j © hiç; hem de böyle güzel çiçeklerle “ hakkı var, He mde öyle bir hak ki “da değil. Meryeme minimini dilini © tediğimi yaparım. Hem de bu çocuk- Perihanın güzel çiçeklerle dolu bir | bahçesi var, fakat Perihan bir gün kendi kendine düşünüyor: — Benim gibi on yaşlarında bir kı- zın kendine mahsus bâhçesi olur mu Colu bir bahçet | Az kalsın unutuyordu. Bahçe Pe- Tihahın değil, babasının, fakat baba- | #inım olan bir şeyde Perihanm da Perihan bu güzel bahçede istediği gibi oynuyor, ve güzel çiçekleri canı sıkıldıkça yoluveriyor. « » Bir gün mutfak penceresinden dı- şarı bakan ahçı Meryem.birde ne görsün, bahçenin içinde bir resmi ge- çid. Perihan mahallenin kızlarını ar- kasına takmış etrafta fır dönüyor. En önde Perihan, arkade kasabın kız- ları Ayşe ile Hatice, onların arkasın- | da imamın yassı burunlu kızı Fatma ve arkada bakkalın : peynir kokan oğlu Ahmed sağ; sol! diye bağırıyor. Ahmedin elinde boş bir konserve kutusu, arasıra Perihan elile işaret ettikçe kutuyu davul gibi çalıyor, Meryem: — Küçük bayan, bahçeyi âltüst ede- ceksiniz ayol! diye bağırıyor. Fakat küçük bayan hiç te oralar- çıkarıp gözlerini açıyor: ! — Babam bahçeyi bana verdi, İs- Ier sokokta toz toprak içinde oynıya- caklarına burada çiçekler arasında | oynasalar daha iyi olmaz mı? Meryem: — Fakat annen seni” bi baldırı çıp- laklarla görürse ne der? Boyama Boş vaktiniz olunca hemen elinize kalemi alıp Çocuk dünyası sahifesini açınız. Size bir dakikalık boş vakti hoş geçirtecek şey bulursunuz. Noktalı yerleri siyahlatınız. Baka- ım ne resmi meydana çıkacak? Kolaylık l Bu kadını sa- kın Çini Maçun- Tü bir kadın san- maymız. Bu ka- dın * Pörtekizii- dir ve İngilizle- rin ânasıdır, İşi- ne giderken ço- ciklarım rahat rahat taşımanın çaresini (O böyle bulmuş. İkiz kar- Geşlerin - haberi oisunl,, .Sana kuşlara dokunma demedim mi? — Hangisinin baldırı çıplan, hep- sinde çorap var, görmüyor musun? Ve yeni bir işaretle teneke davul tekrar çalınıyor, ve miniminiler rap rap rap bahçede geziyorlar. Artık öldürülen güllerin, çiynenen zambakların, koparılan menekşelerin İ haddi hesabı yok. | Küçük. Perihan bunları" topluyor | ve birer birer arkadaşlarıma dağıtıyor. | Amma Ahmedi memnun etmek ne mümkün! Onun gözleri yukarılarda! Erguvan ağacında öten kuşlardan bir türlü nazarlarını ayırmıyor. Yer- den usulcacık bir çakıl taşı kapi- yor ve ağacı siper ederek fırlatıyor, kuşlar kaçışıyorlar. Perihanın gözleri doluyor: — Ahmed! Bak gene ne yapıyorsun. Zayallıların yavruları var, ya onlara bir şey olursa bu küçükleri kim bes- ler. Ahmed: İ — Ben onları alıp evime götürür, kafese koyi Perihan: Perihanın bahçesi — İyi amma, ya birisi senin an- ne ve babana fenalık etse o zaman sana kim bakar. Ahmed utanarak başını eğiyor. Pe- rihan koşup onu elinden tutuyor. Affettim, diyor. Fakat bunun ufak bir cezasını çekeceksin: Ebe olacak- | sın. Ayşe, Fatma, Hatice hepsi evet evet! diye bağrıştılar. Perihan haydi ba- kahm çocuklar saklanncağız, dedi. Fakat Ahmed buna razi değil: — Ben saklambaç oynamam, hir- giz, polis isterim. Perih — Biz iyi çocuklarız. İçimizde hır- sız yok ki polis olsun. Nihayet Ahmed saklambaca razı oldu: S Bir, iki, üç! diye saymıya başladı. Çocuklar çil yavrusu gibi dağıldılar. Kimi güllerin arkasına, kimi sarma- şıkların içine, kimisi de havuzun ke- narına saklandılar. :Ahmed oldu mu! diye bağırdı, Ses yök. Gözlerini açtı. Etrafa bakındı. Fakat bu arada çakıl taşları sert adımlar altımda ötmiye başladı. Ağacın arkasından Ayşenin yassı burnu göründü. Yavaşça: — Perihanın babası geliyor galiba! diye fısıldadı. Fatma da saklandığı yerden çıktı. — Bay Bedri! dedi. Hep birden ka- çıştılar. Fakat babasının geldiğini gö- ven Porihan havuzun kenarından $i- vışmal: isterken ayağı kayarak içine düştü. Bay Bedri kızı üzülmesin diye on- larm yaptığı yarargazlıkları da af- fetti. Yol ATLAMA Kırılan bir spor 5 rekorunun — Sâ- yılması için bey- ) nelmilel federas- 2 N yonların o reko- ru tasdik etme- leri lâzımdır, Bu da doğrudur, çünkü herhangi bir at- let çıkar ve: «Bon dört buçuk metre yüksek