Sung imparatorluğu yıkılmadan önce, son Sung imparatoru Pekin halkı için şöyle bir hüküm de vermiş” & > «Sung İmparatorluğu günün birinde yıkılacak olursa, bu yılılmada âmil olarak Fe kinlileri de itham edecektir. Çünkü Pekin halkı, enselerine müfhiş bir yumruk gibi inen Moğol idaresini Sung impars torluğuna tercih ettiler. ken di soylarını unutup Moğol 1 kına kucak açtılar.» : bu ina“ ibuki Sung imparatoru Hap haksızdı. Pekin paJkonm ir rolü yoktu nda hiç bir rolü yo! mi Kubilây han payitahtı mazi © pekine makletmeğe büyük bir ordu ie bütün Pekin ” Pekinliler istese de . bilây han payitahlı Pekine nakletmiş erlesmiş bul un uyordu. “Kubaây sahibi bir Bü“ Kubilây gibi irade : kümdara hangi Pekinli karşı gele$ Yirdi? Ve bu karşı glemenin Çirliler? neye mal olacağımı Çinde anlanmıyan bir ferd var mıydı? k İşte son Sung prensi de bu suretle telef edilerek isyan bastırıldıktan 801- ra, Ergun, nalb imparatoriçeye şöyle bir teklifte bulundu: — Bir iki güne kadar hakanın av- dan dönmesi memuld Kendisini «büyük harp dönüşü» törenile karşi- yalım, Bunun sebebini sorduğu 75- man, hakana siz cevap verir ve Sung isyanının üç gün içinde nasıl basti- nldığım anlatırsınız! Hakanın bun- dan çok memmun olacağını sarıyo- Tum Tiyen-Po bu teklifi reddetmedi. Ve- xirlere, ve saray muhafızlarma emir verdi İmparator avdan dönerken kendi- sine «harp dönüşü töreni; yapılma- #ma karar verildi. Ve hemen o gün hazırlıklara baş- Yandi ... Romalı rahibin endişesi... Prenses Salina, rahip Eroeni çok endişeli gördü: i — Rahatsız mısın sinyor ç — Hayır. Fakat ruhen muztaribim. — İçimde bir ölüm usu var. ktu, Bu- Dün böyle bir korku yok! et, bugün yeni bir şey duy- dum. Yerlilerden biri bana dedi ki: «İmparator her avdan dönüşünde memlekette bir ecnebinin başı kopa- rılır. Yahut başına bir kaza gelir, ölür. Ve onun cesedini (imparatorun av kurbanı) diye sokak sokak dolaş- tırdıktan sonra vahşi hayvanları ağzına atarlar!» İşte endişem budi Bundan sana ne, r? Sen ve kunç bir iktimali düşünmekten daha gülünç ne olabilir?! Ben hiç gülünç bulmuyorum, Salina! Moğollar çok yaman adam- lar. Bizi buradu kendileri için tehli- keli görüyorlar, Korkarım ki, impa- ratorun dönüşünde, heyecan ve te- iş arasında başımıza bir kaza gel mesin. — Böyle bir ihtimal varsa, bu teh- like benin başıma da gelebilir. Çün- kü ben de bir yabancıyım. VE <i nın sana teveccühü var. iin bile dokunamazlar Ör- neği meydanda... — Hangi örnekten bahsediyorsun? — İmparatoriçe TiyenFonun da- iresine gittim. orada şerbet içtin. 18- kat, gene yaşıyorsun! i Balina hayretini gizliyemedi: fi — Tiyen-Fo çok nazik, OL OE sana fevkalâde iltifat etti. Ca- ai sürü şerbeti o bana kendi elile uzattı. Ondan ceğim y Rahip du; toriçenin dairesine gir yabanci nca di bal esr: Halbi i j imparaleriçenin bile sana karş fens bir düşüncesi yok. Varsa da imp tordan çekindiği için şey yapamı- Fakat, ben bir erkeğim. Benim — tehlikelidir. imparator tutuyor. Onun adama kim el uzata- bilir. Bizgat