Çok acıklı bir vaziyet Eyüp orta mektebinde okuyan kız- lardan birinin babası bize bir mek- tup yazmış, bazı hallerden şikâyet ediyor. Şikâyetinin esaslı noktası şu: «Ben ayda 25 lira kazanır bir ade- amım. Dört lira ev kirası verdikten sonra kalan para ile dört nüfus geçi- niyoruz. Kızımı okutmak istediğim için orta mektebe gönderiyorum. El- işleri hocası işlenmek üzere talebesi- ne kumaş almalarını söylüyor. Hal- buki benim bütçem bunun için hattâ kırk elli kuruş sarfedebilecek vaziyet- te değlidir. Bundan dolayı kızım ağ- layor, bizde çok müteessir oluyoruz.» AKŞAM Bu muztarip okuyucumuzun mek- tubunu dikkatle okuduk ve muhte- viyatı hakkında Maarif müdürlüğü- nün şifahen nazarı dikkatini celbet- tik. Maarif omüdürlüğü,; mektupta mevzuu bahsolan şikâyetler etrafın- da tahkikat yapacaktır. .Ancak bu- zünkü ders ve terbiye sistemine göre talebenin bu gibi eşya ve İevazım te- darik etmeleri zaruridir, Fakat fakir otan aile çocuklarının bundan mah- heyetlerinin yalnız talebenin öğle yemeklerini de- YI, tahslllerine yarıyacak bu gibi ders levasımını da tedarik ettiklerini çok yerinde bir iş olur fikrindeyiz, '.. Beşiktaş belediyesini alâkadar eden iki mektup «Bir kaç sentdenberi Beşiktaş Şair Nedim caddesinde oturuyorum, Ne- dense bu cadde temizlik noktasından gök ihmal edilmiştir. Parke döşeli ol- duğu halde tasavvur edilemiyecek derecede toz vardir. İşlek bir cadde olduğu için de sıra sıva dilenciler her | sabah gelip geçeni taciz etmektedir. ler. Belediye tozları ve dilencileri bu caddeden kaldırmaktan âciz mi kak mıştır? Ahmet Zorlu ... #Mahallemizin ona lğımlarında bozukluk olması yüzünden belediye tarafından (açılmış fakat bun İeler bu açılan ana lâğımlarının kak Ortaköy Fıstıklı köşk sokağı No. 6 N.K. AKŞAM Bu iki mektupta şikâyet mevzuunu teşkil eden haller maalesef çehrimi- zin bir türlü” çaresi bulunamıyan Birinci mektubun şikâyet mevzuu caddenin pisliği, tozlu olması ve di- lehcilerin herkesi iz'ac eden halleri- dir. Cok parava ihtiyac hissettiren işleri bir terofa o birakıyoruz, fakat Beşiktaş #'bi bir semt, belediyesinin perke döreli bir enddeyi daima temiz Tutor va malik olmadığını ka» bul “mek güçtür. Ya dilenci mesele- Akşamın okuyucularına yeni bir hizmeti Dileklerinizi, şikâyetlerinizi bize bildiriniz! dan on beş yirmi gün evvel gelen smev sine ne diyelim? Bu çirkin vaziyete nihayet vermek paraya değil, belediye zabıta memurlarının faaliyet ve gay- retine bağlı bir şeydir. İkinci mektupta, sık sık şehrimizin Kömür sergisi ve sanatkârlarımız pilastik işleri için santkâr aradıkla- rını haber aldık. Bu işleri idare eden- lere baş vurduk. Adresimizi aldılar. Tahta aksamı bittikten sonra çağıra” caklarını söylediler. Şimdi görüyo- ruz ki bizi haberdar etmeden bu işi bir ecnebiye vermişler.» AKŞAM Kömür sergisi tertibatile alâkadar olan makamın esaslı bir sebep olma- dan böyle bir şey yapacağını hiç zan- netmiyoruz. İktisat vekâletinin çok İyi işlerinden biri olan bu sergilerin |' tanzimine büyük bir itina ile çalışı dığını bir kaç ay evvel Ankarada açi- lan küçük sanatlar sergisi pek bariz bir şekilde meydana