7 Nisan 1937 Marlene Dietrichin Charles Bayer Ne birlikte çevirdiği «Allahın bahçesi? tar. Pi- filmi gösterilmeğe leri bu iki artis imde baş rolleri yapan e muvaffak olm . Mai dair olan sahneler de güzeldir. Filrnin mevzuu şudur: kii Enfiiden (Marlene m genç ve tecrübesiz bir kızdır. Hayatı” nı, hasta olan babasına bakmakla ge girmiştir. Bir gün babası ölüyor v9 genç ki yapyalmz kahıyor. Ne yapa” cağını şaşırıyor. Dünya gözüne karan” hk görünüyor. Çocukluğundan beri tanıdığı Möre Josephine adında bir ra hibeye müracaatla derdini anlatıyor. Kadın şu cevabı veriyor: — Baban sana çok para bıraktı. Dünyayı anlamak, kederini unutmak için seyahat et- İplida sakin yerleri tercih et, Meselâ Cezsire git. Cezsirin içlerinde çöl kapılarında gez. Oranın süküneti seni dinlendirir, asabını kuv- vetlendirir. Demini çok düşünmeden bu nasihar ti kabul ediyor, bir vapura atlıyarak Cezaire gidiyor. Sahildeki büyük ş€- hirlerde durmağa lüzum görmeden trene. atlıyor ve çöle doğru yola çıkr | yor. Trende garib bakışlı bir gençle kar- » Bunun süküti, esrarengiz hali çok nazarı dikkatini celbediyor. Garib bakışlı yolcu Boris Androvsky (Charles Boyer) esasen bir papastır. Manastırın çok sıkı hayatı canını sik- ağından kaçmıştır. O da, genç kız gi b, unutmak ve unutulmak için seyar tedir. Genç Tahib kıyafetini rab du : “ren son istasyon olan Beni Mora- ya gelince Domini buradaki rahiplerin başı olan Pöre Roubier'ye müracaat eğiyor, Möre Josepbinein mektubunu veriyor. Rahib genç kn iyi kabul edi yor. “ Kendisine her türlü yardın bur Tunmağâ hazır olduğunu bildiriyor. Genç k3 oteline büyük heyecan r zi görünce tehdidkâr bir vaziyet air yorlar. Fakat bu srad& trendeki ği rarengiz genç meydanâ çıkıyor, yi leri dağıtarak gen€ kızı oteline kadal götürüyor. Domini ayrılırken şü yor: sözleri söylü sesimi bik içindedirler. GENÇ ke kâhlarını kıymasını rica ediyor. Par pasda ikisini birleştiriyor. Bu hadise üzerine Boris sükün bu- Tuyor. İkisi çöle çıkıyorlar. Burada bir çadır titında göçebeler gibi yaşıyor- Jar, Bu sükün ve inziva âleminde mes- ud günler geçiriyorlar. Fakat bir gün karfılarına askeri bir müfrese dikiliyor. Müfrezenin kuman- dani Borlsi tanıyor. Ve kendisini tev- kif ediyor. Domini ve Borisin ayrılma” sı çok acıklı oluyor. Boris tekrar Ma- nastırın kemerleri altına gönderiliyor. Hıyatında ikinci büyük acıyı tadan Domini tekrar yalnız kalıyor. Fakst medeni âlem arasına, iste- miyor, Bol ışıklı çölde yalnız başına yeşamağe devam ediyor, Fülim renklidir ve içinde birçok gü- şel sahneler vardır, Sinema haberleri AEollivutun tanınmış Jönprömiye- lerinden Errol Flynn dinlenmek üzere Avrupaya gelmiştir. Şimdi Pariste bu: Tunuyor. Oradan Londraya gi Şarlo, nişanhsı Paulette Goddar- da meşhur ince bastonlarından birini hediye etmiştir. Bundan evvel ikinci karısı Lita Greye eski bir melon şap- kasını hediye etmişti, A Meşhur Fransız müzikhel ar- tsti Mari Dubas yakında filim çevir- İ meğe başlıyacaktır. # Eric von Strohelm Pariste bir filim çevirmeğe başlamıştır. 