kendisi. — tor mu? -— Evet. Ben ondan korkuyorum. -- Bu endişeniz hiç yerinde değil, Kroen! İmparatorun misafirlerine karşı böyle bir kazarı olduğunu um- muyorum. Siz mânasiz bir vehme ka- pılmışsınız! İmparatorun size teveo- Sühü vardır. Burada kalışınız da bu- pa bir delildir. İmparator sizden hoş- Janmasaydı, sarayda “alıkomazdı. Ba- Kusus ki o, son günlerde hıristiyan- lığa da samimi bir temayül pr. mektedir. ... Caddeler, insan almıyordu. —— Hakan geliyor... > Sesleri yükseldikçe herkesin neşesi artıyor, Kubilâyı görmek için kak- ları taşıran insan kümeleri biribirini ğniyordu. bilyan ihtiyar zevcesi Göl bakanın her av dönüşünde kendisine bir hediye vermesi Moğol ananesiydi. İmparatoriçe Gökçin o gün hakana kırmızı bir şal hazırlamıştı. Bu şal al- tın saplı bir mızyağın ucuna takılıp hilvan eline verilecek, hakan ww ıp içeriye girerken bu a ejile mizrağın ucundan çe- Bip AM bakar a hediye hazır ladı- gını gören diğer Üç Şapel “ ayn ayrı birer armağan ve — âdeti, Fakat, bunlar İmes aş lenen verilmez, hakan dairesine GeS dkten sonra kendileri tarafından su rdu. Ne ai hatun o gün hakana — disinin en çok sevdiği bİr yanığı takdim edecekti. Bu papağana Moğoi İ dilinden yüze yalım kelime öğreti işti. A : Kubilây avdan dönüyor üzerindeki tahterevanda çok neşeliydi. hake- sadır ilk bakış- nın yanında Ergun bah > ta sne çarpıyordu Ergun bakanı | saatlik yoldan karşılamış, İs- m m iâmalı herkesten kındaki mai lm ve hakanın ıtifatına mazhar olmuştu. On bin kişilik ren hakan, kendisin! dönüşü» törenile kar Fillerin i yentileri Jamasından pek 4 Gökçinin hediyesini gördü. Mı Sağı Mili kirmizi şak elile xaği çekip beline taktı. Kapının eşiğini girdi Kubilây yaban ği | almazdı. Bu, yi - bir âdetti kurum dağlarında zevcelerin- yanındaki geyik hastalanmış ve den tir hirdee eyle bir ses duy- Cengiz muştu: kuruma gönder ve atlıyarak içeriye öküzü avnda on Hakan ava gider- Cen- ve oğulları bu hâdise- giderken yanına Zev- jerini bile almaz- büyük babası gibi > va dönüşünde den sonra ava celerini değil, Jardı, Kubüây ayrı konuşur, sorar ve imparato- av hediyesi getirirdi. ler de dört av eti ge- yevcelerine riçelerine birer Kubilây bu sefi tirmiş, bunları ayrı ayri veri İs KM dairesine geçi” pe *- ra ile ilkönce Gökçini, sonra Canım hatunu, Karakurunlu prens*si ve sonra da en genç kansı olan Tiyen- Foyu kabul etmiş, onlarla beşer, onar dakikn görüşmüştü İ ral çelerin n Tiyen- yanında fazlaca kalmıştı. © Bunun sebebi malümdu, Tiyen-Fo Ayın yokluğu Söz Sung isyanına gelince, Tiyen- | “Arkası var) İ Viy İ kepek 7, mesir 30, | kadar, İ paraya kadar, 7 Nisan 937 Çarşamba İstanbul: Öğle ş Plâkla Türk musikisi, 12,50 Havadis, 13,05 Muhtelif plâk neşriyatı, 14,00 neşriyatı — 12,30 öm. Akşam neşriyatı — 1830 Plâkla dans musukisi, 19,30 Mandolin orkes- trası, 20,00 Nezihe ve arkadaşları ta- rafından Türk musikisi ve halk şarkı- ları, 2030 Ömer Rıza tarafından arapça söylev, 2045 Bimen Şen ve arkadaşları tarafından Türk musiki- si ve halk şarkıları, saat ayarı, 21,15 Orkestra, 22,15 Ajans ve borsa ha- berleri ve ertesi günün programı, 22,30 Piâkla sololar, opera ve operet parçaları. 