atlarım!» der, Ancak bazı müstesna vakalar var ki, federasyonlardan geçmiyor. Me- selâ, Alp dağlarının bir köyünde bir genç varmış ki, dört buçuk metre de- ğli ama, iki buçuk metre yüksek at- İıyormuş. O civarda kendisine deli dedikleri Için de bu sporcuya kimse ehömmiyet vermiyormuş... SİNCAP Sincap orman- larda yaşıyan gü- zel, munis bir hayvandır. Bu hayvan çok mu- nistir ama, ayni ; zamanda da ür- kek ve korkaktır. Onu yakalamak için çok usta olmak lâzımdır. Bir kere de yakalanıp irsans alıştı mıydı sincap beslemenin tadına do- yulmaz. Meselâ bir sincabınız var, size alışmış, bir ormana giri MUZ. | Sincâbiniz, siz bir metre yol yürüyün ciye kadâr on metre yol yürür. Siz on metre yol yürüyünciye kadar o yüz metre yürür, ağaçlara tırmanıp iner ve gene yanınıza gelir. ODUNLAR Karaorman ve Voj dağlarında, odunlar o nehir yolile — sallarda taşınır. Nehrin akıntısı az olan kısımlarda o ne- hirlere mahsus sallar yapılır ve kü- tükler yüklenip yerlerine götüzülür, Akıntının fazla olduğu yerlerde ise, kütükler suya atılır ve cereyana ka- pılıp kendiliklerinden nehrin öbür ucuna kadar sürüklenirler, TORPİLLER Harp gemile- rinin attıkları bir torpil kaç paraya mal olur bilir misiniz? 100,000 franga. Bir torpilin sür- ati de saatte 50 - 75 kilometredir. Bir oyun Geniş bir sa- londa veya üstü kapalı bir yerde oynanır, Oynı- yanlar altışar al- tışar sıralanırlar, Her sıranın ba- biraz faşı- Ja ile, arka arkaya iki değirmi çizer- er ve her değirminin ortasına üç işa- reti koyarlar. Her işaretin üstüne de baston, mendil, taş gibi muhtelif şey- ler koyarlar. İşaret verilir ve her sıra- nın başındaki oyuncu sıra ile bir de- ğirmiden br eşya alıp öbür değer- miye koyar. Eşyaları bir yetden di- ğer yere taşıyıp götürenler kazanır, Alâmet Köylü kadın ziyaretçiye: — Kocam şimdi ahıra girdi, gidiniz, onu derhal tanırsınız, başında şapka Gi 10 Nisan 1937 I KELEBEKLER İ Bizim memle- | Kette ağlarla ke- lebek Oavlamak henüz taammüm etmedi. Bilhas- sa Fransada, ke- lebek avı çok re- vaçtadır. Yalniz çocuklar değil, bü- yükler, hattâ ihtiyarlar bile, ellerin- de ağlar, sırtlarında küçük teneke kutular kelebek avına çıkarlar ve yakaladıkları kelebekleri kutuya ko- yarlar, sonra bu kelebekleri çiçek gi- bi defterlere yapıştırırlar, kolleksiyon yaparlar. Bir kelebek aramak için elli kilo- metre yol yürüyen kelebek meraklı- ları vardır. ELEKTRİK Avustralyada elektrik cereya- nı İle işliyen bir tren yapıldı. Fa- kat bu tren köy- lülerin hiç te hoşlarına gitme- di, Çünkü cereyan demir yollarından geçiyor ve mütemadiyen köylünün hayvanlarını öldürüyor. Nihayet o hükümet, hattın iki bo- yunca duvar çekrneğe karar verdi, TEHLİKE Oyuncakların bazıların otehli- kelidir. e Geçen- lerde İngilterede de bir trende bir sellüloid o banyo yüzünden yan- gın çıktı, Bir çocuğun elinde. küçücük bir sellüloid banyo ile minicik bir bebek var, Vagonda biri de pipo içiyor, Pipo- dan bir kıvılcım sıçrıyor, banyo aley alıyor, ateş vagonun döşemelerine sirayet ediyor... Bereket versin der- hal imdad işareti çekip treni durdu- ruyorlar, ateşi söndürüyorlar, YELKEN Yelken keyif li şeydir. Marsil- yalı on sekiz ya- şında bir genç, NE elile bir yelkenli yaptı. Bu gemi on sekiz metre uzurıluğundadır, Genç tam bir sene çalıştı. Şimdi kendi elile yaptığı yel- kenlide gszip duruyor. Körebe 40-50 metre . uzunluğunda bir 38 - yere, ; fasilalarla, z kutu, saksı falan“ S.Ğ Sİ li. gibi şeyler konacak, İki kişi gözleri- nizi bağlıyacaksınız. Biriniz de gözü bağlananın kollarını bağlıyacak ve iplerin ucundan tutup onun bu eşya- ların arasından geçmesine yardım iz, Eşyaları devirmeden bir uçtan bir .uca geçebilenler oyunu kazanir, Eğlence Bu şekli görüyor- suruz ya. Elinize ka- lemi almız ve hiç İN kaldırmadan ve bir N üstünden bir daha göçmeden bu şekli çiziniz, 1ONİSAN İİ CUMARTE 7 Harfli bir hayvanım 1, 4,3, 2 im dhayate 6, Tim «yama 1, 5 im ehinçe dır. ... Bilmecemizi doğru halledenlerden birinciye: Çalar saat, İkinciye: Mürek- kebli kalem, Üçüncüye: Perger takımı, Ayrıca 200 kariimize muhtelif hediye- ler verilecektir,