4 Marie Beli, Armand Bernard ile birlikte «Aşir kuklaları» adında bir İTalât bey, Enver paşa aleyhinde Mahmut “Tttihad ve Terakki, nin son devirlerinde Suikasdlar ve entrikalar Telrika No. 64, Yazan: Mustafa Ragıb Kâmil paşayı kandırmıştı paşa, Enver paşa | de | ekete geçmesine müsaid bulu- nan nezaret muhafız taburu kuman- Mahmud Kâmil Harbiye nazırlığına tayin edildiği 20 man Enver paşanın en yakın bir ar- kadaşı vaziyetinde görülüyordu Hat“ tâ ozaman Enver paşa nezdinde yapı” Tan teşebbüsler üzerine ordunun bazı kiymetli kumandanları sırasında Mah- mud Kâmli paşanın da tekaüde sevke- dllmesi istenmişti. Fakat, Enver pa şa o zaman bu teklifi reddetmiş bulu nuyordu. Talât beye temayül etmişti (Yakub Cemil meselesi) nden son- ra Enver paşadan yüz çeviren Mahmud Kâmil paşa, gün geçtikçe Talât beye eyletmeğe başlamıştı. Enver paşa- nm İstanbuldan uzaklaştığı sırada. Ta- Jât bey, Harbiye nazırlığı vekâletini yaptığı günlerde, müsteşar Mahmud Kâmil paşa ile aralarında derin bir dostluk temin etmişti «ittihad ve Te- rakki nin kurmaz Dahiliye nazı, En- ver psşanın kendi eleyhinde alacağı muhtemel bir tertib ve hareketten, Mahmud Kâmil paşa vasıtâsile, der- bal haberdar olmağı temin etmişti. Aynı zamanda Harbiye nezaretinde olub biten bütün işleri süratle duyacak ve kabinede müştereken verilen karar- Yera mugayır paşanın kendi başıma bir ine, daha doğrusu ihdas edeceği (emsi vaki) le- re mani olabilecek vaziyete gelecekti. Mahmud Kâmil paşanın Dahiliye nazırına karşı bu temayülü, son Za- manlarda Enver paşa tarafından gör- düğü bazı muahaze edici muamele» lerden ileri geliyordü. Bundan başka Harbiye nazırının son günlerde «ltti- had ve Terakki» ye ve crkânma karşı menfi vaziyet alması, Mahmud Kâ- mil paşayı Enver paşanın mev klinden şüpheye düşürmüştü. Harbiye nezare- ti müsteşarı, istikbalin Talât beyle &r- kadaşlarına mevud bulunduğunu ve Harb ne şekilde biterse bitsin, Enver paşanın, memleket dahilindeki mane- Yi nüfuzunu kaybettiğini düşünerek, vaziyete Talât beyin ve (Merkezi umu- mi)nin hâkim olacağını tahmin edis yordu. Harbiye nazırı, müsteşarının rakib- erine meylettiğini anlamamıştı Mahmud Kâmil paşada doğan bu kanast, sırf kendi şahsi takdirinden meydana gelmiş değildi. Talât bey, Enver paşanın İstanbuldan uzaklaş- madında Harbiye nazırı vekili sıfatile Enver paşanın makamında çalışırken. Mahmud Kâmil paşa ile bittabi daha sık temaslarda bulunuyor, bu görüş- meleri arasında da kendi mevkiinin ve nüfuzunu ehemmiyetini göstere- cek bazı telkinlerle Mahmud Kâmil paşayı kendi lehine imale ediyordu. Bundan bâşka - bulunduğu mevki itibarile - işlerin hiç de iyi gitmediğini yakından gören Harbiye nezareti mÜs- teşarı, harbin sonunu hiç beğenmiyor- du. Onun fikrine göre harb sonufıda Enver paşanın mevkiini behemehâl terkedeceği, âricak Talât beyin vazi- yetin alacağı yeni şekle Kolaylıkla is- hale ederek yeri bir Harbiye nazırı ile «İttihad ve Terakki nin mevkiini kurtaracağını zannediyordu. Mütare- kenin ilânı üzerine çıkacak karışıklığı o zaman tahmin edemiyen Mahmud Kâmil paşa - kendi hesabına - Talât beyle uyuşmağı daha faydalı görmüş- tü. Enver paşaya gelince: Kendi müs- teşarınin rakiplerine meylettiğini he- nüz anlıyamamıştı. Binaenaleyh ken- di elindeki selâhiyetlerden bir kismı- nı, bilhassa bazı askeri tayinleri Mah- mud Kâmil paşanın salâhiyetine ver- mişti. Bir taraftan Harbiye işlerinin günden güne artması, diğer taraftan baş kumandanlık vazifeleri- nin tahammül edilemiyecek dereceye gelmesi, teferrüntea ald bu gibi işlerin müsleşar tarafından doğrudan doğru- ya yapılmasını saruri kılıyor idi. Talât bey, Mahmud Kâmil paşayı korkutuyor.. Enver paşa tarafından müsteşara bu şelâhiyetin verildiğini gören Talât bey, Enver'paşanın kendi aleyhlerin- danı B. Şükrünün hareketlerini kon- trol