23,00 Son Ecnebi istasyonların bu akşamki en Müntehap Programı Roma (420,8) saat 22 «Nerones ope lanoda Skala Prag (470,2) 21,5 festivali, Nis (2532) 2130 O konseri. Frankfurt (251) 22 Filar; nik orkestra Varşova (1339) 2020 Viyola ve piyano. Sottens (443) 21 lonse klonseri. Varvoşa (1339) 22 Piyano konseri (Chopin) Dans Musikisi Juan Les Pins (235) sant 23,15 - Breslav (315,8) 23,30 - Peşte (548,5) 0,10 - Marsilya (400) “0,15 - Londra (kısa dalga) 18,50. 8 Nisan 937 Perşembe İstanbul — Öğle neşriyaı 12,30: Plâkla Türk musikisi, 12,50: Havadis, 13,05 Muhtelif plâk neşriyatı,! M4 Son. Akşanı neşriyatı: 18,30 Plâkla dans musikisi. 19,30 Av halıraları: Salt Se- lâhaddin Cihanoğlu tarafından, 20 Sa âi ve arkadaşları tarafından Türk mu- sikisi ve Halk şarkıları, 20,30 Ömer Riza tarafından Arabca söylev. 20,45 Safi- ye ve arkadaşları tarafından Türk mu- sikisi ve Halk şarkıları: Saat âyan. 21,15 Orkestra; 22,15 Ajans ve borsa haberleri ve ertesi günün programı. 22,30 Plâkla sololar, opera ve operet parçaları, 23 SON Ticaret ve zahire borsası 6 Nisan fiat ve muameleleri 1 — İthalât: Buğ 205, y çavdar, 45, arpa 105, beyaz peyr 1, un 19, ceviz |, fasulye 41 ton İhracat: Yapak 107, fasulye 6, iç fındık 2 ton, porsuk 149 adet. şak kilosu 6 kuruş 15 paradan 6 kuruş 25 paraya kadar, buğ | day sert kilosu 6 kuruş 7 1/2 paradan 6 kuruş 25 paraya kadar, arpa kilosu 4 kuruş 30 paradan 4 kuruş 33 paraya savdar kilosu 5 kuruştan 5 ku- Tuş 7 1/2 paraya kadar, misir beyaz kilosu 4 kuruş 35 paradan, mısır sen kilosu 4 kuruş 38 paradan 5 kuruş 9 keten tohumu kilosu 9 kuruş 10 paradan, afyon ince kilosu 550 kuruştan 600 kuruşa kadar, ceviz iç kilosu 33 kuruştan, tiftik mal kilo- su 128 kuruştan o 130 kuruşa kadar. yapak Anadol kilosu 54 kuruştan, pey nir beyaz kilosu 27 kuruş 14 paradan S0 kuruş 23 paraya kadar 3 — Telgraflar: Londra Misir Lâplata nisan tahmili 28 Şi. 1 1/2 Pe. Ki 3 Kr. 99 Londra keten tohumu Lâplata ni san tahmili tonu 13 Ster. 15 Şi Kİ. 8 Kr. 37 Sa, Anvers arpa Lehistan ni- san, mayıs tahmili 100 kilosu 140 B. Frank Ki. 5Kr. 96 8, Liverpul buğ- day mayıs tahmili 100 libresi 10 Şi. 5S 1/2Pe Ki 7Kr. 13 Sa, Şikago buğday Hartvinter mayıs tahmili bu- geli 143 1/4 sent Ki 6 Kr. 65 Sa, Vinipek buğday Manitoba mayıs tah- mili büşeli 149 3/8 sent Ki 6 Kr. 95 Sa., Hamburg iç fındık Giresun der hal tahinil 100 kilasu 162 R. Mark Ki. 82 Kr. 29 Sa,, Hamburg iç fındık Le- van derhal tahmil 100 kilom 162 R. Mark Ki, 82 Kr. 29 Sa, Akba müesseseleri Ankarada her dilden kitap, ga- Zote, mecmua ve kırtasiyeyi ucuz olarak AKBA müessenelerinde bu- labilirsiniz. Her dilde kitap, mec- mua siparişi kabul edilir. İstanbul gazeteleri için ilân kabul, abone kaydedilir. Undervodd yazı ve he- sap makinelerinin Ankara acentesi, Parker dolma kalemlerinin Ankarada