı tahkikat ne- ticesinde Cevad beyin vaziyetinin ne- zaketini kavramıyarak, bilhassa Har- biye nazırı aleyhinde Talât paşa ile arkadaşlarının gizli bir maksat takib ettiklerini düşünmüyerek Talât paşa- ya mensup bazı kimselerin tesiri al- tında kaldığını anlamıştı. Cevad bey, gerek Orteköydeki kurşun meselesi, gerek Enver paşa aleyhinde yolda bir pusu kurulduğu hakkındaki ikbar üzerine tahkikat emrini alınca, gayet samimi olarak bu işe sarılmış, ancak kendisine yardım edilir, tahkikatını kolaylaştırırlar diye çok halis İttihad- cı olduklarına kanaat getirdiği bâzı kimselere de bu swri açmış, onların yardımlarını rica etmişti Cevad bey neden değiştirilmedi İste Cevad bey bu noktada aldan- mış bulunuyordu. Çünkü bu adamlar, kalben Enver paşaya karşı son dere- Cede müğber ve Talât paşaya şiddetle taraftar oldukları için - ellerinden geldiği kudar - Cevad beyin yanlış yolda tahkikalını idare etmesini tc- min elrişler, bir İâraftan da gerek kurşun failinin, gerek pusunun izini ortadan kuldırimağa muvaffak olmu$- lardı. Tevlik beyin el alından yaptığı tahkikaltu bu neticeyi elde etmesi, Cevad beyin bü gribi işlerde ne kadar gafil avlandığını ispat etmişti, Bu- nunla beraber Cevad beyin bu mi vaffakıyetsizliğine rağmen vazifesin- den değiştirilmesinin do isabeti bir şey olmadığı bir kere daha anlaşılmış ölüyordu. Çünkü şa Cevad bey, Merkez kumandanlığından başka bir kete geçeceğini T de yeniden tertip edilmiş bir suikast le - Enver paşayı imha etmeğe tekrar teşebbüs edeceklerdi. Halbuki Cevad bey, Merkez kumundanlığında kak dıkça önlar da böyle bir şüphenin uyanmasına imkân bırakilmıyacağı gibi Enver paşanın muarızlarının Ce- vad bey üzerindeki tesir ve nüfuzları- n) da daha yakından takib etmek, ve nasıl bir veziyet aldıklarını gözönü- ne almak daha kolay mümkün ola- caktı “Tevfik bey, ilk gündenberi Cevad beyin vazifesinde ipka edilmesi ve En- ver paşanın muarızlarına gafil gözük- mesi hususundaki tedbirlerin rie ka“ Gar yerinde olduğunu bu tahkikatı yaptıktan sonra tekrar başkumun- dan vekiline söyledi. Enver paşa da bu eski arkadaşının mütaleasına işti- ruk etti, Mahmud Şevket paşanın katille- rinden Nazmi gizlice İstanbula girmiş. Yeni Merkez kumandan > muavini B. Şerif, yeni vazifesinin ehemmiyeti nisbetinde emniyet ve inzibat teşkilâ- tını takviye etmeğe ve yeni bir hâdi- seye meydan vermiyecek tedbirleri ak mağa çalışırken, diğer taraftan Tey- fik beyde Cevad beyin meydana çıka- ramadiği suikast teşebbüsleri etrafın- daki izleri bulmağa ve gayrin relte teşkil ettiği bir istihoarat teşki- lâtile bu meselelerin içyüzüne nüfuz etmeğe çalışıyordu, Ancak B. Tevfi- gin böyle bir işle meşgul olduğundan Harbiye nezareti erkânından çoğu, hatti Merkez kunlandanı Cevad bey de haberdar değildi. B. Şerifle Tevfik bey. ayni gaye eti» fında çalıştıkları sırada bugünlerde Merkez kumandanlığına yapılan mü- him bir ihbar, evvelki iki teşebbüsten daha mühim bir vaziyet karşısında bulunulduğunu gösterdi. Fakat'bu ihbar, bu sefer yalnız Enver pasanın hayatı aleyhinde tertib edilmiş bir süikest değildi; Bütün «İttihad ve Terakkiş ricalini imha eden bir şebe- kenin İstanbulda faaliyete geçtiği bil diriliyordu. Yapılan ihbarın mahiyeti şöyle iâk Mahmud Şevket paşanın katile- rinden iken o zaman tutulamıyarak memleket haritine kaçan Nazmi, he- nüz daha anlaşılınıyan bir vasıta ile gizlice İstanbula girmiş, Şehzadeba- şında birüderi B, Kenanın evine iltica etmiştir. Nazmi, evin merdiveni aktın- da bir tünel kaznuş, buraya silâh, bomba ve sâir cephane osaklamıştır. Geceleri ortalıktan el ayak kesildik- ten sonra evden gizlice çıkıp gidiyor, bir müddet hariçte kaldıktan sonra tekrar eve dönüyor ve gündürzleri'hiç bir tarafa çıkmıyor. Nazminin kardeşi mavuf bir şahıs değildi. Meşrutiyet- ten evvel sarayâ bulunmuş ve 31 mart hâdisesi üzerine tevkif edilip İs- tanbuldan sürüldükten sonra bilâha- re umumi aftan islifsde ederek İs- tanbula dönmüştü, Maamafih o ti rihtenbevi şüpheli bir vaziyette görül. mediğinden hükümetçe tarassuda, takibe ihtiyaç gösteren o kimselerden madud değildi. Nazmiyi evinde basmıya karar verdiler .. Nazminin, kerdeşinin evinde tünel kazılarak buraya silâh ve bomba dol- durması ve geceleri de esrarengiz bir surette evden çikip gitmesi Istanbula intikam almak, hükümet ricalini im- ha etmek üzere yeni bir teşkilâla mens sup olduğunu güsteriyordu. Hâdise mühimdi, ihbarn şekline güre bu, yalnız Enver paşa aleyhinde tertib edilmis bir sulkasi teşebbüsü değildi. Binnenaleyh hâdise karşısın- da polisle de birlikte çalışmak lâzım- dı. B. Şerif, Merkez kumandanlığına yapılan bu ihbar üzerine derhal En- ver paşayı haberdar etti ve almncak tedbi etrafında Harbiye nazırm- dan talimat istedi, Enver paşa keyfi- yetten hemen polise malüâmat veri)- meşini ve polis teşkilâlile birleşerek Nuzımi ile arkadaşlarının yakalanma» sını emrelii, (Arkası var), nd ik danik