etmeğe ve icab ettiği an, B. Şük- rüyü imha ettirmeğe muvaffak olabi leceğini gördü, Bunun için - Mahmud Kâmil paşa ile - gizlice müşavere ede rek Harbiye nazırının şahsına merbut olmıyan zabitleri B. Şükrünün mai yetine tayin ettirmek kabil olacaktı. Filhakika Telât bey, bu fikrini gayet mahrem bir şekilde Mahmud Kâmil paşaya açmış ve Enver paşanın bütün «İttihad ve Terakkiş eleyhine büyük bir dârbe hazırlamağa niyeti olduğu” nu bu darbe ile yalnız kendisile (Mer kezi umumi) nin değil, aynı zaman- da bazı askeri ricalin, bu meyanda Mahmud Kâmil paşanın da mevki ve hayatının tehlikede bulunduğunu tek kin etmişti. Talât bey buna misal olâ- rak vaktile Yakub Cemilin Enver pa- $â tarafından el altından tahrik edil- diğini, fakat iş meydana çıkar çıkmaz bu hadiseyi kendisine mal etmek iste- miyen Enver paşanın Yakub Cemil tevkif ettirerek nihayet idamına tas rafdar olduğunu uzun uzadıya anlat tıktan sonra eski yaveri B. Şükrüyü de sırf böyle bir teşebbüs için mezaret muhafız taburu kumanda yin ettiğini söyledi. Talât beyin verdiği teminata göre ün birinde - Enver p&- ıma ta» arekete geçecek, kumandası altında» ki kuvvet ile evvelâ Babıâliyi, (Merke- zi umumi) yi saracak, bütün (Merke- zl umumi) erkânını ve kabine âzasını tevkif ettikten sonra Mahmud Kâmil paşa gibi vaziyetleri Enver paşa için tamamile emniyet verici olmıyan Har biye nezareti erkânı da tevkit ve i$- kat edecekti. Müsteşar neden korkuyordu? Dahiliye hazısının çok zeki ve mem» lekette olub biten bütün gizli teşeb- büslerden haberdar olduğunu tardir eden Harbiye nezareti müsteşarı, Ta- Jât beyin bu sözlerinden büyük bir te Tâşa düştü. Mahmud Kâmil paşâ, di böyle bir tehlikeyi yakından takib etmeğe ve icab eden korunma tedbire lerini almak için çok müteyakkız bı lunmağa kendini mecbur görüyordu, Enver mizacını yakından bilen müsteşar, bâş kumandan vekili nin en mühim işlerde bile bazan hiç kimseye danışmaksızın ve kendi kafa- sında doğan şekle göre süratle ve şid- detle hareket ettiğini bir çok misal lerile gördüğünden böyle hayatına ve mevkiine taalluk eden vaziyetlerde da- ha ketum davranacağından ve gizlice verdiği bir emirle mühim bir (emri va- ki) meydana > getireceğinden .korku- yordu. Binaenaleyh Enver paşa tara- fından verilen resmi emirleri yakım- dan takib etmekle -şayed niyeti ve tas savvuru Varsa- Talât beyle arkadaşla rı aleyhinde bir harekete geçmeğe kas rar verdiğini sezmek kabil olamıya- caktı. Mahmud Kâmil paşa, Enver paşa nın böyle gizli bir teşebbüse nüfuz edebilmek için kendisine çok yakın ve emin kimselerin hareketlerini yakın- dan tarassud etmek lâzım geleceğini takdir ediyordu. Bilhassa - Talât be- yin de verdiği izahata göre - muhaba taburu kumandanı B. Şükrüyü sıkı bir kontrol altına almak lâzımdı. Çün» kü Harbiye nezareti müsteşarı, bir .se- beb ve bahane bularak Enver paşanın eski yaverini diğer bir vazife ile Istan- buldan uzaklaştırmağa muktedir ve selâhiyettar değildi. B. Şükrüyü me- selâ yeniden bir cepheye göndermek için yapacağı bir teklifle, Enver paşa» yi o kuşkulandıracağı omuhakkaktı. Müsteşar, buna cesaret edemezdi Mahmud Kâmil paşa, Talât beyin talimatı dahilinde harekete karar ver- dikten sonra öteden beri yakından ta nidığı piyade mülâzımı B. Nizamed- dini (İstiklâl muherebesinde Eski- şehirin Matlab köyündeki (o müsa- demelerde şehid olmuştur.) B. Şükrü- nün kumandası altındaki muhafız taburuna tayin etti. (Arkasi ve)