koymuştu. Kö- mür sergisinin de muvaffakıyetli ol- masini temin için bir takım kararlar alınmış olabilir. Meseleyi yalnız bir cepheden dinlediğimiz için buna da- ir bir hüküm verecek mevkide deği- | liz. Bu şikâyeti elbette ulâkadar ma- kam da okuyacak ve tabil noktal na- sarmı bildirecektir! O vekit biz de fikrimizi söyleriz. Gelen mektupları sıra ile neşrediyoruz. Bu sütunu açmakta ne kadar isabet ettiğimizi, okuyucularımız arasında uyandırdığı alâkadan ve bir haftadan beri bu servisimize ge- len mektuplardan anlıyoruz. Bu iş- le meşgul olan muharririmiz, ev velce de yazdığımız gibi, gelen mektupları kuru kuruya gazete- ye dercetmekle iktifa etmiyerek bildirilen her mevzu üe ayrı ayrı meşgul olmakta, aid olduğu ma- kam nezdinde işi tedkik etmekle- dir. Muhakkak olan bir nokta: Bize bildireceğiniz esaslı ve ciddi her mesele ile alâkudar olacağız ve ne- AKŞAM'ın Çocuk dünyası tarafın- dan çocuklar için tertip edilen müsabaka tafsilâtı Bu müsabakada kazanacak 27 küçük okuyucumuza (50) lira mükâfat tevzi edilecektir AKŞAM her seviyedeki karileri için her yıl açtığı büyük müsaba- kadan başka çocuklar için de bir müsabaka tertib çimeği düşün- müştür. Müsabakanın çocuklar için faydalı olması şart olmakla beraber onları derslerinden alı- koymaması da lâzımdır. Bunun için müsabaka şekli mümkün ol- duğu kadar kolaylaştırılmıştır. Müsabaka aslındaki bilgi değeri- ni muhafaza edecek, fakat iştirak edenlerin kıymetli saatlerini lü- zumsuz yere işgal etmiyecektir. Müsabaka şu şekilde yapılacak- tar: 1 — Eer gün (AKŞAM) m (5) inci sahifesinin beşinci siltu- nunda bir hayvan resmi meşredik. Tecektir. 2 — Müsabakaya girmek isti- yen çocuklar bu resimleri kesip biriktireceklerdir. 3 — (20) tane hayvan resminin neşri bittikler sonra küçük oku- isim ve adreslerile beraber şam gazetesi ÇOCUK DÜNYASI bilmece memurluğuna) göndere- ceklerdir. 4 — Helledilmiş mektupların hangi güne kadar kabul edileceği resimlerin neşri Dittiklen sonra ayrıca ilân edilecektir. $ — Mektupların kabul müd- Z nel ve 3 ündüye beşer lira 4 kişiye © ikişer buçuk lira 10 5 kişiye ikişer lira 10 10 kişiye birer lira o 10 Yekün 50 ÇOCUKLARI... Müsabakaya ait ilk resim 20 Mart Cumartesi nüshamızda çı kacaktır. Her gün bir (AKŞAM) ahp bu resimleri saklayınız. Kızılay kongresi Tekirdağ Kızılay kongresinin kararları Tekirdağı (Akşam) — Çarşamba gü nü Tekirdağı Kınlay kongresi Halke- vinde toplandı. Kongre başkanlığına Tümgeneral Muharrem Mazlum ve sek- reterliğe B. Cevdet Cleoğlu seçildiler. Tümgeneral Muhârrem Mazlum, Kızıl ay idare heyetinin çalışmaları ve bina meselesi hakkındaki mülâhazalarını söylediler. İdare heyeti intihabı yapıla- rak başkanlığa sertabib ve albay B. Celâl Toker, ikinci başkanlığa belediye hekimi B. Asım Kulerkiliç seçildiler. Yeni yıl bütçesi Bin lifa varidat ve mas. raf olarak kabul edildi. Umumi merkeze verilecek hissenin rilmiş ve 15 kiişlik idare heyeti arasın- da iş bölümü yapılarak toplantıya ni- devam ediyor, iki köşkten ibaret.olan binanın düşen taşları ve bozuk yerle- ti tamir edilmektedir. Bu köşklere gi- den yol otomobil geçebilecek bir suret» te