Telefon: 3377. satış yeridir. dı. Fakat birdenbire Ben: Bonjur! der demez Nâzım defterden başını kaldırdı. Kalemi ha- | yada, memnun bir tavırla yüzüme ba- kıyordu. — Amana bu ne iyi şey! dedi. Beni görmek için buraya kadar geldin. Na- sl oldu böyle? Gülümseyerek yazi masasına yak- laştım. — Aklıma esti, dedim. Biliyor tutamadım, sana uğradım, Elimi tuttu, Okşadı, yüzüme bak- tı. Nâzım böyle bir tarafımı okşıyarak yüzüme bak , ben şaşırırım. Ken- dimden geçerim. Sordu! — Ne vakit istifanı veri Sen çıldırdın wi Nâzım Evlendikten sonra da seni çalış- tarır mıyım zannediyorsun Melâhat? — Başlamıyalım, kuzum. Ben ka- imden istifa etmem. Kaç sana bunu söylüyorum. — Ben de diyorum ki istifa edecek sun? de tekrar ediyorum ki isti- ga gene başla” il çaldı, O ka- dar şiğdetle ki kula; tırmalandı. Nâzım gülümseyerek yerinden kalktı Beni bekle, dedi ve direktörün odasına gitti Yalmız kalınca etrafıma bakındım. ie, dosyalarla dolu bir oda. ye Nâzımın pardösüsü asılmış. ım, pardösüyü elimle tuttum. Cıgara kokuyor, hafif bir de kolonya kokusu karışık. Ayni zamanda. düşü- nüyorum. Bu aşk ne tuhaf şey. De- mincek Nâzım İle kavga ederken şim- di ona ait bir paltoya el sürünce yu- muşadım. gitti! Fakat paltonun iç cebi neden büy- le kabarık ve katı? Merak ile elimi soktum. Yaptığım şeyin pek ayıp ol- duğunu biliyorum, Tereddüt ediyo- Tum. Ama elimi cepten çektiğim za- man bir cüzdanı da beraber çıkar- yorum. Bunda bir fevkalâdelik yok. Fakat neden onu gizlice cebime indir- diğimi sorarsanız burasi size izah edemem. Bu sırada Nâzım içeri giriyordu — Affedersin, !kigözüm, beklettim Ben kaçıyorum ar- — Beni öpmeden mi? — A! Burada olur mu hiç? — Ne kadar hasissin Melâbat! Öy- le ise acısını akşama çıkarınm! Radyoyu açtım, dünya islasyonla- nm dolaştım. Bükyeşle güzel bir Strauss vals var. Onun tatlı ahengi- ne dalarak gözlerimi kapadım. Fakat bu akşam.. Bu akşam, iş başka, Elimde Nâm- mın cüzdanı duruyor, İçinden bazı iş mektupları, Kartvizitler çıktı. Hiç ehemmiyetsiz kâğıtlar. Fakat bivden- bire yüzüme kan hücum etti, Kuca- ğında iki yışında kadar tahmin eği- Xebilecek bir çocukla bu kadın resmi ne? Başım dönmeğe başladı. Kadm pek güzel. Bu nin böyle cüzdanın içinde ehemmiyetle saklanmasının elbette bir hikmeti olacak. Zihnime türlü türlü ihtimaller geldi. Bir tane- si benim kalbimi altüst etti, Neden Nâzım şimdiye kadar bana bu kadın- dan, bu çocuktan hiç bahselmemiş- (1? İşin içinde bir se olduğu şöphe- sizdi. Bu sır ne olabilirdi? Demek Nâzım başka bir kadın seviyordu ve ondan da bir çocuğu olmuştu! Resme dikkat ettim. Filbakika, çocuk Nâzı- ma benziyordu. Nâzımın kız kardeşi, kuzini filân yoktur, Onun için, bu kadın onun ak- rabası olamaz. Etrafımda dünya yk kılıyor zannettim, Karanlıklar için- de kaldım. Hemen radyoyu sustur- dum. Tahammül edemiyordum. Güya ilkbahara evlenmeğe karar vermiştik. Aramızda böyle bir kadın ile bir çocuk olduktan sonra buna im- kân olur mu hiç? Beni bu kadar ah- Jâksız ve aldatan