genişletilmiştir. Bu yola tesadüf eden köprü de tamir edilmiştir. Nafıa baş mühendisi B. Ziya Taşkend tamirata nezaret ediyor. | SARAY ve BABIÂLİNİN İÇ YÜZÜ Yazan: SÜLEYMAN KÂNİ İRTEM — Tercüme iktibas hakkımahfuzdur. Tefrika No. 848 Abdülhamidin şeyhislâm ile biraz fazla görüşmesi bütün hesabları altüst etti Lipa Rips muvsffakıyetten emin olduğu için sulkastin ikandan son ra İstanbuldan kaçmaktan hiç bah. setmiyordu. Ancak ihtiyat ta lâzımdı. Lipa Rips ile karısı temmuzun yir- misinde Fransaya gitmek üzere Rus- ya konsülatosunda pasaportları vi- ze ettirdiler. Müteveffa Samuel Fayn ile kızı Robinaya «it pasaport da gö ne o gün vize ettirilebildi. Vakadan bir gece evvel lâstikli ara- banın tahammülü tetkik edilmek üze- re demir sandığın istiab edeceği ağır- hk nisbetinde taş ile Şişlide Büyük- , dere caddesinde bir tecrübe yapıldı; bu tecrübe arabanın yüke tahammü- Yünü gösterdi. “Temmuzun yirminci perşembe gü- nü akşamı Lipa Rips Şisli araba ta- mirhanesinde o Mıgırdıç Garibyan ve demircilikten anlıyan Kirkor Varşa- mn (Jorjun) oyardımlarile 80 kilo melinit ve demir, çelik parçaları ile demir sandığı doldurdular. Sandığı arabanin ard peykesine yerleştirdiler; elektrik pilini araba içine konulan saate madeni bir tel ile bağladılar. Bu İş O akşam saat dokuzda bitti. Lipa Rips evine gitti. Edvar Jorris orada kendisini bekliyordu, Yarım saat son- ra arabacı Jorj da geldi. Jorris bu ge ce Ripsin yanında bir saat kaldı; gö- rüştüler; Rips ile Jorj da bu arada uzun, uzum ermenice konuştular. Mat- mazel Robina Fayı kendisini fedaya razı bulumuyordu. Komitece cuma gü- nü arabada yalnız onun bulunması kararlaşmıştı, Fakat Lipa Rips şimdi bunu muvafık bulmuyordu. Bu mesele biz kaç gün evvel arada müzakere ve münakaşa edilmişti; Lipa Rips Robina sulkaste takaddüm eden iki cuma günü yalnız olarak araba ile selâmlığa gitmiş olduğu için üçüncü bir defası gene böyle gitmesi şüpheyi davet — edebileceğini ileriye sürmüştü. Robinanın infilâk esnasın- da öleceği muhakkak görülüyordu. Jorris o gece Robinaya veda ederken bu vedaın ebedi olacağına kani bulu- nuvordu, Ertesi cuma sabahı bürosuna git- meden evvel Jorris tekrar Ripslere uğ- rıyarak Lipa Ripsin Robina ile birtik- te gidip gitmiyeceğin! anlamak istedi; daha Robinavı tamamile ikna ede- memiş olan Ripsten ancak: — Bakalım! Cevabını aldı. Fakat Lipa Rips «- Kabulyan niha- yet o sabah Robinayı arabada kendi- sinin de bulunmesına kandırmağa muvaffak oldu. 'Hasköylü seyis Yervant Frangül- yan da o sabah - ezani saat dörtte - Hazarosun ahırı civarında evi olan arabacı Ramazan ağaya efendisile Büyükdereye gideceklerinden, orada on beş gün kalacaklarından bahset- ti; gene ahıra yakın bir yerde olan Markar oğlu Ağyanın kahvesinde bir | kahve içerek kahveelye de köye gide- ceklerini söyledi. (Bu Yervantın va- kadan sonra Varnaya savuştuğu tah- Kikatın devamı esnasında oradan va- lidesine gönderdiği paradan anlaşıl- mıştır.) Arabacı Jorj da Büyükdere- ye gidileceğini söyliyerek seyis Yer- yant ile birlikte arabayı ahırdan çi- kardı. Lipa Rips ile Karısı o sabah ev sa- hibi madam Muradoviçe matmazel Elen Volflun (Robinanın) sıhhatince Tâstik tekerlekli arabanın seyisi Yervant Frangulyan Arabayı Jorj sürüyor, Yervant Fran- gülyün da yanında duruyordu. Maşin Enfernal O süretle hazırlanmıştı ki Abdülhamid selâmlık dönüşünde mu- tadı veçhile kendi idare ettiği fayton e camiin dış kapısından tam çıkaca- ğı anda patlıyacaktı, Tertibatı harekete getirdikten son- ra Lipa Rips ile Robinanın ve araba- cı ile seyisin arabadan uzaklaşmaları için iki dakika vakitleri olacaktı. Bun- Tar tam vaktinde hareketle kurtuldu- lar, Ancak Abdülhamid de o gün cami- in koridorunda şeyhislâm ile mutad- dan biraz fazla meşgul oluverince bomba patlarığı anda camiin avlu- sunda değil, arabaya binmek üzere henüz merdivene teveccüh etmiş mev- kide bulundu. O da bu pek küçük fakat bütün de- rin hesapları hiçe indiren sebeple kurtuluverdi! Suikastçiler Abdülhamidin sağ kal- dığını anlayınca İstanbuldan kaçmak» ta istical ettiler. Lipa Rips ile Robina ve Jorj Yıldızdan uzaklaştıktan son- ra (1) Madam Rips ile birleşerek ak- şama doğru saat altıda eve geldiler; kendilerine ait olan pek az eşyayı al- dılar. Jorj da elbise değiştirdi; yüzüne kırlaşmış bir sakal taktı; üstündeki renkli gömleğini, fanilâsını, çorapla- rını, kartvizitlerini bir tuğlaya bağlı- yarak evdeki kuyuya attı; gümüşi bir şapka ve esvap giydi; bu kıyafet. le 55 yaslarında görünüyordu. Samuel Faynin Rusya konsülatosuna vize et- tirilmiş pasaportunu kendisine mal etmiş, onun hal ve kıyafetine girmiş- “ Lipa Ripsin üç ibtiyat rovelverj var- dı. İbtiyac olursa bunları kadın, er- kek arkadaşları kullanacaktı. Madam Rips kurşun kalemile: (Üç gün sonra döneceğiz. Tavukları ev sahibine teslim ediniz.) diye bir pusla yazdı. Bu tezkere İle rovelverle- ri hartuçlu ve perakende 240 kursu- nu, birde kendilerinde mevcut altı sahte Rus pasaportunu masa üstüne bıraktılar. Dördü de evden pek acele çıktılar. görülen kat? lüzuma mebni Parise | Yemek salonunda tabak ve sair eşya- buriyetinde oldukları için | y! Karmakarışık bir halde bıraktılar, a ini bildirdiler. Evin | Evin anahtarını Jorrisin oturduğu altı aylığı peşin verilmiş olduğu için | aparlımanın kapıcısına Leslim etti bu hareket ey sahibince tabif itirazı cel-) ler. Kapıcıya Viyanaya gideceklerini betmedi. lipa Rips ve karısı ile Matmazel Elen Volt o sabah saat dokuzda evden çıktılar, Lâstikli araba Abdülhamid daha camie gelmeden talim meydanına ar- ka kapıdan girdi; parmaklığın içinde saat kulesinin karşısına gelen kapıya sekiz, on adım mesafede, Yenimahal- eden gelen yolun müntehasındaki noktada durdu. Lipa Rips le karın madam Sofi bir arabaya, matmazel Elen Volf ile ba» bası Samuel yerine geçen Jorj da di- ger bir arabaya bindiler. (Arkası var) (1) Uzaklaşmak için arabaya binme- miş olacaklardır. Çünkü tahkikat komis- yonuna hiç bir arabacı o gün Yıldızdan Beyoğluna böyle müşteriler | taşındığını ifade etmemiştir. Komiteye mensup bir Arabahın içinde Robina Fayn ile Lİpa| ermeni arabacının da kendilerini alıp Rips vardı. Robina o gün geniş ve ka- götürdüğü hakkında komisyonca mald- barık etekli beyaz elhise giymişti, | mat elde edilmemiştir.