bir erkeği nasıl s8- vebilirim? Dünyada Nâzım da bir ya- Yancı olduktan sonra artık kime ina- ? Kararımı verdim: dım. Çok bir şey söylemiyeceğim. Bu resmi ona uzatacağım, artık biribiri- mizin olanuyacağımızı ona anlataca- Bu akşam geldiği zaman, ağlıyaca- | İm. O çocuğuna karşı vazifesini yap- an. j Ya ben? Ben ne olacağımı bil yorum. Bu darbeye nasl dayana dım? Başım: alıp nerelere gideyim? Nâzımsız hayat Ne münasız. #» İ Fakat kabil değil onunla yaşıyamam. ölürüm, daha İyi. Halbuki ilkbahar. da evlenecektik! '... Her zamanki gibi, telâş ve acele ile içeri girdi, yavrum! diyerek Üzerime koştu Ne tatlı sesi vardı. İskemleye de yanmamış olsüydım. düşecektim. B: caklarım titriyordu. Kollarımı açmış, yanıma gelmişti, Ben bir taş gibi duruyordum. “Birdenbire, merak ve endişe içinde, sordu: — Hasta misin, Melâhat? Yalan söylemesini, yapmacık yap- masını ne güzöl bitiyor! Cebinde sev- diği kadının' ve çocuğunun resmini taşırken yüzüme ne tatlı tath gülü- yor! Söylemek için #asarlamış olduğum kelimelerin * hepsini unuttum. Ken- dimden geçtim. Boğuk bir sesle hay- kırdım: d — Git buradan! İstemem seni! Git! Nâzım hayretl:r içinde yüzüme bas kıyordu. Ben bir şey söylemeden res- mi uzattım. O buna baktı. Kahkahaya başladı. O kadar gülüyordu ki nefe: yordu. Acaba çıldırdı mı? Yoksa ben mi çıldırmıştım? Nâzım bana yaklaş- tı: — Yavrum, sevgilim, Melâhatin! diye bana sarılmak istiyordu. Ben onun söylediklerini işiti temiyordum. Neden çekilip gitmiyo: du? Şimdi kimbilir bana gene ne ya” lanlar atacaktı! Fakat beni artık zor aldatır! Alık, diyordu, © benim resmim! Annemin kucağında iken çıkenimış bir resim. Kendimi Nâzımm kollarına attım. Derin bir yeis ve ıztıraptan saadetin en yüksek evresine birdenbire geçiş beni âdeta sarhoş etmişti. O dakikü- da içimde duyduğum hâzzı, rahatı dünyada hiç bir şeye feda edemem, Nâzım marıtdanıyordu: Yaptığın fena hareketin İşte ce- 2âs1! diyordu. Sevgilinin cüzdanım karıştırır ausin bir daha? İşte böyle olur sonra! i O kadar sinirleniniştim ki bivden- bire hüngür hüngür ağlamağa başla- dım. Başunı önün göğsüne dayadım. Oh, o kadar ferahladım ki. Tam bu sırada Nâzım soruyordu: İşini bırakacaksın değil mi? iç bir şey gözümde dı »rsen evlenmeyi meden hemen yarın istilanm veri rim! A Hikâyeci BORSA Istanbul 6 Nisan 1937 (AKŞAM KAPANIŞ FİATLERİ) Esham ve Tahvilât İst, dahili © 98,— fiş, B.Hamilline 10,40 Kuponsuz 1933 » Müeesis 89, istikrarı o 100,—İT.C. Merker Onitürk 1 21,47,50| Bankası (9290 » Ni 209250) Anadolu his. 23,75 » M 2075) Telefon 6,2s Mümessli | 44,30) Terkos 11,24 » NN 40,—)| Çimento 1480 » MM İttihat değir. 1r— İş Bankas: ( 10,50) Şark o» 1 Para (Çek fiatleri r 17,5,75) Prağ 620| Berlin 1,9693 o Madrit o 11,41,9$ 15,05,16| Bel, 4 ha e Cenevre ( 3,47,— ven Brüksel || 4,69,81 Pengo 3,920 Amsterdam 1,44,64! Bükreş | 107,74,20 Solya © 64,19,35İ Moskova (—( 2478 Paris 22,66,11 Londra Nev York Selâmi İzzet TİYATRO KONUŞMALARI Her kitapçıda bulunur, Fiati: 50 kuruştur.